Diyorlar ? Yazan 1 FM Atap İş Hayatı ümhuriyet Halk Partisinin — emıdç- Bk hakkındaki esaslı prensipleri he olduğunu tekrar etmeğe bile lüzum yok- tur., Bu - memlekete- ne kadar sây surü varsa, hepsi — bizimdir; — bizdendir. Hepsi halkçı devletin yüksek adalet ve mürakabesir altında »korunmaktadır Devlet Mabrikalarını dolaşanlar,. buma - rahat ve şerefli bi - ryer vatandaş hayatı miğamına — sokulmak için hiç bir gayretin esirgenmediğini gör - vn- larda işçi hayatının, mektedirler. Kendilerine meskenler yapıl müktadır. Çocuklarının terbiyesine, eğlen- te ve sporlarına kadar ber şey düşünül - mektedir. Bu mücsseselerde sadeçe bir va- tandaşlık — havası Sây ve değerin vücat verdiği tabik iyerargi d gnda, hiç birhak farkı gözetilmez: Hüküs| metin doğrudan doğruya idare ettiği, veya teneffüs olunur: hükümete yakın — müesseselerimizle — ilgili elan büyük küçük- fabrikalarda böyledir. Ancak diğer hususi teşebbüsler- | de bir takım kayıtsızlıklar olduğunu göz- | vaziyet teren havadislere gazetelerimizde tık te « sadüf etmeğe başladık. Grev mahiyeti ve tahrik eseri olmaksamn, hükümet makam- larına işçi müracaatları oluyor. Biz en kü- gük atelyenin işlemeğa başladığı yerde, Cumhuriyet Halk Partisinin halkçı telâk- kilerinin derhal yerleşip, kökleştiğini. gör. mek arzu ederiz. Endüstri - hayatı henüz inkişaf başlangıcında iken, işçi hayatının, ne taraftan gelirse gelsin, bahsettiğimiz te- Tâkkilere aykırı şekiller almasına dikkat et mek lâzımdır; olduğu kadar, baksızlıklara da müsaade edemeyiz. * tahriklere Ankaragü Seyrettik Y abancı illerde yalnız bir hatlâ eğlence diye seyrettiğim hut- bol maçını Ankarada bir enerji imtihanı gibi seyrettim; Ankara, bu maçla zamanı nasıl yener alduğunu, nasıl zamanın üstün- de emulmarz — başanlar — gösterebileceğini belirtti. Sahada bir maç havasındar başka spor ve hattâ Bir maç havası yerine Ankaranın at- mosferi vardı. Ankaranın gücünü — yalnız Ankara Gücünde değil Fener'de de seyre- diyorduk... Dün bize Türk sporcuları An- kaşanın gücünü bir Ankara sahasında göz önüne koydular.. Büyük mektep Ankara, gençliği spor bakmtından, — yetiştirmekte de eşsiz olduğunu gösterdi. Daha on beş yıl önce belki bir tek spor kımıldanışı olma- yan bir şehirda, Fener gibi tekniğini sonsuz ve uzun çalışmalara borçlu şöhretli ve u- ta bir takımın karşısına bucalamıyarak bir takım çıktığını gördük. «Müsaviye yakın bir netice almamı bir şans işi — olabilirdiv dedirtecek kadar enerji gösteren bu takı- mr böyle bir kaç yıl içinde yetiştirmek yal- mız Ankarada yapılabilecek bir iştir. İki Çıplak — Evlilikte Uğur Bulamadı 1933 senesinde Kaliforniyada iki çıp- Jak büyük merasimle evlenmişlerdi. Ara- başanmak için mahkemeye müracaat etmişlerdir. Ka- dann avukatı mahkemede çöyle söylemiş- dirt dan iki sene geçtikten sonra — Evlendikten iki ay sonra giyinmeğe başladılar, evlilik rabıtasının tesettürün ah tıtda daha sıkı olduğunu anladıkları gün- de artık boşanıyorlar. * Haupimanın Cellâdı Hiauptmanın cellâdı: Elliot 72 yaşında bir ihtiyi ve şimdiye kadar 300 kişiyi idam etmiştir. Elliot son zamanlarda bu - nadığı için 298 ve 299 uncu idam mah - | kömlarının