2 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

2 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İnci Akdeniz İncisi Yatağında Mışıl Mışıl Uyumakta di... — Ne gibi?... — Meselâ... — Meselâ?... ler geçti. Fakat Marçellonun ka . marasından hiç bir ses ve kımılda- nış doyulmadı. Paolo bu zaman için- görünmekle beraber düşünceli oldu-| ğu da besbelliydi. Onun arkasında iki kaptanla bir — Aklını oynatır... Fakat ken -İde iki defa Marçelloya kadar gitmiş, |kaç zabit ve bir kaç nefer yürüyor- İdisinin bulunduğu yabancı yere a -'merak ettiğini söylemişti. Fakat ka-|lardı. Dosdoğru kaleye geliyorlar- lıştırılırsa, bu korku kalmaz... Paolo, gençliğindenberi dini bü - tün bir hırıstiyan idi. Yıllarca ma - naslırlarda bulunduktan sonra ge - milerde papazlık ve doktorluk yap- mağa başlamıştı. Bu işten bir şikâ-| yeti de yoktu. Yalnız Venedik şö - ivalyelerinin çok zaman din uğruna değil, kendi keyifleri ve para uğru- ina dövüştüklerini görerek üzülü - iyordu. | Bu sefer de öyle olmuştu. © İsaya lâyık olan bu kıza karşı 'Marçellonun gözlerinde şeytanca İhakışlar vardı. Son sözlerini bunun “çin söylemişti. Marçello bir an önce genç kızı daha yakından görmek istiyordu. Fakat bunun yeri değildi. Kimse yokken kamaradan kaç - ması ihtimalini düşünerek iki yu - varlak pencereye göz attı. Onlar. 'dan bir insan sığamazdı. Bu cihet - ten içi rahat etti. Ayni zamanda nişanlısı Lükres - yayı da hatırladı. Öyle aksi bir za- İmanda gelmiş idi ki... Eğer o olma- saydı bu genç kızı serbestçe şato - suna götürürdü. Şimdi ise bir çık - mazda olduğunu anlıyordu. ; Düşünmek ve bir karar vermek için yalnızlığa ihtiyacı vardı. İkisi de kamaradan çıktı ve Mar- içello kapıya iki nöbetçi koyarak on- Jara şu emri verdi: — İçeriye kimse girmiyecek. — Başüstüne Sinyor... Paolo sordu: — Uyanırsa ve yiyecek filân ver. mek lâzım gelirse... — Bana haber verirsin. Şu bunak ve sıska ihtiyardan bile; o genç kızı kıskanıyordu. Paolo boynunu büktü ve oracığa çömeldi. Eğer bu adam olmasaydı ve ge- mide söz söylemek yalnız kaptan Matyanoya kalsaydı her halde onu kandırırdı. Matyano da'aşağı yu - karı onun gibi düşünen, din uğru - na dövüşen, her şeyden önce İsayı ve Allahı seven bir adamdı. Paolonun kulakları kirişte idi, Kamarada bir gürültü olmasını bekliyordu. Genç kız uyandığı za- man telâş edeceği, kamaranın öte- ine, berisine gideceği, hattâ kapı- yı açtırmak istiyeceği oşüphesizdi. Fakat saatler geçiyor, en küçük bir gürültü bile duyulmuyordu. Bu sırada Marçello çok düşün - müş, genç kızı gemide alakoymak- tan ve nişanlısını baştan savıncıya kadar karaya çıkarmamaktan baş- 'ka bir çare bulamamıştı. Halbuki genç kızı hayranlık ve aşkla düşünenler yalnız o ve yaveri Sironzo değil idiler. Güvertenin öte- sinde berisinde toplanmış olan as - kerlerle zabitlerin bir çoğu da on.