X SFAĞA Her Memleket Kendi Tayyarelerini Kendisi Yapmakla Mükelleftir Birçok Tayyarg Biriktirmek Değil, Fabrika Yapmak, Mü- hendis Yetiştirip Yarının İhtiyacını Karşılamak Lâzımdır Yazan: İhtiyat Erkânıharp Binbuaşısı 4Milletlerin tayyarecilik faaliyetlerini aldıkları — tedbirleri her gün millete söylemeliyiz. sadece bilmesi ve bu meselede bunları cilikte nasıl çalışılması lâ- zim geldiğini anlatmak için kâfi bir teşviktir.» İsmet İnönü Yukanya koyduğumuz satırlar, Türk ı"”ıre Cemiyetinin 1932 senesinde top - İamış olan beşinci kangresinde — sayın| başbakanımız general İsmet İnönünün Bölemiş oldukları — mutukdan — alınmıştır. Ürk vatandaşı tayyareciliğin bugünkü Vadiği yüksek merhale hakkında, ancak | Bözetelerde okuyabildiği yazıların geniş -| Nisbetinde bilgi sahibidir. Bu bilgi ona, butün en süratli uçan tayyarenin — saatte İaç kilometre yapabildiğini; ea yükseğe '::— fayyarenin yerden semaya doğrü *S bin metre uzaklaşabildiğini Lindber - Tn Amerikadan Avrupaya ilk geçen tay- Yareci olduğunu belki öğretmiştir. — Fakat hangi bir bava taarruzunda, bu tayya-| Telerin ne gekilde kullamlabileceğini, buna :_"' de nasıl korunmak icap ettiğini bi -| ler her halde çok azdır. Biz daha ge-| 'lerde Türk vatandaşlarını Tayyare Ce- ı'l’l“i'-e yardıma davet edea sayın Baş - akanumızın işaret ottiği vazifenin kendi ı""'ııiıı düşen kısmını, bir Türk vatan -| '::ul. ve kudretimizin yettiği dere « dayı cede Sütuml, ü ü « kşacağız. larda yerine gelirmeğe ça -| E * Vvelâ şunu söyliyelim ki efilân dev - ttin üç b ü üç bi £ el n tayyaresi var» denilince hemen tayyarenin hep birden, kara bu: Ceğini bir yurdun semasını lıîpln'ywer'c. ._m"îınneımunrııd.ı. Çünkü bir defa &, “elerin muhtelif cinsi ve nevileri var. .J:"B'îıı tayyare ise ayni vazifeyi göre- Ve ç A bir. Her devletin kendi coğrafi Si vaziyeti bütün tayyarelerinin ayni "m:y İmgi Pet ve hedel üzerine saldırmalarına © vermez. Bu da ikil « - Pekâlâ, 3000 y de ti olan bir devlet, düşmanı Üzerine ” Yaçı dar tayyaresini sevkedebilir?» di -| gç “iniz!.. Bunun uluorta tayinine im - K, Yoktur. Yazılarımızı takip edecek o - Skuyucularımız bu sualin cevabını, ve-| KA malümatı okuduktan — sonra, k kendilerine çıkarabileceklerdir. | Yr, G€ guna işaret etmeliyiz: Yukarıda; n üç Çkin diye tesbit ettiğimiz nokta -| ı"'-ı önceden söyleyişimizin sebebi hal- SA di çöle, rasladığımız mübalâğalı zan- 'et, tehlikeli bir harp G 'akat kendisile başa çıkılamı - üp L Yasıta değildir. Yeter ki ona x *Tuyucu tedbirler alınırken bu ko - (ay)' . Vasıtalarının en başında — gelen İak 8) den de kâfi miktarına sahip ol - İş EöMır gözönünde tutulsun. Bu iti - tteeş “kiye Cümhuriyeti hükümetin ne blağ par betli bir yol üzerinde yürüdü - *tinen kabul etmek gerektir. * Ti, bir kısmında, hattâ okumuş olan- | AA Um Xe tayyare, 1 Vdi 'ı_%_ı:kııyy_u.ı. yapacakları — işlere te Cekleri vazifelere göre cins ve ne- F aa ul-hı Tahım : ı:,:- İ:"îv!uııue tayyareler için, asker - türlü vazife mevcuttur. Bu vazi - 1 lardır: KÇA Dü ar Düşmana doğru, çok uzaklara B';"'-k, keşif yapmak; N,“' hıMuııneıı düşman hedeflerini ta- İt “da bulundurmak. G rini erdeki canlı ve cansız düşman pit Bulup bombalamak. Göonlş, Havadaki — düşman — hedeflerini tap * TAyyareler) bulup ortadan kal: a Vazifeye nazaran da üç muhtelif Teye lüzum vardır. Çünkü bu sON POSTA Yarınki hava harpleri böyle olacak vazifelerin her üçünü de başaracak tipte tayyare yapmak mümkün olmamıştır. İşte bu sebeple tayyareler umümi sürette üç san tayyereleri , düşman istikame - tinde, çok uzaklara kadar uçup