PS MA DENİZ KEBAÇİMİN ? —— “ Yarihi tofrika ,, No.15 YAZAN: KADIRCAN Kaflı Pertev Pş., Giritte yağmalar yaptıktan sonra donanmasile(Navarin)e çekilmişti Don Jan Dotriş Madridin en büyük SÖON POSTA Bu Akşamki Program İSTANBUL 17: İnkilâp dersi. Üniversiteden nakil. Esat Bozkurt, 18: Dans musikisi ve hafif musiki (plâk), 19: Haberler, 19,15: Muh- telif plâklar, 20: İki piyano konseri: Fran- cis Poulens (Bayan Gilbert İnselberg Marcel By tarafından), 20,30: Stüdyo kestraları, 21,30* Son hnberlar. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile- Son Postanın Tefrikası: Yazan: Osman Cemal Temmuz ortalarında Hasan, Zaika- | Kalbi sâf olduğu kadar zekâsı çok, cev” “eldan da ümidini kesmeğe başlayınca | val olan Hasan, onu niçindeki bu dü *" Tönce bunun sebeplerini bir türlü anlı- |şünceleri oradaki duruşundan, arasıf$ — yamadı; sanra çapraz Salâhaddinin | yan yan kendine bakışlarından ve son” içinde «Hasana hay hay da, bize vay |ra kendisine nisbet verir gibi, yahut bir” İ Fakat Papanın hazinesi tamta - — rit sarayında bulunuyordu. Bir gün kırdı. Malta şövalyelerine ve Al - marlara yardım etmeğe mecbur kal- mişti. Bunun icin onun payına dü- şen kısmın da Venedik ve İspanya tarafından ödenmesi kararlaştı. İtalyadaki prensler de asker ve para göndermeyi kabul ettiler. Mai- ta şövalyeleri de bu ittifaka girmiş- lerdi. — Şimdi en mühim meselenin halli kalmıştı: Bu ordu ve donanmaya kim kumanda edecekti? Venedik | ve İspanyanm her biri hâlâ kendile- rinin kumanda etmeleri arzusundan | Vaz geçmiş değillerdi. Bu yüzden başkumandanı başka yerden #seç - mek gerekti. Dük Danoju: — Çok işim var, bağışlayın! Cevabını verdi. Dük dö Savva ise hasta olduğunu, böyle ağır bir yükü taşryacak kud - rette olmadığını bildirdi. Paşanın canı sıkılıyordu. Birdenbire yüzü bir granit kadar sertleşerek iki tarafın murahhasla - rına baktı ve emretti: — Başkumandan olarak Don Jan | Dotrişi seçiyorum. Dedi. Don Jan, Almanya ve İspanya Amparatoru olan, Amerikaya hük - meden, memleketinde güneşin hiç batmadığını söyliyerek oiünenŞıd'ı Kenin piçi idi, Şarl Ken bu çocuğu evlâtlığa da kabul ettiği için itibarı yükseldi Daha sonra onun annesini mikâhladığı da söyleniyordu. Don Jan ayni zamanda Şarl Kenin yerine İspanya kralı- olan dkinci Filibin kardeşiydi. 1565 te on sekiz yaşında ve Mad- ansızın ortadan kayboldu ve Mal - talılara yardım için giden İspanyol kilisesinde uzun uzun dualar ediyor, kendisine Allahtan zafer diliyordu. Bu sırada Türk donanma ve or - dusu boş durmuyordu. Nisanda kaptan Ali Paşa Kıbrısa yardıma gittikten sonra vezir Pertev Paşa da İstanbuldan çıkmış, Vene- dik donanmasının yolunu kesmek ü- cektir. İ 6.45-8: Haberler. jimnastik, plâk. 13: Örkestra, 18: Rürmmen — müsikisi, — 19.2 Dans, 21,05: (Rumen radyosu) radyo or- kestrası, 21,15: (Bükreş) İspanyol musiki- Bi 21,40: Plâk, 22,30: - 45: Konserin de- vamı, 24: Nakil konseri. zere Meyis adası civarında yer al - mıştı. Ali Paşa Kıbrısta yirmi ka - dirga bırakarak Pertev Paşanın ya- nına gitmişti. Venedik dananmasından büyük bir kısmının Korfuda, diğer bir kız- mının da Giritte olduğu sancak bey- leri ve gönüllü kaptanlar tarafından İstanbula haber verilmişti. İkinci Selim Pertevy Paşaya gönderdiği bir fermanda şöyle diyordu: «... Düşman donanması son dere- cede zayıf ve ıztırap üzere oldukla- rı bildirilmekle beraber nazarı ha - karetle görmiyerek kemali basiret ve intibah üzere hazır ve müheyya bulunup kaptan Ali Paşa sana mü- lâki olduğu gibi