NM “Son Posta ,, nın tefrikas nın tefrikası ; 51 Kontesin oda hizmetcisi, A. — : Cemilin kulağına doğru eğilerek usulca “Lütfen beni takip ediniz, fakat bir az çabuk Cemil: — Aman dostum:. bu, me biçim mukayese... Diyecekti. din Moranof onu kolundan çekti: — Asaletmeap, Premses Emma haz“ retle: eni arzı lazimat etmiye hazır- lanalım. Dedi. olunuz n dedi İe iktifa ediyorüm... Size gelince müuh- terem kumandan; Mişmanlarınızı bile takdir edecek derecede mertlik göster- Fakat diyemedi. Gospo-!diğiniz için dastluğunuzu kıymetii bir seref telâkki edeceğim.. müsaadeniz - den istifade ederek arastra ziyaretinize i bu tarafa doğru teşrif ediyorlar. | geleceğim. Vaziyetin fazla söze tahammülü ol- madığı için, Cemil kontesin önünde İbir daha hürmetle eğilmiş; geri çekil- Hakikaten prenses Emma; yanın -(mişti. da iri vücutlu, seyrek sakallı, elmacık kemikleri çıkık, derin bakışlı bir a damla konuşa konuşa geliyordu. Moranofla Cemilin önüne gelir gel mez, hefifçe irkilmişti. Sanki onları ilk defa görmüş iki, vakur bir tehes- sümle gülümeemişti. Moranofla Ce - mil, yerler$ kadar eğilmişlerdi. Prensea, evvelâ Moranofa elini uza- tarak: — Nasılsınız, Gospodin Moranof?.. Demişti... Ve:sonra, başını Cemile çevirerek, ilâve etmişti: — Ya, siz.. kumandan?.. Moranof, birbirini takip eden re - veranslarla prensesin iltifatına teşek - kürler ederken, Emma, zeki ve kurnaz bir hareketle çarçabuk şu talimatı ver- misti. Bu sırada, arkadan Cemilin hafifçe -İkolu çekilmişti. Cemil birdenbire ba - İşini arkasına çevirdiği zaman, kontesin oda hizmetçisi, yüğüne gülümsemiş; kulağına eğilerek: — Lütfen, beni takip ediniz. Fakat biraz çabuk. Oda uşağı, büyük bir merdivene doğru erleyen kalabalığı terkederek salonun arka kapısından fırlamış; ten- ha koridorda, âdeta koşmıya başlamış- tu, Bu koridorun sonundaki küçük bir merdivenden alt kata inmişler, kapıya yakın olan bir odanın önüne gelmişler. di... Uşak, kapıyı açmış: — Giriniz. Ve, bekleyiniz. Diye mırıldanmış.. ve sonra kapıyı tekrar çekip kapayarak Cemili orada yalnız bırakmıştı. Cemil, hiç bir şey — Birbirinizle çok uzun ve teklif -İanlamadığı bu hareketten, şaşırmıştı. sizce konuşmayınız. Muhite dikkat «| irak gezinmeye başlamıştı. diniz. Kati lüzum olmadıkça, birleş- meyiniz. Prenses bu sözleri söyler söylemez, dudaklarında gene o ciddi ve vakur te-! bessüm olduğu halde, somaki salona doğru ilerlemişti. Cemil, kendini tutamamış: — Ben, ömrümde bu kadar zeki bir mahlük görmedim. Demişti. Ve sonra, derin derin içi- ni çekerek ilâve etmişti: — Ayrılalım Gospodin Moranof. — Kalblerimiz daima beraber olmak şartile ayrılalım Cemil Bey. Ellerinin pantolonunun ceplerine soka- Bir kaç dakika sonra, yandaki kapı- lardan biri sür'atle açılmış; Kontes Ol. ga, içeri dalmış; kollarını kaldırarak Cemilin boynuna atılmıştı... Cemil, büsbütün şa: Kontes, başını Cemilin boynuna da- yamış; inleyen bir sesle: -— Unütmiyacağım.. son, aslâ unu- tamıyacağım Cemil... Sen ds söz ver. Beni unutmıyacağıma söz ver. Diye mırıldanmıştı. — Ben de unutmiyacığım, Olga.. ben de seni unutıniyacağım. Ma SON POSTA “ Son Posta , nın zabıta Yazan : Hugh Austin özak ilkeye kim? | m —— roman: 47 İngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil i Polis müfettişi düşünürken evvelâ katilin nerede kaçmış olabileceğine bir türlü akıl air imin Mİ Ve Hendriks çavuş tarafından ta - kip edildiği halde odadan çıkarak Pat- itonun odasına teveccüh etti, ağ. Burun meselesi ( Saat 6, dukkan 52 - ast 6, dakika 58 Odaya sonuncu olarak girmiş olan Hendriks kapıyı topuğunun ters bir hareketi ile kapattı. Banyo dairesine teveccüh etmiş olan şefinin arkasın - dan gitmedi. Duş cihazımdan akmakta|. tolan suyun şikırtısı bulunduğu nok - tadan da duyuluyordu. Çavuş caninin artık hanyo daire - inde bulunmadığın: biliyordu. Onun iin mühim olan şey araştırmaları o - “İdanın içinde yapmaktı. | Hendriks halının ortasında ve a - yakta bir müddet hareketsiz kaldı. Bu du, Fazla olarak terden yumuşamış 0- lan yakalığı da boynuna dar gelmiye başlamıştı. Rovelverin o ağırlaştırdığı kemerinin altından gömleği vücudu - na yapışıyordu. Sonra da fazla mufassal yemek ye - mişti. İnsan bü havada hiç bu kadar ağır yemek yer milidi? Kentin gittiği banyo dairesine bir si, dışarıdan gelen motör sesine karışı- yordu. Teğmen banyo dairesinden geri — Muhakkak tai bu Fenalığ: ve muz pirzolasıdır, diye düşünüyordu ve kat'iyetle karar veriyordu: — Bir daha sıcak havada domuz pirzolasi yemiyeceğim. boğucu sıcak onu çok rahatsız ediyor- lezzeti göz attı, Duş cihazının ıslık çıkaran se- da. ren öğle yemeğinde yemiş olduğum do» | dığı şeyi Sine içinde bulunan için araştırıyorsa tabii bu hal müstesnadır. Fakat Patton bu hizmeti kimden isti- yebilirdi? * : Çavuş kulaklarını dört açmış, şefi- nin “söylediklerini dinlemiye çalışıyor- du. Fakat şu kör olası mide sancısın- dan baş alamıyordu ki... Kent ısrar etti: — Evet, Patton bu hizmeti Himden istemiş vlabilir?. Fakat çavuşun aklı başka yerdeydi, — Bana bu sancıyı veren ihtimal ki domuz pirzolası değildir, reçel de ola- bilir, diye düşünüyordu. Derken hatırına geldi; ve gene için- den : — Kremanın da hafif ekşimsi bir vardı, diye söylendi. Fakat birdenbire gözlerinin önüne öyle müthiş bir hayal geldi ki domuz pirzolasını da, reçeli de, kremayı da u- putuverdi. Bu hayal bir genç kızın ha- yali idi. Koltuğun arkasından önüne doğru eğilmişti. Yeşil bir kordelâ ile oabasının boynunu sıkıyordu. Öteki elinde de bir makas vardı, ve gözleri öldürme isteği ile parıl parıl parlıyor- Bugünkü Program 5 Birincikânun 338 İSTANBUL Ökle neşriyatı: meşgul olurken öte taraftan da söylenip duruyordu: — Banyo dairesinin kapısı, Madmazel Pattonun tarafından ki lidir. Fakat kim kilitlemiştir? nun kendisi mi, yoksa yatak odasi?” sahanlığa açılan kapısından olen katil mi? Bunu bilmiyorum. 