e SpA 1 Sy y , i Cim Londos hasmını dakikada mağlüp etti (Baş tarafı 7 nci sayfada) bi alkışladı. O da gülerek ringten yürüdü gitti. Cim Londos - Karayani maçı 4 Ortaya evvelâ Kuaryani çıktı, iri yerı © beyaz vücutlu, ve çok kuvvetli bir adam, © fazla jest yapmıyor. Ağır başlı ve temkinli © bir hali var. 5 yor, heyecan gittikçe artıyor, Etraftan teş- vik sesleri duyuluyor. — Yasu Cimil... Sıramda oturan bir Bayan mendili- ni paraladıktan sonra, birdenbire ko - casını dürtüyor: — Fena oluyorum, diyor ve yüzü sararırken, başı kocasının omuzuna Üç dakika sonra da Cim Londos siyah |düşüyor. Adam karısını getirdiğinden ve göğsü (İ 5.) markalarile işlenmiş bir) pişman söyleniyor. © Benyuvar ile ortaya fırladı ve sürekli alkış) — Maçı mı seyredeceğiz, bunu mu larla karşılandı. z Böyle müsabakalarda herkesin gözü ka- ayı .... ranır, Cim Londosun ise sararmıştı. Sonra| o 20 nci dakika... Kuaryano Cimin öğrendik ki mumaileyh gözlerine ter girip | bacaklarını ayırmak için uğraşırken o © te canını yakmasın diye vazelin sürmüş. | fırlayıp Kuaryanonun sırtına biniyor. Cim Londosun Elinde Süpürge b Bir delikanlı ringin sularını süpürüyor, © ve pehlivanların karşı karşıya kedi ciğereli Cim sisi) bakar gibi birbirlerine bakıyorlardı. De- İikanlı elini ağır aldığı için, Cim Londes yerinden fırladı, Süpürgeyi kaptığı o gibi © ortalık temizlemeğe başlayınca, bu sefer © hakem Yusuf buna dayanamadı Ve ayaklarını kıvınyor. Bir taklak, ikisi beraber dönüyor - hayır, yukarı fırliyor. Kuaryano kafası üzerine dikiliyor, Ci- min sırtına biniyor. Ringin etrafında olanlar acâip hırıltılar duyuyorlar, bir- ve Cim | birlerinin kollarını kapıp tekrar bira- © Londosun elinden süpürgeyi aldı vegö-|kıyorlar, ve yağmur yine bardaktan © leri kurutmağa koyuldu. boşanırcasına yağıyor ve biz yine san- Sabık pehlivan olan İspiker Cemal eli-|dalyelerimizi kafamızın üzerine kaldı- na mikrofonu aldı ve ortalığa şu malüma-İrıyoruz. © Oh verdi: Cim, Gürcüye iki taklak attırırken © — Bir saat güreşecekler, sayı hesabile| öcüncüsünde belinden makaslıyor ve © mağlübiyet var. Cim Londos, İstanbul hal-| kendi köprüye gelerek kurtuluyor. «Buna ve bu yağmura rağmen stada gelmi| 40) uncu dakika... Müsabakada O - olanlara teşekkür ediyor.» 3. ei” O sirada Dinesk tape rlayın ber ilk > m rs © sinin ellerini sıkıyor. Cemal devam ediyor, | 9irini kovalıyor, aürcüi © «Dinarlı her iki tarafa muvi et diği-|Yağı kayıyor, diz çöküyor, bu fırsatı yor, ve bu müsabakanın galibi ile güreş-Jihmal elaiyen Cim Londos, Kuarya- © mek istiyor, fakat dedik a. Çarşamba gü-| noyu apış arasından tutarak havaya nü evvelâ birbirlerini deneyecekler, Dinarlı | kaldırıyor. defisini gazetelerde de yapabilir. © Ç Kuvaryani Rus kazaklarındandır. © Dünden bir ses haykırıyor: ©, — Hayır o Gürcüdür. teğ- Meşhur tayyare oyunu : Şimdi, bir taraftan halk etraftan bağırırken, diğer taraftan da Kuarya- no fırıldak gibi havlarda dönüyor... Cemal devam ediyor. «Evet Kuvarya» dönüyor. ve birdenbire baş üslü oni Güreüdür. Esasen kendi de itiraf e- © diyor» ve etraftan bu — söze gülüşülüyor. © Gazetecilerden biri: — Adam, diyor, sanki Gürcü olmak- Düdük çalıyor. Ve bu cüsseli Gürcü yumruklarını #- arkası o mindere gelmek suretile ye « re uruluyor. Ortalık inliyor. Cim, Kuaryano'nun kol ve bacaklarını makaslıyarak üze - rine çullanırken, hakem de sayıyor: — Bir... İki © kıyor ve ileri doğru hücuma geçiyor, Cim) (20 saniye içinde ringin üstü, polis, © Londos ondan daha kısa, birbirlerini â-|tüfekli jandarma ve aşağıya atılan Cim deta manyetize ediyorlar. Cim boyuna ka-)tarafdarlarile doluyor. © gıyor ve ringte asilâne ve kurnazca dönü-İ O Minderin ortasında bağdaş kurarak © yer, diğeri daha ağır. Bir iki elense, gene uzaklaşıyorlar. Uzaktan biraz lâpacı gibi örünen Gürcü, birdenbire Cimin kolunu — kapıyor, ve bükmeğe başlıyor. Cim tek omuzu üzerine yere düşüyor. © Yüzü acıdan tekallüs ediyor. Gürcü diğer © omuzunu da yere getirmek için Cimin ko- Tunu büktükçe büküyor, fakat o birdeibire Cimin ayakları Kuaryaninin kafası üzerin- den geçiyor. Ve Cim üste çıkıyor, Gürcü aşağı düşüyor. ; «Al Takke Ver Küla» Şimdi ayaktalar, Cim, Gürcünün par- İnk kafasına karışlar gibi vuruyor, ve on- dan sonra «al takke ve külâh» (tabirile ifade edilebilecek bir oyun başlıyor. © yere düşüyorlar. Biri yatarken, diğeti köp- 7 İlini etrafına şaşkın şaşkın bakan ve lâhav- le çeker gibi bir şeyler mırıldanan Ku- aryano göze bile görünmüyor .Dün - yanın en meşhur iki pehlivanının, mü- sabakam da böyle bitiyor. Cihat Hikmet Cim Londos âbideye çelenk koydu Cim Londos, dün Taksim Cumhuri- yet âbidesine bir çelenk koymuştur. Bir hamamcı düştü, yaralandı Dün Galatasaray hamamında bir kaza olmuş ve hamamcı Dursun peş » <İtemal asarken ayağı boşluğa gelerek üst kattan aşağı camekânın üstüne © ru kurupkurtuluyor. birbirlerinin kollarım | düşmüştür. Bu sukut neticesinde Dur- © kapıyorlar, Cim Gürcünün kafasını eline | sun ağır surette yaralanmış ve hasta - — geçirince ona üstüste dört taklak e ——— Birdenbire oda kapısı hızla açıldı ve kü- © çük hanım, üzerindeki beyaz elbisesile içe- ri girdi. Gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Saç- “ları dimdikti. Korku ve dehşetle hançere bakıyordu.. Bir kaç adım attı ve durdu... Tekrar yürüdü ve önüne çektiği bir san - © dalyeye binerek bir anda hançeri sapından tuttuğu gibi çekti, çıkardı. Dehşet içindeydim.. Oynaşamıyordum.. “ Sanki vücudum taş kesilmişti.. Dilim tutul- muş, ellerim, ayakarm donup Okamıştı.. © Ah, o dakikada bağırmak, haykırmak, pen. cereyi parçalıyarak içeri atılmak için ne büyük bir ihtiyaçla kıvrandım.. Fakat bü- tün çabalayışlarıma rağmen hiç bir yerim “hareket etmiyordu. Sadece küçük hanımın © dehşetle açılan gözlerine, dimdik saçlarına © bakıyordum.. Küçük hanım hançeri kapınca odadan fırlayıvermişti. Ancak o zaman kendime — geldim ve bütün hızımla çiftliğin büyük “kapısına koştum. Fakat geç kalmıştım. © Küçük hanımın beyaz gölgesi Değirmen © yoluna doğru bütün hızile koşuyor, uçuyor- du. © Aran Yarabbi, o geceyi hiç umutamı - — yacağım.. Ne gece, ne müthiş, ne korkunç 5 ecceydil., Bilmiyorum, ne kadar koştum, ii i atın-İneye kaldırılmıştır. küçük hanımın beyaz hayalini ne kader kovaladım.. Nihayet o, birdenbire, tam dere kena - nna varmadan yere kapaklandı ve beyaz hayali, otlar arasında kayboldu. Zavallı, bu soğuk gecede kaskatı kal - mıştı. Avucuna geçirdiği sedef saplı han - çeri sımsıkı tutmuş, birakmıyordu. O ih- tiyar halimle sürüne sürüne, küçük hanımı çiftliğe getirdim, yatağına yatırdım.. Vü - 'cudunu, bileklerini oğdüm.. Biraz açılmağa başlayınca, birdenbire boğuk, korkunç bir sesle: — Bırakın beni, bırakın diyoruml,, Bu mel'un hançeri dereye atmalıyıml,. diye haykırıyordu. Ve tam bir ay halsiz bir halde yattıktan sonra, bir şubat sabahı, zavallı kollarım a- rasında ölüverdi.. * Kâhya susmuştu.. Bir kaç dakika derin derin iç çekti ve yaşlarla dolan gözlerini bana göstermemek için ayağa kalktı, başını çevirdi: — Biliyorum, dedi.. Bütün bunları din- ledikten sonra bu çiftliği almıyacaksınız. Fakat şayet nlan olursa, o odanın bütün pencerelerini ve tek kapısını duvarlarla ör- dürteceğim. e, Son Posta'nın siyasi tefrikan * Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı, İttihatçılar Devrinde UHALEFET © Nasıl öldü? pe Ma Yazan: Ziya Şakir - İstanbul ittihatcıları ile Selânik ittihatcıları arasında merkeze gösterilen kayıtsızlık yüzünden bir soğukluk girmişti. İttihatcılar: “Madem ki müsavat için çarpıştık, aramızda imtiyazlı bir sınıf kurulamaz!..,, diyorlardı i Karar, derhal tatbik edilmiş; o ta -|hoşmutsuzluk husule gelmişti. Ve hat- | meşrutiyet için de pek hayırlı netice * b rihte, (İkdam) gazetesine ait olan - ve şimdi, (Muallim Ahmet Halid Kütüp- hanesi) nin üstüne iüsadif bulunan « odalar kiralanarak lâstık bir mühür hâkettirilmiş; ilk beyanname, burada neşredilmek suretile işe girişilmişti İstanbul merkezi, bir iki gün, istiklâ- lini muhafaza etmişti, Fakat, her şey intizam altına girer girmez, Selânik” - den gelen heyetin müdahalesi baş gös- termişti, i Heyet, her şeyden evvel (Doktor ve feylesof Rıza Tevfik beye) göz dik - mişti, — Bu adam, İüzumundan fazla ca- ka satıyor. Artık bunun hareketlerine nihayet verilsin, Denilmişti. Ve o günden itibaren Rıza Tevfik beyin (bir adet sim meci- di) den ibaret olan (yevmiyesi