Hergün Boğazlar Konferansı Yazma: Falih Rıfki Atay uıçvcnm Montrö kasabasında Bo- gıılaı konferansı açılmıştır. On küsur yıldanberi Türk dostluğu ve cu- muriyet Türkiyesinin sarsılmaz barış- çılığı tecrübe edilmiştir. Herkes bo - gazlar davasının neden ortaya atılmış olduğunu biliyor: Yakın şarkın dün - ya sulhundaki ehemmiyeti meydanda- dır. Boğazlar emniyeti ise, yakın şark- ta barış nizamının başlıca dayançla - — rından birini teşkil eder. Bu emniyeti temin ettiği zannolunan muahede garantilerinin, fili bir taarruz karşısında ne kadar işe yaradığı sabit blrnuytur. Böğezlerib 'zorlenmesından zarar görecek kimler varsa, onlar, bu- gün boğazların emniyette olmadığını bilmektedirler, Bu emniyet Türkiye - nin ve yakın şark sulhunun güvenliği için zaruret olduğu nasıl bir hakikat ise onun, şimdiki halde ancak, Türki- | lLSÖZ ARASINDA ye milli müdafaa kuvvetleri ile temin olunabileceği de o kadar doğrudur. Boğazlar davasının, Avrupanın di- ğer muahede münakaşaları ile karıştı- Fiknamasına bilhasma. itina ” göstürüük lâzım gelir. Türkiye Lozan muahede- sini mağlüp bir devlet olarak :mza et - miz değildir: Binaenaleyh Türkiye, © zaman, boğazlar hakkında bazı kayıd- Jar kabul etmiş ise, bunu, yeni devle- tin ancak bir sulh müessesesi olarak Bikimskt sülllaka' Uinyağı Tüah dırmak için yapmıştır. Bu kayıdların, kendi emniyetini tehlikede bırakm.—ıkh"d" ihtimali Türkiyenin hayalinden bile geçmemiştir. İmdi, muahede garantile- rinin faydasız olduğunu durup durur- ken iddia ederek boğazlar meselesini açan biz değiliz. Koskoca bir devletin istiklâline mal olan hazin tecrübe, en kudretli olanları bile kendi başlarının çaresini yeniden düşünmek mevkiin - — de birakmıştır. Her tarafta milli güven- liğin henüz tek yolu, her milletin kendi müdafaa kabiliyetinden ibaret olduğu ilân edilmiştir. Her tarafta yeni bir — barbin tehlike çanları çalınmıştır. Dünya emniyetini kurmak istiyenlerin ilk vazifesi, taarruzları imkânsız kıla- — gak müdafaa tedbirleri almak olduğu anlaşılmıştır. Sulhu kat'i olarak müda- faa edebilecek kudrete malik olanlar- dır ki, taarruz harblarına hazırlanımak- ta olanların ümidlerini kıracak ve on- ları müşterek emniyet davasını gü - denlerin safına girmeğe mecbur ede - — cektir. —— Lozan muahedesinin boğazlar faslı- nın ruhu, boğazların her taarruza kar- gı açık olması değil, her taarruz karşı- sında herkes için emniyette olması i- di: İşte biz bu emniyeti hayali olmak - 'tan çıkanıp hakiki kılmak - istiyoruz. — Türkiye ile dostluk edenlerin menfaa- ti, Türkiyenin emniyet ve kuvveti ol- — duğuna göre, onlar, mesclenin müza- — keresinde, bu yüksek menfaatin icab- y lınnı na göre hareket :d_t_c_e_k]ndır Emsali bulunmuyan bir keman — Jan Swiatrovski isminde ?5 yaşla - — panda genç bir Lehli senelerce çalıştık- — tan sonra, kibrit ve kürdanlardan mü - — yekkep bir keman vücude getirmiş - ,îiir Bu işi yapmak için 15000 kadar — göp kullanmıştır. — Kemandan anlıyanlar bu çöpten ma- — mül musiki &âletinin fevkalâde güzel O 8cs verdiğini söylemekte imişler, ... Dünyanın en eski pastası İngilizler her şeyin eskisini severler. :Eıcı inanmak lâzimgelirse, son gün - lerde, Londrada verilen bir ziyafette yedirilın pastaların unları bir kaç bin — senelik imiş ve ehramlardan birinin i t — çinde bulunmuş imiş. Bu pastaları Elizabet zamanından — kalma tereyağile imal etmişler, ikram vedilen şaraplar eski Korent mahzenle - — yinden çıkarılmış imiş, soğukluk elarak | — werilen elmalar ise 18(M) senelik imiş - Pompei de bir evin mahzeninde bu - kunmuş. Resımlı Makale Şelâle maksatsır akan bir tabiat kuvvetidir. Zaplı rapt —altına alımırsa — yüz binlerce beygir de elektrik ve muhrik kuvvet istihsaline yarayabilir. FPakat böy- le oluruna birakılırsa, bu muazzam' tabiat madıktan başka rararlı olabilir. Şelâlelere benziyen insanlar vardır. İçlerinde nihayetsiz bir kudret ve enerji kaynağı — vardır. Fakat Şimal Kutbunda Meydana çıkarıları Medeniyet asarı Rus arkeoloğ- larından Adria - a0ff, kutbu şima- lide hafriyat yap- mış ve çok — eski devirlerde kütup- insanların © tür dük la rini haçli ilerlemiş bir de — medeniyete sahip olduklarını |meydana çıkar - mıştır. Hafriyat esnasında, Bronz ve ke - mikten heykeller, san'atkârane — bir surette işlenmiş taraklar, çok zarif ka- şıklar bulmuştur. ... g Zenci boksöre kaç yumruk vurmuş? Zenci boksörden on iki ravnd da- yak yedikten sonra, on ikinci ravndda biçimine getirip rakibini yere baygın yıkan' Maka Şmcikingin rakibine kaç yumruk aşkettiğini taraftarları saymış- lar, ufak tefek bazı müessir olmıyan yumruklar hariç tutulursa Şmelling zenciye son bayıltıcı yumruk ile bera - ber tam 70 yumruk isabet ettirmiştir. İşin entresan tarafı vurduğu yum- ruükların radyoda karısı Annyondre tarafından sayılmış olmasıdır. ... İnsanların boyları uzayormuş İngilterede insanların niçin vücutca tereddi ettiklerini tesbit etmek — üzere teşekkül eden bir Antropoloji cemiyeti tarafından on binlerçe insan üzerinde ve İskandinav mem[ckdlrnyle İaviçre, İtalya ve Holandada yapılan tecrübeler- de insanların uzamağa başladıkları tesbit edilmiştir. Nazarı dikkati bir nokta daha celbetmiş ve şehir halkı- nın köylerden daha uzun olduğu da bu münasebetle anlaşılmıştır. —.. Amerikanın hazinesi Amistika bilküyenti 18 Müyaslık af tın stokunu muhafaza etmek için Ken- tucky eyaletinde dört tarafı muhafaza edilebilecek bir şekilde bir şata inşa et- mektedir. Bu şatonun muhafazası için, mitralyözlü piyade ve süvarı alayları memııı edilmiştir. İSTER Surada, Marmara sahillerinde, Mudanyanın pek yakınında Armutlu köyü vardır. Bu köy bazı ailelere yazın sayfiye vazile - sini gören şirin bir yerdir. İstanbulda Erenköyde Hikmet isminde zir sât bu köyde Zeki isminde bir adama teahhütlü bir mektup gönderiyor. Mektup Modanyaya gidiyef. Evirip çeviriyorlar. Nihayet ar- STER İNAN ISTER kuvvetin - | akar gider. enerjini faydalı ol - altına alnıp muayyen bir istikamete çevrilmediği için boşu böşü- Şelâlelerden İstifade için nasil onu muâyyen maksada göre zaptı rapt altına almak lâzım ise, insan ruhundaki eherjiden is- tifade için de onu muayyen bir maks$ada çevirmek gerektir. bu enerji zaptı rapt l gayelerine varırlar, | HERGÜN BIR FIKRA Acı bir nükte... flk defa Abdülürir devrinde İstanbuln gelip, o vakit ince güzelliği ile zözleri kamaştıran, Fransa imparatoru üçüncü Napoleonun karısı Öjeni, ihtiyarlık ça - Kında yine bir çok ziyaretçiler kabul et- mekten kurtulamıyordu. Son zamanlarında, bu yaziyetten u - sanç getiren bedbaht kadıncağın, yakın dostlarından birine şöyle, derd. yanmış- taz — Bemi ziyaretten ne anlarlar, bilmem ki? Bir facianın sen perdesini gürmekten biç haz duyulur mu? * Ameri kalıların Fran verdikleri şaraplar Amerika hükümeti, — Amerikada imal edilen şaraplara Fransız isimleri- nin konmasına müsaade etmiş. Şimdi Nevyorkta Borgonya, Sauterne şarap- ları içiliyormuş, tabif şaraptan anlayan- lar evvelâ Fransızların şaraplarını boz- duklarını zannetmişler, fakat sonra mesele anlaşılınca, kızılca kıyameti ko- pararak, Fransız şaraplarından güm - rük resminin indirilmesini istemişler- dir. * lsmi ... Horrlot'un nüktesi Bir iki gün evvel Fransada meclis müzakereleri esnasında frak ve katı yaka giyen reis Heryo, bunalmış, celk- se arasında Leon Blum'un yanına so - kularak: — Azizim demiş çeşit çeşit islâhat yâpıyorsunuz, bu meyanda meclis-re: islerinin sıcak günlerde halif elbiseler giymelerini de kabul etsenize. İnkılâpçı olmakla beraber muhafa- zakârlığı elden bırakmıyan Leon Blum: — Emredin de meclise soğuk bava tertibatı yapıınl.ıı! Cevabını vermiş. Mısırda toaddüdü zevcat azalıyor Dahiliye nezaretinin bir - tebliğine nazaran, Mısırda teaddüdü — zevcat a- zalmakta ve erkekler bir kadın Abrak- la iktifa etmektedirler. Bu tebliğde ve- rilen rakamlar şunlardır : Evlenen 302.682 - erkeğin içinde 17.950 si iki karılı, 1456 sı üç karılı ve yalnız 147 tanesi dört karılıdır. İstanbul civarında İNAN İSTER Bunu yapabilenler daha kolay muvaffak olur, ve daha sür'atle Bulgaristanda Ateş üzerinde Rakseden kadınlar Bulgaristanın ba- zı yerlerinde çok garip âdetler var- dır. Bu meyanda Tirnova civarın - fda Vulgari kö - ğy“"de ve İstranca #dağlarının orta - ”6__.)4 ÖL tında oturan halk %&»kuılu âteş üzerin- de raksetmekte - dirler. Bu raksı bilhassa yaşlı kadınlar yapmaktadır ve bir ibadet telâkki etmektedirler. Rivayete nazaran kadınların ayak- ları yanmamakta imiş. ... Stalin He Maksim Gorkl'nin son mülâkatı Maksim Gorki ölmeden bir gün ev- vel Stalin kendisini ziyarete gitmiş, odada bulunanları dışarı çıkarmış, ve cbediyetin eşiğinde bulunan bir adam- la, Sovyet Rusyanın en büyük siması yarım saat konuşmuşlar, ne konuşmuş- lar? Bunu kimse bilmiyor, yalnız Stalin senelerdenberi yüzünde — görülmiyen | —— teessür izleriyle odadan çıkı ve er- tesi gün de büyük hikâyecinin ölümü- nü haber alınca: — Evet, demiş.. Şimdi hissediyo - rum. Rusya artık dünkü kadar büyük değil... ... Leon Blum niçin dinçtir? Fransız başbakanı Leon Blumun en büyük meziyeti bir işi düşündüğü za- man can sıkıcı da olsa başka her han- gi bir işin onu meşgul etmemesidir. Son zamanlarda giriştiği büyük iş- lere ve mücadelelere rağmen bu itiyat- larını bozmamıştir. Edebi ” sahalardaki meşguliyetini zerre kadar ihmal etme- miştir. Her cumartesi günü karısını da beraber alarak, civardaki arkadaşlarını ziyarete gitmekte ve dünya yerinden oynasa pazar günlerini okuyarak ge- çirmektedir. Bütün buhranlara — rağ - men istirahat günlerinden — fedakârlık ettiği görülmemiştir. eaddit kadın alan cı—cklcnn ek- serisi köylüdür. İNANMA! kasmma şöyle bir kayıt geçerek İstanbula iade ediyorlar: *Armutlu köyüne posta yoktur.» sayılacak kadar yakın, Madanyadan sesi İşitilecek mesafede bulunan bir köye de mektup göndermek müm- kün olmazsa, Türkiyede de posta xervisi bulunduğunu söyleme- ğe imkân oduğuna, artık « İNANMA! Sen bil; Fakat söyleme! —Ermol Talu imdi İngilterenin Kembriç sitesinde okumakla bulunan Hintli Ünivere Bimalendu, hayatının sonuna ereceği tarih) 17/Haziran/1945 olarak şimdiden tesbit etmiş. Diyorlar ki, bu keramet sahibi Hintlir nin aldanmasına pek 'de imkân olmasa ge rekmiş. Zira, şimdiye kadar sayın bay Bir müalendu kendi ailesinden bir çok — kişinin vadesini günü gününe, saati saatine hattğ dakikası dakikasına önceden kestirmiş vü hiç birinde de yanılmamış imiş. Bimalendu, bu sırrı, ailesi karıştırırken bulmuş. Benimki zekâların kolayca kı yamadığı kım hesaplara — dayanı kerametin$ fenni bir şekil vermek istiyor. Ne bileyim? Belki de iddiası doğrudur; we hakikaten de, 17 haziran 1945 tarihing tesadüf edecek olan günde, Bay Bimalen« du, kişmiri kalbini dinlendirmek ve Ganij nehrinin mukaddeş sularına serpilmek üze- te yakılmak saadetine erişecektir. Yalnız, ben kendisini görürsem, şöyle bir nasihat vermek isterdim: — Arkadaş! derdim. İhtimalki hesabım doğrudur; ve yüce Buda, ömtünün sayılı günlerine bu tarihten dokuz yıl sonra «tema metn işareti çekecektir. Onun orası ikinize ait bir meseledir. Ya, sen hesapta yanılıre sın, veyahut ki o, kemal mürvetinden sang bir iki yıl daha bağışlar.. bunun ikisi de o4 labil bir ta« Lâkin. benden sana öğüt olsun: Ölece Hin zamanı sen istersen bil, fakat etrafına zinhar ilân eyleme! Zira, insanlar tuhaftır$ Canlı, cansız, herhangi bir ferdin, bir şe« yin âkıbeti yakın olduğunu — hissederlerseç çullanırlar üzerine. Bir adamın rahatı, hu- zurü, itibarı.. saygı veya korku telkin et« mesi hep öleceği zamanın bilinmesinden« dir. Vade malüm olursa, borçlu tazyikten kurtulmaz. Cayti muayyen vade, gayri mahdut rahat, huzur ve sükün demektir. Öleceğin an malüm oldukça hiç bir işe gi rişemezsin, hiç bir Kitfa mazhar olamazsın. Herkes sana edeceği iyiliği, yardımı, boyu- ma irteye atar. Ne dünyadan kâm, ne dd düşmanlarından intikam alabilirsin. Bir de, şayed dediğin saatte ölmiyecek olursan.. işte o zaman işin büsbütün — du- mandır, dostum! O vakit, senin ölümünün üzerine kurmuş oldukları bütün hesaplarığ altüst olduğunu gören hemcinslerin, seni bir kaşık suda boğarlar! Bıllyor Muınnuz ?l 1 — Brahma dini salikleri kimlerdir? 2 — Peygamberleri en çok olan ka « vim hangisidir? 3 — Hangi dinde temizlik en büyük ibadettir ve ateş hangi dinde mukaddes - tir? 4 — Yer yüzünde cennet kuran bir a- dam tanır misanız? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: | — Thais milâttan evvel 4 üncü asıt da yaşamış Yunan kadınlarının en güzek lidir, dansları ve aşkları ile meşhurdur. Büs tün Atina gençlerini etrafına toplamnış ve bilâhare iki çocuğu ile beraber öldürülmüş- tür. 2 — Japonyanın merkezi hükümeti olan Tokyonun nüfusu 2,118,400 dür. 3 — Triton, mitolojilere nazaran deniz ilâhıdır. Gene ilâhlardan Posedou ve Amp«s hitrite'nin oğludur. 4 — Ahmed Velik Paşa Fransız mu- harrirlerinden Molyerin bir çok piyeslerini türkçeye çevirmiş adapte etmiştir. Dağıltlan 30 mllyar Türk lirası Vaşington hükümeti eski muharip- lere 22 milyar dolar vermeği kararlaş- tırmıştır. Bu paralar sahiplerine posta vasitasile gönderilmektedir. Vaşington bu haberi alınca bi bir bayram yapmıştır. Her eski muha- ribin penceresi çiçeklerle bezenmiş ve her eve bayrak asılmıştır. Dağıtılan pa- ra bizim paramızla tekriben 30 milyar