& Sayfa Erkek hay e dutlara taş çıkartan bir genç kız * dd IÇok genç ve çok güzel olmasına, iyi bir aileye mensup bulunmasına rağmen, on dört sabıkası var, iki defa da hapishaneden kaçmış, şimdi mahkemede Bir kaç gün cevvel Paris cinayet mahkemesinin karşısına suçlu olarak 23 yaşlarında güzel sarışın — bir genç kız çıkardılar: Matmazel Fran - ve siz... Bu sarışın dilberin suçu yankesici - lik, hırsızlık, sahtekârlıktır. Şimdiye hesap veriyor | | kadar 14 cürüm işlemiş, iki defa ha -| pishaneden kaçmış, bir kaçakçının hem kâtibesi, hem de metresi olmuş- tur. Mahkeme bu davaya bakarken - iyi bir aileden olan genç kızın daha on beş yaşında iken ilk hırsızlığı yaptığı- nı meydana çıkarmıştır. Fransiz henüz serpilmeğe başladığı bir çağda dayısının para çantasını çal- maış, bu yüzden 'allesi bir -zabıta me- muru çağırarak bu cürmün ödilmemesi için Üaüm — jeln. - tezyiki yapmıştır. Fakat aradan bir kaç ay sonra Fransiz bir gün annesinin beş yüz franğını çalarak kaçmıştır. boşa — çıkmış, tekrar geçtikten bin Bütün araştırmalar genç kız fişıkı kaçakçı ile beraber yeni başlamıştır Bir gün Parisin büyük mücevherat mağazala- rindan birine gitmiş, en ağır mücev - heratı seçtikten sonra bunların Bordo fabrikalarından birinin sahibi olan ba- basiyle birlikte oturdukları otele ge - tirilmesini söylemiş. Mağaza — sa- hibi bu mücevherleri bir çantaya koy- muş, on dakika sonra otele gitmiş, sah- r isim taşıyan Fransizin dairesine hırsızlıklara te girmiş ve genç kızı karşısında bul - ha bir mektup yazmış ve aldığı cevap-| muştur. | zabıtaya da baş vurmuşsa da - sarışın dilber bir türlü bulunamamıştır. | Fransiz üç ay sonra bir üniversite İtalebesi kıyafetinde Parisin meşhur bangerlerinden Harvat isminde birine giderek bir kart uzatmıştır . | ü Bu kart bangerin en samimi dost - larından birine aittir ve genç kız: — Babam size hürmet ve sevgileri- |le beraber kartını gönderdi. Beni Pa- ris otellerine emniyet edemiyor. Bil - İmem ki, galiba sizde misafir iğum, demiştir. kalaca - Banger, genç kızı evine götürmüş, ailesiyle tanıştırmıştır. Fakat bir kaç gün sonra genç kız. bangerin evine gelmez olmuştur. | Meraka düşen banger derhal dostu- |ta dostunun kızının. 15 — gündenberi Sarışın şeytan mücevhercinin elin- bastanede ağır hasta yattığını öğren « deki çantayı alarak: — Hele siz biraz bekleyin, babam ediyor. — Kendisine göstereyim de alınacak olanların pa - rasını getireyim| demiştir. Salonda kalan kuyumcu beş dakika, on dakika, yarım saat bekle- diği halde bir ses çıkmayınca dehşetli bir korku içinde matmazelin girdiği o- daya dalmış, ortalıkta kimseyi görme- yince Avazı çıktığı kadar haykırmaya başlamıştır. Etraftan yetişen otel müstahdemini Mis Klara Boan'ın on beş dakika ev- vel çıktığını söylemişler, mücevherci Genç Kızların Müşterek Dertleri Dün Ankaradan dört beş — kızdan mektup aldım. Hepsinin derdi n VÜR üi l Z. Z. vumuzu ile yazanın derdi şu: Bir gençle tanışıyor ve sevişiyor Fa- aşağı miş, dolandırıldığını anlamış ve evin- ,de yaptığı araştırmada mücevherle |nin yerinde yeller estiğini görm r. Fakat Fransiz bu defa izini kaybe - |dememiş, polisin eline düşmüştür. | Ancak hapishaneye götürülürken |bir manevra ile yakayı sıyırmış, — iki ay sonra da büyük bir fabrikatörün imzasını taklit etmiş, bir Gangster çetesiyle birlikte bir tüccarı dağa kal - :dırmı;. fakat nihayet kat"? olarak ka - pana kısılmıştır. Sarışın dilber, şimdi mahkeme