3ON PUOSTA Sayfa Sivas san'atlar evinde 928 de tesis edilen halı atölyesi kısa zamanda büyük muvaffakiyet kazandı, Sivas halıları her yerde rağbette, İzmitte bir Nikotin İ Siz ne ç Dersiniz ? — fabrikası açılacak Hdiseyi pak acıklı buldük. S ön zamanlarda Anadolumuzda » uzün bir seyahat yapmış olan bir arkadaşımız anlatti : Ceyhan istasyonunda tren bekli « yordum, Payasa gidecektim. Do- Ju ile karışık şiddetli bir yağmu başladı. Bu arada da Osmaniye tarafından bir tren geldi. Bakı - yordum. Kondüktörün trenden küçük bir kız çocuğu ile fakir kı- yafetli bir kadını indirdiğini gör- ğ düm. Memur kadına bir şey söy- L ü ö lüyor ,elile de istasyon binasını " a ğ ğ gösteriyordu. Sivas San'atlar Evinin halı atölyesi, ustabaşı Hatice ve pek mahir yetişen Kadın trenden ayrıldı, bir taraftan taleb eleri çocuğunu yağmurdan korumaya Sivas (Husust) — Sivasın çok eski| Fakat bir kaç tezgâh iki - üç yıl ça çalışıyor, bir taraftan da önüne | çağlardanberi bhalıcılıkta gösterdiği bü-|lıştıktan sonra malt buhran tesiri ak Çıkanlara şaşkın şaşkın sualler || yük muvaffakiyet yalnız yurdun köşeltında kalmış ve halıcılığı ilerletmek ve |bucağında değil Avrupa illerinde de|bu san'ati yaşatmak imkânından uzak« Kocaeli mıntakasında bariz bir inkişaf göze çarpıybr. Bu mıntakada bir de meyva fidanlığı ihdas ediliyor. soruyondu. İzmitten bir görünüş &uın"i' (Bu havalide dolaşan bir o-İrafında Amerikanın Akala cinsinden Yucumuz yazıyor) — Ziraat Vekâ- Teti Arifiyedekirtohum islâh istasyo - Pünda uzun tecrübelerden sonra bu Avalide iyi neticeler n bir buğday Finsi elde etmiştir. köylünün (cumhu Tiyet buğdayı) adını verdiği bu buğday Tohumluk olarak zurraa dağıtılmakta- r. Kocaelinin coğrafi vaziyeti toprak Ve suyu bol olması bu mintakada mey- "f’l'fl:n ilerlemesine imkân vermiştir. İüksek ziraat enstitüsü profesörlerin- aa Klayaberk vilâyetin muhtelif yer knhdı tetkikat yapmış ve mıntakanın r_;yvecıliğo olan yüksek — istidadını taporla Vekâlete bildismiştir. Bu lene bir meyva istasyonu kurulacaktır. yva ağaçlarına ârız olan haşaratla Bücadele işine ehemmiyetle ' devam tdilmektedir. Mühim mikdarda tütün | k irilen vilâyette bir nikotin fabri- a81 Ççalışması için Ziraat Vekâletine ::_P*?dn müracaatlar müsbet netice ver- iştir. Bu iş üzerinde tetkikat yapıl - Maktadır, Geyve kazasının Sakarya nehri et- Sivasta bir Çocuk yandı Sivas (Hususi) —Bezirci mahalle- tinde hamal Refiğin karısı Nazlı dışa- hda ev ialerile meşgül iken odada ocak Önünde ısınmakta olan 4 yaşındaki ©ğlu Hüseyin sağdan, soldan eline ge- tirdiği kâğıt parçalarını ocağa atmağa Ve kendi de ocağın karşısına diz çöküp İ!.hmu.kıı olan kâğıtları zevk ve neş'e içinde seyre başlamıştır. Fakat bu w Bada farkında olmadan entarisinin #tekleri tutuşmuştur. Kendini kurtar- Mlak Üzere ayağı Kalkmaya çabaladığı "ı'ada müvazenesini kaybederek yanan Klevin içerisine yığılmıştır. Feryadına Annesi yetişmiş, çocuğu ateşten almiş| taneye götürmüş ise de Orada ölmüştür. Arapkirde tuz pahalı Arapkir (Husust) — Burada tuz Pahalıdır. Titccarların Sivas tuzlasın- aldığı tuzu esnafa 8 kuruştan aşa- vermemesi Arapkirlilerin tuz ihti- Yaçlarını ancak 9 kuruştan temin et - Melerini mucip ölmaktadır. Hüseyin — İngilterede uykusuzluk hastalı- Bina tutulmuş 2000 kişi radyo dalga- larile iyi edilmiş. pamuk yetiştirilmesi kabil olduğu Es- kişehir tohum islâh istaayonunun muh- telif nümune tarlalarında yaptığı tec- rübelerder anlaşılmıştır. Bu yıl köy- lüye bu pamuk tohumundan dağıtıla- caktır. Kocaeli mıntakası içinde bulu- nan muhtelif bataklıkların kurutulma- sı yolunda geceli gündüzlü çalışılmak- tadır, Ekakavatör makinelerinin batak- hklar arasında açtığı fenni kanallar!la kurutulan yerler ei Hususiyeye maledilmekte ve kurutma — masrafına karşılık tatulmaktadır. Yakında iki makine daha almak suretile kurutma a- meliyesine daha büyük bir hız verile- cektir. Köylerin hep birlikte kalkınma- sı için beşer senelik program yapılmağa | başlanılmıştır. Ba programları tanzim | etmek ve mütemadiyen tatbikatı takip etmek için bir köy bürosu kurulmuş - tur. Vilâyette liğe yoktur. Çocukların li- 96 ihtiyacını tatmin edebilmek için İ- derei Hususiye tarafından — İstanbul da bir pansyon açılmıştır. Boluda yakalanan Kaçakçılar İzmit (Husust) — İnhisarlar takip memurları Bolunun Karamanlı ma - hallesinde malülgazi Ahmet ile karısı Seherin evinde 25 kilo kıyılmış tütün bulmuşlardır. Tahtakale mevkünden tütün kaçı- ran kaçakçılar ile takip memurları ara- sında bir müsademe olmuş ve kaçak- çılar ellerinde bulunan 40 kilo tütünü atarak firar etmişlerdir. Yaralanan ve ölen yoktur, Bayrakçılar köyü civarında da Ağıl- çatlı dağında Nazır oğlu Mehmet ve karısı Hacer tütün kaçırdıkları esnada jandarmalar tarafından görülmüş ve 80 kilo kaçak tütünle beraber yakalan. mişlardır. Aydında kömür yedi buçuk kuruş Aydın (Hususi) — Havaların so- ğuması dolayısile odun, ki buh « ranı başlamıştır. Şimdiden kömürün kilosu 7,5 kuruşa, odunun yükü 50 Hasan Bey — Olabilir dostum, fa- kat bu tarzı tedavi-her uykusuzluk hastalığına tultuları iyi etmez. Çok geçmeden anladım: Kadın ço- cuğunun dört yaşında olduğunu söylüyormuş, kondüktör bi bilet alınacak çağda olduğunu tahmin ediyormuş, istasyon mc- Mürüuna göstermesini, vereceği karara göre hareket edilmesini istiyormuş. Kadının şaşkınlık - la yolda kalacağını anladım, önü- ne düşerek — istasyon memuruna götürdüm. Fakat anlaşılan trenin hareket zamanı gelmiş olacak ki memur beni dinlemiye vakit bu- lamadan dışarı çıktı, hareket işa- Tetini verdi. Tren gicirdiyarak yollanmıya baş- lamıştı. Kadın ve çocuğu ağlıya- rak arkadan koşmıya koyuldu - lar, Tren gitti, ve o zaman mey- dana çıktı ki kadının 6 parça eş- yası ile memedeki çocuğu giden vagonün içinde kalmışlardı. Kadın, Adananın Şeyh Mustafa ma- hallesinden eskici Sabrinin eş! ayriye, çocuğu Nimettir. İtiraf ederiz ki biz bu hâdiseyi din- lerken içimizin sızladığını duy - duk. Ortada suç veya ihtiyatsız- hk var mıdır, bilmiyoruz, fakat muhakkak ki, hâdisede biraz da- ha sür'atli hareket edilebilirdi, memedeki bir çocuğun anı larak trende kalmasının geçilebilirdi, diyoruz, bilerr Siz ne dersiniz? Antalyada palamut çok ucuz- salılıyor Antalya (Husus!) — Kızıllar köyü halkı palamut işi yapar ve bu yüzden geçinirler, Bugün İzmir ve havalisinde küçük tüccarlar palamutun kilosunu dört kuruşa #ldıkları hakde burada pa- lamutu bir fek kişi kapattığından köy- üler altmış paradan fazlaya satama - maktadırlar, Bilenlerin verdikleri ma- lümata göre bura mahsulü kalite itiba- rile diğer mahallerin mahsulüne fai imiş, Köylünün satış fiatındaki gör - müş olduğu zarar hayli yeküna baliğ olmaktadiır. Burada mevcut üç fane un fabrikası sahiplerinin şirket olması da köylünün buğdayının flatının kırılmasına sebep olmaktadır. Antalya buğday memloke- ti olduğu halde Burdurdan un gelmek- tedir. Bu hal bir seneden fazladır böy- le devam ediyor. ğ:( işlerle alâkadar önü «« Hastaigın sebebi aiacaklıyı na- sıl atlatabileceğini düşünmekse, de- , ğil radyo dalgası, ne dalgası olsa ge- ne adamı üyutamaz. şöhret kazanmıştır. Sivas halıcılığının çok parlak bir ma- zisi vardır. Söylendiğine ve yapılan tet- kiklerden anlaşıldığına göre eski çağ- larda Sivas ve çevresinde 200 - 300 kadar halı tezgâhı faaliyete devam e- derken her san'at gibi büyük harbın patlaması sıralarında halıcılık ta inki- taa uğramış ve bu san'at sönmek Üzere iken Sivasta kurulan iki şirket tarafın- dan tekrar ihya edilmiştir. “İzmirin bir yıllık sağlık işleri Bir yılda 2722 doğum ve 3430 ölüm vak'ası kaydedildi T (Hususf muhabirimizden) — h faaliyet raporunda üzerinde dikkatle, ehemmiyetle durulması icap eden bazı rakamlar vardır. Raporda kısaca deni- liyor ki: — İzmirde lekeli hümmanın çoğal- a istidadı göstermesi üzerine ehem- (li bir mücadele açılarak 41 mek- ep, 19 hamam, 3 fabrika, 1(ll fırın, 7249 ev ve otel muayene edilmiştir. (51,976 hastalık muayenesi ve 936 ki- şinin evlerinde fenni temizlik ve de - zenfeksiyon yapılmıştır. Belediyenin zührevi hastalıklar tedavi evinde mü- kerrer olarak yapılan muâyene sayısı 12,749 dur, Bunlardan 1234 kişiye frengi iğnesi, 921 kişiye lüvaj yapılmış, 301 kişi de bastaneye kaldırılmıştır. Soan yıl içinde İzmirde 97 kara hüm- ma, 76 difteri, 13 sarf sühaya İltihabı, /4101 kızil, 20 kızamık, 905 cihazı te - neffüs veremi, 71 diğer veremler, 63 lekeli hümma, 3 paratifo, 14 kazıklı hümma, | malta hümması, 3 kuduz, | hümmai nifasi ve 5 şarbon müsabı gö- tülmüştür.» «Belodiye ebeleri tarafından bir yıl içinde 544 doğum yapılmış ve serbest ebe ve hastaneler tarafından da 2178 doğum — bildirilmiştir. Bir yıl içinde 3430 ölüye defin ruhsatiyesi verilmiş- tir.» Belediyenin hazırladığı raporda iki düşündürücü nokta üzerinde ehemmi- yotle tevakkuf etmek