-SON POSTA diğınız duymüyorum, — hasta misiniz diye merak ettim. t Tııpt:ıncı Dişçinin kabinesine — Dişçi ellerini v buşturdu: — Alfediniz, dedi, Büakende iş yapmı - Yoruz.. Toptan ister - Meniz... ... Tiyatro gişesinde — Yanyana iki kol. İsttiyorum. » — Koltuk kalma » Ayakta bilet ister » Vereyim., — Peki veriniz am- NU iki tane yan yana Gülüyor gene bana, Fıkır fikir bü çapkın; Yakındır ne de cana, Fıkır fıkır bu çapkın.. Güler hep kah kah kah kah, Severim vallah billâh; Gezerken akşam, sabah, Hep hırıtır bu çapkın.. Ben onu pek tanırım, Aldatır aldanırım; Yenilecek sanırım, Çıtır çıtır bu çapkın!.. — Niçin daima dostlarınızın aleyhlerinde bulunursunuz? — Dostum olmuıyanları, onlar kadar yakından tanımam da.. Evlerin kapılarını anahtarla kurcalar - *0 yakayı ele vermişti; inkâr etti: — Ben hırsız değilim.. — Kapıilara anahtar uydururken gör - ler, — Orası doğru amma, hırsızlık mak - &, Ü mrecaktim. Ba yündün İTargi Kaşye Yor diye baktım. 4 Sirkin adam, güzel kıza bir buket gön- İedi; buketi gölüren geri döndüğü zaman u: a Buketin benim tarahendan gönde - kini söyledin mi? — Sizin tarafınızdan — gönderildiğini Nöylemedi. — Zarar yok o gene anlar. & Zaznetmem; anlıyabilsin; bu buketi Büzel bir erkek gönderdi, dedim de... ... Aksi seda — Her Ksanı bilen kimseyi gördün mü? — Gördüm: — Nerede? — Bizim bahçede.. 2212222 — Bizim bahçenin arkasında — yüksek *duyar var; o her lisanda konuşur. aa W — Evct hangi lisanla bağınırsan sada- aksi ayni ksanla gene sana gelir. İyi bilmişim — Vay Bay Ahmet, görmiyeli ne ka - dar değişmişsin.. — Bir yanlışlık olacak, Ahmet değil... — İyi bilmişim, demek adını bile de » benim adiım Biştirdin hal ... Bahçede Tiyatro — Yahu tiyatroyu bahçede ilân ediyor- sunuz; ya yağmur yağarsa.. — Ne zarar var, o zaman da oynanır. — Yağmurum altında herkes — islansın raı? — Daha iyi ya, yağmur yağınca «Nuh tufanı »piyesi oynanır, herkes te bu piyesi tabil bir dekor içinde seyretmiş olur. — Kaocasından ayrıldıktan sonra kalbi parça parça olmuş. — Daha iyi ya, şimdi her parçasmı bir adama verir. ... Kocan ne kadar az konuşuyar.. — Ben her sözüme kısaca, peki, de - mesini istiyorum dal — Saç ilâcı verir misiniz? mi? — Küçük şişe kâfidir, pek uzun saç istemiyorum da... — Zahmet etme kocacığım ispirto şişesini buldum, yemeği ispirto oca - ğında asıtırız. Onu da süpürür Hizmetçiye ilânı aşk ediyordu. — Kalbimi, ayaklarınızın dedi,. altına sermek istiyorum. — Sakın bu işi gim di yapmayın görüyor- sunuz yerleri süpürü - yorum. Müstesna Karı koca arasın - da; Kadın — Evvelce her şeyi yok pahasına alırdık. Erkek koca müstesna; baba- Yalmz nin serveti olmasay - alır- dı ben seni zor — İyi ettin de geldin, sana söyliyecek o |kadar çok söz biriktirmiştir ki.. — Dur şimdi gideyim de bir kaç gün sonra gelirim., — Neden şimdi gidiyorsun? — Biriktirdiğin sözlerden — bir kasmını sarfedesin de, bana azi âklaın diye. ... — Avcı ne vurdun? — İki tane keklik. — Göster bakayım! Gösterir. — Yahu bunlar karga, KIRK GÜNDE DEVRİÂLEM Tanımadığınız memleketler ve insanlar Yazanı M. Ekrem * Avrupalıların mezarı ,, ismile anıian ada : Madagaskar jle de uğraştı, Madagaskarın beyaz ırkların yegâne yaşayabileceği mıntaka olan Yayla kısmından güzel bir manzara * Hind denizine giden iki yola hâkim bir ada olup müstemlekesi bulunduğu Fransadan biraz büyüktür. Denizde u- zaktan bu adaya bakılacak olursa sa- hilden itibaren yukarılara doğru ga - yet büyük yeşil merdivenler halinde dağların birbiri sıralanarak yükseldiği görülür. 16 ncı asırda Portekizlerin keşfet - tiği bu adayı pek eski zamanlarda Ro- malıların rakibi olan Kartacalıların ta> nıdıkları, hattâ üzerinde yerleştikleri üzerine |zannediliyor. 1548 de Avrupalı muha- cirler ve misyönerler, Portekizler ta - rafından yerleşmek üzere bu adaya gönderildikleri zaman yerliler tarafın- dan öldürüldüler. Bu hâdise üzerine cesareti - kırılan Portekiz hükümeti ada hakkındaki ü- mitlerinden vaz geçti. Portekizi takip eden Fransa karşılıklı bir çok kıtalden sonra bu kıt'aya hâkim olabildi. Madagaskgır yerlileri kendilerine fe- na muamele yapan ve tethiş siyaseti takip eden Fransız kumandanlarına ve muhacirlerine karşı daima diş biliyor- lardı Bit noel gecesi hiristiyanların kili - seye dolduklarını gören yerliler ani bir hücum ile katliâm yaptılar. Fakat ada üzerinde hâkimiyet tesis etmek is- tiyen Fransa kararında sebat etti. Hat- tâ muhtelif tarihlerde rakibi İngilizler- Nihayet kat't olarak 1895 de adaya hâkim oldu. Nüfusu ancak (4) milyona çıkan Madagaskarın şimal ve şark sahilleri 'ııcuk ve rütubetli olduğundan sıhhate — Alfetmişsin, bunlar hâlis muhlis kek- | bedeldir. Hk; renklerinin siyahlığı seni aldatmasın. Hattâ buralara «Avrupalıların me- Fransanın bu adadan maada Hind Ok- yanusunda ve Afrikanın şark sahilin« de diğer bir takım müstemlekeleri de vardır. Kızıl deniz — methalinde — nüfusu 90.000 ni geçmiyen Fransız Somalisi bulunur. — Sıcak ve kurak olan Fran- sız Somalisi çöl halinde bulunmakla beraber Hind Okyanusu üzerinde bir uğrak noktası vazifesini görür. Başlıca şehri Cibutidir. Madagaska« rin şarkında bulunan «198.000» nü - fuslu - (Reunionw adası da Fransanın müstemlekesi olup sıcak ve rütubetli mıntakada bulunduğundan ormanlar- la kaplı gayet güzel manzaralı bir yer; dir. Hattâ Avrupalılar buraya Eden (Yeryüzünde Cennet) — demişlerdir. Burada Avrupalılar ziraat yapabil: mek için ormanları açmak mecburi - yetinde kaldılar. Nüfusun dörtte üçü beyazdır. Geri kalan kısmı menşei Af- rikalı olan zencilerle, Hindliler ve Çin« Klerden ibarettir. Yetiştirdiği mahsüller, şeker kamı « şı, kahve, vanilya, kakao, baharat, as- malar, kınakına ilâdır. Merkezi idare- si Saint - Denis'tir. Bir de Madagas - barıi gnn yarlsili Kotkeke' idü d ları — vardır ki, bunlar da müstemlekesidir. Fransanın Şehir plânı için çalışmalar Belediye imar bürosu müstakbel şehir plânı etrafındaki çalışmaları bak- |kında her hafta belediye riyasetine i- zahat vermektedir. Tayyarelerle şehrin Geçen hafta kardeşlerini — vurmuştum da, |zarı» adı verilmiştir. Bu adada Afri - resimleri alınması için yapılan uçuşlar © Zamandanberi tüylerini siyaha boyadılar. |kadan gelen Sakalau namındaki zen- | ... Yakın Deniz tutmuş adam kaptana sordu: — Kara çok mu uzakta kaptan? — Yöok, gayet yakın.. —30 — Denizin derinliği elli metreden fazla değildir. ... p İzinli Plâjda rastladığım genç kadına söyle - dim: — Kocanız şimdi yazıhanede meşgul, siz burada geziyorsunuz, bu nasıl olur? Genç kadın güldü: — Merak edecek bir şey yok, — dedi. Daktlosu izinli. cilerle, Malezyadan gelen Hovaslar bulunur. Madagaskar, dahilindeki yüksek yaylalar müstesna, iklimi iti- bariyle beyazların yerleşmesine mü - sait değildir. Bununla beraber zengin bir işletme müstemlekesi olabilir. Zengin ve gür ormanları âdeta bir kuşak gibi sahil - lerini sarar. İçinde bulunan -ağaçlar, gerek lifinden istifade etmek, gerekse kauçuk elde etmek cihetinden çok kıymetli ağaçlardır. Halihazırda Ma - dagaskar altın, kauçuk, balmumu, rafya (lifinden istifade edilen bir ne- bat) deri, et ihraç ve mamul eşya id- bal eder. re — merkezi 15 eylülde bitecektir. Bundan sonra İstanbul haritasının hazırlanmasına başlanacaktır. Şehircilik — mütehassısı Prost da eylül içinde Paristen şehrimi- ze gelecek ve şimdiye kadar — yapılan lişleri gözden geçirip yeniden direktife ler verdikten sonra tekrar Parise dö « İnecektir. | Sucuların hilesine meydan verilmeyecek Sucuların içme sularına hile yapa - mamaları için belediye yeni bir şekil bulmuştur. Bu şekil, suların memha - lardan doldurulurken gazoz şişelerinde olduğu gibi su şişelerine de kapsüller koymaktır. Yeni şeklin kabili tatbik o- 'Tananarive'dir. |lup olmadığı tecrübe edilecektir.