Sayfa Hergün İlerliyen dil İ amman Vans P, Alay ıymızı zanbak, kırmızı ve siyah, Ma- K dam Bovari, beyaz taş üstünde... 36-37 gazeteci senesini san'at ve edebiyat için bir hizmet yılı olarak sayabileceğiz. Di- van edebiyatının bitişinden sonra, arap harf lerinin uzun yılları böyle eserleri tanımak- sezin geçti. Dil de, bu dil değildi. Acaba, hâlâ, bugünkü dilimizi methedişime gü kenler bulanacak mıdır? Anatol Frans'ı, az çok, türkçeye nakletmek için, simdiki lisan inceliğini beklemek lâzımdı. Kim der ki Fransız dili, ber hansi bir kamumun eseridir. Kamuslar, saw'at, ede- biyat ve yüksek külüür eserleri içinde yuğ” rulup kendini bulan kelime ve terimlerin tesbit olunmasından ibarettir. Bir kelime, ancak, bir cümlede ruhlanabilir ve o le ile hügnte alınırsa, canlı manası anlaş labilir. Kılâvuzun bir çok kelimelerinin böyle hayat bulduğunu görmüyor musunuz? Da- “ hası var: Türk kelimeleri ile yabancı kül- tür dillerinin kelimeleri arasındaki anların birliğini tercümeler kuracaktır. Zekâlar fikirlerini anlatmak ihtiyacı içinde kıvra - narak yehi kelimeler veya kelimelerde yer ni manalar yaratabilirler. Edebiyat dilinin alabildiğine ilerlediğini söyliyebiliriz. İlim dili yerinde | sayıyorsa, “Türk ilim seviyesinin henüz edebiyat se - viyesinde olmayışındandır. Bunlar henüz terimlerini hangi esas üzerinden arıyacak- ların bile tesbit edemediler. Çünkü med- seseler, ve kopkoyu bir medreseden farkı “olmıyan eski hukuk şimdi yoksa da, sö - züm yabana kültür otoriteleri o ocaklar. dan yetişmeler elindedir. Mecelleyi karşi” nıza alınız da kültür konuşunuz; Biz yeni dile varıncaya kadar Divanla az mı bo * ğuştek? Viktor Hügo'yu: Öldürme ey avalimin Allahı ekberi Nurunla keşfi râh savap eyliyenleri.. diye tercüme ediyorlardı. Sanki bu Tisan- İn bötün şaheserler türkçeye oçevrilaeydi, ne olacaktı? Türk dilinde hemen en yüksek dillerin mükemmelliğini aryanlara sorunuz: Üni - versitesi, ilmi, kültürü, san'atı, | felsefesi, ber şeyi yeniden kurulma halinde bulu - nan bir milletin dilini bu şartlardan ayı - rarak nasıl düşünebilirsiniz? Edebiyat dili nasıl Türk san'at adamlarının seviye ve zor ilerleyişi ile bir ölçüde gelişiyorsa, Türk felsefe dili de Türk feylesofunun eseri ola- caktır. Düşününüz, arayınız, boyuna ya nız, oboyuna tercüme (oediniz: Ka- fanız o inceldikçe, (o derinleştikçe, (o ge - nişledikçe, dilinizin de, inceliğe, derin - liğe ve genişliğe kavuştuğunu göreceksi- niz. Her dil, o günkü halinde, o dili söy - yenin düşündüğünü ve duyduğunu an - latır kuvvettedir. Siz düşününüz, duymağa bakınız: Mutlak ifade edersiniz. Hadımın, dünyada güzel kadın bulamadığından şi - küyet etmesine kulak vermeyiniz. Eğer türkçe Paul Valery tercümesi için dar görünüyor, bu türkçenin darlığın - dan değil, Pasl Valiry sisliğindendir. Biliyor Musunuz? 7 — Nüfusu en az olan vilâyetimiz han- özidir? 3 — Kaç saylavımız vardır? £ , Resimli Makale Vaktile Romada, namussuzluk eden kadınları işkence kale- sine hapseder ve orada türlü işkencelere resim o vakit hiyanetleri tecziye için kadınlara tatbik edilen işkence cezalarından birini göstermektedir. Bugün de kadınların hiyanetini ölümle cezalandıran erkek- ler çoktur. Bu yüzden vuku bulan cinayetler pek çoktur. Fakat serlardanberi Dam işkencelere, gösterilen şid - | SON POSTA tâbi tutarlardı. Bu sidir, maddi değil yoktur. 5 vi a dete, yapılan tazyiklere rağmen bazı kadınların kocalarına hiyanet etmelerinin ve yahut fena yollara düşmelerinin önüne ge işti çilememiştir. Çünkü namus bir seciye, bir telâkli ve bir ahlâk mesele manevidir. İnsan ruhan namuslu olmak ihtiyacına inanmadıkça, onu cebren odurdurmanın imkân (Söz ARASINDA Devlete kilometrelerce Toprak Kazandıran şair Salon âdeta «edebiyat» çıların meb'u-| san meclisine dönmüştü. Hazır bulunanla- | tin hemen hepsi de ya şairdi, ya muhar - rirdi, yahut ta rağbet görmüş bir kaç roma- nın müellifi idi. İçlerinde yalnız bir tane matbaacı vardı ve münakaşa da onunla di- ğerleri arasında geçiyordu. Matbancı: — Türk devleti kuruldu kurulalı hiç bir zaman bu devirde olduğu kadar bilginleri- ni terfi etmemiştir, kıymeti olan herkese mutlaka iyi bir iş vermiş, bir çoklarını da saylav yapmıştır! diyordu. — Ben bugünkü yerimi yazılarımla te- min etmedim, unutmayınız ki devlete bin- lerce kilometrelik toprak temin etmiş bir adamım! Dinliyenledden biri anlıyamamıştı, ya- nındakinin kulağına eğilerek: — Kumandan mı idi? diye sordu. — Hayir, bir tahdidi hudut le nunda kâtiplik etmişti. * Tayyare Ile Yarış Eden Şimendiferler Havalarda tayyarelerin temin ettikleri sürati Almanlar yer yüzünde elde etmek istiyorlar, Berlin ile Hamburg arasında iş- İiyen bir (otoray) - dizel motörile işliyen benzinli şimendifer - saatte 200 kilometre süratle gitmeğe muvaffak olmuştur, Yal - nız bu sürati uzun müddet temin edeme - diği için şimdi bu derde çare aramak ü - zere araştırmalar yapılmaktadır. * Bu Da Amerikalılara Mahsus Usul Amerikanın bir eyaletinde dört senede bir gelen seneci kebiselerde evlenmek için müracaat eden çiftİdrden harç ahınma - . Yalnız bunun için şart vardır. | | İması, ve sevgisini erkeğine kızararak söy- lemiş olması icap etmektedir. Amerikalı kızların, harç vermeği, aşk- larını hâkim huzurunda itiraf etmeğe ter-İL 4 — Nüfusu 25,000 den fazla kaç şeh-| cik ettikleri görülmekte imiş. rimiz vardır? 5 — Ankara - Sivas hattının uzunluğu | /” kaç kilometredir?. (Cevapları Yarın) * (Dünkü Suallerin Cevapları) I — Sefahati ve zulmü ile meşhur olan eski Roma İmparatoru (Sezar) dir. 2 — Güneşin ziyasını muâyyen bir nok- Sabahleyin matbaamıza gelen bir dost — «Gece Beyoğlundan bir Harbiye - bindim. 6 kuruş 10 para vererek Aksaraya kadar bir bilet aldım. Tramvay bu hattın son noktası olan Valde camii önün- de durdu, indim. Baktım ki arkadan bir (Sirkeci - Topkapı) * basi tanburi Cemil merhum hayatta daima yorgun, daima muztarip olarak İSTER İNAN HERGÜN BiR FIKRA Yazık, hayran olurdunuz! İstanbul radyosunun sevimli spike- ri, yüksek sanatkâr Mes'ut Cemilin ba- yaşamıştı. Üstat, dehasına hayran olan o va- kitki kibarlardan bir zatın Erenköyün- deki köşküne gitmiş, bir iki gün kalıp ta şöyle dinlenmeyi murat etmişken, tahtakurulardan bizar olarak ertesi gün geri dönmek mecburiyetinde kalmıştı. Bu macerayı bir gün Reşat Fuat Bey merhuma hikâye ederek — İşte böyle oldu. Bu sefer de ken- dimi dinliyemedim! Deyince, zarif olan Reşat Bey, üs - tadın tanbarunu telmih ile: — Yazık! dedi. Büyük bir fırsat ka- çırmışmınız. Kendinizi dinlemiş olsa idi- niz, siz de bizim gibi hayran olurdu - Rp e değ BULMACA e e e İİ le Soldan sağa: I — Bir kıt'a. 2 — Yırtıkları kapar, Bir milyar altın ı Liranız i Olsaydı! Bir milyar altın liranız olsaydı ne ya pardınız? Evvelâ 322,580 kilo altını ne - reye koyasağınızı düşünürdünlz, değil mi? Bü bağiuldyi yerinden “ kıpırlaknak içim 6000 kuvvetli hamala ihtiyacınız olurdu. yere nakletmek isteseydiniz her biri beş ton alan 65 vagon istimal etmek mecbu - riyetinde kalacaktınız. Nasıl milyarder ol- maktan vaz geçtiniz mi? yemedikleri malümdur. Karnaval kelime- si de italyanca ete, elveda manasına gelen (Carne-Vale) terkibinden alınmıştır. lisan âlimleri bu kelimeye başka men- teler aramak istemişlerse de en akla ya- kını yukanda izah edilenidir. 6 — Büyükler. 7 — İçine kitap konur, barp otobüsü. 8 — İziyet, âb, beyaz. 9 — Su konur, polis tâbir 10 — İçine eşya konur, işaret edatı. 1l — Lâbim, yemek, Hemme | kğ: Yukarıdan aşağıya: | — İstanbulda bir semt. 2 — Vaaz eden, diş ismi. 3 — Derinlik, ceset. 4 — Çocukluk, çocuk doğurtan. 5 — Akset - mek, beyaz. 6 — Kavga, metot. 7 — Es- ki Misir şehirlerinden biri, kırmızı, 8 — baston, terslemek. 9 — Çorbanın koyusu, dişi rakip, 10 — Gezinti gemisi, denizde bulunur. 11 — Büyük Önderimiz. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağa: I — Ayasofya. 2 — Masır, av. 3 — El, kuyu. 4 — Rı, sak. 5, — İnkâr, tiz. 6 — An, acul. 7 — Aize, meret. 8 — Nadya. 9 — Ax kir, aşk. 10 — Ham, met, Yukardan aşağıya: | — Amerika, ay. 2 — Yalın, şa, 3 — vakti gösterir. 3 — İyi gören, sonuna bir| Ans, kaza. 4 — 5, inne. 5 — Ork, nim. ilâvesile ahmak olur. 4 — Çok degil,(6 — Ur, avare. 7 — Yay, cet. 8 — A- heykel, 5 — Pasaport moamelesi, asker. vusturya. 9 — Aile. 10 — Nakz, taka. anlattı: Aksaray tramvayma Yedikule) seferini 300 metredir. İSTER İNANMA! inin önü, Sirkeci - Aksaray Muratpaşa camiinin önüdür. Sordum — Fakat bu üç istasyon arasındaki mesafe en çok yapan tramvayda Aksaray polis merke- Topkapı seferini yapan tramvayda be Şubat 427 pe Sözün Kısası © Çin işi.. di Japon işi. E. Ekrem-Talu—İ —.. Bunu yapan üç bin kişi, Yazi * yorl. Capon ihülülini yazı.yoo.ri İkinci tabıt, Kurnaz ve afili bir müvezziin kosarak” tan sattığı gazeteyi elime alıp şöyle bir göf wezdirdim. Japonyada gerçekten bir is yan çıkmış. Tıpkı bizim meşrutiyeti tal öden 3l marta benzer bir hareket. Ulak tefek gördükçe, içimizde, Karamusal sepe” tine benzetmek arzusunu duyduğumuz ba: lim, selim Japoncuklardan böyle zorlu. v8 kanh bir ibtilâli kim umardı? Olmuş işte! Hem de işin tutumu şim * diki halde insanı ürkütecek mahiyette, Tarihin bazı devirleri olüyor ki, Âdem oğullarımn üzerinde bir teviye tesirler ya” pıyor. O devirlerde insanlar vurucu, ka # sici, yakıcı, yırber olmak ihtiyacını duyur yorlar. Zihin, bunu gördükçe aym, güne şin, yildizlarin vakit vakit, kürenin üstüm” de başka başka tesir yaptıklarına inan * mak istiyor. İşte iki yıldanberidir biz böy“ © le bir tesir altında, hep biri birimizi yemek" istidadını gösteriyoruz. Ortalıkta harp ke“ kuları, cidal emareleri, çekişmeler, di * döşmeler eküik değil Dünyaya müvazenes ©) yi kaybettirmemek için devlet adamlari | hiç bu kadar uğraşmış