Üİki özü ehemmiyetli bir bahis üzerinde münakaşa ederlerken Ayağa Kal Patlatmış G “Biri Kap —Muhaliflerin Kongreden Çı karılmal HR 3 Dilsizler Kongresi L(qnuşuyc'ı;-î kıp İşaretleşenler, Çene ibi Ter İçinde Kaldılar ıyı Gösteriyordu: — Ne Deniyor arını İstiyor!.Dediler iıct yaptı, oturdu, bir başkası kalktı, SON POSTA 2 Dedim. yine oturdu. Hay çatlıyacağım 2. Kulaklarım sessizlikten patlıyacak?. Halbuki ön- lar sahiden saatlerce söz söylemiş, çe- ne patlatmış gibi yorgun, kıpkırmızı, ter içinde... Nihayet münakaşaların özü çıka * rıldı. Biri daha kalktı ve sakin sakin işaretler yaptı. Muhalif taraf tebes -| sümde.. Ben sordum: — Yine ne oldu>, — Muhaliflerin kongrede bulun - malarına karar verildi. Müzakere başladı. Bir takım kâğıt- lar çıkarıldı. - İçlerinden biri ayağa kalktı. Daha ziyade muhaliflerin lide- rine hitap (1) ederek söylemiye - şey | pardon - işaret etmiye başladı. Bir İsterdik ki: Afif Obay'ın yazdığı Adnan Bo - zer'in bestelediği «Mırnav» opereti ö- teki operetlerden daha iyi olsun.. İsterdik ki: «Mırnav» 1 seyrettikten sonra yal- nız Mırnavın zevkini değil, «Nlırnavvı yazanla «Miırnav» 1 besteleyenin ile- ride verecekleri eserlerin de zevkini dayekmi ” ÜE Enleki Daklğellar dk £ Mırnavı seyrettik; mevzuu şu: «Bir genç kızı, zengin, yaşlıca bir erkekle evlendiriyorlar. Genç kız bir başkasını seviyor. Kocasından ayrıla- nin bir erkek olduğuna inandırmak is- tiyor. Kocası avukata, doktora müracaat ediyor. Doktor, erkek olduğunu iddi. Feriha a eden kızı yeniden kız yapfnağı üze- | Tiyatro Bahsi Şehir Tiyatrosunda Sayfa 7 —a A NAV naştırılmalıdırlar. K Şunu da hatırlatırız ki: ehemmi « lyrnil bir nükte yapabilmek için korunması gereken bir mesleğe fena tarzda dokunulmamalı ve fazla te- kerleme — ile bilhassa müstehcenlerin- den sakınılmalıdır. 44 «Miırnav» da müzik güzeklir. Din« leyenler büyük bir zevk duyuyorlar, * **k Mırnav sahneye fena konuldu: Balet çok zayıftı ve iyi hazırlanma* mıştı. Dekorlar gelişi güzel yapılmış- |tı. Ziya tertibatına iyi denemezdi. E- bilmek için de etrafındakilerini kendi- |lektriklerin yanıp sönüşünde — sunflili göze çarpıyordu. Şehir tiyatrosunda böyle şey olmazdı. kkkt Nasil oynandı: Miırnav öperetinde rol alanlardan: Behzat Taklitle konuşan - bir kişi - vardi. Ğ bu tatlı ol sohbetine hâlâ doyamamışlardı! « KÜDANARRİ Tz bir köşeye otur- laralık iki elini birden alabildiğine aça” rak «Nah!..» Der gibi muhâlif liderin Letafet salonu.. San- apartımanının Hilee ::l:'l_" Yavaş yavaş doluyor. K-IM ö Eirenler tanıdıklarına UÖY" birer sarkıtıp oturuyorlar.. Reis Sü - * ikide birde etrafına bakıyor ;? Ekseriyetin temin edilip edilmediği- * Yokl Uyor. retler yaparak gitti, du: Tercüman: Bu muhaliflerden biri.: Kongre-|alnını karışladı. de ayrı bir muhalefet grupu yapabil- mek için taraftarlarını çağırıyorl. cak!.. N'e muhalefeti, ne taraftarı?. Âde-|sümde.. Hiç oralı gi ulüp gibi burada da par-| rışladı, sana nah dedi, desem, yakışık — Hıhi. Dedim.'