î | L LA . ” |: | ! | | K D K Mfnden Ka mr a SON POSTA Düzcede Bir Facia Bir Kacın Köpek Zehir- lemek İçin Hazırlanan Eti Yiyerek Öldü Düzce, (Özel) — Bir kaç gün ev - vel burada acıklı bir hâdise olmuştur. | Belediyede çalışan 'Ali isminde bi- ri, kasaba sokaklarını dolduran — kö - pekleri zehirlernek için bir miktar zehri etle karıştırmış, ertesi sabah er- kenden işe başlayabilmek kaygusiyle bunu getirip evindeki odalardan biri- nin masası üzerine bırakmıştır, O gece erkenden yatan ev — halkı içinde Alinin karısı Hanife, bunu kâf- telik kıyma sanmış, ağırlaşıp ağırlaş- madığmı anlamak için de bir miktar alıp ağzına atmış ve çiğneyip yutmuş- tur. Etin ağırlaşmadığını anladığı için de köfteyi ertesi aabah pişirmeği — ka- Bolvadinden bir görünüş rarlaştırmış ve yatmıştır. Bolvadin, (Özel) — Bolvadin Af- kasabaya eyi memba suyu akıtmışlır. — Fakat Hanife biraz sonra kıvranma- Yonkarahisara bağlı ve tarihi bir kaza Bolvadinde randman itibariyle büyük | ğa, inlemeğe başlamış, bütün ev hâk Merkezidir. Kasabada Bizanslılar za- kalitede afyon yetiştirilmektedir. Bir kının ve derhal çağırılan belediye dok- Manından beri yaşayan bir çok mühim kaç yıldan beri pancar ekimine de ö—Llnnııılllı ihtimamlarına rağmen ölmüş- Sterler vardır. İnem verilmiş ve köylü şeker pancarın- tür. İşin asıl feci tarafı Hanifenin kar- Bu yıl kurulacak Halkevinin belli|dan eyi kazanç temin edildiğini gö- nında altı aylık bir yavrunun bulunma- ::İı tetkik mevzularından birisi — de'rünce tarlalarından mühim bir kısmını sıdır. eserler olacaktır. bu işe hasretmiştir. - R 5 4a Belvadinde halkın birinci derecede- — Halkevi bu yıl açılacaktır. Şimdikâ Raşadiyeda Bir Elektrik ihtiyaçlarını karşılamak hususunda halde en çok köylü ile meşgul - oluna- Fabrikası Yapılıyor 'Tokat, iyenin eyi tedbirler aldığım kay-/cak, münevver gençlerin bilgilerinden lâzımdır. Belediyeye bu saha- köylünün istifade etmesi temin edile- fusu gittik: *& halk ta yardım etmektedir. cekür. Köylüye! fmat sivatgilik wesk Hayır sever bir zat demir borularla leri ve yurt bilgisi öğretilecektir. Bolvadinde İmar Faaliyeti| Hayırsever Bir Adam Demir Borularla| Şehre İyi Su Getirtti * SKTT TT — Reşadiye kazasının nü- çe artıyor. Bugün nüfus 33 bini aşmış bulunmaktadır. Kazanın 97 kadar köyü vardır. Bü- tün abalisi çiftçilikle , uğraşmaktadır. Gelenbede Bir Okuma Kelkit urmağı ile sulanan arazi eyi Odası lç"dı |mahsul vermektedir. Av derileri — de TM Kırkağaç, (Özel) — Gelenbe Mîînnm mühim ihraç maddelerinden- genci, yeni bir kadın ntası hiyesi Bizanslılar ve Selçukiler dev- “W- e Git Gecelmi dacınllar bu rinde en büyük şehirlerden - biriymiş. — Kazaya dört Buçuk kilometre me- fanta içindeki ziya tertibatiyle çanta- fakat zaman ile küçülmüş, harap ol- safede bulunan eyi bir memba - suyu içi görülabilmekte ve kadınlar tu- Muş ve nihayet bu günkü haline gel- şehre getirilmiştir. Civardaki kaplıca- ini bile tazeleyebilmektedir. — |miştir. Gelenbede o devirlerden kalma lara da şıhhi tesisat yapılmış ve hal Geçenlerde bir Amerikalının bu /bir çok eserlere tesadüf edilmektedir. kın istifadesine açılmıştır. ',:ldı bir icadından bahseden gazete| — Bu gün Gelenbe kasabası 22 köyü| — Bir çok yerlerde çağlıyanlar halinde * Amerikalının bu yüzden minlolın bir nahiye merkezidir. Köylerin akan Kelkit ırmağından istifade edila Hlazizde Amerikadaki Çantanın Örneği Yapıldı Elâziz, (Özel) — Elâzizde bir %İunu yazıyorlardı. Ayni — icadın hepsi telefonla biribirine ve nahiyeye rek bir elektrik fabrikası yapılması ka- kh bağlıdır. Nahiye merkezinde güzel birlnrluunlmıı. projesi de hız.ı'lııın-nşuı'.ı daha mükemmeli bir Türk genci başarılmış bulunuyor. Tarsusta Sokaklara Parka mektep binası yaptırılmıştır. Parti tarafından bir radyo mıkmn—l si alınmış, halkım istifadesine arzedil- İnegölde Yeni Doğan. Spor | İnegöl (Özel) — Şehrimizde Döşenecek —ı;;uııı (Özel) — Belediye şehrin ı.h 'n iç yollarımı parke granit taş- L'ı ile döşemeğe karar vermiştir. le L—Cıhıı-. miştir. Kasabada bir de okuma odası açılmıştır. Sinopta Talebe Konseri Sinop — Halkevinin piyano ve ke-'nidoğan spor-adlı bir kulüp kumıuı-l *Yon caddesinin kenarlarına taş-|man kursunda ders alan kız tale -|lardır. Bu yeni spor teşekkülünün Yığılmıştır. Yakında inşaata baş-|beler kalabalık bir dinleyici önün- beyannameleri ilçebaylığa — veril - de ilk konserlerini verdiler. — KERVAN YÜRÜYO 1 S8s. h&; kaç hafta önce — çarşı pazarda © —'"i. rdenbire enbiya sırasına geç İ ? kimse onun'üç hafta önceki ha:| ““şünmüyor, hatırlamıyordu. | Nîk:âderi Bediüzzamanın halvetine .*hı €n sonra o büsbütün başka bir T vermişti. y tt v:'_ılıaı. bağlananlar - zincir - gibi l,"'ı TİP sır vermiyor, gizli - toplantı- | Meydana çıkmaması için tam bir V"P Bösteriyorlardı. * Çolak Hasan uzun bir serseri- | ha . "ğğîîlndun sonra hayalinde tüten | YE ermişti artık. ç Tit H, “keklere ehemmiyet vermiyor- | — | Bürhan Cahit — 14-2- 996 çıbanı döken, şakır şakır karanlık mahfelde Bediüzzamanın sa- dakası namı ile çil bir mecidiye alma- dan kimseyi içeri salrvermiyordu. Şeyh, karısı ve Hasan dede eski hayatın verdiği alışkanlıkla kurdukları bu dolabı bütün hünerleriyle işletmeğe başlamışlardı. Hatip Ak Osman ve ta- rikatın öteki ileri gelenleri buna ses çı- karamıyorlardı. Çolak Hasan elçi idi. Arkasında koskoca hazreti pir vardı. Ve zaten onlar bu işi daha başka cepheden kurmuşlardı. Gerek Müder- ris Hafız Nuri gerekse Hatip Ak Os-| man işi daha ziyade siyasi taraftan | tam teşkilâtlı bir idman yurdu var- !dır. Şimdi de Halkevinin himaye - İsindeki gençler birleşmişler ve Ye- | traz aha yayılıp I;“idbytrek î;;ll!'f' ken bir gün İspartadan gelen garip kı- yafetli bir adam Hacının kahvesine in- di ve Hacıya: — Kutbüssüfera reşadetlü — Çolak |Hasan hazretlerini aradığını söyledi. Kahveci Hacı tarikattandı. İşi anlamıştı. Başında keçe külâh, sırtında abaya 1 soğuklu- ile $u taşımak için kapı kapı, /ğu akıntısı döken uk:kıeııâumıı pi- 'benzer bir hırka, elinde ucu alemli bir dükkân iş arayan, meyhaneci |irin halvetinden muskalar yazıyor, tüt- asâ olan bu saçı sakalı biribirine karış- i'mın kapısı öründe bir kadeh ra- 'sülü kuyu suları veriyordu. Fakat bu- mış adama kahve sigara ikram ettik- saatlerce yalvarıp dil döken bu na mukabil hiç bir şey almıyordu. Yal- 'ten sonra gizlice sordu: nız dergâhın bacısı Lâliyâr hanım o| — İspartadan mı ? Adam başını salladı; — Evet! — Hazreti Pirden mi? — Evet! ,— Emri mi'var.? — Evet! Hacı mühim bir adamla konuştu- ğunu anlamıştı. Karşısında el pençe divan durarak konuşmakta — devam etti: — Çolak Hasan hazretleri dergâh- tan çıkmazlar. — Cötür beni. Hacı, dışarıda kahvenin önünü sü- İçeviriyorlardı. Onlar eski nüfuzlarını püren çırağı Kel Ömere seslendi: &, KUĞi çıkan, bir tarafına inme i- — M ağnısı çeken, yer yer firengi | elde etmek istiyorlardı. Yeni tarikat bu şekilde her gün bi- — Ömer buraya gel! Ve çocuğa emir verdi: | Hergün Bir Makale: A Vi Her bakımdan batılaşmak; Tekniğile, ilmile, medeniyetile, edebi - yatile, musikisile; Hülâan: Her bakımdan batılaşmak. 'Türk devriminin icabatından idi. Ve gene de öyledir. O yoldayız.. Ben bu Her günkü atılımlara, eklenmesi Tâzim bir hareketi ileri sürmek istiyorum. Bu; Tercüme işleridir. Şemseddin Sami, —Abdullah Cevdet, Hüseyin Cahit, Haydar Rifat; — kamusile, Zekeriyya.. Bizi batıya nakletmeğe çalışanların ba: İşında gelirler. Bunlara; Dilim binasına bir iki kiremit koyanlara ben |kendimi borçlu buluyorum. Fakat, Bütün bu şeyler, Vücuda getirenler hesabına birer zafer diye anılsa bile, Batılaşmak, Yepyeni bir Renessance tiyen Türk devriminin büyük davası ba- |kımından az, Çok ax şeylerdir. * Bir boşluk içinde, ı Ve, bir tehlike karşısındayız. Başluk, bence, şudur: Yetişmekte olan yeni nesil, okuyacak | kitab bulamıyor. Bunlarla beraber, saçakları açık Türk | yapmak is -| Sayfa 'Yeni Nesil Okuyacak Kitap Bulamıyor! Bir boşluk içinde ve bir tehlike karşısındayız. Bunun sonu ne olacak, nereye varacak ? Yazan: Mahmut Esat Bozkurt | Bunün sonu ne olacak? | Buaun sonu nereye varacaktır? | Düşünmeğe değer naktalardan — birisi |bu Tehlikeye gelince, O da, Gene bence, şudür: Di | kâmülü, Bu inkişaf ve tekâmül dünyanın büyük eserlerini bir ayak önce dilimize çevir « mekle mümkündür. imin, bütün icabatile inkişaf ve to- Bunlar, ve bunlarla mücehhez yeni ne- sil devrimin temelleri- ve bekçileri ola - caktır, Atatürkün Türk çocuklarına emanet et- tiği Cumhuriyet; Bu kafalara sığacak, Bu omuzlara yaslanacaktır. Bu kadar güçlü, Ve bu kadar hızlı bir devrimi yürüt » Iı'ıek. Şu, bu kafanın, Şu, bu