i i Oy alla, “ Me... Muşta Yeni Bir Kömür Madeni Bulundu Muş, (Özel) Şehrimize bir uçuk kilometre mesafede bulunan #rni köyünde zengin bir Madeni bulunmuştur. Yerine gidip tetkikler yapan İlbay Niyazi bu ma- “enden bir kaç kilo alarak yakmış VE iyi neticeler elde etmiştir. Bulu- Man kömürden birer parça genel Enspektörlükle ve Ekonomi Bakan - ma gönderilmiştir. Önümüzdeki aylar içinde inşası ha başlanacak olan Van demiryolu i Altınovadan geçtiği takdirde u madenden büyük istifadeler el-| e edilmiş olacaktır » Bursada Bir Hırsızlık Bursa — Elektrik fabrikasının Memurin dairesine pencere camını po suretiyle bir hırsız girmiş- kömür l Hırsız, bütün çekmeceleri karış- Izmir Şehir Meclisinde Gıda Maddeleri Talimat- namesinin Müzakeresi Münakaşalı Oldu İzmir, (Özel) — Şehir Meclisi Şubat toplantı devresine (başladı. Hazırlanması gereken yiyecek mad- deleri sağlık talimatnamesi görüşü- lürken Şehir Meclisinde beklenme- yen bir fırtına koptu ve uzun, uzun münakaşalara yol açtı. Yiyecek maddelerinin temiz ha- zırlanması hakkında, zabıtsi (bele - diye talimatnamesine konulan bir madde konuşulurken, gıda madde- lerinin duman ve koku çıkarmaya- cak bir şekilde, kapalı yerlerde sa- tılması fikri ileri sürüldü. Bu fikir işsa da yalnız, baş mühendisin ekmecesinde bulabildiği kırk lira- Y alıp savuşmuştur. Zabıta tahkikata başlamıştır. Muğlada Zeytincilere Dergi Dağıtılıyor Muğla — İlimizde zeytinciliğe $ok önem verilmektedir. İl muhte- NE zeytin mıntakalarına ayrılmış, mıntakada örnek O zeytinlikler i ıştır. Mıntaka zeytin uzman- #ınca Öz sözler ve tavsiyeler basti- hlarak halka parasız dağıtılmıştır. ndan başka bir de dergi bastırıl- Maktadır. Bu da parasız dağıtıla- tar, İzmir Üzüm Kurumu İzmir — 935 yılı sonlarına doğru #ehrimizde teşekkül eden üzüm ku- Yumu bundan böyle bir Limitet şir- i olmuştur, Buna göre daha geniş Ye müstahsil için daha faydalı bir #ekilde çalışmak üzere faaliyete ge- “miştir, Elâzizde Yer Sarsıntisi Elâziz, (Özel) — Burada 15 sa. * devam edenbiryer sarsintisi > uş, hiç bir hasar vukua gelme- KERVA —s0— Nakşi tekkesi kapandıktan sonra Mi taki kahve peykelerinde sürünen, ö- ürünün evinde bulaşık yıkayan, Mar mahpuslara esrar kaçırdığı anla kovulan bu adam birdenbire üni büyük işlerin yüksek mertebe- | “ç, miş görüyordu. “arca o meydancılığını (o yaptıği ti tekkesinde esrar ve rakı ile za- Miz ir suçundan bir buçuk yıl hapise « gahküm olmuştu. gnd Biraderi Beditizzamanın elçisi a kasabaya gelip kendince en Dana insanlar diye bildiği Hatip Ak- Li İs müderris Hafız Nuriye bu ka- a, Yükle: l hremi, d tay, ışması, onların mahremi, &ir. hm azametini okşamaıştı. i adam şundan bundan lâkırdi €- kendilerine malüm olan işaretten Mi dedikodu yapan ahbapları ara- ti çıkarak dağıldılar. i, Üderris ve hatip başka hiç kimse “huşmamasını Derviş Mehmede kk tenbih etmeyi unutmadılar. iş? Ak Osman evine giderken derin p, ütünüyordu. yg, tareti ikaz tam zamanında ol e — Bürhan Cahit İzmir belediyesinindi. Azadan Muzaffer, bu maddenin kabulü halinde seyyar işçilik eden ve her gün 40,000 amelenin yemek ihtiyacını temin eden seyyar işçile- rin ortadan kalkmasına sebebiyet verileceğini işaret etti, Söz alan Hüsnü Tonak: — Fakir halkı mutazarrır etmiye- lim. Halkımız fakirdir. Seyyar satı-! cılar ortadan kalkarsa bu işten ge- çinenlerin geçimlerini nasıl temin ederiz? Endişesini ileri sürdü. Asıl fırtına koparan bu sözler oldu. Belediye Reis muavini Suat bu işin halkın sağlığı bakımından lü zumuna işaret ettikten sopra söz a lan mühendis Aziz: — Suat arkadaşımız galiba işçi- nin vaziyetini bilmiyor. Bu gibi sey - yar satıcılar zaten kuru ve ucuz ye mekler satarlar, İşçi, asgari bir ücret! le gıdalanmak ister. Fazlasına mad- di varlığı manidir, dedi. Uzun süren münakaşalardan sonra bu madde, sağlık encümeni- nin münasip gördüğü şekilde kabul ERVAN YÜRÜYOR. 9-2-996 Ne zamandanberi kalplere | çöken karanlık dağılacak, nuru hidayet doğa- € berikine su taşıyan, hapishane | caktı. Kasabanın iki mescidini müba -| fek ramazan ayında kapatan evkaf müdürü elbet cezasını bulacaktı. Hele 6 züppe doktorla eczacı, o ramazan davulunu yasak ettiren iki i İzmirde Verilen Kızılay Balosu Çok Güzel Oldu Bu Seneki Balo Çok Değişikti, Bilhassa Kadın Tuvaletlerinin Hepsi Müstesna Örneklerdi Izmir Kızılay balosunda Bulunanlar İzmir, (Özel) — Kızılay Kuru-lra yukarı salonda bir kaynaşma ol- munun her yıl vermesi mutad olan du. Herkes fevkalâde bir sahne gö- «Kızılay balosu» hükümet konağı jrüleceğini anlamıştı. Filvaki biraz salonlarında verildi ve sabaha ka-/sonra salonun ortasında, (evvelce dar çoşkün bir neş'e içinde eğlenil - hazırlanan bir yerde memleketin i- di. Bir çok hususiyetler taşıyan ve leri gelen şahsiyetlerinin karikatür. İzmirin münevver muhitine masum leri projeksiyonla gösterildi ve yeni ailelerini her yıl bir arada toplama-/bir neş'e vesilesi oldu. ğa muvaffak olan bu balonun bil. Kızılay balosu, tuvalet bakımın- hassa kadınlar arasında uyandırdı- dan da kıymetli idi. Baloda rastla- İnan son moda kadın tuvaletleri, müstesna örneklerdendi. gı alâka çok geniştir. Bu yıl balonun tertibatı hemen tamamen değişikti. Şark salonu ye- Dördüncü Umumi Müfettişlik Eliziz, (Özel) — Yeni kurulan dördüncü müfettişlik merkezi şim- dilik Elâzizdir. Müfettişliğe beledi- ye binasının tahsis edileceği, bele- İrine geniş bir istirahat salonu hazır- lanmış ve «Amerikan bar» ilâve e- | dilmişti. Bilhassa dekorasyon işleri, | artistik bir şekilde tanzim ei Wi. Salonun ortasında kristaldan ya- pılı bir küre aydınlatıldığı zaman İrenkli ışıklar içinde yanıyor, diyenin de eski binasına taşınacağı dans | sanılmaktadır. Dördüncü müfettiş- İedenler âdeta sihirli bir dekor için- lik iki yıl sonra Tunçeli vilâyetine İde yaşiyorlarmış gibi oluyordu. nakledilecek, o zamana kadar Tun- Dans vesair numaralar, © amiatör!celinde müfettişlik ve vilâyet için İ gençlerin Çigan'dan adapte şarkı- icap eden binalar inşa edilmiş bu- İlari saat on ikiden sonra büsbütün |lunacaktır. Müfettişlik teşkilâtı me- imüstesna bir hava yarattı. murları için Elâzizde şimdiden 150 Gece yarısından bir müddet son-İev kiralanmıştır. | — İstersen çıkar, zabıt tutup mah- kemeye veririm. - Dedi. Hacı kıpkırmızı olmuş, gözleri fır- lamış ter ter tepiniyordu. Komiser bu sefer tuhafiyeci Kad- riye işaret etti: | — Hacıdan al şapka parasını! Çoluk gocuk, dükkân çırakları, kahveci yamakları toplanmışlar hacıyı seyrediyorlardı. Nihayet hacının imdadına maliye Itahsildarı Yusuf yetişti: | — Oldu olacak hacı, dedi. Sana öy- le yakıştı ki sakın çıkarayım deme. | bi şapka kelimesini de diline almıyor, bopünm — Çıkarın onu, alın onul Diye yalvarıyordu. Peşini bırakmayan maliye tahsilda- n işi alaya döktü: — Nafile ayılıp bayılma Hacı. Ver- gisi yok, harcı yok! Geçirdin başına bak keyfinef Hacı Kasım etra- fına o bakıyor, bu gâvur icadını İşindan çıkaracak bir hayır sahibi yordu. arr Fakat komiserin geçirdiği şapkayı kimse çıkarmıyordu. Nihayet bu el süremediği adını diline bar! Cenupta Gözeli Bir Nahiye: Karakamış Karakamış (Özel) — Karaka « mış nahiyesi eski bir tarihe malik - tir. Burada asırlarca evvel Türkler tarafından kurulmuş büyük bir me- deniyetin eselrerine daima tesadüf edilmektedir. Evvelleri büyük bir şehir olan Karakamış zamanla sön- müş ve bir harabezardan farksız duruma gelmiştir. Şimdi bu güzel nahiyenin bayındırlaşması için de- ğerli emekler sarfedilmektedir. Bir adı da Cerablus olan nahiye tren güzergâhındadır. Hava ve su yu iyidir. Nüfusu mahduttur. Bir gün geçip diğer gün avdet eden tren buradaki memurlar için iyi bir eğ. lence vesilesidir. Trenin geleceği saatler istasyon halkla dolar, Ka « rakamışın demir köprüsü uzunlu - gile maruftur. Dünyadaki uzun köp- rülerden birisi de budur. Ve cum « huriyet devrinde kurulmuştur. Nahiyenin tam karşısında Suriye Cerablusu vardır. Hiç yoktan vücu- da getirilip şimdi bir ilçe kurağı olan Suriye Cerablusu kaçakçılara eşya satan dükkânlarla doludur. Fakat Türk memurlarının gösterdikleri dikkat ve kaçakçılığa (verdikleri ehemmiyet, bunların birer birer ka- panmasını İntaç etmektedir. Nahiyede tam teşkilâtlı ve mo « dern bir ilk mektep binası da ya « pılmıştır. Konya Halkevinde Konya — Halkevinde intihaba başlanan şubelerden yedisinin inti hap işi bitmiş ve fa'al gençler seçil. mişlerdir. Evde muntazam konferanslara devam dilmektedir.. Gençlik spor klübü tarafından milli ve heyecan h bir piyes temsil edilmek suretiyle icap eden hazırlık faaliyetlerine de vam edilmektedir. Zile Felâketzedalerine Ev Zile — Geçen yıl büyük selden evleri tamamen yıkılan felâketze. de yoksullar için Kızılay tarafından yeniden yaptırılan altı binanın in- şaatı bitmiş ve evler felâketzedele- re teslim edilmiştir. — Babasiyle geçinemezlerdi. hiç. | Oğlu geçen yıl liseyi bitirmişti. Bir za- iman ona mektep kasketi giydirmemek istiyen Hacı ile oğlu arasında her za- mân kavga olurdu. Oğlu mektepten' çıkıp — mafia kalemine kâtip olunca /babasını büsbütün dinlemez oldu. E- vin içinde hep bu yüzden patırdı ek- İsik olmuyordu. Hacı one kadar dik kafalı ise oğlu da o kadar yumuşaktı. Çocuk babası için çok üzülüyor, onun bu şapka inatçılığından âdeta utanı- i yordu. Bu sabah Hacı fenalaştı dedikleri Izındık. i sulanan bu adam daha ei Hacı kımıldanamıyordu. Nihayet koluna girip en yakın kun- İduracı Azizin dükkâna soktular, Ha-! İcı elini başına götüremiyordu. Komiser yürüyüp gittiği için'tuha: fiyeci Kadri de Hacının peşini bırak - mıyor, kunduracı Aziz gözleri dönen Hacıya bir bardak su verdi. O titreyen parmaklariyle © basını göslerip, kekeler gibi: | şakası yoktu. Komiser, aksi gibi adam-! |. Düne; one önden oil İdi. Kanundan, nizamdan başka şey ta- İon on! | İnimiyordu, Rahmetli Hacı Kasım şap-| Dipli ka giymemek için nelere baş Vürdü-| — Kalabalık şimdi dükkân kapısına! ğu halde meramını #nlatamamıştı. | toplanmıştı. | İ Adamcağız bir zaman açık baş gezdi.) o Hacı bayıldı! Alışmadığı için hasta oldu. Döşeklere yy lee serildi. Bir vakit te takke ile gezdi. Fa- kat komiserin elinden kurtula- İmadı. Bir gün çarşı ortasında onu tak- ke ile yakalayan komiser, hemen tu- hafiyeci Kadrinin camekânından koca bir şapkayı Hacının kafasına geçirdi: Hatip Ak Osman onlari hiç affe- | demiyordu. İspartadan gelen bu haber ne za- mandan beri ümitsizlik içinde bunalan yüreğine su serpmişti. Fakat temkini elden bırakmak doğ- ru değildi. Hükümet din işlerinde hal- kı o kadar serbest bırakmış (o olduğu halde tarikat ve tekkecilik | işlerinde İdu. Çocuklar hemen hir sarkı uydur- dular: Hacı bırak şakayı Hiç çıkarma şapkayı Hacı elini şapkaya süremediği gi-| almadığı nesneyi başından atmak için zaman koştum. Can çekişiyordu. Dili bir çare buldu. Bir anda fırladı. Ka- şişmişti, o halde bile: fasını olanca hızıyla duvara vurdu ve, — Sakın, sakın, diyordu, onu ba- şilkindi. Şapka fırladı, düştü ve Hacı şıma koymayın! zincirden boşanmış bir deli gibi kala-| Nihayet kollarımızda ruhunu tes- balığı yardı.. Yaşından umulmaz bir lim etti. Eder etmez de oğlu bulduğu çeviklikle çarşıyı sansar gibi geçti, çski bir kasketi babasının başına ge evine gitti. girdi. Ondan sonra Hacının yüzünü gö-|. — Yapma, etme, şimdi vasiyet et- ren olmadı. t. İnatçı Hacı geçen kış inmeden öl Dedim, aldırmadı: düğü zaman cenazesinde bulunanlar| o Beğr babamı sövertin, göl GDİ garip bir manzara karşısında kaldılar. İöerki dünyaya” kadar yedi Kafa TE) Evden çıkarılan tabutun üstünde yepyeni bir kasket görülmüştü. Şap- ka giymemek için ölesiye kadar evin- den çıkmıyan Hacının tabutunda bu kasketin ne yeri vardı. Meraklılar işi araştırıken komşusu vilâyet odacısı Hasan anlattı: — Oğlu yaptı, dedi. Ve cenazenin önünden giden gen- ci işaret ederek devam etti; gitmesine gönlüm razi olmaz. Odacı Hasan bunu anlattıktan son ra başını salladı: ji — Gençlik işte, kan başka, başka! Cemaat bu işe şaşıp dururken, Has İcının tabutu, ucundaki kasketle salla» na sallana gidiyordu. (Arkası var) kafa