—.. F | t. Fakat ne caz... Kahvenin mukavva boru karamelâcı çocuğun ağzında, müş- teriler de çay kaşıklarile tempo tutuyorlar Osman Cemal Kaygılı Yazanı Gençleri artık bir türlü — oyalıyamıyan incesaz yerine İstanbulun bütün — kenar semtlerini şimdi birer (caz) dır kapladı. Hattâ o kadar ki tez zamanda (saz) ın yerini tutan (caz) şimdi bolluktan karaya V bile vurdu. Amma bunlar ne caz ne caz... Bir gör- seniz bunları, hani siz bile daha çalmadan zıplamıya başlarsınız! İşte size bu dediğim cazlardan bir tane- Bi Bir keman, bir mukavva boru, iki de gay kaşığı.. Kemanı kahvenin — garsonu, boruyu karamelâcı çocuk çalıyor ve müş- terilerden biri de iki çay kaşığı ile boş su bardağının üzerinde bunlara tempo tu - tüyor. Artık gelsin boyuna, dans hava - ları... Bir pazar günü İstanbulun hangi kenar vemtindeki hangi bir mesiresine gidecek olsanız böyle caz taklitlerile karşılaşırı - — mız. Bu, neden böyle oluyor? i Neden olacak, gençler artık ağır ezgi, hatiki makam havalar yerine bızlı, hareket» Kenar semtlerde sazın yerini caz aldı! M h », garsonu keman çalıyor, kemmelini ancak yılda bir ya dinliyebiliyor, ya dinliyemiyorlar, sonra ne yapalım: — Su bulunmıyan yerde - teyemmüm eaizdir! deyip musiki ihtiyaç ve zevkleri- ni böyle gidermeğe çalışıyorlar. Cazın ha - kiki ve mükemmelini yılda bir ya dinli » yebilen, yahut dinliyemiyen bu zavallılar gene pek sevdikleri, pek bayıldıkları ban- doları ancak ulusal sevinç günleri büyük caddelerde yapılan geçit resimlerinde süel bandolardan dinliyebiliyorlar ve gene pek sevdikleri, pek bayıldıkları orkestrayı ise yaz günleri semtlerine çadır, yahut salaş kuran tulüat kumpanyalarının bir tram » bon, bir davul, trampet ve zilinden ibaret sanıyorlar, Gençlere, çocuklara verilmesi lâzım gelen musiki terbiyesi için meselâ, şehir bandosu gibi bandolar, şehir örkes- trası gibi örkestralar yaz günleri, arada w - rada bu kenar semtlerin yüzlerce insan * la dolu meydanlarına da gelip biraz nöbet çalsalar fena mı olur? Yoksa, artık ince » sazdan pek bir şey anlamamaya başlıyan bugünün kenar semt gençleri semt çocukları korkarım ki musiki ihti « ve kenar K, bereketli oynatıcı, aplatıcı, hoplatıcı havaları daha çok seviyorlar. Cençlere verilmesi lâzım gelen musiki terbiyesi namına acaba bu hal iyi mi olu- yor? Orasını pek bilmem, yalnız bildiğim bir şey varsa gençlik caza, caz havalarına — bayılıyor ve bunun için kenar semtlerdeki — bir kahvenin yeşillikli bahçesinde garson kemanını, karamelâcı oğlan Mukavvadan borusunu kapınca müşterilerden birisi de yaçlarını emzikli tenekeden bahçe kova- lan, bakkal hunileri, gaz, yoğurt teneke » leri ile tatmine kalkışacaklar. Osman Cemal Kaygılı Kurüçeşmede bulunan ceset Kurüçeşme — sahillerinde bulunan cesedin hüviyeti henüz tesbit edileme- çay kaşıklarile su bardağına yapışıp başlı- | miştir. Cesedin üzerinde mayo olduğu yorlar. için yüzerken boğulduğu sanılmakta - Ne yapsınlar, kenar semtlerin bu za »|dır. Cesed, hüviyeti tesbit edilebilme- valk delikanlıları ki cazın hakikisini, mü-İsi için teşhir edilmektedir. GÖNÜL İŞLERİ daha büyüktür, çünkü arada doğrudan doğruya bir sarf ayrılığı, bir düşünce ayrılığı yapar, bu da neticede bir his ayrılığı doğurur, Bunun içindir ki oku- yucumun bu genç kızla anlaşabileceği rum, Bu anlaşma ilk zamanda belki iş - toklerin karşılaşmasile temin edilebilir, fakat devam etmez, çabuk söner. * Kocasını beğenmesi Mümkün olmıyan Genç kız! «Servet, içtimai seviye ve nile bakı « mından yekdiğerimize muadil sayılabi - Briz, şahsan sevişebileceğimizi, anlaşa « bileceğimizi sanıyorum. Fakat kız benden boyca hissedilecek derecede uzundur, sonra da üç tane ec- nebi dili bilmektedir. Bu bilgisi yüzüm den ecnebi mubitlerle temasa mütehalik görünmektedir. Ben ise dil bilmediğim- den bu gibi muhitlerden kaçmak arzu- sundayım. Evlenip evlenmemeye kafar verecek gön geldi, yalnız bu sebepler dolayısile tereddüt ediyorum, ne dersiniz? » Bana bu satlırları yazan genç adam Mmektubunun alt — tarafında — hüviyetini anlatıyor, iki ailenin vaziyetleri hakkın- da malümat veriyor, fakat ayni za - ni ehemmiyetle rica ediyor. Onun için sevabımda meselenin yalnız esasına te- mas edeceğim : Boy farkı kadının lehinde ve fazla derecedeyie tehlikelidir, erkeği gülünç waziyete düşürebilir, fakat dil bilme ve bilmeme meselesinin ebemmiyeti bence Cibalide Bay Hakkı C. ye: Kullandığınız tabirle ne kastettiğinizi pek iyi anlıyamadım. Muhafazakârlık kafesi arkasında yüz yıl evvelki hayatı sürüp gitmek, asrilik te evde danı, so - kakta danı, barda dans ve muaşaka ise her ikisine de makul düşünenler arasm: da fazla taraftar çıkacağını sanmam. Ahlâkta ve terbiyede eski Türk an'a- melerinden ayrılmamak şartile munta - zam ve yarı burjuva bir Avrupalı aile- ::ıl hayatını yaşamıya bir bakımdan ma- muhafazakârlık modernlik sıfatı da verilebilir. Aradaki çizgi ve gömlek farkını aşmamak aile denilebileceği gibi, İntisap edeceğiniz ailenin bu bakım - dan vaziyeti nedir, esaslı surette tetkik etmeden evvel büküm vermemeli! TEYZE SON POSTA Halkın fikri Radyomuz nasıl ıslâh edilmeli ? Nafia Vekâleti memleketimizin radyo istasyonlarını islâh için esaslı bir proğram bazırlamıştır. Bu hususta fikrinden istifade edilmek üzere bir de mütehassıs — getirtil- miştir. yapmalıdır? İşte halkın fikri: Tahir Şevki: tin en büyük | Bilhbassa yapmış - bir Elimizde kuvvet- B elemanlar — ol- yorsak o başka — ecnebi mütehassıs- ların getirilmesi el- n bette lâzımdır. Fakat evvelâ, çalanları islâh gerek, Me- selâ Kırımı açıyorsunuz, müvezzi size uben Kınmbıyım», diye haykıriyor. İstanbulu açtığınız zaman bilmem hiç millt varlığınızın aksini bulabildiniz mi;?, Bana soramsanız; hayır, Bir Telmoveni dinlerken Almanları ha- tırlarsınız. Bizi dinlerken içinde kendimi» zi, kendi sesimizi bulamadığımız bir. mü- zik, sadece Üzüntü veriyor. x Elektrik — Şirketinde — memur Hüsnü: Avrupadan mü- tehasııs — getirilme: sini ben doğru bu. kayorum. — İstasyanı Tarın, neşriyatın tan. zimi, ilmi mevzula ra yer verilmesi kabilse — üniversite W profesörlerinin mü sahabelerini radyo da temin etmek. Radyonun müzi ge hasn. Avrupadı G belki bir dereceyı kadar doğru olabilir. Fakat bizde millt bir müzik dinlemek kabil olmadıkça radyoyu buna hasretmenin yanlışlığı tebarüz ediyor. Sonra makine fiyatları halkın gözünü korkutacak kadar fazla. (5) lâmbalık bir makine (140) r. Bunun hiç olmazsa yarıya indirilmesi icap eder. Aksi takdir- de radyo bizde umumt? fayda me'mul olan bir vamta değil, zengin tabakanın eğlence- si olmaktan kurtulamaz. x Polis Nacdet Tuğay: Bir mütehassısın getirilmesi — belki doğru olabilir. Lâ. kin daha evvel rad. yoda geniş ve şü- R mullü bir ptoğram tanzim edilmelidir. Her açışta hep ayni bomboş plâk lar." Mütemadiyen Avrupayı — dinleye- ceksek bunları gra- mofon da temin e- debilir. Makine fi- yatlarının yüksekliğini de bu eksiklerin &- pünde tutmak İâzımdır. * Ziraat Bankasında Ömer Nafi: Radyo işi, müte- hassıs işi değildir. Radyonun yapaca. ğı neşriyatta iyi mü- tisiyenler, iyi or ganizasyon — lüzım- dir. Halkı tenvir ede bilecek müfit kon- feranslar verilmeli. Mütehassıs bunları başaramaz. — Bizde radyodan — yalnız, müzik — anlaşılıyor. Halbuki Avrupada proğram ©o kadar müte- nevvi ki, İşte bu tenevvü yokluğu — bugün bizi| OY böyle bir ihtiyaç karşısında bulunduruyor. Proğram Avrupanınkilere tatbik - edilecek olursa bunu burada — başaracak - kimseler yok değildir. " Radyo istasyonlarımızın islâhı için neler Hukuk Fakültesi mezunlarından Radyo, memleke- yaçlarından bırid'ırî inkılâp millet j madığına göre —- ÖİPÜ der var da” bilmi Akılları Berlin 9 (Sureti mahsusada giden arkadaşımızdan) — Berlin olimpiy: Kadınlar arasında yapılan 200 metre yüzme Ağuslor 13 Olimpiyad mektupları: durduracak dünya rekorları kuruldu Güreşçilerimiz ayın yirmi birinci Cuma günü geliyorlar., Futbol takımları Alman şehirlerine yayıldılar yarışı — başlarken şehirlerin futbol federasyonları olim? piyat müsabakalarında tur harici kalari dı, bir çok dünya ve olimpiyat rekor-|takımları Almanya dahilinde mıntakâ larınin kırılmış olması itibariyle tarihi ehemmiyetini muhafaza edecektir. 'Tam dört senedenberi geceli gün - şampiyonlariyle çarpıştırmağa . karaf| vermişlerdir. Bu meyanda Amerika — Köln'de; düzlü çalışan Almanlar dünya spro -|Mısır Erfurt'da Avusturya Münich * runa bu yolda bir hizmet yapmış ol «|de, Macaristan Dresden'de, Lüksem * makla cidden iftihar edebilirler. burg Salburhen'de İngiltere Hamburg" Olimpiyat oyunlarının son günü ya:|da, japonya Esen'de, Çin Frankford'da pılan bayrak yarışları akılları durdu -| Türkiye Bögten'de, İtalya Kassel'de racak yeni bir dünya rekoru ile, her »|mıntaka şampiyonlariyle karşılaşacak: kesi hayrete düşürdü. 