|198iz duran şehir birdenbire canlan- HALK OPERETİ dan bahsediyorlar, yahut onu düşü- nüyorlardı. Fakat bundan ne fayda vardı? — Marçello bu sefer avın âlâ - sını buldu. Diyerek kestiler. Nasıl olsa onların ( yetişecekleri ciğer değildi. Gece, bastırdı; sabah oldu. Saat- VE , sake pıyı açarak genç kızın yattığı kö - şeye baktıkları zaman ikisinin de telâşları birdenbire durulmuştu; Çünkü o, yüzünde hafif bir pembe- likle mişil mışıl uyuyordu. Her şeye rağmen bu kadar uzun juykuyu ikisi de pek o kadar tabii İ bulmuyorlardı. Fakat genç kızın bir laydan beri çektiği üzüntüleri, hele son sekiz on gece hiç denecek ka- dar az uyuduğunu bilselerdi böyle İki defasında da kapıyı kapadı- lar ve genç kızı rahat bıraktılar. Akşama doğru iki gemi de lima- na girdi. Marçello gittiği zaman Lükres- ya bu kalın duvarlı, loş salonlarla odalara yerleşmeyi hiç istememişti. Burası da Marçellonun bakışları ve halleri gibi ona soğuk © geliyordu. Hattâ nişanlısına: — Haydi bakalım, artık beni o- yaladığın yeter... Papazı çağır da nikâhımız kıyılan; demeyi de dü. şünmüyordu. Kızların Kapandığı Oda Geldiği gibi çekilip gitmek te doğru değildi. Çünkü Marçellodan açıkça ne bir hakaret görmüştü, ne de kovulmuştu. Beraber getirdiği hizmetçisi Ro- İzita ona şöyle demişti: —Hanımcığım, şimdi bu şatonun sahibi sizsiniz. Bu soyu sopu belir- siz cariyeleri, oyuncu kızları artık ne diye tutuyorsun? Hele Jülyano hiç te benim hoşuma gitmiyor. Şey- tan gibi bakışları var. Sinyör Mar- çelloyu baştan çıkaran bile belki odur. Size yerlere kadar eğilerek selâm verişine, ayaklarınıza kapanı- İşima sakın kanmayınız. Ben olsam hepsini... Lükresya onun sözünü kesmiş ve şu cevabı vermişti: — Rozita, sus artık... Yetişir... Eğer beni sahiden çok sevdiğini bil. meseydim bu sözlerden ötürü sana darılırdım. Pazarda birer keçi gibi satılarak elden ele dolaşan cariye- leri görmek bile istemem. Onlara ilişmek bir tenezzül olur. Bunu yap- mak Marçellonun vazifesidir. Ba- kalım ne yapacak?... Ona göre ka- rarımı vereceğim, İşte şimdi onu bekliyordu. Hattâ dolaşırken Mariya ya yaklaşmak bile istememiş, yüzü- nü buruşturarak Jülyano'ya: — Geçelim... Demişti. dı. Lükresya ne de olsa bu sert yü- rüyüşlü, mağrur atılgan adamda bir erkek ruhu buluyordu. Zaten onun gözünü boyayan da bu olmuştu. He- le iki gemisini de kaybetmesine rağ- men hiç yılmamış ve ümidini kes- memiş olması daha çok göze alına- cak bir nokta idi. Bundan başka henüz ne nişan bozulmuş, ne de bozmak için belli başlı bir behane bulmuştu. Marçello genç kıza: Son kararım her zaman seni sev- mektir. Fakat dügünün büyük bir zaferden sonra Venedikte yapılma- sını isterim. Demekle aralarındaki anlaşama- mazlığı kökünden koparıp atmış 0- luyordu. Lâkin acaba bu sözleri yürekten mi geliyordu? İşte anlaşılması lâzım gelen en başlıca nokta buydu. Lükresya bütün şüphelerine rağ- men nişanlısına soğukluğunu her. kese bildirmiyecek kadar zeki, va- kur bir genç kızdı. Bunun için Mar- çelloyu şatonun avlusunda ve bü- yük kapının önünde karşıladı. Marçello, onun elini öptü: — Zahmet etmeyiniz. Çok teşek- kür ederim. Umarım ki benim yok- luğumda burada hiç bir rahatsızlık duymadınız. — Kendi evimde gibiydim. — Şey... Şu... Cariyeler ve çak gıcılardan hoşlanmamıştınız da... — Onları aklıma' bile getirmiyo- rum. Nereye bıraktıysanız oradadır- lar. Bir Türk Gemisi Denizin Dibinde Marçellonun çekingen ve kor- kak olduğu hemen belli oluyordu. Hattâ onun (siz) diye konuşaması, hemen cariye ve çalgıcılardan bah- setmesi de bu korkudan ve çekin- mekten ileri geliyordu. Fakat o bunların farkında değildi. Genç kız onun koluna girdi ve merdivenleri çıkmağa (başladılar. Ayni zamanda (konuşuyorlardı. Genç kız ona (siz) diye söz söylü- yordu: — Gemilerde hiç bir sakatlık ok madığına göre sanırım (ki savaş yapmadınız. — Bir Türk gemisini denizin di. bine yolladık, o kadar... şatoyu ile diğer kızların kapandıkları oda-|... Yanna — kaddar mı? — İnandım... İnandım. Fakat hiç bir şey getirmediniz de... (Arkas var) Kalın duvarlı pencereden liman | sms amaaan çok güzel görünüyordu. İki gemi gü- zel bir manevra ile limana girmiş- lerdi. İkisindeki askerlerde de gö- ze çarpacak kadar coşkun bir se. vinç vardı. Beş altı günden beri mış gibiydi. Lükresya gemiden çıkanları sey- rediyordu. Sapsağlam geldiklerine (göre zorlu bir savaş yapmadıkları, ya- hut düşmanı kolaylıkla yendikleri anlaşılıyordü. Bozulan Nişan Marçello en öndeydi. Sevinçli| Beyoğlu Fransız Tiyatrosunda Halk Opereti Bugün matine 16da akşam 20,80 da ÇARDAŞ Fünevin | — Senin için her şeyi yaparım. l Fernand Gravey'in AŞK BANDOSU İlâveten: Almanya olimpiyad hasırlıkları, bütün sporlara sid büyük film. Bugün anat İl de tenzilâtlı matis* iğ General Köndilisin C. > naze Töreni Bugün.. Zi (Baş tarafı 6 ıncı yüzde) sas ve Sofulis kabul etmişler is€ “| | Atina, 1 (Özel) — Kral kabine! Çaldaris kabul etmemektedir. !buhranının halli için konuşmaları - Generale Otopsi Yapıldı. | na devam etmektedir. Bugün Çal -| Atina, 1 (A. A.) — Havas ajf'İ p darisi kabul edecektir. Çaldaris kral| sından: ile konuşurken silâh kuvvetlerin| General Kondilisin cenaze muhalefetleri odolayısile ordudan|simi pazar günü öğleden sonra 7 itardedilen isyancı zabitlerin tekrar | pılacaktır. Generalin zehi Di orduya girmelerine kendisinin mu-| neticesinde öldüğü hakkında "|! vafakat edemiyeceğini söyliyecek «| şayia döndüğünden, otopsi tir. sına karar verilmiştir. Kral ile hürriyetperverlerin bu Ordunun Arzusu zabitlerin tekrar orduya alınmasına! Atina, 1 (A. A.) — Havas taraftar oldukları anlaşılmaktadır. | sının hususi muhabirinden: : Yeni kabinenin tesekkülüne bu! Çaldarisin organı bulunan mesele zorluk çıkarmaktadır. Baş-|kon Mellon gazetesinde neşro bakan Demircis yeni gelecek kabi-|bir tebliğde, ordu şeflerinin b neyi müşkülâttan kurtarmak için kabine nezdinde, ordunun arz! bu meseleyi kendi