g'üm Cezası İngiltere Siyasetini Değiştirdi » İdam me Ölüm cazası dünyanın en medeni “mleketlerinde bile henüz bakidir. Bu M aleyhinde yapılan bütün neşriya- Tağmen dünya henüz bu cezanın lüzum- kani Olamamıştar. Her memleket ölüm cezasını başka ge- 'da tatbik eder. —Amerikalılar tikli sandalyeye oturtarak - yakarlar. "ahuzlar giyotinle öldürürler. Almanlar Hn balta ile başıni uçururlar, Biz de tak kil suçluyu öldürürüz. , *t şeklin kendine göre tüyler ürper - “tarahı vardir. Fakat bu ceza gizli tatbik dT Suçlular sokaklarda halkın önün- * öldürülmez ve cesetleri sokaklarda tep Sdilmez. » Zde bu ceza hâlâ sokaklarda, halkın B Hnkada (yapılır ve daha fenata ga - Ktler asılanların fotoğraflarını aldırarak t derinde neşrederler. Bu çirkin man- & biç olmazsa artık matbuat sahifeleri- Seçmemelidir. Bu resimler Avrupalılar da memleketimiz hakkında mev -| Versiz; haksız ve bazı fena telâkkileri viyeye de hizmet eder. | Pütdan sonra suçluları kolları kelepçe- h:.î:ilııdı dolaştırmaktan, ölüme mah- el meydanlarda ve halkın önünde Zat vaz geçmek, en basit fakat en t Taa Bdt ha İ hk, Ti değişikliklerden biri olmak gerek - eki ve iptidai an'aneye bu iğrenç | âya bugünkü vicdanlar tahammül Miyor, * "f'“levı siyasetini değiştirdi kat ederseniz görürsünüz ki, İngil - e y c" zamanlarda İtalya ile eskisi ka - kuvvetle meşgul değildir. d Beristandaki muharebeler, Akdeniz- eli aliyetler, İtalyada Musolininin ha - üyçÜm, onu artık eskisi kadar / ürküt - Ot, hattâ alâkadar etmiyor. * oldu, İngiltere neden İtalya mesele- Yü n birdenbire gevşek - bir siyaset * başladı. İıu..ıın cevabı şuradadır: biş Silere buşlangıçta İtalyanın modern | q;_'ğu * bir hamlede Habeşistanı işgal | biş,, Tni sanmıştı. Bir ayda Habeş işini BŞT muzaffer bir İtalya evvelâ Mısır ve biş V sonra da Akdenizde İngiltere için a. tü olabilirdi. Bu belâyı büyümeden :::"ıklldıımık. görünen tehlikeyi izale Si ndı, Fakat arada geçen kısa bir W e bu tahminin doğru olup olmadığı- K dötlerdi. İtalya ön hafta içinde ancak İa; Yüz kilometre içeti girebildi ve o - içaj Bkılıp kaldı. Bu gidişle Habeşistanı | Üa gçN seneler İazımdı. Bu müddet için- Ni ilya yorulup harap olacaktı. Hiyiy fim daha simdiden İtalyada ancak he Aj Pir harp esnasmda alınacak tedbir- hanşı Mnaktadır. Meselâ, Wag, *nelere göre, bütün şebsi servetlerin İr y) “Bu hükümet tarafından alınacak - 'ir ı_hı ile 36 yaş arasında bulunan bü- Ytij h taşıyacak son neşredilen Yanlar silâh ve askerl | Si © Söreceklerdir. Dahilde iktısadi e- nden güne artmaktadır. W aleyi el Ü h İtalya artık İngiltere için e 4 olmaktan çıkmıştır. g_u."ıilıı siyasetinin son zamanlarda | #lmasının sırrı buradadır İ t"kl Fransız Dahi- İye Bakanı Frot p. Tokatlandı 'a Tn 4 ÇA, A.) — Eski dahiliye| Nlu.du Frot'un, adliye sarayında 'u”rl..i“ heber alınır alınmaz ko- Ti dl büyük bir galeyan gö - % aa Frot avukat elbisesiyle :u.,_':"l e avukatlar ile halk iki Yrılarak lehte ve aleyhte ba- L::." l’lçlnııııçlardır. Bu esnada WE *tine atılarak tokatlamaya işlardır. Frot adliye sarayın- ç kmış ve bazı kimseler Frn—;' Resimli Makale iyi taraflariyle bayata çıkınca sert rüzgüra maruz bir çiçek gibi derhal lar. Sokak çocuğu sokakta hayatı bütün kötülükleri ve — bütün birlikte öğrenir. Halbuki mürebbiye elinde, ha- SÖN POSTA solar- W Sokak Çocuğu W ga etmesini, yumruğa güvenmesini bilir. Ve hayatın içinde yeti- şir. Sokakta küfür öğrenir diye çocuğu eve hapsetmeyiniz. Ço- cuğun en pratik mektebi sokaktır. de bildirtliğim gibi, Bulgaristanda- ki Türkleri kaçırmak, ve bırakacak- ları mallara konmak gayesini gü - denlerin tecavüzleri, taarruzları de- vam edip durmaktadır. İkinci kânun ayının dokuzuncu günü saat «18» sularında, dört beş cirli Kuyucuk» köyündeki Türk kahvesine bir baskın yapmışlar, ve içeride oturan bütün Türkleri so - padan geçirmişlerdir. z Bu hâdise üzerine köylüler, köy - lerinin Bulgar muhtarına baş vur - muşlar, ve yana yakıla şikâyette bu- lunmuşlardır. Fakat muhtar, söylenenlere du - dak bükmüş, «Zicirli Kuyucuk» Bul- garları bundan aldıkları cesaretle tecavüzlerini bu sefer daha sıklaş - tırmışlardır. Bu vaziyet karşısında, Türk kahvesinin sahibi, — Razgrada kaçmak mecburiyetinde kalmıştır. Şimdi köydeki Türkler geceleri sokağa adım atamamaktadırlar. Bulgarlar, ikinci kânunun 12 in- ci günü, talihsiz köyü bir daha bir - birine katmışlar, ve yakaladıkları bütün Türkleri dayaktan geçirmiş - lerdir. Dayaktan geçirilenler arasında ak — sakallı — ihtiyarlar, — hâmile kadınlar, kundaktan yeni çık - miş masum yavrular bile vardır. Koca köyde, bir yeri kırılmamış, bir yeri kanamamış tek Türk bıra - kılmamıştır. efa ma- İSTER H Üz aN çi ti BrE , i €n yüzünde parmak iz - —o' ır. B 9Yamada Zelzele Zama, (Özel) — Evvelki gü, & k el) — Evvelki gün d, a fakat kuvvetli bir zel - Uştur. Hiç bir hasar olma - Sarayburnundan Üsküdara yapılması münasebetile «Deniz» mecmuasının son malümat verilmektedir: «Sarayburnu ile Üsküdar arasındaki 2500 metrelik sahaya yayılarak akan su 500 metrelik dar bir menfezden geçirilmek istenince akıntmın geçidi bütün sahanın beşte birine indirildi - İSTER Bulgar; «Razgrat» kazasının «Zin-| İNAN ayat Y | Fantoma Mehmet | Fantoma Mehmet Ve Samsunlular Samsun, — (Özel) Fantoma |Mehmedin yakalanışı şehrimizde şimdiye kadar, duyulmamış bir de - dikodu ve heyecan uyandırmıştır. Şehrin her köşesinde bu sabıkalı hırsızdan bahsedilmektedir. Daha evvel bavul almak üzere girdiği dükkânda yakalanıp ta çarşı kara- koluna götürüldüğü zaman haber bütün şehri bir anda kaplamış, yüz- lerce meraklı karakolun önüne top- lanmıştır. din şeriki cürmü olan İzmirli Çilli Ahmet hâlâ yakayı ele vermemiş - tir. Zannedildiğine göre Ahmet İSTE teklif edilen köprü | ğine çıkan nüshasında gu | , ortumunun ağzına hesaba katarsak bu istiyen 12 - 13 bin bileceğine,» İSTER göre şiddet 5 İNAN İNA Diğer taraftan Fantoma Mehme- | MUHTELİF HABERLER Bulgarlarda TürkDüşmanlığı Deliorman Türkleri, Adeta Dehşet Içinde Bir H Sofya, 4 (Özel) — Geçenlerde| aşıyorlar 'yuz kalan muhtar, bu sefer de: — Hükümete istida yazın! de - miş, ve zavallıları yine baştan sav- mıştır. Bu hâdise üzerine köye gelen Razgrat kaymakamı, 'etrafını çevi - ren yaralılara, böyle ufak te - fek (!) hâdiseleri büyültmemeleri- ni söylemiş, üstelik te: w«— Türklerle Bulgarlar kardeş -! tirler. Kanun Türkle Bulgarı ayır -! maz!» demiş, ve koca bir taarruzu mütecavizlere en ufak bir ceza bile verilmeden örtbas edilmiştir. Bu vaziyet bütün Deliorman Türklerini ürkütmüştür, Bundan ce- saret alan Bulgarların, tecavü: ü tün bütün artırmalarından korkul - maktadır. Bu korku, diğer köylere de yayıl- mıştır. Satnsunda Bir Köylü Kızına Tecavüz Edenler Yakalandı Samsun, (Özel) — Geçenlerde şehri m Kalkanlı köyünde genç bir kızın ve anasının tecavüze uğ - radığını bildirmiştim. Vak'a aka - |mütecavizler — derhal yakalanmış, ilmi: il Samsun içinde bir eve saklanmış bulunmaktadır. Dün Fantoma Meh- |medin resmini çekmek istedik. Sa |bıkalı hırsız tabii bir jestle güldü: | — Zahmet ediyorsunuz. Buna ne lüzum var? Beni tanımıyan kaldı - mı ki? Diye güya tevazu (!) gös - termiştir. İNANMA! < 1,66, takılmış boruya benziyecek. Rüzgârı da geçmek tonluk bir gaz gemisinin bu yokuşlan çıka- 8,3 mile çıkacak. Yani bir itfaiye şerait altında köprünün altından NMA! çi binde jandarmamızın sıkı takibile ; Sayfa 3 Sözün Kısası Nazımız Ona Geçiyorsa, Ne Yapalım ? E. Ekrem-Talı Candan bir arkadaşım, dün, mat « İbaada beni ziyarete geldi. Şundan, bundan konuşurken, bir aralık: — Yahul dedi; şu İstanbul beledi- yesiyle ne ahp, ne veremiyorsunuz?. Gazetenizde zavallı belediyemiz hak- kında, tenkit, tariz, sitem, şaka, hiç bir gün eksik değil.: Zayif taraflarmi bulup buluşturup mutlaka satapıyor » sunuz. Ben Muhiddin Üstündağın ye İrinde olsam, sinirlenir, kızarıra. Güldüm. F — Bana Bir'hkik Sakalayikı, Gi |bamı da ondan sonra vereyim.. de- dim. Vaktiyle bir mirasyedi, bir de - İnsmadelkavuğu varınış.. Birlkte gü d îmcie çıkmışlar. Yolda giderlerken, önlerinde iri yapılı, çıplak ensesi tak- |keci kalıbı gibi bir adam peyda olmuş. Bu memleketin normal çocuğu sokakta büyüyen GMH'-Iydlın uzak evin limonluğuna benzeyesi ıilık havası içinde yeti- | Mirasyedi, yanımdaki fıkara dalkavu- Evinde saksı içinde çiçek yeliştirir gibi yetiştirilen çocuklar, #ev çocuk mukavemetsiz ve mücadeleye kabiliyetsir yetişir. Sokak çocuğu çeviktir, cevvaldir, atılgandır, yırtıktır, kav- ğa o adamı gösterip: «Şunun en- sesine bir tokat şaplat, sana beş lira vereyim!» demiş. Beş altın İira bul Herif dayanabilir mi? Tokatı - şaplat- « |miş ve ensenin sahibi hiddetle geriye 'dönünce: «Affedersin birader! Biri- İne benzettim!.» deyip özür dilemiş. | Derken, bir az daha gitmişler. Mi- İrasyedi ayni teklifi ikinci defa tekrar- lamış. Dalkavuk bir tokat daha indir- Inıiş. Gene özür dilemiş; mesele ka - |panmış. Üçüncüsünde, ense sahibi ateş püs- kürerek mütearrızın üstüne hamlke ©- dince, dalkavuk: «Dur, birader! demiş. Sende bu en- sc, beyde bu mürüvvet ve semahet, bende de bu züğürtlük yarken, benim şaplaklarımdan kurtulamazsın .» İşte, dostum: Biz zavallı gazeteci- Herin, zannettiğin gibi mevzularımız, meydanımız pek ge « niş, pek bol değildir. Bizim de nazı « mız ancak sevimli şarbayımıza geçi - yor. Bizde bu züğürtlük, onda da bu |tahammül, bu mürüvvet ve bu zara - fetşinaslık varken, Muhiddin Üstün - dağ da bizim ufak tefek iğnelerimiz - den kurtulamaz!. öyle senin Çerez kabilinden : Kimyage: n Karısı Tanınmış kimyagerlerimizden — biridir. Mesleğine ve san'atine, âşık denecek de- ekseriya saat recede düşkündür. Bu yüzden, lâboratuvarında — işe dalar, fbumlarını unutür. ve evine geç gelir. Karısı onun bu halinden — şikâyetçidir. zaman, |mel |Boyuna sitem eder; kocus aldırmaz. Geçenlerde yine böyle gecikmişti. Saat Kendisi- e sinirleri gerilen karısı bu dokuz buçuğa doğru çıka geldi ni bekliye bekli sefi ğırdı, ve nihayet hıçkita hiçkira ağlamağa başladı. | — Fakat kimyager: | — Sus! dedi. Senin göz yaşlarının be - nim Üzerimde hiç bir tesiri olmaz. Onlar |nedir ki? Bir parçacık fosforlu emlâh.. Bir nebze kloromdliyeti Ve üst tarafı sul. Onun için bana vız gelir!. er Üst perdeden tutturdu; bağırdı, ça- soda.. Tıfli Mosk< v 1 Türk Sergisi Münasebetile Moskova, 4 (A, A.) — Türk re « İsim sergisinin kapanışı münasebe - tile yabancı memleketler kültür İmünasebatı cemiyeti — tarafından ressam Çallı İbrahim ve saylav Sa- lâh Cimcoz şerefine bir resmi ka - bul yapılmış, toplantıda Türk elçisi < |Zekâi Apaydın ile bir çok erkânı Bu arada söylevler İhazır — bulunmuştur. |her iki taraf ta doslane vermişlerdir. Yumurta Büyüklü- ğünde Dolu Yohanesburg, 4 (A. A.) — Yu - murta iriliğinde yağan dolu tane - leri yerlilerden on dokuz kişiyi ve yüzlerce hayvanı telef etmiştir.