hemen Giritte bu- luman düşman donanmasına hücum ve adaları vurulduktan sonra Kor - fu adasında bulunan donanmaları üzerine varılıp inhizam ve inkisarla- rına muvaffakiyet hâsıl olduğu hal- de Venedikliler elinde bulunan kale- lerin kolayca alınabileceği şüphesiz olup...» Pertev Paşa bu emri alır almaz hemen yola çıktı. Bu donanma iki yüze yakın harp gemisinden mürek- kepti. Türk donanması Girit sularındaki düşman gemilerini fırtmaya tutu - lan yapraklar gibi kaçırıyordu. Su- da limanının ağzına vardığı zaman kalede ve civar köylerle kasabalar- da büyük bir telâş görünmüştü. Fa- BUDAPEŞTE 18,35: Ruz korosu, 19,40: Macar musi- kisi, 21.20: Piyano konseri (List), 22: Ha- berler, 22,20: Salon orkestrasa, 23: Haber. ler, 23,40: Plâk (dans). BERLİN 20.15: Ev musikisi (Mozart, Besthe - ven, Şuman), 21,10: Aşk garkıları, 22;20: Hans Bund orkestrası (dana), 23,30: Fğ- lenceli halk musikisi, VARŞOVA 16,30: Hafif musiki, 17,25: — Şarkılar, 18,15: Danimarka musikisi, 19,10: Mo - zartın — şarkılarından, — 19,30: — Muhelir, 21.10: Senfonik konser (Cherubini, Mo - zart v. .), 23.30: Duns plâkları, MOSKOVA 19,15: Çaykovski ve Glünka'nın eserle- rinden könser, 20: Konser nakli, 22: Ya- bancı dillerle neşriyat. BELGRAD 19,30: Viyolonsel konseri, 20;15: Ha - berler, 20,50: Halk akşamı, 21,50: Plâk, 22: Rus romansları, 22,30: Radyo orkes- trası, 23,20: Örkestra, VİYANA 18,30: Piyano konseri , 20: Haberler, 21: Radyo örkestrası, 22. 35: Haktanın haberleri, 23: Haberler, 23,10: Kuartet, oda musikisi, 24,25: Dans, Bir Doktorun Günlük — Notlarından Dili tutulan bir Sinir hastası Gece bir hasta evine çağrıldım. Evdekiler hep telâş içinde, genç bir kızları var. Ön iki saattenberi dili Salı (') )| — Zaikaların Çamlıcaya , gittiklerinin haftasında Hasanın ilk ve asıl sevgi-|| vay mı?» yazılı mektubunu mahalle- deki çocuklardan birinden duyunca za- ten ne vakittir hınç beslediği çapraz | Salâhaddini bir akşam Zaikaların evi- | nin arkasındaki çayırda yakaladı; bi- rinci elebaşı İsmailin de muvafakat ve teşviki ile onun mahalledeki ikinci e'p- başılığını filân rafa koyup kendisine | mükemmel, mufassal bir dayak attı, | Hasan © akşam Salâhaddine atmış ol- duğu bu dayak Zaikada hemen tesi - rini gösterdi. Ertesi gün Hasan Zaika- ların evinin arkasından geçerken önü- ne bükülmüş, küçücük bır kâğıt düştü. Bu kâğıtta şunlar yazılıydı: «Sizden çok rica ederim, biraz sa - bırli olunuz, biz on on beş gün kadar Çamlıcadaki bir akrabamıza misafirli- e gideceğiz. Gelince sizinle gene eski- si gibi olacağız! Şimdiye kadar mek - tubunuza cevap veremeyişimin sebe- bini, nihayet siz de anladınız. Beni ma- Zur görünüz.» ... —S Zaikalar Çamlıcadan döneli üç dört gün olduğu halde Zaika henüz Hasana ne görünmüş, ne de on sekiz, on dokuz gün önce ona pencereden at- mış olduğu küçücük mektuptan başka bir mektup göndermişti. Lâkin Zai - kanın bu ihmaline Hasan şimdi pek al- 19: Muhtelir, | Ü'S etmiyor; hattâ onun bu halinden |Hasana işittirecek bir sesle okum 4 biraz memnun bile kalıyordu. Çünkü |Hasanın bahara yakın kendi kendine lkuıduğu ©o tatlı hülyalar yavaş yavaş gerçekleşmeğe yüz tutuyordu. lisi olan uzunca boylu, esmerce kızlar İgene ©o semtteki akrabalarına uzun boylu bir yaz misafirliğine gelinişler- |di. | Fakat, bu sefer kız, temmuz ak - |şamlarının kavruk ekin kokulu har |man yerlerinde Hasani, kendi gibi u-| |zunca boylu, esmerce bir çingene kı - 'zile birlikte düvene binmiş harman sü- de size imrendik der gibi biraz ötedeki |kırlarda dolaşırken kız gene ayni ar * — ,|tan sökün ettiğini görünce ikisi birdeti — donanmasına girerek harbe - gitti.