—— ———— ———< ğZşğşğ—şğğZ ç Ç ——-—ğ—,r2jr.......,r,...———..———<——<—<—<—<—<———R————— 6 Haziran Londra zabıtasına karşı 6 muharrir: 4 SKALYONUN ÖLÜMÜ Son Posfanın tefrikası:39 İ Yazan: Russell Thorndike in Çünkü bunların ölümle al&kaları olup olmadığı otopsiden sonra anlaşı- "lacaktı. | Fakat ben de, karım da bütün mu - İhitte seviliyorduk. Hiç bir kimse de "bizden zerre kadar şüphe etmedi. Neyse, bu adamı yok etmek yüzün- den zerre kadar iztırap hissetmedim. Nitekim netice de lehimde çıktı, Ve bu suretle bu adamın şerrinden kurtu- larak rahat yaşadım. ç Polis müfettişi Corç Korniş iş başı Muharrir Mister Russel Thorndike, zabıta romanı yazanların en ileri ge- lenlerinden biridir. Bumunla beraber o- nun bu eserinde gösterdiği ON X Karımı teskin ettikten sonra aşağı |€setindeki kahramanın er indim ve sofrayı temizledim. Skalyon | bine hayret etmemek mümkün değil. ağzı açık yatıyordu. Bir kaşığı alıp ağ-| “ir zına soktum. Ve sağlam bir mantarı)... .. emmesini — bee rm yerleştirdim. Dahal 25 sene sonra masum olduğu sonra viskiyi getirerek ağzına düktüm ve bütün izmaritleri içine atliğım kâ - anlaşılan kürek mika seyi getirerek sigaraların suyunu ağ- w sekeri Me iri & eni zina akıttım. Skalyon titriyerek Göz a kiş bir şeye dir EM lerini açtı ve bana dikti. i 5 ik filân 1 “ am bir şeyden haberim yok. Ben kemik per hülül etmişti: görmedim, diyor, bütün inkârlanna rağ- — Bana bak, dedim. Birazdan za- İli adam mahkemeye götürülü * a Layer ve İeşini ona — e iie anlamadığı mn bazı eğim. Kımıldamağa uğraşma. Çün-| şeyler söylüyorlar. o boyuna inkâ iyor, kü seni yere çiviledim. Artık hayataİkendisini bir Fransız hukuk talebesi mü - veda et! dalan etmek istiyor, o da bir şey becere - Bunları söyledikten sonra dışarı çık- | miyor, nihayet zavallı Wendling müebbet tım. Bu adamdan intikam aldığım hal-| hapse ve hidematı şakkaye mahkâm edili- de hiddetim, nefretim dinmemişti. yor. Odayı kilitleyip yukarı çıktım ve). O bu kare soğukkanlılıkla karşılıyor. üi işmi: basit bir karıma herifin uyuduğunu söyledim. yüzünden en ufuk bir işmizaz, i ha memnuniyetsizlik bile görülmüyor ve te- gn yaman nr a er a sk iyerek Amerikadaki Frankfurt ha- fesler aldığını gördüm. Derhal nikotin e me vr şişesini alarak ağzına boşalttım. Skal 886 uumaraı mehköm : yon bunları yuttu ve derhal can verdi.| Orada kendisi gibi 1300 kişi görüyor, Beni tehdit etmesine imkân kalma” | kendisi gibi hepsinin kafaları sıfır numara mıştı. Ağzındaki mantarı çıkarıp ce -İile traşlı ve hepsinin sırtında lâcivert, be- bime koydum, sonra sobaya attım. £ |yaz çizgili pijama gibi mahküm gömleği Ortada cinayetin bir tek izi yoktu. | var. Gündüzleri saatlerce çalışıyor, gecele- Buna kanaat getirdikten sonra oda -|ri demir parmaklıklı höcresine kapatılı - ibtledi, böylece on sene geçiyor. Karsı A- den çıktım, kapıyı kilitledim ve karı -|yor ve böy İş Â şişer mın yanına gittim. Karım hâlâ uyu - | merikan kanunları mucil . düşüyor, buna rağmen eski kocasını mamıştı. boş düşüy n " n İneği Aİ Mluyin die üz seneden seneye bir kai kere siye edi - yi z > iz — Yapılacak bir şey varsa Skalyonu (79 zamanla bu ziyare > : fendling gözden ve kalbden u » gabıtaya teslim etmekten ibarettir, Za- me gidiyor. bıta da onu derhal bir timarhaneye Yer- | Wendling hapishane arkadaşlarına ba- leştirir. Yoksa bu çeşit hâdiselerle sık | zan göz yaşlarını silerek: sık karşılaşırız. Ben zabıtaya giderken | — Bakınız diyor, hayatım mahvoldu, bana refakat eder misin? İhakarz yere ölünciye kadar buralara kapa — Elbet. Burada nasıl yalnız kalı -|çildım. Eskiden aramra kanm gelir, mü - rm. teemir olma Wendling Allah bizimle be - Karı koca birlikte evden çıktık. Ka - raberdir derdi. Halbuki şimdi © yz i ğ iddi .. Hakkı da var. Örtünün sonuna nm, yeğenim olduğunu iddia eden a - Vm ileri e limmeiyemedi Die damdan kurtulacağı için fevkalâdelg., için nefsini feda edemez Y memnundu. Zal Wendling mahpus kaldıkça yerine ist » ita memurunu uyandırarak va-|nyor, ve gittikçe artan bir tevekkülle, ziyeti anlattık. Karımın vaziyeti an - gadığı cehennem hayatını geçirmeğe uğ atışı zabıta memuru üzerinde derin bir | raşiyor... Ve nihayet 1920 senesinde tesir yaptı. O da: Wendling ismini hatırlamak için eski ah- — Bu adamı timarhaneye gönder - bapları hafızalarını zorlamak mecburiye * mekten başka çare yoktur! dedi ve be-|i”** kalıyorlar, nim onu, yere çivilememden çok mem- Halâs: > ği nun olduğunu anlattı , Unutulan adamı 1935 Miekişiie il ipi a Ben son derece sakindim. Hep bir - | v9da Frankfurt hapishanesinin müdürü ç i iti # daveti de soğukkanlılıkla likte kalkip eve gittik, Oda; içe, | ğirtiyor.. O bu dı iz ri girdim. aa s4 sev Dk ii İN ek dan geldi, fakat kanm mutfağa gitti. Pi ötremeden müdürün yanına gi- Zabıta memuru cesedin üzerine eği- ia Bedii n iyor. mi Müdür: — Galiba ölmüş! dedi. — Wendling diyor. Wendling. kulak - Sonra bana dönerek sordu! —Telefonunuz var mı? larına inanamıyor, kendisinin numara ia değil de isim ile çağınıldığını 25 senedir ilk — Telefonumuz yoktu. Zabıta me-|defa duyuyor. Müdür davamı ediyor. muru bekçiyi doktor getirmek için gön-| — enini size iyi bir haber vere - dn ğa gi “ İceğim, kurtulacaksınız. ferdi. Banmutfağı giderek karıma he-|99..* akk mabpösiyet hayatı Wend - rifin öldüğünü haber vermek istedim. ini sö il ingin ruhundaki heyecanların hepsini sön- Zabıta memuruna göre Skalyon mu-| rs m ü di haj : Yiyen Mİ mmüştü, O bu büyük haberi gene hapse hakkak alkol zehirlenmesile ölmüştü. girdiği günkü halile dinliyor. Uzun bir uy- Doktor geldiği zaman daha başka ku hastalığından uyanırmış gibi etrafına bir teşhis koydu. Ona göre Skalyon Di-| aşkın şaşkın bakıyor. kotin ile zehirlenip ölmüştü. © Evet bugün artık serbestsiniz. diye Pp ış Ben beslediğim hamam böceklerinin | müdür sözüne devam ediyor, Alma Kel - bir kaçını da Skalyonun etrafında bi -İler hâdinesile hiç bir alâkanızın mevcut ol rakmıştım. Doktor bunlara da dikkat etti ve bunların bir kaçını muhafaza etmek is-| İngilterenin en taninmış altı za- bıta romancısı Margery Allington, Anthony Berkley, Freeman Villa Grofts, Father Ronald Knox, Do- rothy Sayeri, Russell Thorndihe kahramanları meçhul altı zabıta roman: yazıyor ve katillerin heşli- ni İngilterenin en maruf zabıta mü- fettişi «George Cornish» e bırakı- yorlar. Bunlardan üçünün eserleri- ni okudunuz. Polis müfettişi de fik- rini anlattı, Şimdi dördüncü mu- harrir Russeli Thorndikenin eseri Başlamıştır. Bu eser bitince gene polis müfet- tişinin katili nasıl tayin ettiğini hen- di ağzından dinleyeceksiniz. madığını bugün en küçük teferrüatima ka « dar tesbit etmiş bulunuyoruz. Asıl mücrim ölürken imza ve mührile hakikati bir pa - SON POSTA Olimpiyada hazır- lanırken hatalara düşmeyelim Berlin olimpiyadına hazırlık — vesilesile şehrimizde toplanan Ankara, İzmir ve Vi- yana takımları bugün ilk maçlarını Tak - sim stadyomunda yapacaklardır. Birinci mürabaka İstanbul - Ankara, | ikinci müsabaka da Viyana - İzmir takım- ları arasında olacaktır. Türk futbolunu on birinci olimpiyat ©- yunlarında Berlinde temsil edecek olan üç büyük şehrin oyuncular Viyana maçları dolayısile; bize hakiki kıymetlerini gös - termeğe çalışacaklardır. Bu maçlardan sonra Ankara ve İzmir takımlarının bu sahadaki kuvvetlerini ölç- mek mümkün olabilecektir. Bugün daha ziyade İstanbul mubhtelili üzerinde durmak zaruretindeyiz. Hangi hesap ve ölçü ile on alı fut - boleuyu bir sraya topladıklarını, belki bzi- zim kadar, bilmiyen futbol heyeti bu işte düştüğü hatayı umarız ki çok çabuk anla- miş olacaktır. Salim bir düşünce altında iyi bir ka » paatle haweket etmek zaruretinde olan futbol heyeti, tertip ettiği takımın düşe - ceği müşkül vaziyet karşında herkesten fazla müteessir olacaktır, zannındayız. Son haftalarda yapılan maçlarda oyun kabiliyetlerinin üstüne çıkmış, her bususta hazır olan futbolcuların kenara bırakılma» w bizde futbol hesabına yapılan hataların e» büyüğüdür demekte hiç tereddüt et - emek Jüzimdir. Memlekette hatın sayı - lr derecede futbol oynamış arkadaşların iş başında böyle bir hataya düştüklerini gö - rünce 1928 elimpiyadının bütün yanlış ve çarpık hareketlerini affetmekten başka çare yoktur. Program Tesbit edilen karşılaşma programı şöy- ledir: 6 haziran cumartesi (bugün) sast 15,30 da: İstanbul - Ankara muhtelileri, Saat 17,15 te: İzmir - First Vienna, 7 Haziran Pazar: Saat 15,30 da: İzmir « Ankara muhtelitleri. Sant 17,15 te: Istanbul » First Vienma. 9 Haziran Sali; Saat 15,30 da: İstanbul » İzmir mubtelitleri, Saat 17,15 te: Ankara - First Vienna. Halkevi maçları Eminönü Halkevinden: Evimiz tara » fından tertip edilen gayri federe (futbol şampiyonasının dördüncü hafta maçları pazar günü Karagümrük stadında yapıla- caktır. Müsabakaların programı şudur: Saat (14) de Hahcroğlu - Kuşdili. Saat (15,30) da Fatih İdman - Yıl - dız Spor. Saat (17,15) Sokoni - Aksaray. Admira Lehlileri yendi Varşova 5 (A.A.) — Viyananın Ad - mira futbol takımile Lehistan mubteliti a- rasında yapılan futbol maçını 4-0 Viya- lılar kazanmışlardır. “er cimiş Şimdi serbestsiniz, ni - kâhinız da batıl değildir. Wendling kısa, kesik cümlelerle: — Fransaya dönmek istiyorum, diyor. Müdür: — Burada kazandığınız paraları vereceğiz, ölen asl mücrim, size tazminat olarak 16 bin dolar bırakmış, onu da alı- nız, refakatinize bir arkadaş vereceğiz, si- 5 Nevyorka kadar götürecek. Wendling arkadaklarınn. ya: dö - nünce içlerinden bi «Birader diyor. Hü. kümeti dava et, tazminat al, çatır çatır do- larları vermeğe mahküm olurlar. Hâdise tabi gazetelere aksediyor, Wendling Amerikada bu kötü yerde artık oturmak İstemiyor. O sırada sabık karsın- dan bir telgraf alıyor. oKurtulduğuna memnun oldum. Kar , beraber otururuz, seni size deşimin yanına ge! bekliyoruz.» Wendling dünyaya ve hattâ karısına bile küstüğü için şu cevabı veriyor: aVapurda yer tuttum, Fransaya hare « ket ediyorum, mektup yazarıma. 15 senelik nisyandan sonra, risinın bile yanına gidecek cesareti göremiyor, Müdür kendisini vapura kadar takip e diyor. Demir zırhlı kapı arkasında büyük| e... — gürültülerle kapanıyor, Wendlingin de çey- davayı rek asıtdanberi ilk defa kalbini bir si kaplıyor. Wendling hükümet (aleyhinde «açtığı |ki mütevekkil sükünetiler Macar hikâyesi | Konuşüyorduk. Bizimle beraber işe baş- Jamış ve iz bırakmadan unutulmuş gitmiş, yazıcı arkadaşlarımızı anıyoruz. Ne ol - muşlardı? Yaşıyorlar mı? Ortaya Gallüsün adı atılınca Esti: — Size ondan bahsedeyim, dedi. Za- vallı Ga . Yedi sekiz yıl önce rastla » dım ona. Meraklı bir macerası var.. Hep niz 4z çok onu tanırsınız. Ateşli, bilgili, ya- ratıcı bir çocuktur. Beş altı dil bilir.. Hele ingilizceyi ana dili gibi konuşur. Böyle ol meki beraber Gallüsün kötü. Çok k bir huyu vardı. Eline geçeni aşırmak.. Bir alın saat, biz terlik, bir soba borusu.. Ona göre hepsi birdir. Çaldıkları çek zaman 0- na bir fayda vermez hani. Cümleler düzgü Bütün arkadaşlar onu bu buydan vaz geçirmeğe uğraştık.. Nafile... Bir gün Viyana - Budapeşte ekspresine binmişti, karşısında Moruvyalı bir tüccar vardı. Gallösün gözleri tüccarın şişkin cüz- dana ilişti. Artık. yerinde duramıyor, kıvranıyor » du. Nihayet dayanamadı, uzattı elini cüz“ Jana. Fakat açık göz tüccar onu yakaladı. İlk istasyonda jandarmaya verildi, ve bazret Budapeşteye elleri kelepçeli teşrif etti. Bir kere daha onu bu fena yoldan kur. tarmak için mahkemeye çıktım, Reise has- ta olduğunu anlattım. Heyeti hâkime din- lemedi ve (Gallüsü) ü bir bırsız gibi iki s6- ne hapse mahküm etti. : Gallüs birinci kânunun sisli bir günü tahliye edildi. O gön doğru bana uğradı. Aç ve sefil bir haldeydi. Ayaklarıma ka - panıyor, kurtarmamı rica ediyordu, ne yapmalıydım. Yazı yazmaktan başka bir sanatı yoktu. Onu bir tâbie tavsiye ettim. Tâbi ingilizce bir polis roman verdi. Tercüme edecekti, Kitabın adı batırladığıma göre şuydu: «Kont Wanceslâsın esrarın. Gallüs işe dört ele sarıldı Tercümeyi “İç hafta içinde teslim etti. Aradan bir kaç gün geçmişti, yazıha - isede oturuyordum. Bir telefon.. Tâbiin se- si, Kızgın kızgın bağırıyor, terelimenin hiç bir işe yaramadığını, berbat bir şey oldu. İsme söylüyor, mütercime da beş para ve- remiyeceğini ilâve ediyordu. Şaşırdım kaldım, bir şey de anlamadım. Bir arabaya atlayıp, soluğu kitapçıda al - dım. Tâbi bir söz söylemeden tercümeyi e Ime tutuşturdu. Tercüme pek güzel. Ma- kine ile tebyiz edilmiş. Sahifeler güzelce numaralanmış. Ve kordelâyla bağlanmış Hatlâ şairane. muzsddı taaffündür. da kazanıyor ve 50 bin dolar ahı yor. Fransada eski akrabalarını buluyor. Kendisine iş teklif ediyorlar, o gene o es — yatmazden evvel PERLODENT diş macununu kullanmak suretile ağızınızı yıkamayı kendinize bir vazile biliniz. PERLODENT kıyas kabul etmez bir Ayan ve düşlerin alsan daş minin on iii yam ağır ve düzleme elem ektiyacsm? kader vmikesrlr PERLODENT Tâbic dönüp «neresini beğenmediniz? diye sordum. Gene bir şey söylemedi. Yafa mız ingilizce metni uzattı, tercüme ile metaj alıp eve geldim. İkisini de ayn oyn oku « dum ve kitapçıya hak verdim. Sebebini boş yere aramayın. Bulamaz sınız. Dinleyin: İngilizce metnin başlangıcı: #Şatonur otuz altı penceresi aydınlanmıştı. (Birinci katın büyük salonunda dört billir avizg göz kamaştırıcı bir ışık saçıyor» şeklinde idi, Tercüme ise şöyle: uŞatonun on iki pens ceresi aydınlanmıştı. Birinci kavn büyül salonunda iki billâr avize, iki kamaştırığ bir işık saçıyor.» Metnin üçüncü sahifesinde salaylı bil gülüşle, Kont, şişkin cüzdanını cebinde çıkardı; ve istenen 1500 sterlingi masay& fırlattı şeklinde bir cümle vardı, Teretime ise böyle yapılmıştı: «Alayğı bir gülüşle, Kont, şişkin cüzdanım cebin- den çıkardı; ve istenen 150 sterlingi ma « saya fırlat.» Gene ingilizce metnin bir cümlesindöj «Kontes salonun bir köşesinde oturmuş Ağır tuvaleti davetlilerin gözlerini üzerind çekiyor. Üstünde bütün kıymetli mücev « herleri panldayor» deniliyordu. : Tercüme kısaca şu şekle sokulmı «Kontes, salonun bir köşesinde oturmuşığ i Anladınız ya.. Bizim Gallis kontes bütün mücevherlerini yok etmiş... VWg kontun 1500 sterlingini 150 ye indirmiie, 24 pencereyi, iki billör avizeyi iç etmi Tercümeyi bitirdim. Her satırda bizin mütercim, kitap kahramanlarının şafi mülkiyetlerine tecavüz etmiş. Acem hah « ları, kasalar, gümüş takımlar.. Ve bir servetler esrarengiz bir halde ortadan kı dirilmiş. Tercümeyi ve metni 16 saatte devret itim ve şu neticeye geldim. Gallüs kitabın metninden, 1,579,251 sterling, 177 ali yüzük, 147 inci kolye, 181 altın saat, 3 küpe.. Ve daha bir çok malikâneler, or » masilar, şatelar.. Çeşitli eşya aşırmış, Aki almıyacak şeyleri de aşırmaktan geri duga mamış. Mütercim beni şaşkına döndürdü. Bu kötü hırsını nerelere kadar götür « müş. Artık bu hale gelen bir adamı kur « tarmanın boşluğunu anladım. Ve ona w zattığım yardım elini geri çektim. Onu kendi talihine bırakmak. Yapılacak en makul işti. O zamandanberi Gallüsten bahsedildi » ğini bir daha işitmedim. — — Ben diyor tarlalarda renç; ke deceğim, insanların olmadığı bie <r am yorum, İnsan yüzü görmekten iğrcniyo » rum, bund inanmız.