D Versaya ve Milletler Cemiyetine Yeni bir darbe mi? B ir kaç gündenberi telgraflarda fazla yer almağa başlayan Danzig mese- lesi de meşhur Versay muahedesinin do- iurduğu eserlerden biridir. Danzig'in kendisi, aşağı yukarı yarım milyon nüfuslu bir ticaret şehri ve limanı- dır. Versay muahedesi, yeni Lehistan dev- letine denize dağru hür ve emin bir geçit temini için Alman topraklarından, Vistol nehrinin kıyısı boyunca aynılan bir korido ru Lehistana vermiş ve koridorun sanunda- ki Danzig şehrini de Milletler Cemiyetinin idaresi altında «serbest bir şehir: n et- Mmişti. Daha sonra Milletler Cemiyeti, Danzig gehri için bir ana yaza yaptı. Bu ana yaza- ya göre şehir bir Diyet ile bir senato tara- yüzde 96 sı Alman olduğu için Danzig parlâmentosunda Almanlık hâkim oldu. Lehistanın buradaki hakları, bir mua- hedeye dayanmaktadır. Lehistan, bu ser- best gehrin dış işlerini idare eder, iki mem- nda gümrük birliği vardır. Da: zig demiryolları, Lehistanın devlet demir- yollarına bağlıdır. Danzig limanı beş Leh- K, beş Danziy'li ve bir bitaraftan müteşek- kil bir komisyonun kontrolüne tâbidir. Danzig parlâmentasu ile iktisadi hey- etleri fevkinde mevki tutan — ve Milletler Cemiyeti tarafından tayin olunan bir fev- kalâde komiser, Danzig ile Lehistan ara- sında hakemlik vazifesini yapar — ve iki ta- rahın iyi şerait içinde geçinmelerini temine galışır. Çünkü iki taraf arasında bir çok mühim hâdiseler vuku bulmuş ve bunlar kolay kolay geçinemiyeceklerini — göster- Meselâ 1920 de Sovyet Rusya ile Le- histan arasında muharebe olduğu zaman Danzig deniz amelesi, Lehistana —ait olan mühimmatı tutmuşlar ve bunun yerini bul- masına müni olmak istemişlerdir. Arada böyle ciddi meselelerden dolayı kavga çıktığı gibi meselâ posta kutularına sürülen boyanın renginden de kavgalar çı- kar, Kavgaların en mühim scbebi Lehlilerin Gidinya limanını yaparak Danzig'in yan ticaretini oraya makletmeleri, ve Danzigi yarı yarıya öldürmeleridir. Nazilik cereyanı Danzigde baş göster- miş, ve gün geçtikçe yayıla yayıla nihayet geçen yıl yapılan umumi seçimde Naziler sülüsana yakın bir ekseriyet kazanmışlar. dir. Sülsanı ekseriyeti kazanmış olsalardı, temel yasayı değiştirmek salâhiyetini kaza- macaklardı. Çünkü Nazilerin hedefi, gene- ral Görning'in dediği gibi, Danzigi, bütün Almanyayı aksettiren bir ayna yapmaktır. Bu yüzden Danzig Nazileri Milletler Cemi- yetinden aynılarak öz vatanlarının kucağp- ... ma dönmek için fırsat gözetlemektedirl. Mülletler Cemiyetinin Habeş işinde uğ | * /90 -—“""'“ ııııı_ı.ı* tetkik| Siz de bu cesareti radığı muvallakiyetsizlik bu fırsatı temin etmiştir.. Danzig de Milletler Cemiyetine karşı âdeta kıyam ederek koöntrolünü ta- mamiyle atmak arzusuna kapılmıştır. Danzig âyan reisinin son günlerde Al- manyaya uğradıktan sonra Cenevreye gi- derek konsey karşısında ağır sözler söyle- mesi, bu ayrılmaa arzusunun şiddetli bir te- zahürü ve ifadesidir. Lehistan, 1934 de Almanya ile bir a- demi tecavüz paktı imzaladığı için Nazile- rin Danzig'deki hareketlerinden endişe et- memakte veya endişe etmiyor görünmek- tedir. Nazilerin Danzigde muvaffak olmaları ve Milletler Cemiyetinin mandasını atma- ları Danzig şehri ile koridorunun Alman- yaya dönmesi, Almanyanın Vemsay mua- hedesine yeni bir darbe indirmesi ve Mil- letler Cemiyetini bir kere daha demektir, * * “ Bir okadar daha zayıfla!., Şişmanlıktan şikâyet eden bir l'.ı- yan su şehirlerinden birine git- ı meğe niyetlenmiş. Kocası meşgul - müş. İşlerini terkedip karısına rz[ıkalı edememiş. Bir müddet sonra kıdın' kocasına şu telgrafı çekmiş: | — Üç hafta zarfında yarı yarıya| zayıfladıra. Tedaviye devamm edeyım' mi? Kocasi, derhal kâğıt ve kaleme ıa-l tılmış: — Daha üç hafta devam et! demiş, kafayı Kadın gibi erkeğin de beğenileni, arkasından koşulanı var- diır. Bir mecliste böyle bir erkek bütün kadınların dikkatini ü- zerine çeker, herkes onunla meşgul olur, Onunla konuşabil- mek, dans edebilmek kadınların en büyük arzusu olur. Bu erkek züppe erkek değildir. Bilâkis şahsiyeti, mevkü, SON POSTA bu meziyetleridir. Bir erkek bu meziyetleri bir araya getirebilmek için her şeyden evvel şahsiyet sahibi olmağa mecburdur. Şahsiyet bir aşıktır ki, İnsanları pervane gibi etrafına toplar, Şıhq_' inizi kuvvetlendiriniz. Züppeliğe, manâsızlığa Ü- terbiyesi, kibarlığı vardır, ukıhhrıkıdıııeç&qıcul» ( SÖZz ARASINDA Japonyada Hakano müessese banyoları için geceleri ışık - la reklâm yapıyormuş. Müessese ci - varında bulunan pirinç tarlalarını sa - hipleri, bu mücssese aleyhine dava a- çarak aydınlığın pirinçlerin büyümesi- ne mâni teşkil ettiğini ileri sürmüş - ler, zarar ve ziyan istemişler. Mahke- me bir ehli vukuf tayin ettirmiş. Bunlar tetkikat yapmışlar ve niha - yet şu yolda bir rapor vermişlerdir: «Elektrik ziyası pirinçlerin uyu - masına mâni olduğu için neşvünema- larına zarar iras ediyor.» Mahkeme de reklâmların söndürül- mesini ve pirinçilere de zarar ve ziyan verilmesini kararlaştırmıştır. Bundan 4000 yıl evvel de gene ge- çenelerde olduğu gibi bir küsuf hâdi- sesi vuku bulmuş ve iki Çin heyetşi - nası, bugünkü heyetşinaslar gibi gü - neşi tarassut için yola çıkmışlardır. Hsi ve Ho adlarını taşıyan iki âlim küsufu bugünkü âlimler gibi tetkik & decekler ve eserler yazacaklardı. Fakat bu siki Çinli âlim, lemişler ve güneş *utulmadan evvel yere vurup - sızmışlardır. İki âlim, yaptıkları hareketten uta- narak geri dönmedikleri için Çin hü - kümdarı Çung - Kang kendilerini te- dip etmek üzere bir ordu sevketmiş - tir! Pirinçler geceleri Uyur ve ziyadan Müteessir olurmuş idükten sonra Sahneye çıkan Tiyatro kapıcısı ÜRERGÜN BİR FIKRA | Bahis meraklısı Cemil adında bir çocuk, yerli, yer « siz, her önüne gelenle bahse tutuşmak merakma düşmüştü. Babası ile amcası elbirliği ederek, o- au bu kötü meraktan vazgeçirmeğe ve bunun için de, her teklif edeceği bahsi karar verdiler. Bir gün, Cemil, tenhada, amcasının rşmana geçti ve: — Ayaklarınızın on parmağında da nasır bulunduğuna sizinle on kuruşuna bahsederim, amcacığım! dedi. Adamcağız kabul etti ve aksini isbat için de kunduralarile çoraplarını çıkar- di ve çıplak ayaklarını çocuğa göster - di. bir civarında 44 sene Filâdelfiya tiyatrosunda kapı- cılık etmiş ve çok sevilmiş imiş. Pri - ma Donna asabileştiği zaman sevim - Kliğiyle onu teskine gönderilir, müdü- rün mizacgirliğinden istifade etmek is- tenirse ondan talimat alınırmış. Yalnız Smith'in bir tek derdi var - mış. Sahneye çıkmak!, Kırk dört sene zarfında bu mera - mına nail olamamış. ğü — zaman vasiyetnamesinde şu satirlar yazılıy - l—!ıyçnhhılilnıüâü—- dan ayırın! Onu müumyalaştırın. ve Hamlet oynandığı zaman sahneye çı- karın! Bu iş için lâzım olan para ay- rılmıştır.» Gösterebilir misiniz ! Tiyatro müdüriyeti vasiyetini yeri- ne getirmiş, kafasını, cesetten ayırmış ve sahneye çıkarmıştır. deki aslana yemeğini böyle veriyor. Bu resmi ecnebi gazetelerinden birin- den aldık. Gazete şu malümatı ilâve etmek - tedir: «Bu resim temsil esnasında alın - B mamıştır. Mürebbi istediği zamanda Bir aslan terbiyecisi Briton iamin -'kafese girmektedir. » İSTER İNAN İSTER İNANMA! Beruttan Adana gazetelerine yanılıyor: Berut, 2 (Hususi) — Evvelisi gün burada bütün balkı he- yecana sevkeden bir hâdise olmuştur. Şehirde çamaşırcılıkla geçinen bir kadın ve ev hizmetleri yapan Remziye isminde bir ana kız vardır. Remziye ile annesi o kadar zelil bir hayat yaşamakta imiş- ler ki, bu yüzden genç kız geçenlerde iş aramak üzere Halebe Remziye daha pek küçükken babası Şamlı Abdülhamit or- tadan kaybolmuştur. L ——— ——— ——— —: — Remziyenin anası, kocasını yıllarca aramış, beklemiş ve ni- hayet ümidini kesmiştir. Fakat bir kaç gün evvel Beruttaki Amerikan — konsolosu, Remziyenin annesini çağırmış ve: Kocanız Abdülhamit şimdiye kadar Amerikada yaşıyor- du.. altı ay evvel öldü ve size 50,000 dolar bıraktı. Bu parayı alacaksınız, demiştir, Bu umulmadık haberden şaşkına dönen kadın hemen poli- se koşmuş ve Halepteki kızının yanına getirilmesini istemiştir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! İdurt Devri daim Ermel Talu Aııplınn bir sözü vardır: «Hlef aslına dönera diye tercüme Hayatta, tabiatta, hergün bu sözüs ruluğunu teyid edecek hâdiselere şahid haruz. Dünyada ber inkılâb bu düsturü Meğer, bu devri daim, bazan idari de de olurmuş. Bunun bir misalini lerde işittim: pek hoşuma gitti. Memleketin özlü ve değerli çocul mndan, bir Celâl Esad vardır. Güzel natlar Akademisinde Ürbanizm — cilik okutur. Bu işin ehlidir ve bizde biricik ehlidir. Bundan, galiba bir yıl evvel, M: Vekâleti - yahut Kültür Bakanlığı.. ben gaşırdım - yüksek mekteplerdeki ı-nuııl lerin, okuttukları deralere dair birer yazarak, bu suretle talebeyi perakende wsulünden kurztarmalarını emreder. Celâl Esad da bu emre ittibaen « nizme hakkında bir eser hazırlar ve kâlete gönderir. Vekâlet eseri Neştiyat resine havale eder. Neşriyat müdürü: — Basmasına, basarız ama, eserin vafık olup olmadığı bakkında birşey d yemeyiz, bir defa, selâhiyettar makati tetkiki icap eder.. Deyip, Vekâlete iade eder. Bu ıcfeı' tab «Talim ve Terbiye» dairesine gid hem Burası: — Bizde, buna dair rey beyan ede mütehasaıs kimse yoktur.. Der, o da kitabı, berayi tetkik, Gi Sanatlar Akademisine yollar. Akademi rektörü de ne yapsın? havale etsin? Tabü, şehircilik müteh olan profesöre. Ve —e bu -ıı!e di eserini tetkike resmen memur edilmiş harlli Nasıl> Bu idari devridaim hâdisesi Eğer gitti ise, yarın da süze Bunun, LİC dıh.ınu.;oı.ıb-.uü-s-m fî Bxügor llıuıııı: ” | — Macaristan kaç yüz sene © teessüz etmiştir, bugünkü nüfusü ve me sahai sathiyesi ne kadardır? 2 — Horus kimdir? 3 — İnkalar kimlerdir? 4 — Cava şimdi kimin idaresi ve merkezi hangi şehirdir? $ — Japonyanın diğer bir ismi nedli Japon imparatoruna ne ismini verirler?, (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları ? — Avusturyanın eski başvekili fide 1935 de haziranım 25 inci günü mı Naziler tarafından öldürülmüştür. 2 — Yugoslavya kralı Aleksandr ile Fransız başvekili Bartu geçen yıl teşrini evvelin 9 uncu günü saat 4,10 da Marsi yada Vlada GCeorgief isminde Bir Hırvati anarşisti tarafından öldürülmüşlerdir? 3 — Belçika kralı Alber geçen sene | şubatta bir dağ gezintisinde kayalardı düşerek ölmüştür. 4 — Şimdiki Romanya başvekili Tatı reskodan evvel başvekillik yapan Dükâ geçen yıl 30 kânunusanide kralın sayfiyesi olan Sina'yadan Bükreşe gelirken faşist de“ mir muhafızlar teşkilâtı tarafından öldü * rülmüştür. Butün şehir halkı bir çoc n uk ç bekilyor D ) Holandada Gröning şehrinin nüfur su tamamı tamamına 99.990 imiş. Holandada nüfusu yüz bini bulmat| yan şehirlere büyük şehir mu.ımclcllı yapmıyorlarmış. Şimdi bütün — şehif halkı yüz bininci nevzadı sabırsızlık- la bekliyorlarmış. | Belediye bu evlâdı doğuracak anne” ye 200 Floren mükâfat verecekmişe Mobilyacılar, bu şeref verici " çocuğü! lüks bir beşik hazırlamışlar. Buhıla mağazalar, çocuğun on yaşına ı.ıdafv kullanacağı çamaşırları temin etmeğli terziler elbiselerini dikmeği teahhüt et mişler... ] 4