5 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ Japon Çöcukların_:n _ Zekâları Ölçüldü ibe şebrinde dik mek | l Kymetli bir | ai dmek ! teplere devam — eden Socukları sorguya çekmek veya — hususi lılwd'“le muayene etmek süretile bir zekâ tihanına tâbi tutmuştur. Gözden geçi - rilen çocuükların sayım (70,000) di — ve numara 150 olarak kabul edilmişti. B“ (70,000) çocuük arasından 150 nu « Arayı alan, yani tam, fevkalâde zekâ sa - l"b' sayılanların sayısı (165) tir. İncele- Japon hükümeti Ko - €© sonunda elde edilen kanaate göre an- e ile baba arasındaki yaş farkının fazla - â zekâ üzerinde fazla tesir yapar gö - Tünmektedir. Zira tam zekâlı sayılan 165 | cu'C“İ'îtan çocuğunun babaları 43 ile 45 Anneleri se 25 ile 27 yaşında bulumuyor- di Meslek farkı ütibarile de fazla ze- & Çocukların ekseriyeti sıra ile memur, İ %T ve sanayi erbabı sınıfma mensup Lııı“lltıyııırlmvdı l U * Madagaskar adasında, da otilan M - yapılan büyük bir ki - lise lisenin açılma törenin- p de bulunmak üzere Spa tarafından Fransız kardinalı Ver - ier Bönderilmiştir. Bu münasebetle Fran- 't“ "gözeteleri Madagaskar adamnda bris- 'n'hi'ln kâfi derecede süratle yıyılm-w Makta olduğunu yazıyorlar, Zira adanın (1,600,000) kişidir. Bunların ara « hıristiyanların sayısı (35,000) den. Madagaskar - “SON POSTA Patlak Veren Grevler Genişliyor Şimdi De Fransa Ve Filistinde Amele Ve Halk Grevleri Başladı Filistinli Londra, 4 (A. A.) — Smithfield grev komitesi, rıhtiım ve soğuk ha- va mahzenleri amelesinden iki bin kişinin mezbahalar amelesi ile mü- tesanit olduklarını göstermek için grev ilân edeceklerini bildirmiştir. Diğer taraftan 20 kânunusanide İngilteredeki işsizlerin — adedi 2.159.722 dir. * Havr, 4 (A. A.) — 500 ü Nor - rara tevfikan bu sabah işleri iıçıııı1 gitmemişlerdir. Diğer taraftan, Transatlantik ge- İnel kumpanyasının 150 maden a - meselesi de bu harekete iştirak ey -f lemişlerdir. | * Kudüs, 4 (A. A.) — Filistinin başlıca şehirlerinin Arapları, Fran- sız idaresi aleyhinde nümayiş 'yap- mış olan Suriyeli Araplarla müte - sanit olduklarımı göstermek için bu sabah bir sempati grevine başla - Araplar, Fransanın Suriyelilere Yaptığı Tazyikı Protesto Edıy mandi vapurunda çalışmakta olan Saint - Nazileri amele, dünkü ka -| 'Kudüste yapılan numayşşlcrden bir görünüş Ayni zamanda Fransız mallarına ikarşı boykodtaj yapilmasına da ka- rat verilmiştir. .& Çarpışmalar aettir. Bu (35,000) in çoğu da Fian: mışlardır. D SÜ, - ğ » | —— h . e — Çinde Son ; Fransız Ordusu Manevralara Başlıyor Liyon, 4 (A. A.) — Dördüncü ko- | İördu, yazından sonra kışlık manevra«'İ larına başlıyacaktır. Bu manevralar, Tansız. Alplerinde Champsor'da ve | 'n'mî müdafaa yüksek meclisi azasın - SEneraI Dosse'nin kumandası al- dda - yapılacaktır. Manevralar, bu ayın on birinde hi- | | tema erecektir. v S | münistlerde Hükümet Kuvvetleri, Ko- Geri Aldılar n Bir Şehri Şanghay, 4 (A. A.) — Central Nevs ajansının haber verdiğine gö- re Kuciçeu ayalet kuvvetleri Kuei- yang'ın şimali şarkisinde bulunan KERVN YÜRÜYOR tirdat etmişlerdir. Kueciyang bu su- retle şimdi tamamen müemmendir. vi Cariton, 4 (A. A) — İngiliz ve Amerikan misyonerleri, Kweiyong- |wadaki sefiri vasıtaşile Sovyet Rus- ] ya - Mançuri hududunda vukua gel-ğ |Rusyayı protesto etmiştir. 'İliğı namına söz söylemeğe salâhi 'İnin hakem usulüne müracaat su » |testo etmiş ve Kızıl Ordunun Uzak | atlar, -:î_Şaılıtılıi erkânı harbiyesinin tek - orlar L LALI Japonya Sovyetleri Yine Protesto Etti Sovyetler De, Son Hudut Hâdise'erinden Do!ayı Kızgın Tokyo, 4 (A. m—— Japon dış bakamı Hirota, Japonyamın 'Mosko- miş olan son hâdiselerden * Tokyo, 4 (A..A.) — Dış bakan - —- -— - "—ı - ,yyeti olan bir zat, hudut hâdiseleri retile halledilmesini şiddetle pro - İlifi veçhile bu musüle —müracaatin! beynelmilel bir divanın işe müda - halasini istilzam edeceğini söyle - miştir. Naziler isveçten Çıkarılıyor Stokholm, 4 (Â. A.) — -ÂAlman nazileri şefi Barthels'in hudut ha - Jrici edilmesinden sonra :hükümet memurları 'Neubert isminde bir na- zi daha hudut haricime .çıkarmışlar- | dır dan ayrılmışlardır Ancak komü - nistlerin tehdidine maruz bulunan EKweiyong şehrindeki <iki Fransız peskoposu ile yedi papasın ve'on ra- hibenin akibetlerinden endişe edil- mektedir. M0 vit vAGL GAT AT 6 A DA 01 O mES ASA S İretmen olsalar gerekti, çünkü pedagoji - İnuğu olmıya müsait değildir. Fakat ku « |sek konuşmalarda da duyurmak — kudreti ha da bana gönderilmişti. Bu sebeple genç '|öğretmenlerin eser hâkkındaki mülâha - ) İlzalarını öğrenmek istiyordum. Fakat so - ’ |rani, her hangi bir sebeple kendi şakirdi Ç olan Fatih Sultan Mehmede gücenir, 8$i - — | BU GÜN Gene Okunmuyor! Vapurda iki genç bayan gördüm, öğ - den, şemadan ve bilhassa kadrodan, kı - TAŞ dem zammindan bahsediyorlardı. Mua « şeret kaideleri, vapurda da olsa, tanılmı- yan kimsele-sin konuşmalarına kulak ko - laklarda duymak kabiliyeti ve yüksek - oldukça bu kaidelerden fayda güç. Bayanlar da biraz yüksek konuştuk- çıkması dum. Bunlardan biri bir aralık çantasından küçük bir kitap çıkardı, arkadaşına gös- terdi: — Bak, dedi, yeni bir şiir mecmuası. Şairi tarafından bana gönderilmiş. , Öbürü gülümsedi ve çantasını açtı, ay- — —— ni kitaptan bir nüsha çıkardı: " 1 İ — Bana da göndermiş. Demek önüne — — " gelene dağıtıyor, Hy Tesadüfe bakan ki o eserden bir nüs - — jramadım, bekledim. Halbuki onlar, he - — müz sahifeleri açılmıyan kitaplarını, küçük —— — ibir mülâhaza yürütmeden, gene çanta - — — Marına ikilitlediler. İhtimal ki yarım başka — 'hifelerini açmarlan gene çantalarına -koya- * Fıkra meşhurdur, belki'bu sütunlarda da 'hatırlatılmıştır. Fakat mevzu münasebeti olduğu için ttekzar olunabilir: Malla Gü - tem etmek ister: — Şevketmeap der, Teftazaninin a « idamları bir gtin aksak Timurun bir kaç hizmetkârıni döverler. Keyfiyet dedikadu doğurur ve hocanım adamlarını cezalan - — ıhınıık'-içiı Timürlenge müracaat öolunur. — Büyük cihangir, meseleyi dinledikten son- ra «eserleri benim *devletimin hududu iha- ricinde okunan Teftazani gibi bir âlima karşı saygısızlık gösteremem» cevabını ve- rir. Benim de eserlerim Mısırda, Hicazda we Hint ilinde okunuyaor! Fatih Sulttan Mehmet gülümsiyerek şu sözleri söyler: lerini Mısırdan, Hicazdan, Hintten gelip (Bwıını T0 uncu yüzde) Vüs, |Siuven şehrini komünistlerden is - imayanların kabahati ne?. Eğer yemek v “düö- Evkafı;a: o—"" Haydi rakıyı kabul edelim, dedi. h:îî:aîkuyan kızlar da gazino ka - sonra şurada burada kepa- ediyorlar. n Ne yapıyorlar? hhı Daha ne yapacaklar. Geçen ak- ıı_ zil L zurna sarho$, çarşıdan geçip 'hama gittiler. — Kimseye zararları oldu mu? LN-K Hadlerine mi düşmüş. Fakat mü- K 1 ramazan gecesi ibadüllah ağız- k“*laık kelimeci tevhit terâviden çı - e n o aşifteler kahkahalar atıp &hnlqu çarşı içinden geçiyor - lu_o'“- şeriat, müslümanlık nerede î?mlhr ©muzlarını kaldırdı: G'tada zabıtanın müdahale € « Bl bir şey yok. Çarşı caddesi hcr- ge'&'ecegı bir yerdir. Oradan sar- q;my geçer, ayık ta. Kimseye zararı; &q “:hadama bir şey yapılamaz. E— cı kızların saykırı, zararlı bir ._&%*ql“lm görürsem o zaman mü- ederim. Fakat şimdiye kadar| E Bir şikâyet olmadı. , . ? memuru Süleyman komiser- B îf —— — y Bürhan Cahit — bir takım arapça duaya ben-j 6B -2- 996 zer şeyler oküuyarak karakoldan çıktı. Bugünlerin aşıl dedikodusu davul meselesi idi. Meydan — mahallesinden bir çak kimseler davuldan şikâyet e - -— içmek, oturmak, yatmak kumandala- rı hep davulla, zurna iile, tonla verile- cekse başka zamanlar neden davul ça- hnmiyor. Top atılmıyor. /Komşum sa- hur yemeğine uyanacak diye ben ne- den uykumda rahatsız ediliyorum. Münebbihli saat icatsedileli bir asır ol- du. Erken işe gidecekler saatlerinin çalarını akşaradan ayar ederler. Saat- Deri istedikleri anda onları uyandırır. 'bir istektir. Kabul edilmez. Bizim da- .yüzbaşı Macit: . Vali guldu — Onlarıri isteği belediye nizamla- rına ve hükümet prensiplerine aykırı | vulu kendiliğimizden yasak - etmeyişi- mizin sebebi eski bir âdet olduğu için- dir. Yoksa dediğim .gibi belediye ve hükümet cephesinde yeri* yoktur. Muallim Haydar ve arkadaşları va- dlinin yanından ayrıldılar. Çıikarlarken Oruç tutanlar ibadetlerini yerine getir- diyorlardı. Bir kaç muallim, doktor va zabit bir olup valiye gitmişlerdi. Baş- larında muallim Haydar vardı. Lâfını sakınmaz, — söylediğini — bilir. — bir adam olan leyi şöyle derleyip toparladı: — Din ve dünya işleri ayrılmıştır. Hükümetin polis ve memuru Azra- Vil, İsrafil gibi tanrının memurü değil- lerdir ki halkın itikadma ibadetine ka- rışsınlar. Sonra belediye mizamlarında kasabanın, şehtin süküneti, halkın is- tirahati meselesi açık emirlerle göste< rilmiştir. Gece saat ondan sonra, sabah, |saat sekizden önce görültü etmek ya- saktır. Hiç bir esnaf sabah saat sekiz- den önce yüksek sesle mal — satamaz. Hiç kimse gece ondan sonra gramo- fon, çalıp konu komşusunu ra- hatsızça:âıemez. Şikâyet eden olursa bu aykırı işleri yapanlar ceza görürler. Şu /halde iş güç sahiplerinin yorgun argın. ikan uykuda (oldukları bir sırada davul İçıkarıp mahalleyi, kasabayı ayağa kal- dırmanın sebebi, manâsı nedir? Oruç #tutanlar sahura kalkacaklarsa oruç tut- VElELk AKAĞ a d n a ı___ı Ş mek