24 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

24 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-MEMLEKET HABERLERİ .e . İzmit Köycüler Birliğinin Verimli Çalışmaları Fabrikalara Stajiyer Kadınlar Gö;derilîyor, Susuz Köylerde Arteziyen Kuyuları Açılıyor, Nebat Hastalıkları İle Mücadelelere Hazırlanılıyor Merzifonda Lâmbalarını Tahrip Ettiler Merzifon (Özel) — Burada tuhaf ve garip bir hâdise olmuş, bir gece ge- hirdeki elektrik lâmbalarından 29 tane- si sopa, taş ve demir gibi ağır cisimlerle vurularak kırılmıştır. Yalnız — elektrik fabrikasına değil, karanlıkta bırakılmak suretiyle şehir halkına da zararı doku- nan bu çirkin ve yersiz tahribin kimler tarafından yapıldığı zabıta tarafından araştırılmaktadır. Edirnedeki Su Baskını Edirne, 23 (Özel) — Sular çekil- miş, seylâptan mütevellid zararın tes- bitine başlanılmıştır. Yalnız Büyük Mandira köyündeki zarar 20000 lira metreye hdu—lkuııı_şh Merzifon Müftüsü Öldü Merzifon (Özel) — Milli müdafa- İzmit köylü leri bir arada İzmit (Özel) — Ankara yüksek|yafeti verilmiş, Hava Kurumu kadın- |a yıllarında Müdafaai hukuk Cemiyeti İ zl'ıal Enstitüsü meyvacılık ve sebze; lar Kolu da ayni mmektöpte bir balo ver- tlik mütehassısı Dr. Claysberg Koca- *ide tetkikat yapmış ve bu havalinin *tbzecilik ve meyvacılık için çok müsa- olduğu, bilhassa Kandra ve Gebzede ciliğin buradaki köylü için mü- '“uı bir servet temin edecek kadar iler- '&eceği neticesine varmıştır. Bunun üzerine köycüler birliği ha- ete geçmiş, Kandradan 8 kadını he-| Ttke fabrikasında staj görmeğe gönder- küştir. Bundan maksad keten bezleri- hin islâhinı temin etmektir. Bu kadın- Lî fabrikada dokuma usullerini ve şe- Ülerini görüp öğreneceklerdir. Aadapazarında açılacak olan ipek- İik kursuna da stajiyerler gönderile- lir, : Köycüler birliği köyler ve köylüler | $ çok fuydalı olmağa başlamıştır. | $ Reisliği yapmış, memlekete pek bü- yük hizmeti dokunmuş olan Müftü miştir. Her iki toplantı da pek eğlen- Vehbi ölmüş, cenazesi hizmetine lâyık celi ve nezih olmuştur. bir törenle ve ihtifalle kaldırılmıştır. Alanya Halkevi Komiteler Seçimi İkmal Edildi ı musallat olan böceklerle mücadele birlik tarafından yüksek tazyikli tane gülverizatör alınacaktır. Bol olmayan bazı köylere de arteziyen Süyuları açılacaktır. Alanya Halkevi komiteleri başkanları Alanya ( Özel) — Halkevi komiteleri başkan ve üyeleri seçimi yapılmış- tır. Bu seçimde Halkevi genel başkanlığına Mühendis Macid Özkökten, dil, tarih ve edebiyat şubesi başkanlığına Muallim Nevfel, Soysal yardım şubesi başkanlığına doktor Ekrem, Ar şubesi başkanlığına icra memuru Kadri, göz- terit şubesi başkanlığına muallim Selâmi, kitap sarayı ve yayım şubesi baş- kanlığına ziraat bankasından Adil Bulut, Spor şubesi başkanlığına maliye tahsil müfettişi Kemal, köycülük şubesi başkanlığına Ali Barışkaner seçil- mişlerdir. Komiteler derhal faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Şimdi limanda demirleyen — Türk harp gemilerinin azametli, hâkim dü- dükleri işitiliyordu. Kasaba kaynıyordu. Bütün evler boşalmıştı. Herkes, çoluk, çacuk, ihtiyar, genç sokaklara uğramışlardı. Mektepliler, askerler durmadan marş okuyor, halk göğsünü şişire şişi- re onlara katışıyordu. Demir ağlarla ördük. Ana yurdu her yandan! Sakaklar, ana caddeler adam almı- yordu, Ş$imdi hükümet konağı önüne doğ- ru şiddetli bir akın başlamıştı. — Nutuk var. diyorlardı. — Gülten hanım nutuk söyleyecek. Bunu proğramı bilenler iyor- İzmitte Toplantılar Ü -—Si— — Bürhan Cahit — 24 -3 -869 k'kcleniz kıyısını yürdun kalbine bağ-| — Her ağızdan bir ses yükseliyordu: ktı'ıız. Zaten bir çarpan kalbleri kar-| —— Yaşa Gülten abla. tırdınız. Atatürk evlâtları en mes'-| — Hoş geldin Gülten Hanım. günlerini yaşıyorlar. Türk gençli -| — Gülten kardeşim, hoş geldin! ükranla, minnetle elinizi öper. » O bunların hangisine bakacağını, € yeniden kopan alkışlar arasında bangisine cevap vereceğini — şaşırmış, &$tu, Başvekilin clini öptü. Bu, kuı-ıkalıbulık arasında — tanıyabildiklerine n çalışkan gençlerinden, spor teş- eliyle selâm veriyor, pek yakinindeki- h“l reisi Kandemirdi. Başvekil bullcrı:: büz Türk evlâdını alnından öper-| —— Görüşelim, beni bul! At heyecandan — nefesler — daralıyor; Diye bir iki kelimelik cevaplar ve> 2ler yaşarıyordu. Bu ne tarihi gün-| riyordu. ; Bekleyen otomobillere bindikleri Vali programı takip etmek için ça -|zaman saatlerce yol yürümüş gibi yo- İ hyordu. Fakat artık ana baba günü | Yulmuşlardı. İstasyonu kasabaya bağ- Tuştu, ; vghyan. iki yanı ağaçlı geniş şose ardı a- Herkes koşup İnönü kahramanının |tası görülmeyen insan kafileleriyle dol- ni öpmeğe çalışıyordu. Ve Başvekil| muştu. Arabalar, yayalar, atlılar, ta-|" İpframda etrafını saran — yavrularına| bur halinde izciler, mektepliler ve as- ini yetiştiremiyen sevimli bir ba-| kerler. * Şefkati ile bu coşkun sevgi kaynağı Kalabalığın göze çarpan bir kısmı |l'tde en iyi bir gününü yaşadığını bel-|da kadınlardı. Bütün etraf köylüleri tden tebessümlerini dağıtıyordu. — |Kırk göze dökülmüşlerdi. met binasının önündeki merdiven sâ- hBu insan, heyecan ve sevgi kayna- ___!!k trenin mütemadiyen — öten d“' hanlığına dikildi. Orası mahşer gibiy- y durulmadı. düğü hâlâ işitiliyordu. Bir nehir halin-|4i, Bayraklar ve kaynaşıp duran insan Valinin bir işareti ile yol açanlar a: |de kasabaya doğru akan, yayılan karşi- |başları, dan heyet geçmeğe başladı. layıcılar, ziyaretçiler ve heyetler valinin Balkondaki kalabalık karıştı. Her ağızdan ağıza yayılan bu habe- ri duymayan kalmamıştı, Hey'et konakta hazırlanan — çayı i- çinceye kadar halk dışarda marş oku- yarak bekliyordu. Bir aralık kalabalık arasında: — Geliyor, geliyor! , Diye kestane fişeğini andıran heye- can verici bir haber dolaştı. Meydanı kaplayan binlerce insanın gözü hükü- / Simdi halk arasında başka bir kay-' zorlukla yerine getirebildiği proğrama =u= sustu. e haykı baş- u: için hükümet konağı önüne bi- erkes sustu. .. fısıldaşma ve haykırışma baş- l N İ ç tahmin edilmektedir. Sular burada dört | Yeni Ne Suretle İtalya, Avusturya, Macaristan başvekil- lerile dış bakanlarının Ramadaki konuş - delik hâdiselerin ilk sırasında yer almağa başladı. Daha iki yıl önce bu üç devlet, lamlamışlardı. Bu