2 Eylül î(ral HiRüAn'E nasıl geçer ? Sevdiği s;;riar, eğlehceler, musiki, hayvanlar, elbiseler, yemekler Kral sekizinci Ed- Vard, yaşayışındaki Badelik ve krallığa Mahsus külfetlerden hatten çekinmiş bir şŞadam olduğu için 42 Yaşına vardığı halde ancak 35 yaşında görünür. Sarı sax henüz bir zerre sey- relmeniş, yüzü de - likanlılık taravetini kaybetmemiştir. Bunun sebebi ya- Şayışının — intizamı, e hayat zevklerine, hayat eğlencelerine karşı itidâülden ay- tılmayışıdır. Kral Edvard'ın ya- Şayışı şu şekilde ta- rif ediliyor: - K"ıhy:îr EERY h !ıaı buj bizde tercüme ed(-bı_)ıau' çukı le, harap ve perişan, birer birer yok| — Bu başlangıçtan sonra bugün için ha- ND yi Ve W S aC E (ilerledikten sonra arıyabiteceğimiz mü-'oluyor; Türk sanati bir gün bir nefis zırladığım mevzua geliyorum; ı kahvaltısından — ev- CERELA U SA ABOMDE Si S 'Zıyetml::dvndır. A;_ı;ııdan ayı'ı;nıış mi, /bina, bir başka gün bir şaheser çeşme,| On yedinci asır vezirlerinden nak « $ - ayrılmamış mı, bilmiyorum; fransız -|bir köprü i /be - ? ı i Va ğ;lupmnuük yapar. Kral çok sevdiği ıt Mmmn::ı'ııı ı::nde- lı“ v k:rşılıq lmiy YA YP e âîııı:('ıprıı, bir han, bir hamam kaybe :;î lılqaıan I:::ımlîıııı: u;ı;:: ı:“rn % nit ği 'Wı"m ';:sîd’d"' lc?uıu;:l :"ıı—ıı'.:ırml-’i l ,uşı’ âğ:m“' ıi der: bu bali ile tatlı tatlı okunan bir ki-| Demirkapıda Hamlacılar mescidi -|Son Posta'da harap manzarasına acındı. $ Nldığıy !wa“'ülwh: onun v Fık; n ı': lîiı' çok güzel |çaptır; bizim için de asıl ehömmiyetli nin bir minaresi vardı; İstanbulun ve|ğım Koca Sinanın Zalpaşa âbidelerinin E l porl e t bunların | çalar. t en çok çaldığı şeyler de|elan budüur. Türk mimerisidi w /lân gibi | biraz ilerisindedir. İ ikisini de pek fazla beğenmez. Boks |dans parçalarıdır. Arada saksafon da türk mimarisinin en narin, ceylân gibi y y Maçlarını temaşadan hoşlanır. Hayvan- |çalarak eğlenir. Kader'in yayılmasına bir müâni de'minaresi idi, Bir eşi daha yoktu; Fır - Nakkaş Husun'Pışva_yı ı.Şıı-ılı.. mü- b Bizde harririnin yazdığı gibi «ne hizmetle, lara karşı derin bir sevgi beslemek yü- zünden avcılığı sevmez. Kral Edvard yirmi döri saatle bir ke- re yemek yer. Yıllardanberi kendini buna alıştırmış bulunüyor. İçkinin hiç bir çeşidine iptilâsı yak- tur. Arada bir, bir kadeh viski içer. Fa- u — SON POSTA Konuşma “Kader, Yazan: Nurullah ATAÇ B. ÂAsım Us,- Voltaire'in Zadig ou le Destin adlı küçük ahlâki hikâyeler ki - tabını dilimize sadece Kader (|) adı ile çevirmiş, mini mini bir cild halinde bas- tırmış. Bu, hiç şüphesiz ki hem tebri- ke, hem de teşekküre değer bir hiz - metlir. Bize, Ayrupa'da son yıllarda çıkıp rağbet kazanan kıymıeti şüpheli romanlardan ziyade böyle zamana mu- kavemet edebilmiş, şöhretlerinin çici olma anlaşılmış eserlerin t cümesi lâzımdır. B. / sa Zadig'i tercih et etmeliyiz, çünkü. Voltain eğlendirmek için y manlar, gayet Bunların arasında Zadig £ leri değildir, Candide ile, ha ile muka * edilemez; fakat rın tercümesi güç olduğu gibi hicvı