değillerdir sanı * Haydi, insanlar için böylel Ya hayvam lara ne oluyor? Geçen yıl, hatırlarınızi © Kartallarla leylekler o kapışmışlardı. Bu sene de, torik balıklarile uskumrular haf? ediyorlarmış. Tanrının. denizine münmiyan |! bu mahlâklar, İtalyanların o Marenostrum |" nazariyesini kıskanmış olacaklar ki Mar * © maranın hâkimiyetini aralarında paylaş” mayorlarmış. İnsanlar; istedikleri kada Londrada deniz konferans kursunlar, De nizlerin üstü onların ise, altı balıklarım Hem de tpki insanlarda olduğu gibi, bâr “| kimiyet kâvilerin. i Bu gidişle, ister misiniz, Cenevredeki | Milletler Cemiyetini tanziren, Karadeniz * de bir balıklar cemiyeti kurulsün; torik * lerle uskumruların davalarını hal için, pisi © | balığının reisliği altında, mürekkeb, m€ | zid, izmarit, kaya, levrek, orkinoz, teki istavrit, mercan, kırlangıç, bamsi, lüle çorçor, lâpina, dil, kolyoz, gelincik balık” larından bir On sekizler komitesi teşkil # | dilsin; ve bu komite gümüşe, kıhca kalkana ambargo koymağa kalkışsın ?. Olur mu? olur! Japonlar da isyan et * tikten sonral, m, l Pi 7, Ve 9 l Hâdiseler Karşısında: myrammeammantizn aim Kütüphane masalı Evvel zaman içinde: Umumi kütüphanelerdeki © kitapl3!* kurtlar munallat olmuşlardı. Kitapları Yİ yor, karınlarını doyuruyorlardı. Böylece yıllar. geçti; kurtlar Kitaplar küçüldü. Bir bayır sahibi, kurtlardan arta kala. p kırıntılarını bir yana ayırmak ist€ © Fikrini etrafındakilerine söyledi. Düşündüler. taşındılar. doluya koyd”” lar, almadı, boşa koydular dolmadı. hayet karar verdiler: Bir komisyon toplanacak, bu işi halle * decekti. a) * A büyi di. Bugünlerde : Komisyon toplandı, kitapları hatim kurtları itham etti, nihayet en evvel liyeceğini en sonra söyledi: w — Asri bir kütüphane yapunlmal taplar oraya naklettirilmelidir. A Pİ © ta etrafında topliyan vasıta aynadır. bilimi ire, iie örlamep 30 para versek Tepke- Biletçi ei Olabilir, fakat siz bu tramvaya o 300 metre * Edam da «damn | ve pir bile tedi, : 7 içinde bindiniz. Binaeneleyh 6 kuruş 10 para vereceksiniz. Ahır zaman içinde: ğ ” oanamında idam; Biletçi — 6 kuruş 10 paradır efendim! dedi. ” n a zi elik ia ; mahküm edilmiş olan Lavohier. Bicikdeğe ikiyi Çaresiz; tramvaydan inmemek için parayı çıkarıp verdim, zi Galin yiçlei Gk ye tecrübesinin ikmali işin hükmün öç gün mea Çilekli bu mekte Aksaray değildir. ve bu'sırada da yeni Bir: gey Öğrendim, izamvay çieketinim İle, ki kitaplar, Kördphanaya pese SEE sonra infaz edilmesini istemişti o Meclis ğer REZ. z Sordum — Nasıl olur? Demin bindiğim Harbiye « Aksaray | defterine göre bu semtte üç tane Aksaray olduğu gibi köp- || dilemedi. z arşı cümhuriyet âlime muh-İl tramvayı beni burası (Aksaray) dır, diye indirdi. rönün İstanbul ucunda da üç tane Eminönü vardır. Biri cad- Kütüphi islkie Ladü, yar © taç değildir, demiştir. İ © süzaişi Biakiale, çeki Glleebiye © Albilüş) selinler İ, dünle sağmula, "ki slmle, Güle phane © yapılıncıy Yazik kitapları yemekte devem eti İmedik bir kitap deği, bir kitap yar" ile biraknıatışlardı. 4 — Takvime göre bahar 22 martta © baslar. 5 — Osmanli”devletind yapan ikinci padişa yapan tramvayda Aksaray Valde camiinin önü, (Sirkeci - | buna ey kari; İSTER İNAN İSTER İNANMA! e