9 ra anlamadığım bir şey daha vari? havlu neden sandalyenin yaslan yeri üzerine bırakılmıştır? Hendriks gözlerini yavaş yavaş i meninin gösterdiği noktaya çevirdi » Kent de devam etti; — Bu havlu buraya kapının t0 Zunu silmek için getirilmiş değildir.) topuzu çevirmek için de kullanılmifi. lamaz. Şu halde katil bu havluyu! pının kapalılmasından gayri bir kullanmış değildir. Meğer ki k havluyu başka izlerin ea kullanmış, sonra da burada b olsun. Maamafih genç kızı dinlemeden *| vel bir muadele kurmak neye O zamana kadar enteresan olan bir şey var o da budur! il Kent elini maktulün kesik burn doğru üzatıyordu. (Arkası vef p . Zu >o Dn Bir Doktorun , Günlük Oumartesii Notlarından Saçlarda Kolonya ve Ondülasyon Kolunyaların terkibinde ekseriya beft| mol esaüsı yardır. Bu madde güneş X. Hareket vakti geldiği için, kontes| — Ah, teşekkür ederim. Müsterih ayağa kalkmıştı. Gözleri, Cemilin göz-|ol. Görüşeceğiz. Hem de, pek yakında anda b 1 düşüncele ii NE milk Seki ii ii Ps ar eği ; lerile karşılaşmıştı... Cemil; bir an|Moskovada görüşeceğiz. Allaha ısmar- Teğ m teli pisk peşriyaf, yamiı esmer lekeler yapar. Kolonyayi ” mon çiçeği ve yahud basit olanlardan “| “hab etmeli ve &z kullanmalıdir. Usulsüz yapılan ve Mâçlar tatbik ondülâsyon ise saç hastalıklarına Ni yet verir. Kektrik ile yapılanlarda d&“ döküntüleri ve aş kırılmalarına r olduk. Dühassa kimyevi ilâçlarla yap” #aç için musırdır. Saçın eğbüminin Akşam neşriyatı? 18,30: Plâkla dans musikisi 190: Çocuk bir banyo penuvarı görmüştüm, di) yasama Kurumu hama konferans: Doktor yordu. İbrahim Zati tazafından . 20: Türk musiki lemişti. Cemil, pencerenin önüne koşmuş- Hendriks giderek dolap kapağını) .yal, 2050: Cemal Kâmil ve arkadaşları y tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, ilin önü geçerken |tu... Kontes Olga, yerlere kadar zip E dedi, erin e Si tal a ver penuvarın kuşak ge- 21: Orkesira. 22: Pllikla sololar. 22,30: Ajans sirmek için ilikleri var, fakat Keşak| ve beren haberteri, zarfında, bu Güne çakan şimşeğilladık sevgilim... farketmişti. Fakat; resmi vaziyeti mu-| Kontes, derhal dişarı fırlamıştı. hafaza etmek için, sadece bürmetkâ-| Büyük kapımın önünde, atlar kişni- Tane bir reverans yapmakla iktifa ey-İyor; telâşh ayak sesleri işitiliyordu. — John skala eponjdan heap mındaki “kazak alayı depo kumandanı-İle geçiyor; arabasına biniyordu. Pren- değil Ulaştıran (tahassür) etâlren her Merk Gorçakofa çevirmiş; yüksek sesler de onu takip ediyordu. i # Gunug linen dönüs! ğa kiri ale İsmi i Teğmen koltuğun arkasında, Kam İsa urla, m: Pili mogriyat. 21, buraya gönderilmiş olan bu Türk ku-|rabanın etrafını, Marki Gorçakofla, mandanı, sevgili yeğenlerimin hayatı-İdiğer atlı kazak zabitleri sarmıştı, kendisine| Prenses Emmanın gözleri, şimşek kai minnettar ettiği gibi; şatomuzda bu - sür'atile şatonun pencerelerinde do - ii (laşmıştı. Kendisini gözlerile takip eden BUDAPEŞTE 1730: Dans pilikları. 