Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ Japon Çocuklarının Zekâları Ölçüldü teplere devam — eden Socukları sorguya çekmek veya — hususi Aletlerle muayene etmek süretile bir zekâ İmtihanına tâbi tutmuştur. Gözden geçi - Filen çocukların sayım (70,000) di — ve T numara 150 elarak kabul edilmişti. (70,000) çocuk arasından 150 nu - Tarayı nlan, yani tam, fevkalâde zekâ sa - İ sayılanların sayısı (165) tir. İncele- * sonunda clde edilen kanante göre an- he ile baba arasındaki yaş farkının fazla - 'i zekâ üzerinde Fazla tesir yapar gö - Tinmektedir. Zira tara zekâlı sayılan 165 Socuktan çocuğunun babaları 43 ile 45 leri ve 25 ile 27 yaşında bulmuyor- ardi. Meslek farkı ütibarile de fazla xe- H lakilmi deciyeti'cim d vasider Japon bükümeti Ko - Car, ve sanayi erbabı sınıfına mensup bulunuyorlardı. * Madagaskar adasında, yapılan büyük bir ki - lisenin açılma törenine € de “bulunmak — Üzere Pa tarafından Fransız kardinalı Ver - “er gönderilmiştir. Bu münasebetle Fran- Mt gazetoleri Madagarkar arlasında hiris: Uranlığın kâf derecede sürile yayılma- Makta olduğunu yazıyorlar. Zira adanın (1,600,000) İkişidir. Bunlann ara « a hüristiyanların sayısı (35,000) den dttir. Bu (35,000) in çoğu da Faan: VA ç ot Küit — < Fransız Ordusu Manevralara Başlıyor Liyon, 4 (A. A.) — Dördüntü ko- atdu, yazından sonra kışlık manevras” lanna başlıyacaktır. Bu manevralar, Tansız Alplerinde Champsor'da ve TMilk müdafaa yüksek meclisi azasın « N general Dosse'nin kumandası al- Unda yapılacaktır. Manevralar, bu ayın on bitinde hi- tama erecektir. | gitmemişlerdir. Ve Halk Grevleri Başladı Filistinli - Araplar, Fransanın Suriyelilere Yaptığı Tazyikı Londra, 4 (A. A.) — Smithfield grev komitesi, rıhtim ve soğuk hi va mahzenleri amelesinden iki bin kişinin mezbahalar amelesi ile mü- tesanit olduklarını göstermek için grev ilân edeceklerini bildirmiştir. Diğer taraftan 20 kânunusanide İngilteredeki işsizlerin adedi 2.159.722 dir. rr Kİ * Havr, 4 (A. A.) — 500 ü Nor - mandi vapurunda çalışmakta olan Saint - Nazileri amele, dünkü ka - rara tevfikan bu sabah işleri başına Diğer taraftan, Transatlantik ge- nel kumpanyasının 150 maden a * meselesi de bu harekete iştirak ey - lemişlerdir. * Kudüs, 4 (A. A.) Filistinin başlıca şehirlerinin Arapları, Fran- sız idaresi aleyhinde nümayiş 'yap-| miş olan Suriyeli Araplarla müte - sanit olduklarım göstermek için *bu sabah bir sempati grevine başla - mışlardır. Kudüste yapdan nümayişlertlen bir görünüş ( Ayni zamanda Fransız mallarına: karşı boykotaj yapilmasına da ka- rat verilmiştir. Çinde Son »Ç&ğıgmalar 'Hükümet Kuvvetleri, Ko- münistlerden Bir Sehri Geri Aldılar Nevs ajansının haber verdiğine »gö-|retle şimdi tamamen mücmmendir. re Kuciçeu ayalet kuvvetleri Kuci- * yang'ın şimali şarkisinde buluman| Canton, 4 (A. A) — İngiliz ve , Siuven şehrini komünistlerden is -| Amerikan misyonerleri, Kweciyong- KE N6 Evlafçı: o. Haydi rakıyı kabul edelim, dedi. | tarkı okuyan kızlar da gazino ka -| ktan sonra şurada burada kapa-! | | | — Ne yapıyorlar? I—: Daha ne yapacaklar. Geçen ak- l,.m Zil zurna sarhoğ, çarşıdan geçip &ma gittiler. Kimseye zararları oldu mu? bar Hadlerine mi düşmüş. Fakat mü- Ln*k Tamazan gecesi ibadüllah ağız- kaçıla kelimci tevhit terâviden çı - 1!ılxen ğ Bi © aşifteler kahkahalar atıp w& garşı içinden geçiyor - Lqıb'n. şeriat, müslümanlık nerede " )E”'h'uur omuzlarını kaldırdı: t“ğiqmda zabıtanın müdahale e « ıh"" Reçeceği bir yerdir. Oradan sar- ta geçer, ayık ta. Kimseye zararı; K Yan adama bir şey yapılamaz. E- h &Mm kızların aykırı, zararlı bir| ıMı:ıleı»'ıııi görürsem o zaman mü- B%eb:derim. Fakat şimdiye kadar ir şikâyet olmadı. Y — Bürhan Cahit — mayanların kabahati ne?. Eğer yemek içmek, oturmak, yatmak kumandala- ÜRÜYOR 5-2-986 — (Münebbihli sant icatredileli bir asır ol- zer şeyler oküuyarak karakoldan çıktı. du. Erken işe gidecekler — saatlerinin cekse baş hnmiyor. Top atılmıyor. /Komşum sa- hur yemeğine uyanacak diye ben ne> Protesto Ediyorlar [ Japonya Sovyetleri Yine | Protesto Etti Sovyet'ler De, Son Hudut Hâdise'erinden Do'ayı Kızgın Todkyo, 4 (A. A.) — Japon dış, bakanı Hirota, Japonyanın 'Mosko- vadaki sefiri vasıtasile Sovyet Rus- ;|ya - Mançuri hududunda vukua gel- |miş olan son hâdiselerden ötürü Rusyayı protesto etmiştir. * Tokyo, 4 (A. A.) — Dış bakan *ilığı namına söz söylemeğe salâhi iyeti olan bir zat, budut hâdiseleri 'İnin hakem usulüne müracaat su “İretile halledilmesimni şiddetle pro < testo etmiş ve Kızıl Ordunun Uzak, Şarktaki erkânı harbiyesinin tek - lifi veçbile bu wsüle müracaatin beynelmilel bir divanın işe müda - halesini istilzam edeceğini söyle - miştir. Naziler isveçten Çıkarılıyor Stokholm, 4 (A. A.) — Alman nazileri şefi Barthels'in hudut ha - rici edilmesinden #sonra hükümet memurları Neubert isminde bir na- zi daha hudut haricime çıkarmışlar- dır. jnistlerin tehdidine maruz bulunan ineiyoug şehrindeki |peskoposu ile yedi papasın ve-on ra- hibenin akibetlerinden endişe edil- |mektedir. Vali güldü: iki Fransız vulu kendiliğimizden yasak etmeyi mizin sebebi eski bir âdet olduğu içii hükümet cephesinde yeri" yoktur. Muallim Haydar ve arkadaşları va- e'i Üre t b k İdan ayrılmışlardır. Ancak komü -l Şanghay, 4 (A. A.) — Cenmtralltirdat etmişlerdir. Kuciyang bu su-! — Onlarıri isteği belediye nizamla-| rı hep davulla, zurna iile, tapla verile-'rına ve hükümet prensiplerine aykırı ! Gene Okunmuyor! Vapurda iki genç bayan gördüm, öğ retmen olalar gerekti. çönkü pedagoji den, şemadan ve bilhassa kadrodan. kı dem zammından bahsediyorlardı. Mua şeret kaideleri, vapurda da olsa, tanilmie yan kimselesin konuşmalarına kulak ko - nuğu olmiya müsait değildir. Fakat ku « laklarda duymak kabiliyeti ve yüksek - #sek konuşmalarda da duyurmak — kudreti oldukça bu kaidelerden çıkması güç. Bayanlar da biraz yüksek konuştuk- larından ister istemez kendilerini dinliyor- dum. fayda Bunlardan biri bir aralık çantasından küçük Bir kitap çıkardı. arkadaşına göz- terdi: — Bak, dedi, yeni bir şür mecmuası, Şairi tarafındac bana gönderilmiş. Öbürü gülümsedi ve çantasını açtı, ay- ni kitaptan bir nüsha çıkardı: — Bana da göndermiz. Domek -önüne gelene dağıtıyor. Tesadüfe bakın ki o eserden bir nüa -« ha da bana gönderilmişti. Bu sebeple kenç öğretmenlerin esşer hakkındaki mülâha - zalarını öğrenmek istiyordum. Fakat s0 - ramadım, bekledim. Hatbüki — onlar, he - çİmüz sthifeleri açılmayan kitaplarını, küçük bir mülüâhaza yürütmeden, gene çanta - /larına ikilitlediler. İhtimal ki yarm buşka dastlarına gösterecekler ve ssanra gene ga« hifelerini açınazlan gene çantalarına koya- caklar. * Fıkra meşhurdur, belki'bu sütunlurda da batırlatılmıştır Fakat mevvu münasebeti olduğu için rteksar ralumalilir : 'Malla Gü - yanji, her hangi bir sebeple kendi şakirdi olan Fatih Sultlan Mehmede güceniz, #i - tem etmek ister: — Şevketmeap der, Teftazaninin a - damları bir gün aksak Timurun — bir kaç hizmetkârını döverler. Keyfiyet dedikodu doğurur ve hocanm adamlarını cezalan - dırmak için Tümürlenge müracaat öhmur. |Büyük cihangir, meseleyi dinledikten son- ra seserleri benim devletimin hududu ha- risinde okunan Teftazani gibi bir âlime karşı saygısızlık gösteremem» eevabını ve- rir. Benim de eserlerim Mısırda, Hicazda we Hint ilinde okunuyor! Fatih Sultan Mehmet gülümsiyerek şa sözleri söyler: — İyi amıma hocam, Teltazaninin eser- lerini Muzurdan, Hicazdan, Hintten gdip (Devamı 10 uncu yüzde) ni hâlâ unutmayan Hatip onları yas tıştırdı: — Mademki hükümet emridir, bir ka zamanlar neden davul ça-'bir istektir. Kabul edilmez. Bizim da-|şey yöslenmez! Dedi. Bu cevapla onları inandıracak yer- den uykumda rahatsız. ediliyorum. dir. Yoksa dediğim .gibi belediye ıo:dr bazılarını körüklemiş olmakla be- xzaber onlar da ilerisine gitmediler. |— Bu sırada evkaftan Zahireci Hacı Bugünlerin atıl dedikodusu :davul çalarını akşaradan ayar ederler. Saat- linin yanından ayrıldılar. Çıkarlarken ' İbrahimle marangoz Salih ustaya ki- meselesi idi. Meydan — mahallesinden İeri istedikleri anda ol"ları uyandırır. bir çok kimseler davuldan şikâyet e 'ao""- tutanlar ibadetlerini yerine getir- diyorlardı. Bir kaç muallim, doktor va mek için bir kaç kuruşluk bir çalar saat zabit bir olup valiye gitmişlerdi. Baş- tedarik edemezler mi? 7!..““ veren, larında muallim Haydar vardı. Lâfını sadakai Fitre veren müslümanlar elli sakınmaz, — söylediğini — bilir — bir #ltmp kuruş verip bir çalar saat îıl:r adam olan Muallim Haydar — mese- Mmazlar mı? Onları uyandırmak — için leyi şöyle derleyip toparladı: lille davul mu çaldırmak lâzım. — Din ve dünya işleri ayrılmıştır. Muallim Haydarın yarı "kf' yaz Hükümetin polis ve memuru Azra- Giddi fakat bepsi makul sözleri valinin il, İsrafil gibi tanrının memurü değil- hoşuna gitmişti. lerdir Ki halkın itikadma fbadetine ka-| — Davul çaldırmak bakikaton — hem rışsınlar. Sonra belediye mizamlarında belediye nizamlarma aykım, lıcmv de kasabanın, şehtin süküneti, balkım is- hükümetin kabul emğı_dm ve dur!_','!ı tirahati meselesi açık emirlerle göste-< işlerinin ayrılış P"'mbıîw aykırı ıdı rilmiştir. Gece saat ondan sonra,-sabab,| — Hakkınız var, dedi. 'Pıımıın için saat sekizden önce görültü elmek ya- biz de düşündük. Davul bir üdet diye yarı bir şey yok. Çarşı caddesi her-|saktır. Hiç bir esnaf sabah saat sekiz- tekrar ediliyar. Fakat herhangi bir $i- kulu sofular bu yasaktı den önce yüksek sesle mal — satamaz. kâyet üzerine davul çaldırmamak tabi- Hiç kimse gece ondan sanra — gramo- $dir, Şimdi emir verecağim. Sizin ma- fon, çalgı çalıp konu komşusunu - ra- hallenizde davul çaldırılmasın. Başka hatsız edemez. Şikâyet eden olursa bu yerlertden de şikâyet olursa — oralarda aykırı işleri yapanlar ceza görürler. Şu 'da yasak ederim. balde iş güç sabiplerinin yorgun argın| — Muallim Haydar teşekkür etti. Çı- kan uykuda oldukları bir sırada davul karlarken: yüzbaşı Macit: | — Mühfü efendi bu işe bakalım ne buyuracak! Dedi. Nafia mimarı Süleyman Bey: — Ne diyecek, dedi. İlle davul iste- riz diyenlere bumun orucun sümnetleri, ralanan Mesih paşa ve Şeyh Lutfullah mesçitleri meselesi ortada dönen — ta- mazan dedikodularına yeni bir hız ver- (di.. Mütevelli solu oğlu Mustafa bir |kaç günden beri arayıcı fişeği gibi |kahweleri dükkânları dört dönüyardu. — Koskoca Şeyh Lutfullah camisi farzları arasında olmadığımı — söyliyo-'marangezhane oluyor ey ümmeti Mu- cek. ** Ramazamın daha onu olmamıştı ki ötoden beriden gelen şikâyetler üzeri- ne kasabanın hemen bütün mahallele- rinde gece davul çalmak yasak oldu. Sahura kalkmak için hattâ bekçiye kapılarının önünde durup uzun 'bir da- vul Faslı yapmasım söyleyen kalım uy- an hiç hoşlar- madilar. Hattâ bazıları: — Bu ne rezalet, din diyanet kal- kıyor mu? | Diye purada burada söylendiler. Fa- kat daha ilerisine gidemediler. Çünkü nalbant ustası Ömer, cski ttekkeci der- viş Mehmet, aktar Yusuf gibi kaldırım mmed. Ne günlere kaldık! Mütavelli Sofu ağlu Hafız Musta- Yanın bu yaygarasıha, malbant ustası Ömerin feryadı karışıyordu: —- Yahu, bu Zahireci İhrabim de ne zandık herifmiş, — yanında evliyaların 'y.ınığı Nlesih paşa camisine arpa, xa- şman deldurup ahir yaptı. Elhayâ «mi- neliman yahu, handiyse büyük cami avlusuna katır 'bağlayacaklar. — Bunu yedi kat gâvur yapmaz yahu. Bu iki başlı haberler, yaygaralar teraviden sonra çarşı kahvelerini dol- İdluran tavla, domino, kâğit oynayan 'sofu taslakları arasında âdeta heyecan îuyamlınvordu. sofuları bu işi gizlice Hatip Ak Os-| - Günün yirmi dört saatini sarhoş ge- mandan danıştikları zaman — ramazan ” Çiren arzuhalci: lb.,ma. evkaf müdüründen '..ıızı.ıui—l İ,Ew.f memuru Süleyman koamiser- İçıkarıp maballeyi, kasabayı ayağa kıl-ı — Vali Bay, dedi. Ya'bir kaç kişi de d*knl Şey çıkmıyacağını anladı. Du-tdırmanın sebebi, manâsı nedir? Oruç çikar, biz davul çalınmasını istiyoruz. İ l& bir takım arapça duaya ben-Iıuııııhx sahura kalkacaklarsa oruç tut-|derlerse! (Arkası var)