Her_gün Dünyanın Gidişine Bir Kuşbakışı Almanyada lmanya, bugünkü Avrupanın kor - kunç — heyulâsı. Harp — hazırlığına werdiği ehemmiyet bütün dünyayı, fakat bilhassa Fransayı korkutuyor. Hakları da yok değil 1933 yalı içinde Almanyanın kara, de- niz ve hava kuvvetlerine, harp malzeme- » Si imaline sarfettiği para bir milyar İngiliz | liraşını bulmuştur. Evvelki senelerde yapı-| — Tan masraf bundan hariçtir. Belli başlı hudullara giden yollar bü - Yük kumyonların ürızasızca asker taşıya- bileceği bir hale sokulmaktadır. 40 met - — 20 genişliğinde asfalt yeni yallar yapıl « — maktadır. Bu yollar sayesinde bir orduyu bir cep- heden ötekine 24 saatte nıllmuk müm- kün olacaktır. Alman ınılyu nazırı teslihata tahsis e- dilmek üzere fazla tahsisata lüzum gösteri- yor. Alman prolfesörlerinden biri Alman « yanın sun'i petrol yapmağa çalıştığını ha- ber veriyor. Harbiye nezaretinin gazete- — sinde general Seekt harbin kutsiyetinden — bahsediyor ve gençliği asker olmağa davet Yani Almanya bir taraftan maddeten, Öte yandan manen hazırlanıyor. * Fransada B ste Fransayı korkutan da budur, ve Fransa korkmakta da haklıdır. Bu — korku Fransayı, Almanya etrafında yeni ve D — dnha sıki bir çenber çevirmeğe sevketmiş- tir. Pariste sekiz on devletle cereyan et - mekte olan müzakerat Almanyayı kıskıv- —rak bağlamak içindir. — Evvelâ Fransa, İtalyanın yerine Sovyet d ikameye karar vermiştir ve bu — hafta içinde Sovyet - Fransız paktının — meclisçe tasdiki beklenmektedir. Soyyet birliği ile Ramanya ve Çekoslo- vakya arasında imzalanan ittifak muahe- |de bu siyasetin diğer bir aafhasıdır. Sav- etler Çekoslovakyada tayyare karargâh - Id ihdas edecekler ve lüzumunda Ro - manya üzerinden Çekoslovakyaya uçacak — olan Sovyet tayyareleri, bu karargâhlardan — Almanyaya karşı cephe alacaklardır. Küçük itilâfla —Avusturyanın, Balkan /— devletlerile Bulgaristanın anlaşmasını te - — min de, bu siyasetin üçüncü bir safhasıdır. — Avusturya küçük — itilâfa, Bulgaristan da — Balkan antantına girecek, bu süretle mer- — kezi ve şarki Avrupada Almanyaya karşı — kuvvetli bir zincir vücude getirilmiş ola - — caktır. İştö Pariste cereyan eden müzakereler- — de teminine çalışılan vaziyet budur. F — Uzak Şarkta B ütün bir hafta hudut müsademele- h Ti, dahilt karışıklıklar, tüfek sesleri — ve barut kokusu. — Pekin etrafında, Mogolistan hududuyga — müsademeler. Şimalt Çinde ve Kiveyçölda — komünist isyanı. Bütün bu hâdiseler Japonyanın ekme iğine yağ sürüyor. Çünkü — karışıklık — oldu — mu, vaktile Türkiyede asayişi temin etmek — istiyen Avrupa devletleri gibi, derhal asa- Yişi temine kalkar. Asayişi temine kalk - — ması demek, © sahayı istilâ etmesi demek- “tir. Şimdiye kadar bütün emperyalist dev. ıİıtleım takip ettiği yol budur. Japonya da “ Uzak Şarkta şimdiye kadar bu yolu takip / etmiştir. — Şimdi asayişi temin siyaseti dış Mogo - Kistana geçmiştir. Japon kıt'aları orada bu :nfdıw yapmağa başlamış bulunuyor- ç DiıMoıolıııınııı Sovyet birliği ile a« - keri ittifakı vardır. Binenaleyh Sovyet bir- — İiği dış Mogolistanın istilâsına lâkayt kala- /— maz. Bu sebeple Uzak Şarktaki hâdiseler «hemmiyetle takip edilmelidir. Özlü