19: Çigan orkesiram, 10,45: Tiyatro. 2205: MIM festivalin sonu, PRAG gk med i mil, bütün Gülal sarsan b al İsime e ebe e ale Kiki emi 2 bir dekter gibi imdadınıza / İk görüşüyorduk. Şimdi, yalnız kalacak-İmeye dayanamamış; ellerile yüzünü ei lip koltuğun Pempe 20: mini nakil, 22,15: Plâk neğriyata. n i har Keme > nasıl müsaade etmiş olabilir, bir VİYANA ie e al insanın evrak çekmecesi nal araştı) 17: Plak neştiyatı, 1810: Halk şarkıları eczaneler 2 Demişti. Cemil; dairesine avdet ettiği zaman, la dolabına da öylecel18,15: Operst. 22,20: Şarkılar, muhtelif hava- || Bu gece nöbetsi olum ecraneler Marki Gorçakof, derhal elini Cemi-|Maşayı ortada bulamamıştı. Ona see- le uzatarak, Kontes Olgaya mukabele İlermiye mecbur kalmıştı, s 5 tnişti: 1 4 Maşanın, oda kapisi gıcırdamış; “esi ) : Muhtelif havalar. 1930: Orkestra. 71: Rami müsterih olabilirsiniz, | genç kız, kapıya dayanarak; a EDİ iktifa etti, rise 2140: Senfoni orker'ra, 22,440: kontes hazretleri... Harpte vazifele - — Affedersiniz. Biraz fazla rahat - ie İPiik neşriyatı. Kent devam ediyordu: kdir bir kahramanlıkla ifasızdım. Sizi karşılayamadım. Yarınki program Y oi Ze ml ar Cemil Bey;| Diye mırıldanmıştı. — Yalnız araştıran adam, araştır. N bizden hiç bir zaman düşmanlık gör- Hakikaten, genç kızın yüzünde, 12-|mıştı. Pm miyeceklerdir... Esasen mıntakam da-|tirabını gösterecek kadar bir solgun » (Arkası ver) | öğe ş iy Beyoğlu cihetindekiler: Galatada : (Hüseyin Hüznü), Has (sim Azeo). Kasmpaşada * huk vardı. Cemil, hiç bir şey söyleme- BİRİNCİ KISMIN SONU 1430; Plâkla Türk mustilet. 1250: Haya- den, ona yaklaşmış. gözlerinin içine! ( Bu tefrikamız, yarından itibaren, | dis. 105: Plâkia hari? müzik. 13.26: Muhle- | en meraklı ve heyecanlı safhalara giri-|M£ pitk neşriyatı. bilinde ta-m, men serbest bırakılmışlar- dir. Ne zaman arzu ederlerse karargâ- hıma teşrif ederler... Öyle değil. mi, m â Ni vd layan el: 3 İİ Merkez nahiyede : Dola ig a v : Cemil Bey?... ii zir geri Çarlık devrinde sefahat hayatı dil -| 1830: Pike dans musikisi 1930: Konfe- || Sizide : (arçileciyan). Taksimde Cemil, Fransızca söylenen bu söz-|Derhal istir edeceksin... Şimdili lere destan olan Meskova saraylarının 'taas: Suni Derviş taraındam 20: Belma vejİ monöyam. İere, ayni lisanla cevap vermişti: kendi. işlerimi kendim görürüm. Ol -| an inceesrarına vakıf olacaksınız. Ve, Jarkadaşları tarafından Türk “musikisi ve — Kontes hazretlerinin teveccühle- İmazsa, şato kâhyasından bir yardımcı| (Raspırtin) “in şimdiye kadar neşredil-| halk şarkıları. 20,30: Sadi ve azkac'aşları ta- rine muksbele edecek kelime bulamı-Jisterim. meiniş olan hayatını takip ederek hay» rafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 21: yorum. Bu hususta izharı âczediyo -| Dedikten sonra genç kızı yatağına seli İfele kalacak Orkestra. 22: Ajans ve borsa haberleri. 2230: ; ve huzurlarında, y Sr gerisi inme oda kapısını çekmiş ? DM A Şt -S.P.