Sayfa SON POSTA Hergün Dünya içinde İngütere Yaran : Plerre Dominigre <a nder tesadüf olunan — kitaplardan biri. Bu, B Johannes Stoye'nin Bri- aparatorluğunun teşekkülü ve ge- izerinde yaptığı bir tetkik. Müel- Vf kitabını almanca yazmış (Alman mı ken disi? - fakat hiç de Almanseverlik tarafı yok. -Meselâ İngilizde Alınan olarak, ve Romalılaşmış Bretonyalı ne bulunabilir di- ye ayırmak isteyince B. Johannes Stoye Bretonyalı ve Romalı unsurların ehemmi yeli üzerinde ısrat ediyor. Daha ileri gidiyor: Roma imparatorlu- gu ile İngiliz imparatorluğunun köklü ya- pıları bu iki imparatorluğun teşekkülünün başında bulunan usul arasındaki benzerliği işaret ediyor ve hülâsa, İngilizleri Roma nın bakiki muakipleri sayıyor. Tuhaf bir görüş. — hele bugünkü — anlaşamamazlık. İtalyanın kendisini Romanın, Roma ile be- raber bütün usul ve meziyetlerinin varisi saydığı göz önünde bulundurulursa. Hattâ İngiltere Romadan daha çabuk hareket etmiş gibi görünüyor. On dördün- cü asırda ehemmiyetsiz bir ada. On be - şinci asırda Fransız inatçılığile karşılaşı - paratorluk sevdası suya düşüyor. Bu mağ- kübiyetten sonra korkunç bir dahili mu - harebe. İngiltere artık ancak beş milyon kişiyi besliyebilecek haldedir, — onu da zorzoruna. Ö zaman yüzünü denize çevi - riyor. İspanyolların, Portekizlilerin keşif- leri onun işine yamıyor, ayni zamanda bir geyden daha istifade ediyor: Akdeniz mil letlerinin, içinden ancak üç yüz sene son- ya, Süveyş kanalının açılmasile çıkacakları bir gölgeye girmelerinden. İngiltere hemen dünyayi zapta koşuyor. Korsanları amiral eluyor, tüccarları da müstemleke valisi. Tam bir güvenlik içinde bulunduğu için yayılma siyasetine her şeyi feda edebiliyor. Arazisi nisbeten fakir olduğu ve sanayi devri daha açılmadığı için bütün kuvvetile müstemlek elileşmeğe devri açılınca İngiltereye talih tekrar koyuluyor. — Sa: yor: kömür sayesinde ticaretine sa: katıyor. Bundan ötesini de artık banka ya pacak. Üç asırlık zaferini teşkil eden arka a kaya gelmiş bir alay iyi kart hep bunlar. “anesinin devamlılığını, demokratik ü, hem aristoktatik, hem plutok - ratik mahiyetli bir regime'in sağlamlığını da ilâve edelim. İlâve edilecek bir şey da- ha var: yolunda karşılaştığı dört rakipten ikisinin: Portekizle Hollândanın dünyada bir imparatorluk alabilmek için Avrupa - da kâfi yerleri yok. Üçüncüsü, İspanya, bir memleket ticaret, banka ve sanayi için ne kadar az müsait olabilirse bu cihetlerden o kadar fakir. Dördüncüsü, Fransa bir çok rakiplerin en ciddisi, müşkül bir vaziyette, hem karada, hem denizde çarpışmak mec- buriyetinde bulunuyor. Üçüncüsü Fransa- nın lehine olan dört tecrübeden sonra İn- giltere galip geliyor. istikbali) — B. Jehannes Stoye bunu ancak Britanya top- luluğunun yenileşmesinde görüyor. İrlândah, memleketinde İngillereye — karşı bir cephe alırsa Amerika Birleşik devletle Ti de amca çocukları olan İngilizlere git - tikçe daha fazla yaklaşır» diyor. Daha şim- diden bazı muharrirler, bazı siyaset adam- ları var, bütün İngiliz dili konuşan millet- ler, manasına Englishry kelimesini kulla - mıyorlar. Tüâbiri ortaya çıkaran C. U. Fawcett de bunun nizamını — göyle çizi - yor: «İki büyük Engliahry milletinin: İngi- lizlerle Birleşik devletler Amerikalılarının çalışma birliğin. B. Johannes Stoye bun- dan şu netice çıkarıyor: «bir Anglo - Sak- son imparatorluğu fikri gittikçe — gelişiyor &ibir. Kanada da Londra ile Washington arasında tabil bir mutevassıt rolü oyna « makta, Ya bu imparatorluğun «Eğer Özlü sözler: —H Daha rahat, daha rahat. (Ölümünden az evvel nasıl olduğunu soranlara) Sehiller Güneş beni çağırıyor.. bu koskoca ziya- yi görmüyor musunuz? İşte Allah.. Allah bana göğsünü açıyor. Kolların hakiki.... (Tabiatın karşısında ölürken)... 4 J. Rousseau - Gece ile gündüzün mücadelesi başlıyor. artık 1Sön dakikalarında) Viktor Hugo |a . . |Resimli Makale Mektepli çocukları her fırsattan istifade ederek tabinte kavuşturmak, tabia'le kar- şılaştırmak kadar faydalı bir şey yoktur. Tabiate kavuşmak, çocuğun ruhuna fe - rahlık verdikten başka görüş ufkunu açar, kafasını doğrudan doğruya tabiatten a - hnma dosdoğru bilgilerle — zenginleştirir, |kalbine de derinlik ve enginlik ilham eder |Çocuğun tabiantin karşısına geçerek bir çi İçek resmini çizmekle, edineceği bilgi çok kıymetlidir. Bu bilginin büyük farikası da varı Tabiat kanunlarına, bu kanunların faaliyetine yavaş yavaş âşina olmak. Ken- di hayatında da bu kanunların faaliye'ini gözetmek, ve hayatını bu kanunların hü - kümlerine uydurmak. Bu suretle tabiat ka- faya bilgi vermekle kalmaz, seciyeyi doğ - rullmak ve sağlamlamağa da yardım eder, Tabiatin kalbe verdiği derinlik ve en « ginlik ise çocuğu ve umumiyetle dar düşünüşten, dar görüşten ve dar duyuştan kurtarır. Çocuğu tabinte kavuşturmanın faydaları sayılmakla tükenmez. Bizim gibi tabiat ba- kımından çok zengin olanlar, bu serveti |çocukları lehinde herkesten fazla istismar etmelidirler. | Erkeklere ekmek l Bırakmıyan kadınlar Ve Amerikada bir vak'a Amerikada ka » dinlar erkek işleri - ne Avrupada oldu- #undan daha fazla el atmışlardır. Buldi vaziyet bazı suite - fehhümlerin doğ - manna sebep ol -h maktadır. Anlata - cağımız vak'a bun « lardan biridir. Masachusett'e we İfak bir istasyona gece bir kadın yolcu in- miş. Demiryolundan uzak bulunan bir kö- ye gitmek İstiyormuş. Oradaki memurdan bir araba istemiş. Memur: — Şimdi yoktur, bulunmaz! demiş. Sa- bahı bekleyip posta ile gitmeli; Kadın telâşla söylenmiş: — Geceyi nerede geçireceğim, istas - yonda yatamam yal Memur — Kolayı var demiş, istasyon şefinin koynuna girin. Kadın fena halde kızmış: stah herif diye bağırmış, beni kim zannediyorsun? Ben namuslu bir kadınım. Memur gülmüş — Kızmayın, demiş, istasyon şefi de namuslu bir kadındır! ... |Dev yetiştirmek için müsabaka İnsanlar uzun zamanlar, mubayyelele - rinde yaşattıkları devleri, kendilerinin az- mani olarak telâkki etmişlerdir. 1901 de Rouende insan neslini mlah etmek istiyen bir adam, dev doğuracak ana ve babaya 100,000 Hiralık mükâfat vadetmiştir. Ta - bit mükâfata rağmen kimse dev doğura- mamıştır. Geçenlerde — Aniropoloji — âlimlerinden Marenesco, bir devden, daha doğrusu de- ve benziyen bir adamdan bahsetmiştir, Üzerinde tetkiklet yaptığı adam 22 ya - şında, İki metre, on beş santim boyunda, ve 150 kilo ağırlığında imiş, fakrüddeme amlar, henüz çocukluklarını — bitiramemiş — kimselerdir. | Herkesin büyümesi durduğu anda onlar hâlâ büyürler. Ekseriya budala oldukları | gibi, muhakkak surette de şeker hastalı -| fana müsaptırlar. Elleri ve ayakları vü - cutlarına nisbetle gayri tabii büyür. Her halde dev cüsse olmak İstenecek bir şey değildir. İ İSTER N Sultanahme'te Mr. Bakster'in riyaseti altında heyet Bizani saraylarını bulmağa çalışıyor. Bu heyetin faaliyeti, bulduğu eserler hakkında New York Times gazetesinde arada sırada mühim ve meraklı yazılar çı- kar. Fakat İstanbul gazeteleri bu hafriyat bakkında bir şey bilmezler. Biz gözümüz önünde yapılan hafriyatın - neticesini Amerikan gazetelerinden öğreniriz, Bundan Türk gazetecilerini mes'ul edemeyiz. Çünkü Mister İSTER | HERGÜN BİR FİKRA Kaynanaya hediye İki muharrir arkadaş konuşuyorlar- dı. — Birader! Bizim kain valide son zamanlarda, gittikçe çöktü, dizleri tut- maz oldu; âdeta gülçükle yürüyor.. — Yal! Vah, vahi. — Üntelik çocuklaştı da.. her gün kendisine bir hediye gölürmemi isti - yor.. — Olur al — Ayni zamanda, biç bir şeyi be- #enmiyor. Meselâ bu akşam ona ne gö- türeyim? Bilemiyorum. — Kolay! Bir kutu parke cilâsı gö - tür! | — Anadoluda tarihi bir nehir. Z — İçine sigara konur, ara. 3 — Antant, uza- üi gösteririz. 4 — Pamuk şehrimiz, Ana - dolular man türkçesini böyle kulla - nırlar. 5 — Bir H ilâvesile yol olur, C Ikleddini Ruminin baş ismi. 6 — fiyaka, 7 — Yalvarma, bir R ilâvesile irı de olur. 8 — Esmekten emri hazır olur, beygir. 9 — İşaret edatı, yardımcı çağır - çöcük do; tan. V1 — İsim, nota, ced, üçüncü şahıs, ma. 10 — Sarhoş bağırtaı Yukarndan aşağıya: 1 — Hücum, sız manasına gelir. 2 — Kalın, uzunluk. 3 — Büyük kız kardeşi - miz, eleman. 4 — Türklerde hakanın bir başka şekilde telâffuzu, nota, bağışlamak. $ — İkindiden sonra gelir. 6 — Esir ol- mak, ecnebiler. 7 — Orta oyununun bir uzvu. 8 — Su, birinci, sayı. 9 — Aylık, çoban paltosu. 10 — Yeni moda kız izim- lerinden biri, geri verme. I| — Şarkı ara- çalışan — bir (SÖZ ARAS 'ı Bir sporcu günde Altı defadan Fazla öpülemezmiş! Boston tıp mek - tebi spor yapan ta « Tebelerin günde kaç defa ilebilecek- lerini tayin etmiş - tir. Buna sebep ola - rak pu vak'a göste- », Tilmektedir: Son zamanlarda yapılan bir (beyz- bol) maçında Brus- kabel isminde bir genç oyunu kazandığı gün binlerce insan tarafından öpülmüştür. Bunun üzerine Bü oyunu tertip eden klüp Boston tıp mektebine müracaat ederek bir genç sporcunun her gün kaç buseye ta- İhammül edebileceğini sormuştur. Mektep sporcuların yevmiye ancak, altı buseye ta- hammül edebileceği kararını vermiştir. Bu altı buse yalnız evli olanlar içindir. Be- |kâr sporcuların öpülmesi şiddetli suretle menedilmiştir. Sporcuların karıları, kocalarını, iki defa sabah, iki öğle ve iki defa da akşam uyu- yacağı vakit olmak üzere altı defa öpebi - leceklerdir. ... Sovyet Rusyada nişanlar Sovyet Rusya eski rejimde olduğu gibi nişan usulünü ihdas etmiştir. Son zaman - larda Lenin müzesinin resmi küşadı mü - nasebetile de bir çok kimselere nişan da- Bitılmıştır. Kızıl yıldız. nişanını — alanlara ayda on, kızıl bayrak nişanını hakkeden - lere ayda on beş ve Lenin nişanını alanlara da ayda yirmi beş ruble maaş bağlan - "T maktadır. Bundan başka, ber nişan sahibi, sene- |de bir kere, Rusya demiryolları üzerinde bedava bir seyahat yapabilmektedi sındaki bir tekrar, üçüncü şahıs. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağa: | — Kazak, vazo. 2 — Perende. 3 — Sahan, asa. 4 — Şimarıklık. 5 — Remil. 6 — Ak, arama. 7 — Berber, ahad. & — Le, me, re. 9 — Vefat, elâ. 10 — Akay, mi, ne, || — Hile, ki Yukarıdan aşağıya: 1 — Bap, Van. 2 — Apaş, kelek. 3 — Zehir, refah. 4 — Aram, ayı. 5 — Kenar semt. 6 — Re, re. 7 — Daima, em. 8 — Ve, krallık. 9 — Allah. 10 — Si, mar. TI — Otak, adele. İNAN ISTER İNANMA! Bakster Türk matbuatına malümat vermekten çekinir. Sebebini araş'ırdık. Bize şu malümatı verdiler. Mister Baksterin Ameri- kan gazetelerile bir mukavelesi varmış. Bu mukavele mucibincı hafriyat hakkında bu gazetclerden başkasına malümat vere - mezmiş. Türk matbuatını habersiz bırakan bu mukavele imiş, Eğer bu rivayet doğru ise, Mister Baksterin hafriyalı neti- cesini kendi menfaati için Türk matbuatından gizlemeğe hakkı olabileceğine, iRAN İSTER İNA NMA! Kuvvetimiz Vahdetimizdedir ! K Ernel - Talı amutayda, millet vekillerine hi- tap eden İsmet İnönü, devletin bütçe, döviz, iktısat, iç ve dış siyasa bakımlarından vaziyetini kendisine has olan belâğat ve vecazetle şerh ve izah ettikten sonra, sözlerini, memleketiri müdafaasına intikal ettirerek demiştir ki: — Ufukta, Türk milletini hususll surette tehdit edecek bir tehlike gör « müyoruz. Bir insanın görebileceği ka- dar eğer ufuk arkasında göremediği « miz bir tehlike varsa, öyle bir tehlike- den de korkmıyoruz! Ve bunun üzerine muhterem Baş « vekil, böyle bir tehlikeden niçin kork- madığımızı şöyle izah ediyor: — Her türlü vasıtaların üstü Türk milletinin iradesi mesnedlerin en sağlamıdır. Türk milletinin, içerideki beraberliği, kudreti, bundan on beş se- ne evvelkinden büsbütün başka bir keyfiyettedir... İcab ederse Türk mil « letinin kadın ve erkek bir tek adam gi« bi nasıl şahlandığını görmek, beşeri« yet için muazzam bir hâdise olacak « tır! Türkiye Cumhuriyeti danberi, Atatürkün yanı başında, memleketin nef'i uğruna nefis tüke « ten muhterem hükümet reisimizin, milli vahdetimiz hakkında izhar etmiş olduğu — bu yüksek itimaddan dolayı her birimiz sonsuz bir iftihar duyma « hyız. Ayni zamanda gene her birimiz İs- met İnönünü bütün varlığımızla temirt edebiliriz ki bu itimadları çok yerinde- dir. Hakikaten, Türk milleti bugün, kendisini yoktan var eden yüce Şeh: nin etrafında ayni ideali güden, ayni azim ile uğraşan, kalbi ayni inanç ila çarpan yekvücut bir kütle halindedir. Ve bu çelik duvarın önünde, neres den gelirse gelsin, her taarruz erime « ğge, her hamle kahrolmağa clbette mahkümdur! ae C iMaeş kurulalı « Biliyor Musunuz ? | — İstanbul şehrinin tam ortası neres dir? 2 — Türkiyeye ilk tütünü ne diye v€ hangi millet getirmiştir? 3 — Osmanlı padişahları içinde en çolk çocuk babası olan kimdir ve kaç çocuğu olmuştur?. 4 — Westminster nedir? 5 — Efşanelere göre oğlunu Allabht kurban etmek isteyen peygamber kimdir ? 6 — Stendhal ismile tanınan — meşhuf Fransz romancısının hakiki ismi nedir? (Cevapları yarın) 5i Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Türkiyede kahvehane hicri Y62 senesinde, Kanuni Süleyman zamanında İstnabulda Tahtakalede açılmıştır? 2 — Rus edibi Dostoyeveki'nin Türk * çeye çevrilmiş başlıca iki eseri Cürüm vt Ceza, Ölüler evinin hâtıraları'dir. 3 — La Paz şehri Cenubi Amerika hü* kümetlerinden Bolivya'nın payitahtıdır. 4 — Türk amirallarından Turgut Reit Malta şövalyeleri ile harp ederken şehit o* müştur 5 — Çarlık Rusyasında erkeklerin sa * kalını ve bıyığını kestirerek halkı asrileş * tirmek isteyen Çar Büyük Petrodur. © — Türkiyede Güzel San'atlar Aka * demisi'ni kuran zat ressam Hamdi Bı_y_ğ Özlü sözler ——— Ölmenin daha güç olduğunu zannedi * yordum. 14 üncü Lül Ölümden korkmuyorum. Ölmesini bir liyorum. Allahın önünde sizi temin ede * rim ki. ölümün bu gece yaklaşmış olduld” nu hissetmiş olsaydım, ellerimi kaldırarakı — Allaha şükrederdim. ğ Kant LKĞ eei reslelen < eli iE v ll D