yere inme- len dönmek mecburiyetindedirler. Bu se- bepten fazlaca benzin taşımaları; düşman tayyarelerinin takibinden kurtulmak ve u- zun mesafeleri çabuk katetmek için ayni zamanda çok sür'atli almaları; — icabında kendilerini düşman tayyarelerine karşı mü- ise makineli tüfekle techiz edil- zımdır. Bundan maada, bu tay - n çok yükseklerden uçarak düşmü- n hedeflerine var « ylemektedir. mümkün mertebe hafif te eder. İşte her men üne görünmec Bu sebeple olmaları — icap maları da i leket kendisi için bir (ke- yaresi) tipi tesbit ederken ilk düşü- belli başlı « Bu e- saslardan “ayrılmamak şartile diğer başka iktiza Bir keşif tayyaresinin, keşif gf ta; nee aaslar bunlardır. şartların da gözününde tutulması eder. Meselâ neticesini kurnanda: mesi çok mühimdir. Çünkü kumandanlık gerek düşmanın makandını bu keşiflerden iğa müutlaka verebil- meydana çıkaracak; gerekse kendi mak - sadını elde etmek için düşmanın hal ve vaziyetine göre tedbir ve tertipler alacak- tır. O halde bir keşif tayyaresinin keşiften sağ ve sağlam dönmesi için hatıra ne gibi makul bir tedbir gelirse bu tedbir alınma- hdır. Bu tedbir ne olabilir?.. Bugünün ileri tekniği keşif tayyarelerini, gözle görmek suretile keşif yapmak mec- buriyetinden ve güçlüğünden ğraf almıştır. kurtarmış; Kgüzün yerini fo! Fotoğraf makinelerinin ve malzemesinin çok terakki etmiş olması ise pek yüksek - lerden bile fotoğraf almağı mümkün kıl - mıştır. O halde keşif yapmak için mutlaka alçaklara inmeğe lüzum yoktur. Böyle o- lunca, karadan yapılacak keşif tayyareler vermek — ihtimali çok atışlarla zarar azdır. Zaten keşif tayyereleri tek başlarına uçmak suretila hem görülmekten, hem de motör gürültülerini işittirmekten sakımır « lar. Şu halde bunlar için karadan gelecek tehlike büyük dı Jir ve tehlikeye nek fazladır. korkul (av tayyareleri) dir. Bünlar, keşif tay - göre Lük tedbir almayı dü: keşif tayyarclerinin düşmanları yarelerine nazaran daha hafif, daha sür'at- lidirler. Her hangi bir düşman tayyaresinin c. D motör sesi ve bu tayyarenin uçuş istika - meti fenni dinleme aletleri ve haber alma vasıtaları ile tesbit edilir edilmez bu (av tayyareleri) derhal uçurularak — hedefleri Üzerine saldırırlar; avlarım — düşürünceye | (ve yahut yere inmeye mecbur edinceye) kadar onun etrafında pervane gibi döne - rek Üstten, arkadan, yandan.. Hülâsa en uygun istikametten ona hücum ve makineli tüfeklerile ateş ederler. Şu halde keşif tay- yarelerini av tayyarelerinin pençelerinden kurtarmak için ilk anda hatıra iki şey ge - lebilir: | Ya bunların sür'atlerini daha çoğaltmak, 2 — Yahut bunları makineli tüfek ateşlerine — karşı zırhlamak.. -Fakat acaba bu tedbirler tehlikeyi ortadan kal- dırabilirler mi?.. 'ldın Hamdiyi tabanca kurşunile ha- (Baş tarafı 1 inci yüzde) Hâdise Kahramanlar mahallesi - nin Şehitler caddesinde 31 numaralı evde olmuştur. Hâdisenin tafsilâtı şöyledir: Son zamanlarda Sabrinin hareketlerinde şuursuzluk — olduğu nazarı dikkati celbetmekte imiş. 25 yaşlarında bir genç olan Sabri hâ - dise gecesi evinde, babası maliye tahsildarlarından Ahmet Hilmi, dul hemşiresi Fıtnat ve annesi Ay- şe ile oturuyormuş. Bir aralık tah - sildar Ahmet Hilmi, traş olmak ü - zere odadan çıkmış aradan daha iki dakika geçmeden dışarıdan ih- tiyar babanın acı çığlıkları işidil - miş: — Of, yandım. Yapma Sabri! Bunun ardından da ihtiyar baba- nın yerlere yıkıldığı duyulmuş, &- na kız dışarıya fırlayınca Sabrinin elinde büyük bir bıçakla babasının üzerine eğildiğini görmüşler. Dul hemşire Fıtnat kardeşinin üzerine | yürüyerek elinden