Londra zabıtasına karşı 6 muharrir: 4 SKALYONUN ÖLÜMÜ Son Poslanın Yazan: Russell Tkorndike İngilterenin en tanınmış altı za- Bıla romancısı Margery Allington, Anthony Berkley, Freeman Ville Grofta, Father Ronald Knox, Do- rothy Sayers, Russell Thorndike kahramanları meçhul altı zabıta romant yazıyor ve katillerin keşfi- ni İngilterenin en maruf zabıta mü- fettişi «George Cornish» e bırakı- yorlar. Bunlardan üçümün everleri- ni okudunuz. Polia müfettişi de Fik- Pini anlattı. Şimdi dördüncü ma harrir Rassell Thorndikenin eseri” Başlamıştır. Bu eser bitince gene polis müfet- tişinin katili nasıl tayin ettiğini di ağzından dinleyeceksiniz. Skalyonun ölümü — meselesini ben tahkik etmiş olsaydım katili fazla zah- met çekmeden bulurdum. Çünkü katil olan zat, karısına karşı sarkıntılık yaptığını id- dia ediyor. Şüpheli şerait içinde ölen bir adamın sarkıntilık yapması ona karşı bir suikastın yapılmasına sebep olabilir ve zabıta memuru bu mevzu Üzerinde uzun uzadıya durmakla mü- kellektir. Bu nokta üzerinde zabıta memuru, etopsinin neticesini beklemeden bir ta- kım ip uçları yakalıyabilir. Meselâ ben her şeyden evvel Skal- yonun siyah bavulunu son derece dik- katle ararım. Çünkü muharririn anla- tışına bakılırsa katil bu bavul ile pek fazla alâkadar olmamış ve içinde'neler bulunduğunu anlamağa ehemmiyet vermemiştir. Zabıta memuru ise böy- le bir hazineyi kaçırmaz. Belki bu ba- vulun taharrisi, katil ile maktül arasın- daki münasebeti aydınlatacak bir şeyler temin eder. Katilin Skalyondan korkmasına se- bep bu adamın kendisini teşhir etme- si idi. Bu teşhirin bir değeri olması i- çin onu isbat edecek delâil bulunması icabeder. Yoksa Skalyonun ağzına ge- leni söylemesinden ne çıkar? © halde ya Skalyonun elinde bir ta- kım delâil vardı, yahut bu delâilin ne- rede bulunduğunu biliyordu. — İkinci pık daha çok muhtemel olduğuna göre buna ait bir notun keşfi beklenebilir. Skalyonun tefrikası : 40 Bu da boşa giderse maktülün bavulu, her halde ahlâki seciyesi hakkında bir İçok şeyler öğretecek, onun mazisi hak- kında yapılacak araştırmaları kolaylaş- tıracaktır. Sonra katilin hesaplarını tetkik et - mek te onunla maktül arasındaki mü- nasebetleri aydınlatmağa yardım e - der. Bundan başka Skalyonun gazetelere resmini koymak ve nerede, ne gibi şe- rait altında öldüğünü ortaya çıkarmak, her halde çok faydalı olur. Çünkü Skal- İyonun katil ile münasebeti hakkında az çok bir şeyler bilenler zabıtaya malü - mat verirler. ; Demek ki katilin ortaya hiç bir şey çıkmıyacağını sanarak huzur - içinde yaşamasına imkân yok. Bilâkis onun mazisi hakkında yapılacak tahkikat ta ortaya bir çok seyler çıkaracak ve bu- nun maktülün mazisi ile karşılaştırıla- rak hakikatı tenvir edecektir. Her insanın hayatında saklı kalma- sını istediği bir veya bir kaç şey bulu- nabilir. Bunlar zabıtayı alâkadar etme- dikçe gizli kalır. Fakat zabıtanın bun- larla alâkadar olması vaziyeti değişti- rir. Ve o zaman hâdiseler çorap söküğü gibi birbirini takip eder. Nihayet Skalyon nikotin tesemmü- münden öldüğü için otopsi bunu mey- dana çıkaracak ve bunun çok fazla si- gara içmekten ileri gelemiyeceğini tes- düğü tayin edildikten sonra ona bu ze- hirin kim tarafından verildiği meselesi kalır ve zabıta bunu tahkike girişir. Katil, zabıtanın kendisinden şüphe et- tiğini görünce ya hakikatı söylemek, yahut tahkikatın neticelenmesini b: lemek vaziyetine düşer. Bunların i si de insanı adliyeye sevkeden yollar- dir. Hülâsa bu cinayet te, faili bulunmı- yacak, yahut bulunamıyacak bir cina- yet değildir. Katil kendini kurtulmuş saymakla çok nikbin davranmış olu -| pakvecisi - Sadi. Çorlu bakkal Emin İ Deniz Lisesinin gezintisi -,'o;"oooğ Ati ığı,"n . N Heybeli Deniz Lisesi dün Çınarcığa bir deniz gezintisi tertip et- |1, Samatya Arapkuyusu sokak 2 de Nec- LA LA A ı$ "İçarşısı 81 de Ömer, Tarsus postahane kar- miştir. Gezinti sabah saat sekizde Köprüden başlamış ve gece yarı- sından sonraya kadar devam etmiş, çok neş'eli geçmiştir. Tenezzühe talebenin ana ve babalariyle hısım, akrabaları da iştirak M"d'l' Liseliler bir çok oyunlar ve eğlenceler tertip ederek davetlilerini ağırlamışlardır. ——— .— İstanbul Dördüncü İcra Memurluğundan : Bir borçtan dolayı mahcuz olup karar verilen bir sarı aynalı Büro, bi: halı seccade bir gardrop aynalı iki halı seccade, 12,6.936 tarihine müsadif Cuma yon civarında harman sokağında katında satılacağından isteklilerin muayyen açık arttıma ile satılmasına r müstamel halı, bir büfe, bir bir komodin aynalı günü saat onda Şişlide son istas- 10/14 numaralı apartımanın ikinci gün ve satta hazır bu- memuruna müracaatları ilân olunur. (370) bit edecektir. Maktülün zehir alarak öl-| SON POSTA Geçen Bilmecemizde Kazananlar (Dünkü nüshadan kalan) LÂSTİK TOP İstanbul erkek Hisesi 803 Nihat, Orta « köy gümrük muhafaza memeru oğlu Ke - mal. Fatih 19 uncu mektep 4 Üncü sınıf ta- lebesinden Nermin. K LOSYON Ayasofyada Yerebatan — sarayı Şengül hamamı 13 den Yaşar, İstanbul 44 üncü mektep 378 Semiha, Gedikpaşa Azakza - de apar, 33 de Türkân. MÜREKKEP KALEMİ Hayriye lisesi 633 Handan Fevzi, İs - tanbul 49 uncu mektep Süheylâ, Şişli To - kal oğlu sokuk Anadolu aparlımanı 35/6 da M. İlhan, Pangaltı Şafak apar. 4 de Aynur, İstanbul Keçeciler cad. 32 de h- fan, BOYA KALEMİ Samatya 43 üncü mektep 1/A dan 274 Hidayet, Çarşıkapı — Nuruosmaniye — cad. T. Akeç, İstanbul Cağaloğlu Alay köşkü cadi 138-1 Turan, İzmit Sırrıpaşa yokuşu Yenihamam karşısı 2 de Behice. BÜYÜK SULU BOYA Beyoğlu Samsun yolu sokak — Poritzer apart. | de Altan, Kartal Rıhtım cad. 29- da Baniye, Alpullu ilkmektep 5 den 57 Sami Alp, Heybeli Sanatotyem 2 de Sabri Erkan, Vefa lisesi 3/B den 773 Sermet U- lusoy. KÜÇÜK SULU BOYA Mecidiyeköy Taş ocağı yolu 16 da Re- zan, Küçükpazar Hayriye banım sokak 25 de Enver, Cağaloğlu Himayei Etfal so- kak | de Şüküfe Türkây, Adapazarı Bü- yük Gazi ilk mektep 266 Aziz, Amasya Kılıç Arslan mektebi 1 den 297 Osman. ALBÜM Beyoğlu 4 üncü mektep 2 inci sınıf 230- dan Sabiha Muhiddin, Fatih Çarşamba Hayriye mektebi 17 Nevzat Peçel, Kum - kapı Bezciyan mektebi | den