kabinesi zama «|nu izhar maksadile bir teşebb İnında halletmeği istemektedir, Bu| bulunmak niyetinde oldukları böğ| hususta Sofulis ile de mutabık kal - |dirilmektedir. Ordunun arzusu ,maştır. Başbakanın bu meselede|velâ parlâmentonun feshi, sonrs bulmuş olduğu hal çaresini Metak- yeni i seçimler nler yapılmasıdır. Rumen - Fransız izmitte Kaçak Keresteler Münasebatı İzmit, 31 (Hususi) — İzmit Paris, 1 (A. A.) — Romanya kra-!lisi Geyveli keresteci Muhsine lı, dün Elize sarayında, cumur reisi | olduğu iddin edilen bir vagon K Lebrunle beraber yemek yemiş velçan keresteyi meydana ç sonra da dış bakanı Flanden ile gö- rüşmüştür. Romanya finans bakanı Anto -| nesko pazar akşamı Pariste bulu - nacak ve Fransız ticaret bakanı! (lil Bonnet ile görüşecektir. Fransa - Romanya ticaret andlaşmasının bu| görüşmeden sonra (imzalanması muhtemeldir. Rumen Kralının Sözleri.. Paris, 1 (A. A.) — Romanya kra- lı Karol, Paris - Soir gazetesine yap- tığı beyanatında demiştir ki: «Bir Lâtin memleketin hükümdarı, an - cak Lâtin idealinden mülhem ola - bilir. Fransa ile Romanya bir tek kalbi olan iki memlekettir. Biz, Ro- manyalılar, sulhu muhafaza için elimizden geleni yapacağız.» Kral Karol, İngiliz kralı hakkın- da da şunları söylemiştir: «Sekizin- ci Edvard, müvazenesi yerinde en- San ae ve e Gm Bugün gündüz saat Jİ KARAMAZOF KAR Türkçeye Reşat Nari (Leyli talebeyti gündüz saat 15 akşam sanat 20, MIRNAV Büyük operet Yasanı ASİ Obey Müzik: A. B 3 Şubat Pazartesi akşamı HU ve Naşit tarafından bir perde FERAH Sinemada Melek sinemannın ayn syn hafi” larda gösterdiği iki büyük film bif den bügünden itibaren KİRALIK GÖNÜL Klark Gable DE: ZE der adamlardan biridir ve kendi - v sine müstesna ve kat'i bir itimadım | Ayrıca : Paramount dünya hab . vardır.» pi mile i a al 3 Şubat SE" Pazartesi akşamı saat 20 den itibaren ğ TEPEBAŞI GARDENİ fi ( DANSING - LOKANTA) a MÜZİKHOL VARYETE TRUPU nu l takdim edecektir. Paris, Londra ve Berlin'in eğlenceleri 4 TRIO MANETT LORETTE VE BARBAKO DATTY ve CONSTANT DELVA ve DRAGOR vesaire v.n... Her akşam saat 20 den itibaren DİNE DANSANESİ KONSER, Pazar günleri 5-3 arasında MATİNE Mevsimin 2 şaheseri: Bugün: MİILLi SINEMA'da LİLİAN HARVEY « TULLİO (Meşhur (Franke, ) filminin OARMINATI tarafından temsil | Boris Karloff ve en son filmleri: MONTEKARLO GECELERi | KANLI KARGA, ie Karga Amr şi Boris Karloff dahiyane bir n Aari hayatın doğurduğu ve bütün l İerkinde sörvet ve ihtişamına rağmen haya |. yet göstermiş ve sinema âleminde tının esizi genç bir kızın heyecanlı İkölü tekdirlere sebebiyet veren #MAOGFASI, bir hadise olmuştur. Filmlere ilâveten: MÜNİR NURETTİN'in en son filme çekilen konserlerinde? ” kaş şarkı ve Foks Jurnalde: Atinada yapılan Beşiktaş Yunan Futbol msi” / Kahkaha ile gülmek, mevsimin en güzel filmini görmek ve şaheserini göni in TÜRK sinemasına er merakli Il devam ediyo” f

Bu sayıdan diğer sayfalar: