© kmacakları vaziyet henüz tebellür et- aA İN “taksasın diktatörlük ilân etmesi Atina | — de de hayretle karşılanmıştır. — den evvel hafi askeri cemiyetlerle an- leri diktatörlük ilân edildiğini bağıra K AA S YA e YA A R T A L T A AAT LAT T OU He r gıı'*i n Yazı Çok Olduğa İçin Bugün Konamadı Yunanistanda Parti liderleri Ayaklandılar (Baş tarahı | inci sayfada) | nan diktatörlüğü prötesto ettiklerini, diktatörlüğün tehlikeli bir rejim aldu. ğunu ve krallığın istikbalini de tehdit eden bir vaziyet ihdas ettiğini anlat- mi h Kral, hiderleri dinleyip notayı aldık- tan sonra cevabını bilâhare vereceğini söylemişlr. Metaksas evvelâ askerlerle anlaşmış Belgrad. 7 — Politika gazetesinin Atnadan aldığı haberlere göre Me -| K6 96i Üğer Yonan göhüliriğ Siyasi fırkaların hükümete karşı ta- memiştir. Yalnız komünistlerle bazı ufak fır- kaların kabine aleyhinde bulunacak - ları şüphesiz telâkki edilmektedir. Metaksasın diktatörlük ilân etme - Taşmış olduğu ve bu cemiyetlerin mü- zahereti temin edildikten sonra hare- — kete geçtiği buraya gelen haberlerden anlaşılmaktadır. h 4 Donanma da hükümetin siyasetini tasvip ediyor Atina, 7 (Hususi) — Donanma baş kumandanı amiral Sakkallariu başve - miştir. Atinadan gelen ilk mektup Atina, 5 (Hususi — muhabirimiz - den) — Bütün Atinalılar ve hattâ bü- — tün Yunanistan dün gece, yarından — itibaren büyük bir umumi grevi bek- “lerken hiç ummadıkları çok mühim si- — yasi bir hâdise ile karşılaştılar: Hükümet, gece, diktatörlük tesis et. — ti, Parlâmentoyu dağıttı. Bütün Yu - nanistanı örfi idare altına aldı. İşçilerin, hükümetin — mecburi hâ - kem usuliyle işçi sendikalarının tca - — vün sandıklarının mürakebesi hakkım- | daki kararlarını protesto etmek ünroE büyük bir grev hazırladıkları günler - — denberi söyleniyordu . Bu greve dün gece yarısı bağlan - — ması için Bütün işçi ve müstahdemin sendikaları karar vermişlerdi. Hükü - met de mukabil tedbirler almak için faaliyete geçmişti. Dün her iki tarafın — fenliyeti son dereceyi bulmuştar. Öğleden sonra Millt Müdafaa Müste- — çan — Başvekil ayni zamanda Millt Mü- — dafsa Vekilidir. — ve Atinadaki ordu ve garnizon kumandanlarile uzun müzakere- Terde bulunmuş, akşam saat 7 den — sonra vekilleri toplamtıya çağırmıştı. Vekillerin çok mühim meseleler — ko- — muştukları anlaşılıyordu. Meclis müzakere ğ “halindeyken Başvekilin saraya gidip — bir|du- Bu zevat mütalealarını sormak isi müddet kral ile konuştuktan sonra tekrar © meclise gelmesi de bu müzakerelerin çok n di — mühim olduğunu hissettiriyordu. Fakat hiç |isin de bir teşebbüsde bulunmadılar, tınadan kaçarak buraya iltica etmiş ve SON POSTA R Dört tip kadın vardır: Biri &v kadıni, evinin işi, mutfağı ile meşgul olur. Bütün hayatı evinin dört duvarı içinde geçer. İkincisi okuyan kadın. Hayatını kazanan, evini düşünme« yen kadın. « Rir genç bir gecede Yarı yarıya Zayıflar mı? Amerikada Kolombiya üniversitesi talebesinden bir grup arkadaş eğlen - meğe gitmişler, epeyce sarhoaş olduk - tan sonra, yatakhanelerine dönmüş - ler. İçlerinden bir tanesi fazla içtiği için sızmış. Arkadaşları, onun çıkardığı el- biseleri kesip daraltmışlar, sabah olup da kalkınca, içlerinden bir tanesi: — Haydi, demiş, vücudun şişmiş, hemen yatağa yat, hastasın! Hami bu âöne pek kulak Bemek İ tememiş. Fakat kalkıp da elbiselerini giymeğe teşebbüs edince, korkmaza başlamış, filhakika elbiseler dar — gel- — killiğe çektiği bir telgrafta denizcilerin |miş... | bükümetle beraber olduklarını bildir- Harri hemen yatağa yatmış ve bir doktor çağırtmış. Fakat bu görülme - miş hastalıktan o kadar korkmuş ki,, doktor gelinciye kadar, korkusundan ölmüş! e Fransanın Berlin sefirimIkemmel sporculara antrenörlük ediyor Fransız sporcuları Berline gittikleri zaman kendilerini sefirleri — Mösyö Fransuva Ponso karşılamış. Ponso Fransızların bir zaman iftihar ettikleri sporculardanmış, mükemmel — futbol oynarmış, koşarmış, tanınmış tenisçi- lerdenmiş, hokeyci imiş ve hattâ bir zamanlar haltercilik bile yapmış. Olimpiyatları büyük bir alâka ile ta- kip ediyor, ve hattâ Fransız sporcuları. na antrenörlük ediyormuş. Hara hölka anlattılar. Gazeteleri bilâistisna bütün ahali bayretle okuyorlardı. Hayret- leti © kadar fazla idi ki gazetelerde gördük- leri reemi tebliğlere bile inanmak istemiyor. kardı. ; Bu süretle grev suya düştü. Sabahtan itibaren Atina ve Pirede bütün faaliyetler mutad vechile devam etti. Ne bir işçi top-|deki Lakromo adasına da uğrayacağını | Jandırılması' kâfi görülürken, yavra: 3|kısizin gibi sabahın sekizindehberi, dimağı- € ——— —— Üçüncüsü: Gayesi evlenmok, ev kurmak olan kâdın. ÖZ ARASINDA —— —K — simli Makale K Dört tip kadın BB Dördüncüsü: Tuvalet kadını, Siz bunlardan hangisi olmak is'ersiniz? Bunların hiç biri tam bir kadın sayılamaz. Kadın hem oku- malı, hem kazanmalı, fakat kadınlığını ve analığını unutmama- hdır. Bunların hepsini bir araya toplayan kadim tam kadın sa- yılabilir. | HERGÜN BİR.FIKAA | O zaman gülerdim! Borazan Tevfik, zamane çocukları - tun hususiyetlerine misal gelirerek an - latırdı: Bir gün, komşusunun sekiz yaşında- ki oğlunu hüngür hüngür ağlarken gö - ren Tevfik sorarı — Neye ağlıyorsun, yavrum? — Babam annemi dövdü de, ondan! — Ya, annen babanı dövse idi? Çocuk, Tevfiğin yüzüne, cin gibi ba- kışlarını tevcih ederek: — O zaman gülerdim! cevabını ve - Sene evvel yaşayan Hayvanın kemikleri Yamyamlar niçin İnsan yerler ve niçin Erkekleri tercih ederler? Büyük Okyanusun cenup kısımla - |zindaki bir adada bir takım yamyamlar |yaşamaktadır. Bunlar arasında tetkik- |ler yapan Mister Harrison namında bir seyyah şu malümatı veriyor: Yamyamlar birbirlerile — muharebe ettikce ellerine düşen esirleri öldürü -« yor ve etlerini yiyorlardı. Bunların insan etine niye düşkün olduklarını gordum, verdikleri cevap şuydu: 5 — Düşmanlarımızın eti, hoşumu - za gittiği için değil, fakat düşmanları- mıza karşı hissettiğimiz nefreti gös - termek için yiyoruz! Bunlar, yalnız erkek eti yemek iti - yatındadırlar. / KGKt ' Dayak yiyen Amerikalı hâklim San Francisco Chronicle gazetesi - nin verdiği haberlere nazaran şöyle garip bir vak'a cereyan etmiştir: Namussuz - bir adam evine fena #i Heleia Alman arziyatçıları şimal tarafında | maksatlarla yedi yaşındaki bir kızı da- toprağı kazdıkları zaman şimdiye ka- | vet etmiş. Kız o kadar bağırıp çağır- dar hiç bir tasnife dahil olmamış olan |rütş ki, nihayet dışarıdan duymuşlar bir hayvan iskeleti bulmuşlardır. 24 / ve içeriye zorla girerek kızı kurtarmış- metre boyunda olan ve üç milyon se- lardır . ne evvel yaşadığı tahmin edilen bu Oranın hâkimi bu namussuz ada- hayvanın yalnız ağzınım genişliği bir ma GÜ gün hapis cezası vermiştir. Kı- buçuk metre tutüyormuş. kemikleri müzeye nakledilmistir. e Musolininin öz adı Londra gazeteleri İngiltere kralının Dalmaçya sahilinde yapacağı gezinti- den bahsederlerken kralın bu havali - Hayvanın |zin anası ve babası bu cezayı az gör - müşler ve ikisi birleşerek hâkimi bir güzel dövmüşlerdir. Hâdisenin hemen akebinde de zabıt tutulmuş ve karı koca dörder ay hapse mahküm edil « mişler. Bunun üzerine halk kıyameti koparmış, yedi yaşındaki kıza tasallüt eden bir caninin iki ay hapis ile ceza- lantın, ne de bir nümayiş görüldü. Bütün | bildiriyor ve bu münasebetle kayda de- İnun namusundan Mmes'ul olân ânn Ba- balk iş ve gücüyle meşgul oldu. Siyasi li- derlerin hayreti halktan daha çok fazla ol- ger bazı malümat veriyorlar. teyene | Lakroma adasının İngiliz — tarihile lere sükütla mukabele ettiler. Hiç bir fkir|münasebeti vardır. Meşhur Aslan yü- beyan etmediler. Hükümeti protesto etmek İrekli Rişar, yedi yüz sene evvel bir fır- kimsenin aklına diktatörlük ilânı gibi bir| — Bugün burada çıkan bir şayiaya — göre (kurtuluşu şerefine burada bir manastır — fikir gelmiyordu. Olsa olsa greve karşı mu- | Selânikte hükümetin — diktatörkük yakkat bör örfi idare ilâmı ihtimalinden |Protesto etmek için bir hareket başlamışsa bahsediliyordu. da önü alınmış ve donanma da sür'atle o- Artık gece yarısı yaklaşmış grev saati | "AYA sitmiştir. — k Selünikte bir hâdise olduğu muhakkak | 4 yerleşmiş, manastırı saraya çevirmiş de gelmiş çatmıştı. Akşamdanberi sık sık yaptırmıştı. Uzun bir zaman sonra Avusturya arşidüklerinden Maksimilyan bu ada- — görünen devriyeler, birdenbire piyade, sü- |*& de bunun derecei şümulü —ve mahiyeti / y N D Dar ağaçlarile dol: vari, mitralyözlü asker kıt'alarına inkılâp | *”laslamamıştır.. Hulınmıdn dahil ve ha- Trlaliğta. edivermişti. Çok ehemmiyetli bir askeri | "e karşı koyduğu sansör ilk günü çok hareket başlıyordu. Büyük kamyonlar için- | #ddetle tatbik edildi. İSTER İNAN İSTER İNANMA! : bahşeden esatiri bir sihri — varmış. Doğurmıyan kadinlar bu Ü de süngülü askerler caddelerden zeçiyor, sakaklarda süvari, piyade mülfrezeleri do- laşıyordu. Bazı caddelerden toplar da ge- çip duruyordu. Bu arada kulaktan kulağa hükümetin diktatö: ilân ettiği şayi olmuşsa da bu- na kimse inanmamıştı. Herkes bütün bu ted birlerin greve karşı itühazı kararlaşan ted- / birler olduğunda ısrar ediyordu. Meraklı- lar gazete idarelterine koşuyorlardı, — fakat grev dolayısile gazete idardleri kapalı idi. — Nihayet sabah olürken sokakları dolduran hükümet gazetesini satan gazele ıüvcu.-j ba- Pendikten yazılıyor: kucağında, yanında, önünde, arkasında bir kaç çocuk görü - lür. Sokaklar çocukla doludur, bu minimini ve sevimli afacan- ö menin suyu şişelerle, ksur kadınlara taşınmaktadır. Pendik kadınlarının çok çocuk- Tu olmaları da hep bu çeşmenin suyundan içmelerine hamle - lar her gün sokaklarda bölük bölük dolaşmaktadırlar. ikişer musluklu üç çeşmeden ileri gelmektedir. Söylendiğine Daha sonraları bu Arşidük - Meksi- çeşmenin suyundan doğurma kabiliyeti | dilmektedir. » baya bunun iki misli ceza verilmesini hakka mugayir bulmuşlar ve isyan et- mişlerdir. Nihayet meseleye daha büyük ma- kamlar el atmışlar, ana, babanın ce- zasını on beş güne indirmişlerdir. ka imparatoru olmuş ve Benito namında bir anarşist tarafından vu - rulmuştu. Musolininin babası, bu anarşisti çok takdir ettiği için oğlu doğduğu zaman onun öz adını, kendi oğluna takmıştı. Musolininin babası — gençliğinde müfrit sosyalistti. içerlerse mutlak doğururlarmış. Bu çeş- menin şöhreli o kadar yayılmıştır ki yıllardanberi Pendiğe yaz- hğa gelenler hep evlât hasreti çeken kıtır kadınlardır. Çeş - damacanalarla Pendiğe kadar gelemiyen İSTER İNAN İSTER İNANMA! A _Aiuıloı 8 H | £ ' Sözün Kısası ! : Gene sıcağa dair E Talu danada bir okuyucumdan bu sabah' — bir mektup aldım. Geçen gün bi | sütunda, gölgede 30 dereceye çıkan sı « caktan şikâyet edişimi hakgğg ve yersiz bu- luyor. Ve diyorz kiz «Temenni edelim ki Allah #zi bu diya- Ta düçürmesin! Bizler, termometrenin ci- vasını otuzun Üzerinde gördük mü, sevini- riz. Çünkü otuz derece buürada serin sayıs | br.. Şimdi, sabahın saat sekizi olduğu hale de derece 33 tür. Bu, öğleyin 47 ye, 43 e Çıkar. Akşam üstleri 38 - 39 dduğu nd- dirattan değildir. Gece, yatağımıza seril- diğimiz anda derece gene en aşağı 28 i K terir. Yatağın içinde güçlükle dönersiniz çünkü teriniz sizi döşeğe âdeta yapıştırmış- —| tır. Çamaşırlarınızın. gıcırdadığını duyarsı« nız. y Günde sekiz saat çalıştıktan sonra, ak - şam Üüzeri işden çıkınca sizin gibi bir Boğa- — ziçimiz yoktur ki serinliyelim. Hiç bir pa- zarımızı Floryada ve yahut ki Suadiyede geçirmiyoruz. Asabımız birer gergin yaye dır; dokunmağa gelmez.. Neden bilmem? Şu satırların on sekiz — yaşında bir genç kızın kaleminden çıktığı» mt yazmak ihtiyacmmı duyuyorum. — Heder olmakta devam eden bir gençlik., isterse alay mevzuu olsun, yazacağım.. Buna rağ- men size kızgın değilim..» Sayın kızım! Yaşınızı bildirmekle çok isabet etmişsi- — niz. On sekiz yaş her şeyi affettiren çok e- hemmiyetli bir imtiyazdır. Onun için size — karşılık: «Kör olmak, bir miyop'un za'fı basardan şikâyetine mâni olmak için sebep teşkil etmez!» demiyeceğim. Hattı üstüvü'e da yaşıyanlar da sizin şikâyet mektubunu- zü okuyacak olsalar sizi haksız çıkarırlar « dı, kabilinden mantıki bir itirazda da bu « kanmıyacağım. Ö Dünyada, Ti bulunduğunu, yaşımın verdiği — tecrübe — ile biftnlerdenim. Ve ben burada otuz des Tece sıcağa güç tahammül eylediğim cihet- le, çok güzel tasvir ettiğiniz feci vaziyeti 6 * nize can ve gönülden acırım. her zaman — her şeyin bete- ” Ancak, hayatlan nevmit olmağa, genç- liğinizin heder olduğunu söylemeğe hak - kımız yoktur. Boğazın güzelliğini kendi hüse nünüzde, serinliğini kendi taravetinizde 8- rarsanız, bulabilirsiniz. Kaldı ki, biz, gazer — teciler, sizin tasavvur ettiğiniz gibi, akşam * olunca ne Boğaza, ne Suadiyeye, »e de Floryaya gitmek için fırsat bulamazlar. Bi- zim mesgimiz günün en kızgın saailerine te- sadüf eder ve ancak gece biter. Bu itibarla bize kargı biraz daha münsif olmanızı dilerim. Sonra düşünün ki biz on sekiz yaşımızı maziye gömeli iki kere on sekiz yıl daha — geçmiştir. Tahammülümüzün azlığını o vas — kit mâzür görürsünüz. Bakın, bugün burada derecci — hararet gene otuzu aşkındır. Böyle iken, ben de tıp- mi işleterek çalışıyorum. Hem de benim, çok daralmış olan istik- bal ufkumda - genemizin gibi - serin, tatlı ve | mes'ut günlerin teselli verici serabı da yok.. Size, hayatla mücadelenizde neg'e ve — kuvvet dilerim, kızım! $ aa eei cen aa Bernard Şovun münakkitliği Meşhur İngiliz muharriri Beruard |Şov bir zamanlar tiyatro münekkitli- ği yapmıştı. Bir gün, bir toplantıda tiyatro münekkitliğinden bahseden Şov şu sözleri söylemişti: — Bir tiyatro münekkidinin tam in: — saf ve hakkaniyet göstermesine'im * kân yoktur. Bir münekkit hoşlanma * dığı aktörlerin oynadığı oyunlara git — — İmemeli. Meselâ ben meşhur Sara Ber — inır:lı. hiç — hoşlanmadığım — halama j |benzettiğim için kat'iyyen sevmezdim — ve bu yüzden oynadığı eserleri gör * mek istemezdim!