| TÜRKLER '|ROMA KAPILARINDA C Yi e ÜN 9/2/936 Azanı Gerhart Ellert Çeviren: —Arif Cemil Şehirden Mütemadi Sesler Yükseli- &| Yordu: “Tehlike Var!. Tehlike Var!.,, a O Öğleye kadar beklediklen son- — «Vizigotların yardımını temin ÂYE Etcüment Ekrem Talu — “Bu teklifinizle altı hafta geç oldunuz. O zaman teslim için | a'_inıaıma. Ha b d — *O hakde kapılarımızı açmayız.» Kale Kapıları Açılıyor!. 'ğıı kapılarını açacağızl» dediler. etmeseydi, Aetiüs meydana çıkamaz- B kxpiloı titreyen sesiyle: dı.» di «Akşama kadar bekleyiniz, ço- Valamir hemen teklif etti Nü N etti: ş """—ıı_ı Antile geliri Muhakkak'ğe- SĞ0 Makain A AAka ” ol ür'atle Sangib, Alanlari: ü âıı':ğ'd’l:ıl:n:m çooıkğnmı- :el'im.»e LT ç. biğir tan ölmelerini görmekten ise — «Hayırl.. Sangi T - k Ştanii mekt «Hayırl.. giban bize yardım Ni ei düşmanlara kestirtelim da- edecek olsaydı, çoktan beri ordumuza A lm - iltihak ederdi. O bekledi. Şi:ıd:uı'm. 'J 2 “Aş—ını kadar bekleyiniz!» — | vetli bir Roma ordusunun gelmekte ü tÖğleden sonra üç saat daha ğ örü â İ « olduğunu görünce, evvelâ nasıl Aeti. B* | “Sery Allahaşkına piskopos An-! üse ihancet ettiyse, 'ımdıdı :ız: ıha::x , e| O kilisenin mukaddesatını bir kere | i ' | :—Hıir ıohklmı:ımıdı dolıı':ı mw; KŞ e Snrüleri a : İndURDİ FL DA n Li ğ — ;al'lqndenb:ml:.n geçerek or Hııan Slıiıeyya: ' Bu tesadüften ne bir şey bekliyor, h—"'.kd- takdisi luyu karşıda bekleyelim.» — Yirmi beş yıl kadar oluyor, dedi,'ne de bir şey dileyordum; fakat tat - Si Z. $ dördüncü — günü —- nAHıyır. Kîğpn'ıleri geçmek çok,ail_eı:ıe_yu?an bir korku verdim. Şu-İlı bir rüya görmek hoşuma gidiyordu. VA Öğle İ ,umHün Z bir uzun sürer, Vakit geç.» Iıuçucul' kitabı görüyor musunuz?.|«Tanımadığım kıza!» adındaki şiirim gi LNGNN .e.lıııd:n öksa Di .ttml' LK Haydi Atlarâl.. Bu, Eıenım. gençlik çağımda işlemis'o gecenin mahsulüdür. Duyduklarımı , mü' k Magiini, BK gz AŞ a okluğum günahlardan biridir. Öyle bir |(© mısralarla haykırdım. Ve o sabah, R qğ'“'-m ukabil halkın korunması Y günah ki, az kaldı kebairden ol iğimiz ovaların üzerindi ( e Müreda 4 , az ı len oluyor -|geçtiğimiz ovaların üzerinde tan yer- Âttilk namma bu müzakereciyi ınldımll'm:» heti Bursian du. Zira, babam, bir akşam — bu - şür|leri ağardığı zaman ben ine güzel şiiri. n : thy— MKS LĞ B Ha ea , mecmuamı görünce, maazallah inme | mi yazmış bulunuyordum.. ile neticelenebilir, müthiş bir buhran * 6 ü- | geçirdi. Trenin; koşm koça aşmakta olduğu ::::ı':: î,gıo::nv:nyğîîr:l:;îxî Huk__ulıu bitirmiş, fakat memleke -|ucsuz, bucaksız sahrayı — mücevhere Bi dti Cait SÜĞ GA bakuğı*" 'ıkınmek istiyordum. Bütün e- garkeden kırağıyı seyre daldığım bir tarafa baktılar, vaziyeti onlar da ı.nl.—*meı"'" İstanbukla kalmak, edebiyat zamanda, kulaklarımın tâ dibinde bir llüz. âleminde kendime büyük bir göhret| fışırtı işittim. Perii ilâamım uyanmış, K ; kurmaktı. Doğrusuna — bakılırsa, bu'usulca arkama gelmiş, duruyordu . — No emızdiyorsün, Kral Attilâ?» / yankörcesine bir düşünüştü. Beni o - Nemli çiçekler gibi parıldıyan gözleri- — «Köprüleri yakınız!. İkisini de|kutup, adam etmek için pek büyük!nîn içi gülerekten: riyle karşısındaki araziyi, atlıların hü- Şark kapısı önünde Attilâ, küçük kır atı üzerinde tam duvarıin yakınız. Bu, düşmanı yolundan alıkor. |Biz geri çekiliriz. Aetitla ve ben harp dibinde bekliyordu. . İyal.. Yarına kadar beklenirse ne olur? h Bunun üzerine müzaketeci hiç bir Katalaunum Muharebesi | Börmeğe Şark Kapısında z A yamllak olünedür elre | y Ka müyelslili Ostrogotla- | — İhtiyatlı bir ric'atle Fines ormanın- Haziranın yizmi dördüncü gönül' derhal topladı, hep bir sokak içinde dan, Aguae Segestae'den ve Agedin- |yağma ile meşgul olduklarından onlar kumdan geçildi. Attilâ emirlerini veri- hemen bir araya geliverdiler. Şimdi Yordu: sokaklarda yıldırım sür'atiyle koşuyor-| — Atları sakın çok sürmeyiniz, sa- lar. Nereye? Cenubu garbi - kulesine kın hal Düşmanla olan irtibat kesil- mi? Hayır, şehrin şark kapısına mı? Memelidir; düşman, kendisinden kaç- Attilâ nerede? Attilâyı gören yok Hğlmızı zannetmemelidir. Hayır, bilâ- mu? Şimal kapısında mı? Hayır, şark wki' d'ıî':d': ":'—"' İ:: döncc:ğimi:;:nn kapısında!. ve üsiyl şılaşacağımı: — Taplanınız, toplanınız lkorlmı)ıdu, İşte Hünler geliyorlart Hepsi bir! — Şarkta böyle harp edilir; düşman arada, bakmız, hep!... İbu suretle Meotis bataklıklarına cel- 'Ya Alanlar nerede? Yine biz Sar- bedilir. Harp, desise demektir, Meotis mat atlıları, kendimiz için itaatin ne bataklıklarında tecrübe edilen şey, ne- (demek olduğunu bilmiyoruz mu de-'den Treka ile Katalaunum — arasında dirteceğiz? Haydi çabuk olunuz, şark muvaffak olmasın? kapısına! Aetiüs piştarlık vazifesini kime ver- Şark kapısı önünde, Attilâ küçük miş? Sevgililerine, Merovek'in — ku- kır atı üzerinde tam duvarm dibinde mandası altındaki Franklara öyle mi? bekliyordu. lPek Alâ, o halde Hün ordusunun düm- P*b" zyalalanı y Mulııvıplennın önünde yüı"üyen darlarını da Ardarih'in kumandasında- A, bek .'l:"' mi, — diyorsunuz? | Valamir ile Ardarih atlarını Attilânın ki Gepidler teşkil etsinler. - Ardarih, K | Fakat sakın boşka bulunduğu yere doğru sürdüler. Attilâ düşmanı daima göz önünde tut!. U- i “lmnwyıhn;ll Aıîrnda an- 'elini kaldırdı. Valamir ile Aıdıı-î!r deı_—-if.k tefek çarpışmalar yaparak müte- 1 es alabildiği kadar a: hıl ::’yvınlıxmı durdurdular. Hiç bi madiyen geti çe_h]'I;I,Bını postacılar Au.ıı Ğ risi şey sormadı. K gönder her saatte postacı, — şayet ğ *_:h*înâıof_:smh sözle-| — Hasıl olan sükünet içinde yalnız arada mühim bir hâdise çıkmazsa... k_' Onlar ğt onlara Attilânın sesi işitildi.: — «Evet, Kral Attilâ.» hep bir i arada hareket eder-| —— «Garp tarafından bir ordu gel Z iBĞ ü 1 Trskmdü Düğk ı"'Ğbi“!eyıııımıyıvrllfleııı diğine dair bir haber aldım. Bu ordu, b"'dtıçlık tan avurtları a-| ürekkep olabilir. ":İ""ühüıı&ıhmwah.nw at gçkar ' ı&"ümmnprkhpuınm 'I yavaş yavaş açıldı. Ay- Wwvemhpdındı bize ne? Orasını nasil olsa ü iz. Şimdi şehir artık eli- Ü NY'_'W! Yaşa - şehir elimizde! 