tikleri fikirlerin ihi bi K olma- günkü miş &ı bizim için değerini artırır, 3 zevkini daha iyi tadabiliriz Kader'in yayılması lâzımdır, şünkü gençlerim hakiki Avrupa edebiyalı zevkini böyle kitaplar verecektir. B. Sesi kuvvetli ve yüksekçedir. Keli - meleri son derece fesahatle söyler. Li- sanının bütün lehçelerini bilir ve bu yoldaki ihtisasından istifade eder, İngilizceden başka mükemmel İs - panyolca, güzel Fransızca, iyi Alman- ca konuşur. Daha başka lisanlarla da meşgül olmuş ve bu lisanlarla da ifa - dei meram kudretini ihraz etmiştir. Mektep hayatında lisandan sonra en çok muvaffak olduğu ders riyaziye idi. Kral Edvardın ata merakı da meş - hurdur, Ata binmeyi sever ve bir kaç| kaza geçirdiği için binici'iğinin iyi ol- madığı hakkında söylenen süzlere rağ- men iyi bir binicidir. Asım Us temiz ve açık bir dille tercü- me etmiş belki Voltaire'in ifadesindeki foynar, güler gibi hali veremensiş; fa - yoktur: ucuz, on beş kur böyle ucuz kitaplar bir çoğalsa!... O za- man gençlerimize okümadıkları için si- tem edebiliriz. Kader'in üzerinde bir serinin | inci numarası olduğu kaydı var; bundan sonra çıkacaxklar da böyle değerli kitaplar olursa... B. Asım Us'un kitaba sadece Kader adını koymasına bir şey dencimez; fa- kat Voltaire'i «Volter», Zadig'i Sadık şeklinde yazmasını doğru bulniadım. Bu hususta Voltaire'in bana değil, ona| hak vereceğini bilirim, çünkü Zadig'in muharriri de ecnebi adlarını değişti - yen devirlerin muharrirlerindendi; lord Tarihi âbidelerimize Sıyfa —7 nasıl bakıyoruz ? * » * Eyüpte Nakkaş Hasan Paşa türbesinde bulunan ve yerleri Türk eserleri müzesi olan memer | sandukalar güvercin pisliği içinde yüzüyor Âbidelerimiz ve sanat eserlerimiz, a- sırlardanberi devam eden lâkaydimiz tınada harap olmuş, şerefesinin altına kadar yıktırıldı. Şimdi bir sütun halin- de duruyor. Acaba yeniden yıkılacak mıdır, yapılırsa eski eşsiz narinliğini vermek Mmümkün olabilecek midir? Beyoğlunda Ağacamii de tamir edili - yot. Etrafında tahtaperde olduğu için göremedim. Fakat avlu duvarını görünce içim sızladı: Bu, alelâde bir kalfanın elin - den çıkmış kötü bir duvardır. Tarihi bir eser, bir sanat eseri tamir edilirken esas şeklinin en ufak bir yeri değişti - rilemez. Evkaf idaresinin nazarı dik - Bukingham'ın adını, fransızraya uy >|katini Ağacamlinden sonra Beyazıt Yazan: Reşad Ekrem Koçu Nakkaş Hasan Paş a türbesinin içi da, aylândoz ağaçlarından bir asma bahçe almuş. ne de suihizmetle şöhret alnuş», sönük bir simadır. Hicri 1005 de büyük mira- horluk ile Enderundan çıkan nakkaş Hasan, 1011 de Yeniçeri ağası, 1015 de sadaret kaymakamı, 1016 da da, A « doluda büyük Celâli isyanma karşı serdar tayin edilmiş, hiç bir iş göreme- den İstanbula dönmüş, kubbe verizi olmuş, 1032 de vefat etmiş ve Eyüp - teki türbesine defnedilmiştir. Bu güzel türbe, uzun yıllardanberi pek harap ve perişan bir haldedir. Bir an evvel tamiri lâzım yüzlerce yüksek tarih ve sanat eseri dururken Nakkaş. paşa türbesinin tamiri bilmem müm - PD A a gl 'Hıyvın!ar içın(i_eben__çok scvdikk.:r.i, sun diye, Bougulncam şekline sokar.|camiinin üzerine de celbelmek iste - kün olur mu? Fakat bu türbenin için ; î köpeklerdir. Sevdiği köpeklerden biri-| kakat ne apalım ki biz ori sekizinci ö- n e de beş tane mermer sanduka vardır ki $ nin ölümü yüzünden bir teessür buhra- eava a vci a-İyim; Beyazıt camli de tamir edilirken || | pürk taşçılığının birer nefise - © n irdiği 2 sırda değiliz; bizi Voltaire'den ayıran | kuhbenin altı ve meydana bakan du - unlar AAÇALIŞNUR Di FAaR L iki yüz yıl içinde ecbeni adlarını asıl ü sidir. Oymalı ayaklar üzerine oturtul - —& Bahçıvanlık, büyük babasından te -|. 4 T a p var çimento sıvanmıştır. Bu. koca mi- / üs ettiği bir ŞA , a Ğ imlâları ile yazmak usulü de vazolun- Hâyreddini hasarine 'bedit” biri 0t olan sandukaların sırtı bir şal ı:ıl?ı varla, gi BÜ saekür. Oül Şetiştir - İüy; bu;da çaresizdir, çünkü böyle gP TT Y Sahitat dirrtoslaki a: | B A OAi aat bir Krsl Kavardım' ö _ğ_ü'_ Ba hurdur, | Tesa bir takım karışıklıklar - çıkacağı | SWikasttır. T'ı?k' SADA Güyetei Of- kuşak ve sağ tarafına da bir hançer Fakat Ketidisi rah: ıgııy.ınışıı:ı HOU urihuı. anlaşıldı. manlı zevkinin Ayasofya mozayikleri- | Sapılmıştır. Bugün bir havap türbenin üsi rahatlığı şıklığa tercih e- rduğ bi. üvercin pisliğine gömülmü der. Mavi ile gölgelenen parlak renk -| — Hele Zadig'in Sadık olrası hiç ka -|" 5Xe SA “g“âwmn Ş aa e RRRL HD lerden hoşlanır. İki sira düğmeli ce - bul edilemez; çünkü Voltaine kendine d0 ğ-::râğo lll:euz&"m hamımmml şö)'_ bita eser":riımm" v dıdir İş ketleri, yeleksiz giyebildiği için, başka | göre bir şarklı adı icad ettriş. O adın le bi halîîverin- 'Kubbesinin e&mîıny- Bi Ekrem Koçu biçimlere üstün tutar. Yazın başına bir |uydurma olduğunu tecrümesinde de nibctl K Reşad hasır şapka, sırtına beyaz bir elbise, a- | göstermek zaruridir. B. Asım Us Za - a İi YAR Ka Ra n tş yaklarına beyaz kahve rengi veya si -|dig'i değiştirmiş ama Setoc'u, Missef'u, Yanar dağların romatizmalılara buyuk f.ydın varmış! yah ayakkabı geçirerek gezmek, en çok | Almona'yı, Moabdar'ı olduğu gibi bı - beğendiği şeydir. . |Pakmağa mecbür olmuş. Böyle uydur- B Kralıri” gârdrobunda' 130 kat üni - ma adların yanında Sadık aykırı kalı- ğ forma ve elbise bulunduğu söyleniyor. ');_' e'verm <i Fakat kendisi gayet sür'atle giyinir. O | YT xıe '":"';): ih KÇON K | kadar ki bir üniformayı iki dakikada Ku_'_';“'f'“ e BİLEKE (NDK ER j giyer ve merasime çıkür. gPa t Kralın,yelek giymek mecbutiyetinden | -Kral Edvard günde b B. Asım Us'a dahâ ehemmiyetli -bir j kurtardığı için en fazla ku ile iktifa eder. Re itirazım var. Kitabın bir çok yerlerin- i beğendiği elbise şekli laı)ı(udannîvş ıf(:ıîi:“k 'H -|de «tenkit» lpon(:li-'iîig:iy ımî;an x'îr, ; vek yanında bir müddet kaldı on- |meselâ: «Falanca: ..., i» gibi cümle- kat şampanyalarla, şaraplarla başı ho$'ra vazifesine başlar İlerde «dedi» yi satırbaşı yapıp majus. j değildir. Bukingam sarayındaki dâiresi üç o- |külle. yazıyor. Halbuki satırbaşı yap « İ Kral Edvard sigarayı da itidal dal- | dalıdır. Duvarları, atalarıma ait atla -|manan, majüskülle yazmanm husus! ; resinde kullanır, Sigaralarını yapan bir ('yın resimlerile süslüdür. manaları vardır; bunlar gelişi güzel | Mütehassısı vardır. Fakat bir siğarayı #onuna kadar içliği görülmez. Avada * bir, bir yaprak sigarası kullandığı da vakidir, fakat yirmi 'senedenberi pipo içmeğe uğraştığı halde muvaffak ola- Mamıştır, Pipo tütününü — sevmemek- tedir, Kralın en belli başli eğlencesi sine- Kralin üç telefonu vardır. Birisi ken- di hususi telefönüdur. Ve bu telefonun numarasinı ancak ön, on beş kişi bilir. Kral öğleden eyvel, mektuplarını o- kur, resmi evrakı imzalar, mürotaz' mi- safirlerini kabul eder, öğle - yemeğini validesi ile birlikte yedikten sonra bir küllanılacak şeyler değildir. B. Asım Us pekâlâ takdir eder ki kitabınr bilhassa (gençler, mektepliler okuyacaktır; on- |lar - dili de, tenkiti de bu kitaplardan İöğreneceklerdir. Binaenaleyk, çok ti- |tiz olmamız lâzımdır; çünkü onlar için |her yazı, eğlence için yazılmış roman- lar dahi olsa, kafalarını teşkile memur Çihde romatizmaya karşı tatbik e-;birbiri ardında çocuk doğuruyorlar « SO madır. Görülmeğe değer hiç bir filmi| müddet İstirabat eden. deha sonra ge |Di lti dilen ea meşhur tedavi usulü, hastala- |mış. j kaçırmaz. Bilhassa müsikili-ve kostüm.İne İş basina deçen Aksema Çoğrü İsmil . —e N n lâv birikintileri içine tamamile göm| — — — — — — — lü filimlerden hoşlanır. Şarlonun cser-| birakarak biraz gezer ve geçelerini € -| (1) Vakit cep kitapları Ne. 1, 204 ŞY AAA 7 Avusturyada hava kuvvetleri $ leri, en çok beğendiği eserler arasın -| VİNde geçirir, yahut ziyaretlere çıkar. İşayıfa, 15 kuruş. mektir. Bu lâv bi kıııı_ı eti sıcaktır. vuslury ——— FU Hastalar buraya gömülüp saatlerce 'çm iane l.pl.myor t dadır. Operalardan âdeta kaçar. Fa - İrlandanın nüfusu yattıktan sonra Jâvların içinden çıkı- Dublin, 1 (A.A.) — Serbest İrlan-|yor ve romatizmanın sızılarından u - Viyana, 1 (A.A.) — Garnizon bu- | da cumhuriyetinin nüfusu nisarida ya-|zun bir müddet için halâs buluyorlar. |lunan bütün şehirlerde hava kuvvetleri 5.000 dir. | Yine Çinlilere göre bu lâv birikintile- |için ianeler açılmıştır. Eylül ayı içinde 8 bin kişilik İrine gömülen kısır kadınlar en kısa za-| Viyanada da büyük bir iane toplana - man içinde kısırlıktan kurtuluyor ve|caktır. İ Dünya tüy sıklet boks şampiyonu Nev - York, 1 (A.A.) — Partori- golü boksör Escobar, Amerikalı İtal -| yan Tony Marino'yu 13 üncü ravntta pılan sayıma nazaran nakavt ederek dünya tüy siklet şam « 1926 senesine nisbeten piyonluğu ünvanını kazanmıştır, ıbîr noksan vardır. kat musikili revüleri beğenir. Danslar içinde tangolarla rumbaları tercih e - der. Arasıra bir valse de iştirak et Börülür. Kâğıt oyunları, en sevmediği Şeyler arasındadır. Bununla beraber &- rada bir poker öynadiğı da görülmüs-