| | | | Hergün Orta Avrupa Devletlerinin Vaziyetleri * — ün Balkan devletlerinin vaziyetle- tetkik etmiştik. Bugün de Orta D Avrupa devletlerinin vaziyetlerini teabite çalışacağız: * Avusturya vusturya yalnız Orta Avrupanın de- A #il, bütün Avrupanın barat İçısı - dır. Orada bin türlü ihtimaller — çarpışır. Harp tehlikesi, sulh ümitleri hep oradadır. Avusturya harpten sonra başı büyük wücudu küçük bir galeti tabint haline — s0- kuldu. Kendi kendine yaşıyamıyacağı için Almanya Avusturyaya göz koymuştur. Fa- kat Fransa, İtalya ve İngiltere Avusturya- nn bugünkü şeklini muhafaza etmeğe ta taftardırlar,. Almanyanın büyümesine, Ad- — giyatik'e kadar inmesine mani olmak için ona para verirler, söz verirler, bir sürü te- minat verirler. Bugünkü —Avusturya bu sun'i beslenme sayesinde yaşar. Bugün iktidar mevkiünde bulunan Şuş- nig - Starhemberg hükümeti — Musoliniye dost, Almanyaya düşmandır. Romanın or- ta Avrupa paktı azasındandır. Bugünkü hükümetin dahilde dayandı- ği kuvvet öldürülen eski başvekil Dolhus'» un katolik hiristiyan sosyal partisi, prens Starhemberg'in Faşist Heimwher'leri, bü- kümet memurları, yahudiler ve ötedenberi Prusyayı sevmeyen caki Avusturyalılardır. Hükümete düşman olanlar sosyalistler ve nâzilerdir. Her iki parti de resmen da- gatılmıştir, fakat hakikatte mevcuttur — ve Yalnız unutmamak lâzim ki Avusturya- hlar ekseriyetle Almandırlar ve İtalyanları #evmezler. Prens Otto'nun tekrar tahtına dönmesi- ni isteyen krakcılar hükümetin arkasında görünürler. Çünkü hükümet böyle bir ni - yet beslediğini, fakat küçük antant devlet- Terini kızdırmamak için buna cesaret ede- mediğini, ikide bir tekrar eder durur. Fır- sat bulursa krallı deye taraltardır. Avusturyanın dostları: İtalya, Macaris- tan. Daha az dastları: Almanya ve küçük antant, bilhassa Yuğoslavya, Harp tehlikesi; Almanyanın Avustur - yayı ilhaka —kalkması, prens — Otto'nun geri getirilmesi, * Macaristan Acaristan — Örta — Avrüpanın en muztarip memleketidir. Bütün eme- Hi harpte kaybettiği topraklarını geri al - — gmaktır. Bu emeline kavuşmak için ne yapa- Cağmı şaşırmıştır. Kâh Romaya yanaşır. — Kâh Polonya ile anlaşmağa çalışır, kâh Al. — gmanyadan ümit bekler. Trianon muahede- sile topraklarının üçte ikisini kaybettiği i- çin, ona bunu geri verecek her anlaşmaya razıdır. En büyük ümidi İtalya, Almanya Pa - lonya, Avusturya ve Macaristandan mü - rekkep bir orla Avrupa bloku getirmektir. Bunun için de her şeyden ev- vel Avusturya meselesinin halli Jâzımdır. Fransa ile İngilterenin İtalya ile arası açı- hrsa bu hayal belki tahakkuk edebilir. Fa- kat şimdilik ümit kuvvetli görünmüyor. Macaristanın dostları: İtalya ve Avus- turya. Düşmanları Küçük antant devletleri. Harp tehlikesi: Macaristan başlı başına bir şey yapamaz. Fakat bir tarafta harp * patlarsa, eski topraklarını geri almak için derhal harekete geçmeğe hazırdır. * Çekoslovakya E- K üçük antantın başı, Fransanın Al - YA manya etrafındaki — zencirinin en kuvvetli halkasdır. Fakat dört taraftan düşmanla çevrildiği için gayet nazik bir va- — ziyettedir. Dahilde Çekler, Slovaklar, Al. “ganlar, Lehliler, Macar ve Rotenyenler var. Bunların her biri ayrı ayrı istiklâl da- wasındadırlar. Bu bakımdan Çekoslovak- ya eski Avusturyaya benzer. , Bu sebeple sulh taraftarıdır. ve bugün- kü hudutlarını muhafaza etmek ister. Bu- mun için de bir taraftan Fransaya öte taraf- tan küçük antanta bağlıdır. Doatları: Fransa, Sovyet Birliği, Ro - — manya, Yugoslavyadır. Düşmanları: Almanya, Macarkstan ve Polonyadır. Harp tehlikesi: Hariçten isarruza, da- l_ild_şı isyana maruzdur, N Resimli Makale tın içine tabinta üşıktırlar, Kocasını öldürmek için Bir treni Bombalayan kadın Kocasından kur- tulmak, ve sevgili- #i ile evlenmek için kadınların - bir ta- kım cinayetler işle diği, veya işlettikle- l görülmüştür. Fa- kat hiç bir kadın kocasının içinde se- yat ettiği treni, ha- vaya uçurmak — te- GERWPPFURU . gşebbüsünde bulunmamıştır. Otuz yaşlarında olan Amerikalı — Ma- dam Wann, yetmişlik kocasını — öldürüp, evvelâ, sigortadaki parasına konmak — ve vücuda | & —— sonTa da genç sevgilisi ile evlenmek iste- yince, gitmiş ve kocasının bindiği — trenin altına dinamit koymuş, o kampartımanda yetmişlik kocasiyle beraber 28 kişi — var- mış. Tren yürümüş gitimiş fakat bir tesadüf eseri olarak bomba patlamamış ve kadın da arzusuna muvaffak olamamıştır. Aydınlıkta sinema ho: gitmedi Amsterdamda bir kahve — salonunda ve aydınlıkta film gösterilmeğe — baş- Tanmıştır. Bu yeni icat büyük rağbet görmemiştir. — Sine ma sahipleri, — ka- ranlıktan — kimse yi kâyetçi değil ki, bu işi düzeltmenin yo- lüna bakalım, demiştir. ... Roktfeller şalirllğe başladı Şimdi dünya işlerinden uzak yaşayan milyarder Rokfeller galiba biraz bunamış olacak ki, işi şür ve edebiyata dökmüş. Ca zetelerde neşredilen şürlerinden bir *tane- | sinin tercümesi budur: Genç yaşımda hem oynar, hem de çok çalışırdım ; ©O zaman sırtımda ben ağır yükler ta - şırdım.. Zaman geçti yükleri atıverdim yollar- do, Allah Beni nedense bırakmadı hiç dur- Bi da.. Mektep tatili gibi geçirdim bu ömürü, Bahar gelince gençlik ve tabia! el ele verirler. Gençler, fır- sat bulunca, şehirden, kalabalıktan, hayattan ların gıdasıdır. Şehir onları boğar, tabiat rahlarını yaykar ve te- mizler. Henüz kirlenmemiş, temiz ruhlu genç kızlar bunun için Genç kız, tabiatın içinde bir çiçek kadar güzelleştiği için, 0- SÖZ ARASINDA || HERGÜN BİR FIKRA Bahtiyar bana derler işte bundan ötürü. İSTER lerler. sizdir. Bugün harap bir haldedir. Tavanları çökmüştür. Sofala - rında yürürken altınızda bütün binanın esneyerek gerindiğini hissedersiniz. En zayıf bir rüzgâr ince sesler çıkararak bütün binayı dolaşır. Damları akar ve odalarında barınmak imkân- İSTER SON POSTA uzaklaşıp —tabia-| yük bir meş'e duyar. benliğine kavuşur. H Gençlik ve tabiat Bi gl HO ıj:x“' > ÜN HH l VA TA AM U nunla beraber olduğu zaman daba büyük bir heyecan, daha bü- Âdeta şehrin kondisinden — uzaklaştırdığı Onun için çocuklarınızı tabiat içine atmak için elinizden ge- leni yapınız! Bütün bir kış, şehir içinde yorulan ruhlarını kur - tarmak için onları tabiata götürünüz. Kiyacını büyüklerden ziyade çocuklar duyarlar. Yazın sayfiyeye çıkmak ih- Bari bunu olsun yapayım! Vaktile. Arabistanda tenbelin biri, bir adamın evine misafir gitmiş. Ev sahibi bekâr ve kimsesiz oldu - ğundan ortaya biraz çiğ et getirmiş ve: — Sen bunu doğraya dur, ben ateş yakayım! demiş. Tenbel: — Ben et doğramasımı bilmem.. ce- vabini vermiş. — Öyle ise şu pirinci ayıkla. — Pirinç ayıklamak ta elimden gel- mez. — Kalk, sofrayı kur. — Şimdiye kadar hiç tofra kurma- dım beceremem . Ev sahibi bütün bu işleri kendi gör- dükten sonra: — Buyurun, yemek yiyelim! Deyince, bu sefer tenbel: — Biraderl hiç bir dediğini yapma- dım. Bari bunu olsun yapayım! Deyip, sıkılmadan #ofraya oturmuş. RULMACA Soldan sağa: | « Yemek pişirilir. 3 - Annın yaptığı, dinlemek. 4 - Kırmızı, (s1z) manasına gelir, bir R ilâvesiyle geceleri eğlenilen yer o- lar. 5 « Alüun bilezik olan, methetmenin külhanbeycesi , 6 - Tathı değil. 7 - Vergi bastırmak. B - Sebep, söz. 9 - Üye, hayâ, üçüncü şahıs. Yukarıdan aşağıya: | » Riyakkırlık. 2 - Üstün, hayır manası- na gelir iki harften müteşekkil bir seda, 3 - İNAN İSTER İNANMA! Üsküdarda-Dürri zadenin eski bir konağı vardır. Yüz sene evvel yapılmıştır. İçinde sultan Mahmudun iftar yaptığını söy- Bu asır görmüş İNAN İSTER İNA tetkik ettirilmiş, yıkılmak üzere olduğu, içinde oturmanın teh- Hikeli bulunduğu hakkında rapor verilmiş. Burası, Üsküdar adliyesinin bugün işgal ettiği binadır. Her gün yüzlerce insan buraya girer çıkar. İçinde yüzlerce memur çalışır. Belediyece yıkılması lâzım gelen bu binanın adliye gi- bi mühim işlerin merkezi olan bir daireye mesken vazilesi görebileceğine, artık .. Dünyada sarmısak Gibi nimetin Eşi bulunmazmış a ğ A hx Te yemeği gayri me- dent telükki eder- ler. Geçen — gün, Fransızca gazetele- Tin birinde — sıhhat cemiyetlerinden bi- Wi — rinin bir beyarma- îî-î mesini okuduk. Bu beyannamede sarmızaktan u şekilde bahse- diliyordu: Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı adaletin kılıncına arzediyorum ,, Müddeiumumi Veznedar Hüs y'n Hüsnüyü öldüren Akdıllahla Yunusun idamlarını istedi Galata postahanesinin kasasını s0: mak için veznedar Hüseyin Hüsnü,; öldüren Abdullah ile, Yunusun ve bı ların cürüm aleti tabancayı saklamak4 tan maznun Mükâfatın duruşmalarıng dün de ağır ceza mahkemesinde devang edilmiştir. £ Müddeiumum? Muhlis İstant ul hah kını günlerce işgal eden, zabıtayı bi hayli yoran bu esrarlı cinayetin bütüm safhalarını en ince teefrrüatına kadat tahlil ederek suç delillerini ayrı ayn gösterdi. ve gşözlerini şu suretle bitire di: . — Galata postahanesinin kasasındâ fazla para bulunduğunu Abdullah sık postahaneye gittiği için gayet İ biliyordu. Bu para Abdullahın h celbetmiş ve yorulamadan zengin ol « Avrupalılar, sar-İmak bahanesiyle bu kasayı soymağıl mısak yiyenleri boş|parar vermiştir. Bu işi yalnız başımt? beceremiyeceğini anlayan Abdullah, kendi memleketlisi olup bir hafta eve vel askerlikten terhis edilmiş bulunafi Yunusu kendine cürüm şeriki -etmek istemiştir . İ İki suçlu veznedar Hüseyin Hüs « nüyü öldürdükten sonra kasayı soy « mak için postahaneye gelmişler, fakati weznedarın kardeşi doktor Zekinin a gece eve gelmiyen kardeşini aramall «Bilhassa sarmısak hulâsaları, damar-| y arkadaşlarından Ssormak - üzerd ların üzerine yerleşerek onları sert! Cholestrine ve Fibrines gibi maddeleri eri- tr, ve bu süretle damar sertliği hastalığı postahanede bulunuşu, bunların deve lete ait 8000 lirayı ellerine geçirme « 'nın önüne geçer, faydan bununla kalmaz, | '©riNe mâni olmuştur. bir kaç haftalık bir tedaviden sonra, da- marlar normal elâstikiyetlerini yine iktisap ederler ve bu suretle son zamanlarda moda olan Tension iner, kana karışan sarmısak, vücuddaki Toxineleri yakar, — mikropları izale eder. Suçlu Abdullah ile Yunus vezne « dar Hüsnüyü taammüden öldürmüş « lerdir. -| Mükâfatın beraetini isterim. Abdullahla Yunusun da veznedar Hüs seyin Hüsnüyü taammüden ve müş « Beyanname şu aatırlarla bitiyor: «Dün-|tereken öldürülmeleri noktasından het e |yada sarmısak gibi nimet yoktur. Bol bol|ikisinin suçları Türk ceza kanununur sarmısak yiyiniz.n ... 191 kentirilyo nslinek Amerikada sinekl. f eden ilâçlar yapan bir fabrikanın lâboratuarında ber çeşitten 50 bin sinek bulundurulmaktadır. Müstahzaratın kuvveti hergün — bunların munyyen bir miktarı öldürülmek suretiyle ölçülmektedir. Eğer — öldürülmeseymişler, sinekler beş ay içinde 191 kentirilyonu bulurlarmış. Atların ayakkabısı, bileğimizde atan. 4 - Ağa, 5 - Neticelendirmek. 6 - Uzağı göste- ririz, nota. 7 - Bir göz rengi, beygirlerin te- mizlenmesi. 8& - Çoban gocuğu, bağışla - mak. 9 - Sözünü bilmeyenler için bir (saz) ilâvesile söylenir, üçüncü şahıs. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağa: - Bil, Yâ Ali. 2 - Atatürk. 3 « Yalo- va, la. 4 - Ana, bad. 5 - At, yele. 6 » Raf, bad. 7 - Asabiyet. B - Asit, lar. Yukarıdan aşağıya: | — Yaygara. 2 - İta, tasa. 3 - Lala, Fas. 4 - Tunç, bi. 5 - Yuva, bit. 6 - Ara, yay, 7 - Ak, bedel, 8 - Laâl, ta. 9 - İba- det. (a bina muhtelif zamanlarda — mübhendislere NMA! BC el Kai li A 450 inci maddesinin 4 üncü bendi: uygundur. Yunusla Abdullahın başla-| rını adaletinizin keskin kılıcına arze diyorum.» Reis, Yunusun vekili avukat Nüurl- ye müdafaasının hazır olup olmadığı- ni sordu. Yunusun vekili müdafaasi« nin hazır bulunduğu cevabını verdi , Reis Abdullaha — da — müdafaasi hakkında ne diyeceğini sordu. Abdul: h'ı. , — Efendim, ben müdafasmı hazır«ı lamadım. Avukat tutacağım. Onun için mühlet isterim, dedi. Ve mahkeme Abdullahın bu talebi- ni kabul ederek muhakemeyi başka bir güne bırakmıştır. Yunusun vekili Nuri de müdafaasını o gün yapacak « tır. Bilî;TMîıunu a | — Ankara keçisinin hususiyeti nedir2 2 — Örümceğin kaç ayağı vardır? 3 — Harbi zaferle bitirince kılıcım kı- nına sokan ve: «Söz şimdi kalemindir!.* diyen başkumandan kimdir? 4 — Budistlerin peygamberi kimdir? * $ — Venüs kimdir? (Cevapları Yarın) (Dünkü suallerin cevapları) 1 — Dünyanın en sanatkâr hayvanı a« ndır. Şaşmaz bir ölçü ile bal peteklerini yapar. 2 — Anfiteatr eski Romalıların şen « liklerini yaptıkları, mutuklarını söyledikleri etrafı duvarlarla kaplı ve tamamen merdie venli beyzi bir meydandır. Bu meydandâ at yarışları, glâdyatör dövüşleri yapılırdı. 3 — Richelieu 13 üncü Lwinin mazır * darındandır. Fransa için büyük bir adam İ(sayılır, Politikasile meşhurdur. “Katillerin başlarını ö