Hergün — Yeni bütçemiz Yazan ı F.R. Atsy —e amutay yeni bütçemiz — hakkındaki görüşmelerini — bitirmiş ve — devlet masrafını 212,755,580 “ve gelirini 212,- 7264,000 lira olarak kabul etmiştir. Elimiz- de Cumhuriyetin açıksız bütçelerinden biri daha bulunmaktadı Fakat bu, azami imkân nisbelinde, mil- K kalkınma ve inşa davamızı ıkıılmxyın! bir açıksızlıktır. Yalnız maaş ödiyen, mem-| leketi atalet içinde bırakan — bir buhran denkliği değildir. En başta milli müdafaamıza gelirimizin yüzde otuzuna yakın kısmını Çünkü milli hürriyetin, şu halde her şeyin Tari- veriyoruz. temeli, Türkiyenin güvenliğindedir. hinde uğradığı en tehlikeli birini defeden Türkiye, taarruz olunamaz bir memleket haline gelmek lTâzımdır. Biz kollektif emniyet davacısıyız; — barışçıyız; milletdaşlarımızın - bulunduğu — topraklar hakkında hiç bir hırs beklemedikten baş- ka, bu ekalliyetleri ana vatana yerleştire- rek, bu hırasızlığın muvakkat değil, fakat daimt bir Türk politikası olduğunu isbat ediyoruz; silâhsızlanma konferansına — sa- >mimi iştirak edenler arasında bulunduk. Ancak bir tarafın iyi niyette olmasının, dünyayı güllük gülüstan kılmağa yeter ol- madığını da görüyoruz. Onun ıçm. diğer taarruzlardan yük bir kısmını, milletin hürriyetini müda- faa şartlarını gerçekleştirmeğe hasrediyo- | raz. Gerçi bizim milli müdalaa tabirimiz, Kügat manâmnadır: Yani yalnız müdaf miz için hazırlanıyoruz. Ancak, eğer tecavüz olursa, bu tecavüze karşı, aman- sz, sonsuz, tahripçi bir taarruz ve tenkil ihtirası, milli müdafaa fikrimizin esasıdır. Milli müdafaanın, bele şimdiki zaman- da, bir memleketin medeniyetinin topye- kün kudreti manâsına geldiğini de unut- muyoruz. Kamâlist medeniyeti kuracak o- lan faaliyet şubelerimiz n elden gelen fedakârlığı esirgememek üz bunu i- pat eder. Bayındırlık, Kültür, — Sıhhat ve Ziraat Bakanlıklarımıza bütçemizin yüzde 19 una yakın kımını ayırıyoruz. —Husüsi idarelerle, diğer teşekküllerin yine ba şu- beler için yapmakta olduğu — masraflarla endüstri sermayelerimiz gözönüne — alınır- sa, Türkiyeyi bir iş devleti telâkki etmek zarureti meydana çıkar, Evet, haznenin uzun seneler bütün ge- Kirini faize ve boreca haarederek, bir iki se- ne için daha dolgun takamlı bir iş bütçe- vi göstermekliğimiz imkânsız değildi. Bu, yalnız bizim menfaatimize uygun — olmaz- Resimli Makale Hayatınızın — dümeni elinizde — midir, korkmayınız, Yarını göremeyen, ufukları dar, kafa- |ları karanlık zavallılar bayatlarının — dü- menine ya talihi, ya kaderi, ya tabintı o- turturlar. Talih ve kader onları nereye gö- türürse oraya giderler, Çünkü ne yolları bilirler, ne dümeni kullanmanın sarnna vü- kıftırlar. Bu sebeple dümene geçmeğe ce- saretleri yoktur. Dümeni talihin eline tes- Kim ederler. Bunlar kendi hayat ve irade- lerine sahip olmayanlardır. Talih ve kaderin de hayatta rolü var- dır. Fılıd hayatın dümeninde biz ken- otururuz. Önümüze talih — bir çok güçlükler çıkarabilir. — Fena tesadüflerle hrşılıııhıbu. O vakit dümeni iyi idare etmek sayesinde tehlikeyi atla'abiliriz. Bir vapur veya otomobilin dümeninde talihin oturduğunu farzediniz. Böyle bir vapur veya otomobile biner — misiniz? O halde hayatımızın dümenini — evleviyetle talihe terketmemekliğimiz lâzımdır. Iktısadi buhranın Bittiğine En büyük delil Amerikalılar buhranın bittiğine en bü- yük delil olarak şu hâdiseyi zikretmekte- dirler agodaki bir klübün azalar, binanın duvarlarını kâğıtlamak istemişler, banun i- çin de yeniden duvar küğidı almıyarak, ellerinde bulunan ve buhran yüzünden hiç bir kaymeti kalmayan hinse senetlerini du- varlara yapıştırmışlardır. Şimdi, duvarlar yine çıplak — kalmış. Çünkü hisse senetleri yükselince sahipleri onları duvardan söküp almışlardır. *.. Hattılstüvadaki moyva ağaçları Bizdeki meyva ağaçları, zamanla geli- girler. Meselâ ilkbaharda çiçek — açarlar, yazın meyva verirler, kışın da yaprak dö- kerler değil mi? Halbuki hattı üstüvada bu yoktur. Ora- da mevsim mefhumu olmadığı için ayni ağacın Üzerinde olmuş mayva, çiçek, yap- rakları dökülmüş dal, ve ham meyva gör- mek kabildir. Buğday bazı tarlalarda ye- şildir. diğerlerinde toplanmış ve demet ya- pilmiştir, üçüncü bir tarlada da ekilmek- tedir. 040 * Dünyanın en kıymetli hediyesi cam Geçenlerde Fransada ölen mahuf avu- kat Henri Robert müekkillerinden aldığı hediyeleri bir camekânda saklarmış. — bu hediyelerin içinde en ziyade hangisini sev- dı. Osmanlı mirasyediliği ile geniş mezhep- liliğinden kendimizi, bir cinayettenr kaçınır kadar, uzak tutmağa mecburduk. — Tuttu- ! ğumuz sistemle, yanlışlarımızı düzeltmeğce, tecrübelerimizden faydalanmağa, — zararla- zi çabuk ve ucuz önlemeğe, yeni yaçlarımızı düşünmek fırsatından istifade etmeğe vaktimiz vardır. Gücümüz yettiği kadar, fakat hesaplı ve bilhassa devamlı, organize ve rasyonel hareket etmek: İşte bugünkü Türkiye için en mantıki ve tabil hareket plâmı! — İsmet İnönü bütçelerinin itaat ettiği milli menfa- at düsturu budur. Biliyor Musunuz ; 1 — Mikrobu keşfeden kimdir? 2 — Marc Aurele kimdir? 3 — Avrupanın en küçük kralı bıııgı-' sidir? 4 — Amerika ile Asyayı birleştiren boğazın ismi nedir? diğini kendisine sordukları zaman bir cam göz çıkarmış ve şunları söylemiş: — Bir adamı çok ustalıkla müdafaa et- tiğim halde ölümden — kurtaramamıştım. Kiyotine oturttukları sırada son bir diye- ceği olup olmadığı kendisine — sorulunca, şu cam gözü çıkarmış, ve: — Beni kurtarmak için çok uğraşan a- vukatıma minnet hatırası olarak verin! de- miş, ... Terzilere müjde Terzilerin koskocaman ağır bir makas- | lanı vardır. Biçarelerin kollarını yorar, e- ziyet verir. Bunun önüne geçmek için, A- .yusturyalı bir muhteri, makasları alümin- yumdan imal etmeğe muvaffak olmnuştur. Yaptığı tecrübelerde muvaffak olduğu —- çin, terzilerin kendisine hayır dua edecek- lerini ümit ediyormuş çocuk babası olan ündl Mutad'dır. ve (127) çocuğu olmuştur. 4 — Westminster, 1840 senesinde Lon- SON POSTA A Dümeni bırakmayınız Bi (SÖZ ARASINDA HERGÜN BİR FIKRA | Tahta kurularından kurtulmak için Bir yaz, Ercümend Ekrem — yeni adıyla Ermel Talu — Erenköyüne ta- şınmıştı. Tuttuğu evde kat'iyyen rahat edemedi. Tahta kuruları, maalesef ek- seri sayfiyelerimizde olduğu gibi, kay- nıyordu. Geceleri göz yummak — kabil değildi. Zwallı arkadaşımız. — dostu. Ömer Seyfeddin merhumma dert yanıyordu: — Harabım!. Perişanım!, Bu mel"- un tahtakurularından kurtulmak için a- caba ne yapayım, Ömer? diye sordu. Ömner Seyfeddin: — Vallah cancağızım! dedi; ben bir çare biliyorum amma, yapmazsın.. cevabını verdi. — Nedir? — Evi' değiştir, cancağızımt. Bir kadın hayatında Kaç kilo Gözyaşı döker? Kadınlar ekseri- ya hırslarını göz yaşlarından alırlar. Buypu nazarı dikka- te alan Kanadalı bir adam: — Sinirli kadınların 18 ya- gandan — sonra, ne kadar ağladıkları- ni yani, kaç kilo ıöı yaşı döktükle- rini hesaplamı bunu 500 kilo dört yüz elli gram hesaplamıştır. Tabil bu hesabı vasati bir hesap — ola- rak yapmış, ve kocalarından hiyanet gö- ren kadınların bir ton kadar ağlayabildik- - JÜ Kraliçe Mari gemisinde Çekilen fotuğraflar Nevyorku gemiden evvel Varacaklar İngilterenin meşhur gemisi Kraliçe Ma- ti Amerikaya müteveccihen yola çıkmıştır. Gemi Amerikaya varmadan altı saat evvel gemide çekilen resimler, Amerikada hal. 5 — Salı günü bazi kadınlarımız tara: | Ara'da Tayms kıyılarında eski saray üze-|kın elinde bulunacaktır. Bunun için de sa- rine yapılmış, müteakiben bir çok tadilâta | hile 300 mil kala, boyunlarında, filmler fından Hiçin uğursuz addedilir? 6 — Cinafj romanların mücidi kimdir? (Cevapları yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: | — İstanbul şehrinin tam artası Şeh- zadebaşıdır. Mimar Sinan Şehzade cemli- ni yaparken İstanbulun merkezini aramış ve - o devirde şehrin vaziyetine göre - Şeh- zade camiinin bulunduğu yeri merkez itti- haz etmiştir. Hattâ bunun bir nişanesi ol- mak üzere de oraya bir taş dikmiştir. Taş el'an mevcuttur. 2 — Türkiyeye tütünü ilk defa olarak İngiliz gemicileri getirmişler ve halka ilâç yerine — kullanılmak — üzere — satınışlardır. Müteâkiben tütün bütün Oımınh ülkesine yayılmıştır. 3 — Osmanlı padişahları içinde en çok uğramış bir saraydır. 5 — Elsanelere göre oğlu İsmaili Allaha kurban etmek isteyen peygamber Huzreti İbrahimdir. 6 — Stendhal ismile tanınan Fransız romancısının hakikt ismi H. Bey- le'dir. Bir gazetede okuduk: meşhur | ve irt İSTER İNAN ISTER «Geçen gün İstanbul teblizat kalemine Ankaradan bir mek- tup gelir, İstanbulda balunan davacıdan dosyanın temyiz h Nai göülerlmmei (ç bi «Bu masrafın kaç kuruş olacağını tahmin edebilir misiniz? #Bu masrafın ne olduğunu biz söyliyelim: İSTER bulunan, güvercinler, uçurulacaktır. ... Dünyanın en yüksek oteli Kafkasyada Elbroz dağında 5000 met- ada yeni bir otel inşa edilmeğe baş- Tanmıştır. Bu oötel 200 odaldır. Ve bazı hastaların tedavisi için inşa edilmektedir. 1248 kuruş. İNAN Sözün Kıı;n 1] SK | Galatasarayın pilâvı İ Er nel - Talu | ugün, yüzlerce Galatasaraylı, Bmıı küsur yılhk tertemiz bir —t malik mekteplerinin çatısı altında bil zek, birbirleriyle olan bağlılığı — teyit tarsin ediyorlar. Aralarında, Türk ordusunda kad kademe generallığa kadar yükselip, meydanlarında ün almış muhterem asktf ler.. devleti, en müşkül anlarda, — hark' v muvaffakiyetle temsil etmiş diplomatlaf - Mali müesseselerimizin başında — yül kabiliyetleriyle yüzümüzü aketmiş » it adamları.. Fikir âleminde — kendili mevki yapmdş yazıcılar, profesörler, d müntesipleri.. «por meydanlarında kaztir dıkları muvaffakiyetlerle sarsılmaz € göhret edinmiş sporcular.. Âti için in: yüreğini ümide dolduran gençler var. Bunlar, bu Galatasaraylı — arkadaşli” | » mektebin o bin türlü tatlı hatıralara mekf | olan bahçesinde, bir an için, mes'ut çocuk') luk çağlarını yüd ederek güle, oynaya bet edecekler, sınıfları gezip dolaşacaklâk ve nihayet yemekhanede, tahta — mralarif | üzerine dizilerek, şen ve teklifsiz bir K ıçııımdı bir «mektep yemeğir — yiyet! n Fi Yolda yürümesini Bilmeyen Almanlara Ceza verilecek Hamburg'da otomobil - kazalarından bıkan belediye kabahatin yalnız şoförlerde | Jer. olmadığını görerek yaya yürüyenlere de ceza terlip etmeğe karar vermiştir. Sokaklarda belediey tına uygunsuz — olarak dün'; Taadeiıyz iedüe' 7 ae nacaktır. Bu havadisten şobörler fevkalkde memnun olmuşlar, ve —— Şimdiye kader kabehail” kep. kisa yüklerlerdi. Şimdi batalarını anlıyorlar, de- mişlerdir. Üç senedir tesis edilen bu ziya biz Galatasaraylılar pilâv adını — vermişiğ dir. Çünkü Galatasarayın pilâvı bizim KP » bti nn mektep çocuğunun — bin bir di Frtnsada kadınlar nazır bin bir sevincini bizim nazarımızda B olurlarsa eden bu pilâvdir. İşte, gimdi, üç senedenberidir, her tan arkadaşlarımızı da bu samimt — pi sofrasının etrafında topluyoruz. * Herhangi bir yabancı bile, bugün -_" daki manzaraya şahit olsa, oradaki n kardeşlik havasımı teneffüis etse, karışıp ta bizi dinlese, eminim ki kadar o da heyecan duyacaktır. Galatasarayda ve onun mezunl: hâkim olan ruhu bilmeyenler, kendil nin herhangi bir imtiyaz davasında oldü” | larını zannetmek gafletinde bulunm! 'İ.* dır. ö Bizim aslâ böyle bir iddiamız yo we toplantılarımızın şekli da gösterir gönüllerimizin olanca samimiyetiyle "' mokratız. Bu memleketin ve bu rejimin *ıı vası bizim —davamızdır. — Sırası ; ce bu dava uğruma her ğ da, her vatandaş gibi çalışmayı da, çarf” (Pe mayı da, ölmeyi de biliriz. Bizim başkalarından tek bir farl varsa, velinimeti irfanımız olan mekt€” mizle, bizimle ayni pilâvdan tatmış arkadaşlarımıza karşı daima vefakâr ranmaklığımızdır. Ve biz, har, bu fedakârlıktan kuvvet buluruz. mızdaki muhadenet vatanımıza ve bül Fransada Leon Blum iktidar mevkliine geldikten sonra, nezaretlerin birine bir ka- din getireceğini söylemiş ve namzedini de tayin etmişti. Bu haberi veren Fransız ga- zeteleri şu mahzuru ileri sürmektedirler: #Fransız kanunu medenisi, kadının ma- lik olmadığı bir takım hakları kocaya bah- şetmiştir. Koca, kansının yerine ila — sabi- bidir. İster misiniz, günün birinde, bayan nazırın kocası, ceridei resmiye ile emirler isdar etsin.. Buna karşı hiç bir şey de ya- pamayız, çünkü kanun ona o hakkı bah- şetmiştir. b ' ) A v £ ... Şaşılığın fenalığı Aşağıdaki vak'a Marsilyada tir: Şaşı olmakla maruf bir gemi kaptani karşısında bulunan üç tayfadan sağdaki- e: — Nerelisin? diye sormuş, soldaki «bu- radayım!» diye cevap vermiş! Kaptan: — Sana sormadım deyince: Bu sefer de sağdaki: — Efendim ben bir şey söylemedim ki.. diye cevap vermiş. Halbuki kaptan ortadakini isticvap et- A geçmiş- mek istiyormuş. » lerimize karşı da bir duygu birliği dot? ... muştur. . ğ Ve bugünkü toplantıdan sonra, © ı"'m:'..,.. ": '.' .,“,m"_“.'"’"_ dUm | Gityor öbidesine her senaki gibi Sam ) mızi çiçeklerden yapılmış saygı ve armaganımızı koymağa giderken, her mizin saf ve samimi gönlünden taşati tek duygu, muazzez vatanımızla, onu * Müteveffa Kral Jorj Britannia isminde olan kotrasiyle gezmesini pek — severmiş, ve hattâ iştirak ettiği yarışlarda bir çok bi- rincilikler almış. Ölümünden üç ay evvel kotyan bakkında. şenlasiüüylemik: irlen eçti eeei Fh — Kotramı artık yünge sakmıyacağım, | eedan bağka bir gey. değildiri. | ve ona ancak kendim bineceğim. Onun bu arzusunu yerine getirmek i- çin kotra yanşa sokulmuyormuş, kendisi de binemediği için, çok sevgili kotrasının boynu bükük kalmasını istemeyenler, kot- rayı merasimle batırmağa karar vermişler, < Za M Özlü sözler ve bu ameliye yakında yapılacakmış. geee ça q:: KaT Ğ G AER LĞ Bu haberi veren Fransız gazetesi, S000| — Ölürken demişler ki / B..” metrede tedavi görecek hastaların — oraya Hayat komedisini iyi oynadım ,uı vi aj çıkıncıya kadar, öleceklerini söylemekte- | gendinizse alkışlayın. Ha : dir. (Ölüm döşeğinde) —| ğ İmparator A-J 1 / ı N A N M A' Bir imparator ayakta ölmelidir. * Vı Y U (Ölüm yatağında kendisini Ud""" TuJ anlış okumuyorsunuz: Bin iki yüz kırk sekiz kuruş. larını söyliyerek) '26 a oİlâmlara davanın içindeki paraya göre pul yapıştırılır. İmparator Vi ? Pihay, Bunların binlerce liraya çıkması kabil ve pek tabüdir. Çünkü d Ptm;, bu bir harçtır ve kanun nisbi bir miktar tayin etmiştir. Allahım, ruhumu ellerinize teslim T â' “Fakat istenilen bu 1248 kuruş yalnız temyiz mahkeme- || yotum. -w sine gönderme masralıdır. » r $ 1 K İS'T , Devlet düşmanlarından başka bis “ Bümı, ER İNANMA! Sdte b