27 Eylül Kahramanlık, aşk, heyecan ve macera KORSANIN KIZI SON POSTA Yezan : Kadircan Kaflı Son Posta'nın tarihi tefrikast Çünkü İlyas çabuk davranmazsa İs -| panyol gemisini Valansiyaya varma - dan yakalamak mümkün olmıy: böylelikle yokdaş mali de kalmıyacaktı Bununla beraber kendi kendine şöy- le düşündü: — Adam sen de... Dünyada neyim kaldı ki... ölsem de ne çıkar? Bü düşüncelerle yeniden şehre gir- di, kalabalık sokaklardan geçerek bü - yük kiliseye doğru yürüyordu, Orada akşam duası başlamak üze - reydi. Kapısının üstünde İsa ile havarileri- nin kabartma resimleri vardı. İki tarafa paçavralar — içindeki dilenciler lanmışlardı. çerisi âdeta karanlıktı. Karşıdaki mihrabin iki tarafında ve duvar bo - yunca yanan mumlar titrek bir ışık ve- riyorlardı, Ön sıralar dolmuştu. Arkadaki sıralarda tek tük erkekler veya kadınlar vardı. Mansur da onların sıra « arasında bir yere oturdu. Herkes dalgin dalgın papazin oku- duğu İncili dinliyordu. Mansur bu arâ> lık hem dinler gibi görünüyor, hem de kilisenin her tarafını gözden geçiriyor- du. Yarınki âyinde kilisenin ön sırala- rına vali ve yüksek rütbeli şehrin ileri gelenleri otu itibarla mihraba yakın bulunamazdı. | Halbuki halk için ayrılan yer mihrap- tan hiç olmazsa yirmi beş otuz adım geride idi. Bu kadar uzaLıın tabanca ile Kardinali vurmak kabil olsa bı e kacak kurşunun onu öldürmesi liydi. Eğ ci tabancayı ateş etmeğe vakit kalma- dan önu yakalamaları hemen hemen şüphesirdi. Nasıl yapmalıda ona yaklaşabilme- | liydi. Mansur bu işi dışarıda yapmak için de zayıf bir ümid besliyordu. Lâkin bu zayıf ümide bağlanarak son çareyi ih-|* mal edemezdi. zabitlerle caklardı. Bu t ilk ateşte öldüremezse İrili ufaklı şamdanları, mikrabın iki tarafındaki kocaman ve birer kütük ka- | dar kalın mumları, tavandan aşağıya sarkan büyük âvizeyi gözden geçiri yordu. Dışarı çikarken ber şeyi iyice ta-) sarladığı yüzünden belli oluyordu. Ortalık kararmağa başlamıştı. -Bir kaç meyhane ve lokantayı dolaştı lalkın kümelendiği yerlerde gezdi ve dinledi. Hep 'ton bozgüna ve asker toplan -| masına dair konuşuyorlardı. Mansur yeni bir şey öğrenemiyor -| du. Sabah erken kalktı ve tersaneye git- ni tasarlamakla beraber İl- yas Reisin de İspanyol gemisini yaka- layıp yakalıyamıcağını bilmek istiyor-| — du . Tersane meydanında büyük bir ka- labalık vardı. Güneş biraz yükselince vali ile kardinal ve yeni kumandan Don Al - fonso geldiler. Yolun iki tarafını iki sı- ra süvariler çevirdiği gibi önlerinde ve arkalarında da birer müfreze yürüyor- du. Bu vaziyet karşısında onlara so - kulmak şöyle dursun uzaktan bir şey yapmaya bile imkân yoktu. Kardinal Merkando başta Don Al - fonso olduğu halde geminin bütün za- bit ve askerlerini, hattâ kürekcilerini takdis ediyor, hayırlı yolculuklar ve selâmet, Türklere karşı zafer temenni ediyorlardı. Herkes gemiye binmişti Hazırlıklar bitmişti. Bu geminin alacağı asker en çok yüz elk iki yüz kişi olduğu halde şimdi i - çinde en az dört yüz kişi vardı. Bun « lar gerek güvertede ve gerek anbarlar| larını kurtarmak ihti- | |: İntikamımı aldıktan sonra | da o kadar sıkı sıkıya yerleşmişlerdi ki rahat oturmak bile mümkün değildi. aşılan İspanyol kumandanı