kat'e- dilerek) bir kenara çekilmişti. Sonra.. o tarihte, İstanbulda çıkarıl- ması tasavvur edilen (Şürâyi Ümmet) ve (İnkılâp) gazetelerinin imtiyazı; İs- tanbul şübesini tesis eden avukat Mus- tafa Baha beyin üzerinde idi... Günün birinde, Mustafa Baha bey Kadıköyde bir evde yapılacak bir içtimaa davet &- dilmiş; orada bir köşeye çekilerek: — Aziz kardeş!.. (Şürâyi Ümmet). le (İnkilâb) in imtiyazlarını bize terk edeceksin, Cemiyeti muhtereme, bun- lara doktor Bahaeddin Şakir bey kar « deşimizi müdürü mes'ul yapmak isti- yor. Pek tabiidir ki bu teklif, Baha beyin hoşuna gitmemişti. Esasen Baha bey, her teklifi bilâ kaydişart kabul edecek kadar uysal değildi. Derhal bunun Ces babı mucibe) sini sual etti. O zaman Talât bey, bin dereden su getirerek bir takım sebepler gösterdi. Arkadaşların bü arzusunu kırmak doğru olamıyaca: |, ğını söyledi. Baha bey, hemen meşrutiyet ilân e- dilir edilmez arkadaşlar arasında bir iti- lâf ve münakaşaya sebep olmamak i « çin - pek te hoşnut olmıyarak - (Şürâ- yi Ümmet) in imtiyazını Bahaeddin Şakir beye terketti. Fakat bu hâdise de kalbinde, bir ukde husule getirdi. Aradan bir kaç gün daha geçti. Se- lânikten Hâfız Hakkı bey ve saireden mürekkep, bir kaç kişi daha geldi... Fakat bunların hepsi de garip bir ü - züntü içinde idi. Aralarında bir şikâ- yet baş göstermişti. İstanbul merke - zini teşkil eden zevatın, haik ile fazla temasını hoş görmemektelerdi. Nihayet bir gün yine Talât bey avu- kat Baha beyi bir tarafa çekmiş; uzun- ca bir mükaddemeden sonra; — Azizim!.. İnkılâbı, Rumeli yap- mıştır. Binaenaleyh halk da, inkılâbın hakiki rehberlerini tanımalıdır... Gö - sızlık var. İstanbul merkezini teşkil e- vermiyorlar; alabildiklerine gidiyor - meye bile lüzum göremiyorlar... Hal- buki biz burada, cemiyetin merkezi u- mumisini temsil ediyoruz. Ve cemiye- tin bütün kuvvetini de bir noktada top- lamak istiyoruz... Onun için artık siz bir tarafa çekilin de; halk ve hükümet, birazda bizi tanısın. Demişti. y Görülüyor ki, Selânik merkezini teşkil edenlerde hâkim olan ruh; (ce- miyetin bütün kudret venüfuzunu, kendi ellerinde bulundurmak) dan iba- retti, deta, (tebliğ - ve - ihtar) mahiyetin - de olan sözlerini, İstanbul merkezini İteşkil eden zevata neklettiği zaman, bir rüyoruz ki burada bize karşı bir kayıt- / den arkadaşlar bile bize ehemmiyet), lar. Hattâ bazı şeyleri bize haber ver -| Avukat Baha bey, Talât beyin - â-| tâ: — Anlaşılıyor. Selânikliler; bizim ler vermiyecek. Denilmişti... Ve; İstanbul ittihatçi ( kuvvetimizi kırmak, kendi nüfuzlarını | iarile, Selânik ittihatçıları arasına bu (| arttırmak istiyorlar. Bu fikir devam e -| suretle bir soğukluk girmişti, ; derse, bir çok ihtilâflar baş gösterecek; (Arkası var) Cim Londos maçı nasıl kazandığını anlatıyor (Baştarafı 7 nci sayfada) fendi edasile sallıyor, ve tıpkı Cim Lom reşmekten... Fakat Türk pehlivanla -| dos gibi rile İstanbuldan başka bir yerde gü - reşmek istiyorum! — Fakat Dinarlı seninle Atinada güreşmekte hiç bir mahzur görmemiş» ti? Ve onu, düştüğü müşkül vaziyet - ten kurtarmak için güldüm: İsrar karşısında — İsrarımın sebebi, bir Türk peh- livanını, Cim Londos gibi koca bir şampiyonun karşısında görmek iste - yişimdendir. Cim Londos bu şerefi, çok sevdiğini söylediği Türklerden kıskanmıyacaktır sanırım! Bu cevap onu uzun uzun düşün - dürdü. Sonunda: — Şimdi, dedi, bu suale kat'i bir cevap veremiyecek kadar yorgunum. Şimdilik İstanbuldan hemen harekete karar vermiş değilim. Bu itibarla, bir Türk pehlivanile güreşip güreşmiye » ceğimi size iki gün sonra söyliyeyim! Tenis oynuyan, ata binen, meç kulla» nan, ve boş vakitlerini, ormanlarda koy makla, ağaçlara tırmanmakla geçiren Cim Londosun edebiyatla da alâkadar olduğu belli. Çünkü hemen her sözünü, Aristonun, Molyer'in, Sokratın bir vecizesile teyide | çalışıyor. Onu, yaptığı güreşten biraz daha konuşturmak istiyorum ve: — Zavalh Kuvaryani... diyorum, Eğer seni yenseymiş, Amerikaya gidip milyoner olacakmış. Şimdi bütün ümitleri suya düş- müştür! Cim Londos, çok yakın bir dostunu mecburen gücendirmiş bir insan © edasile cevap verdi: — Çok müteessitim kendisini memnun edemediğime, Sonra belini tutup sancılanmış gibi yü” zünü buruşturak: — Fakat, dedi, çok sert güreşiyor... Ben yumruklu güreşe hiç gelemem. Dünyada en kaçındığım şey, kavga et- mektir. Hattâ bir kere, bir otele girerken, kazaen bir adamcağızın nasınna o basmi- şim. Kemikleri çıkık ellerile yakama $sa- rıldı vet — Ulan, dedi, yerden bitme harif. Gö- zünü aç. Yoksa bir tane vürursam suratını dağıtırım. Ben pardon diyip geçmek istedim. O asıldıkça asıldı, Ve nihayet, araya karı şanlar, beni güç kurtardılar elinden... Cim Londos buzlu gazozundan bir yu- dum daha alarak güldü: — Sonra kendisine benim kim oldu- ğümu söylemişler. Adamcağız derhal 40 'kağa fırlamış, ve cebindeki bütün paraları ilk rastladığı dilencinin avucuna doldur- muş! | Kuvaryani de güreşi kavgaya çevirmek istedi amma, ben bermutad uymadım. Aytlırken: — Artık, dedim, güreşi bırakıp din- leneceğini söylüyorlar. Aslı var mi? Amerikada Maç Cim Londos: — Kayır, dedi. şimdilik şampiyonum. Ve ilk altta kalacağım güne kadar güre46- ceğim! Şimdi Amerikada yapacağım çok mühim bir maçım Var, ” Dünya baks şampiyonunu yeneceğimi iddia ettim. O yumruk atacak, ben tutaca- Zım. © Ben öyle iki yumrukla devrilmem. İki İyumruğu yeyinceye kadar bir tarafını eli me geçirdim miydi, mesele yoktur: Mut- laka gelip gelirim! Cim Londosdan sonra, Londra otelin. de, mağlüp pehlivan Kuvaryanişi de gör- 'düm. Kunryani'sin koca ellerinde Japonez bir yelpaze. Yaşmaklı bir eski hanıme — Çok sicak! diyor, Bir gazetecinin yaşını Cim Londosdan büyük gösterişi onu müthiş kızdırmış: — Londos, diyor, benim babam yeris* de adamdır. Ben daha otuz bir yaşıma yeni bastım. Bakmayın siz benim iri yan ole" şumal Ve başını, teessüf ifade eden bir m#* nâ ile iki yana sallıyarak anlatıyor — Gim Londos çok ufak tefek. Ele 8 (| vuca siğmiyor.Çok çevik, ve mithiş ku £ vetli. Sonra, hem çok çabuk karar veli” yor, hem yapacağı oyunları gayet meh” | retle gizliyor. Hele o «tayyare» oyani | müthiş bir şey. Beni geçen sefer de ayni © yunla yenmişti. İnsanı havaya (o kaklınp ( döndürdükten sonra kafasının üstüne hız” (| İa yere vuruyor. l Döne döne zaten sersemliyen yorgun | başınız yere çarpınca, derhal «Nakavut?* | oluyorsunuz. , Buna rağmen ben intikamımı alacak © tım, Fakat yağmur üstünde güreştiğimis çadır bezini sır sıklam etti. Ve ayakları kızak gibi kaymağa başladı. Sonra hâke yumruk atmama mâni oldu. Halbuki be © nim serbest güreşte en güvendiğim tarafin — Hayır... Dinarlı Mehmetle güreşmek isterdim elbet, Fakat ikimiz de mağlip olmuş iki pehlivanız. Bu itibarla bizm gö” Teşimizi seyretmeğe kimse gelmez ve bi maçtan sonra yapacağımız hamamın pa * | Tasını bile kazanamayız! Hamam parası bile almadan de benim işime gelmez. Profesyönel nd8* mım benf ? Selim Tevfik Olimpiyadlarda alınan neticeler Berlin, 9 (Hususi) — Milletler a * rasında cumartesi akşamı yapılmış o * lan tasnif şudur: ğ Amerika: 14 altın, 10 gümüş 9 bronz; Almanya 12 altın, 12 gümüş 13 bronz; Finlandya: 4 alım, 9 gümüş, 4 dronz; İtalya: 4 al” tın, 2 gümüş, 4 bronz; Fransa: Sal“ tın, 4 gümüş, 4 bronz; Avusturya: 3 altın, 4 gümüş, 2 bronz; İsveç: 3 ak tın; 3 gümüş, 5 bronz; Macaristan 9 altın, 1 gümüş; Çekoşlovakya: 2 tın, 3 gümüş; Misir: 2 Alın, 1 müş, 2 bronz; İngiltere: 1 altın, 3 müş, İ bronz; Felemenk: 1 altın, gümüş, 4 bronz; Kanada: 1 ii 1 a. 2 e müş, 4 bronz; Japonya: 1 altın, müş, 2 bronz; Estonya: 1 altın, müş, İ bronz; Arjantin: 1 altın ni Zeland: 1 altın; Norveç: 1 altın Lehistan: 2 gümüş, 2 bronz; İsviçre? Xl 1 gümüş madalye kazanmışlardır. Türkiye, Avusturalya, Letony” Meksika ve Filipin birer bronz mada" e almışlardır. r Berlin 9 (Hususi) — Grekorome” güreş müsabakalarını kazananlar: Ons siklet: Birinci Johansson İsveç. ij İkinci Almanya, üçüncü Macaristan. 1 Takımlar arasnda ( yapılan Eskrim * Epe müsabakası bitti. Tasnif şöyle: 1 - ia” ya - 2 - İsveç 3 Fransa - 4 » Almanya, â 3000 metrelik mânizlı koşu çok bey canlı oldu. Finlandiyah İsohollo limpii şampiyonu 9 dakika 38/10, eski rekor | İğakika 218/060 idi Ezici bir farkla kri | miştir. ak İ Ikinci gene Finlandiya, üçüncü İmanya, İ Su topu müsubakasında Alman” | Avusturya, Macaristan ve İsviçre G9” | kalmışlardır. TER süreç İ i ; | | i ik