< İ1 Eylül Zafranbolu için yeni bir |? sinayet, bir kaza şehir plânı yapıldı Fakat bir hsım tatbikını doğru bulmuyorlar, şehir yavaş yavaş Karabüke nakledilecek diyorlar p " Zafranbolu (Hususi) — Zafrânbolu-|şehrin plânında hakikaten mütehas - hun Aktaş, Eflâni, Ulus isminde üç na- sıslar çok uğraşmışlar, tam ve asri bir hiyesi, 230 parça köyü, merkez kasaba-|şekilde yapılmasına gayret göstermiş - a beş bin küsur nüfusu vardır. Ara - Zisi ekseriyetle dağlık olup ziraate el- Verişli yerleri de vardır. Kesafeti nü - fus yüzünden bir zamanlar Viranşehir İsmile sancak halinde mutasarrıflıkla İdare edilmiş, o sırada hastane, hükü- Met konağı gibi büyük binalar da ya- Belmış, sonradan gene kazaya tahvil e- Gilmiştir. Civar vilâyetlerle ticari ve İktisadi rabıtaları vardır. Kasabanın so- kakları dardır ve eski halini muhafaza &tmektedir. Senelerdenberi kasabanın İlerlemesine mâni olan bu darlığın ge- bişletilmesi çaresini aramışlar, vakti- vücuda getirilen bir çok mebani ve Bsarın kaldırılmasına imkân bulunma- ğindan eski hali muhafaza zarure - tinde kalmışlardır. Bunun için en mü- im sebeplerden biri de üçüncü Selimin Badrâzamı Zafranbolulu Mehmet İzzet Paşanın — yaptırdığı kıymetli bir cami İle bütün kasabada mevcut dükkünla - Tın yüzde sekseninin bu camie bağlı va- kıf olmasıdır. Memleketin her tarafında ümran e- Berlerini gören halk bu darlıktan kur- fulmak için ciddi teşebbüslere giriş - Mişler, bu hususta tetkikat yaptırmış- , nihayet kasabanın üst tarafında ve İr saat yukarısında yazlık çok güzel ğglar ile kasaba arasındaki geniş sa- ha için yedi bin lira sarfile mütehas - Slar getirtilerek bir şehir plânı yap- ilmıştır. Mevcut bağlar bu yeni ya - Pilacak şehre eklenerek modern bir ka- Baba vücuda getirilmiş olacaktır. Bu Şin başarılması büyük sermayeye mü- feyakkıf olduğundan, belediyenin ise Beçen sene yaptırdığı mezbaha ve sai- Te yüzünden biraz borcu bulunduğun- dan, esasen senevi ancak on beş bin li- Ta varidatı olduğundan bu işi yalnız ı’!Xş:na başaramıyacağı — anlaşılmıştır. Elli hektarlık bir araziyi ihtiva den bu M—.—.— lerdir. Manzara itibarile emsali bu - lunmıyan bir güzelliğe sahip bu ka - sabanın su ihtiyacını temin'için eski kasabaya akan çeşme yollarının tadi- lâtla yeni şehre getirilmesi muvafık görülmüş, fakat mikyası mâ derecesi 14 olan bu sudan daha İyi suların mav- cudiyeti bu işe lüzum bırakmamıştır. Bir kısım halkın işine uymıyan bu ka- rarın mahzurlu görülen cihetleri de vardır. Bu mahzuru görenler demekte- dirler ki: Kasabanın on kilometre ya- kınında Karabük istaseyonunda Sü - mer Bank tarafından muazzam bir de- mir fabrikası ile bir sanayi şehri ya - pılmaktadır. Yakınlığı dolayısile kasa- ba halkının ticaret maksadile sanayi şehrine gitmeleri ve yavaş yavaş akın halinde Zafranbolunun kendiliğinden terkedilmesi tabildir. Belediye bir membar varidat bulup halka kolaylık göstermek suretile hattâ bir mücsse - senin de yardımile yeni şehre vapıla - cak çarşı ve evleri vücuda getirebilir. Asırlardanberi vücuda getirilen bir çok kıymetli âsar da bakımsızlık yüzünden harap olup gitmez. İktisadi ehemmiye- ti olan ve bilhassa tiftik, ceviz kötüğü, safran, sahlep, âav derisi, hayvanat, ke- reste ihracatı mühim bir yekün tu - tan bu kasabanın böyle kararsızlık için- de ticaretinin sektedar olması doğru görülmemektedir. Zatranbolu bağlarile meşhurdur. Ya- zın bütün kasaba halkı bağlara çıkar, gündüz kasabada işlerini görüp akşam bir saat yukarıda bağlara giderler. Bu sebepten her gün kasabaya gidip gel- mek mecburiyetindedirler, Kaza irti - bat yollarının günden güne. artması, bağcılığın da ilerlemesine sebep ol - muştur.Civar köylerde geniş mikyas- ta bağcılık yapılmakta, idrak - edilen mahsul civar vilâyetlere gönderilmek- î | SON POSTA —— —-. Adapazarında cinayet ve kaza neticesinde dört kişi öldü Adapazarı (Hususi) — Burada üç cinayet ve bir de kaza olmak üzere dört ölüm hâdisesi olmuştur. Karapürçek köyünden Nuri oğlu Ka- dir tarlasında mısır beklemeğe gider- ken gene o civarda mısır koruculuğu yapan Ali tarafından tabanca ile öldü- rülmüştür. Ali Kadiri domuz zannede- rek tabanca ile ateş ettiğini söylemek- tedir, Karakamış köyünden istasyona pan- car götürmekte olan Ali oğlu Muhar- rem de Fener caddesinden geçerken meçhul bir şahıs tarafından * tabanca ile öldürülmüştür. Polis iki kişiyi zan- naltına almıştır. Yoncalı köyünden İsmail oğlu İb - rahim de tarlasırla giderken meçhul bir şahıs tarafından atılan kurşunlarla öl- dürülmüştür. Tavuklu köyü ile Çaykışla köyü ara- sındaki yolda kasap Hüsnü at üzerinde giderken atın sarsıntısından belindeki Nazilli, 10 (Husust surette gönder- tabanca dört defa ateş almış ve Hüsnü diğimiz muhabirimizden) — Henüz İseliş bayrağını dalgalandıracak kasığına isabet eden bir kurşun yara - mensucat fabrikasının bacalarında dü- sile ölmüştür. Bir adama yıldırım çarplı — İgünkü çalışmasile parlak bir yarın va- Sındırgı (Husust) — Yayla bayırı |adediyor. Tam bir yıl önce Nazilli men- köyünden İbrahim oğlu Ali köyün Sücat fabrikasınm ilk temel taşını ka- Kara Pınar mevkiinde bostan bekler- Yan hîf'-ıîn KA BELN G İesndi ir hayata kavuşacağına işaret etmiş- t:“öğ'âî&üd"’m“" ANYO'ŞERE | yuvaki önün Şimdiden . Nazilinin Adapazarında bir çocuk araha altında ezildi çehresi tamamen değişmiş bulunuyor. Bin küsur amele Nazilli mensucat fabrikasının inşa işlerinde - çalıştırılı- yor. Fabrikanın. bekârlar ve evliler 2- Adapazarı (Husust) — Hacılar kö-| partımanlarile direktör evi, fabrikanın yünden Seyit İbrahim istasyona pan- car götürürken $ yaşındaki oğlu Neca- ti pancar arabasınm üzerinden düş- müş, tekerleklerin altında ezilmiş ve kaldırıldığı memleket hastancsinde öl- müştür. Göynük kaymakamı Göynük (Hususi) — İlgin kayma- kamlığından tahvilen buraya tayin edi- len Salâhaddin Kopçak gelmiş, vazife- sine başlamıştır. tedir. Bura mahsulünün başlıca busu- siyeti kabukların gayet ince olması ve çavuş Üzümü denilen cinsin en iyisi - nin burada yetişmesidir. Her sene iki milyon kiloya yakın mahsul alınırken, bu sene bütün üzüm- ler kavrulmuş, yaprakları sararıp dö- külmeğe başlamış, bütün bağları has- talık sarmış, bu yüzden bu sene yiye - cek üzüm bulunamamıştır. Hersene bol bol üzüm yiyen halk bu sene üzüme hasret çekmektedir. Kasabaya bir saat mesafede bir de Ko- narı köyü vardır. Bu köyde sebze ve meyva pek bol yetişmektedir. Her tara- fında kaynayan su membaâları vardır. Civar vilâyetlere sebze ve Tmeyva bu- radan gitmektedir. Adapazarında avcılar bayramı Adapazarı (Hususi) — Adapazarı 'Avetlilere Adapazarı Türk Ticaret Bankasına ait fabrikanın bir ziyafet verilmiştir. Ziyafet çok sarnimi bi akkında bir de söylevy vermiştir. Ziyafette h hi - balmıştır. — 4 Avcılar Birliği dördüncü teşekkül yılını büyük — tezahüratla kutlulamıştır. Çardak derasi kenarındaki bahçesinde av etlerinden r hava içinde geçmiş ve birlik başkanı doktor Nuri Abdi Rona avcılık azır bulunan şehir bandosu zivafet müddetince muhtelif havalar |tahsilleri, müştemilâtı, küçük binalar tamamen bitmiştir. Fabrika binasının inşaatı da yarıyı bulmuştur. 937 yılı sonunda işlemeğe başlaması mukarrer bulunan fabrikanın 937 yılı haziran ayında ta- mamlanarak faaliyete geçmesi kuvvet- le muhtemeldir. * Nazilli fabrikası için sipariş edilen makineler hazırlanmıştır. Makineler Sovyet Rusyadan pek yakında gelerek ayrılan yerlerine konulacak ve 15 ha- ziran tarihinde ilk tecrübelerini yap- mak üzere dönecektir. Fabrika için hazırlanan ilk plânda bazı tadilât ya- pılması muhtemel görülüyor. İlk he- saplara göre fabrikanın imal edeceği dokumalar ve bezler için çizilen had, memleket içinde artan istihlâk önünde yüzde kırk fazlasile temin edilecektir. Fabrikanın yükseldiği <Aşağı Na- zillir, Yukarı Nazilliyi unutturacak kadar çabuk bir inşa faaliyetile karşı- laşmıştır. Fabrika ile alâkadar olanlar- dan büzıları bu kısımda yeni inşaat ya- parak asırlardanberi kullanılmıyan ar- salar üzerinde küçük evler yükselti- yorlar. * Nazilli fabrikası, diğer fabrikaları- miza müyesser olmıyan geniş bir teş- kilâtla faaliyete geçecek demektir. Bu fabrikanın bir kilametre mesafe- sindeki pamuk islâh istasyonu, Nazilli fabrikasının harcayacağı İlk maddele- ri hazırlamak için plânlı bir şekilde ça- lışıyor. Bu kış mevsiminde yapılan de- nemelerden çok özlü neticeler alınmiş- tır. Nazilli fabrikası için uzun elyaflı pamuk cinsleri hazırlanmış ve bunla- rın tohumları parasız olarak - köylüye | tevzi edilmiştir. Geniş Aydın ovasında an binlerce müstahsilin yetiştirecekleri ilk pamuk- lar 937 yılı içinde alınacak ve fabrika- nın depolarına yerleştirilecektir, Burada bana verilen izahata göre İktisat Vekâleti fabrikamın harcayaca- ği ilk maddeleri iyi bir şekilde organi- ze etmek Üüzere pamuk müstahsili- ne tohum dağılacağı gibi ayrıca avans- da verecektir. Şu şartla ki pamuk müs- yetiştirecekleri pamukları fabrikanın emrine piyasa fiyatı üzerin- den teslim mecburiyetinde olacaktır. Bu fabrikada çalıştırılacak — 1800 işçi, 1800 ailenin Nazilli muhitinde barın- masına sebebiyet verecektir. Si aei Sayfa 5 Nazillinin çehresi şMidenîiîğiştî Mensucat fabrikasının makineleri geliyor |Elyaflı pamukların tohumları köylülere parasız olarak dağıtıldı, yapılan tecrübeler çok iyi neticeler verdi Nazillf fabrikası inşaatından bir görünüş İktisadt hayatımızda yeni bir yük- olan Nazillide, bir tek fabrikanın daha şimdi- — man görünmeden kazalıktan çıkarak |den sebebiyet verdiği canlılık, iş hac- — küçük bir şehir halini alan Nazilli, bu- | mini genişletmiştir. Nazilli fabrikası için Sovyet Rusyada staj müddetlerini — bitiren ve memlekete dönen ustabaşı- — larla teknisiyenler Kayseri fabrikasın- — da çalıştırılıyorlar. Bu işçiler fabrika — açılır açılmaz Nazilliye gelerek işbaşı — yapacaklardır. Fabrikayı benimseyen Nazillilerin şu dakikada duydukları sevincin dere- cesini ölçmek müşkül değildir. Mühit fabrikayı yaşatlığı nisbette fabrikanın verimi artacaktır. Adnan Bilget eee eee seketcesesseceserEReAERerLaaSEnendase sesecarAcErAcA — Sayfiye dönüşü Sayfiyeye giderlerken yükleri bir pijama ile bir mayodan ibaretti. O yükü de bırakıp döndüler. Şimdi aç- sınlar keselerin ağızlarını: Kostüm lâzım, rob lâzım, manto lâzım, şap- ka lâzım, pardesü lâzım!... Sivrisinek şehre dönenlerin ar- kasından me'yus me'yus baktı: — Ne tatlı günler yaşamıştık.. git- — tiler ha! * Plâj sahibi kumlara baktı: — Sel gitti, kum kaldı. Buna der- ler değil mi? SÜ * Bayanlar sayfiyeye ak gitmişler- di. Kapkara döndüler, Onların yüzleri tekrar ağardı am- ma baylarının yüzleri sarardı.. Çün- kü pudrayı sürenler bayanlardı, pa- rasını verenler de baylar. * t Dört sandalye, iki koltuk, bir ka- nape, bir de karyola götürmüşlerdi. Dönüşte; dört kırık sandalye, iki kırık koltuk, bir kirık kanape, bir de - kırık karyola geri getirdiler. * Sayfiyeden dönüyorlardı. Sayfi- yedeki köşkten sabahleyin saat beş- te çıktılar; kimseye görünmeden is- keleye indiler, — Neye; bakkala, kasaba barçla- rı mı vardı? diye — düşüneceksiniz; “Hayır, borçları falan yoktu. Fakat, sayfiye kamşularına ikide bir bah-« settikleri şehirdeki on odalı mükel- — lef apartımanlarının adresini vers memek için böyle yaptılar. Adresi verselerdi; adres alanlar da © adrese gelselerdi. On odalı mü- kellef apartımanın yerindeki ikl o- dalh ufacık evi göreceklerdi. * Soba odunu, soba odununa söy- ledi: — Bu insanlar da nasıl şeyler, yazın kendilerini yakıyorlar; kışın da bizi!.. ı