SS brğz © D ğ SON POSTA Atinadaki çocuk kongresi | * llk ansiklopedi * Atinadaki çocuk kongresi B beynelmilel Bu kongreye bütün dünya çocuk koru- u ay içinde Atinada çocuk kongresi toplandı. ma cemiyetleri iştirak ettiler. Türkiye na.| mıma da Ankara çocuk konma — cemiyeti tarafından iki zat gönderildi. | Kongreye iştirak edenlerden öğreniyo- ruz ki, bu kongrede en fena temsil edilen 'Türkiyedir. Bütün diğer memleketler kons greye gralikler, raporlar, dosyalar, kitap- lar, albümlerle — gelmişler. — Faaliyetlerini anlatmışlar. Bizim murahhaslarımız faali- ——— ——— yetlerini isbat eden hiç bir vesika götüre- memişler. Kongereye iştirik eden Balkan hükü- metleri içinde Bulgaristan bütün hayret ve takdirini kazanmıştir. Bulgaris- | tanda çocuk koruma faaliyeti son seneler- de başlamıştır. Fakat bu uğurda — senede bir milyon liradan fazla para sarfedilmekte azanın ve çocuk meselesi bütün safhalarile ele a- hnmaktadır. Balkan devletleri içinde Yugoslavya gocuk bakımı içinde en ilmi şekilde çalı- şan memlekettir. Atina kongresi, iştirak ettiğimiz — ilk beynelmilel kongre değildir. Şimdiye ka- dar gitüğimiz kongrelerde — faaliyetimizi gösteren tablolar, eserler, gergiler vücuda getirilmişken, Atina kongresinin ihmal e- dilmiş olması bizi müteessir etmiştir. * İlk ansiklopedi ünyada Ansiklopedisi olmayan me- deni bir memleket yoktur. Ansiklopedi, bütün ilim şabelerini bir araya toplayan bir eserdir. Medeni mem- leketler bir asırdanberi — milli ve büyük Ansiklopediler vücuda getirmişlerdir. Bu Ansiklopediler yanında ayrıca bir sürü Ansiklopedik — neşriyat — yapılmaktadır. Çünkü halkın seviyesini yükseltmek — için bundan daha kestirme bir yol yoktur. Bizde de Ansiklopedi neşri için muh- telif zamanlarda muhtelif teşebbüsler yapıl- mıiştır. Emrullah ” Efendi bir — zamanlar, «Muhitülmaarife adında böyle — bir eser “ Vatandaş Türkçe konuş!,, Aziz dostumuz Bey Faik yazılarında Öz Türkçeye ne kadar riayet ederse, müsaha- belerinde inadına © kadar, wtlâhli konu- Geçenlerde anlatıyorlardı: Tramvay- lara şu avatandaş Türkçe konuşs — ihtar- nın asıldığı zamanlarda bir Muzevi cemi- yeti bu ibareyi ihtiva eden küçük küçük neşrine teşebbüs etmiştir. Fakat tek başına böyle bir işe giriştiği için muvaffak olamna- miş teşebbüsü yanda kalmıştır. Türk kütüphanesinin bu büyük nok- sanını ilk defa Cumburiyet müesseselerinin neşrettiği 4Hayat Ansiklopedisir tamam- Tamıştır. Dört sene evvel neşrine başlanan bu büyük eserin son cüz'ü de çıkmış ve &- ser bitmiştir. Hayat Ansiklopedisi Türki. yede ilk çıkan Ansiklopedidir. Bu Ansiklopedi tam manâsiyle noksan- omz bir eser bile sayılamaz. Fakat Fransızların neşretmiş oldukları Ansiklopedi mahiyetini haiz Larouss'ları tetkik edilirse, hayat Ansiklopedisinin w fak telek kusurlarını mazur — görmemek mümkün olumaz. Larouss hâlâ Türkiyeyi Osmanlı impa- ratorluğu zanneder, İlmi ve lenni bahis- lerde bile affı mümkün olmayan — batalar yapar. Ön on beş senedenberi-her sahada husule gelen değişiklikleri bilmemiz lâzım gelir. Hayat Ansiklopedisinde büyük hatalara tesadüf edilmez. Maamafih ne de olsa Türk kütüphane- sinin büyük bir boşluğu Bu Ansiklopediyi çık: bu derece doldurulmuştur. nları tebrik etmek - borcumuzdur. Biliyor Musunuz? eee aa maşalas e ; | — *Halk ekmek bulanüyorsa, Basta yesin..» diyen kraliçe kimdir? 