KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrir:kas 58 Atelyedeki arkadaşlar darma dağın | saplanan bir Lâz bıçağı geri çekilme - Olmuşlardı. Sait ortalarda görünmü -|miş, öylece yaranın üstünde bırakıl « yordu. Sade bir gün köprü üstünde |mıştı. ada gözlüklü amcaya rastlamıştı. Amca| Karakol; semtin kahvelerinden, is- gözlüğünü alnının üstüne çıkarmış ve |kelelerinden — toparlanan sandalcılar, daha Nuri usta ağzını açmadan: terhis edildikleri halde Karadenize gi- , — İş arıyorsun, değil mi? demişti.. | demiyen donanmayı hümayun efradı, ben de öyle.. sen yine gençsin, daya - fırıncılar ve sabıkalılarla doluydu. Ko- Hırsın.. bizim küreklerden birisi çoktan | miser efendi için Kasımpaşada sakin fişe yaramıyor.. tok kürekle denizi aşıp |bütün Lâzlar şüpheliydi. İşte bundan aşmıyacağımızı Allah bilir... Haydi|dolayı Nuri usta: SON POSTA Fransa da İspanya’ya Silâh verecek (Baştarafı 1 inci sayfada) Franko Fas'daki lejyonları hava veya- hut deniz yolu ile İspanya'ya geçirmek tasavvurundadır. Hükümet kıtaatının bir muvaffakiyeti El « Sosyalista gazetesinin kaynaktan aldığı bir malüpmata göre, hükümet kıtaatı Guadalajara — vilâye- tindeki Kastillo'yu almışlar ve 86 âsi öldürmüşlerdir. hususi — Ağüstos. 3 — —a EKONOMİi Zahire Borsasında Bir Haftalık Vaziyet Tiftik piyasasında işler canlandı BUĞDAY : Yeni sene mahsulü her taraftan piyasaya gelmeğe başlamıştır. Hafta içerisinde buğday durumu gev- şek geçmiş ve bazı cinsler de fiatından 5-8 para kadar kaybetmiştir. Son muameleler: Polatlı cinsleri 6,35, 4-5 çavdarlı Eskişehir malları 6.17 ve beş altı gün vadeli Akşehir, Konya buğdayları da 6,5 paradan sa - Ömerime selâm söyle... ü tekrar burnunun üstü - he indirip uzaklaşan gözlüklü amcanın &rkasından Nuri usta durup bakmış - tı. GCözlüklü amca öyle zayıflamıştı ki.. Gülizar da zayıflamıştı, anası da, Ömer de... Evde ayna olmadığı için us- ta bir gün kendisini iş aramak için git- tiği bir hanın alt katındaki tozlu bir yna içinde görmüştü. Sapsarı yüzün- e tek gözile gülünç olacak kadar, du- Yulup merakla bakılacak kadar acâip- — Yalnız bizim oğlan değil, Lâz Sa- Lih te... dediği vakit kom'ser birdenbire meseleyle alâkadar oldu. — Lâz Salih mi?.. Kaç gündür ka - yıp?.. Ne iş görür? Nuri ustanın İtalyan bahriyelileri meselesinden haberi yoktu. Komiserin telâşlanarak sorduğu suallerden şaşır- dı: — Anlattım ya, dedi, bu sabah o da benim oğlanla beraber mahallede gö- rülmüş. Sonra bir daha ikisini de kim- İki general cesedi Madrit, 2 (A.A.) — Guadalajara hücumuna iştirak eden hükümet zabit- leri tayyare kışlasında sivil giyinmiş o- tılmıştır. 6.17 paradan satılan buğday- ların bir hafta sonra 6,5 paraya kadar satılmasından bu hafta içinde buğday- ların bir miktar daha düşeceği anlaşıl - maktadır, Buğday fiatlarındaki tenezzül un fi- atlarına henüz tesir etmemiştir. Ekstra unların çuvalı 7, birinci yumuşaklar 7.50-8.25, birinci sertler 7.25 kuruştan satılmıştır. ARPA : Piyasaya lüzümu kadar larak general Barreranın cesedini ve a- miral üniformasiyle de general Gon - zalez Dara'nın cesedini bulmuşlardır. Madrid, 2 (A.A.) — Leon vilâye - tinde âsiler tarafından yakalanan ge - neral Garvia Kaminero ve Rodriguez $i Aşağı mahallede bir bahriye bin - başısı vardı. Gülizar oraya çamaşıra se görmemiş. Komiser sinirlendi: — Ne iş yapıyor bu Lâz Salih? Ramirez, kaçarak Portekiz hududun - dan Madrid'e gelmişlerdir. Generaller hükümetin emrine âmâde olduklarını mal gelmemiştir. Hafta içinde gelen Di- yarıbekir malları dökme olarak 3.20 ve diğer çuvallı arpalar 3.80 paradır. gidiyordu. On beş günde bir yetmiş beş ikuruş alıyordu... Sonra Perapalasın ar- ka taraflarında zengin bir Rum ailesi e haftada bir çamaşır yıkatıyordu. Gülizar burdan da ellişerden ayda iki Kkâğıt alıyordu. Ve aylardır Nuri usta bilesi Gülizarın üç buçuk İirasile ge - iginmekteydi. Yalnız ekmek ve arasıra İmevsimin en ucuz sebzesini yiyorlar- Hı. Bazan, iki gün, arka arkaya hiç bir y yemiyorlardı. Ev kirasın: dört ay- r vermemişlerdi. Ve ev sahibi, il 'yar bir koca karı her gün kapının ö - hünde kıyametler koparıyordu. Nuri usta Gülizarın çamaşırdan ilk irdiği paradan köprüyü geçmek için ark para aldığı gün ağlıyacak gibi ol- muştu. Sonra alıştı. Hattâ bir gece, şa- ka bile etti: — Ne yapalım Gülizar, para ile de- Bil, sıra ile, besle bakalım bizi.. Evdeki en büyük değişiklik ustanın pinasında oldu. Usta iş bulmaktan ümi- Hini kestikçe o kuvvetleniyordu. Öme- *e masallar anlatıyor. Gülizara artık &gelin» diyordu. Bir akşam kapının eşiğinde karı- bi ve anası ustayı karşıladılar. Gülizar: — Nuri, dedi - artık kaynanasının mında da kocasına, Nuri, diyordu « _gmer kayıp... Bakmadığımız yer kal - madı. Aşağı mahalleyi, her tarafı do - İaştık. Yok. Sabahleyin senden sonra sokağa çıktı... Başımıza., «Başımıza bir de bu mu gelecekti?» Hemek isterkon sustu. Ağlamağa baş- ladı. Ustanın anası oğlunun yüzüne bak- tı. Oğlunun yüzüne ilk defa çaresiz, gılgın, imdat istiyerek bakıyordu. Ustanın aklına ilk gelen şey «Ömeri — Hiç bir iş yapmaz.. çocuk., — Çocuk mu?. — Evet dokuz on yaşında bir şey.. Komiser mükemmel bir küfür sa- vurdu: — Alay mı ediyorsun be? diye hay- kırdı.. haydi kafamı kızdırma.. şimdi çoluk çocukla uğraşacak vaktim yok... Usta hiç ses çıkarmadı. Karakoldan çıktı. Ne yapacağını bilmiyor. Ortalık iyice kararmıştı. Sokaklar tenha, kayık iskelesine doğru yürüdü. Karaya çekil- miş sandallar alaca karanlığın içinde hayvan leşleri gibi duruyorlar, Deniz kokuyor. İskelenin yanında teneke ve tahtadan yapılmış bir kahve - var. İki penceresinin arkasında sarı ve dumanlı bir aydınlık. Kımıldanan insanlar. Ueta, kapıdan içeri baktı. Karadeniz konuşuyordu içeride. Usta, iskelenin üstüne çıktı. Su ka- ranlık ve yağlıydı. Karşı sahile baktı. «Ömer! Ömerl» diye bağırmak istedi. Döndü. Nereye gideceğini, ne yapaca- ğını yine bilmiyordu. Birdenbire «belki Ömer eve gelmiştir» diye düşündü. Ömerin eve gelmiş olmasını o kadar istiyordu ki Ömerin eve geldiğine inan- dı. Ve koşarcasına Bahriye Nezareti meydanını geçti, mahallenin yokuşuna sardı. Yokuş iyice karanlık. Tek bir fener yok. Dönemeci döndü. Otuz, kırk adım ileride iki çocuk gölğesi var ve Ömerin sesi. Usta bağırdı: — Ömerl. Ömer.. Öndeki çocuklar durdular. Küçüğü geri döndü ve koşarak, haykıra haykıra bir şeyler söyliyerek ustanın üstüne doğru geldi. Usta, oğlunu, Ömeri kucakladı. Ö- MISIR : Mısır fiatları bir zamanlar p J gayri tabit surette yükselmiş ve on, on Şiddetli muharebeler beş gün evvelisine kadar 7.10-7.20 pa- Bayonne, 2 (A.A.) — Âsiler, mün-|raya kadar satılmıştı. Yeni sene rekol- tazam kıtaat ve halk cephesi grupları |tesinin pazarlara dökülmeğe başladığı tarafından işgal edilmekte olan Tolo -| ve yahut ta başlamak üzere olduğu bu Balğı ” perlitalşlücdir. ; Sayakamtiyeala sıralarda Karadeniz kıyılarından talep- D Kilürere masiladeki Tolmsa san! 5 HT SelalE kesildiğinden fiatlar düş - zarlıklarına kadar muharebe cereyan me'ğe Pargaer Hıflnn'ırı TrE bteiiğtir. doğru 6 kuruşa kadar teklifler yapıl - mıştır. Bayonne, 2 (A.A.) — Huduttan a-| — Susam fiatları da geçen haftaya kı - hnan malümata göre, Guadelupe top-|yasen on para kadar düşmüştür. Teş- bildirmişlerdir. olduğu haber alınmaktadır. Geçen sene fındıkları 100 kilosu sif Hamburg 42 liradan bir Mmiktar satıl « mıştır. Yeni 936 mahsulü levantlar için yüz kilosu sif Hamburg 47, Giresun iç fındıkları için de 48 lira istenmekte * dir. Kabukly fındıkların tombul ve e- lenmiş Levantinerler 48 marktan, siv« riler de 47 marktan teklifler yapılmış * tır. Hamburgda fındıklarımıza rakip o* lan İtalyan fındıklarının 100 kilosuna sif Hamburg ve eylül yüklemesi 117 mark ve birinci teşrin - birinci kânutt yüklemesi 115 mark istenmektedir. Ge* ne İtalyan kabuklu fındıklarına nev'i» ne göre 46-57 mark istenmektedir. Ceviz üzerine gerek İstanbul ve ge rek dış piyasalarda alivre işler yapıldı: ği duyulmamıştır. Geçen sene büyük mikyasta ihracat yaptığımız Hamburg piyasasına bu se dahi devam edileceği umulmakta * dir. BADEM : Rekoltenin geçen sene * den daha noksan olacağı anlaşılmışsa da derecesi henüz taayyün etmemiştir. İstanbul piyasasında ehemmiyetli işlef olmadnıştır. İzmir acı bademlerine Almanyada" ki ithalâtçı tüccarlar tarafından Al * manya dahiline Loco Hamburg vt nev'ine göre 130-170 mark istenmek * tedir. YAPAĞI : Geçen hafta piyasa u * mumiyetle sakin geçmiştir. Traky$ çusu âsileri bozguna uğratmıştır. Âsi-|rinievvel teslimi 11.20 kuruştan 11.10/ cinslerinden az miktarda satışlar ol * ler Sensabastiyen'deki Bensain üzeri-| Paraya düşmüştür. ne taarruz teşebbüsünde bulunduktan | " Nohut üzerine ihracat için iyi işler sonra geri çekilmişlerdir. Bu bölgeye olmaktadır. Geçen hafta Bandırmada gönderilen yeni cumhuriyet kuvvetle- alivre olarak 4.30 paradan ehemmiyet- Haa sE li satışlar kaydedilmiştir. ri âsileri tarda çalışmaktadırlar. FINDIK : Karadeniz kıyilarında fın- Amerika fabrikalarına el kondu — |dıik toplanmağa başlanmıştır. Bu se - yEr, Ti ıi neki rekoltenin geçen seneye kıyasen ı_â:ı:"a"““"l;î f(î;:;lı duğlı)ı ” dl:k;'; |90 20 kudar noksan olacağı teeyyüt et- len bir telgrafta Barselondaki Ameri - mektedir. Eski mallardan pek az stok kan otomobil fabrikalarına «Katalon- kaldığından mühim işler -olmamıştır. ya feşlek zlerlıtari komlisb tabıfından Geçen sene malları 42-43 kuruştan. Ye el konduğu teyit edilmektedir. ni mahsul de ağustos teslimi 48, eylül, Konsolos, Ford ve General Motors :::ıı::ıî:ı BöplDi AÖMeRE. Sururlaa fabrikalarının hiç bir otomobili müsa-| — Almanyada dahi eski fındık satışla: dere edilmediğini tasrih etmektedir. —| nn azaldığını ve buna mukabil yeni Fabrikalar mühürlenmiştir. yıl rekoltesi satışlarının da memnuni- Madrid eğleniyor yet verici bir şekilde devam etmekte Madrid, 2 (AA.) — Tiyatroların | ç. — ” DA biş Hc:îw tekrar açılmıştır. Sokaklarda