2 Sayta r'__-'———_-x ee e DA A A ııResımlı Makale Hergün Büyük devletlerin büyük Mücadeleleri arasında Küçük devletler Ne yapmalıdırlar? —möazan: Muhittin Birgen: D a hâkimiyetini bir sında mev da arlık en k e| B alanştır. | Buna kom - sini de | gergin bir hale gelmiş olduğunu da Tüyoruz. Büyük dr—».lpılc-m büyük hakuniy davaları ara; üny türkü pay- laşamıyan büyük devletler ara- rahatça 3 rini müda - rdır. Şim- kadar daima gördüğ Küçük devletler, büyük büyük pölitik&larının kuy takılıp â.dıı'wr ve daima başlar uğrar. ıh.n harbi, cihan harbin- r devletin Tür! , Yunanistanın istilâ besi bu hakikati bütün ğuna be ve fütuhat tec fecaatile göstermeğe kâfidir. Hattâ ci-| han harbine küçük bir devlet olarak gi Tip te, Romanya ve Sırbistan gibi, üyümüş olarak çıkanların ka- h şüphelidir. Çünkü, onla ik devletlerin, bü nden gitmek )uhı'ı edecek olur: e bu defa olarak çıkmalar: politikalı da devam sak, ikinci bir bâdii büsbütün küçülmüş imkânsız değildir. * Şu halde küçük devletler ne yap - mahdırlar? Kendi kendirğize bu suali sorarken gözümüzün önüne alelâde na- zari bir meseleyi getirmiyoruz. Demek istiyoruz & rkiye gibi, Balkan dev- letleri gibi ötedenberi bü; rin siyasetleri arkasından ) olan küçükler, orta çap taki dev cl'Lr bir kelime ile, Balkan devletleri, bugünkü dünya ke arasında nasıl bir yol takip eti cnl.ı* için azami ümeği â- İşte, Bul.,drı— an ve Yugoslavya hü kümet adamlarının Be! dda her ta- a ciddi bir alâka 5 olan alarda bulunduğu ve bu konuş- irkiye Hariciye Vekilinir. de ş r sıtada B Gevletlerinin kendi kendilerine bir sual irak. etmeleri çok | Dünyanın Her dakika p.ı 1..ııı beyya bir barut fıçısı aline ı_ck armuş milli müdafaa bütçesi br kugxk (lu. - Tetin bir kaç senelik umumi bütçesin yutacak derecede şiştiği bir z böyle bir sualin büyük bir ehemmiy ve lüzumu vardır. * Ben bu suale kendimce le cevap veriyorum: Hepsi bir araya geldikleri zaman büyük bir memleket ve büyük bir kuvvet vücude getirebilen bu de letler, aralarmda ihtilâfa sebep olabi- lecek sebepleri tamameri ortadı ya ehemmiyet lflllır! ve eti | ınu_.u:'cr ve iu"m mvıvay—î heılo Balkan bakırrınıi,ıu mMmü i takibine bulab anın bu; y | ti içinde çok mühim ve sağlam bir e , ler. sası vardır: Avrupada ne olursa ol: eğer korkunç bir hercümerç dünyayı yerinden oynatır, ölüm ve & falet makineleri yeniden dünyayı tar: mıya başlarsa Balkan devletleri, bi birlerine sımsıkı dayanarak. dü karşı «harp ejderhası bizim hudi rımızdan içeri giremez'» divebilme Kdirler. Bülkan devleti, beş ayrı kuvvet, gelince, bir kuvvet haline gelmel b ri dvıvcnn in sulhunu m ıd.ıf.ıa etmek lan mem'e et atları dür tmayı zaruri lar, nüfuslarını besliyecek kıfı lop onların yol ; bir yeniden |* —at 0 Yapraksız bir ağaç mut- lJaka hastadır. Bir müddet toprağa kakılmış bir kazık gibi durur. İç sıkar ve ni- hayet kökü olmadığı için ün devrilip gider, Ağaçsız bir ova insan eli SÖON POSTA tabiatten de fa- Üzerinde küçük bir san- dal, bir beyaz yelken, baca- sından duman saçan bir va- pur dahi görülmiyen bir de- niz cansız bir denizdir. İn- Yapraksız ağaç, ağaçsız Ova, cansız bir deniz ney- se çocuksuz evde odur, Ev lenenin ilk hedefi çocuk sahibi olmak olmalıdır. sanı kısa bir zaman eğlen: dirirse de sonra sıkıntı ve- Tir. (söz A ARAsıNıA 60 evlâdı olan 130 yaşındaki baba Asrımızın evlâdı en fazla olan in- sanı Mısırda yaşayan 130 Salimülhündavi ismindeki adamdır. Salim şimdiye kadar bir çok kere ler evlenmiş ve müteaddit karılarıne İdan 80 tane evlâdı olmuştur. Salimin bü ocukları sağdır. Bütün aile bir köyde oturmaktadır. Ve bu köyün de 200 nüfusu vardır. Bu iki yüz kişi ço- cukların ailelerile onların evlâtlarından ibarettir. Salim hayatından fvekalâde memnundur, meyva ve sebze yiyerek 'uzun yaşadığını iddia etmektedir. Sa- sa |lim şimdiye kadar ağzına ne bir siga- ra ne de bir kadeh içki koymuştur. Kendi kendisini hapse mahküm eden hâkim Piçburg şehrinin ceza hâkimliğine tayin edilen Musmano isminde bir a- dam ilk kararı kendi aleyhine vererek miştir. Hâkim kendisinden bu garabeti so- ranlara: — Hâkim cezaya hükmedeceği za- “İman, mahkümları hangi şartlar altın- da yaşamağa mahküm edeceğini bil- 'mcîıdîr Aksi takdirde isabetli karar |olamaz. demiştir. Hapishaneye kendi ayağile gelen bu garip ziyaretçi bütün ısrarına rağ- men geceleri evine gönderilmiştir. rak ler; ne onlarda istilâ ihtiyacı vardır ve ne de onların dünyada hâkim kılmak is- tedikleri-bir doektrin - veya. içtimai bir mezkhep iddiaları bulunur. Onlar |ye - muhtaçtırlar:-Sulh ve çahşmak. )<» biri ötekinden ayrılmıyan bu iki şe- lde etmek içindir ki böyle geniş bir Bi .. anlaşmıya zaruret vardır. * Gönül istiyor ki, hatlâ bu anlaşma, yaşındaki | HERGÜN BİR FIKRA | Doksanından sonra Cesur ve sözünü esirgemez oldu- Ku için «Deliv lâkabile amılan ve bundan 'bir iki yıl evvel yüz kisur yaşında ölen, 93 muharebesi kah - ramanlarından müşir Fuat Paşa hayatının son zamanlarında — biraz ateh getirmişti. Bazan muhakemesini toplıyarak, yanındakilere sorardı: — Çocuklar! Ben saçmalıyor mu- yum? Onlar da cevap verirlerdi: — Asla, paşam! Çok makul sözler Ssöylüyorsunuz. Bu suali böylece bir kaç defa tek- rar edip, her seferinde ayni cevabı aldığını görünce, kızdı ve: — Yahu! dedi, ben doksan yaşına kadar Deli Fuattım da, doksanın - dan sonra akıllı mı oldum?! öt — Golf oynamak insanı Kendine âşık Eder mi? Mis Diyana Plamtiyon isimli İngi- liz kızı dehşetli bir golf meraklisi - ve şampiyonudur. Başka bir yerde 'olan nişanlımı ile evlenmek üzere seyahate çıkarken ' kendisinden bahseden paze- telerde basılan resimlerini göre göre kendisine âşık olmuş ve nişanlısından ayrılmıştır, (Benim gibi güzel bir kız ona lâyık değildir) demektedir. r gümrükler ittihadıpa kadar dahi | —- sin, Çünkü bu beş devletin beşi de eğe Müuhtaçtır. ve beş gayret sarfedi sanlar da dünyanın en müreffeh insan- ları olurlar. Neden gayretleri bü ga - yeye doğru tevcih etmemeli? Bilirim ki böyle bir siyaseti târoa > &i İmen meydana getirmek kolay bir iş de- ir ve biraz zamana muhtaçtır. hiç olmazsa, dünyamı inlerinde, Balkanları bi rinde sergü mekten kurtaracak müşt kan sulhü için ikinden' daha kuv 1 ve daha şümullü bir anlaşma ânı bulunamaz mı? Muhittin Birgen ilmeydanına gider, yanında götü | 60 sene evli Kaldıkfan sonra Boşanıyorlar Belgrad hukuk m.—ılıkeın-lennden birisi bütün matbuata dedikodu mev- |zuu olan bir karar vermiştir. Mesele şudur: İç ve dış ——— E. Talu eçenlerde, Sahaflardan gi ken, bir dükkânin câme da gözüme, çok musanna bir cilt ilişti. Benim nazarı dikkatimi çeken, kitâf bın kabı olmuştu. Kim bilir hangi unu"* tulmuş bir Türk san'atkârının elindeik çikma, çok zarif, çok cazip Bir kap.. İçine bakmadan, kitabı pazarlı tim ve ikrarından hicap duyacı âdeta bedava denecek bir fiata aldım. Akşam piri bir da seyretmek, onu gözlerli Jokşamak istedim; paketi açtım. Cilfi |hakikaten nefisti ve iyi muhafaza edile n..şti. Koyu pelesenk renginde me: üzerinde, altın dızla işlenmiş besk motifler vardı. Cildin kena: ince bir - xzırh geçirilmiş ve bu kitağ et satılk evde, ele geçirdiğim kele * , Uzun uzun, doya- döyü Bu kapağın kuşs bakayım!» dedim. £ yazı... Yer yer lekelenmiş parşöme hifeler.. Heyeti mecmuası bir rüya tâ- birnamesi! Amma, ne saçma! Tasavvur edemez: siniz!. Tamamile indi, hiç bir ilmi ve fenni esasa istinat etmiyen bir takım bun.ık kocakarı veya üfürükçü yüve - leri. Cilde emek veren san'atkâra acıdım. Ben böyle bir kabın içerisinde hiç de- ğilse Hayyamın Rübailerini, Hafızın Divanını, Fuzülinin Leylâ ile Mecnu- Elyevm 102 yaşında bulunan bir 'nunu umuyordum. ihtiyarla 75 yaşında olan karısı GÜ se-| Çıka çıka, kim bilir hangi ma'tuh yo- nedir evlidirler. Fakat son zamanlarda | bazın hem kendini, hem de başkala nt ayrılmağa karar vermişlerdir. Mahke-| kandırmağa, muhakemeleri zehirleme- me her iki tarafı dinledikten sonra, ka- mı kocanın da ayrılmak — istemelerine rağmen taleblerini reddetmiştir.. Kocanın şikâyeti şudur: Ben haya- tımi yürümekle uzatıyorum. Halbuki karım beni artık takip edemiyecek ka- dar ihtiyarladı. Yollarda tek başıma kahyorum, kendisi beni yalnız bıraktı- ğı için boşanmağa karar verdik. Mahkeme böyle bir talebi ciddi bulmamış karınin kocayı her yerde ta- kibe mecbur olmadığını 60 senelik bir yuvayı yıkamıyacağını söylemiştir. Japonyada — mağazalarda satılan karı ve kocalar Japonyada büyük mağazalarda bi - rer de nikâh şubesi vardır. Evet o ma- gazalardan insan ayakkabı, çorab, gömlek aldığı gibi karı, koca da alabi- lir. Memurün önünde durursunuz... Ben bir.karı istiyorum dersiniz, -size ileri sürerek |3 İsiz dim akade ğe vasıta olarak kullandığı bir maska- ralık çıkmıştı. İlk duygum derin bir teessüf oldu. Şu kitap inde ömrürade bir 'defa daha sukutu | e uğramıştım. Fakat sonra indüm: Bu nefis cit ile bunun ihtiva ettiği hezey: rasındaki aykırilık yeni bir şey değil- di. Bö; fazlı kemal — mat dünyanın en leim w ana- Biliyor musunuz ? 1 — Napolyon Elbe adasına kaç yıl evvel nefyedilmiştir 2 — Gramofon icadedildiği szaman sinde nasıl bir tesir miştir?. 3 — Ruhun, öldükten sonra bildistisna her mahlüka inlikal edeceğini idâta edenler kim- hemen kataloğlar çıkarır, kızların ren- | lerdir?, gini, boyunu, kilosunu gösterir, ve ad- yesini verir. Siz de gider kızla evlenir- siniz. Japonlar, bu dükkânlardaki tavassüt işinden fevkalâde memnunmuşlar. Zi- ra bu bürolar senede 42 bin çiftin ev - lenmesini temin ediyormuş. Mirasını güvercinlere terkeden adam Macaristanda yaşıyan zengin bir a: dam güvercinleri çok severmiş. Her gün güvercinlerin bulunduğu belediye darıları güvercinlere serpermiş. 4 — (Berberi) denilen Ârablar hangi top- raklarda yaşarlar?. (Cevabları yarın) * (Dünkü Suallerin Cevabları) 1 — Meşhur Fransız ihtilâlcisi Robe siyasi hayata atılmadan evvel avukatlı pardı. Müleâkiben ihtilâlden sonra kurulan ilk moclise âza olmuş, Danton'u mevkiinden atarak bütün iktidarı eline almıştır. 2 — Avüsturyaya kargı isyan ederek harb açan ve Türkiyeye kaçan Macar Kralı Ra - ya- koçi'dir. Kendisi Osmanlılara — sığındıktan |sonra hürmet görmüş, Tekirdağda senclerce Tdüğü | 1kamesine müsaade cedilmiştir. 3 Büveyş kanalını 67 yıl evvel Fransız Zengin adam epey yaşlı imiş, niha- | mühendislerinden Ferdinand de Lesseps aç« yet ölmüş. O öldükten sonra vaııyeı» muştır. namesi açılmış, bu vasiyetnamede zen-| ginin bütün servetini güvercinlere ter- kettiği okunmuştur. , İSTER İNAN İSTER İNANMA! Kaomşu memleketlerden timanımıza münhasıran balık alıp gölürmek maksadile 9 vapur geldi, fakat İstanbulda rın kaptanları öğrendiler ki İstanbul balıkçıları balık tu- tablimek için havaların soğumasını ve soğuyunca balıkla- alınıp götürülecek kadar balık yoktu. O zaman vapurla « | rın sürü'halinde boğaza girmelerini beklemektedirler. İNAN İSTER İNANMA! —ii rlürikk ÖÜ RLİ Pitknleri cemiyetinin fa'al âzalandır. | İSTER İit Sudan başka bir şey içmiyenlerin kabinesi Fransız gazeteleri İsveç — kabinesi hakkında bu tabiri kullanmaktadırlar: Filhakika İsveç kabinesinde bulunan, hariciye, maliye, ticaret ve nakliye na- zırları şimdiye kadar ağızlarına alkol koymamışlardır. Bunlardan batka iki nazır da Yeşil Salib'in yani içki düşe