13 Ağustos KIRK GÜNDE Tanımadığınız mem Cenubi Afrika altın ma denlerinden bir görünüş Dünyanın birinci derecede altın ve tİmas memleketi olan Cenubi Afrika İitliği büşleü dört müstemlekenin bir- L'lrıuindeıı meydana gelmiş bir İn - Biliz dominyonudur. Ekseri yerinde #cak bir iklime malik bulunan bu ge- Hiş kıt'ayı keşfeden de meşhur seyyah 'vingstondur. Bu zattan evvel esir ti- Tareti yapan Portekizliler (1802) ve (1814) seneleri arasında Atlas Ok - Yanusundan Hind Okyanusuna doğ - Tu ı>lı kıt'ayı geçmişlerdi vingston, 19 uncu asır ortalarında (9) sene kadar Cenubi Afrikanın yay- .M:;:"Ğ bulunan Betchovanalar Yaşadı. K AM Ve klişyeti sayesinde keü - Jsini sevdiren Livingston bu kabilele- tin kanunlarını ürf ve âdetlerini ve li- Sanlarını tetkik ettikten sonra şimale Beçti. Cenubt Afrikanın ortasında bulu - —"'_ Kalahari çölü Afrikanın simalin- sahranın eşi olduğu zannediliyor: Hakikaten burada su yoktur ve- _Ptl azdır. Fakat çıplak olmayıp ot- Srtülüdür. Hattâ büyük ağaçlar bile ünur, b:“YI pek ihtiyacı olmıyan baz: anti- hevileri sürülerle buralarda dola - : . Bu mıntakada yaşayan kabileler Boshmanlarla Baklaharlardır. Ya h Her iki-kabile de derin bir hürriyet =x taşırlar. Boshamanlar göçebe o - Ziraat yapmazlar. En fena cins- len olan köpeklerden maada ehli hay- YN yetiştirmesini de bilmezler. Seyahatine devam eden Livingston, geçerek ai Zambez — mıntaksını Vi Cenubi Afrika 'l_"n ve bitkin bir halde Atlântik %;mc indi. Kalahari çölünden maada ha dolaştığı yerlerde toprağın, ne- [.._u" Zenginliği ve manzaraların ne- k%“e hayran olmuştu. Hattâ Zam- " bahsederken «bu - toprağın ’Ğ:::mu nihayetsiz olan — velü - -» diyordu. : Yazanı M. Dünyanın en büyük altın ve elmas memleketi: Cenubi Afrika SON POSTA DEVRİÂLEM leketler ve insanlar Ekrem un Yaşattığı Tarih sayfaları Reşad Ekrem Koçu Eyüpteki — kabir taşlarının ve sandu- Eyüpte Türk kaların tarih vesan. | taşçılı At hymell:n bir bedlası rinde bir kaç 'yazı yazmiştım. İsimleri san- at tarihimiz için ebediyyen meçhul — kala- cak olan Türk taşçılarınin, birbirinden gü üze- zel, biri öbüründen zarif yüzlerce binlerce esari mezarlıklarımıza serpilmiştir. Ve E- fs nümunelerine rastlarız. Türlü örneklerde sandukalar ve sandu- ka taşları arabesk kabartmalar, karanfiller, nakışlı sular, narin bezenmiştir. İşte bir kadın merkadi: Üstü çökmüş bir türbede otlara gömülmüş olan bu mer- güller, nakışlarla mer sanduka ile baş ve ayak ucundaki taş- lar bir şaheserdir. Livingston, İç Afrika kavimlerini umumiyetle mülâyim, — sempatik, ve misafirperver buldu. Fakat, seyyahın geçtiği her yerde zenci — ticareti var- dı. Ayni zamanda hariçten gelen be- yazları korkunç düşman telâkki edi - yorlardı. Zenci ticareti kabileleri -birbirine geçirerek memleketi altüst ediyor, her tarafa korku veren daimi harpler louyordu, Bununla beraber - Li- vingston bunlara kendini sevdirmesini bildi. Ve onlar arasında derin bir hatı- ra bıraktı. Cenubi Afrika - birliğinde bugün (12) milyondan fazla insan bulunu - yor. Bunlar da yerliler - Avrupalılar, Çinli ve Hindli muhacirlerden ibaret « tir. Boşbımanlar, ve bunlara yakın o- lan Hottentotlarla, daha zeki, daha büyük ve daha kuvvetli olan Bantout- lar, yerlilerdir Avrupalılardan bilhassa Holandalılar ve İngilizler bulunur. Cenubi Afrika, muhtelif mıntaka « larında olmak üzere hububat, — şarap, portakal, üzüm gibi meyvalar, kahve, tütün, muz, şeker kamışı, çay, pamuk, boynuzlu hayvanlar ve devekuşu ye- tiştirir. Cenubi Afrika bugün bir altın mem- leketi olmuştur. Altın madenleri içer- de Transval mıntakasında Witwaters- rand'da bulunur. Arz üzerinde — iş- lenilen altın madenlerinin kısmı aza - mında altın damarhalinde dahile gider Altın işlenildikçe daha derine inmek mecburiyeti hasıl olur. Ve bu suretle yapılan masrafı koruyamıyacağından maden işlenilmez olur. Ikinci plânda başka bir nefaset ve ze- rafette diğer bir kadın merkadi görülüyor. Bir ipek kumaş gibi işlenmiş olan bu mermer sandukaların çiçeklerini kanarya sarısı, menekşe ve güvez renklerile boyan- mış olarak gözönüne getirin. Ö zaman #şahesero kelimesi de az gelecektir. Bu mermer sandukaların da yeri Türk eserleri müzesidir. İspanyadan alacağı olanlar | Merkez |Bankası dünden itibaren tediyata başladı İıpınyaya ihracat yapan tüccarla » rın Merkez Bankasında Klering hesa- bina geçmiş olan alacaklarının dünden itibaren normal kurs üzerinden tediye- sine başlanmıştır. Klering hesabına geçmemiş olan ih- racat bedellerinin de noksansız öden- mesi için hükümetimiz İspanya hü - kümeti nezdinde teşebbüsatta buluna- caktır. Türkofis kargaşalıktan evvel İspan- yaya gönderilen ve orada İspanya hü- kümeti tarafından müsadere - edilen yumurtaların da ambalâj numara ve ı_r_e_ı:ı_ı_r__kılırıııı tesbite başlamıştır . birincisidri, 1930 daki altın - istihsal kaymeti (1,087.000.000) altın frank- tır. Halihazırda Cenubi Afrika senede (300.000) kilo gramı mütecaviz altın istihsal etmektedir. Elmas - itibariyle de dünyada birincidir. Evvekce iki bü- dan bir manzara yük elmas memleketi olan Hindistan Halbuki Transvaldaki altın maden-|ile Brezilyayı gölgede bırakmıştır. Ev- leri satha müvazi olark devam ettikle- | velâ Kap müstemlekesinde Kimber- rinden toprağın her tarfından işlenmek ley elmas merkezi oldu. Fakat son za- mümkündür. manlarda Transvalda da elmas maden- İşte bu şerait altında bulunan Trans« |leri bulundu. Zamanımızda, Cenubi val altın madenleri pek çabuk olarak / Afrikaya muhacirleri çeken, ve İngil- dünyada birinciliği aldılar. terenin buralarını İşgaline sebep olan Transval 1895 danberi dünya altıp; bu altm ve elmas madenleridir. İstanbul — yüpte, hamen her adımda bunların en ne- | ALMANYA &© 6747 2b4rğ Dünya nüfusanun bugünkü vaziyeti ile istikbali, nüfusun artması veya eksilmesi yüzünden ortaya çıkacak meseleler, her milleti alâkadar eden ve her millet tara - fından dikkatle takip olunan en esaslı iş - ler arasındadır. Son günlerde İngiliz muharrirlerinden A. M. Carr-Saunders bu mühim mevzu ü- zerinde. bir eser yazarak neşretti. «Dünya nüfusun adını taşıyan bu aser her şeyden evvel, dünya nüfusunun sayımı meselesini anlatıyor ve bu işin pek yakın zamana kadar kimseye kanaat vermiyecek bir şekilde yapıldığını söyledikten sonra bunu bir misal ile izah ediyor. Eski müverrihler, Roma imparatorluğu: nun 120 milyon nüfaslu olduğumu iddia e- diyorlardı. Halbuki yeni araştırmalar ne - ticesinda bu imparatorluğun 60 milyon nüfusu bile olmadığını göstermiş ve bu mesele henüz hallolunamamıştır. Bugün dünyanın bazı yerlerinde yapılan nüfus sayımı, itimat ile karşılanamıyr-ak derece eskider. Bununla beraber — dünya nüfusu, hiç bir devirde eşine tesadüf olun- mıyacak derecede yükselmiştir. Fakat bu- gün bu yükselme ağırlaşmış ve — eksilme devri, bilhassa Avrupada başlamıştır. Me- eclâ 1921 de İngiltere nüfusunun nisbeti 1,087 olduğu halde 1933 de bu nisbet (0,734) de düşmüştür. Fransada geçen as- tın sonunda nüfus nisbeti | olduğu halde bugün 0,84 tür. Almanyada 1911 de nis- bet 1,480 olduğu halde bugün 0,70 dir. Avrupada nüfusu bir nisbetinden fazla o- lanlar Bulgaristan, İtalya ve Portekizdir. Bu takamlara istinat ederek — istikbal hakkında bir takım mütalealar yürütmek mümkündür. Muharrire göre İngilterede nüfus aza: mi yükselmiye varmış ve tedennf başla » mıştır. Önümüzdeki kırk sene zarfında İn- giltere nüfusu 49 milyondan 33 milyona düşecektir. Fransa da azam! yükselme devrini geç- miştir. Bir hesaba göre Fransa nüfusu bu- gün 41 milyon iken 1980 senesinde 30 milyona düşecektir. Almanyaya gelince 1950 de nüfusu 63 milyondan 67,5 milyona yaracak, fakat yarım asır zarfında 47 milyona inecektir. İtalyan nüfusu hakkında iki tahmin ileri sürülüyor. Bu iki tahmine göre İtalyan nü- hadde — varmamıştır. 1961 de ya 60 milyon, ya 47 milyon ola- caktır. fusu henüz azami İngiliz muharririne göre Avrupada nü « fasu düşüren bir Amil de, doğumları kon- trzol altıma almak cereyanıdır. Bu cereyan bütün dünyayı kaplıyacak ve bu yüzden nüfus mütemadiyen azalacaktır. Dünya nüfusunun umumiyetle eksilme- ğe yüz tutması, iki ihtimal doğuruyor: Birincisi, nesalin gittikçe salâh bulması, ikincisi neslin yavaş yavaş inkiraza doğru gitmesi, Vaziyet bu merkerde olduğu ve Avru- pa milletleri ilmi bir kat'iyetle ya eksilme Be başladıklarını, yahut eksilmek üzere ol- duklarını bildikleri halde ne yapacaklar? Hiç bir şey olmuyormuş gibi yolları geniş- letmeğe, istihsali arttırmağa, — mektepleri büyütmeğe ve çoğaltmağa mı devam ede- cekler, yoksa bu yoldaki faaliyetleri eksil tecekler mi? İngiliz mubharririne göre hu faaliyetler, nüfus azaldığı zaman umumun Yahât ve ferah yaşamasına hizmet edecek. Belediyenin hayvan panayırı dün Fatihte açılmıştır. Panayır iki gün de- vam edecektir. Esnaf ve tacirlere ko - laylık yapılması alâkadarlara bildiril - miştir. ünyanın nüfusu gittikc azalıyormuş! Önümüzdeki 40 yıl içinde İngilterenin nüfusu 33 milyona, Fransanın nüfusu 30 milyona, altmış sene sonra da Almanyanın nüfusu 47 milyona düşecekmiş FRANSA 'W * e © İNGİLTERE 1986da-İ9Soda 1980da.1936da 1980da1 956da — Salyangozun yaptığı marifetler İyi bilenmiş bir usturanın üzerinden geçen hayvana hiçbir şey olmadı Salyangoz üzerinde yapılan bir tec- rübe, bu hayvanın vücudundaki elâs- tikiyeti göstermeğe yardım etmiştir. Salyangozun vücudu, bir tek yumuşak adaleden müteşekkil görünüyor. Fakat yapılan tecrübe, bu yumuşak adalenin âdeta harikalar yaptığımı is- |pat etmiştir. Tecrübe su şekilde yapılmıstır; | Bir ustura iyice bilendikten sonra |bir salyangoz — getirilmiş ve salyan - göz usturanın üzerinden geçmek üze- re bırakılmış" Salyangoz usturanın üzerinde, hiç |bir zarara uğramadan geçip gitmiştir. Kara salyangozları, deniz salyan « gozlarının neslindendir. Ve bütün ha- reketlerini deniz tevarüs etmişlerdir. Bunlar, evvelâ çamura benziyen bir üsareyi-depo ediyor, sonra onun üze finde istedikleri yere çıkıyor ve iste - İdikleri şeyin üzerinden geçiyorlar. salyangozlarından