Sözler: Kitaplarınızı — başkalarına — vermeyiniz; /— zira ben kütüphanemi başkalarından aklı ğem kitaplarla yaptım. Anatole — France Hiç bir şey müşkül değildir. Elverir ki —onu ufak parçalara taksim etmesini — bile- ianaaman j Henry Ford meseledir. Asıl iş nasıl yaşadığındadıı. — Bernard Shaw Gta *|dan istifade edilecektir. Yani canlı bir in- İnsanın nasıl öldüğü çok ehemmiyetsiz | EEEBLER ÖLEME T ı[] Bibaht olanın bağına bir katrası düşmez, Bâran yerine dür ve güher yağsa semâdan! Ha]bulu bazıları şansı lmpalı uıızle Evereste Çıkacak İngiliz Himaloya dağlarının en yüksek - tepesi olan Everestte çıkmak azmiyle Londra - dan yeni bir hey'et hareket etti. Bu hey- etin içinde 25 yaşında bir de genç kadın vardır. Adı Misis Humphereye'tir. Hey'et üyelerinden olan bir doktorun — karısıdır. Maamafih bu kadının böyle bir teşebbüs- te zevcine tefakat eden kadınların ilki ol- madığını kaydedelim. Zevci ile birlikte w zun ve tehlikeli yolculuğa çıkan ilk kadın 'bir Fransızdır. Adı Brourdon'dır. 1881 tari: hinde Kişmir havalisini dolaşmış, Kinchin, Jungo dağına çıkmıştır. İkinci kadın bir A- merikalıdı. Adı Werkman'dır. Bu kadın meşhur bir kâşif ile evlendiği zaman bal ayını Himalaya dağlarında geçirmeğe ka - rar vermiş ve tam (7000) metre yüksekli- &e kadar çıkmıştır. * Amerika Hazinesi Yer Değiştiriyor Amerika hükümetinin altın olarak sak- ladığı stok (Nevyork, Şikage, Filâdelfiya, ve Denver) şehirlerinin büyük bankala - tına emniyet edilmiştir. Halbuki yeni ve- rilen bir karara göre pek yakında — Fort Knoks eyaletinde, yapılacak olan hususi mahzenin emniyet altında bulunması için beton, çelik, elektrik ve zehirli gaz — gibi insan zekâsının bulduğu bütün elemanlar- sanın, polis 'kuvveti tarafından - menedil- mese ve tamâmen serbest birakılsa — bile mahzene girebilmesi mümkün olmuyacak - tır. Hatıra gelen bir tek endişe verici nok- ta altın stokunun nakli esnasında Cangı- ter çeteleri tarafından hücuma maruz kal- | ması ihtimalidir. Maamafih bu endişe ve- rici mokta da basit bir şekilde halledil - miştir. Beşer kiloluk paketler halinde bu- kanan altın stok eritilecek ve beheri (4) tonluk bir külçe haline konulacaktır. Ta - bit 4 tonluk bir külçenin yerinden kaldırıl- ması bile mümkün olmıyacağından ça - hnmasına ihtimal yoktur. İSTER İNAN Evvolki gün saat 18,5 ta Şirketi Hayriyenin Köprü - Yeniköy seferini yapan vapurda yolcuları hayli eğlendi- ren bir hâdise olmuştur. Bir aralık yolcu kanapelerinin üstünde pervasızca yürüyen minimini fareler görülmüş- tür. Bunlardan birisi bir bayanın boynundaki kürke kadar | çıkmıştır. Bir kısım erkek yolcular ürkme, kaçma bilmi- | yen bu mahlüklarla hayli eğlenmişler, onlara şeker ver- mişlerdir. Vapur Kandilliyi geçtikten sonra yolcular aza- İSTER SON POSTA avlarlar. Sanki Fuat Ve Sait Paşalar 93 muharebesi kahramanlarından merhum müşür deli Fuat Paşa, bir gün Ayam meclisinde arkadaşlarile görüşür- ken, reis küçük Sait Paşa sorar: — Ya?! Eh, inşallâh yüz yaşına ka- dar yaşarsınız!. Fuat Paşanın kan başına çıkar ve sert bir tavırla: — Paşa, Paşal. Der; Allahın bana vermiş olduğu uzun örarü tahdide si - zin hakkınız yoktur! Altı seneden faz- l ğ BULMACA BO Hİ Soldan sağa: | — Harpte kazanılır. 2 — Bir hare- ket. 3 — Girmek, müptelân olanın — vay haline!. 4 — Abide, âb. 5 — Ma, Attti lânın babası. 6 — Tam yerine göre. 7 — Alrikada bir Bükümet merkezi. 8 — Eks- tra, zaman, 9 — Arkası, atınca — takılır, 10 — Musikide bir ses, aksiyon. | l—Sü- tün tTengi, yemeklere tad verir, Musanın taşıdığı gey. Yukarıdan aşağıya: H — Korunma, baston. 2 — Kına de- ğil, ince uzun. 3 — Ayan beyan, bir edat. |4 — Eşeğin hususiyeti, atılanı tutturmak 5 — En büyük hayvan, baston, — renksiz, |kokusuz ,yartm. 6 — Zevce, peder. 7 — mali müessese. 8 — Akıl, ata, lâkin. 9 — Tavukla berabr 10 — Karm boş, 11 — Müptelâ, bir renk. Dünkü Bulmacamızın Halli: Soldan sağa: | — Haymama, saz. 2 — Ereğli. 3 — Kaydı, raf. 4 — Aşhane. 5 — Masraf, yar, 6 — İfa. 7 — Kumar, ta. 8 — Ek, fon. 9 — Tasarruf, re. 10 — Tak, etek. 11 — akla gelir. mamıştır İNAN Ağustosta suya girsem, balta kesmez buz olur... Ş$eker atsa ağzına, o yutulmaz tuz olur! tabıa! qanıızlnrm kısmetini almış, bunlara vermnlır —* | Fransız Cumur HER GÜN BİR FIKRA | Reisine Üniforma nüyordu. Bu sö - nüklüğü kendisi de mesele Fransa için yeni bir mesele de de- İik defa olarak yıllarca evvel — esbak Cumur Başkanlarından Feliks Faur'un za- manında da düşünülmüştür. Hattâ ressam Detail'ın yaptığı bir krokiye göre, 1896 tarihinde işlemeci Petit Fils tarafından ko- yu İâcivert üzerine altın sırma işlemeli bir Feliks — Faur'un ömrü vefa etmemiş, bu elbiseyi giyemeden ölüp gitmişti. Milletler ne kadar damok- rTat olurlarsa olsunlar kendilerini temsil e- den başları altın ve sırma içinda görmek isliyorlar! de nümüne yapılmıştır. * Böcek Bahçesi Dünyamıa «n yüksek hayvanat bahçe- lerinden biri olan Londra Zoosu, son za < manlarda büyük bir yenilik yapmış, — bir mteş böcekleri bahçesi vücuda getirmiştir. Ağaç dalları, tarhlar, çimenler, böcekle- Tin pınıltılarıyla tutuştukça, bahçeyi — dol- duran seyirci kalabalığı, bu yere inmiş »o- ma manzarasını hayran — gözlerle mek tedirler. Buna benzer başka bir yenilik te, yine İngikerede Dongaster eyaletinde Rgelirilmiştir. Ve içinde sinek beslenen bir bahçedir. Bahçenin sahibi, beslediği sinek- leri halka seyrettirmek için değil, sırf ti- seyret- vücuda cari bir maksatla yetiştirir. Bahçe sahibinin içi de bu sinek yavru- lazını, balıkçılara yem diye satmaktır. lt amarmameaee eeei Sm, at Yukarıdan aşağıya: | — Hâüâkimiyet, 2 — Af, katı. 3 — Yasak, sır. 4 — Med, ufak. 5 — An, mor, | 6 — No, af, asrf. 7 — Ağuş. B — Afet. 9 — Sirayet. 10 — Ana, akrep. 11 Zafer, ek. İSTER İNANMA! hınca irili ufaklı farelerin kanapoler altında cirit oyna- dıkları görülmüştür. Bundan sonra yolcular kamarotu çağırmışlar, o da bir maşa ile bunları toplamaya çalışmışsa da muvaffak ola- Vapurda fare Veba hastalığı aşılar. Pislik alâmetidir. Her gün binlerce halk taşıyan şehir vapurlarında kadar ihmale cevaz olduğuna, artık: İSTER İNANMA! bu İyin yumuşar, Gene Sakala Dair E. Ekrem-Talu eçenlerde Son Posta'da yazı imış olduğum sakal ıılcyhindeu fiıkra Ankarada bir okuyucumun bami İteline dokunmuş.. Bana tariz ediyofi Gönderdiği çok nezih ve iltifatkâf mektupta: «Ben şahsen ne sakallıyımı ne de sakal uzatmanın lehindeyim, far kat böyle mevzusuzluk içinde bunalan bir gazetecinin, - bir kısım hürmet etti ğgimiz adamları - sakalı var diye zem * Mmetmesine de razı olamam, Bir çok yüksek şahsiyetler vardır ki ekserisinin yüzünde tabiriniz hilâfına olarak se * virmli bir sakal görürsünüz...» diyor. Bir vakitler, Edirnede memuren bus lunduğum sıralarda, kendime zamanıli telâkkisine göre, vazifemin ehemmi * yeti ile mütenasip bir çeki düzen ver * mek maksadiyle ben de sakal bırak * miştim. O vakit bu sakalın beni boğ * duğunu, bunalttığımı pek iyi hatırla « rım amma, mevzusuzluk içinde boğul: duğumu henüz hatırlamıyorum. İn *« sanlık haliyle, yazacak bir şey bulama” dığım zamanlar süşarım. Fakat lehük hamt temaşahanei âlemde göze çar * pan aksaklıklarla garibeler o kadar çok* tur ki, benden sonra daha belki de yüz tavefıkya mrohskririni- bir gü bili mevzusuz bırakmaz. Sayın okuyucuma bu teminatı ver* dikten sonra, şanu da ilâve edeyim kiİ her hangi bir simayı süsleyen sakali beğenip beğenmemek bir zevk meseler sidir. bir lekedir demedim. Ben Ben sakal bir ayıptır, bir şindir; sakaldan — hazzetmem, dedim. Ve benim sakal * z büzüstmöyişine; esudi keretlörik sakalı yakıştırmış olanların şanına zerre kadar nakise vermez. Kuru yemişçilerde iğde denileri bir mesne satılır. Ben bunu ağzıma koymam. Fakat gene de iğde cayır ca-- yır satılır. Kübik eşya sinirlerime do* kunur. Başkaları ise bayılırlar. Frenklerin bir söz temsili vardır? Zevkler ve renkler münakaşa götür * mez! derler. Benim zevkime sakal ay” kırı düşüyor, okuyucum ise - sakı bir çehrede nuraniyet olduğu iddia * sındadır , Nasreddin hocanın dediği gibi o dâ haklı, ben de haklıyım.. Kâtip efendi de haklı. Acaba sakala karşı bu busumetim nereden ileri geliyor? Bunu uzun W | zadıya düşündüm; ve şu neticeye var” — dım: Galiba ben, üzerimden her tür” | lü yükü hafifletmek, ne sakala ne «de bıyığa minnet etmiyerek yaşamak i$ * — tıyorum ! Biliyor jor Musunuz ? 1 — İlk elektrikli lokomotif ne kullanılmıştır? 2 — Kurşun kalemini kim icat etmişti! 3 — Toros dağlarının en meşhur #E Çidi hangisidir? 4 — Şarlmanın taç giyme vaki tyapılmıştır? 5—Niemen nehri hangi devlet merkefi” nin içinden geçer? Dünkü Suallerin Cevapları ne töreni | — Bize en yakın Türk lmk.ımd.ıılı" İ arasında müslümanlığı ilk kabul eden, TÜT kistanda «Bakak» aşireti Başkanı Bak Beyin oğlu Selçuk Beydir. 2 — Büyük muharebeye — son vertf İzütareke TI ikinci toştim 1918 tarbinde aktedilmiş, 15 birincikânunda yenilenmi 7 ikincikânun 1919 da bitmiştir. 3 — Cebelüttarık 24 temmuz 1704 ! rihinde İngiliz amiralı Rooehc taralı: zaptedilmiştir. 4 — Eski Mısırlılar zamanında bir ık ö İlünün cesedini mumya haline getirmek çin kafasına çivi ile küçük bir delik * lar, bu delikten şimdi terkibi belli © yan bir vu akıtırlardı. Bu su sayesinde burundan akardı. sonra cesedin barsakları çıkarılır ve İ yine terkibi tamamen belli olmayaa lı“' Jâç doldurulur, bundan sonra ceset 77 güneşte kurutukurdu. 5 — Büyük muharebeden evve okkası 9 kuruştu, şekerinki eli parf Hat kahve 9, sabun 4; pirinç 2 kuruşa #7 — — ermeeeeeeeeaALAaLA AAA . . -» vakdi | ird 1 n'i'ı '_.