27 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

27 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27-9-936 Milit Mücadelede &" Casus Teşkilâtı /$'N SON POSTA Son Postanın Tefrikası : 21 İmling; Yardım Vaadile Cepheni Müdafaa Kuvvetini Anlamak İstemişti Onun için bu adam artık (İngiliz mu -|len (hem papaz ve hem miralay) misafi-| edebileceksiniz?.. Sizin ne gibi ihtiyaçları- hipler cemiyeti) markasını bir ticaret va- stas olarak kullanıyor; cemiyet —namına İngilizlerden aldığı vesikaları büyük para- lar mukabilinde satıyor; akla ve hayale gelmiyen desiseler kullanarak umumi har- bün muhteris tüccarlarını bile hayrette b- rakacak kepazcliklere kalkıyordu. Sait Mollanın bu rezaletlerine, — artık Hürriyet ve İtilâfçılar da dayanamıyorlar- dı. Gerek klüplerde ve gerek hariçte, Sait Molia bakkında söylemedik söz buraknu - İsani hislerine imrenmemek mümkün de - (Enver Bey) de vardı. Müzakere, pek hararetli başlamıştı. söylüyenlerin hemen bepsi de, - Sait Molla- miralay, bir kaç defa sözü döndürmüş, do- n elinden cemiyetin mührünü ve defter- visiş hizmetinde kullandığı derme çatmıa yerli casuslar arasında bir tasfiye yaptıktan sonra; daha ziyade itimada şayan — olan Hintli, Mısırlı, Iraklı, Suriyeli ve hattâ İn- gilia casuslar istihdamına karar vermişti. * 335 senesi teşrinisani ayının tam 14 ün- €ü günü, İzmirden hareket eden burusi bir tren - karşı karşıya bulunan - Yunan ve 'Türk avcı hatları arasımdan geçerek (Sü- ke) ye gelmişti O zaman Söke, henüz Türk milli kuvvetlerinin elinde idi. Trenden gayet güler yüzlü, tatlı dilli, el- K yaşlarında kadar bir adam çıkmış: Ya- mandaki tocrümanı vası'asile kendisini daki mevki kumandanına takdim etmişti: — İngiliz miralayı, İmling... Bu İngiliz miralayı, ayni zamanda gü- lerek şunu da ilâve eylemiş: — Fakat, sade bir asker; ve sade bir miralay değilim. Ayni zamanda iyi bir (pa- bes) ım... Harbin icap ettiği yerde bir fır- kanın başına geçerek harbetmeyi çok iyi bildiğim gibi; sulh etmenin lâzım geldiği zamanda da, (Hazreti İsa) namına insan- karı barıştırmıya vasıta olmayı da bir va- Demişti. Hem miralay... Hem papaz... Bu vazi- yet, Söke mevki kumandanına biraz garip gelmişti. Fakat, çok insani bir maksa'la fırka kumandanını ziyarete geldiğini söy- İiyen bu zatı; - o zaman - fırka karargâhi o- :ıçiu)y-ıö-da—&ı.ıh: 57 y Şefik Bey; kendisini ziyarete ge -| 'üfıö'iınıki;iııu(ç'..),..a. mişti. İlk hoş beşten sonra biri Türk, di - #eri İngiliz olan bu iki miralay arasında u- zunca bir mülâkat cereyan eylemişti. Bu mülâkatta, papaz ve miralay İmling, Türklere karşı o derecede muhabbe iz- har etmiş, kumandan Şefik Beye karşı o kadar büyük samimiyetle cemileler göster- mişti kiz Bunları görüp te bu papaz miralayın in- nıza yardım ederek, bir müddet daha mu- kavemetinizi temin edebilirim. Diyerek cephenin müdafaa kuvvetini an- lamak İstemişi, fırıl etrafta dönen; (yardım ve muave - net) maskesi altında kendisini iğfal et - mek istiyen bu adamın hakiki çehre ve ma- hiyetini darbal keşfetmiş; tam bir Türk kumandanına yakışacak cevaplar vererek, hülâsatan : — Silâh, cephane, asker.. Uzun zaman, Ancak şu var ki; bütüm siyast meselele- | bunların hiç birine ihtiyacımız yok. Onun rin pek yakında tamamile Türklerin lehi- | için harbin, ne kadar devam edeceğini de me halledileceğini müjdeliyen ve Türklere | düşünmüyoruz... Harbin yeniden — zubu - “|yardım edebilmek için ber fedakârlığı ih - |runa sebebiyet verenler, bizzat sulha talip Söz |Hyara hazır olduğunu söyliyen bu papaz | olmadıkça; Türk milleci elinden silâbı bi - rakmıyacaktır. Demişti. (Arkası var) FF — Acaba daha ne kadar mukavemet KAYNAK 5 KURUŞ Kaynak, yarın çıkacak beşinci sayısından başlayarak memleketin her yerinde 5 kuruşa satılacaktır. KAYNAK, okuyucuları tarafından gösterilen umumi arzu üzerine sahifelerini günlük gazetelerin mutad sahife mikta- rina indirmiş, fiatini de günlük gazcte