yi H 0 SON POSTA Sayfa 9 ROMA KAPILARIND 2/21936 Yazan: Gerhart Ellert miş Ona Sualler Soruyordu.. Piskopos Lüpüs kısa bir tereddüt- ; i:nm başıyla bu sözü tasdik etti. İŞ Za Memurları şehri çoktan terke- ,Bitmişlerdi. Onun için kendisinin SÜ ba büyük münür olduğuma il- B Bkükcak Bir kümsa zaten kalına- BU Hüzler v kadar nt bir” würette girmişlerdi ki Aetiüs'ten gelen “*"bıı bile okumağa vakit bulama- :k © Mektubu hâlâ elinde tutuyor Kral Attilâ eliyle yer gösteriyordu: “ «Gel buraya otur da şimdi aldı- Mektubu oku ve okuduktan sonra ü bana ver.» k Pilhıpoı mektubu açtı ve alelâce- tkudu: S «Aetilisten Trekalı Lüpüse- Ramanın âkibetine bir kıy- 7 Piskopos: —İnsan bir kaplanın pençesine düşerse yine ©o kaplanın ulüvvücenabiyle kurtulabilir, dedi, Haydarpaşa Hastanesi.. Dün Merasim'e Açıldı. Yeni Müessese 250 Yataklıdır B> Yeni hastahanenin ameliyathanesi | Haydımıçuılıoıh Tıp Fıkllll—ı'niıı;hızlan da gelmediği için gimdilik a- yerinde yeniden kurulan 950 yataklı meliyat yapılamıyacaktır. nümune hastahanesinin açılış töreni! Hastahanenin rontken cihazı he- dün yapılmıştır. Kardeşinin rahatsız - nüz monte edilmektedir ve bu iş bit- lığından dolayı törene iştirak edemi - tikten sonra radyotrapi de dahil oldu- yen Vali Muhiddin Üstündağın yeri - ğu halde bütün radyoloji ameliyeleri ne muavin Hüdai Karataban, - şehrin | yapılabilecektir. P Veriyorsan, kilisemizin istikabali |Hün askerini yanına çağırdı, bunun ü-'anladığına da memnun oldu. Ondan görünüyorsan, Hünleri |zerine bütün muharipler odayı terket- İsonra piskoposa şu cevabı verdi: alakoymağa çalış. Bunun | tiler — «Esasen senin anlatmana hiç |i 'RN “B' çare bulup bulamıyacağını, ar- .__l'* çare olup olmadığını bilmiyo- & ildiğim bir şey varsa o da Ro- he Çalıştığım ve bunun için vakit ka- ğa muhtaç olduğumdur.» Pi iskopos Lüpüs dudaklarını oyna- Kinmmh buraya kadar kendi e okuduktan sonra onu birden- _ıöhünd: duran mumun üzerine b " Hiç bir kimse buna mani olma- j '—_"Hk bulmadan mektup yandı, kül _:,nnıh takılı olan zümrüt yüzüğü le göstererek dedi kit “Bu yüzüğü bir zaman Aetiüs —_ıöııdnmi,u Benim ismimi — te- &der misin, piskopos?» İ k'“:i Ppiskoposu cesur bir adam ol- biraz evvel ispat etmişti. Fakat Nk"'ılhııı manâlı bakışını ve ma- kln:“ılini görüp işitince kendisini ı_ı.%iu kapladı. Acaba Attilâ kendi- he istiyordu? l;:l—ninı mi telâffuz edeyim, kral? x Yanlış anlamış olmiyayım? » Öm, etiüs ve Attilâ dediğini istiyo- Ğ ğ'k%ı başını salladı: k::â?üüı Ve Attilâl» dedi- k., thundın çıkan ahengi din- ü p *Sen bu isimleri şimdi nasıl te- Attilâ ile Lüpüs odada yalnız kaldı-|lüzum yok- Ben o mektupta ne yazılı olduğunu pek âlâ ve pek doğru olarak Attilâ yavaş adımlarla masaya doğ-|tahmin edebilirim. Aetiüs, vakit ka- lar. i. |siz, ince dudaklarında bir mumun önünde açarak:; — «Aetiüs'ün ismini — huzurumda talâffuz etmek cesaretinde — bulunan bir adamı bundan bir kaç gün evvel kendi elimle boğdum. dedi. Aetiüs sa- na ne yazdı, söylel» Piskopos, kralın kendisine doğru uzattığı ellerine bir müddet baktı ve ondan sonra gayri ihtiyart kendi elleri- ni boğazına götürdü. Attilâ bunun farkına vardı. Renk- tebessüm belirir gibi oldu: — «Cevap verl!» dedi. Piskopos bir anda düşündü ve son- ra kısık bir sesle mırıldandı: — «İnsan bir kaplanın pençesi altı- na düşerse, yine ancak o kaplanın u- lüvvü cenabiyle kurtulabilir. Baş ku- mandan Aetiüs bana mektup yazdı; ben o mektubu, münderecatını sonra- dan sana anlatmak için gözünün ö- nünde yaktım.» Attilâ memnun olarak başmı eğdi. Yalnız cevabın ihtiva ettiği manâ ho- şuna gitmedi, piskoposun fasih bir Lâ- tince ile süratle söylediği sözleri — iyi ve Vizigotların yardımını temi-|rü yaklaştı. İnce, sinirli parmaklarını 'zanmak için beni burada alakoymanı istiyor. Fakat sen bunu yapmağa muk- tedir değilsin.» (Avkııı: var) DÜNYA MATBUATI BİR ARADA Haftalık, Siyasi, Edebi, içtimal, Mizahi İstih- barat Mecmuası 86 ŞUBATTA ÇIKIYOR Haberler, Hikâ- ye, Spor, Macera, Sinema, ilim Bir haftalık Bütün Dünya Baylara Teksa İçtimat Bir Facia Karısını Kardeşile Bulan Yörüğün (Baş tarafı birinci yüzde) On iki yılda beş çocuğumuz oldu. Tanrı bir tanesini geri aldı.. Dört ço- cuğumla ve karımla çadırda iyi kötü geçinip gidiyorduk. Karımı sorarsa - rı sızacak en ufak bir kavga geçmedi. Daha iyisi onun alâkasından emin- Cinayeti irarak üç, dört tane parlattım. Ateşi gö- ren kurtlar çil yavruları gibi dağıldılar. Tehlike geçmişti amma, bu uğur - suzluk alâmeti bir türlü kafamdan çıkmadı. Yoluma devam ederek çadı Bözlerini kapayarak bu isim-|mız şu kadar yıl içinde aramızda dişa- | yolunu tuttum. Çadırdan Gelen Sesler Çadırın yanına wardığımda ortalık dim. Allah için, son günlere kadar en |zifiri karanlıktı. lev vererek kurdelâyı kesmiş ve has - tahaneyi açmıştır. Davetli bulunan Üniversite rektö - rü, Tıp Fakültesi dekan ve profesör- leri ile bütün tanınmış doktorlarımız ve diğer davetliler hastahanenin bher tarafını gezmişler ve baş doktor Bakt- riyolog Kâzım Lakay kendilerine lâ- zım gelen izahatı vermiştir. Bu izahata göre, hastahane (250) yataklıdır. Bunun (60) 1 dahili, (55) i harici hastalıklara, (25) i kadın ve doğum, (20) si kulak, (20) si göz, (20) vi cilt, (10) u üroloji,(15) i enta- niye ve (25) i çocuk hastalıklarına tahsis edilmiştir. Hastahanede eksik olan servis asa- biyedir. Bunun da müteakip yıllarda bildirilmektedir. miş, diğerleri henüz gelmemiştir. di nim hareketimi görünce yatağın altı- İna sakladığı kamasını çekti ve üzeri- me saldırdı: kazandığı bu yeni sağlık yurdundan | memnuniyetle bahseden kısa bir söy -İlan verem kısmı, 936 yılı Öperasyon için icap eden ta'ktm ci-|hakkak ki kıymetli bir kazançtır, Hastahanenin en büyük eksiği « içinde 25 yataklı bir pavyon halinde kurulacak: tır. Hastahanede ayrıca hususi hasta a. lan kovuşlar da mevcuttur. Hastaha - nenin (11) kişilik mütehassıs doktor ve iki de muavin doktor kadrosu var - diır. Bunlardan üroloji, hayati kimya ve marazi teşrih mütehassıslıkları he- nüz münhaldir. Bundan başka kadroda 12 hemşi - ve ve 75 müstahdem mevcuttur. Kad- ronun asistan kısmı henüz Sağlık Ba- kanlığından bildirilmemiştir. Hastahane pazartesi gününden iti- baren polikliniklerine ve hasta kabulü- ne başlıyacaktı.. Bütün — servislerin muntazam poliklinikleri de mevcut- ayrı bir pavyon halinde yapılabileceği | tur. Bu hastahane, hastaları sedyelerile Hastahanenin bütün — servislerinin |beraber üst kata çıkarabilecek asan-. lâboratuvarları da tamamdır ve bun -| sörleri ve her türlü elektrik tesisatı ile ların ancak bir kısmının âletleri gel -| ve eski binaların tadili bakımından da iyi bir hastahane olabilmiştir ve mu- kardeşim — Bir iş oldu. Çocuklarım sana & manet.. Ben karakola teslim olmağa İçeride kuşku veren sesler geliyor- . du. Kulak kabarttım. Ne olduiııııuf anlamak için içeriye girdim. Karanlık- Süar “Üyorsan, gelecek nesiller de | ufak bir şüphe bile hatırımdan — gaç- & değ P süretle talâffuz edecekler /medi. İyice geçinip gediyorduk. v iki p. Bu isimler biribirine dost o-| Gözüm Seyirdi K l..ı:’_"_'üı değil, biribirine düşman | — Hâdise gecesi karım ve anam çııl BN Lüsin isimleridir. Ancaba ge: İdırda değildiler.: Ağılda bulunuyorlar: İolaydım da biç görmeseydim. kh:&"l © iki isimden hangisini da- 'dı, Gece yarısından biraz sonra uyan- Çirkin Bir Manzara Biç, * bilecektir? » İdım. Gözüm seyirdi... Hatırıma anam| — Ocağın yanıma vararak küllenmiş o- '—di; SPos boğuk bir sada ile cevap geldi. Onu çadıra almak düşüncesiyle|lan ateşi karıştırdım. Bu tertipte ha- Kanlı Bir Boğuşma Aramızda boğuşma oldu. Ya o, ya 'ben gidecekti. Bu mukadderdi artık..| gidiyorum. Sen de muhtara haber sal.. Dedim. Ve Değirmendere karako - tan göz gözü görmiyordu. Keşke kür;Elimdeli odunla Bekirin bileğine sert luna teslim oldum. bir darbe indirdim. Elinden kaması | * düştü. Bu defa kama benim elimde — Hâdiseden sonra işe el atan müd « idi, jdeiumumi muavini Bay Şevki Suner O zaman kendimden geçtim. Elim- derhal tahkikata başlamış. Elde ettiği — «Daj |dışarı çıktım. Hatırımda hiç bir kötülsl olan aydınlıkta dört çocuğumun deki kamayı Bekire - sapladım... Bir delillerle katilin ifadesi arasında bir ök Sayel, fazla isteyen ve daha yük- ihtimal yoktu. anası Elifle kendi öz kardeşim ve be-|değil, hem de bir kaç defa.. Bu sırada çok yakınlıkla tesbit etmiştir. “q Büyele erişmeğe çalışanın ismini | — Çadırdan biraz uzaklaştığımda yol-İnim şu kadar yaş küçüğüm Bekiri bir| karım Elif de üzerime hücum etti. S- — Çok şayanı dikkattir ki çadırda a- bilecektir!.. da bir kurt sürüsiyle karşılaştım. Bu|larada gördüm. Gözlerim karardı. |kılmaz karı bu hareketiyle bir az daha #özü kendi kendine söy- sürünün hücumundan kurtulmak için |Dünyada bundan daha büyük acı ta -| küçülüyordu. Onu da yaraladım. İkisi de öldüler. Li , î““- bu Yü __';_'r:;î_umn. anlayacağını hatı- İderhal bir ağaca tırmandım. Kurtlar|savvur edilebilir mi? . İ & ae benim bulunduğumu sezdikleri — için Hemen ocaktan kısmen yanmış bir h'ilııı.::-ml da o sözleri anlar gi- kulak kabarttılar. Parlayan gözlerin -Jodun kavrayarak üzerlerine yürüdüm. i. Kral ayağa kalktı. &!Idzn anladım. Cebimdeki kibriti çaka-|Bu sırada Bekir de davranmıştı. Be-|metre uzakta olan ağıla vardım. Küçük | Çocuklarım Sana Emanet Bu kötü işi yâptıktan sonra 150ı nalarının cesedi açık, saçık bulunduğu halde, Elifin dört çocuğu en ufak bir teessür bile göstermemektedirler. Bu çocukların bir şeyler bildikleri ve da- ha önceden sezdikleri sanılıyor. Adnan Bilge