2 — Komedi Fransezin kurulmasındı '€n büyük âmil kimdir? * 3 — Avrupa ile Asyanın kulenin adı nedir? arasındaki (Cevapları yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Favust meşhur Aln e Göte'nin şaheseridir. Ve —:v:nıgk.m &5n nede yazıp Bitirmiştir. 2 — Klemanso barp esnasında Fransa- kartvizitler yaptırmış, üyelerinden olan kü- çük musevi çocuklarına dağıtmış. Bu ço- Cuklar şuraya buraya gidip gelirken, ırkdaş- larından birinin İspanyolca — konuştuğunu gördükleri zaman hemen ceplerinden bu kartı çıkarıp hiç bir kelime söylemeden © İspanyolca söyleyen zala takdün — ediyor- karmış! Bir gün bunlardan biri Kadıköy vapu. runda aziz dostumuz Bay Faike rasgelmiş. Bakmış ki uzunca boylu, — zarif giyinişli, muhterem bir vatandaş burundan — takma gözlüklerinin üzerinden bakarak karşısın- dakine heyecanlı heyecanlı bir şeyler an- latmaktadır. Çocuk dinlemiş, konuşulan dili anla- mamış, Türkçe değil, Fransızcaya da ben- zemiyor, İspanyolcanın edebisi olubilece. ğini düşünmüş ve hemen cebinden bir kart çıkararak Bay Faikin eline tutuşturmüş! **« Şatranç merakı Avusturyada bir kahvede iki meraklı şatranççı akşam Üstü oynamağa başlamış- lar. Oyuna © kadar dalmışlar ki kahvenin gece saat ikide kapanması lâzımgeldiği halde, oyunu bitirememişler. Kendilerine oyunu bitirmeleri için ih- tar eden belediye memuruna ikisi Lirden kızmışlar: — Dükkân açık kalırsa, kaç para ceza | kesersin? diye sormuşlar: 450 giling» cevabını alınca; —AI elli şilingini, çekil diye belediye memurunu koğup, yine oyunlarına devam etmişler. (da kuvvetli bir idare tesis etmiş ve harbis ye nazırlığına da elyeym mütekaid ve ber. hayat olan General Mordocg'u getirmiştir. İkisi biribirleriyle çok iyi anlaşmışlardı. 3 — Mehmet Ali paşn Kavalada ale- lâde bir askerken Mısıra vali olduktan son- ra istiklâlini ilân etmiş ve 1811 de Mımr memlüklerine karşı açtığı müharebede ga- gelerek Hidivlik sülâlesini kurmuştur. 4 — Kral Dedipe lip Resimli Makale D Tabiatın muazzanı kuvvetini temsil eden canlı bir heykel. dir. Kurşun işlemez, bıçak kesmez bir detisi vardır. Kuvvetine karşı durmanın imkânı yoktuar, Bunun karşısına bir de zayıf, cılız, nazik medeni — insanı koyunuz. Bu dev cüsseli hayvan karşısında insan bir hıııını Ciliz insanı bu de Zekâsı işlemeyen | HERGÜN BİR FKN | Samipaşa Zade Sezayinin nükteleri Bugün ebedi istirahatgâhına yatı. rılan-Sami paşa zade Sezai merbum yalnız yüksek bir edip değil, sohbeti zarif nüktelerle de süslemeyi — seven bir zattı. Der idi ki: — İnsanlar ne tuhaftır! Gökyüzün- de çu kadar yıldız vardır, diye, hem küsüratı ile iddia edin: Kâinatı inandı rırsmız. Sonra; bir tek kişiyet «Aman dikkat eâ_iı.l Şuracıkta bir çukur var d'f _deyuı. bizzat gidip görmedikçe size itimat etmez, ... Ş Bir gün, Sezai merhum, ülemadan bir zatla vapurda görüşüyordu: — Tabsiliniz nerededir. efendi baz | | retleri? diye sordu. K ?ı:lıî bir kaç medresenin —adını, bir sörü de hoca #yaıp dökünce; ciddi tavrını asla bozmadı: — Ya?l dedi. Eyi ki imanınız sar- sılmamış! Soldan sağa: | — Bağazlanmının bir şehri: 2 — İSTER İNAN İSTER İNANMA! Galata köprüsünün dört başında dört tane kulübe - vardır, ._h“hı.ııııı——ı_ıiıpınhonn.yerioluıh yapılmıştı. Köprü parası kalktı, kulübeler kiraya verildi. Şimdi buralarda sigara, çiçek, su, fıstık, meyva, satılmaktadır. Kulübelerin içleri ve dışları gayet kirlidir.. bir alay venkli ilân dış duvarlarında asılı durur. Ayran — şişeleri nulmuştur. dükkân — halinde Talarının köprünün ü: ğine artık İSTER İNAN İSTER İNANMA| fıstık tablaları kulübelere sığmamış köprünün üzerine ko- belediyenin şehrin diğer kısımlarındaki pislikleri görebili Wl Tabiatın muazzam kuvveti Bi VA î Öyle olduğu halde insan bu muazzam tabiat kuvvetini kendisine esir etmeğe muvaffak olmuştur. Onlardan yüzlerce, binlercesini diri diri avlayarak hayvanat müzelerine koymuştur. vden üstün yapan kuvvet zekâsıdır. Zekâ beden kuvvetinden daima üstündür, ve insanın n büyük mümeyyiz vasfı da budur. insan hayvandan da zayıf bir mahlüktur. SÖZ ARASINDA Karğa eti çok Faydalı imiş ! Oklohoma'da bir doktorun — tavsiyesi üzerine karga eti yenmeğe — başlanmıştır. Karga etinde Proteine olduğu için rağbet günden güne artıyormuş. — Oklohoma'da başlayan bu rağbet civar yehirlere de i- rayet ötmiş ve gimdi vitaminli meyva yer gibi herkes' Proteine'li karga yiyorlarmış. *.* Dünyanın en seri kadını ** Kirov'da yapılan patinaj — müsabaka- sında Mari İssakava isminde bir Rus kadı- ni beş bin metre mesafeyi patenlerle on da- kikada katederek, dünya rekorunu — kır- miştir. Sövyet gazeteleri, «kadın ile erke- ğin biribirine mütavi oldukları bir — saha dahan demektedirler. Üa ae isllin ati ne e Demiğ Bir nevi şeker, kırmızı. 3 — Kırmişi, köy- lü öküzlerini yürütmek için böyle bağı - vır. 4 — Rabıt edatı, gene rabit edatı. 5 — Beşeriyet. 6 — Bir kadın ismi, tok değil. 7 — Asmâktan emri hazır, uyandırmak. 8 — vSize manasına gelir, kırmızı. 9 — Bayramdan evvel gelir. Yukandan aşağıya: | — Yavuz Sultan Selimin Acemlerle harbettiği meşhur bir meydan. 2 —— Ağa, ayağımızda çıkar. 3 — Masıri sulayan, no- 1& 4 — İsim, yeter. $ — Bir L ilâvesile başı saçsız olur, süt verir. 6 — Dünya, 7 — Bir adet. 8 —'Ek, zamuan. 9 — Bir gÖz Yengi, Çalmaktan emri hazır. Dünkü Bulmacanın Halli: 2 Soldan sağa: | — Tahattür. 2 — İhata, ak. 3 — Mana, kafa. 4 — Ülema. 5 — Rı, il, nim. © “zan, ha. 7 — Ehi, mala. & — Na - me, İâ. 9 — Alâiye, Yukarıdan aşağıya: | — Timürlenk. 2 — Ahali, ha. 3 — Hane, elma, 4 — Âtamız, el 5 — Tk, alam. © — Nabi, 7 — Ayn. 8 — Raf, iha. l 9 — Kü ——— zerine kadar yayıldığını gördükten şonra EMEz . — ae ——— —— aei Sözün Kısası Samipaşazade Sez B daba tadan bedbaht bir insanıml Birazdan, bürmetkât ellerin üzeiS0ül ebediyete açılan yoldan, ömrü beşerif Tücrhalesi olan mezara kadar götürüp BUĞİ kacağımız aziz vücud, babamı kaybeti ten sonra hakiki bir evlâd aşkı ile bağl dığım çok kiymetli bir. varlıktı. Onun, Recaizade ailesi ile münasev”'e benim dünyaya gelişimin yirmi, otuz *Ü evvelisinden başlar. Fakat ben Sezai PEİ giyaben, dokuz yaşımda iken, şahsan © bir kaç yıl sonra tanıdım. a ŞA E. Ekram-Ta ugün ben, yetimliğin acısını bi Giyabi “aşinalığım, babamın kütüphatti sinde ele geçirip bir gecenin içerisinde hWE kıra bıçkıra hatmettiğim (Sergüzest) marit ile hâsıl olmuştu. Şahsan tanışmağ” #amiz Büyükadada oldu. Sezai, Avrupadan İstanbula izinli mişti, Adada, biraderi Abdülbaki B evinde misafirdi. Biz de o sene orada Bir gün, babam bir İngiliz lordundan 087 zarif giyimen, tavırlarına sinmiş çentil menliği zerre kadar yadırgamıyan bu zih, bu kibar adamı bana tanıtarak: — — Elini üp! demişti. ”| Recaizadenin, evlâtlarına bir kimsei elini öptürmesi için, © elin bir pınar yundan temiz, bir yığın mücevherden ha değerli olması lâzımdı. - Sami Paşazade Sezaiyi, (St'gın!.ıl) (Küçük Şeyler) in büyük, dâhi müeti ni ben bu suretle sevmeğe başladım. O yaz, onu sık sık görüyordum.. gençliğimin en mes'ut yazı © yazdır. Somra; Serai ümcami kaybettim YNŞ duna, -Türk nesrinin, hikâyeciliğinin tEP Tini atmak suretile ettiği hizmeti a8 müş, onun beşeri haklarını, hürriyeti! refini iade etmek için yad illerde © hamiyetli zümreye katılmıştı. — - Orada zaruret çektiğini, datlasıla 4 len yâman derdin buhranlarına göğü* diğini işittim. Beyoğlunda ihtiyar bir Fransız kitaP* bazan babama ondan bir gizli mektubi nun Pariste çıkarmakta olduğu — (Ş0 Ümmet) gazetesinden bir nüsha vetit — du. Edebi eserlerile rahumu aydınlatat yük üstat, hürriyet ve adalet namına Ü kıran yazılarile vicdanımı da aydınlt? Sade benim mi? Hayır! Onun nuru y letini, nimeti irfanını kendi kendine tedersem Milyonlarla yurddaşlarıma gı hadnâşinaslık ve haksızlık etmiş o!W7 | Sami Paşazade Sezai vatanına li ile, fikri ile, hiç bir minnetin karşıl? yacağı kadar büyük hizmetler etmit bahtiyarlardandır. t alışaff ... Sezai, İstanbula,-hayırlı bir evlid # ile meftundu. Ezeli dünya kraliçesinit * bir güzelliğini onun kadar candan !f nüm eden olmamıştır. Dün sabah, onun ölüm haberini #Üyp fan sonra, Maçka — sırtlarından, — KA Ş | Çamheanın doruğuna baktım: Bahaf t neşinin ilik huzmeleri altında, Çamlıct Tümsüyor gibi idi.. Nazarımı Boğaziçinin görebildiğii! darına tevcih eyledim: Durgun di  kayt akıyordu.. O anda, gene babamın, Sezainif . Yük biraderi Necip Paşa için bundaf! bu kadar yıl evvel yazmış olduğu ” yeyi hatırladım: Sandım ki bhun bir rengi VU lum ki yüzü sul "ı” Bi fe öi 'e ( Baktım ki giden gitmiş, ,.ııııı:" çleri Bülbüller öter şadan, pürhendt j dağle'” Dünya gene ol dünya, âlem gef? M # Ğ,ğbm 47%&&,3»":