fiatine, yani beş kuruşa tenzil etmek imkânımı temin etmiştir. Yarın çıkacak nüshada mütenevvi ve dikkate değer yazı- lar bulacaksınız. Bilhassa idare makinemizin islahıma ait müspet prensipleri bir vatandaşla dertleşme şeklinde tesbit eden yazıyı her vatandaş büyük bir alâka ile okuyacaktır. i kaynaklarımız için kurulan yeni temel hakkındaki yazı da sizi alâkadar edecektir. Bu sayıdaki bir yazı ve resim, sizi meşhur Marko paşanın kendisile karşılaştırıyor. Derdiniz varsa anlatınız. Kaynakta iki mükâfatlı müsabaka vardır. Biri bir doğur- ma yarışına aittir, diğeri de mükâfatlı bir briç müsabakasıdır. Gelecek sayıdan başlıyarak (KAYNAK), bir sene devlet dairelerinde 3,600,000 kilo kâğıdın neden dolayı sarfedildi- gi hakkında bir fikir verecek bir anketin neşrine başlıyor. KAYNAK, beş kuruşa mukabil alabileceğiniz en büyük yazı kıymetidir. ON LİRA A İsmet Hulüsi — Eyi koca, güzel karısına biraz pa- |meyen yalnız Nermindi, ra vermez mi2 Nihad, üzerine kapandığı dosyalar- |dan başını kaldırdı, arkasına baktı; şip- şirin, taptaze, sapsarı karısı ayakta du- ruyordu. Nihad gülümsedi: — Yine bir şeyler mi alacaksın? — Hayır, arkadaşlarımdan biri ça- |lirayı almıştı. Düşünüyordu: ğırmış oraya gideceğim.. Nihad cüzdanını açtı . — Hasta mısın Nermin? — Yok! — Bir tuhaflığın var da.. — Hayır.. Yalan söylüyardu. Hakitaten tu- haflığı vardı. Nahide çantasındaki on Acaba kendisinden istese miydi? Ya gürültü eder, bir rezalet çıkarırsa.. Selmayâ — Al on lira, ama kaybetmeyesin! 'söylese nasıl olurdu? Ama o da üzüle- — Sen de hep beni çocuk yerine ko-|cekti. Eyisi mi susardı. Bu kadını sev- beder mi? — Kocaman kadın mı? Unutkan bir çocuk olduğunu kendin de bilirsin.. — Değilim işte. Bak görürsün. — Peki.. —- Gideyim mi> Sokuldu, kocası saçlarını okşadı. — Güle güle çocuk! sonra arkadaşı Selmanın nındaydı. Selma başkalarını da çağır- mıştı. Jale vardı, Nahide vardı, Nevin Jaleden hoşlanırdı; fakat Nahideyi hiç |sevmezdi. Kendi kendine: — Ne fena tesadüf, dedi. Selma da çağıracak insan bulamamış ta Nahideyi çağırmış. Şimdi kim bilir ne dedikodu- lar yapacak; benden ayrıldıktan sonra arkamdan neler neler söyleyecek?. Daha mantosunu — çıkarmamıştı. Selmanın odasına uğradı. Orada so- yunduktan sonra salona - girecekti. Mantosunu çıkardı. Aynaya baktı. Eliyle saçlarına, ruj batoniyle dudak- larına dokundu. Salonun kapısını aç- tı. — Hoş geldiniz, sizi bekliyonduk. — Ben de geldim. — Bugün yine güzelliğin üstünde Nermin! Selmanın sözünü Jale tamamladı: — Hangi gün güzel değil ki.. Nermin atıldı: — Seniri gibi.. Güldüler. Yalnız Nahide biraz s0- guk güldü. Yahut ta Nermine öyle gel- di. Hizmetçi haber verdi: — Çaylar hazır. Selma ayağa kalktı: — Gidip çay içelim! — Hemen mi? — Sen geç kaldın biz ne kadar za- mandır buradayız.. Selondan'en evvel. Nahide' gktı; BAA A Nerrrin çanlasımı Selmanın — odasında | Selmanın odası- İstanbul 3 üncü İcra Memurluğundan : Emniyet Sandığına 600 lira mukabilinde birinci derecede ipotekli olup paraya çevrilme- sine karar verilen ve tamamma 1562 lira kıymet takdir edilen Üskü- darda arakıyeci Hacı Mehmet mahallesinde Nuhkuyusu cad. sokağında eski SI mük yeni 107 numaralarla murakkam ma bahçe bir bap evin tamamı açık arttırmaya vazedilmiştir. Arttırma peşindir. Arttırmaya iştirak edecek müşterilerin kıymeti müuhammenenin *0 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hamil olmaları icap eder. Müterakim vergi, tanzi- fat, tenviriye ve vakıf borçları borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 11-4-936 tarihine müsadif Gumartesi günü dairede mahalli mahsusuna talik edilecektir. Birinci arttırması 27-4-936 tarihine müsadif Pazartesi günü dairemizde saat 14 ten 16 ya kadar icra edilecek birinci arttır- mada bedel, kıymeti muhammenenin * 75 ini bulduğu takdirde üste bırakılır. Aksi takdirde son arttırmanın teahhüdü baki kalmak üzere | arttırma on beş gün daha temdit edilerek 12-5-936 tarihine müsadif | Salı günü saat 14 ten 16 ya kadar dairede yapılacak ikinci arttırma neticesinde en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. 