daima silâhli kimseler vas ajansının Samosierra cephe> | 1 Ja L G P Ler. şehirde sindeki muhabiri, âsilerin faaliyetinin _ü'*o'n"' Ö 7 OĞ ehemmiyetli surette azalmış olduğunu | — Hükümet ve isyan kuvvetlerinin du- HL rumunda pek az değişiklik vardır. Âsiler bombardıman devam Enada, Majork ve diğer şehirlerde fAsiler şiddetle bombardıman edilmiş- muşsâ da yekünu ehemmiyetli: bi miktar teşkil etmemiştir. Hafta içind Trakya cinsleri 65-06 kuruştan #atıl mış ve Anadolu malları üzerine iş ol maanıştır. Almanyaya Türkiye menşeli yap*' ğı ithalâtı durmuştur. Yalnız randımi” nı 53-54 aralarında bulunan — iyi cint| yapağıların kilosu sif Hamburg 72-7 kuruş üzerinden bazı işler olmuştur. TİFTİK : Durum yapağıya kıyasel daha iyi gitmektedir. Satışlar — yek itibarile geçen haftadan daha iyi geç miş ve bilhassa hafta sonuna doğru if| ler canlanmıştır. Taleplerin az olsa © devam etmesi ilerisi için ümitler vet mektedir. Geçen haftaki satışlar 180 balyeyi bulmaştur. Eskişehir, Yozgtl malları 99, Kırşehir âyarı 95, oğlak lar 109 kuruştan satılmıştır. Tiftiklerin Almanyaya ithali vazi yeti yapağılara nisbeteni daha zi memnuniyet vericidir. Geçen hafi zarfında Türkiye menşeli tiftikler ü? rine bazı işler olmuş ve alâkadar d reler tarafından oğlak için 115, hisar 106, Kastamoni ayarı beyaz cil ler için 105 kuruştan ödenmesine m” çaldılar» oldu. Sonra, Ömerin denize|mer babasının kollarında çırpınıyor. düştüğünü sandı. Sonra «belki açlığa | Ve sevinçle haykırıyor. Bu esnada Löz dayanamadı, oğlan kaçtı» diye düşün-|Salih de yanlarına geldi. Usta oğlunu 'Gü. Daha sonra... O günlerde İstanbul-| yere bıraktı. İçinden kahkahalarla gül- da rivayetler dolaşıyordu. Senegalli|mek geliyor. Kendini zor tutarak, ko- zenci askerler kerhaneleri basıp kadın- ları öldürüyor ve etlerini yiyorlarmış. Usta şimdi, bir an buna inandı. Ve Ö- meri bir kasatura ile parçalanırken gö- rür gibi oldu. — Siz içeti girin, dedi. Ben bir gi - dip karakola filân haber vereyim. Ma- hallede çocuklara sordunuz mu? Ustanın anası: — Sormaz olur muyuz? dedi. Sa - bahleyin görmüşler, bir daha görme - mişler.. Lâz Salih te yokmuş.. Onun a- nacığı da iki gözü, iki çeşme.. Aşağıda karakolda ustayı dinliyen komiserin suratı asıktı. İki gece evvel kendi mıntakasında iki İtalyan bahri- yelisini vurmuşlardı. Kuvayı itilâfiye zabıtası ortalığı kasıp — kavuruyordu. Yapılan tahkikatta, bahriyelileri öldü- renlerin Lâz oldukları anlaşılmıştı. Çünkü ölülerden birisinin kaburgasına " üü ca sesile: — Neredeydin? dedi. Nerede kaldın bu vakte kadar? Hele bir daha.., Ömer babasının koca sesinden kork- muyor. Öne arkaya saalnarak ustanın karşısında duruyor: Usta ancak o za- man Ömerin sağ elinde bir şey tuttu- gunu farketti: — O elindeki ne Ömer? Örner müthiş bir ağırbaşlılıkla cevap verdi: SI — Ekmek!, Sonra Lâz Salihe döndü: — Ver zeytinden de benim payimi, dedi. Lâz Salihin elinde kâğıt bir külâh war. Karanlıkta yere, taşların üstüne oturdu. Ömer de çömeldi onun yanına. Külâhı kaldırımın üstüne koyup açtı- lar. Salih: R ( Arkasi var) ediyor Madrid, 2 (A.A.) — Röyter bildiri- İlerdir. saade verilmiştir. J| Amerikada büyük bir yüzme ve dalma şampiyonası tertip edilmiştir. Resmimiz bu müsabakaya istirak eden genç kızlardan bir grubu gösteriyor