bileğin kârı değildir. Tarihte, Yalnız hislere tutunarak muvaffak ol « muş bir devrim ben tanımıyorum. Devrim ve onun bütün zaruretleri bir ilim meselesidir. Hisler, olsa olsa, tıpkı hücum anların - da, Zafer günlerinde çalan.. Bandomuzikalar gibi, Atılım kırbacı olabilirler, Teblike şundadır ki: Henüz bu bakımdan ihtiyacımız eserlere sahip değilir.. Vakit kaybediyoruz-. Amââyada | — Biraz dışarı çıkacağım, gelesiye k dar bakıver. Ve göze çarpmamak için adamdan rica etti: kaç adım geriden.. Adam başını salladı: — Malüm! Hacı büyük bir işi üzerine almış gibi besmele çekerek, okuyup üfleye- irek dışarı çıktı. “Adam 'da Bir kaç adım peşinden yürümeğe başladı. Kapıyı açan Lâliyâr hanım yaban- c bir adamla karşılağınca ürktü, hacı hemen arkadan başını uzattı, — kısık, korkak bir sesle: — Hazreti Pirden geliyaorlar. san dede hazretlerini görecekler. Kaclee kakaa ulmin karlar. . «gekti: Hazreti Pirin adamı içeri girdi. Biraderi Bedillezdmanın — verdiği mühürü elinden bırakmayan — Çolak |Hasan ilkönce bu emanetleri Müder- ris Nuriye verdiği halde sonradan bir Hat ğna aa. O küzpundan Hatip Ak Osmanın da ısrarına men bunları kimseye vermemiş: l — Onlar bana verildi. Sahibinin iz- ni olmayınca kimseye bırakamam, de- mişti. Ha- beri rağ- v U OŞ A A? Güzel Bir Konâör — Fakir önden gideyim. Zatınız bir | Hatip Ak Osman giriştiği işi başar-| AŞ GA Hİ N ir STT Ş İlk könserlerini veren Amasya orta mektebi talebeleri Amasya, (Özel) — Halkevi salonunda orta okul talebeleri tarafından güzel bir konser verilmiş, talebeler muvaffakiyet gösterimişlerdir. Geç vakte kadar devam eden konserde hazır bulunanlar konser bittikten sonra hep bir ağızdanı Cumuriyet marşını söylemişler ve kısa zamanda bü- yük bir muvaffakiyet elde eden talebeleri alkışlayarak dağılmışlardır. ——— —O ON — mak, mertebesini yükseltmek için İs- — parta ile doğrudan doğruya anlaşmağa — karar vermiş elaltından uzun bir art- İze yazıp İspartaya yollamıştı. Hazreti Pir bunu öğrenince etraf- ta uyandırdığı hareketin derecesini an» lamakta gecikmedi. Cahil olmakla be- raber zeki bir adamdı. , Ortaya attığı davanın nereya vara- cağını kestirememekle beraber ne —©- » hursa olsun bu heyecandan istifade e- debilecekti. Bu yolla cahil insan gönüllerini av- lamanın esrarını bilen şeyh Mehmet hemen mahremlerinden birini yola çı- |kardı. i Maksadı taraftarları arasındaki nü« fuz iddialarını kaldırıp bütün kuvveti kendi eline toplamaktı. Doğrudan doğruya Hatip Ak Osmana cevap ver- se iş rekabete dökülecek, müritler iki- ye oyrılacaklardı. Mahremine »vardiği —meşhur- mib bürlü kâğıtla müritlerin muhiblerin hep bir arda oldukları zaman okunmasını emretmişti. Kat kat minderler üstünde nasip al- mağa gelecek kadınları bekleyen Ço- lak Hasan Lâliyâr hanımın — yanında yabancı bir adam görünce ürktü. Bacı alçak bir sesle fısıldadı: (Arkası var)