cezalarını veraceği srada, &- lektriği yanlış açmış ve adamliar ölmeden çak ıztırap çekmişlerdir. Bu sefer de böyle yanlışbkk olmasın diye Ellot bir iki müte- hasma elektrikçi terfik edilmiştir. Meşhur sözdür: olsa onu arayıp bulurları derler. Ingiliz Meb'usları Bir neferin Bıyıkları ile meşgul Londrada dünya meseleleri — müzakere edilirken yepyeni bir hâdise, muhhı-ku meb'usları ikiye ayırmış. Bir nefer, zabitin kat'i emirlerine hr- g. biyıklarını ketmiyeceğini ve isterlerse bu' yüzden de divanıharbe gideceğini- bil. dirmiş. Neticede heferin haklı olduğu ve kim« senin onun bıyıklarına karışamıyacağı: te- beyyün etmiş, fakat emri veren zahitin de izzeti nefsini muhafaza etmek için, nele - rin serkeşlik etmiş olması sebebi ileri sü- rülerek, kendisine bir ay hapis cezam ve - rilmiş. * cixeLe Lindberg Nasıl Evlendi ? Lindberg tayyare ile ük defa gittiği Av- rupadan AÂmerikaya dönünce propagan- ga oleun diye, kendisini Meksikaya- gön - dermişlerdi. Meksikanın — Amerika — elçisi Dwight Morraw — isminde — bir » mil yarderdi ve evlenecek çağda, güzellikle - tile meşhur iki kızı vardı. O zamanki Amerika — reisicumhuru, Lindberg için böyle bir izdivacın — siyasi noktai nazardan da çok müfit olacağını ileri sürüyordu. Nihayet Meksikada kah- ramanın şerefine bir ziyafet — verdiler ve karşısına da genç kızları oturttular. Biri Lindbergi çok beğendi ve karşısında mü- temadiyen güldü. Diğeri soğuk ve Lind - berge bigüne duruyordu. Okyanusları fetheden bir adam bir ka- dınin kalbini elbet te fethedebilirdi. Lind- berg diğer kıza inat olsun diye, kendisine | Vâkayt davranan ile evlenmeğe muvaffak oldu. Şimdiki karım işte bu © zamanki 'se: Buk kızdır. * Para Etmiyen Düşünce Nevyorklu bir kitapçı bir ziyafette ne yapıp yaparak Bermmar Şovun yanına otur. muş, muharrir yanındaki zattan hiç hoş - lanmamış. Tek bir kelime söylemeden sü- küt edip düşünceye varmış... Kitapçı: — Üntat demiş... Ne düşündüğünüzü anlamak için şimdi size bir dolar veririm. Bernar Şöv gülmüş. — Düşüncem bir dalar değmez demiş. — Öyle isa lütfen ne olduğunu söyle - yin? — Canımı sıktığınızı düşünüyoram. Bir yazıcı arkadaş yazıyı lerinde hile bulmuşlar. tıyorlarmış. «Bir eadam Öötekilerden dana iyi fare ka- pamı yapsa, herken bunu öğrenir ve bunu yapan ormanda bile Bu söz iyi mal yapanın mutlaka ergeç tanınacağını anlat- mak için söylenmiş sözdür. En iyi reklâm iyi mal Fakat bu basit ve bati yoldur. Malın güzelliği ağından ağıza dolaşacak ve mahmız ancak bu süretle tamnacaktır. Halbuki bugün insanın malını berkese tarıtmak içiıı ilân n—TMnm_y'—-n_l— bir çokdarının taksi saat- — Belediye terazi ve ölçüleri sıkı bir musyeneden geçirmiş buvoilmvı!lgilıdehilıl-oldıiıııhşlmq. — Kasaplar koçi etini kuzu diye satıyorlarmış. — Sade yağları karıştıranlar hakkında takibat yapılıyormuş. — Yoğurtçular yağı alınmış sütlerle yoğurt yapıp ucuz sa> Nisan - 7 siniz. yapmaktır. İlânın düymetini ve ÖZ. ARASINDA '[S | HERGÜN BİR.FIKRA — İN BİR: FIKRA | İyi Blf Usul Diş — tabibi, hoca — Halit: Şazi merhum yalnız sanatinde mahir de - Bil. ayni zamanda nükteperver,«hoş sohbet ve hazır cevap bir zat idi. Bir gün, kendisine bir takım sun'i diş msmarlamış olan nisbeten genç. ve güzel bir hanım, yarı ciddi, yan şaka: — Doktor! Şimdi ben bu dişlerin parasını wermiyecek olsamı, ne yapar- sınız? Diye sormuştu. -Halit Şazi: Bey: — Metâk buyurmayın, hanımefen- di! dedi. Ben almanın kolayını bili - Tim. — Nasmi, bakayım? — Gazetelere şöyle bir ilân veririm: «Kullanılmış bir takım sun'i diş acele satılıktır. Filân yerde Blâncanım köş - künde, filânca hanıma müracaat..». Bu ilân birıkaç gün devam eder, bütün ta- nudıklarınız da onu okurlarsa mahvolar cağınızdan, elbet te buna meydan ver- Mmezsiniz! O takımın parasını, doktor, peşin ve imaştı. ——— —— ——— —>* BULMACA 1 — Sıkkati koruma, 2 — Cuma eza- nında verilir, Kırımda bir yerk 3 — Su yokü geniş 4 — Bir orta Avrupalı; ya - sak. 5 — Gürültü. .6 — Ciliz. 7 — Bebe- leri: güldürmek için #arfettiğimiz bir keli - me, çarpma, bağışlama. 8 — Söğme, hey- Bgir esmekten emri hazır: 9 — Sâ; Ak - deniz şehirlerimizden biri. 10 — Mağara, bir C ilâvesile haraç olur, bir Rum iemi. — Hülis süt diye vasıtalari: vardır. Bu vasıtalara mürataat "oderek — malınığin üstünlüğünü hem daha süratle, hbem daha kolay tanıtabilir- Bizde mücsseselerin çoğu hâlâ birinci yolu tercih ederler. ehemmiyetini anlayanımız pek azdır. Hiç kimse parasız, makinasız bir fabrika kuramıyacağını bilir de, ilânsız işini yürütebileceğisi zanneder. Halbuki ilân, bugün uımıyedır. makine kadar küzumlu bir unsur alımııtuı' ) Fillerin dünya yüzünden azalınası bilâr- do oyununun inkişafı ile mebsuten mlte - nâsiptir. Filbakika : 1830 'senesindenberi dünya yüzünde yapıan. bilârdo' bileleri iki milyon adedini bulmuştur. Bir flin diş- İerinden ancak yedi itane bilye yapılal diğine göre, bilârde bir asır zarfında tam 300,000 filin hayatına malolmuştur. * Kurılan -Pot Belçika nazırlarından Mösyö Jaspar - hiren — Avropanın bugünkü hali bak- kında bir konlerane, vermiş, bulranın: we- beplerini anlatırken; — Japon — tehlikesinin Avrapa için meveut olduğunu söylediği w- rada, bir de bakmış“ön mraların birinde Ja- pon sefiri oturuyor. 'Zeki ve kibar bir a - dam olan sefir, böğle bir sözü — işitmek tehlikesine maruz kalmaktansa terbiyesiz bir adam mfatile, sanki konferansı dinle - |miyormuş gibi/ başımı önüne iyerek, uyku |taklidi yapmağr tercih etmiş ve vaziyet-te bu şekilde kurtulmuşe Bıl&rdo oyunu' 300,000 fitin Hayatına malolda N1 — Yatağın mütemmimalından, üçüncü şahaz. Yukarıdan aşağıya: | — Bir rüzgür,toy. 2 — Yikik, mina-ı rede okunan. 3 — Kaplıcanın eşi. 4 — Lâkin, vesaiti nakliyeden biri. 5 — Yiyes cek, halk. 6 — Yapma, gözeü. 7 — Bir Ş ilâvesile ağrımızda'olur, av köpeği. B — Savmaktan emri hazır, yapma, maç şekli. 9 — Büyük gösterme, bereket. 10 — Kız-. kanma, çalışma. D1 — Atlarla hücum, mer sai, üçüncü şahıs.. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağar —— 1 — Sırga, ifcas2 — Aşı, Saip âlç 3— Raviyan, alt. 4 — Riaya. 5 — İmi 6 — Er sAmilâ. 7 — Att, kâğıt. 8 — Fil, tiz. 9 — Ağıla, sap. 10 — LÂ, inhitat. 11 — Müsa, nakas.. Yukarıdan aşağıya: | — Sarrak, al..2 — İşme, akşamş 3 — Rivayet; 4 — İy,Tiflis. 