400 metre bayrak yarışı seçmesini 40 saniyede kaşarak dünya rtekoruna müsavi bir müsabaka yapan Amerika - hlar bir gün sonra bu koşunun finalin- de 39.8 saniye gibi şayanı hayret bir rekor yaptılar. Dünyanın en seri dört adamını bir araya getirmiş olan Ameri- ka takımı bu yarışta en büyük rol oy- nayan bayrak değiştirmesini derli top- lu yapabilselerdi bu dereceden daha iyi bir zaman elde etmek işten bile de- ğildi. 1600 metre bayrak yarişi Amerika takımının büyük mağlübiyetiyle sona erdi. Amerika takımının birinci ada « mi bayrağı ikinci olarak verdi, bun - dan istifade eden İngiltere takımı ka- zandığı ufak bir mesafeyi #ona kadar devam ettirdiğinden yarışı kazanmış- tı. İngiltere, Amerika, Kanada takım- larının çekişe çekişe yaptıkları yarış|dik neticeler elde son derece heyecanlı oldu.. Günün son müsabakası Maraton|Czik japon ve yarışiyle yapıldı. lardır. 1 Türk takımı Bögten takımiyle 18 ağustosta maç yapacaktır. Norveçe karşı oynatılmamış oyun culara takımda yer verilecektir. Futbolcularımız 20 ağustosta İstan* bula dönmek üzere yola çıkacaklardırı Güreşçiler | Güreş ekibi 20 ağustosta Köstence den hareket eden vapurla İstanbula 21, ağustos cuma günü saat bir de vara * caktır. o" km. Yüzmelerde sürpriz Yüzmelerin ikinci gününün en mü* him yarışını erkekler - (100) metitf serbest finali teşkil ediyordu. Bu yarıf' ta 3 japon, 12 Amerikalı, bir Almal we bir de Macar finalist olmuşlardı. Bu müsaba"alarda hiç beklenme *| edildi. Macarların "ı dünyanın en maruf yüzüeülerin. Amerikalıları ge bırakarak senelerdenberi - Amerika V? 1932 Losangelos olimpiyadında bi- | japonların eliıu_:k bu!unırı bu za! rinciliği kazanan Arjantinli Zabala al-| Avrupaya temin etti. tı ay evvel Berline gelip idman yaptığı| — Deparde yedi müsabık da hep birlik” için bütün ümtüleri tekrar üzerine top-İte çıktılar. İlk otuz metre ayni hiza€? Tamıştı. gittiler. Elli metreye varıldığı — vakt? Yarışın 28 inci kilometresine kadar | japon ve iki Amerikalı en önde idi. — Zabala başta gitmiş, bir japon ve bir İngiliz atleti tarafından takip edilmiş-| 4; Amerikalılar ve Alman sona tir. Otuzuncu kilometrede japon atleti| 4, Czik,.. Cezik finişe 15 metre VA at İkinci elli metre vaziyetleri deg'li:*r En önde fapon gidiyordu. Biraz # başa geçerek, son metrelere kadar ye-| fevkalâde bir sprint ile japonya a rini başkalarına terketmeden mağlüp olmuştur. Sekiz heyecanla seyrettiğimiz 11 inci Berlin elimpiyadı bu defa da Amerikalıların R.), 2. Yusa (japon) 57,9. Ük zaferlerle kapandı. Futbol takımları Almanyaya yayıldılar Berlin, 9 — Almanyadaki muhtelif| - birinci|ve birinci oldu. olmuştur. Arjantinli Zabala büyük bir|ne inanamadı. Fakat Macarın galel ümit beslediği bu yarışta bu — suretle| çayet sarihti. Neticeler sıra ile şöy güğdzabiri | yi 20.0(10 kişi BÖİJŞ v 57.6 1. Czik (Macar) (çîlv""’ (japon) 58,0, — 4. Taguscki (iaP_'::;: 58,8, — 5. Fischer (Alrıwn?_ v — 6. Fick (Amerikan) 59,7, — Li (Amerika) 59,7. ndegren eli BLLELLEŞ N e P u » a eee n BLKXK TESADAS <<sxze. “