için bir kaç kuruşluk bir çalar saat 'tedarik edemezler mi? Zekât verenm, | 'sadakai fitre veren müslümanlar 4:11:ı 'ditmış kuruş verip bir çalar saat ala- ille davul mu çaldırmak İâzım. Muallim Haydarın yarı şaka — yarı aiddi fakat hepsi makul sözleri valinin | hoşuna gitmişti. Davul çaldırmak hakikaten — hem - belediye nizamlarına aykımı, hem de hükümetin kabul ettiği din ve clunya işlerinin ayrılış prensibine aykırı idi. | — Hakkınız var, dedi. Bunun için hiz de düşündük. Davul bir âdet diye tekrar ediliyar, Fakat herhangi bir .şi-," idir. Simdi emir ıçrecdğim. Sizin ma- hallenizde davul çaldırılmasın. Başka, yerlerden de şikâyet olursa oralarda da yasak ederim. Muallim Haydar teşekkür etti. Çı- karlarken: — WVali Bey, dedi. Ya'bir kaç kişi'de çikar, biz davul çalınmasını istiyoruz. ânflem! ş . V| — Müftü efendi bu işe bakalım ne buyuracak! Dedi. Nafia mimarı Süleyman Bey: — Ne diyecek, dedi. İlle davul iste- Muallim Haydar megg.ımazlar mı? Onları uyandırmak için yiz diyenlere bunun orucun sünnetleri, | 'farzları arasında ölmadığını cek. öi o& ! Ramazanın daha onu olmamıştı ki öteden beriden gelen şikâyetler üzeri- ne kasabanın hemen bütün mahallele- rinde (gece davul çalmak yasak oldu. Sahura kalkmak için hattâ bekçiye kapılamrm önünde durup'uzun 'bir da- kuülu sofular bu yasaktan hiç hoşlar- madılar. Hattâ baziları: — Bu ne rezalet, din diyanet kal- kıyor mu? Diye şurada burada söylendiler. Fa- kat daha ilerisine gidemediler. Çünkü nalbant ustası Ömer, eski tekkeci der- viş Mehmet, aktar Yusuf gibi kaldırım. sofuları bu işi gizlice Hatip Ak *Os- mandan danıştıikları zaman —ramazan İmaber onlar da ilerisine gitmediler. | | mazan dedikodularına yeni bir hız ver- — İhammed. Ne günlere kaldık! ” e Mütevelli Sofu oğlu Hafız Musta- — — — Mademki hükümet emridir, bir — şey yöslenmez| R Dedi. Bu cevapla onları inandıracak yer- de bazılarını körüklemiş olmakla be- Bu sırada evkaftan Zahireci Hacı — — İbrahimle marangoz Salih ustaya ki- talanan Mesih paşa ve Şeyh Lutfullah mesçitleri meselesi ortada dönen ra- di.. Mütevelli sofu oğlu Mustafa bir kaç günden beri arayıcı fişeği gibi kahweleri dükkânları dört dönüyardu. —— — Koskoca Şeyh Lutfullah camisi ——— mnarangozhane oluyor ey ümmeti Mu- Yanın bu yaygarasıha, malbant ustası ——— Ömerin feryadı karışıyordu: zaındık herifmiş, — yanında evliyaların — yattığı Mesih -paşa camisine arpa, sa- — ıwuru'l faslı yapmasımı söyleyen kalın 'uy- man doldurup. ahır yaptı. Elhayâ «mi- Bi neliman yahu, handiyse büyük cami — avlusuna katır 'bağlayacaklar. Bunu — — Bu iki başlı haberler, yaygaralar teraviden sonra çarşı kahvelerini dol- duran stavda, domino, kâğıt oynayan uyandırıyordu. (Günün yirmi dört saatini saxhoş gğ»' ı;ıren amıhalcı Ka (Arkasi var) — - A n M iba'ışmı'lıı evkaf müdüründen îçiıtîk;qiâ larından ister istemez kendilerini dinliyor- 'ı. ; idostlarına gösterecekler vesonra gene sa- — — İyi amma hocam, Teftazaninin eser- — ni hâlâ 1 unutmayan Hatıp onları YAi ğ Ltıştırdı: sofu taslakları arasında âdeta heyecan —

Bu sayıdan diğer sayfalar: