e Y 2 D e S LA N B Sayfa KAN KONUŞMAZ! — Ömer, dedi, sende bir şey — var. Babandan, benden, hepimizden — bir- şeyler gizleyorsun.. bu doğru değil.. Bunu doğru bulmayan Ömer ana- sına meseleyi anlattı. Kendini yerden " yöre çalarak, zanfına küfredesek, Nori ustanın oğlu olmağa lâyik olmadığını söyliyerek büyük derdini döktü ve: — Merak etme ana, dedi, geçti ar- tık.. böyle işler vız gelir bize.. Gülüzar Romeco Jülyeti okumamış- tı. Hattâ böyle bir kitabın varlığını bile bilmiyordu: — İkide bir, bir kitabım ismini söy- lüyorsun, nedir bunun mevzuu? diye * sordu. Ve Ömer kitabın mevzuunu anlat- tığı vakit Gülüzar çıkıştı oğluna: — Biraz zamansız, başka işin yok- muş gibi, daha çocuk sayılırken sev- dalanmışsın. Bu kötü.. sana yakıştıra- madım.. fakat mademki olan olmuş bir kere, işi büsbütün karmakarışık etme.. O kızdan sana, bize hayır gelir mi?Gel- mez mi? bilmem ama böyle eski zaman masallarını çıkarma ortaya.. kızla an- Taşabilirsen ne âlâ.. babasından — sana ne?.. Hem kız senin kimin oğlu oldu- ğunu biliyor mu?, — Hayır... Ben söylemedim.. o da sormadı.. — Kimin oğlu olduğunu da söyle.. sonra açılmağa falan da kalkma.. oku- sun ilk önce.. kimbilir belki faydalı bile olur.. O gece Gülüzar işi Nuri ustaya açtı. Nuri usta: — Bizim oğlanın taassubu hoşuma gidiyor, dedi. Çocukça tarafları var e- bet ama, doğru tarafları da yok değil... Onun yaşı heyecan ve coşkunluk yaşı olduğu kadar taassup yaşıdır da.. İşi akışına Hrakmalı.. berakmalı bacalar sın, çırpınsın, bu tarafları da pişmeğe başlasın... Bizim dikkat edeceğimiz şey onun yuvarlanmamasıdır.. yuvarlana- cağını hissedersek yakasından tutarız. e Süheylâ Ömeri yakaladı. Ömrner İsmetten ayrılmış Sirkecide — tramvay bekliyordu. Süheylâ birden- bire çıktı karşısına : — Sizi beklemek sırası bu vefer de bana geldi, dedi. Siz beni Bebekte bek- lediniz, ben sizi Sirkecide.. Ömerin ilk duyduğu şey büyük bir " telâş ve sıcak bir sevinç oldu. Süheylâ Ömeri Eminönüne doğ - rü yürütürken boyuna konuşuyor: — Hani bana kitap getirmeği va - detmiştiniz... Hani benimle bir çok mühim şeyler konuşacaktınız.. Hani arkadaş olacaktık.. Bütün bunlar gü- neşli ve rüzgârlı bir günün boş vaitleri miydi? Bana darıldınız mı? Köprüyü geçtiler. Karaköyde bir pastacının üst katına çıktılar. «Yu « karıda salonumuz vardır» ismini taşı- yan bu dört beş masalı yerde onlar - dan başka iki çift daha vardı. Birbir- lerinin burnuna sokulmuş, kâinattan © gizlemek istedikleri bir şeyleri konu - — fabrikasının işçisi şan iki çift. Çiftlerden birisinin erkeği kasket- liydi, tıraşı biraz uzamış. Karşısındaki kadının başında siyah bir örtü var ve parmakları tendürdüyota batmış gibi boyalı. * Ömer «bu genç kadın bir dokuma îlmkn diye düşün- dü, Ve gene bir lâhzede «bana böylesi lazımdı» fikri aklından geçti. Öteki çiftin erkeği çok şişman bir adam. Çok ta şık giyinmiş. Kadına ge- lince ince, tüy gibi bir şey.. Dudakla - rında boya ve uzun ellerinde manikür. Süheylâ Ömeri dürttü: — Patronla daktilosu, dedi. Pat - ronu daktilosuna Tokatliyanda ran - devu verecek değil ya, burda buluş - muşlar işte.. . Buraya Ömeri sokan Süheylâ idi. Ömer Süheylâya sordu: — Buraya ilk gelişiniz mi? — Niye sordunuz?2.. Son Postanın Edebi Tetrikası: 81 — Merak ettim.. — Sizden başka birisile de böyle yerlere geldim mi diye merak ediyor - sunuz değil mi? Di — Evet. — Daha doğrusu hayatımda fHlört « lerim olup olmadığını anlamak istiyor- sunuz.. — Evet.. — Öyleyse oldu.. Üç tane.. Fakat hiç birile böyle yerlere gelmedim., Ömer «öyleyse niçin benimle gel - diniz?» diye sormak istedi, sarmadı. Fakat bu sorulmıyan suale Süheylâ ce- vap verdi: — Bana «ilânı aşk» edenlerden bi- risi bizim erkek kolejindendi. Bizim mektepte bir âdet vardır. Meselâ er - kek kolejinin 5 inci sınıfı ile kız koleji nin 5 inci sınıf talebeleri «sımf kardeşi» olurlar, Arasıra birbirlerini çaya filân çağırırlar. Onunla bu çaylarda buluşur- duk. İkincisi, arkadaşlarımdan birisi - nin kardeşiydi, Bir İzmirli fabrikatö - rün oğlu.. Üçüncüsü... General Metaksas idareyi ele aldık- tan sonra Yunanistanda yeni bir rejim İkurmuştur. İyi bir asker olduğunda ittifak edilen Generalm askeri bir dik- tatörlük kurması bekleniyordu. Fakat bütün tahminler boşa çıktı. Motaksas memleketinde içtima! bir inkılâp hare: ketine girişti" Diktatörlüğünü ilân eden Genera- Ömer Süheylânıin sözünü bir par-İlin belli başlı ieraatı memleketinde İ- ça sert kesti: — Anlaşıldı, dedi, kimisi sınıf kar- deşiniz, kimisi arkadaş kardeşiniz, ya- ni hepsi sizin muhitinizdendi. Muhiti- nizin delikanlılarıydı. Onlarla böyle pastahanelerde buluşmağa lüzum yok- tu.. Amma ben sizin muhitinizin ço - cuğu değilim.. Görüyorsunuz ya, ara- mızda nasıl aşılmaz karlı dağlar var. Hattâ kim bilir, belki sizin bana gös- terdiğiniz alâka da Amerikanvari bir küçük hanım alâkası. Başka muhitten bir erkeği tanımak merakı.. Bir filim görmüştüm. Zaten hayatımda iki fil - min tesiri olacakmış.. Birisini gördü- ğgüm vakit çocuktum. Bir hırsız polis filmi.. Ama bana hayatımın en güzel işini yaptırmıştı. İkincisini göreli bir sene kadar oluyor. Bir milyonerin kı - zi büyük bir transatlântiğin ateşçisine tutuluyor. Daha doğrusu milyoner ha- nim tıpki baklava börek — yemekten muvakkaten bıkan bir obur gibi zey- tinin de tadını merak ediyor.. Süheylâ, gözleri dolu dolu Ömerin yüzüne baktı: — Ömmer, dedi. Çok kötü insansın.. — İçinizden geçenleri yüzünüze vu- rTuyorum diye mi?. (Arkası var) Bir Doktorun Günlük Pazartesi Notlarından — (*) Bir dımağ Kanaması vak'asi Bu hastam. Altmiş yaşında tansyonu 11-26 dür, Ensesi ağrıyor başı dönüyor. Tansyon yüksekliği bir tehlike teşkil ediyordu. Perhiz yapmasını, fazla su. Kahve Tütün İçmemesin! kat'1 olarak tavsiye ettim. Bir gişe (İyod ve kreşin) kullandı. Fu- kat kendi kendine perhizi bosmuştu. Bir ay sonra. Bir gece bu bastaya çağrıldım. Dımağ kanamasından — hastalanmışta. Tünsyo- n (26) idi. Sol tarafına felç gelmişti. Bir mikdar kan aldım. Başına buz kesesi koydum Bir müshil verdim. Bu tedavi tesir etmedi. Dımağdaki kan çıban yapmıştı. Ateşi yükseldi. Olanca ihtimam boşa çıktı. İyi kalpli bir insan- di Öldü. Karilerim tansyon işi hiç şakaya gel- mez kontrol ister ve hekim sözü de tut- mak gerektir. —————————————————— — (*) Bu notları kesip saklayınız, ya - hut bir albüme yapıştınp — kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanmızda bu notlar kiliği yaratan muhtelif partileri orta- dan kaldırması ve parlâmentoyu dağıt- masıdır. Metaksas şimdi bütün mesâi- sini memleketinin ekonomik — kalkın- masına hasretmektedir. Bursada atletizm müsa_blkalan Beş şehir arasında yapılan müsabakalarda Bursa birinci geldi doluydu. Merasime atletlerin geçid resmile başlandı. Resmi geçitden sonra beş şehrin dinç sporcuları hep beraber İstiklâl marşını söy- lediler. Bunu müteakip müsabakalara başlandı: 100 metre sür'at yarışını Bur- sadan Nazmi, 11 saniye 2 de iyi bir derece ile yaptı Birinci geldi. 800 metreyi 2 dakikada Bursadan Basri kazandı. 3000 metre muka- vemeti Balıkesirden Turgut 10 dakika 26 saniyede kazandı. Sırıkla yüksek atlamayı Bursadan Rama- zan 3 Metre 59 1/2 de aştı. Gül- leyi Sabahaddin 10 metre 40 ile Bursaya kazandırdı. Uzun atlamada Bursalı Rama- zan 5 metre 76 birinciliği aldı. Diski de yine Bursalı Sabahaddin 9 metre 41 santi metreye kadar savurarak — birinci oldu. Balkan bayrak yarışını, Bursa takımı sıkı bir koşudan sonra 3 dakika 51 10/2 kazandı. 400 metre bayrak yarışında da gine Bursa takımı 48 saniyede birinci geldi. Hğııbıkıkm neticesinde ya- pılan tasnif mucibince 49 puvanla Bursa birinci, 28 puvanla Balıkesir 2 nci oldular. Müsabakalardan sonra Atletizm Federasyonu Reisi Vildan bir nutuk irat ederek, bu kabil şehir temaslarının atletizm için fevkalâde kıymetli olduğunu izah ve Bursalıları bu iyi teşebbüslerin- den dolayı tebrik etti. Bursa Valisi Şefik de cevaben Bursalı- larm Fedeasyona teşekkürünü bil- dirdi. Federasyon Reisini müs- bet gayretinden dolayı tebrik eyldi. Sporcuları da takdir ederek Federasyon Reisinin getirdiği ku- payı vilâyetinin galip sporcularına verdi. Atletizm Federasyon Reisi Vil- dan ir, — İstanbul — atletizm Federasyon ajanı Ömer Besim bu akşam Yalova yoluyla İstanbula ni Moda Deniz Yarışları çok güzel oldu Müsabaka harici İngiliz gemicileri tarafından yapılan yarışı halk şiddetle alkışlamıştır Hödüned'ne görelinedün Maodülürentiğ edilen deniz yarışları çok güzel ve zevk. h olmuştur . Bütün sahili ve denizi dolduran bin- lerce halkın takip ettiği yarışlarda alı- nan neticeler şunlardır: Birlik klâşik, (kıdemli). Mesafe 1600 metre - şampiyonası: Birinci: Fenerbahçe - Derece 6,45 dakika, İkinci: Beykoz - Derece 647 daki- ka, Üçüncü: Güneş - Kikler: Deniz harp metkebi sınıfları arasında. Mesafe 1600 metre. Birinci: 3 numaralı kik. İkinci: 4 numaralı kik. Birinci gelen 2 numara yanlış dö - nüş yaptığından diskalifye edilmiştir. İşm hep bir arada toplanmış olml—“’," İki çifte klâsik (kıdemli). Mesafe| dır. Dün kayık yarışları ayni 1600 metre « İstanbul şampiyonası: Birinci: Güneş, 6 dakika 26 sâniye. İyın da teşhiri oldu. Hemen hemen b" İkinci: Beykoz, 6 dakika 30 sâniye. İtiin İstanbul Moda koyuna toplanm!i? j Altı çifte filikalar: (Donanma efra-İ4, İstediğiniz ahbabı birar ararsaf” dı arasında). Mesafe 1600 metre: Birinci: Hamidiye filikası, Bayanlar arasında dörtlük klâsik.| , Mesafe 800 metre. Birinci: Fenerbahçe, ikinci Güneş. İhiri gece yarısından sonra Defterdaf” Majeste |iskelesinde demirli, Rufat reisin M Edvard, Nahlin yatı ile yarış sahasma ği ile, ayni iskelede demirli Hıcı_gğ Bu müsabaka - başlarken şeref vermişlerdir. Beş çifte filikalar (Donanma efradı | öteberi 'arasında, Mesafe 1600 metre, Birinci: Mecidiye, ikinci: Hamidiye, Bu yarış başlarken Atatürk ve İs - met İnönü Ertuğru! yatı ile müsabaka- Tarı seyre gelmişlerdir. Döztlük klâsik (kıdemli). Mesafe 1600, İstanbul şampiyonası. Birinci: Beykoz 5 dakika 32 sâniye, ikinci: Galatasaray 5 dakika 41 sâni - ye Altı çifte alâmanalar: Adalı Dur - sun kaptan birinci, Karadenizli Hüse- hareket ettiler. Beş şehir müsabakasına, Bursa, Ayvalık, Edremid, Balıkesir, Ban- dırma şehirleri iştirâk etmişlerdir. Gelecek seneki ir) mü- sabakalarınım Edremi ':'.':.L.n kararlaştırılmıştır. Büyük misafirimiz Majeste Kral|yin kaptan ikinet. HoT Celâl Bayar, Fuat Ağrali, Örgen j Ali Said, Fahreddin Altlı ve diğer bit İ çok zevât müsabakaları yakından, v& | mişlerdir. N Müsabaka harici İngiliz gemicilef arasında 800 metrelik bir yarış yaptl miş halkın alkışlarile devam eden PE müsabakayı yeşil filika rakibini A son on metrode geçerek birinci olmut tur. , Birinci ve ikinci bayraklar ve kuf' İL Korgeneral Ali Said tarafından vef | DünModıİ:uyununıynbîrhll’ | siyeti İstanbulun bütün |:ıîiilıı'l“Jı ayrı ayrı göze çarpan güzel mlyob j * da güzel vücutlardaki güzel mıy;, | 4 derhal bulabiliyordunuz. Korsan Hamdi Rizeli oğlu sandalcı Hamdi medin ve Kâzımın sandallarına gi almış ve yakalanmıştır. U TAKVIM