| kat lımanda Venedik donanmasın - — Kral onu güçlükle geri getirdi. İki dan bir iz yoktu. Onlar, Kandiya ka- /— yıl sonra amiral öldü. Yirmi iki ya -| lesinin çok güzel ve muhafazalı olan — şında bulunduğu sırada Endülüste-|limanına sığınmış' bulunuyorlardı. — ki araplar engizisyon işkencelerine| — Pertev Paşa hızlı giden bir kaç karşı ayaklanmışlardı. Muhamme -| Türk kalitasını Girid adasının garp dülmansur kumandasındaki isyan - taraflarına, Mataban burnunun ötc- cılar iki yıldanberi her tarafta İs - lerine kadar yollıyarak düşman hak- panyol ordularını bozuyorlar. Zafer | kında haberler topluyor, bir taraf - vüstüne zafer kazanıyorlardı. İkinci tan da Giritteki köy ve kasabaları Filip bunların üzerine yolladığı yağma ediyordu. Hanya kalesinden ışo.ooo kişilik ordunun kumanda- çıkan Venedik askerlerile olan bir sını bu genç generala vermiş ve Don çarpışmada düşman büyük zararlar- birdenbire tutulmuş. kon uyor.. Sorulan suallerin bazısına işaretle ce- vap vermek Estiyor. Çok sıkılıyor. Ba- ğırmak istiyor. Fakat sesi de çıkmıyor- müş. Muayene ettim: On altı yaşlarında olan bu genç kiz henüz bülüğ çağına girmiştir. Sinirleri gergin ve ana babanın da hiddetli mi- zacı bu yavru üzerinde tesirini yap- maiş. muayenemi yaptım., — Bu, isteri buhranı geçiren bir hasta idi. Sordüğüm suallere evvelâ — cevap vetmek istemedi. Tatbik ettiğim usul- lerden ve elektrik tatbikatından gayet sür'atli ve müsbet bir netice aldım. Hasta evvelâ ismini sonra da benim |rerken ve etraftan bir çok şehirli, gü- zel kızlar onları gülerek seyrederler - ken görünce tavrını değiştirmiş; o da yanındaki arkadaşile uzaktan dakika- larca bu harman yerini malızun mah- sanın kullandığı düvendeki uzunca |boylu, esmerce çingene kız düvenden (inip te onun yerine ayni düvene şe - ihirli kızlardan biri kurulduğu zaman (Hasanın ilk ve asıl sevgilisi de yanın- |daki bir arkadaşile birlikte sanki onlara linat biraz ötedeki başka bir hurman ye- İrinin düvenine binmiş, sanki: zun seyretmişti. Sonra bir aralık Ha -| — Jan bu isyanı pek kanlı bir şekilde — Papa amiralı Mark Antuvan Kolo- , dinler, sonra kararımı verirdi. bastırmıştı. - Bu zafer onun büyük bir harp a- damı olarak tanınmasına sebep ol- du. * Den Jan kendisi için büyük bir fırsat telâkki ettiği bu kumandayı sevinçle kabul etti. Uzunca boylu, kemer burunlu, ya- kışıklı, gerek asker ve gerek kadın. lar tarafından sevilmekte olan bu yirmi dört yaşındaki del kanlı ayni zamanda zeki ve cesurdu. Her za - man kumandanlarla danışır, ken - disine söylenen fikirleri dikkatle Eğer o ölecek olursa kumandayı na alacaktı. Türkler üzerin: bir ân önce gitmek için beyecanlı bir çalışıma başlamış- tı. Hoaftalar geçmiş, aylar geçmiş, Fa- la yenniden kaleye kapanmağa mecbur olmuştu. Pertev Paşa Adalar denizindeki Venedik adalarile kale ve şehirleri- ni vurmuş, Mora yarımadasının ce- nubunda olan Serigo adalarına da hücum ettikten sonra Navarin Hma- mına çekilmişti. ( Arkast var ) aaseRerELE NaK eösecenecE YK RESAERSALeLe c emaadAe İstanbul Asliye 6. H. Mahkeme- ginden : İlyas tarafından Yedikule Kazlıçeşme demirhane caddesi 135 NOLU" evde iken, ikametgühı belli olmayan karıst Veso aleybine açılan boşanma davasında — müddejaleyhin ikametgühının — meçhuliyeti -htsebile arzuhali (0 gün zarfında cevap ver mek üzere ve 15 gün müddetis ilâ- nen tebliğine karar