Şinotik Kalfayan, Etenköy kız lizesi 8& den Firu- ze, Ankara İsmet İnönü mektebi 1/B den 214 Süreyya, Ankara Haci Bayram Uygur sokak 21 de Orhan, Kayseri K. lv. Ka. 3 hesap memuru Hayri kızı Aysel, Hayran | belvacı Ahmet usta-eğlur İsmail, KART İst. 40 1ncı mektep 19 Nihat, Ankara İbadullah cad. Pala sokak | de Türkân, Susığırlık fırıncı ustası Ömer, Keşan ferne kardeşi Halit Aksoy, Büyükada — Nevruz| mevkü 17 de Mihri. Bursa — Muradiye |Fırın sokak 8 de Doçan, Erenköy yolu 37- de İhsan kızı İhsan, Kurtuluş Rum kız mektebi 4 den 12 E. T., Merzifon ilk mektep 4 den Yaşar Binköy, Tarsus Müftü mahallesi 69 sokak 24 de O. Sa- mer, Mardin A. hastahanesi inzibat suba- yı Bekir oğlu Kemal, Çanakkale Seddül - bahı ilk mektebi sağlık memuru F. Gür kızı Sühran, Tarsus Misakı milli mektebi 4 den 126 Cecihe, Ankara Cebeci Demirli bahçe çamaşırhane yanında B de Sevim, Vefa lisesi 245 Tarık Erman, İstanbul Ta- rakçılar Daya hatun sokak 12 de - Aram, Lüleburgaz bindirilmiş AL F. TB. Jll den Ömer, lat. Erkek lisesi 476 M. C, Ankara Köç apart. 5 den A. Numan, Uşak Tütün İnhisarları muhasebecisi oğlu Muzafler, | Ankara Cebeci Eriç sokak 26 da Rıdvan | Nazmi, Ankara Vehbi. Koç - tüccarevi | memuru Nureddin oğlu Naci, Konya Tarla mahallesi Necati bey sokak 23 de Ali.| Alpullu Şeker fabrikası İsmail oğlu Kemal, Konya Ereğlisi buğday alımında depo me- muru Hamza oğlu Recai, Adana Kasaplar gı VOT de Ahmet oğlu Abdüsselâm, To- kat İbni Kemal mektebi 150 Halük, Söke Şakkal Doyranlı Süleyman oğlu Mehmet, Kayseri Kor. Bş. ecz. yb. oğlu Necdet Kap- lâ, İst, Süleymaniye Kirozh Mescit sokak 19 da Nuriye, Davutpaşa osta " mektep 1/D den 5/5 Muammer Deniz, Kadıköy Telefon cad. Nihal sokak 7 de Kemaled « |beklenilen yabancı bir erkekti din, Feneryolunda Fikret Özek, Bolu hu - kuk hâkimi oğlu Faruk Erel. ADEMi iKTiDAR ve Belgevşekliğine karşı HORMOBİN Tabletleri Her eczanede arayınız, Talsitât: Posta kutumu 1255 HORMOBİN A Fedakâılık Saçları bembeyazdı. Fakat yüzü saçla-|diyordu. Arabalarımız yan yana geçerken n kadar ihtiyar değildi. gözlerimin içine dolan bakışlarile bunu ana Kadife kanapenin arkasına dayanmışt. |lıyardum. Hattâ bunu küçük Meziyet t€ Ellerile siyah ipek elbisesinin kıvrımlarıle |anlamıştı. Bir güü kolumu tutmuş: «Val « oynıyarak: lahi sana bakıyorn demişti Bunu söylerkeri — Fedakârlik diye acı, acı gülümse -| gözlerinin içine öyle derin bir korku dol « di. müuştu ki? «Çocuk musun demiştim sana Sonra gümüş rengi gözleri ilerde yanan |bakıyor.» odun sobasının açık kapısından giren kızıl| — Ben enerjik bir kızdım. Kendimi kul « alevlere daldı. lanmasını ve hislerimi saklamasını biliyor« — Siz fedakârlığı doğru bulmuyor mu-|dum. Meziyet zayıftı Meziyet konuşuyot tunuz? ve bütün kendi devrinin kızları gibi bu we . Sizin yaşınızda iken benim de içim| zaktan uzağa bakışmanın yarattığı aşkla çek temizdi. Yavrum kendini sevilen için | sararıp soluyordu. «Meziyet onu çok sevi- feda etmek, bayatının en büyük saadetin- 'yor diye düşünüyordum. Benim onu sev- den bir başkasını bedbaht etmemek için | mekte hakkım yok.» Fakat gönül mantık yazgeçmek... Başkaları için, başka insan- | dinler mi?... Z lar için kendi menfaatlerini ayak altında | — Mevsim bitmek üzere idi. Bir gün mekk çiğnemek ve imkânınız varken bir ikincinin |tepte tanıdığım, o mektebi terkettiğimden- menfaati için sonsuz bir feragat göstermek | beri kendisini görmediğim bir arkadaşımın yirmi yaşında iken ben bunu insanlığın en | ziyaretini kabul ettim. Ve bilir misiniz bas yüksek merhalesine ulaşmak kiyas eder »İna ne dedi?. Bana o bizim meçhul kumralı dim. Ve kim bilir belki de bu öyledir... | dan haber getirdiğini söyledi. Bu genç kızç Bir fikir için umumi menfaatler için her - 'bu mektep arkadaşı meğer onun kız kara kese kendini feda etmek pek doğrudur. |deşi değil mi imiş, Bizden bıhıeunî.ıle:k: Pek doğrudur amma... Ortada iki kişinin |4 bana kardeşinden haber getirdi. saadeti mevzuu bahsiken bir diğerinin sa- |seyiyormuş, benimle evlenmek istiyormuş., adeti için o saadetten feragat etmeğe hak- | ben de onu seviyordum inanınız bana geng kımız yoktur. kız aşkının bütün kudretile... ve bu haber İnsan bir kere yaşar. Ve tıpkı âhara |beni ne kadar sevindirebilirdi fakat beni karşı olduğu gibi kendi nefsine karşı da | sevindiremedi. Onu seven Meziyeti dü « bir takım vazifelerle mükelleftir. şündüm. Meziyetin aşkına çocukça bir fe manım bir hayranlığım ve bir korkum vatı dı. Meziyet onu çok seviyordu. Meziyetlt evlenmeleri lâzmdı. Bunun için kendisinğ karşı duyduğum sevgiye rağmen güldüm, Ve adaşıma — erkek — kardeşini hig beğenmediğimi, onu — gülünç buldu » ğumu — ve — kendisine —hayran © e N lan Meziyetle eğlendiğimi söyledim. Ve & tmaz. Hör fedakârlığın neticesinden müs -| L L A a önülü bet bir iyilik doğduğuna kanaat getitemez- / M l n etmesini işe siniz ben sizden daha çok yaşadım. Sisin | l D D l a. Bir buçuli| bütün kitaplarınız, size bir çok şeyler öğ *| * “Mckul kumralın kız kardeşine Mezi « retmiştir amma, oğlum, benim şu ihtiyar Dark Sasali ö Va a ü üü BNN kalbim de bir sürü hakikatlerin üstündeki e perdeyi sıyırdı. Size iddiami isbat etmek —| p ee güphesiz GN çin bir misal söyliyeceğim: Bu benim ba -| ND e gımdan geçmiş bir hikâyedir. Yirmi ya »| —— No K LALe genA bir romancısınız haa Henüz Kolleji bitirmiştim. Ga- | p Gi fakat mes'ut olmadılar. y bir mektep arkadaşım var- | G dı. Fikirleri, fikirlerime, zevkleri 2evker | PaL A L anra © karısıni me benliği benliğime uyan bir arkadaş. Ben | y » () kuvvetli ve sıhhatli bir çocuktum © ise in-|” — p L ce, nazlı ve hasta bir insandı. Genç ölen — — p y L a sevmemeğe başlar annesinden fena bir hıııılı&ı_ ı:_vııüı cıılw- 'de Ve siheyat üzsin Hedkelle evlkamüli'lük " vehlf—ğih:wwıü Wd::"ı,::] :'m“n £ |teyen ve onu deli gibi seven Meziyet kex leme gibi idi. solgun ve ince * Jensından boşanarak onunla evlendi.. nelerimizin elinde işlenmiş ibrişim oyalar |— v gz gibi açık renkli gözleri vardı. Dünyanın ea —— ger N L de hakikat ol e tarlı kızı idi. İkimiz de hayalperverdik. Ro- x vaş bir saa d:x’l:ıy“ lbabi Bölnidens ai mantiktik. — Bizim devrimizde kızlar er -| y0 y e n dankilemin ae keklerle - bir mektep sırasında ouımıxlıllı ati m_.