4 L._'__'uııı Ganaim! Ne? Yine Gepid- * “eta €n önde? Ganaim olunca ön daima onlar bulunurlar! 5| Sarı Hün Kadınları M c","îml Ganaim! Zaten ortada İ & L” tey yok; hepsini kendinize İstiyorsunuz, menfur A- ik dün Le Ostrogotlar da geliyorlar! Bü- 7 FFi £ f giban'ın — Alanl: jteğim. Yarın Artiaka'dayım.» GA İ fir SA — «Evet, Kral Attilâ.» Kat Actiüs Ordusu Treka... Treka.. M iniar Rüzej hl.:m. da bakınız: Ardarih atıldı: Attilâ yolda gideri ismin ku- Kadınları herhalde Jaklarına neden başka bir sadavile ak- Ün Uyor! ş — «Gelmesi iyi amma, EREARRLAR YN * 23 Üİ n Se n aa Sane bi İyalma için geliyoran geç kaldı. Bo (SEttiğini düşündü. Treka'da ne işi var- İ . sarımtırak Hün kadınları "Unla beraber ileride o da işimize ya- ŞEr KöU Mi güzel) rayabilir..» * Attilâ bir işaretle onu susturdu: ""irıı.... B — «Diğer bir habere bakılırsa ce- —:mı i dördüncü günü, nuptan da bir ordu, i: sonra şehirden sesler ordu geliyor. Bu ordu..... Attilâ heyecanından müddet susmağa mecbur oldu. Sonra ayni lâkaydi ile sözüne devam etti: T | İ kİ | n B:..r:hn' var!. Tehlike var! j i.'—n demek? Birakınız yağ Suhaaa öelimi. Şehri u Toadü , v zun — müddet Bu tehliy SDİZ yetişmedi mi? işareti herhalde şu meş- başka bir kimse düşünülemezdi. sa Treka piskoposu ne olacaktı? (Arkası var) Kandaks: i — wYa Vizigotlar?» diye bağırdı. B n aran yürlre beğadr um cenubu garbi kulesinden dolayı edeceğiz. Fakat, savaş gününü ve sa- aa K YA B veriliyor. Oraya saklanan budalaların ini ben ğim.. Haydi at-| İ &el 4 ||=' if| Aklın varsa bunu iste- mutlaka bugün kesilmesi lâzım gelmez î::.y:m, y fedakârlıklara katlanmış olan babam, benim bu kararım üzerine, yardımını kesti. O, Anadolunun ufak bir şehrinde avukatlık ediyordu. Arzusu beni ken- di yanında yetiştirmek, sonra da işle- rini bana devretmekti. Parasız kalınca, arzusuna uydum . Meydanı sühande kendi - kendilerine at oynatmak cesaretini — gösteren İcür'etkâr gençlerden değildim. Karnı- min açlığı il'mıma ekseriya galebe çalyordu. Onun içindir ki, ilk eserim İclan — bu « Asvatı Zaman » um - 'duğumun hilâfına, fikir âleminde hiç bir muvaffakıyet kazanmadı. Eserimi kimse okumıyor ve ben de bundan fe- na halde mütcessir oluyordum. Pılı « mı, pirtimi toplayıp ta, memlekete dönmekten başka, bhenim için yapa - cak bir şey kalmamıştı. | En son dakikada, — trene atladığım 'zaman, son derece asabi idim. O ka - 'dar ki, rast gelene çatmak, herkesle kavgaya tutuşmak istiyordum. Tali - sizliğime bakın ki, o esnada, pencere- den, dışarıda oğlu ile vedalaşmakta 0- lan girret bir koca karıya çarptım. Ba- na döndü ve hakaret etti. — Atıştık .. Gözlüklü, gaga burunlu cadaloz ora- 'da, koridoru dolduran kalabalığın ö - nünde ağzına geleni söyledi. Ve ni - hayet: , — Yeter artık teyzeciğim.. Rica &- | Diye müdahalede bulunan ipek gi- bi bir kızın israrı karşısında sustu. O zaman utandım ve gözlerimi yere eğdim. Gülmemek için nefsini zorla - dığı pek belli olan genç kızın istihza - h bakışı bütün öfkemi dağıtmıştı. Onlar kendi kompartımanlarına çe- kildiler. Ben koridorda kaldım. Per -| denin aralığından içerisini — gözetle - meğe koyuldum: Tavandaki yağ kan- 'teıun bu trende beni teselli ediyor, ru- dedi; — teyzemini $ Sıgara içecek... Bir kibrit lütfeder misiniz? . — Estağfurullah! Buyurun efen « dim. Minimini elini uzatıp, teşekkür © « derek kutuyu aldı, içeriye girdi. Fakat ben sukutu hayale uğramış « tım: Kızın parmağında altın bir ni « kâh halkası gözüme çarpmıştı. Biraz sonra ,kibriti iade etmek üze- re tekrar yanıma geldiği zaman, da - yanamadım: — Şiir sever misiniz, hanımefendi? diye sordum. Bir lâhza şaşaladı. Sonra: — Pek severim efendim! dedi. — Öyle ise, bu gece yazmış oldu « |ğum şu mısraları takdirinize arzede - yim. Tesadüfümüzün bir hatırası ©- lur. Hafifçe kızarır gibi oldu. Kâğıdı aldı ve çekildi. Bir çeyrek kadar zaman geçince gene perdenin arkasından içerisini |gözetlemeğe başladım. Koca kan u- (yanmıştı. Nazarlarını pencereden dı « şarıya dikmiş, fosur fosur sıgara içi « Onu kendi haline bırakıp |de tuttuğu bir kitahı okumağa dalmış- 'tı; ve bu kitap benim eserim: «Asva« tı Zamany adıindaki şiir kitabımdı! Heyecan içinde çarpan kalbimi eb lerimle bastırarak, şürimin tesirini bu sevimli yüzün üzerinde takip ediyor- dum. Haz ile iki tarafa sallanan o gü- jzel başın dudakları benim mısralarımi usul usul tekrar etmekte idi. ürdenbire, koca karıya hitapla: ! — Bilmezsin teyzel dedi; ne nefis bir şiir kitabı! Bu mısraları yazan a « damı ne kadar tanımak isterdim! O anda içeriye atılmak, onun ayak« larına kapanmak, hüviyetimi - bildir « ,mek arzusunu duydum. Fakat ne lü - Evet, şimdi hatırladı. Oranın kur- dilinin ölgün ışığı altında kızın yüzü- zumu vardı? Onun parmağındaki ha naz piskoposu Lüpüs'ün himayesi al- 'nü iyice seçemiyordum. Fakat onun ka... Benim karanlık istikbalim.. Kı - daha kuvvetli bir 'tına verdiği Burgonyalı kadın Trekada |genç ve güzel tahmin ettiğim varlığı, yık gönlüm.. Hepsi, saadetime engel idi. Fakat, şimdi kadınları düşünme-beni tatsız bir - istikbale ulaştırmak 'olacaktı. İyisimi ondan da.. şiirden de burada bir,nin sırası mıydı? Şu anda Aetiüsten 'için gecenin karanlığında istical gös- vaz geçtim. Bugün, saçlarım yer yer ağardı. Ba« Fakat, yarın yola devam edilecek humun hararetini gideriyordu. O es - 'zan «Asvatı Zamann 1 elime olır okur — «Bu ordu Aetiüs'ün ordusudur.» | Ve arkadan Aetiüs şehre girecek olur- 'nada duyduğum hazzı anlayacak, tak-'vum. Bu bana bir fatiha gibi geliri, dir edecek pek az kimse vardır. Veba- li boyunlarına olsun! Bir yolculuk esnasında ölen şair Ha- lıın Süreyyanın rubuna bir fatiha.. —| gz Aağk ee skördlür Ünr l