D —BON POSTA- — Türk - Norveç futbol maçının acıneti- Bir kibrit kutusu ile cesi: Feci bir oyun ve 0-4 mağlübiyet! evlenecek kız seçen genç (Baştarafı 1 inci sayfada) Ha kendini gösterdi. Oyun başlar başlamaz, çocuklarda “elle tutulur S?M bariz bir yorgunluk ve kesiklik ıl_i- leri görülmeye başlandı. Bu yorgunluk ve kesiklik r'atle fazlalaşmıya, fazlalaştıkça bizimkilerin oyununa ir curcuna manzarası vermiye başladı. Kimse yerini tutmıyordu. Oyunumuzda sistem namı- na bir şey yoktu. Tam başı boş bir oyun... Takım allak bullak olmuştu. Bir aralık Fikret santhaf, Yuu ıolıçık pynarken gördük. Hüsnü de fora çıkmıştı. Fakat bu şekil jzun müddet devam etmedi. Çünkü biraz sonra kimin ne pynadığı anlşılmaz oldu. — Bizimkilerin oyunu, mübalâğasız söylüyorum, tam fahalle aralarında top oynayan çocukların — oyununa benziyordu. Norvaçliler nasıl oynadılari Norveçlilere gelince; onlar ilk dakikadan son dakika- kadar hâkim, atılgan ve biraz da hırçın idiler. Maama- ;5. bu hırçınlığa rağmen bizim çocuklardan yalnız Yaşar Şpakatlandı. O da sahadan çıktıktan biraz sonra ıekı:ır yerine döndü. Nihayet oyun biraz evvel de söylediğim gibi O - 4 aleyhimizde bitti. Maamafih, oynadığımız 0- ma bakarak bu neticeye sevinmek lâzım. Çünkü o hal S:pelıili bunun iki, hattâ üç misli gol yeyebilirdik. < Norveçliler İngiliz sistemi oynüyorlar. Takım hakkın- Ha evvelce verilen malümat aşağı yukarı doğru çıktı. A- şağı yukarı diyorum. Çünkü bu malümata göre onlul__ a-. ghoynır biliyorduk. Halbuki çok seri olduklarını gör - Maamafih bu sözlerime bakıp da #akın kendilerini fevkalâde parlâk oyuncular zannetmeyin. Meselâ karşı- Mizda bir Sparta bulunduğunu hiç bir zaman farzedeme- yiz. Niçin mağlüp olduk? aa Niçin mağlüp olduk? Bu suale ben gene bir sual ile — mukabele edeceğim. Niçin mağlüp olmiyacaktık? Galip ik, hağret edecektim. Yalnız ben değil, buna hattâ futbolcular dahi hayret edeceklerdi. Takım kaptanı ne diyor? İki gün evvel takım kaptanı Hüsnü ile görüştüm. Ba- aynen şunları söylemişti? Hılar. Bu kadar bile nefesleri yok. Çeğik , Hüsnü bu sözleriyle m:ilnkü maçın neticesini ıı"“İ'Yı.lıuı!ııhılıııııı) Onun söylemedikleri de var ki yanları da ben söyleyeceğim: ü Futbolcular ne diyorlar? Oyuncularımızın bugünkü maçta gösterdikleri hercü- yışlarında da aynen hâkimdi. Hiç bi- buradaki yaşa! bi M_çılışnuyoıdıı. Çalıştırılmıyordu. Yer güzel, hava en- fes, yiyecek bol. Yediler, gezdiler, bisiklete bindiler ve binnetice İstanbuldaki formlarını dahi kaybettiler. — Tdmanda iki tur dahi yapamıyan bir futbocunun bey- nelmilel bir maçta, oldukça kuvvetli bir hasım karşısın- Ha galip gelmesi nasıl istenir ve beklenir? Oyundan sonra çocuklarla görüşerek intibalarını sor- Hum. Bana yalnız şunu söylediler: — «Bu neticeden Mütceessiriz.» Bizi 0 - 4 yenen Norveçliler yarın Almanlarla karşı- laşacaklardır. Ömer BESİM Kibrit fabrikasında yaptığı kutulardan birine “ Bunu kim bulursa onunla evleneceğim,, diye kâğıt koyan ve 18 ay sonra Samsundan cevap alarak nişanlanan amele macerasını anlatıyor ( Baştarafı 7 inci sayfada ) -Iııl-ııınıvıı-ı_ a çok üzüldüm. Öyle p | Müzeyyen Coşkun Dere, altıncı moktu- | «lak oldu ki nişanımız sorma. Neyse, Berline götürülen futbolcülerimizden bir kısmı Anadolu ajansı muhabiri maçı nasıl gördü ? öztlin. 3 (AA) — Muhabiri mabsasumuzdanı — utbol: Norveç takımı, 4 - 0 Türk takımını yenmiştir. Momsen stadyomunda havanın yağmurlu olmasına rağmen bilhassa Norveçlilerden ve Berlindeki Türk kolo- nisinin hemen hemen kâffesinden mürekkep olan büyük bir halk kitlesi, tribünleri işgal etmiş bulunyordu. Resmi şahsiyetler arasında Türkiye büyük elçisi, sefa- rethane erkânı, Türk ve Norveç spor teşkilâtı zimamdarları bulunuyordu. * Saat 17,30 da takımlar sahaya çıktılar. Türk takımı şu süretle teşekkül etmişti: Cihat, Yaşar - Hüsnü, Reşat - Lâtfi - İbrahim - Niyazi » Sait Hakkı - Rebiüi - Fikret, Düdük çalınır çalınmaz Norveçliler, hücuma gaçmişler ve Türk kalesi önünde tehlikeli akınlar yapmışlardır. Fakat, Türk müdafaa hattı, bu hücumu defetmeğe mu vaffak olmuştur. Türk takımının heyeti mecmuasının ©- yunlarını tanzim etmesi uzun sürmüş ve on dakika müddet Norveçliler, çok iyi bir vaziyette bulunmuşlar ise de gol yapmağa muvaffak olamamışlardır. Onuncu dakikadan itibaren Türk takımı, faaliyete geç- miş ve rakibine hâkim olmuştur . Fakat Türk muhacimleri, her hangi bir netice elde e- debilecek kabiliyette olmadıklarını göstermişler ve bir çok fırsatlar kaybetmişlerdir . Norveçliler, Türk muhacimlerinin sıkıştırmalarından kendilerini kurtarmağa muvaffak olmuşlar ve birinci haftaymın neticesinden evvel soldan yaptıkları seri — bir hücum esnasında sol açıklarının ayağiyle ilk sayılarını yapmağa muvaffak olmfişlardır . Bunun üzerine Türkler, beraberliği temin etmek için gok büyük gayretler sarfetmişlerse de buna muvaffak ola- mamışlar ve birinci haftaym bir - sifir Norveçlilerin ga libiyeti ile bitmşitir. İkinci haftaymda Türk takımında tadilât yapıldığı, Hüsnü, santrhaf mevkiine, Fikret de merkez muhacim mevkiine getirildi. İlk on dakikada Türkler, beraberliği temin için besledikleri meşru bir ümit ile hücumlarına devam ettiler. Fakat oyuncuların aralarında iyi anlaşama - maları bütün mesaiyi akim bırakıyordu. Bu esnada Norveçlilerin yapmış oldukları ikinci bir gol, Türk takımnın hızını kesmiş ve Türk takımı artık gol yemeğe alışmakta gecikmemiştir. N iler, on ikinci dakikada üçüncü gollerini de yapmağa muvaffak olmuşlardır. Bundan sonra Fikret, santrhaf mevkiine geçmiş — ve hücumları tanzim etmeğe uğraşmıştır. — Fakat Norveçli- lerin üç golü, Türk takımı için çok ağır bir hendikap idi. Bundan başka Cihadın çok ağır bir hatası yüzünden Norveç takiımı maça nihayet veren dördüncü gollerini yapmağa sebebiyet vermiştir. Bu çok aykırı netice, Türk takımının tam mânasiyle mahküm bir vaziyete düşmemiş olduğu bu maçın hakiki bir ifadesi olamaz. Fakat — sporda yalnız son netice sayı- hr ve son derece mütecanis olan takımı tamamiyle müs- bet bir futböğ oyunu oynamış olan Norveçlilerin faikiye- ti önünde boyun eğmeğe mecburuz. Yalnız şu ciheti kaydedelim ki yağmurlu hava yü - zünden kavak bir hale gelmiş olan saha, Türk takımının aleyhinde iX. Çünkü Türk takımı, son maçlarını Taksim stadyomunun sert ve kuru sahasında yapmış idi. Türk takımının mazeret makamında serdedeceği ye- gâne noktadır. Amerikan - İtalyan maçı Berlin, 8 (A.A.) — Post stadyomunda İtalyan takı mı 1- 0 Amerikan takımına galip gelmiştir bunda, resmini g ğü, ve hakkında hay- l malümat edindiği Şevkete: «Emin ol ki, diyor, Tanrının bir eseri cilvesi olan bu mukaddes sevgiyi, hiç bir kuvvet yıkamıyacaktır!» Şevket: — Ben, diyor, burada kazaya uğramış- tım, ellerim, yüzüm yanmıştı da, o zaman yazmıştı bunları... Ve mektup yığınlarını karıştırmakta devam ederek izahat — veri- yort — Bu dört numaralı mektup... Bu nişan mukavelenamesi... Bu üç numaralı resim. Bu yedi numaralı saç... Bu iki numaralı çi- çek... Ve çiçeği koklaya koklaya gülerek ilâve ediyor: — Bayramda ona çiçek göndermişlim. O, benim hediyemi almadan, bana çiçek yollamış. Ve ne tuhaftır ki, o da ayni çiçe- ği seçmiş . Bayan Müzeyyen Coşkun Dere, nişan- lanışlarından sonra yolladığı bir mektup- taş «— Ruhum, sevgilim, diyor, gönderdi- ağin saati aldım, Sana karşı beslediğim «sevgi, kalbimin derinliklerine hergün bi- araz daha kök salmaktadır. Herhalde sen ade öylesindir. Her ikimizde doğan bu esevgi, Tanrının en büyük hikmetlerinden ebiridir. Saatin gelişi, burada bir hâdise «oldu. «Kibrit kutusundan evlenenler» di- «ye nam saldık buralarda... Tâ Samsundan, «beni görmeğe gelenler var. Vaktiyle ba- <— Bu yaptığın — deliliktir! diyenler, egönderdiğin saati görünce fikirlerini bi- «raz daha değiştirdiler. Nişan törenimizde Hâmile bir kadında Daimti bulantılar Bu sinirli bir hastamdır. Bir aydanberi devamlı bulantılar ve yediğini müte « madiyen çıkarmaktan müştekidir. Kalbi çarpıntılardan yorulmuştur. Uykusuzdur. Hiç bir şey yiyemiyor. Bir aylık hümiledir. Sulu yemeklere perhiz yaptırdım. Sı- cak yemekleri menettim. Lâvman tarikile günde 2-3 gram bra« nür solisyonu verdim. Katı yemekler yedi. Soğudulmuş meyvalar ve dondurma ile beslendi. Kusmalar durdu. İştiha avdet etti. Çarpıntıları da artık sakisi gibi gelmi « yor. Hasta rahat etti. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya - hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadımıza yetişebilir. VARLIK — Büu değerli edebiyat ve fikir mecmuasının 1 ağustos tarihli T4 üncü sayı- g1 Yaşar Nabi, Cemil Sena, t_'ıın. Muammer Necip, Fasıl Hüsnü, Bürban Belge, Teşat Ce- mal, Papatoğlu, A. Gaffar, Babahattin Ali ve daha başka imzaların makale, hikâye ve gilr- lerile çıkmıştır. Endüstri — İzmirde çıkan bu güzel dergi - nin 21 inel yılının 11 inci sayısı çıkmışlır. «ğünümüzde bulunursun inşanllah!..» «Molla zade Müzeyyen Coşkun Dere nişandan önce yazılmış mektuplarından N rinde sevgilisine: Â «Mektubunda, diyor, —maceramızı man haline sokturacağını yazıyorsun. vamızı kurmadan bunu yapma. Bu esefi yazmanın da zamanı var. Ben, içinde mektubunun çıktığı — kibrit — kutusunu, yazdığın bütün mektupları saklıyorum, de yırtıp atmıyorsundur. tabil. — Yw kurduktan sonra meşhur cerbezeli mu rirlerden birisini çağırır, maceramızı ç tatlı anlatır yazdırırız. Olmaz mı cicim?! Şevketi — Görüyorsunuz ya? diyor. Ben #f mektupları vörmekle üü kızdırmış oli ğım. Çünkü, vükıa, nişanımız falan amma, bu işi birlikte yapacaktık. Fakat sizin haber alışınız, beni mü mevkie soktu. Ben, kibrit kutusu sâyesinde Çarşambi'| min en temiz ve zengin kızına kavuşan W| Nhli Şevkete sandet dileyerek — ayrılırkef| yanıma sokulan fabrikanın — değerli usti Bay Hayri gülüyor, ve: İ — Fakat, diyor, bunu yazmanız pek F yi olmıyacak... Çönkü diğer amelelerimil| bilhassa kızlarımız, bunu örnek ini! de kutulara kibrit yerine pusla istifleme F letine tutulurlarsa yandığımız gündür. —| Bir taraftan sizin dilinizden kurtulami” yız, beri taraftan da, hepsi birer birer kum bulur giderlerse, kibritle adam arar da, 8? ne bulamayız! 4 Naci Sadullah Giresonda fındık mahsulü Gireson, 3 (A.A.) — Bugün bor * saya yeni Fındık mhsulü getirildi. K&' buklu Fındığın kilosu 22 kuruştan il —— || yükleme Fındık içinin kilosu da 48 kü! ruştan törenle satıldı. Piyasanın durumu isteklidir. Denizyolları İŞLETMESİ Ml w m Tel 42362 - Sirkeci Mühürdarzade 9 ve 16 Ağustos tarihlerinde || İstanbul'dan kalkacak — İmroz yolu postaları yapılmıyacaktır. | Buna mukabil 4, 11 ve 18 || A ğustos Salı günleri İstanbul'dan | Ayvalığa hlkmkpuhlırg I diş ve dönüşte Lâpseki ve roza'da ıirıyıeıkhıdıı.. SEMEMTYESE ” SİECEL TI BÖTÜN ÖLKEYİ HERGÜN | Kartal sulh hâkimliğinden: Hilmi Saltanın Sabire aleyhine ikame et- miş olduğu Yalovada Gacik köyünde kâin bahçenin alım satımından vazgeçilmesi ha- #ebile verilen pey akçesi yapılan masarifin — €eem'an 126 liranın tahsili hakkında ikame —— Olunan davarfın esnayi Mı—duyvvıılwküdıl(ır:ıludhm — gdavaya müddeaaleyh sıfatile ithal edilmea. leri talep olunan Sovanlık karyesinde sa - |ligat makamına kaim olmak üzere keyfi- kinler Sabire oğlu Nuri ve üvey kızı Zül -| yet ilân olunur. faza namlarına yaştılan tebligatta — sarih ikametgâhları meçbul bulunduğu şerh ve- | rilerek iade edilmiş olmakla ilânen tebli- Bı.ı'.ı'kkşır;.ı,';_ ı?..ı. gat icrasına karar verilmiş ve muhakeme- nin devamı 7/9/936 tarihine müsadif pa- HORYA zertesi günü saat 14 de bırakılmış oldu -| İ Haa oe *3 perde mahkemesinde bulunmaları zımnında teb- K n BABALIK (693) b taL aa Saski Bokalğ Avcılık ve Balıkçılık — Ayda bir kere inti- şar etmekte olan bu mecmuanın dördüncü nüshası da çıkmıştır. Yurdumuzda ilk defa olarak çıkarılmakta ve pek bDüyük fedakür - lıiklar mahsulü olan bu mecmux okunmağa değer bir kıymettedir. DOLAŞAMASSINIZ z FAKAT | HNY Son Post3 Te , &n A aiğı Ka ci ADi kra ü 'Taşan — Morzifonda neşredilen bu mec muanin 3-27 inci sayısı çıkmıştır. AD a Şi n edle