SÖON POSTA İLMİ BAHİSLER Geceleri ü Bekâr hanlarında bir ıaı;t ei S ağe di eni y İ çte kalkıp, Beşizler ve İlim özee n öntlerme aei gündüzleri saat üçte * * * Bir batında doğan beş kardeşi gördüm; kavanozlar içindeki kırmızı balıklar uykuya yatan adamlar gibi yaşıyorlar. Bunlar birbirlerinden ayrılıp ayrı muhitlerde yetiştirilmezlerse iyet için müfit birer uzuv olamazl, i ——— cemiyet için müfit birer 9 BK Yatanları göstererek “hasta mı arkadaşlar?,, diyel Yazan; Meşhur Psikolojist Adler Madame Dionne, kendine gelince: — İkiz mi doğurdum? diye sormuş Oradan sebzeleri yükler, sordum. “Hayır, uyuyacaklar gayri, dedi, vakit ikindi oldu. Gece üçte kalkıp Meyvahoşa yollanmak lâzım. aramızda taksim eder ve Ebe kadın da: | : r F j j b : ı E | | tekrar yola çıkarız. Kimimiz Bebeğe, kimimiz Top- Evet, demiş, ikiz; üç de fazlası var. Doğrusu madame Elzire Dionne demir &ibi bir kadınmış ki bunu duyunca yeni - MA 7 kapıya dağılırız. den fenalık geçirmemiş. Çocuklar da, böy- Fi ğ ğ b Sokak dar, berbat. le demir gibi olmak hususunda, temenni A N S y Sokak dar, berbat amma sıra ile Üç ta y y n ? ne kahvesi var. İçi tiklım tıklım dolu. Müş- teriler altı kol iskambil, altmışaltı - oynu- yorlar. Kâğıtlar simsiyah. Tıraşlar uzamış. Oynayanlar sanki keyfetmiyorlar, Yo- nin ne gibi zorluklarla karşılaşacağını kav- ramış olsaydı kadıncağız belki bu kadar| © z Ş Z Ş $ ! j - rücu bir (angarya) yapıyorlar, Gerçi mesuliyet onun üzerinden kalktı, Ğ * Otrduğum duvar dibinde benimle ayni çüukü beşizleri Ontarlo hükümetl kendi | / himayesine aldı, kendi — evlâd — edindi. j hizada bir sürü pinekleyen adam daha j var. İçlerinden biri kalın bir sigara sarıyor. Etrafa sık sık, korka korka bakmasından Bir bakıma onlar bütün dünyanın evlâdı belli ki bir kabahat yapıyor. Rahatını boz oldu denebilir; beşizlerin kapısı yolunu tu- tup giden akın akın hâlk, onlara bakanlı- mamak için farkettirmeden dikkat ettim Çifte kâğıth bir esrar sigarası — bazırlı omuzlarındaki mesuliyete iştirak edi- yor, İşte yaktı. Derin bir nefes çekti. Kö- r demektir. Ben de Callander «hacıların kafilesine karıştığım zaman( o mesuliyetten bana da Beşizler bir arada şedeki kirazcıdan sesl. bir avuç ta ki- bir pay düştüğünü biliyordum. 5 Ff ÇAY ÇARELUNTELA Z raz getirtti. Kirazları önündeki —hasır is- Beşizlere önce uzaktan baktım. « Yeşil Dionna'ların eyi SD A 'Tne DA Asabiyete ve münazaaya sebeb kemleye koydu. Tek tek yiyor. Sigarasını bir sâka konmuş beyaz bir gül, yine yeşil| İ beraber, ter temizdir. Mm-î—ı larının çoğu b idareleri baritinde bir ee - (arkasına kaldırımın üstüne bıraktı. Earar bir saktar bir beyaz güle ne kadar benzer- | *dam kulıînnîzııdıfı ).uı:ı.- onların ev işine| beble birlikte yaşamağa mecbur en iyi sigarası buram buram — tütmeğe — ba; *cv, onlar da © kadar biribirine benziyor- | Yardım edip öteki çocukları bakan bir hiz-| dostlar bile daima kavgadan kaçınamazlar. | Dumanı pek htüyeli Şdlüüüm ' diye do du. Ta yanlanına vazdığım zaman bile on- | etçileri var. Beşizler sofrasının karıntı -| Beşizlerin bu hale düşmemeleri nasıl kas | kemlesini düzelez, ları ayirdetmek bana zor geldi. Bir örnek | İsrından bir kısmı aile sofrasına da düşü- | bil olur, bilmem. Hayatlarına yeni bir u Bi subeni dalr elt Battlamn bakdir &iyinmişlerdi. Yatakları, yiyecekleri, oyun- | Yt ama beşizlerin ahalüi vakti» ile ailele - İsur karıştırılmazaa, her biri hayatı tek ba- g, Gözleri buzlu cam gibi. Si üeü cakları hep bir örnek. rininki arasında ruhi gerginliklere sebep o- | şına karşılamağı öğrenemiyecektir. bEF günlük tüküdünün üzüttı Sütnineye, onları biribirinden nanl “a- | labilecek bir fark var. Dionne'lar, zengin| — Beşriler için zorluk, Callander'de 5 Karşılıklı derin nefeslerle demleniyor- yird edebildiğini sordum. eşizlerin fakir akrabasıdır. ziyanan Fazla oynaması ile bir kat daha | yr, Sevki tabit ile, diye cevab verdi. Öbür çocukların en küçüğü, iki buçu -| artıyor. — Gülücüklerinin hemen fotoğrafı k * n ğ ü iş şirin bir En bü »| çekilip cıvıltiları « İ Şüphesiz kendisi : iene Bene mevele eiip.bir b f'k Un g" sarıliları Söese at Sırtımızı dayadığımız duvarda camı ki- gin de, bir mat (Yükleri olan oğlan ise yabancılara pek sa eçen yaz beşizler günde dört dela teşe| | z w ı anne : B DA ÜğplEr B od ; yin, |Tik bir pencere var. İçerden yanık bir bağ- için olduğu gibi, i kulmuyor. Monsieur Dionne ile ma ir edikyordu. Ben Callander'd gütiğim b : . Ş ee SA W saper L LA Kül ÜN li p cak iki nöbet | ©D3 sesi geliyor. Bir Konya bavası. j gocukların her bi- e Dionne'u görmedim. Çocu! ni dostç. » yani ilkteşrinde, ancak iki nöbet KP b 3 ü r bi. 4 ) Kapıdan baktım. Birisi hanın iç avlu- rinde bir başka hal B ğ karşıladılar. Tecessüs sahibi ve mefislerine Melanet gösteremezdi,. İgösteriliyor B di N n & bardağea Ş çi ı! H g nx M SST " Ça " düğüi” d Kkağü açılan iki kapılı | letnek “isi ,,..d..,y l Dalma 'polis: memurlarının we eütninei - | — Bu gürtler içiülürböğlülerin homal bireee ,""'f_,f_'“gf,'f;’_";lfîâlililfî.î sisdik :: Bir ana ile bir ba- , şE lerin nezareti altında bulunan beşizler, böye |rette inkişaflarına imkân var mdit> Daha | oiar y dan yapılmış a sira keteveller badan, muhtelif za- S İp bir sexbesilikten mahram -— kalacaklar, İgiadiden kendilarinin » gözlükcekübür yi İÜAratede Ti v yünü öuyul yataklır. İ manlarda — dünya- ö Rahat bırakıldıkları yok, kendi bildiklerine | olduklarını anlıyar ve kendilerini seyre ge- İ 'yorganlar. Ülvarlardar arelii ' ainlik ol Ya gelmiş — çocuk- hareket edip etraflarındaki hayatı kendi | İar, ruhen birbirin- B kendilerine keşfetmelerine, ona karışmala- den — muhakkak B rına imkân verilmiyor. Büyük erkek kar - Farklı olu: Ta- deşlerinin çiftlikte ve evde muayyen vazi- Tih ile edebiyat to- feleri var. Büyük kardeşler, küçüklere kar- kerrür edebilir; fa- — Doktor Adler — İşı bir mesuliyetleri olduğunu hissediyor -| Ama çocuk, balık değildir. Teşhir edilme- Sıkıkklı, Kizardı. kat tabiatın «intihalo huyu yoktur. lar, ge alışık çocuklar, dikkati celbetmezlerse | —— © CBT A A A L Beşizlerden her birinin, öbürleri üzerin- | — Beşizler mükemmel bir yetimler evinde ıuıhuynv_n'amnr- bökak di Önii lşiade biaak bi szan de, bir navi tesiri olacak ve her biri, bu te- | gibi yaşıyorlar; oysaki bu gibi müesseseler-| — Şimdilik beşizlerin bugünkü şartlar için- Tekiğa Trbalarük yüşleriiz tire, başka bir surette mukabele edecek- |deki hayat hisleri, heyecanları körleştirir. |deki hayatlarının neticesi olan teşhir fena İA bi yaklklarır Mremlas. BRA ve Ür. Çocuğun yaratıcı kuvveti, — seciyesini | Büşka mahzurlar da var. Aile hayatı mub- | neticelerini göstetmertiştir. — Hayatlarının ç Aı',.:ı_ Eral lny Te çö- teşkil eden vasıfları, verasetinden ve mu- |telif zihni kabiliyetleri geliştirir. Meselâ filme çekilmesi, bugünlük, ağır bir darbe TERREL NĞNĞ d'" ge hitinden aldığı unsuların kendiğe göre| kanormayı idare eden “merkstleti inkişaf | sayılmez. Fakat onlara bakmağa memvur ©: | İ*BUYOr. TTT teşkil odar. O kuvvet olmasaydı (siz onaettirir. Bir yetimler evindeki konuşma, bir |lanlar elbette arlarlar ki çocuklar, bu hal- İtterseniz aruhu, isterseniz «öz - egot de- | aile içindekinden çok mahduddur. Bunun |lere bir nihayet verilmediği takdirde, şah- Yin), aymı muhit ayni veraset, biribirinin İneticesi olarak, yetimler evinde büyümüş | siyetlerini ahenkdar bir surette inkişaf etti- k tpkısı seciyeler meydana getirirdi. çocuklar, arzularını, düşüncelerini ifade e- | rip harici âlemin icabatına hazırlanamaz -| kalkarız. Alafranga —üçte. — Mayvahoştan tlerden birini öteki sandınız mı, bun- | decek kelimeler bulmakta zorluk çekerler. | lar. İzerzevatı aldık mı buraya geliriz. Günde d_'" bir keyif dayerlür. Beşizlür bis Öznek Beşizler artık konuşma yaşına geliyorlar. | 30 - 60 kilo fasulya, o kadar domates, ka- Siydirilip bir örnek büyütüldükleri için ben- Söz ihsasları sabitl. Şimdiye kadar| bak. Burada paylaşızız. Zerliklerini, farkında olarak veya olmıya- |dır. onlar özerinde yapılan tecrübeler artık| — Samt beş olur. Uzağa gidecekler yola yak, artırmağa kalkacaklardır. Fakât kas| — Aile içinde ana ile babanın tesirleri ara- | rahları üzerinde bir iz, bir yara bırakabi - |oikar. Bebeğe, Topkapıya ağır ağır gidin- ceye kadar vakit geçer, Saat B den evvel bbin altında, fikri ve rahf büyük farklar | andaki fark, muhtelif yaşta çocuklar ara- | lir. cey Olünacaktır. İkiz çocuklarda daima biri lar, hatta hep-| — Beşizler bir muadelenin remizleri veya | Pağırmak yasak. Saat 8 de başlarız. Öğle den sonraya kadar satabildiğimizi satarız. 9 Olur, öbürü ona uyat. Beşizlerin de biri itimadı olan çocuklar, lenlere dikkat ediyorlar. N a terazileri asılı. F"b_“'“ a 'î""“î "'*"'"'"ll' "“'ı"“:] “İ;' — Merhaba ahbaplar! dedim. mal bir surette inkişafına elverişli değil- Ööğlemi Şülağ ücüğini Konk, dir. Bir kavanoz içine konmuş beş kırmızı - hir edildikk MrLiRA Cü — Çal be hemşerim, ben de anlarım a- balık. teşhir edildiklerini — farketmiyebilir. | » , , “, v e ae — Hasta mı arkadaşlar? — Hasta değiller! Uuyuyacaklar Bayri. Vakit ikindi oldu. Biz sabahları saat 3 de Beşizler için bunun önüne geçilebilir ama bu mabzurumr bulunduğu unutulmamalı - sindaki kavgalar ve barışmı sini mütecssir eden iktisndi meseleler bir çocuğun zekâsmın, sağduyü (akli selim) ve işe iştirak melekesinin teşekkülünde bü- a bir tecrübenin kobayları değil, birer in « ““î'w: bir baş olacaktır. İkisi veya üçü, sandır. İlim onların inkişafına haklı bir a- *kilere karşı birleşebilir. dördü arala lâka gösteriyor. Şimdiki şartlar içinde yas| —— Ne kazanırsınız günde? ı"z.-.ıı.,.,, beşinciyi yallız — birakabilir. | yük bir rol oynar. şamaları veraset ve ....,m.ı meselelerini, bul — Belli olmaz. Kilo başına yüz para - )nk hayatlarındaki küçük rekabedle-| — y. im evlerinde büyümüş çocuklar, çe karışık ve munak;ş—ı edilen meseleleri hayli | kazansak yeter. Yevmiyemiz bazı gün 35, Yatlar, ) Pirinin özünde izi kalır. Ama ha- // y e Gi Ka n dilerine borçlu uydınlatabilir. Fakat çocukların mesud ol- |bazı gün 40, elliye, altmışa çıktığı da ol- ky ga hep bir surette geçtiğinden bu fark- sayarak çalışırlar. Arzularının tatmin edil- | malarını istiyorsak vaziyetlerinin emaalsiz - maz değil. Malın yarına kalması kötüdür. By:îüı' yavaş teşekkül edecektir. mesini kendilerinden ziyade başkalarından | liğini kı]dnı;.ı:. înlnrı ]hqıı olduklarını | Zerzevat suyunu çeker. Okkadan kaybe- & ı:ııı.:ı ı:u hımulvıvum 'nıuımeleyı:[b(u“kr_ unutturmak daha Lî.nıı? r;uı. duıı: Virili v 'erdiyetlerinin gelişmesine S> | Gbür çocukların elde etmek Her birini .mşı_,e:i.h.m aile yanma| — Gülerek: : Mak ı—ll:' yol dî"ıdf" O beş çocuğa “k" raşmağa mecbur olduğu şeyler, vremek, refahları için dal Iıı,ı_ h olur, İle- — Onu da .lvnıııde parmak oynatarak n '.,cı,, giydirip her birine başka rin ayağına geliyor. Büyüdükleri zaman i-| ti gelen ıç'ıııml)'ıı(ılı'"ııı'bır çoğu, yetimle- lıpılıvı;?ıı değil mi? dedim. Moraz dş_u....u.ı vermek, hatta onları ayrı ( L l Tesanüd İrin terbiyesi için bu şekli müdafaa ediyor. Biribirlerinin yüzüne baktılar, e Gşllek daha bayarlı olur. '""_“'"'k' Fuhu onlarda nasıl teşekkül edebilir? Ken- i e ü n |san cesaretle itiraf ettir 'dnı.:n—i' arkadaş — bulmalı, ğu;u- di yüklerini kendileri taşımağı nasıl öğre- | yaşarlarsa îu:nr. A :n:nt. Cöcile, Emi-| - bbİr oı.ı..ı'ı ©k sık temas crm;hh!':': nebilirler? " ke ve .X'ıımev. ı)ıhı " *J:»îıı]nwınıl bir İyesi 15 kuruş olan mala tş çatlasa ön ku- "'Imi!ı-..'d.n da kendilerine pe ı».ıı“: Her beklediğini başkasından daima elde | surette karşılayıp balledebilirler. Alimler | ruştan fazla vermeyen kibritçiye sen olsan ferdiyetlerii , et birinin yeni beliren | L L n liyet hissini körleğ | de onların büyümelerini ve inkişaflarını, İne yaparsın? ka vinin her tezahürü teşvik edilme- | L a dilerini düşünen | kendilerini sıkmadan, takib edebilirler. Gülüştük. — Sizin taraflılar burada hep satıcılık Satılmayan yarına kalır, uğ * beşizle - Konu- Biribirinden ayrılır ve sanki mütenekkiren — © da olur amma adamına. Serma- Biliyorum ki küçük beşizleri ayırmak, u mumun hissiyatına muhalif bir hareket ola- İmi yap: — Hayır! Yapılarda, tuğla —har Yetimlerde bu hale çok öğrendikle- z. Bu huy ' birer tuleyli eder aht bakımdan, ailelerinden ayın ya «| PS . Badeler. ahi l ü bu tesadüif M ı y geler ri gibi vermeği de öğrenme caktır. . Mahalli vatanseverlik ve daha bir- da kendilerine aşılanmıyacak olursa ba - çok menleatler buna karşı koyacaktır. A.İrında çalışanlar da var. Onlar da ma yine de zannediyorum ki beşizlerin in- | fazla kazanmazlar. Yalnız sern n), beşizler için y y l et için kıymetli birer ferd ola faydalı birer unsar ol » |tur fakirlerin de ırgatlık ederler. Denizden san cemiyetinde Yol uzak, ancak!,, İki seyyar yemişçi — Burada urgatlık edeceklerine meme — lekette çalışsalar yal... — İş olsa adam guzbete çıkar mı efene di? Memlekette ırgadın yevmiyesi 15 kus TUŞ. Ağaya senelik çalışsan, yılda 30 lira ile beş kat çamaşır alırsın. Bir don, bir göme | lek, bir mintan, bir şalvar, bir ceket. Hem | de bir yıl tamam çalışmadan, altı ay so- nunda hastalıktan yahut kavga edip çıkare Şi san ağa on para vermez. Biri atıldı: — Ben tam iki ay Üç Tiraya — çalıştım, diye arkadaşının sözlerine şahit oldu. Etrafa bakındım, sordum: — Kaça buranın kirası — Ayda B lira, elektrik te yok. — Kaç kişi yatıyorsunuz? — I2 kişiyiz. Kirayı- ortaklaşa veriyos ruz. En ucuz oda bizimki, — Yapılarda çalışanlar da var mı arab nızda? —Yok. Onlar yapılarda, tuğla harman larında yatıp kalkarlar. * * Karavanaya soğan doğrayan, bir de eş zilmiş domates ilâve edip üstüne biraz sine — ke, bir parça da zeytin yağı gezdirdi. Ha zırladığı yemeği müdahalesiz oturup kalkan bir sinek bulutunun gölgesin bıraktı. Bağı daştaki dizini değişti. Topukları ve burunla n tamamen yırtık yün çoraplarını çıkardı, Yatağa basarak duvardan bir tahta sofra indirdi. Bir ekmeği ikiye böldü. Yemlek hazırdı. Aç gözlerle kapıya baktı: — Ahmet 'de nerede kaldı ya? dedi. — Ahmet bugün Edirnekapıya gidecek | idi. Hemen gelmez dediler. Biraz sonra kan ter içinde Ahmet gö rtündü. Küfesini yere bıraktı. Sedire uzan | dı. Bitkindi. Fakat arakadaşında beklemes Üe tühütümül ne geren — Haydi Ahmet seni bekliyorum. A- çım! Deyince yeni gelan isteksiz isteksiz kaş | mildadı. Karşılıklı oturdular. Bana da: — Buyurun. dediler. — Eyvallah, dedim. Ve göz ucuyla kü feye baktım. Yarı yarıya fasulya dolu. 30 | kilo ile yola çıkmış, ancak 15 kilosunu sas | tabilmiş. Kilo başına yüzer paradan 37 bus çuk kuruşluk kazanç, Edirnekapıya yayan gidip gelmek te caba, Ş Saat (3) de kalkıp (15) de yatakla- | rina uzanan toprağından koparılmış adame lanı Tahtakalenin Şekerci sokağında kâin, Şeyh Davud hanının yer odasına taze kos ğan ve domatesten ibaret bahtlarıyla ko- yun koyuna biraktım. Kemal Tahir Kızılay üye devşirme haftası bir Haziranda başlayacaktır.. bulunduğu soka p unda oturuyı l mazlar. | : . Eelp görmelerine L)m'“j a l # | —O beş kızcağızı hep bir arada yaşama» | maları o parlak kırmızı balık kavanozun « | kepçe ile sabahtan akşama kadar tuğla için Tine müsaade var, uma imti $ : : ' " B ao iseakl benindı irra edebile- |ğa mahküm ediyorlari bu yeknasak hayat, | dan çıkanlıp aymı aymı evlere, ayrı aynı| balçık çıkarmak, dört kalk eee ekleri tesir mh;ıd:ı,,,,. e icra & İonlar büyüdükçe, siddetle tesirini gös- İmekteplere verilmeleri ile kabil olacaktır. İkatına küfe ile kum taşımak kötü, uddur. Üye olunuz.