bıçağını almak isteyince onu da ağır yaralamış. İş bu şekle dökülünce Sabri evin avlusuna çıkmış ve sokak kapısını arkadan sürmelemiş. Evden yükse- len acı çığlıkları işidenler işte bu sırada hâdiseden zabıtayı haberdar etmişlerdir. Hüâdise yerine zabıta memurlarının geldiğini gören Sabri bu sefer onlara ateş etmeğe başla -| mış: evvelâ polis nokta memurların- | fifce yaralamış: bu sırada oradan geçmekte — olan — fırıncı Mus - tafa ile Yaşar oğlu Yusuf ta kurşun yağmuru altında yaralanmışlardır. | Emniyet direktörü Feyzi Akkor, müddeiumumi muavini Mümtaz ve Emniyet adli ve idari kısım şefleri hâdise yerine geldikleri zaman za- bıta ile deli Sabri arasında karşılık- h ateşin devam ettiğini görmüşler - r. Zabıta azılı katili her halde di- ri olarak yakalamak istediği için | büyük bir dikkatle hareket etmiş, | evin etrafını abloka altına almıştır. | Nihayet komşu evden Sabrinin evi- ne giren zabıta memurları katile seslenmişlerdir: Sayfa 7 Babasını Öldüren B Izmirücıg; Deli Mi? — Eller yukarı, teslim ol!... Katil bunun üzerine teslim ol « muştur. Katil Sabri bu cinayeti neder. iş- i, neden yoldan — geçen! <i, hemşiresini ve zabıta memurunu ya- raladığını izah edememektedir. O- nun sarfettiği biricik cümle şudur: — Babam benim namusuma te - cavüz etmişti. Onun için öldürdüm. Çok namuslu ve iyi tanınmış bir zat olan ihtiyar baba Ahmet Hil. miden böyle bir hareket beklenme- mekle beraber Sabri muayene et - tirilmiş ve bu iddiasının varit olma- dığı sabit olmuştur. Sabri bundan bir müddet önce akıl hastanesine sevkedilerek bir müddet müşahede altına alınmıştı. Kendisinin bu cina- yeti şuurla işleyip işlemediğini mey- dana çıkarmak üzere tekrar müşa- hede altına alınması muvafık gö « rülmüştür. Ad. Bil. Biga Ağaçlanıyor Biyn: (Özel) — Burayü Çenak « kaleden 10 bin akasya fidanı gön- derilmiş, münasip yerlere dikilmek üzere halka bedava dağıtılmıştır. Fi- danlar caddelere, evlerin ve dük - kânların önlerine dikilmiştir. Bir kaç yıl sonra kasabanın bütün cad- deleri akasya ağaçlarile gölgelen « miş olacaktır. TAKVi ŞUBAT 16 Resmi sene 936 Arabi sene 1354 Şubat Rarat sene | 1382 Kasım 101 SABAH | 8. |D. | 1 12 55 Zilkade - B. z. (12 28|(16(22|171(48(19(14| Sür" kü av tayyarelerini de sür'atleri daha ço- g arttırılması fayda vermez. Çün- geltlabilir; onların elinden, sür'at sayesi de, kurtulmağa çabalamak, keşif tayyar için, beyhude ve bilâkis zararlıdır. Çünkü bafiflemek ve sür'at kazanmak için fazla | Bu ise | benzinin ve hattâ müdafaa silâhlarının da- | yükten kurtulmak icap edecektir. hi az taşınması neticesini doğuracak; © takdirde keşif tayyaresi hem kendini mü- dafaa edemiyecek, hem de havada daha az kalacak, yani çok uzaklara gidemiye - cek demektir. İş böyle olunca, keşif tay - yarelerinin en mühim bir şartı olan (çok uzaklara kadar uçabilmek) şartından ve kendini müdafaa etmek lüzumundan fe - dakârlık etmeğe, lüzumsuz yere, katlan - makta mana yoktur. Gelelim zırhlanma meselesine: Acaba bugün av tayyarelerinin kullandıkları hu - susi makineli tüfeklere karşı her mesafe - | den mukavemet edebilecek bir zarhın ka - halığı ne kadardır; bu kalınlıkta — bir zırh | tabakasile en lüzumlü kısımlarını kapla- bir — keşif — tayyaresinin kadar artar; buü takdir-| de böyle bir tayyare uçuş sür'atinden ne kadarını kaybeder; bu zirh tabakasını de- lip geçecek küdrette mermi daha kuvvetli bir makineli tüfek yapılarak av tayyarelerine konulursa av — tayyareleri sür'atlerinden ne kadar kaybederler; — bu sür'atten kaybetme nisbeti hangi tayyare- nin leh aleyhine yaçağımız ağırlığı — ne atan hangisinin olur?, İkinci bir misal: Köşif tayyarelerine, karada görecekleri | kıiymetli bir hedefe karşı —atmak Vermi üzere bomba verelim mi?. im mi2. Verirsek bu bombaların adedi ve her biri ağırlığı ne olsun?.. Yoksa © keşif yapıp, görünmeden dönmeklir; ona başka vazi- yaresinin vazifesi düşmana | ÇNM HĞÜ 4 aSi f Na eÜ AMi İkeşif tayyareleri için, şu dört esaslı şartı fe vermek asıl vazifesini ihmal etmek olur» | diyip bamba vermeğe yanaşmıyalım m?. Üçüncü bir misal: Keşif tayyareleri — bir kişilik mi olsun, iki kişilik mi Y kişilik olmakta hafil - lik ve sür'at; iki kişilik olmakta kendini düş- man tayyarelerine karşı müdalaa kudreti ve iyi keşif yapma imkâm artar.. Acaba| hangi şıkı tercih edelim? | İşte misal olarak ileri sürdüğümüz bu | meseleler gibi diğer muhtelif meseleleri de böylece didikliyerek neticede vasıl oluruz ve keşif tayyarelerimizi bu ka- rara uygun olarak yaptırırız. Fakat bütün bu meseleleri tetkik ve mütalca ederken, bir karara daima gözönünde bulundurur ve onlardan fedakârlık etmeğe razı olamayız: Birincisit İcabında çok uzaklara kadar| gidip gelebilmek için kâfi derecede benzin İkincisi: Hem uzaklara kadar gidebil - mek, hem de düşman tayyarelerinin taki - binden kurtulabilmek için çok sür'atli ol - mak. Üçüncüsü: İcabında kendini için makineli tüfeklerle bezenmiş olmak. müdafaa | Dördüncüsü: Çok yükseklere kadar çı- kabilmek Görülüyor ki bu dört dördüncüsü hafiflik istediği halde birinci | şartın — ikinci ve 2 — İktisadi ve mnai vaziyeti 3 — Umumi siyaseti Şu halde her memleketin tayyare tip « leri birbirinin ayni olmaz. Buna nazaran ortaya çıkan hakikat şudur: Her memleket kendi tayyarelerini ken- disi yapmakla mükelleftir. Bu lüzüum şu sebeplerden de varittir: A) fennin ve binnetice tayyarelerin te » rzakkileri günden güne Şu halde dün yapılan tayyare bugünün ihtiyaçlarını karşılıyamaz. Demek olüyor ki elde bir çok tayyare biriktirmek değil, para biriktirip, fabrika yapıp, fenni terak- kileri her gün takip edecek mühendis ye « artmaktadır. tiştirip yarının ihtiyacını karşılamak mec- buriyeti vardır. B) Tehlike, her zaman, demez. Çok defa birdenbire — gelir, çatar. Hele bundan sonra hep böyle olacaktır. ğger memlekette tayyare yapacak para, fabrika, mühendis, ustabaşı, amele ve ni- hayet malzeme yoksa ne bütün — bunları, ne de tayyarenin kendisini dışarıdan vakit e«geliyorum » ve zamanile temin ve tedarik etmek müm« kün olmaz. Fakat bir taraftan da bugün hiç tayyaresiz kalmak büyük tedbirsizlik olur. Şu halde bir taraftan elde. yanının ve ufak tefek kadar tayyarecilerini yetiştirecek tehlike ihtimallerini — karaılıyacak ve üçüntüsünü keşif tayyarelerinin ağır - laşmasına sebep olacak şeylerdir. | Bu dört esaslı şart tesbit edilirken dahi | birbirile çatışan Tüzümlarla karşılaşılmak- tadır. İşte gerek keşif tayyareleri için en evvel düşünü şarttan ha ülmesi —iktiza eden bu dört sini diğerlerinden daha üstün tutmak icap edeceğini; gerekse av bom - tay- |bardıman tayyarelerinin tiplerini tayin e-|nahını asırlarca işlemiş olan decek olan şeyler şunlardır: 1 — Memkeketin coğrafi vaziyeti neiiğöeidi dt aükülrez ABAO — tayyare bulunduruürken di taraftan da memlekette ta; tirmek Tâzımdır. r sanayüni vücude ge -« Cümhuriyet — Türkiyesi hükâmetinin takip ettiği sanayileşme pro - graramın bu bakımdan da yük ve ehemmiyetli bir kıyme üşündüğümüz zaman milletimizi mektep- siz, yolsuz, hasta ve uyuşuk bırakmak gü- miş sal - tanat idarelerine her an İânet etmemesi için insanın kör ve iz'ansız olması lâzım gelir. üi a dd el