pakt neticesi olarak, Milletler Cemiyeli İtalyaya karşı zecri ted- birler tatbikma giriştiği zaman, Avusturya ile Macaristan bu tedbirleri kabul etmemiş ve İtalyaya karşı bağlılıklarını göstermiş - lerdi. Daha sonra Avrupa siyaseti, mühim de- Wğ;ıil:l'ıklı:m uğramak istidadını gösterdi v- |Avusturya ile Macaristanın İtalyadan fazla küçük itilâf ile hem iktısadi. hem siyasi Tanlaşıldı. Avusturya ile Macaristanın bu temayü lü bilhassa İngiltere kralı Beşinci Jarjun Te Londrada toplanan devlet adamlarının evvelâ İngiltere devlet merkezinde, daha sonra Pariste daha açık bir surette tebarüz etti. Bu mü - zakerelerin mühim neticeler vermesi bek- leniyordu. İştaremberz, bir aralık, memleketinin ea belli başlı komşuları arasında olan küçük itilâf (yani Çekoslovakya, Yugoslâvya ve Romanya) devletlerile anlaşmasmı uğrunda Habşburyr hanedanının Avusturya tahtına dönmesi meselesini muvakkat bir zaman için bertaraf etmek lehinde sözler söylemiş © |ve böylece küçük itilâf devletlerini hoşnut edeçek bir vaziyet almak istemişti. Küçük itilâf Fransanın mütteliki olduğu için Avusturyanın bu devletlerle anlaşmasnı » |Fransanın da yardım ve müzaheretini ka - zanması demekti. Fakat prens İştarember- gin bu teşebbüsleri müsbet bir neticeye varamadı. Bir taraftan Habsburgların va- risi olan prens Otto Parise koşarak hakla- Tti jmüdafaaya uğraşmış, — diğer taraftan Viyana, prens — İştarembergin — fazla ileri gittiğini söylemiş ve bu yüzden yatışmağa başlıyan şüpheler yeniden uyanmış, Yu - göslüvya Avusturyanın niyet ve maksat - larma iyi gözle bakmamağa başlamış, en mihayet aradaki konuşmalar karışıklık için- de kesilmişti. Bu hâdiseleri başka bir hâdise takip et- ti. Çekoslovakya başvekili Hodza yeni an- laşıma imkânları aramak için orta Avrupa- | da seyahat etti ve küçük itilâfı büyük bir blok baline getirmek için çalıştı. Fakat Macaristan, böyle bir anlaşmaya Yakında olanlar uzün boylu, vert elbiseli bir kadının; yol verenler a« rasından geçip parmaklığa yaklaştığı- ni gördüler. Meydanı çeviren bina duvarlarında #iddetli akisler bırakan müthiş bir el şakırtısı başladı. Balkona konan bir oparlör'ün önünde Gülten az — heyecanlı, çok samimi nutkuna konuşur gibi başladı. Ne kuvvetli sesi vardı. Ve ne zahmetsiz söylüyordu. Önce halkın eyi geyleri, faydah şeyleri nasıl benimseyip sevişini anlat- tı. Bu günkü heyecanın buna en canlı örnek olduğunu söyledi. Sonra Türk milletinin durmayan, daima ileri giden lunmadığını söyledi. — Bakınız, dedi. Başka milletlerin yüzlerce yıl başaramadıkları işleri biz bir kaç yıl içinde benimsedik. Meyda- na getirdik. Bu gün içimizde dünkü ha- Himizi bilen yaşlıları aramağa lüzum yok, Dünü hepimiz biliyoruz. Fakat © kadar ileriye bakıyoruz ki artık dü- nü görmüyoruz. Gözümüzde daima ya- yın var. Ve her bir gün bizim süratli adımlarımız önünde derhal yarın olu- yor. Şurası muhakkak ki Türk milleti için artık her şey, her hareket- yarın içindir. Dün, hatıralariyle, âdetleriyle, alışkanlıklarıyla geri dönmeyecek - bir ” Roma ' malay ve bu konuşmaların neticeleri, gün- Romada bir pakt imzalamışlar ve bunun- ha