___"'"“o_ li di eai hayatlarını onlarla mücadeleler yaparak ('V. inanımız bana tahakkuk etmemiş bu kazanmazlardı. Bizim İıı dil“::’“ ;':h'." |saadet hülyası hayatta mes'ut olmama daje vardı. " Birincisi himayekâr erkek: ö e TI 'elda. Hayasta " Büka Hi oli cikek kardeş, ve iyi koca, İşte bu sınıftane | (07 Si çeldi banaıı S AM dı. İkinci sınıf diktatör erkek sınıfı idi. Ba | — piraz sustu. Sonra, kıymetli yüzükleri fena kocaların hepsi idi ve üçüncüsü sevi- | 5 Jenmiş İnce parmaklarını birbirine ge len erkek sınıfı idi. Bu mesirclerde, araba- | (, y lar içinde rast geldiklerimiz, uzaktan uza- | — yra L hayır, dedi. Hayatta daim #a bakışıp kendisine karşı kalbimizde son- |— 1 o L L O ak doğru değil suz bir meyil duyduğumuz kibar semtler - | g;, SUAT DERVİŞ deki konaklardan, ta iç mahallelerdeki ev- | veseeessrsemenınsunsesasısncasenneracekkaranerean arkalarından köşeyi dönüşü| — İstanbul İkinci İflâs Memurluğun. dan: Müflis Yuvan Murad Oğluna aid Heybeliadada Mektep sokağında 10-8 No.lu hanode mevcut muhtelif ve kıymetli ev eşyası açık arttırma su- retile 20-6-086 Cumartesi saat 11 de sözü geçen evde paraya çevrilecektir. İsteyenlerin mahallinde hazır bulun maları — ilân olunur. (28571) — Genç romancı güldü: — Demek benim tezim, dedi. Yaşlı kadının ince bir istihza ile gülüm- seyen dudaklarından tereddütsüz!: — Yanlıştır. sözü çıktı. — Demek fedakârlik.. —— Her zaman hayırlı bir yerde yapıl - ar lerin kafca Arkadaş erkeği biz tanımazdık. Bizim için yalmız zalim erkek himayekâr erkek ve yabancı erkek vardı meçhul delikanlı. Ve işte bizim de gençliğimizde böyle bir meçhal delikanlı peyda olmuştu. Meziyet te ben de kupa arabanın içinde Fener tu- Tunu yaparken birbirimizi dürterek — onu gösterirdik. Cüzel bir delikanlı idi o... Şim- di sizin gibi matruş yüzlü değildi. Kumral küçük bir sakalı vardı. —Plâstron takardı. Ve fesini pek bafifçe, belli belirsiz sağ ka- şının üstüne giyerdi. * İlk tesadüfte ikimiz de onu beğenmiş - tik ve beğendiğimizi birbirimize söylemiş - tik. Fakat o tesadüften sonra birbirini ta- kip eden tesadüflerde Meziyetin ona karşı hayranlığının git gide artmakta olduğunu gördüm. Meziyet aşkını benden saklamıyordu. En güzel atların çektiği bu hususi araba - daki kumral delikanlıyi... Bu yabancıyı seviyordu. Fakat onu seven yalnız Mezi- yet mi idi, Hayırt.. Benim-da kalbim ona karşı lâkayit değildi. Ben de onu gördüğüm zaman kalbimin şiddetle attığını hissedi- yordum. Her dakika onu düşünüyordum. Her dakika ona rast gelmesini temenni edi- T yordum. Ve rast geldiğimiz zaman da bana| DAKİ « Dİ bakmasını istiyordum. BÜTÜN ÜLKEYİ Bu isteğim —mukabelesiz — kalmıyordu. | T b Genç-adam ikimiz arasında beni tercih e- | Doktor Hatız Cem-l Dabiliye — mütehamını Pazardan manda — hergün 8- Ğ Divanyolu (118) No. Telefon: 22398 Te. Kandilli 38 - Beylerbeyi 418 BÖTÖN ÜÖLKEYi DOLAŞAMATSINIZ FAKAT TESZŞon Posta ı&ı UZANA GÜK DOLAŞIR.. — - ——i O aamamaz