Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
' — Mlantış ergün D'_î'lyan ın '_dişine Bir Kuş Bakışı &. * s“”)'et İlinde S?Vyet ilinde harp endişesi var. ir ta dud Taftan Japonların Mozgolistan hu- hı.:tnda tekrar faaliyete geçmeleri, — öte ].m b :lm“nyamn tek durmamağa baş- * SOvyetlerin telâşını ve hazırlığını "tu"m!tır B ıvyetıe"_garpîan emin olurlarsa, şark- mindiîrnya ile boy ölçüşebileceklerine e- ei Oan için Sovyet - Fransız as- lmuîp&khmn bir an evvel imzalanmasını 4 Yorlar, m“ahı;;nl-ar bu paktın tasdikını Lokarno “ine münafi görüyor , ve Fransa Paktı imza ettiği takdirde Almanya - ee's.y müuahedesinin diğer sahifeleri- Yörlar Yırtmaktan çekinmiyeceğini aöylü ” g —— Meyanda Rendeki askerlikten Men '[miş mıntakanın işgal ed_i_lgce - ediyol'lar_ * çewo vakyada bim vuiov&ky“ merkezi ÂAvrupada mü - © Nazik —bir mevkidedir. — Litvinof, li :"Phe.ini temin için Fransadan son- Bakt îı:'lo vakya ile de ayni mahiyette bir Yada mı“mf' teşebbüs etti. Çekoslovak - ler gâ“uhtehf partiler, muhtelif temayül- miite,nae.nn_ ektedir. Çiftçiler Almanyaya: Ç&Dıloîl r. Henlein'in riyaseti altında.kı ti!'m—lw ğığ nazileri Hitlerle birleşmek is- h*"ha.ğ' syalistler ise Sovyetlerle an - & taraftardırlar. e Os Va quak cumur reisi Benes Mosko- M Samimi bir dostudur. Sovyetlerin il- | kı:hoe Merkezi Avrupada bir yeni Lo - Livinop / imzası için — çalışılmaktadır. | m%“f simdi bu temayülden istifade ile “Sguldür, yü * Auu“uryada dir. ğı:lîîyada bir kralcılık hareketi var- .ur'-llneiind Urg hanedanının tekrar tahta ge- den hah_:n' Ottonun kral ilân edilmesin- ÂAvu ıu"uYor. u*üiy:turyamn siyaseti günden güne de Vüsty Zi AWsturya başvekili Şuşning A- ımhh e istiklâlini temin için ewe.lce hazbin, “dayanıyordu. Fakat İtalya Afrika det le: Sirdikten sonra Suşning bir müd - h!lq,,nîdüt devri geçirdi. Almanyaya AM tan korkuyordu. Çünkü ao vakit m'ny:;ıy AyI nazilere teslim etmek ve ÂAl-| Üçü -.llh"k etmek lâzımdı. Şimdi onu Sünl. dıhlâfa mütemayil görüyoruz. Son “Taga gitmesi bir merkezi Avru- ile alâkadardır. ki küçük itilâfla anlaşabilmek için iadesine müsamaha etmemek lâ - Hııîıhq Çünkü Çekoslovakya — Ottonun nn ık'gl"lh tahta çıkmasından kuşku - H'l'lb tadır, Habsburg hanedanının ihyası, hıh, uı-g— imparutorluğu hayalini doğüura- Baktın, TSenaleyh —Avusturyanın Tuna vmrebümesi için krallığı ihdas fik- Z2 geçmesi İâzımdır. Mi K illetler Cemiyetinde h*lindıeuer Cemiyeti, bir haftadır içtima İâ En,:: Fakat hâlâ bir karar çıkmadı. Hâ- ’."lıyo;ıyonl“ seçiliyor, ve bir adım atı - K ' » Kak iler, Bila #imalde orlar, hüş Srbin ne sulhan ve ne de cebren he - y“hız a ereceğinden çok uzak bulunu - j demelctir. : bu arada cephelerde taarru- Cenupta biraz ilerlediler. Fa- şiddetli mukavemetlerle kar - :ı""?lnda Bir Hafta- “3hberi Hafif Zelze- leler Oluyor “'nben-"’ 25 (A.A.) — Bir hafta - 8ündüz ve geceleri hafif yer Satlamış çevam ediyor. Bazı binalar ise de hasar yoktur.. X'———M_____ y F Doktor. S RERHAN YÜCER K ıFMkültesinden diplomalı, sabık AĞonl - ! Verem Sanaltoryumu a. Baştabibi Rt Şekip Habih'in Ayasofya'da Ye- hn“”n taddesinde 43 No.