aralarındaki iktisadi münasebetleri sağ- sahada teşriki mesai imkânlarjnı aradığı b cenaze merasiminde hazır bulunmak üze- yaptıkları müzakerelerde Hattâ Avusturya başvekil muavini prens bir millet olduğundan bahsederek tari- hin bütün devirlerinde Türkün en ye- ni hareketlere önayak olduğzunu, Tür- kün seciyesinde miskinlik, gerilik bu- nlaşması Hazırlandı ? Bu Anlaşma Avusturya İle Macaristanın Küçük İtilâfla Meçhul Eller gokak | Anlaşma Teşebbüslerinin akim Kaldığını Göstetiyor girmeden hududunun tashihini istedi. Ro: manya 'ile Yuğoslavyadan,da sesler Yyük - seldi. Avusturyanın Habeburgları tahtla - fına iade etmesinden, Avusturya ile Maca: Tistanın yeniden birleşerek — komgşularının arezisine göz dikmelerinden endişeler iz - har edilmeğe başlandı. Neticede bu teşebbüs te bir muvaffa - kiyet kazanaımadı. Fakat Hodza ümidi kes- medi. Hiç olmazsa iktisadi bir anlaşmayı başarmak için çalıştı. Ve bu yolda küçük olsa da orta Avrupadaki gerginliği gev - şeten muvaffakiyetler elde etti. Çekaslo - vakya başbakanı bu müzakerelerde bil « hassa Avusturyaya iktısadi bir çok men« faatler temin edebildi. Nihayet hiç beklenilmiyen bir sırada tön bu hâdiseleri son Roma mülükatları ve müzakereleri takip etti ve siyasi, iktı - sadi mahiyette yeni anlaşmaların hazırlan- diği haber verildi, Sinyor Müsolini iki yıl evvel imzalanar Roma paktının yıldönümü — münasebetile Romada Avusturya, Macaristan ricalinin hazır bulunduğu ziyafette dün söylediği bir nutukta: #Üç devlet arasındaki dostluk ve azim.. Hâüdiselerle dolu son iki senenin güçlükle- rini muvaffakiyetle yenmiştire demekle, şüphe yok ki son aylarda vukubulan mü - külemoleri ve neticelerini kastetmiş bulu: nuyor. Yeni anlaşmaların mahiyetine — gelince bunları ancak metinlerine vükıf olduktan sonra tahlil etmek mün ——— v | DOLAŞAMAZSINIZ FAKAT İ A Son Posta DAKİ BİR. İl Bürün üLkeyi her cuu':otâı';! almıştır. Türk milleti asıl karakterini şimdi belli etmeğe başla- mıştır. Türkün karakterini iki kelime ile analtmak kabildir: — İstiklâl ve medeniyet! Türk onurludur. Türk gesurdur. Bu iki vaşfın verdiği netice de istiklâl. dir. Onurla yaşamaktır. Her Türk ka- dint yetiştirğidi yavrusunu karakteri- mizin bu iki yolundan geçirerek büyü- tecektir. Ve-her Türk çocuğu codade nn tarihleri yıkıp yapan bir kahraman ırktan — geldiğini bilerek büyüyecek. tir, «Gülten» in nutku daha ziyade bir konferansa-benziyor ve her keli mesinde müthiş alkış dalgalariyle kesi- liyordu . Genç kadın meb'us zahmetsiz, ye- rulmadan, - heyecana kapılmadan, fa kat heyecan verici fikirleri kolaylıkla bulup halkı tehyic ederek söylüyordu. Nutkunu şöyle bitirdi: — Arkadaşlarım, kardeşlerim. Altı yıl önce kasabamızdan — çıkarken bir mektep talebesiydim. Bugün aranızda sizin vekiliniz, meb'usunuz olarak bu- lunuyorum.. Bu, Elmalılı köylü kızın değerinden değil, yüksek seciyeli mil- letimizin medeniyete, istiklâle ve iler. lemeğe olan kabiliyetindendir. (Gülten) — alkışlar ve bir ağızdan fışkıran yaşa sesleri ile karşılanan bu cümlesine şu mütalcayı da ekledi : (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: