a eş Kahramanlık, aşk, heyecan ve KORSANIN Yazan : Kadircan Katlı Son Posta'nın tarihi tefrikası — Evet... Doğru değil mi? — Hayır... — Senin aklın ermez bunlara... Haydi geriye dön... , — Dönemem... Mademki beni bu,£ — Sitli Sekinenin çadırında ve bir sandığın içinde bulunmuş... — Oraya kim koymuş? — Kim bilir? Eskiden de bir defa dağ başında öz üstü bırakıyorsun, | mişta ya. mai ben de alimi akel rast gele) — Evet, biliyorum. Şimdide kız mı u içeri almış? at üreri ği anına | on a lemiık mr rene da-| — Almış ve don gömlekle bırakmış. ha acıdır. Bugün sahiden sevdim. Kar| « —Rezalet. bulsam da, bulmasam da senin Ya-| © Çok geçineden Sitti Sekinenin Türk nında bulunmalıyım. , İesiri İlyasla kaçtığı, daha doğrusu onu — Fakat ben seni sevmiyorum kiss | kaçırdığı anlaşıldı. Benim simdi aşkla, kadınla uğ Sultan İbni Hamun köpürmüştü: #amanım değil, Derdim başımdan 4$-) — Aptallar! Körler!.. Buradan be- kanı, ii ni kaldırsalar haberiniz ke taz — Onun da elbet zamanı gelir ve Hepinizin kafanızı kırsam gene kız » dertlerin kalmaz. gınlığım geçmiyecek... Yas içini çekti. er Diye haykırıyordu. salladı ve bir kaç saniye ÖY”İ pu arada Mansurun da üstüne yü - hece kakdı . rümüş: Birdenbi doğruldu: 53 — Gözün kör müydü? Bakmadın m Ki eg mı? Allah belânızı versin!.. a yi k K Diye bağırmıştı. mike er eepiğe Mansur onun huyunu çabuk öğren- n XU bali, izellik' olmaz. i bı -İmişti. Cevap verilirse daha çok kızdı - Fak, Zara güzellik a ğını biliyordu. Bunun için sesini çı - Re, | karmıyor, boynunu büküp duruyordu. Sultan sözünü bitirince onun ayak- larına kapanarak şöyle dedi: ,7— Senin hiç mi işine yaramam? bin 'de olamaz mıyım? — Ne gibi? — Meselâ babamın esir ettiği yol - ene bu kızın odasında baskına uğra «den ayrılacaktır. — Bütün kabahat Münzerdedir. E - > /SON POSTA macera KIZI Numara : 28 Matmazel Surs otuz altı yaşına girmiş- ti. Çocukken şömineye düştüğü için bütün bildiği için de evlenmemişti. Çünkü onunla muhakkak zengin diye evleneceklerdi. Böyle bir izdivaca asla razı olmamıştı. Bir gün, fakir bir komşusu, küçük bir gocuğunu öksüz bırakarak öldü, Matma - zel yalnızdı. Avunurum Ümidile ( öksüz ne dersin? — Pek doğru bulurum, sultanım. — O halde Münzerin beşi gövdesin- Herkes bu hükmün önünde baş eğ- di. yavruyu aldı, bir sütnineye verdi. Şeyh Ebül-Hamud geri geri yürü -| | İhtiyarlığında, yanında hiç olmazsa ona yerek kocaman çadırdan çıktı. İki za-|yar olacak bir insan bulunurdu. bit te arkasından gitmişti. Köyde, küçük bir evde oturuyordu. Kapının önünde: Şimdi ev işlerini kendisi yapıyor, diğer — Suçluyu çabuk buraya getiriniz! | çartı işlerine küçüğü yolluyordu. Küçük sa- Diye bağırdığı duyuldu. kin, uslu ve cana yakındı. Çilem) Matmazelin çirkinliğinden çekinmiyerek; en | oHalacığıman diye ona sarıldığı vakit za. vallıcık ne çok sevinirdi.. Kış geceleri ocağın karşısma otururlar; ve matmazel evlâtlığına pastalar yapar, çay pişirirdi. Bazan onu dizlerine alır ok, sardı... Öksüz artık on beşine girmişti.. Fakat yavrucak cılız ve siska idi. * Matmazelin, şehirde oturan ikt halaza- desi vardı. Onları ziyarete gittiği zaman » lar öksüzü de beraberinde götürür.. Bu iki akrabası, mirastan belki de bize bırakır BULMACA İhtiyar kız mes'uttu. Oğluyla bir arada Ğ geçen bu hayat onu teselli ediyordu. Soldan sağa: ” : . I — Başımıza giydiğimiz, iyi değil | | Ona bir çok kitaplar aldı. Çocuk bü - — Köle, avadanlık. 3 — Mutabasbıs, |Yük bir aşkla okumağa başladı. Geceleri : başını kitaplardan kaldırmaz oldu. Hiç kı- b Eyi Eb eihde veri ba alalide yüzü yanmıştı. Bu çirkin ve korkunç halini | söylemiyorsun? Öksüz.. Çeviren: Faik Beremen san oldun. Seni anlıyamıyorum. Neler d& şünüyorsun? Üzüntülerin varsa niçin bana Delikanlı sakin bir sesle cevap verdit — Bir şeyim yok halacığım. — Hüzünlü duruyorsun. Garip garip bakıyorsun. — Sizi temin ederim, ki bir şeyim yoka Bununla beraber matmazel adamakıllı evbamlanıyordu.. Geceleri odasını kilitli- yordu artık... Hayat ona bir azap olmuş- tu, * Bir pazar günü deli gibi şehre, akraba- larına gitti, Oğlanın bütün hallerini anla « tarak sözünü şöyle bitirdiz — Bilseniz akşamları bana nasıl ba « kıyor? Gözlerini ayırmıyor benden, Ba « zan imdat diye bağıracağım geliyor. İki halazadesi sordular: — Sana karşı fena bir muamele mi ya pıyor? Terbiyesizlik mi ediyor? — Hayır. Bilâkis her istediğimi yerine getiriyor. Nezaketini ve terbiyesini bozmu- yor. Buna rağmen korkuyorum işte. O « nunla bir arada böyle uzakta kalmak iste- miyorum, Ona uzun uzun nasihat verdiler. Böyle kuruntulardan vaz geçmesini söylediler. Şayet arzu ederse gelip şehirde oturma « anı da ilâve ettiler. Böylelikle mirasına konarız diye düşünüyorlardı. Akşamüstü Matmazel Surs evine döndü. Kafası karma karışıktı, Ufak bir gürültü. den müteessir oluyor, korkuyordu., O günden sonra akrabalarına iki defa daha gitti ve şehirde oturmağa karar ver» ğer onun elbiselerini giymemiş olay -İş., 4 — Fark. 5 — Düşünceli korku, cey» Fa ebay b am ağa bg 6 Va pk lil pi z (yin re oturduğu sandalye; atmazcl onun karşısında oturur, oğ- dı. Kendisine verilen vazifeyi düşüne-| hane, 8 vel -İlunun bu çalışkanlığını bahtiyarlıkla seyre Mer, Bazan: daşları kurtarmak için... İlyasın gözleri parladı. Ea Bu Sri bir hareket değil... | ceği halde başka şeylerle uğraşan bu a-| süzme. 9 — Kırmızı, nota, 10 — Hazır Genç kız geriye baktı ve uzaktaki|dam, hepimizi suçlu yapiyor. Günahtır. | hıklar. mıldamaz, saatlerce okurdu. di. Küçük bir ev bulup satın aldı. Temizlik yaptırdı. Evin temizliğinden döndüğü ak şam arabayı evden bir kilometre uzakta — Kendini çok yorma evlâdim, derdi. | durdurup indi... kalın zincirlerin vu-| he edebilirdik? Bize izin veriniz, onun ml sakine hatırladı. | yaptığı bu yanlışı düzeltmek, Sitti Se- i yi bici i e ES len er iv -İbaşımızı verelim. Bir dakika kaybet - lunda ça klanı zincirli ve yarı |memeliyiz. ” ella zn le yi ü i İtan bu sözleri dikkatle dinlemiş- “plak yoldaşlarını düşününce kalbi ? Sultan bu sahiden fena) Etrafta toplanan şeyhler ve zabitler Sckine'nin son teklifi Kurallari Kör” değildi içi daha iyi | Mansuru pek iyi pa Bi ilerle rehin ol ? a Atlılar Mik — Aferin! Çok doğru söyledin. i uzladı ve dört na-| Diyorlardı. ln kalktı. at Münzer zaten muhafaza altına a - İlyas da onun gibi Fakat iş bu kadarla kalmama» gibi yaptı. lınmıştı, Fakat iş bu kadarla te dalık baçlı keçi yemi fun *İlıydı? Me onun > m değ lar, bodur ağaçlar arasmdan, Ya-| zünden İlyasın pençesi eğ Paçlardan ve vadilerden birer kasırga| sına, cezasız kalmasına ye hizil, sanki uçuyorlardı. di kendi yoldaşlarının öcünü. ve ürusu İlyas böyle kendiliğinden İyir emrile ve onun adamlarile almal Önde ve ondan çabuk onun istediği Ye-|her halde pek hoş bir ş sip g bir esiri ilk defa ee. Bunun için Münzerin idamına bk zl aşk esirine karşı BİS BİTİ yordu: ıl güvenilir Sey muyordu. — Böyle bir adama nası yeri kine bir aralık durdu: Sultanım? Ben yemin ederim o lin sr ear tile m İn e ii tse bi in kişiyi bile -J yapenal i ir Kyme için herkesin am kurtarmak için kaçtı. Dn ma Yolu bıraksak iyi olur. Sen bur| onra onlarla birlikte sr ğa g Sanırım ki iyi bilirsin! hınca Türklerle birlikte kılı e Me Ş > göreceğini. ü i yaş eçemmePi Yalnız atının bei için değil, kendi canını sola çevirerek yolu değiştirdi. kurtarmak için oradan kaçtı. Bu, şey- * herifin biridir ve her zaman şey - —16— Kalk düşünmektedir. Bir e sira Su DÜŞEN BAŞ?... irafın: İZİN hayatını, bizim mar ye a ma leşi, yük bir telâş em ie kim temin edebilir ei ağ buza, oruşanların, birkirinin pi > Mansur pek güze Sağırılanların hesabi Y: o Jüyordu. c Symaşma biraz. sonra gittikçe genişli-| *Ö>” Bir ki şeyhler ve zabitler: yi Mermen hemen bütün ordugâha ya) Etel” Ni emen bütün Mai ye Askerler ve bunların aralarına ka -| Va önel. n ür, 7 olan satıcılarla her çeşit halkın) — ırıldanıyorlar, his olmazsa UN şöyle konuşmalar geçiyordu: Pi am ediyorlardı. — Sitti Sekine ortadan kaybolmuş. |b9* yüzünde ve Bö le de ne or! Sultanın 1. Onun huyunu bi- me la bie durgun edi emrin çok Şi ride ? lenler, ger anlamışlardı. ap egai ihni Hamun birdenbire ba - i an yp üzerin başına gelenleri duy - — te-İkineyi geri getirmek için icap ederse|, nal indikleri-| Bir kişinin yaptığı yanlışlıktan dolayı| Yukardan aşağıya: iy enli ere nl eye yeis kızmanız bilmem ki ne! (1 — Şeker ve meyva ile yapılan şurup, e çocuk 3 : — > v7 ie < Geliyorlar: Bizi yakalamağa geli-|dereceye kadar doğrudur? Cezaya lâ -| çanak. 2 — İsyancı, arının yaptığı, 3 — ir * İ Yarınki nüshamızda: sr e — B 5 k olan odur, Karanlıkta onun elbi -| Süvari değil, 4 — Krallık. 5 — Bir peynir nl - v bir va rr giymiş olan, onun atı gibi bir a- ginsi, çok değil! 6 — Çalışma: 7 — Sıçan, 0 ib yaş Fakir Bir Delikanlının — — oni a a , İsmini Güülüdi üp- bir yüz rengi. 8 — Ek azar 9. — Rutu -) | İki yıl böyle ki « İlyas serbest serbest kullandığı elle- | ta iş olan bir süvariden nasıl şüp- Hazine il il hikâyesi gir iğ “Bir zaman gel - di öksüz oğlan ana- ığından para is - yeni emeğe — başladı zel bunu reddetmedi. Fakat bu tema - di edince vermez oldu. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağa: V — Kitap; pide. 2 — Alık, 3 — Rasathane. 4 — Sakin. 5 — |6 — Vali, salep. 7 Ar, yö AL 8 — i 9 — Feshi ls Opere e e Mamma <ğ Bir gün, yalvardı, yakardı ve büyük bir kardan aşağıyı meblâğ kopardi amma, bir kaç gün içim ze Kamayal: a İlâ, zarif, 3 — Tıs, | de parayı eritti. O vakit Matmazel ona al, ay, 4 — Ekalliyet. 5 — Eniş 6 —|danldı. Pas, ha, 7 — Partama, bar. 8 — İnek, lar.| (Ondan sonra öksüz bir daha para iste - 9 — Di, Eliza. 10 — Ekin, piç. medi, Şimdi sakin sakin oturuyor düşü - e maa nüyordu.. Matmazelle konuşmaz; bir şey sorarsa ancak, ona cevap verir.. Bir Doktorun Kış geceleri, şöminenin karşısında ba - Günlük Pazartesi rekatsiz ve tahaf bir şekilde oturan del - — İlkan matmazeli korkutuyordu.. Çok ta - Notlarından iy | pa ee konuş - Karaciğer turmak isterdi. Fakat o, işitmemezlikten gelir, sesini çıkarmaz ve vaziyetini boz - mazdı. İhtiyar kız: Acaba ne düşünüyor? Ka: fasında neler var? diye kendi kendine söy» İenirdi. Meçhul bir tehlike zihnini kurca - lar ve yalnız kalınca ağlardı. Filvaki çocuk gene onun her dediğini İyapıyor, terbiyesini ve nezaketini bozmu- yor. Bu hususta bir diyeceği yoklu.. Lâkin $u garip baline ne demeli idi. Bir yıl daha böyle geçti.. Oğlanın huyu bir türlü düzelmedi. Gene analığına sabit ve dik nazarlarla bakıyor; onunla hiç konuşmuyordu. Matmazel: — Bana bakma deyince, Öksüz başını önüne eğer; fakat ihtiyar kız arkasını dü- Şişkinliğinden ileri Gelen kan kusmaları Gece vakti bir hastaya çağrıldım. Elli beş yaşında... o Kan kusuyor, gözleri baygın, ses sada kesilmiş, kalp durmak üzere. Etrafındakiler çırpın: yor. Nabzı çok zayıflayan bu hastaya ilk tedavi olmak üzere kafein, kâfuru şiringaları yaptım. Esgotinli ve buzlu bir poeyon içir. dim.. Buz yutturdum. Muayene neticesini tesbit ettim: Karaciğeri şiş ve ağrılı... Burada toplanan kan siyah damarlar vasıtasile mideye geçiyor ve fazla dolunca kus- ma başlıyor. Mide kanseri, çıbanı, barsak çıba- İlnünce o muannit bakışların üzerinde ge - nı şüphelerini geçiren hastaya temin et- İl zindiğini sezerdi. tim ki bu bir karaciğer gişkinliğidir ve Bir gün bahçede çapa çapalarken yant- tebdilihava lâzımdır. na yaklaştı: Bu iç Anadolu şehrinden sahile nakledilmesinin faydalı olacağım söy- ledim. Kabul ettiler ve naklettim. Daha sonralari kan seromları, kuv- vet ilâçlarile bir ay içinde hastayı takip ettim ve kurtardım. Bu hastanın altı sene sonra gene böyle bir nöbet sonunda vefat ettiğini — Nen var oğlum? diye sordu. Görü - yorum ki üç senedenberi bambaşka bir / —— Gümrük Muhafaza (9) Bu notları kesip saklayınız, ya - Pi Yazan: Ragıp Şevki Önceleri o matma -Juta ratmaz kanlı bir mendil buldu, Bir İstanbul Satınalma Komisyonundan: 1 — 15/7/1936 da pazarlığı yılan 5200 çift yün çorabın fiyatı pahalı görüldüğünden 29/7/1936 Çarşamba günü saat 11 de yeniden pezarlığı ya ılacaktır. 2 — İsteklilerin ilk teminat olan 120 Jiralık vezne makbuzu veya banka mektubu ile mezkür tarih ve saatte komisyona gelmeleri (44) nin burnu olacak diye düşün - dü. Fakat-on adım kadın mendili, Müvezzi biraz ilerleyince yol kenarın « da şöyle bir manzarayla karşılaştı: Mef ıl mazel Surs boylu boyuna otların Üzerine zanmış hareketsiz yatıyor., Girtlağı keşfi. mişti. Bir saat sonra jandarmalar, müddglu « mumi ve bir çok hükümet memurları ce « sedin etrafında araştırmalar yaptılar.. İki akraba kadın şahitliğe çağırıldı; on“ lar da matmazelin kendilerine anlattığı ve saydığı korkuları, evbamları tekrarladılar, Bunun üzerine Öksüz tevkif edildi. , Oğlancağız ölüm haberini işitince dak ye dönmüştü. Sabahtan akşama kadar ağ- lamştı, Ehli vukuf raporlarına göre cinayet ge ce saat 9-10 arasında işlenmişti. K Halbuki delikanlı o gece saat en bire kadar kahvede bulunduğunu on şahitle İse bat etti, .: Onu tahliye ettiler. Matmazelin bıraktığı tavsiyede yegine varisinin Öksüz olduğunu yazıyordu. Fakat köylüler hölâ delikanhdan şüp « he ediyorlardı. Evinin yanından ve yürü düğü yoldan geçmez oldular. Buna rağmen delikanlı herkese güler yüz gösteriyor ve iyi muamele ediyordu. Cömertti. Fakirlere bol bol yardımlar ya: pıyordu. Böylelikle gitgide köylüler ona yeniden ısınmağa ve sohbetinden, arka « daşlığından hoşlanmağa başladılar, Kafalarından şüpheyi sildiler. Öylelikle artık genç bir adam olan Öksüz, iyiliğine, faziletine ve halka bağlılığına binaen na « hiyeye müdür yapıldı. Bununla beraber Matmazel Sursun kati li hâlâ bulunamamıştı. Genel Komutanlığı