İn mua- "İııı'ıaainde h: rgüu ögleden sonra £ bustalarını kabul . eder; KEJ A daa a * N A —e « - z ÖL egi SUF ee " SAL, Fğpa ” VU — AA 'SON- POST M Te Resimli Makale h Bir Türk darbı meseli, «ayağını yorganına göre uzat.» der. Ta tun ü nu anlatmak için bundan iyi söz olamaz. Bir çok kimseler bol keseden masraf yaparlar. Sonra masrafın | . Girdikçe içeri girer, nihayet iflâsa sürük-; T İA y İ ;ıltı_n;!ım ;:nluwölçüsüz > yüçün knenllalır. İnsan - ölçüsüz iş den tahmin etmek mümkündür. Bundan dolayı iş yapacağınız yî':ığ kseriya yaptığı iş sakat olur. Ölçüsüz yapılan elbise zaman ölçüyü elden bırakmayınız. iğreti olur. Onun için ölçüsüz iş ölçüsüz elbise gibidir. İşde muvaffak olmak için evvelce bir plân ve bir proje yap- mak lâzımdır. Plânlı ve projeli iş ölçülü iştir. Neticesini evvel- MUHTELİF HABERLER Bir Çek Gazetesinin Saçması Bizim İngiltereye Yardımımıza Muka- bil, Ingiltere Fize Para Verecekmiş. Zağrepte çıkan «Obzor» gnzteeıin-; İngiltere münasebetlerinin iyileşmesiîhazıır _buılunmı;.yı ta.ah.hüt etmiş olma- de okunmuştur. «Londra, 15 son kâ - neticesini verecektir. _ İ bi bir istikraz ile mükâfatlandırılacak - nunda — Japonyanın Çinde tnkıpı Bu bakımdan, teyit edilmemşi olma- tir. ettiği siyasanın kuvvet peyda etmesi, sına rağmen kuvvetle deveran e—l Türkiye ile Sovyetler arası nda am Uzak Şark işlerinde mütehassıs İngi - den bir haber dikkate şayandır. — Bu sıkı m_ümıebıtlu dol!y'].ııyle Tııı'kıye- liz ricaline göre, İngilizlerin mukabe - habere göre Türkiyenin, İtalya ile 'ye verilecek olan bu istikraza büyük Sözün Kısası Lâf Ölçüye Gelir Mi? E. Ekrem Talura Lâfın ölçüsü olmaz! diye bir söz vardır. Meğer, eloğlu onun da ölçüsünü bulu- yormuş. Avrupada bir istatistik tutmuşlar ve şu neticeye varmışlar ki, bir adam se - nede 1.260.000 lâkirdi söylermiş; ve in- sanların ömürlerini — vasati 60 yıl olarak kabul edersek, bu müddet zarfında ağzın- dan çıkan lâfın yekünu 75.600.000 i bu - lur. Evirdim, çevirdim.. Bu hesaba bir tür- lü benim aklım yatmadı. Zira öyle adam- lar bilirim ki, müsrif miras yediler gibi, bu azametli yekünu bir yılda, haydi bileme -« din beş yılda doldurmağa azmetmişlerdir. Mübarek çeneleri bir kere açılıp ta işle « meğe başladı mı idi, ölüm Allahın emri, susturamazsınız!| Dillerinin altında, asır - lardan beri biriktirilmiş, yığılmış bir lâf ıstoğu var da, piyasa düşmeden bunları harcamağa bakıyor sanırsınız. Hakikaten de, onun bu kadar cömertlikle saçtığı bu lâf kalabalığında bir kampiyon Büsgi sezilir. Onun lâfları ne hesaba ve ölçüye, ne de mehenge gelir. Tartısız, hesapsız ve ayarsızdır. Bu. gevezeliğe kendisi yekün tutmasını bilmez; Nerede kaldı ki başka- ları tutabilsin. Onun için, maalesef sayısı umulduğundan da çok olan böylelerini; yukarıda bahsı geçen istatistikten hariç tutmağa mecburuz. Gelelim, bir de öyleleri vardır ki, balık kadar sessiz ve dilsizdirler. Ağızlarından Tanrı kelâmı çıkmaz. Ne en hararetli bir bahis ne en heyecanlı bir haber, ne sual, ne hitap.. İki düdaklarının arasında dona kalmış tek bir lâkırdıyı canlandırıp ta di- şarıya fırlatamaz. Kendi ihtiyaçlarını bildirmek için bile lâfı dirhemle ederler. Sükütun altın da de- ğil de, pırlanta olduğuna kaildirler; Onu servetinin üzerine titriyen bir ihtiyar hırsı ile kıskanır, esirgerler.. Bu türlülerini de hesaptan hariç tutmak zarüreti meydandadır. Geriye ne kaldı? Lâkırdısını yerinde kullanan ve ancak lüzumsuz yere, kıymet- siz sözler söylemekten çekinen dünya yü- zünde topu bir kaç bin kişi değil mi? Böylelerinin de lâkırdılarını sayı ile, tartı ile değil, zannederim ki değerile ölç- mek gerektir. lesini icap ettirecek ve bu da Sovyetler- harp halinde lnş)il__tereye /— muavenete bir ehemmiyet atfolunmaktadır. Kadın Kaçırma.. — (A4r Parasına, Malına Tama Edi'en Kadını Jandarmalar Kurtardı. i 1) — Geçenlerde şehri- belki üvey baba yavrularımı h_ı_rpalar N miîil:ı l’)a(ı?ı:m:e)nd köyünden bir dul!düşüncesiyle vaki olan talepleri red - Za aşladı i kadının mallarına tamaen bir serseri | detmektedir- ’ Nevyork, 25 _(A.A.) — Amerıka;. 4 KP3RE SELEEM DĞ hp güya kendi-| Hazır dümeni kurulmuş düzenli bir da soğuklar hafiflemeye başlamış ise| t;e bu suretle cebren bir karı edin -| eve iç güveysi girerek biraz daha iyi ya- de yeniden bazı ölüm vak'aları olmuş-. ı' | Amerikada Görülmemiş Soğuklar Niyag ra Şelâlesi Dondu, Kalörifercler Greve Ben bu fikirdeyim. Bilmem siz ne der. siniz ? | Çerez kabilinden : Fuat Paşa Ve Üçüncü Napoleon Sadrazam ve hariciye nazırı Keçeci Zade Fuat Paşa, Abdülâzizin Paris ve Lon dra seyahatlerinde, padişaha refakat — et« mişti. Abdülâziz terbiyesiz, kaba ve mağrur bir adamdı. Fuat Paşa da son derece ze« ki, fatin ve dirayetliydi. Efendisinin kırdı- gı potları mütemadiyen düzeltiyordu. bi et elde şamak sevdasına kapılan bu talipler - tur. _ ' Bhek İ terll'evı_nmedi î fı:;;î :îı[:h tara - 532,-, daha cesaretlisi olan Ilıcabaşı kö-| —Nevyork limanı büyük buz kitleleri Gape ';t;kıhnarık hapse atıldığını yünden Hasan oğlu Mehmet, karıyı ile doludur. Niyagara şelâlesi de don-. âıi?ddimmi'tim cebren dağa kaldırırsam belki bana muştur. Bu defa du iki çocuklu bir dul ka - ramolur fikrine düşmüş ve bu çirkin — Nevyorkun asansörcü ve bir çok bi- d :açmlmış lâkin zabıtaca haber a- işi bu düşünceyle yapmıştır. nalardaki kalöriferciler greve devam llmlımk el ı;lnı'ı cür'etkâr, yakala -| Hâdise günü zavallı Nesibe, o civar- etmektedir. Bu grevin bütün bina a- n:ı derhal tevkif edilmiştir. Topladı -Fda bulunan İlıcaya çamaşır yıkamağa melelerine lışubat_ta 'teşîmili için fede- ğı:ı malümata göre hâdisenin tafsilâ - gitmişti. Akşam iizeı'iîı kuruyan çe:ıı:m- /jrasyonca emir verilmiştir. tını yazıyorum: 'şırlarını bohçalayıp köyüne d“_“ en! z * : | Kaynarca köyünden Nesibe isminde:yoluua pusu kuran Mehmet, bir anda' Ottava, 25 .(A'A') — Soğuk dal - genç bir dul kadın iki çocuğiyle ölen önüne çıkarak ve ölümle korkutarak gası devam ediyor. Kanadanın. cenu - kocasından kalan evde yalnız başına |a disini alıp dağa çıkarmak ve o sıra- bunda soğuk, sıfırı.r'ı alt_ınc.l'a yirmi de- namusiyle oturmakta ve gene kocası - da kimse bulunmadığı için feryadını receden de aşaği düşmüştür. tin mires buaktığı bir kaç dönüm tar- , — lli Konyada Avcılık layı işleterek yavrularını büyütmek - : gün takibe koşan zabıta, bi - ö oâ;r“ Ertesi gün takibe koşa Hi l'ku Konya, 25 (A.A.) — Dün akşam tedir. ; ; riın elinden kur- Halkevinde toplanan avcılar, Evin e . çare kadını bu canavar d Halkevin P , z (_ie_nç kı:gınnoktt:;hğîmîebîv;ç;ıî:- tarmış, yaptığı denaeti yanma kâr bı- 4bor komitesinin avcılar kolunu teşkil A lçlıılın-üz öı;eîı kocasının hatırasını rakmıyarak cezasını _görmek *üzereıetmi!]erdir, İlk av pazar günü Pa - :-ı:ı:ıbafazı etmekte, kocaya gidersem adliyeye tgş_li_ıgıf?"_"!f'?- mıglîgı!da: Ş'lPllğFalfFFlîf_ Paristeler iken, bir gün imparator ü- çüncü Napolyon, misafiri Abdülâzizin şere- fine Rambuye'de bir av eğlentisi tertip etmişti. Eğlentinin mukarrer olduğu saate pek az kalarak, Fuat Paşa, Padişahın hazır o- lup olmadığına bakmak üzere yukarıya çık- tıkta, bir de ne görsün?. Abdülâziz, ma- beyincisi Tahir Beyle karşı karşıya geçmiş, arkasında entari, başında takke, ayakla- rında şıpitik terlikler, tavla oynuyor!| Fuat Paşa: j — AÂman, efendimiz! der, on dakika sonra imparatora mülâki olacağız.. Halbu- ki henüz giyinmemişsiniz! — Ne çıkar? Beklesin teres! — Bari, müsaade buyurun da, itizar edeyim. Fuat Paşa fırlar, saraya gider. İmpara- tor da, vakit gelip geçtiği için sabırsızlanı- yormuş. Hemen Fuat Paşayı yanına götü« rürler; fakat, imparator, arkası dönük ol- duğu için kendisini görmez; Abdülâziz varıp r X y | » İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bir arkadaş yazıyor: Haseki hastahanesine yeni ilâve — edilen pavyonun temellerinden çıkarılan toprakların dışarıya atılması ve — in- şaat malzemesinin dökülüp saçılması yüzünden sokak geçil- mez hale gelmiştir. ; Ş ; Bi Bu yetmiyor gibi hastahanenin meyt kapısından çıka e i ge ee | müzahrafat ve eski soba boruları da karşıki arsaya atılmıştır. Ha.lbukî 'bır _hıslahıımnm Acıwın her yerden teı'nız olmak Bize bu süprüntüler içinde bazı ceset parçaları görüldüğünü | gerektir değil mi? İSTER İNAN İSTER İNANMA! de söylediler. İnanmadık. Yanlış görmüşsünüz dedik. Üstelik hastahanenin arkasındaki toprak sokağa da kalo- riferin kömür külleri atılmaktadır. ! İkinci defa yapılan pavyonun molozları da işi tamamla- mış ve hastahane civarı geçilmez bir hal almiştır. ) hakkında boyuna küfürler savururmuş, Derken, başını çevirip te, karşısında — Og- |manlı Sadrazamını görünce telâşla: — Affedersiniz, Altest. Biraz sinirli » dim.. Deli dolu lâflar söyledim. Ümit ede- (tim ki bunları gidip te efendinize naklet- mezsiniz! Diyince, Füuat Paşa: — Aman Sir! Hiç öyle şey olur mu? Benim efendim size her gün söver, seki- tir.. Fakat bir defasında ölsun, size ğelip haber verdiğim vaki olmuş mudur?. Cevabını verir. TIFLI -— | F | KA ae MT e e M ÇU gi -