Şimdi kavga' çıka- Fakat o ne?. Muhalif lider tebes -| değil, yahu seni ka-! rine ahyor, fakat işin aslını öğrenmek- Behzat; kuvvetli san'atkâr aynen bir te gecikmiyor. Zenginin memkkelinvwŞamlı halini almıştı. Rolüne sadık ka- 'dc de karısı var; onu getirtiyorlar. Kız hıyor, güzel taklit yapıyordu. sevdiği adamla buluşuyor. Bu arada| — Duvar afişlerinde kedi olan Ferihas avukat, bir artistle; doktor, Demir is- nn rolü, çok değildi. Fakat rolünü çok minde birinin karısiyle, avukatın kâti- |;yi yapıyordu. Muammer avukat kâti- bisde daktilo ile anlaşıyorlar. Ve — bir bi rolünde muvaffak oldu. Sevimli ve x:"'"i ilehep beraber Cavaya - gidiyor- , hneye yakışan bir hali vardı Vasfi lar.» ta siyasi bir k ti kıyv—:ııı mi var?. Ayağa kalkan kö- şeye oturunca birkaç kişi de .uıdnl. yelerini çekti ve onun yanına çokıu_ ' ler. Uzun masada bulunanlardan biri hiddetle ayağa — kalktı. Konuşurken - şey pardon - işaretleşirken homur homur homurdanıyordu. Elini başına, koydu, parmaklarını — açtı, G Bayet kongre- açılacak..- Bütün üfya"! yavaş geniş, uzun masa ş Afina toplandı. Reis Süleyman clle- Üyle bir iki işaret yaptı ve — etraftan :"'*"mz homurtularla beraber baş- sallandı. Dilsizlerin kongresi.. Ne tuhaf şey, B toplantıdan gazetede çalışır - İL hademenin getirdiği bir mehuıp' rdar oldum. Mektup daktilo Hı_ıhlılmı'cı. Hemen hemen meali şu göğsüne kapadı, a reyi, masayı, tavanı, gün kıvırdı, kapıyı bacayı, pence- eşi, yani be- e tin e: öngrede ekseriyet temin edil - edilmesiri mutlak surette toplantı :;“"*—k. Muhalifler bu * alamazlar, Fazla gürültü ve mü_ b kakaşaların (1) önüne geçmek — için iPederse zabıta müdahale edecek - Tir. ah.. » Halbuki kongrede hiç de gürültü y.ok' Yanımda duran tercüman - ıîîl“; | ç Fi işaretlerinden anlayan ve di “onradan açılan biri - kulağıma iğ'd.dı: D_; Kongre - açıldı. Dikkat edin.. o, 'erkes biribirinin gözü içine bakı- Or.. Masanin bir ucunda bulunan hî Senç ayağa kalktı ve bir kn::' işeretler yaptı. Ben bir şey an- mıştim. Etraftan bir iki bomurtu nim zaptedemediğim bin türlü şey im, österdi ve yerine oturdu. :ayıknki bu «Nahto ların arkasını bi- İrakmıyor, düşmiyecek. Mecburen sustum. Fakat Bir vodvil için zayıf — olmakla sıklaştırıyor, avuçlarını a A çarak biribiri ardı sıra muhülefet lide- rini karışlıyor. Bir aralık muhalif li - İder hiddetle ayağa fırladı ve eliyle işaretler yapıp, © da ötekini karışla - mıya başladı. Ben heyecanla: | —Ne oluyor!. Dedim, Tercümanım | gülerek: İki ahbap çacuş tatlı el sohbetinde — Hiç, dedi. Bazı rakkamlar üze- rinde münakaşa ediyorlar. beraber; bir operet için, iyi yazılmış olması şartiyle, kâfi bir mevzu. * ** Mevzuun bütün Trüklerine - esas o-| | lan hâdise; — kızın, erkek - olduğunu iddia etmesiydi. Böyle olduğuna göre, bu iddiayı belirten sahneleri daha faz- la canlandırıp birinci plâna almak; di- ğer sahneleri bunlara bağlamak gerek- ti. İki kişi arasında geçen bazı sahne- ler vardı. Konuşmaların — güzel, esp- rilerin seçilmiş olmalarına rağmen lıııW sahneler biraz uzun ve biraz can sıkı- | cıydı. Sahneleri fazla uzatmamak — ve Seala barakmamak İcap' öderik. Şahsiyetlerin bir takımı operete ek- leme olduklarını belli ediyorlardı. | Her ne sebeple olursa alsun bir e- sere katılan şahsiyetler, o eserle kay-| kemeye zemin bulamıyordum. Hattâ iş okador kızışmıştı ki mü - nakaşalara — homurtular, — anl AZ, İkesik eesler do karıştı. Mubhalif