mümkündür. münferit vak'alar Halinde de olsa sari hastalıkların seyrini takip ettikleri ve hümma, difteri, sarf sühaya ve bil - hassa veremin tahribat yapmaktan ge- ri kalmadıkları anlaşılıyor. İzmirdeki sari hastalıklar hastanesi ihtiyacın ya- rısına bile cevap verecek vaziyette de- gildir. Veremlilerin artmasına mukahil alınan tedbirlerin kâfi olmadığı anla- şiliyor. Belediyenin faaliyet raporunda bil- dirilen ölüm ve doğum vak'aları cet - velinde bazı noksanlar yapılmış ol - ması kuvvetle muühtemeldir. Doğum vak'alarının ölümden çok fazla oldu - ğu halde vaktinde belediyeye haber verilmemesinden ileri gelen noksanlar lümü doğumdan fazla göstermekte - dir. Fakat bu yanlışlık doğum vak'a - larımı haber vermesi icap eden müe seselerle doktorların ve ebelerin belki| de ihmallerinden ileri gelmiştir. İzmir belediyesinin hazırladığı 936 yı-| laşınca her iki şirket elini işten çekmiş ve bu suretle Sivas halıcılığı ölüme mahküm bir vaziyete girmişti. Memlekete ata yadigârı olan bu gü- zide san'ati korumak ve onu ileri gö- türmek için 928 de san'at evi bir de ha. h atelyesi açmıştır. O günden bugüne kadar aradan ge çen sekiz yılda atelyenin çıkardığı işler yıldan, yıla artmış halılardaki in« İcelik, güzellik, temizlik kısa bir za - manda büyük bir rtağbete mazhar ol- muştur. Hergün gelen siparişler o derece artmıştır ki tezgâhların azlığından müşe teriler spra beklemek mecbuniyetinde kalmışlardır. Halı atelyesinde tecrübeit halı do- kuyucusu Hadcanın yetiştirdiği ve ye- tiştirmek .üzere olduğu 110 küçük kız çocuğu mütemadi bir faüliyet içerisin- de çalışıp durmaktadırlar. Gündengünd artân işlerin karşısında atelyeye her yıl |bir kaç tezgâh daha ilâve edilmekte ve işçi adedi arttırılmaktadır. San'atlar evinin direktörü Rasim Çeliker Sivas halıcılığının eski çağlar. daki muvaffakiyetini elde etmek üze- re durmayan bir gayretle çalışmaktak dır. Geçen yıl İzmir sergisinde büyük rağbet gören bu halılardan bir mikdar İda Ankarada açılan el işleri ve küçük İsan'atlar sergisine gönderilmiş, san'atı Jar evinin halı üzerinde vücüde getir- diği Türkiye haritası gözleri alan bir şaheserdir, Öyle ümit ediyoruz ki dokunmasın: 'da çok büyük itina gören ve her türlü kusurdan pürüzden uzak bulunan ve gündengüne güzetleşen Sivas san'at: lar evinin çıkardığı halılar lâyik ol « İdukları rağbeti Ankara sergisinde de KĞ e dedikleri olacak İspanyada, hükümetçiler: — Madridi vermiyeceğiz! Diyorlar, Milliyetçiler ise: — Madâridi alacağız! Diyorlar. 3 — Neticede her iki taraftan bi- rinin*dediği olacak! Öyle mi, hayır, her iki taraftan bi- rinin dediği değil, her iki tarafın da dedikleri olacak! - Nasıl mı? Söyliyeyim: ride giremezl — İşte diyecekler, Madridi yeceğiz, dedik ve verm Müliyetçiler Madride gene: — Madridi vermiyeceğiz, dedik ve Yermedik. Madrit bir şehirdi. Bizim ü t hir değil, bir ha | lerdir.. Ama ya muzafier bir ordu halinde, yahut ta esir olarak! İMSET