Va a mümkün olduğu kadar çok rmek istiyordu. Türk donan- ması Formentora harbinden önce za - İten Endülüs muhacirlerile dolu bulu - nuyordu, daha sonra İspanyol esirleri ve gemilerile birlikte Cezayire dön - düklerine yoktu. Uzun za - man denizde gezen ve büyük bir zafer kazanan yorgun bir donanmanın baş - ka türlü yapması beklenemezdi. Bu do nanmadan bir tek geminin oralarda do- laşması ise kimsönin aklına gelmezdi. Bunun için Valansiyaya kadar pek ko- şüphe -İlu olan bu İspanyol gemisini yolda ya- Numara : 82 Diye söylendi. | Türk kadırgasının, tıklım tiıklım do- kaladığını, çok yemiş bir manda gibi ayamadığı için kolaylıkla ele ge- ini gözile görüyor gibiydi. Böyle bir bayram gününde İlyas Reisle be -| raber bulunmayı o da çok isterdi. Fa: |kan kendisinin soyunu sopunu bitiren ıld kımı | çird bu alçak papazdan intikam almak için | $ başka fırsat bulabilir miydi? Başka fir- 'sat çıkacak olsa bile o fırsatı bulunca - Ya ködar yaşıyabilecek miydi? Gemi yola çıkınca kardinal da vali lie birlikte tersaneden gitmişlerdi. Tersanede asker yazılmasına devam! (o filo; Gece güzel ve hav: dan çıkınca evir lamadım. Beklerken kadının gözlerinde şu m: na okunuyordu: «Bu nakliyat şirketi d » Ona yaklaş y iktiğine üzülüy |du.. Fakat ben yalmız olm kılmıyordum. Nihayet tr: İvay geldi, önümüzde durdıu kadın gülümseyerek bindi.. Ben de ar- kasından atlıyarak yanına oturdum.. Konuşmak için bir yakınlık gösterince fane bir tavırla: — Neyse.. dedi. Bu akşam çök eziyet şünerek s a tabif bi isul bulduğunü düşün « k:ık ul etti. F nın | müşt Ona ha fazla emniyet vermel zere hususi *u—aım.l_m b_.hwı ü - ladım. Evli ve Çn.uk çocuk & lunduğum halde, bekâr olduğumu söy« ledim. Bu yalnızlıktan çok dugumu u.ne ettim.. Bununla beraber gidip bele' hurunu rahatsiz etmeyi “|sonradı laybkla ve korkusuz gideceklerdi. Za- ten bu yolculuk hem kıyıdan yapıla cak hem de ancak otuz saat kadar sü- recekti. Matisur bütün bunları uzaktan sey- rediyor, forsaların arasında Uzun Veli ile arkadaşlarını görmek istiyordu. Lâ- kin buna muvaffak olamıyordu, Öğleye doğru gemi yola çıktı. Mansur sevindi: — İşin bu tarafı yolunda gidiyor. İl- yas Reis bunu kaçırmaz ediliyordu. Bunların da kargdan gön - deriletekleri anlaşılıyordu. Mansur kardinalla sokakta karşılaş- nası ihtimaline dair beslediği zayıf nidin boşa çıktığını kabul ediyordu. Şimdi kendisi için de her hbalde korku- lu olan asıl plâna başlamalıydı. Meydandan ayrıldığı sirada çan ses- leri duyuldu. Barselonanın her tarafı, ufuklara ve yakın dağlara kadar, ara - hıksız bir tunç iniltisile dolmuştu. (Arkası var) | e— — İmralı adasında bir gün Butırafı 6 mcı uyfıdı) çalışacı 2 mahsulü şimdikl dört mi Bu sure' gene 200 bin kilo soğan istihsal RADYO Bugünkü Program İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12,30: Plâk vadis; 13,06. telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18,30; Çay saati, dans musikisi, 19: Tepe- başı gazinosundan variyete programı; 20 : Rifat ve arkadaşları tarafından Türk mu sikisi, lüzeyyen ve arkadaşları tara- fından Türk musikisi, 21: Plâkla #ololar, 21, 80: Orkestra: 1 — Sehubert'in «Süvari marşı., ? — Slaz «Sulh dalığ vals, $ — Chopin'in «Be- İşinei N — Rimski - Korsakoff'un «Behrazate 1, 6 — Delibes'in «Otomat valsi», 6 — Lehar'ın «Prens çocuğu operetir, T — Bpendlarow'un «Kazak Marşi», 2230: Ajans haberleri. rk müsikisi; 1240: Ha « hafif müzik; 13,25: Muh- gayemiz mahkümları topı Toprak insanları ha yemizin tahakkukundan imizi denize hasred & Buraları - vâsi balık ocal bulunduğu mıntakadır. Yeni hapishaneler nizamnamesi — Yeni hapishaneler nizamnamesi - nin projesini hazırladık. Nizamname (290 kü eyi ihtiva etmektedir. meyi hazırlarken 38 Av in nizamnamesini de gözden geçir tercüme ettirdik ve ça lıştık. Yeni nizamnamede spor ve derslerine bol yer verdik. Tah- işini programa b;ıqladk_ Tahsil 'amına göre dördüncü devre mah- ümları için okuma serbesttir. Her ki- tabı okuyabileceklerdir. Muayyen za - anelerde filmler gös-| cek ve konferan! verilecektir. ’hıı. a bir dördüncü devre mahkümla- yına münakaşı evzular — verilecek, üzerinde uzun uzun görüşülecektir. Münakaşalarda şefler de bulunacak ve iştirak edeceklerdir. Mahkümlar gazete ve ki tap çıkarabileceklerdir. alıştırmaktır. yapar. Bu gi uss â5- Yarınki Program İSTANBUL Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk musikisi, 1250: Hava» dis, 13,05: Plâkla hafif müzik, 13,26: Muh- telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18,80: Çay santi, dans musikisi, 19,30: Kon- ferans: Doktor Fahreddin Kerim taralın « : Vedia Riza ve arkadaşları tarafır dan Türk musikisi, 20,30: 'Türk musiki heyeti ndan klasik eserler, 21: Solo plâklar, -|2L30: Orkestra: 1— Leutner'in - Yortu üvertürü, 2 — Sira- uas'un - Âlem sedaları - valsi, 3 — 'Tscai - koyüki'nin - Baf çoban kadına inden paz - Ktti ei hMM! dAlbert'in-- Entermezme- Haysiyet divanına SCÇI.CN* le ” Baeyader operelinden sında gezecekler ve hakla - |Ptfçalar, 6 — Rümski - Korsakolf'un - Şan- rında rapor verebileceklerdir. on İndou, T — Moskoylskin'in - Gıiltarı, 22, İztet Kolay — '30: Alans habetleri. İstanbul Gümrükleri Satış İşleri Müdürlüğünden : Gümrük satışından: Gemi halatı 1373 kilo, kendir sicim 656 k, demir rapliye 423 k, brom saç şişe 4 adet, sellelcit kapsül 106 k, paslı demir ka- şık 1561 k, sade cam lâmba gulubu 672 k, pirinç adi boru 1977 k, lâstik |mecburiyetinde kaldım.. On beş dakika bekledik. Fa “ i lakika beklemek : z olma « sözlerimi daha ziyâ- ınlardan ve ken« etle: Vah.. diye cevab verdim. ahbap olduk; ve hemen Ben — Vahi, İ t Bu sure |disi gibi ma mi ileri sürdüm. Fakat o işi vurarak: — Öyleyse temenni ederim, k kudmı bulası! x ği nüş.. Hu husust rkı görüşlerini intıbalarını anlattı. Görüşlerimi: Kü Gi birleşmiştik.. Ayni noktaları ben de ten- | YAYYU! et kid ediyordum. di Bu sarışın kadında san'at bu kadar anlayı memnun ol muharrir oldı min o madım, nın aldığı ti yaptığımı anlatıyordu.. tatlı konuşurken biletci in re gelindiğini söyledi.. kendime bağlış letcinin bu ihta - Ti canımı sikt Onu evin dar götürmeği ta- dım. ba bu kadın stedeki mevkiü duğu! Sonra bütün | min: ımdan sonra kadı - üzerinde iyi-bir t rım. z Şu (u—.h'a sok Mütad m tiyatrodan, her gece i bu zamanda Yarınki nushamızda : Siyah gözlükler Yazan: Muazzez Tahsin bulunduğu her gün bir arka- daşla eve kadaf neği itiyad e- dindim. — Burada neydi? — Giyinişi kadınları rahatsız ve duruşu, orta edenler eksik de. halli olduğunu ve mümkün mertebe ' ğil. Çok şükür bugüne kadar temiz arka modaya uymağa çalıştığını gösteri - daşlara rastladım. Bütün bu k.acışlır hep yordu.. Fakat böyle y T rısı sokakta bul kü bir dokt nen tavrındı bir taraf yoktu.. Temiz bir terbiye gör- müş ve nezih bir hali vardı.. kin kocası onu nasıl yalnız bırakı- İd'kl:m in! yor? Hayret.. İnsanın böyle güzel vellıı.ıı»ııı tiyat de bir hazinesi bulununca, 0-|temin eyledim. Ma nu muhalazaya ka âr- |Duğunuzu bu hktır doğrusu!.. Sol .kı.ırd_. geceleyin | Muharrirsiniz.. k insanlar eksik de -|oturmak hakkına mâliksiniz. d Böyle olunca ne bileyim l(ıı na: 3( iki de dur,, Veya kocası ha Benimle kol bareket telâ ı'll—f; hayır. _xwık.ıı' bir dn— diririm efendim.. — | Lıseler Alım Satım Komisyonundan: 1 — 21/9/936 pazartesi günü saat 11 de ihalesi yapılmak üzere müna- kasaya konulan Beykozda yeni açılacak orta okulun 1505 lira bedel için. de (125) adet dershane sırası, (8) adet siyah yazı tahtası ve (5) adet ye- mek masasının münakasası 2/10/936 cuma günü saat 10 da pazarlıkla İs- tanbul liseler muhasebeciliğinde toplanan komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin Ticaret Odasının yeni yıl vesikası ile bu gibi doğrama işle. rini muvaffakiyetle yapmış olduklarına dair resmi dairelerden alınmış ve saikle komisyona müracaatları: 2 — İlk teminatlarını komisyon başkanlığından alacakları yazı ile lise- boru 438 k, boş kanaviça çuval 460 k, çat pat 225 k, demir oyuncak tram- vay 346 k, pamuk kadife 280 k, şerit halinde zıvana kâğıt 7500 k, boş av| fişengi kovanı 879 k, ipekli yünlü mensucat 162 k, pamuk mensucat 1130 k, bütümen 19585 k, şarap 111 k, pamuk ipliği 231 k, kullanılmış deniz tarama makine aksamı 1725 k, halı tamiri için ipek ipliği 157 - k, toz şeker 13100 k, telsiz telefon âhize makinesi 57 kilonun satış ilânları münakasa gazetesinin 16/9/936 günü nüshasındadır. Satışlar İstanbul Gümrük bina- sındaki satış salonunda yapılır, ayni günlerde küçük satışlar da bulundu- ğunu ve bususi şartlarımız - salon kapısındaki levhada asılı olduğu ilân ©- hunur. (1297) İstanbul Ziraat Bankasından: 1 Birinci Teşrin 936 Perşenbe gününden itibaren yeni bir iş'ara kadar gişelerimiz aşağıda gösterilen saatler arasında açık bulunacak- lardır. “1560,, Adi günlerde 10 —16 ler muhasebeciliği veznesine yatırmaları: z 3 — Şartname ve sıra resmini görmek isteyenlerin komisyon sekreter- liğine müracaatları ilân olunur, (1650) . “ğeye Geyve Belediye Reisliğinden: 11/9/936 tarihinde ihalesi yapılmak üzere açık eksiltmeye konulan Geyve kasabasının hâli hazır haritasının tanzimi için mukaddema beher hektâra istenilen ücretin fazlalığı ve yevmi mezkürda talip çıkmamasından hâli hazır haritaların olbaptaki şartnamesine tevfikan — yapılması 12/10/ 936 tarihine kadar bir ay içinde pazarlıkla ihalesinin yapılmasına karar ve- rilmiştir. Muvakkat teminat elli liradır. Bayındırlık Bakanlığınca verilmiş ruhsatnameyi haiz taliplerin -bu işe dair ıınnırneyı Geyve Belediyesinden isteyebilecekleri ilân olunur. «1659» BANZOPiRiN CAİ SYA LA gl ÇAM SÖKTÜRÜR. BKSÜRÜĞÜ OKST Cumartesi günleri 945 — 12 n