parti- deh biri kalkıp elini açtı, ağızı üzerin- | de tuttu sonra yanaklarını — şişirerek | «Püüüfl.» etti. Fakat onu dinlemiyor- lardı bile, Bir başkası «Çekill» der gibi işaret etti, elini göğsüne koydu, ve ceplerinden tutup sandalyesine o- turdu. Ne oluyor, ne konüşulüyor, ne de-| ve Hazım fena değildiler. Fena değil- diler diyorum, çünkü onlar daha çok iyi olabilirlerdi. Bedis, Semiha ve Şevkiyeyi ilk defa Mırnav'daki rollerinde müş olsaydım. Dudak büker, muvaf- fak olmuyorlar, derdim. Halbuki Be- dia herkesçe bilinen çok kuvvetli bir san'atkârdır. Ve aldığı rolü iyi yapar, Semiha öperet sahnemizin en kabilis yetli artistidir. Ve Şevkiye hafif vol. lerde gayet muvaffakiyetlidir. Fakat «NMirnavp da her üçü, kencis lerinden bekleneni veremediler. * * * İlâve ediyorum: Tenkitlerimiz ilk defa operet yapari Afifle, Adnanı ürkütmemelidir. Kusur görüşümüz; onları ileride kus sursuz görmek istediğimizdendir. İsmet Hulüsi eğer gör« Adliye Zat İşleri Müdürü Adliye Bakanlığı zat işleri mü » dürü Kasım rahatsız olduğu için izin almıştır. Yerine Edirne mıntakası müfettişi Bay Muzaffer vekâleten tayin edilmiştir. t Konyalı Tüccarın Paraları Bay Hasan Konyalı bir tüccardır. Geçen gün memlekete gitmek üzere Haydarpaşadan trene bineceği sıra- i’llildj' Yanımdaki tercüman: B Ben aptal aptal yanımdakine bak - hd,— Peki amma bu, ötekini karış- — Muhalifler ve cerniyetin — âzası | . d € 'yînlıxıkınnpı:;n girmişler, iste - "m_ Ne diyor?. — Nasıl karışladı. ; Miyorlar. Dedi. Köşede duran gent| — — Muhaliflerin kongreden çıkarı-| — Nah, nah, nah sanal. Diyor, k kıvırdı. şo"“' larını istiyor!. baksana ayol.. b #Wwucu ki:;nîîn::kw" gibi bir şey mBu ara muhaliflerden biri kalktı,| Tercüman kısık luıılf gülüyordu: 1 ve ellerini şaklattı. “İayni vaziyette işaretler yaptı. Bütün| — O nah, nah dediği yok. Rak » Heyecan (1) artıyordu. - Fakat bir|| . 1 Liler söz dinler, hatip seyre- İkamlar veriyor, hesap gösteriyor! de lanür eaeanm G bu gessiz, | | Sibi ellerini şakaklarına, başlarına | — Gayrühtiyari: i Söztüz, gürültüsüz konuşma — isitde | |O O pLar halde ben onları seyredi-| — Haaaaaal, Dedim. ko.]“k_ yer göbek taşında YIPY.’!'”' yordum. Böylece uzuuuuun bir mü -| Kongre kızışıyordu. Muhalefet par- l'llm."m gibi, kulaklarım sessizlikten nakaşa (!) - oldu. Biri kalktı, bir şey|tisi gittikçe hücumlarını arttırmıya Yinlayarak etı:ı(u bakıyordum. Kala - söylemeden uzun boylu parmaklarını başlamıştı. Fakat zavallı ben bir türlü :::ı iziniiğe biri BN.H, "o-;lkıvldı- oturdu. Bir diğeri kalktı işa-|işin aslını, anlıyamadığım için muha- 'ndakilere heyecanla taki niyor?. Ben farkında —değildim. El, |4 içinde 35 lira bulunan cüzdanı- kol, bacak işaretleri "”",'da nihayet çarptırmıştır. Paraları aşıran birkaç kişi biribirleriyle ışueııqıı:ı.ı Tet aa bir yanili el ve herkes yavaş yavaş somurtkan İvizlerle ayağa kalkımıya başladılar. —| y alanmuştur. —— Ben yine ayni bönlükle tercümanın * yüzüne baktım. Bir Çırak Usıısın_ı.Yırılıdı — Ne oldu?. Kasımpaşalı İhsan işinden çıka - — Kongreyi başka bir güne bırak-'rıldı diye Karaköyde ustası M - tılar. Dedi. medin önünü kesmiş ve kamasile REŞİT ŞEVKET - 'ustasını burnundan yaralamıştır.