5 — Ağya,; isna; 6 — Aa, akk 7 — İnkita, in. & — miatç tâ. 9 İltisak. aıt. TI — Abtes İp, İSTER İNAN İSTER İNANMA! yarı yarıya su karışmış hileli süt satanlar yakalanıp tecziye edilecekmiş. — Kuru bezelyeyi suya atıp şişirdikten sonra taze bezelye diye satanlar varmış. — Bazı kapalı şişe memba sularının bakiki kaynaklarından alınmadığı anlaşılmış: — Bazı helvaların şeker yerine glikozla yapıldığı anlaşılmmış. «Daha var, fakat listeyi uzatmada fayda yok.» İSTER -İNAN İSTER İNANMA! Sözün Kısası Eczacılar - ge Sendikası Münasebetile.. Ekrem-Talu: edendir bilmem? Şu İstanbulut ötedenberi müesses — bir şöhref vürdir: Cömert've zengin bir şehirdik |derler. Bu; belki bir zamanlar doğru imif Diğer yerlere misbetle, İstânbullular & çok refah içinde yaşarlarmış. Ve «latanbulum- kaldırımları bile altındırli deyip buraya akın edenler, o füsumi kâr-madde ile belki de pek'istinas ef miyor idi iselet' de, her halde geçini * yor ve bundan başka da - bir ı-nılıi dünyalık arttırıyorlarmış. Zaman, buşöhreti Ve bügün,: kibar düşkünü ; deraltüst- ettli İstanbül |geçim bakımından en pahalı, en - bart? milmaz şehirlerden biri oldu. Büu da elvermiyormuş gibi, pek güf kazanılan azıcık paraya mukabil, halk esnafın hilesi, hüdasiyle de mücadele' ye mecburdür. Sütünden, yağındam sabunundan, etinden tutun da, suyu" na kadar, İstanbullular zaruri havayi' din halisini, safırı | bulmakta - zahmet gekerleri Pahâlılıkla mücadele — etmesi lâzını' geleri belediye bilâkis bunu yap” mamaktadır: Seyyar esnafı kovalayıpı dolayısiyle dükkâncıyı himaye - eder. Ucüz müşteri taşıyorsun, diye, takti poförüne ceznköseri Halbuki İstanbulun esnafı - bittabi bu sözümü hepsine birden teşmil et- | mek aklımdan — geçmiyor - rekabetsit kaldıkça ihtikâra sapmak — hususundt yektadır. Belediyemiz ise-ne hikmet * — tir?, Rekabeti sistem dahilinde kör » letmeğe, öldürmeğe taraftar. gibidir. Burmmumuzum dibinde, bir belediyenin, birbaytarın kantrolün- ıcn? başka den geçen fakat, yarı yarıya ucuz olan — etler, şehre girincermüsadere edilir. Al- lahtan ki, adliyemiz bu haksızlığa sed çekti de, fakir, fikara bu yüzden - az çok sebeplenmekte devam ediyorlar. Diğer taraftan İstanbul, gene Türk şehirlerinin içinde en çok hastası - o- landır; çünkü nüfusu hepsinden kala- bahktır. Bü hastaların çoğu da fıkara — sınıfındandır. Onun içindir ki - hükü - met bedava hastaneler açmış, dispan- — Kızılay ve - belediye serler kurmuş, bedava ilâç dağıtmak için bütçelerine — para koymuşlardır. Fakat bakın ki, Fezacılar Cemiyeti, | idare tarzı her hangi bir türlü sendika- — yı,tecviz etmiyen bu memlekette, ilâç f fiyatlarını diledikleri gibi arttırıp, bir- teviye tutmak üzere, şimdi sendikam- «1 bir teşkilât yapmişlâr. Artık bundan sonra, — ilâçsızlıktan ölenlerin — istatistiğine dikkat edin! Ve doöktorların boyuna apartıman yaptırdıklarına itiraz edenler, bundâzi böyle, yangın yerlerinde yükselecek eczacı akaıellennc ibretle boksınlar! L Hsintlk Biliyor Musunuz? —H 1 — Falkland. adalar kimindir? 2 — Tokyo şehrinin nüfumu ne kadar- dir? Cevapları yarın * (Dünkü suallerin cevapları) * — Mogolistan başvekilinin adı Guan> don'dür. — Mogolistanda kullanılan paranın adı İougrik'tür. 3 — Magaolistanın nüfusu 900.000 dis