hu- zurunda ter dökerek hesap vermekte- ldir. kat arkadaşları onu kıskanmışlar ve sev- (l gilisine kendi hakkında bir takım dedi kodular yapmışlar, arkadaşlarına kızı- yor. Genci sevdiği için bu dedikodu- lardan mütecesir oluyor. Bu bir dert değil.. Demek ki arka- daşlarılı eyi seçememiş. Yapacak şey onlarla münasebeti kesmek ve sevgili- sini onların tesirinden kurtarmaktır. * K. H. S. rumuzlu genç kızın sevgi- Ksini diğer bir arkadaşı seviyor. Bu vaziyet onu kukançlığa sevkediyor ve ne yapacağını bilmiyor. Bu kız da birincinin ayni. Bu da arkadaşını seçerken aldanmış — demek. F. H. T rumuzlu genç kız geçen yaz bir gençle tanışıyor Ve onu seviyor. Genç de ona karşı lâkayd değil. Fakat biribirlerine bislerini göstermeğe cesa- Yalnız kız erkeğin beğenmiyor. Bu — sebepten kendisini bir çıkmazda görüyor. Erkeğin mesleğini bilmiyorum. Mes- lek sevmemek tuhaf bir şey. Fakat bir erkek kadın hatırı için meslek değişti- remez. Değiştirirse bedbaht olabilir. Bi- naenaleyh ya o erkeği olduğu gibi ka- bul etmeli, yahut bu sevdadan vazgeç- meli. Başka çare göremiyorum. W M. F. S. rumuzlu genç kız eline ge- çen bir fırsatı kaçırmış. Şimdi pişman. Kendisini saven genç artık ondan uzak- laşmış. Fakat o şimdi genci daha çok seviyor. Öyledir, sevgili kaçtıkça kıymetli o- kır. Fakat o kaçıyor diye yüz vermeğe kalkmak tehlikelidir. Kendinizi bu teh- likeye düşürmemeğe çalışınız. TEYZE ret edemiyorlar, mesle, SON ;POSTA “Çocuğumu Alacak hayır Sahibi yok mu? Yuvası dağılan işsiz bir babanın acıklı hikâyesi Adeta yan çıplak bir adam!. İri kemikli, mavi parlak gözlü, penbe eyaz ablak — çehreli, 27 - 28 yaşlarında erkek güzeli bir genç. Kucağında mavi ör- me bir yün ceket giydirilmiş, babası ka dar güzel ve gürbüz bir yaşında bir kız ço- |cuğu var. | — Sicim gibi bir yağmur altında ıslana 1-- İlana matbaaya kadar gelmişler. Baba Tâf söylerken kekeliyor: — Benim diyor, iki çocuğum var. — Allah bağışlasın. — Amin.. Amin amma ben bakamıyo- rum bu yavrucaklara. Bu kucağımdakini bırakacak bir yer arıyorum. — Neden? — Uzun hikâye., Onu sonra anlatırım size, Siz şimdi bana bu yavruyu emzirecek bir yer gösterin. Ona bir parça süt emdi- İrelim. — Anası yok mu bonun?. — Yak. — Öldü mü? — Hayır ölmedi; kaçtı. Zaten aramızda medeni nikâh yoktu. Dört senedir imam nikâhı ile otüruyorduk. Ben o zaman Fe- nerdeki Çeltik fabrikasında çalışıyordum. Sonra bu fabrika kapandı, ben de açıkta kaldım. Mecit adında 3 yaşında bir çocu- dört n doğrusu. Annesi - de Mecit neyse üç a. Ona ben baka- ğum daha var. Annesi ile beraber boğaza bakama açlığa dayanamadı, yaşında babacan biliyorum. fakat buna... Hulâsa bunu alıp emzirecek, kendine evlât edecek, bakıp büyütecek, helâl süt (emmiş bir insan arıyorum — Kreşe götürdün mü? — Götürdüm, fakat almadılar. Biz ba- balı çocukları alamayız dediler. Kapıdar çevirdiler. — Adı ne bu bebeğin? Yücel, Daha bir yaşında. Yücel çok sevimli, uslu, cana yakını bir Yücel ve babası bebekti. Bakımsızlığına, kirliliğine rağmen matbaada kucaktan kucağa dolaştı Genç, çalışacak, kazanacak bir halde olmasına rağmen evlâdinı bir -başkasına vermeğe razı olan baba pek hoş görülmü- yordu. — Hiç adam evlâdından aynrılır mı? Hiç İmi muhabbetin yok senin bu sevimli bebe- ;ğrı | — Sevmez miyim hiç. Ciğer pârem on- lar benim, fakat ne yapayım. Vermezsem açlıktan, bakımsızlıktan ölecekler. Evlâdının ölüsü üzerinde ağlamaktan- sa, onu yaşadığını bilerek — hicranına kat- lanmak bir baba için daha hafif bir istırap- tır. Pejmürde kılıklı, genç adam adresini de yazmış, hazırlamıştı. Masamın Üzerine biraktı: — İşte adresim dedi. Yazın gazeteye.O- luç ki bir hayır sahibi çıkar da bu yavru cağı evlâtlığa ahır ve belki de bu onun i-|maralı evdeki soğuk ve ıslak odasına doğ-İhikmeti nedir? çin hayırlı olur. Yoksa bakımsızlıktan ö- lecek bu yavru. Ve yine çocuğu kucağında ip gibi ya- _Amerika Mektupları : Soğuklar Amerikalıların yaşayışını aıjtüst etti Otomobiller nehirler üzerinden gidip geliyorlar, yıkanmayı bırakın susuzluktan sabahları dişler bile fırçalanmıyor | evyork, şubat (Hususi) — Bu- rada müthiş soğuklardan yaşama tarzı büsbütün değişti. Her taraf buz tabakalarile örtülü. Nehirler bi- rer tabii araba yolu halini aldı. O - tomobiller nehirler üzerinden gi - dip geliyor. Sabahları kapınızın ö- nüne bırakılan süt taş gibi. Su boruları donduğu için hamam yapmağa imkân yok. Hattâ dişler bile fırçalanmıyor. Hararet derecesi sıfırın altında on sekiz, ilâ yirmi, sokaklar kar de- ğil, buz tabakalarile örtülü olduğu için kayıp yere düşmek işten bile değil. Otomobillerin — tekerlekleri zincirli olduğu halde kayıyor. Soğuklar biraz şimalde daha müthiştir. Sıfırın altında 45 ve 48 derece arasında. Buralarda — insan yaşamak zevkini kaybediyor. Ge - çen hafta 267 kişi soğuktan donup öldü... | Havanın bu kadar soğuk olma - sına rağmen Nevyorkta durgunluk- tan eser yok... Dişçilerin Ziyafeti Geçenlerde Commodore otelinde |verilen dişçilerin ziyafetinde ben de (bulundum. Üç bin meslekdaş bü - yük bir sükünet içinde yemeklerini |yediler. Ve biraz sonra da kafaları yorulan bu insanlar uyuklamağa başladılar.. Yeni Bir Keşt İşte tam bu sırada Kolombiya ü- niversitesi diş cerrahçısı profesörü Leroy L. Hartmann, meslekdaşları- na yeni bir keşfinden bahsetti. U - yuklıyan gözler birdenbire açıldı. Hiç kimsede uyku kalmadı. Herke ğan yağmurun altında sokağa düştü, F: tihte Atpazarında Refah sokağında 72 nu- İru yürümeğe başladı. Onun arkasından düşündüm. — Kimsesiz meme çocuklarmı bakmakla Nevyorkta bir gece manzarası üstadı dinliyordu... Yeni keşfattil İuyuşturucu ilâcm formülünü bul ' duğunu, çürük — ve Covite teda vilerinde, bize şeşi beş gösteren gi? gırlı aletin asabı bozan tesirini bi$ setmiyeceğimizi tecrübelerle etti. Artık dişçi sandalyelerinin üz€ rinde can çekişir gibi inlemek kal madı. Bundan sonra dişçilere lıerbf' gider gibi gidilecek. Darısı bizif başımıza... Bunu haber alan meşhur bir Aİ' rikan firması, ilâcın inhisarını * mak için mühim bir servet teklif © mişse de doktor bunu reddetmiş$' Tiyatrolar Hıncahınç Her tarafın buzlar içinde b“llı duğu bu sıralarda tiyatrolar, li"" malar her gece dolup boşalmakt” dır. Son günlerde Nevyorkta ftf sızcadan İisanımıza «Sekizinci” mile merhum İbnirrefik Ahmet rinin adapte ettiği piyes büyük " vaçta. Herkes ondan bıhıel:m; Ve Nevyorkun Fransız tiyatros! lup dolup taşıyor. Siyasi Vaziyet Mektubuma — nihayet vef'“*J biraz da siyasi haber vereyim: l Kongre harbe iştirak etmiş ©" , lara 583 dolar vermeğe karar v di. Bonnus kanunu denilen ::f rar bütçeye tam kırk milyar malolacaktır. y Burada mevcut kanaate lö'î, kümet bü yükün altından sıy?" 'İ |için vergilere zam yapacak, Y.'“. # elile verdiğini sol elile alacakt” 4 c « A$) mükellef olan Kreş bu çocuğu alm” / nasız yavruya süt bulmazsa, kuf“’ , W Orası ne için ve kimler için t67? miştir? y ş Sait