verilmiş ve arzu- halin bir nüshası da mahkeme divan- hanesne talik kılmmiş olduğurdan 36 » NOLU dösyasma İlân tarihin- nin ferdasından itibaren 10 gün zar- | Golata rıhtımında bulunan bu vapur- |lip geçici bir heves olduğunu nasıl dü- t $ fında cevap verilmesi Müzümu tebliğ |da kumpanya tarafından bir çay ziya-|şünememiş te şimdi benim çocuklu < kat hanüz müttefik donanma hazır-| yerinde- olmak üzere ilân olunur. ıı_ııııııı. değildi. Hattâ — başkumandan (606) ismimi tekrar etti. Büyük durgunluğun ve tutukluğun bağı bu suretle çözülme- ge başladı. ş Ertesi sabalı evlerine — gittiğim za- man vak'ayı kendisi anlattı. Bir kavga sonunda ve korku ile bu dil tutukluğu- nuün Mmeydana geldiğini anlattı. İlık su banyoları açık kir. gezinti- leri ve kuvvetli gıda biraz kan ilâçları ile sinirlerini takviye ettim. Bir sene- den beri bu büdise bir daha tekrarala- madı. (*7,Bu. nelleri - hei ablüyem Zya hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Yeni bir gaz vapuru Sokoni - Vakum Oyl Kompani - ta- rafından yeni yaptırılmış olan son sis - tem gaz gemilerinden — «Sokonin va - puru ilk defa boş olarak İstanbul lima- nma gelmiştir. Dün saat saat 17 den 20 ye kadar feti verilmiş ve vapur davetlilere gez- lirilmiştir.. yapınız. Sılıntı zamanınızda bu notlar || — Siz binersiniz de biz. binemez miyiz? Der gibi onlara caka satmıştı. Fa - kat, Hasan o gün kızın, kendisini ge- çen sene filya tarlasında gördüğü o baldırı çıplak tulumbacı stajyeri Ha - sandan ne kadar da başka bir Hasan ol- muş; başında ejipsiyen bir fes, sırtın- da yakası açık;ânöc bir spor fanilâsı, bacaklarinda dizleti yandan düğmeli kısa bir spor pantalonu, onların altın- da alaca spor çorapları, ayaklarında alângle fotinlerle Hasan şimdi ne ka- dar değişmişti. Onun ilk ve asıl sevgilisi, çocukluk masum arkadaşı bu manzara karşısın. da şimdi ne kadar pişmandı. İçinden: — Ah, diyordu, ben geçen yıl filya tarlasında ona:ne için fena halde su- rat edip te oradan kaçmışım. Sonra bu ilkbaharda kırda kendisini görünce, neden görmemezlikten gelmişim? O » nun o günkü'baldırı çıplak halinin ge- ğgumda çok derin, unutulmaz hatırasi olan bu delika ellere kaptirmışım! harman yerinde dövene binişlerindent tamamile sezmişti. Hasanla ilk ve asıl sevdiği kızın bit ! birlerine karşı olan o akşamki durum” ları o kadarla kaldı. İki akşam son ise Hasan tek başma elinde bir kitaplâ — kadaşile bir bağın kenarında Hasan karşısına çıktı. Hasan biraz sararır, Ktf biraz morarır gibi oldular. Fakat işte o kadar... Birbirlerinin yüzleriz bile bakamadan biri gözlerini kitabın! ıılakyfıkırını. biri yere dikerek geçip r. Ertesi akşam kız, Hasandan d çok erken gene ayni arkadaşile ki çıktı ve Hasanın geçeceği bir keçi yö lunun” kenarındaki bodur. mürverle rin gölgesine ilişti. Bu akşam kızl elinde de bir kitap vardı. Neden sonra kızlar, Hasanın Ü a dizlerine ortaklama dayadıkları ki bin üzerine eğildiler. Hasan, bunu W zaktan farkedince o da cebinden çi * kardığı bir defteri açıp sanki onl görmemiş gibi gözlerini deftere dikt Adımlarını son derece ağırlaştıran t san biraz sonra onların önünden ge ' çerken ilk ve asıl sevgilisinin arka daşı dizlerindeki kitaptan şu satı başladı: Saçların köklerini kuvvellendirir. Dökülmesine mani olur. Kepekleri izale eder. Neşvünümasını kolay- Taştırarık hayal kabiliyetini arttır rır. Lâtif rayihalı bir saç eksiridir. İngiliz Kanzuk Eczanesi Beyoğlu - İstanbul... Kayıp — Silivrinin Fete - köyüne resmi köy muhtarlık mühürümü ka;