2004 numaralı İcra ve İflâs kanununun 126 ınci maddesine tevfikan hakları tapu si- cillerile sabit olmiyan ipotekli alacaklarla diğer alâkadaranın ve irti- fak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün zarfında evrakı müs- bitelerile birlikte dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hak- ları tapu sicillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye ve tanzifiyeden ibaret olan unuttuğunu hatırladı. na girdi. Nahide de orada idi. Nerminin çantasını kapıyordu. — Sizin çantanızmış, tıpkı benimki- nin eşi. Benimki diye açıyordum. Nermin ses çıkarmadı. Yalnız ka- hınca çantasına baktı. Kocasının verdi- Ki on Bra yoktu. Çantanın — gözlerini tekrar tekrar aradı; yok, yak, yok. * Çay içiyor, pasta yiyor.. Konuşu- İyor, gülüyorlardı. Konuşmayan — gül- ——— Da dürlüğünden: caktır. ve İeflerini Konisyona sinden: rphane ve Damga Matbaası Bozcaada Sulh Hukuk Mahkeme - |tir. Fakat miralay Şefik Bey; gözleri tını| —— L L L bara kay-İmediği kadar varmış.. — Ne düşünüyorsun Nermin? — Hiç! Selma pasta tabağını tuttu: — Pasta alsan a. — Yemiyorsun.. — Yiyorum; yiyeyim! Çay içilmiş pastalar yenilmişti. Salona döndüler, oturdular, konuşı tular. Nihadın karısı Nermin, beş dakika Nermin az konuşuyor, az gülüyor- apartıma- | du. Bir aralık Selma, yeni yaptırdığı bi robu misafirlerine göstermek istedi; — Gidip görelim. Nermin gitmedi. O görmüştü. — Ben gördüm ya! — Sahi unutmuştum. Nermin yalnız kalmıştı. Önündeki masanın üstünde bir çanta vardı. Bü çanta kendi çantasına çok benziyordu., Fakat kendisinin ki değil, Nahidenins ki idi. Eli gayri ihtiyart çantaya uzan- dı. Kalbi küt küt vurdu: — Acaba açsam mı? İçinden bir ses geldi: — Bile bile başkasının çantasını aç. mak ahlâksızlıktır. — Ama o benimkini açmıştı. — Bilmiyordu. — Param aldı. — Emin misin? — Hemen hemen.. Hemen hemen çantayı açacakti. Ya gelirse. Yok daha gelmez. Kıpkır« mizi kesilmişti. Duramadı, kendini tu- tamadı. Çantayı açtı. Çantada bir beş« Kiralık bir de on liralık vardı. — İşte on liramı almış. On İlirayı çıkardı. Çantayı kapadı. Biraz sonra döndüler. Nermin artık iyileşmişti. Düşünmüyordu. Konuşu- yordu. Gülüyordu. Konuşurken kalk- tı; müsaade istedi: — Erken.. Dediler. — Yok, dedi, kocam bekler. — Öyle ise güle güle! Güle güle çıktı. Güle güle kendi a« partımanına döndü. Kocası el'an do& yalara kapanmış çalışıyordu.. — Ben geldim Nihad. Bana yine u« nutkan çocuk diyebilecek misin?. Kocası baktı; şipşirin, taptaze, sap sarı karısı yanındaydı. — Diyeceğim ya, dedi, — unutkan çocuk olmasan, sana verdiğim on lirayı yazıhanemin üstünde unutur da gider miydin? Mü- Eksiltmesi diğer ilâna bırakılan 200 toakatod bakırının W/Nisan/ 1936 Çarşanda gürü saat 14 de kapalı zarf usülile eksiltmesi — yapıla- Talipler eksiltme saatından bir saat evvel teklif mektuplarını vermeli ve zeyil şartnameyi almakiçin 30 kuruşluk pulla 16/3/1936 tarihinden itibaren her gün Muhasebemize müracaat eylemelidirler. (1335) 13/4/936 tarihine müsadif duruşma « Mumaileyhin davanın — muallak — Belediye rustumu ve Vakıf icaresi ile 20 senelik Vakıf icaresi tavizi bedeli müzayededen tenzil olunur. Daha fazla malümat almak istiyen- lerin 34-908 numaralı dosyada mevcut evrak ve mahallen haciz ve takdiri kıymet raporunu görüp anlayacakları ilân olunur. — (1625) ilânen tebliğat icrasına karar verilmiş- (ilân olunur. Bozcaadadan Sevasti Çeşmelinin Ka-;sında bizzat gelmesi veya kanuni bir sabadan Dimitri Atinalı oğlu Niko ve'vekil göndermesi ve aksi takdirde da- mahalli ikameti meçhul Trasivuloya |ği tebliz makamına kaim olmak üzere — di eei e zasir Trasivulo haklarında açtığı davada, vanın gıyabında rüyet ve intaç edilece. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: