14 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa. ? (GÜZEL BiR KOSTÜM Saç tuvaletleri: ——— * Eteklikteki cepler ket b ısedenzunvebaşhıbir dandır Yünlü kumaştan mevsime uygun biT | Şekilde-meyd ü ikteki ceketin ke- . ştir. Kollar modelde J(%r;?ğolw K kurtarır. t . KUN - ğ 'R akılabilir. Kemer ımsmmüı_'ı k"mşm h çember de alındaki bukleleri çok gü- senenin modası ol - arasında kâküle çok Kâkül gene son du. Saç moödelleri | sık tesadüf edilmektedir. İşte kâküllü son kuvaförlerden biri. Her cepheden göıfüx_ıüş_ü güzeldir. Alında, çok yukarıdan başlr_sîaı.ı bir kâkül. Tepedeki saçlar iki yana dümdüz taranmıştır. Ortadan ayrılmış-. tır. Ensenin sağınd lar ikiye ayrılır. Yanlara doğru taranan, İsa kulakların arkasında bu_k_le_ ya- e etle ense çok güzel bir |- lmıştır. Bu sure ( E ana çıkarılmış oluvor, a ikinci bir defa saç-| - siğ 2 : Y'apı—lması'kolay ve uzun zamîan _bP' gînğ Büyasi, olaradı. Yemiry F N zulmıyacak bir saç tuvaleti olduğu için Kâkül gene moda oldu İzel tutar ve yüze tatlı bir manâ verir. | “-Fakat bu taşlı çemberleri her hangi Sfıîvare elbiselerile takılabiîecek_ taş- bir. elbise ile kullanmak doğru olamaz. |di ve gidip kendisile bir mülâkat yap- A -hastalarımı tedaviye başladığım zaman . | ngülmeyiniı Höşa giden &ka biçimi “ve cildi güzel olan € mdlr Durüş ve- kımıldanış güz* l im bir rol oynar. Bronz eşya Nasıl temizlenir ula(-'aktır. Gaz kokusu hemen _g&er- n_Z — Sapı yerinden çıkmış bıçakl 9S tamir edebilirsiniz? . 450 gram toz reçine ile 150 g h'.ü*t çiçeğini ve 450 gram İN V kapta iyice karıştırınız. Oçağın sapını doldurunuz. Sonr Sapa girecek kısmımı ateşte “ADa sokunuz. Ve bütün küuvvetinizle ü astırınız, Bir daha yerinden çım%z-' Ş 3 — Elbiselerin parlamasını gider -| | Mek için ne yapmalı? Bazi kumaşlar - bilhassa yaka, arka || Ve dirseklerde - fazla kullanılınca Vei göstel'-"" ; de SU, ğğnya başlar. Elbiseyi eski — İ ha mâni olmak için bir leğen lt -âîn buharına tutunuz. Kumaş 1 N iyice nemleninciye kadar tu vam ediniz. Sonra bir ipe 45? İ Güzellik ellerde değil, Elleriniz doğuşta güzel olmıyabilir. | —ei _H.attâ— krem ve masajla cildi düzeltil « : ddi halde gene - güzelleşmiyebilirler. hi Şi ;n ğet: nin üzerinde olarak ellerinizi kucağı - Jlikte KP A aei a | —. Bir fülbent parçasını gazyağ! * ha._ batırıp bronzu oğunuz. Sonra M Ve ince bir bez parçasile her ta ; &fnı iyice silip kurutunuz. Pitil pi? arı ce kumu, Bununla | , a bıça- N kızdırıp |e P elbisenin parlıyan yerini bu SH | parlıy bahateğlik tmak- gHU gektedirlerisics Küçt e EiŞS'N Günuz. Parlaklıktan ' eser 'kalmw“# a ; '|lerin çok çirkin 8 "hur. Buna mâni o maktan çok çekininiz. "İâflerin ' İıarğket[erirı_dedir. iriniz. B :rlîğmn noktalara çok dikkat etmek lâ'- “Umumiy örünmesine ' sebep: o! ı kımıldanışlarının - î:;;ş oqîasma’ dikkat etmelisiniz. - * “ Hiç bir şeyi avuçlıy niz. Konuşurken fazla el işareti yap * * Boş durduğunuz zaman ellerînîzi_s_ı- kıştırarak - meselâ yumruk yaparak - durmayınız. Gevşekçe ve lâkaydane bir Birini dinlerken veya konuşurlfen ?I"' “lerin en güzel duruşu bir avuç öteki * niza' bırakavermektir. Bu duruşu — bir: 'âtiyat haline “getirmeye çalışınız. * .-. ... ĞĞ * .-..44404 tüödüdüü 60606 FGO . L Smikalkdikdi ği .- İBiR TRUVAKAR MODELİ truvakar.. Mavi yüııılü kumaştan yapıl - Pratik bir üzerine giyebilir » siniz.: Yakaya, kol ağızlarma, - cep .- 4 Jere ve yukarı - O dan # pikür, — üstünden dikiş - yapılmıştır. Bu truvakar pe- lerin tarzında ya- kadan - tutturul - muştur. Kanat - lar — birbirlerile | birleşmezler.. İ - çerideki rop gö - rünür, : ayni kumaştan ya pıilmiş roplar ü - zerine giyilen bü târz truvakarları S at “ Ellerinizin hoşa gitmesi için her şey- | ; den evvel onların tavırlarını güzelleş .- | ı unun için sade görünen , ŞILİ, etle el damarlârını gererek |: meydana çıkaran bütün hareketler el- |: lmak için- ellerinizin | gevşek- ve arak lutmayı -| nız. Hafif şeyleri" parmak “uçlarmızla | tutup kaldırınız. ' —— ça î |V Kollarınızı çaprastlıyarak elleri kol- | ti';ık 'altlarına doğru gerip üuzatmayı - y K slm mıştır. Tam mev -| —— simin elbisesidir. | , Her hangi bir şey | aşağı, öne| -© Eskiden yalnız —. <— y ',./ç' âe kâfidir. - Düğmeli rob d ıiıır.oyu gpi"fıinıaşt_an yapılmıştır. Yu- düğmelidir. Aşa- gıdan bir iki düğ- me yürürken ra - -hatsız _çtı_nçniesi . için açık bırakılır.- Yakadaki “düğ - meler de açıklıf. Bir esarp görü - Düğmeler kırmızıdır.” Düğ - meli roplar ; Mevsimde fazladır. Beldeki |kuşak kırmızı o - doğrüdan doğru - ya robun kuma - şından da yapıla - bilir. 1,40 eninde kumaştan 3 met- —e *Erk_;kle,r i Yün ceketmodeli İ 3 zUNm3 ğz Pai ; her hangi, elbise-üzerine -olursa . olsun |; geketler yalnız bir spor kıyafeti değil, : : » besayni zamanda . bir. şehir. kıyafetidir. .; : Yün ceket modası bu sonbaharda er. /|kekler arasında çok taammüm etmiş - |tir. Şık, ayni zamanda ucuz olan , bu hastaları iyi Tıbbın tedavi edemedi%ğ—i== eden adam Paris - Soir gazetesi yazıyor : «Pariste son haftalar zarfında halkın fevkalâde beğendiği bir film oynatılmak tadır. Bu - filmde mikrobu — keşfeden Pastör görülmekte ve mikropları nasıl keşfettiği — anlatı. - maktadır, Pastör'o zaman keşfile başba şa kalmış, kime mü- racaat ettiyse redde- dilmiş, «Yahu şu ke- şiflerimi ortaya ko- yacak bir fırsat ve- rin, beğenmezseniz istediğinizi — yapın.» demiş ve sözünü din letememiş, Ben filmi gördükten sonra aklıma meşhur Dr. Gillet'yi görmek gel tım. Doktor bana şunları anlattı: Sympathicotherapie sırf bana mah- sus bir tedavi usulüdür. Ben bu usul ile doktorlar dünyayi ayağa kaldırdılar. Aleyhime davalar - açtılar,. uzun uzun makaleler yazdılar, iftiralar ettiler, Ben de tabii Pastör gibi müsaade is- tiyorum, ne olur; izin verseler de göz- leri önünde tecrübelerimi yapabilsem, diyordum.. Onlar da yaptığım işleri kon trol etsinler. —.: | Legendre sokağında bir klinik açtım. Hastalarıma burada meccanen bakıyo- rum. Şimdiye kadar iki-tane talebe ye- tiştirebildim. Haricin: propagandası yü- zünden yanıma kimse gelmek istemi - yor. a Beni dünyayâ acaip bir insan olarak tanıttılar, Hasftalarımı tedavi etmekten başka kusurum yok:. Beni nazariyelerle iş gören'bir insgan değilim. Onlar uzun ticeye varamazken ben- hastalarımı iyi edebiliyorüum. AT a D ha * Kanaatimce - Sympathi — cotherapie de hâkim olan şey tecrübedir. Tıbbın tek bir gayesi vardır. Hastayı iyi et - mek:. Ben de iyi ediyorum. Şu halde he istiyorlar ve 'niçin bana hücum edi- yorlar? Ben onlardan çök daha iyi ne- ticeler alıyorum. Bir kere iyi olmıya- cak zannedilen ve-fennin iyi edemiye- ceğin insanların yüzde ellisini tedavi e- diyorum... Meselâ Angine de Poitrine hastalığı için diplamalı doktorlar gayri. kabili tedavidir' derler;: Bence- onlarin bu sözleri hezeyandır: Zira ben bana ge len hastaların yüzde yetmişini iyi et - mişimdir. ç " Menğei asabi olan nefes darlıkları e- ilimden hiç kurtulmaz. Onların da tak- riben yüzde yetmiş beşini iyi etmişim- dir. Elime gelen çocuk ve büyük Telçle- tinin yüzde doksanının, Nevralgie'si o- lan bir hastanim benim kliniğimden iyi olmüadan çıkması vâki değildir. Çi uzun nazariyelerden sonra hiç bir ne- | Pariste Sympathîcotherapi;d;di”' eni bi i İ ir ted | keşfegien do_kt_or_ çıllet felçleri nîl’ğs darl:klearıar:’ıı, llıîılı;lıu! illetlerini, ilâç kullanmadan iyi ediyormuş %eı_"ı vardir. Bugün ben onları tamarsile iyi ediyorum. Dr. Gillet — Doktor büyük bir hararetle bana mu; vaffakıyetlerini anlatırken: muzyene| saati geldi... Bekleme odasında kalaba- - lik toplanmıştı: — | — Azizim, dedi. Buradan ayrılmayı-, nız, ve hastalarımın bana ne kadar mer but olduğunu görünüz... Bütün tıp âle- minin düşman olduğu bir insanı yakın- dan tanımak istiyorum, talebini hâhisle kabul ettim. İçeriye kafatası' pırıl pırıl parlayan ihtiyar bir adam değneklerile girdi. — Nasılsınız. . - — Sayenizde çok daha iyiyim. — Koltuk değneklerini bıraktığınız zaman yürüyebilir misiniz? ' — Hayır... — Yürüyeceksiniz.., Atın değnekle - : ri! İhtiyar, doktoruna karşı büyük bir İ- timat göslerdi. Değnekleri fiırlattı al-” tı. Evet yürüyordu. Sevinçle : C, — Doktor, yürüyorum. dedi. Gillet sakin bir gururla : , | — Elbet yürüyeceksiniz. Daha da iyi!/ olacaksınız cevabını. verdi. -Genç bir delikanlı : —- | :— Doktaor, diyor. Yedi yaşımdan beri nefes darlığı çekiyorum. Uğramadığım gitmediğim doktor kalmadı. Hiç biri be nisiyi edemedi; size geldim. Onbeş gü- de telkinlerinizin çok faydasını gördüm Allah sizden razı olsun. n : Doktor Gillet gururla yüzüme bakı- Hyor, - -Ben GiHet'yi hastalarile başbaşa bı- raktım Ve Etibba Muhadenet Cemiye- tihin”kâtibi umumisile görüştüm, O ba- Gitlet'yi tababetten menetmeğe hiç: niyetimiz yok dedi, Ameliyat olacak; hastalara el sürmüyor. İlâç ta vermi - yor. Binaenaleyh zararsız bir adam. Bi- lâkis ümitsiz hastaların. mâneviyatını takviye ederek bize hizmet ediyor. Dok torlar onun mevcüdiyetinden hastlalâ- rm ruhiyatını takviye-etmesi itibarile Gayri kabili tedavi olan baş dönme- çok memnundurlar,» —— Tokatta tahsiline de'vang_ Lı' İmkânından mahrum Kalan bir talebe L Tokatta, mektep- tahsilini yarıda | birakmiya mecbür kalmiş eski bir L talebeden bir mektup aldık. Bu ço- | cuğun adını yazmıya lüzüm görmü- yoruz. Fakat iddiası üzerinde dura- biliriz. Hülâsatan diyor ki: cada takılıp kaldım. Evvelâ re vasat derecede cevaplar vermiş . «Bütün imtihanlarımı muvafla - | kiyetle geçirmiştim. Fakat fransız - ikmale bıraktılar, sonra da döndürdüler. Bir sene sabrettim, Fakat ikinci sene de ayni hal tekerrür etti. Bu defa da sı- nıfta kalınca mektepten çıkarıldım. Halbuki fransızcadan sorulan siralle - Bu genç talebenin ileriye süı'düğÇİ iddia bir garaza kurban olduğu id » 1;? diasıdır. Kiısaca söyliyelim: Biz talebesine ";4 kin tutacak hoca, sevmediği talebe- . yi sınıfta bırakacak öğretmen ta - savvur etmiyoruz, yoktur. Ve mese - den hocasını mes'ul tutması ş -.klinı_k_ arasıra şurada burada görülen bey-, lik bir hastalığın tezahüründen iba » rettir. Buünunla beraber bu genç - kendi kendisine karşı da samimi olmak için- tahayyül ettiği hakkı aramak yolü - na da girebilir. Bunun için de mü - racaat edeceği yer gazete sahilesi - Kendisine, alacağı neticeyi mütea- tim. Bunu bitaraf bir mümeyyiz he- kip: bir san'at mektebine girmesini yeti huzurunda isbat edebilirim.» — ! . davsiye ederiz değil, maarif idaresi olmak lâzımıdır. 1 - B - AUÜ tede talebenin muvaffakiyetsizliğin- ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: