İkincikânun ee Hergün Yeni Bir Kanun Yozamı F. R. Atay Yeni bir kanun, bütün sinema sa- F ni Öğretici filmler göstermeğe tcbur. tutmaktadır: Ayrıca — devlet :ı!ından halkın — teknik - bilgilerini eltecek filmler getirilecek, bun - sinemalara, Halkevlerine verilecek, dan başka gezer — makinelerle ka- Ve köylere kadar götürülecektir. 1_3'_' bu kanunu Türkiyede film öğ - teticiliği devrini açmış olmakla selâm- Orüz. Radyo ve filmin, geniş halk Yyesindeki rolü, hele bizim mem - lerimiz için, başka hiç bir vasıta k> kıyas edilmiyecek kadar büyüktür. kya ve radyo, bir sürü imtiyazları ökünden yıkmıştır: Samsundaki kü- _Ddıuının köşesinde Paris operası - F d"'üyenler. ufak bir kasaba sinema- hN salonunda Çini veya Amerikayı o'aşanlar, hattâ, bu iki vasıta ile Ö- | örlerini seyahatte geçirmiş olanların ka "_diue'ini seyredenler ve işitme- Tini duyanlar vardır. Sinema, Bektebin de zarurt bir kürsüsü ol Uştur. Aletsiz fen dersleri öğretmek p Sün için ne kadar geri ve iptidai ise, O mle canlandırmak durürken çağla- O Sözle anlatmak, her hangi bir $i hayvanın hareketlerini ve haya - KİLP torifle öğretmek ondan pek ileri ; u..“ı sayılamaz. Bretici — filmlerin — ağırlaştırma vetodu ile, öğrenilmiyecek ve öğretil- Öyecek pek az şey vardır. Bütün belediyelerimiz için, bu va- ı— —ik' bir bayındırlık mektebi kura- iliriz. Köy tatbikatçılarına en mü - Mmel kılavuzu bu vasıta ile verebi- UZ. Zevki ve faydayı en yüksek - fi- Sınıfından, en küçük iş katına İ herkesin ayağına götürebiliriz. h îün' oturduğu yerde ve odasında, î Cese Yabancı dil öğreten plâk kol- z iym!." vardır: Berliç mektebi, en Yol; dağ rında, bir kutu - içinde B R'dyo, kulaktan verilebi - çek her şeyi, en uzak külaklara, film, bup n verilebilecek herşeyi, en uzakta yadanların gözlerine ulaştırıyor- Bu kları Sttimizin başındaki imkânsız- '" ve mahrumiyetlerin bir çoğu- aj Hadan kaldırmıştır..- Amerikanın ü hühwi'ind&i en yeni usulü- bir Ç” uzak vilâyetimizin mühendisine &İta sonra, bütün ayrınları ile an- abiliriz, tici filmi, mahdut çerçevesin - ü ç.'l'""lk. bütün bakanlıklarımızın di geniş idareleri içinde, ona, baki- ar, Patik, daimi bir vazife vermelerini ' ederdik. Bunun için belki, büt - he ”€ ağır gelecek ve insan vasıtaları üz olmuyan masraflı - teşebbüsleri na Çalım, bir küçük devlet stüdyosu * — Mtiyaç olacaktır. Yuııanistanda eçim âdiseleri.. — Meb'us seçimi (şunla öldürülmüştür. Hüdise oö!kli l—w ir. Sey>hatten dönen Teotokis, Çalda- fırbasının şimali Yunanistanda se- kaybedeceğini söylemiştir. Resimli Mak ale SON FOSTA Hepimiz yarını düşünerek yaşarız. Fakat hakikatte yalmız bu- güne sahibiz. Dün bizim için ölmüştür. Yarın meçhuldür. Fakat bugün vardır. Binaenaleyh bugünü yaşatmak ihtiyacı vardır. Ya. .ıidıçlnıküüi.—üü.yu-ülb*wmi.,h. halde geçmesi, hayatın dolu günün faydalı bir mektir, Bugünümüz fena geçmişse, hayatımızın bugünkü par- çasını dolduramamıştak, hayat manasız geçiyor, demektir. Bizim için şimdi ve bugün mühimdir. Şimdi ve bugün her şeyi yapabiliriz. Fakat ne vakit olsa yaparız, diye teselliye kapılmak olarak geçmesi de- | bugünün ölmesine razı olmaktır. MUHTELİF HABERLER Fransız Kontenjanmanı Fransa, Bizlen Ne Kadar Mal Aa'ac.k?.. Ankara, 20 (Özel) — 1936 se - nesi birinci 3 aylık devresi için Fransa hükümetinin Türk - Fransız modüs viviandisi mucibince mem - leketimize tahsis ettiği kontenjan- lar şöyle verilmiştir. Miktarları ne- vi itibarile ve kental üzerinden bil- Arifiye Tren Kazası... Bu KazanîMîıâkğnı_aıine—Başlındı. Ikinci Bir Rapor Tanzim Edilecek.. Adapazarı, (Özel) — Beş ay kadar evvel Arifiye istasyonunda vukua gelen kazanın muhakemesine burada başlandı. Suçlu Arifiye hareket me- muru Nazmi idi. Nazmi mahkemede kazanın makinistin dikkatsizliği — yü- zünden vukua geldiğini iddia etmiş, kendisinin muntazam bir surette ma - kasları açtığını söylemiştir. Maznun bu arada keşif raporu üzerinde müda- faasını yapmış ve yeni bir heyetin yeniden keşif yapması teklifi kabul edil. miştir. Maznunun avukatlarının kefalete rapten serbest bırakılması teklifi de ikinci raporun tanziminden sonraya - bırakılmıştır. diriyorum: ni M..zl . B. ” K Ziraci maddeler anız İ ut ş ır aza.. 34A Yumurta 65 ental ö Bit eeT HB > eh 20 : | Bir Değirmenci Değirmen Taşının D 1 ö eg Tteri d teEgi Di Altında İn'eye Inleye Can Verdi ŞanikşE 12500 — » Söğüt, (Özel) — Kazamızın Çaltı| z At “;::ş" İküöyünde bir değirmende feci bir lıuI“" Tarafta Bahar Var — » (muvakkat 12500 — » |(olmuştur. Bir adamcağız bin kiloluk' Söğüt, (Özel) — Burada havala - kabul) bir değirmen taşı altında kalarak inli- rın çok güzel gitmesi yüzünden zer - 80 Bakla 20000 —» |ye inliye inliye ezilmiştir. Vak'a şöyle dali ve badem ağaçları çiçek açmış, B0 — Fasulye g06 <B İeinlüğlükt İSakarya vadisindeki bağlar yaprakları, 80 Mercimek — © 1B00 £ a Değirmenci Hasan ile 16 yaşların - mağa başlamıştır. Tecrübeli çiftçiler 80 — Nohut 6000 » VAYi Gğlu Abdullah değirmenlerini ta- önümüzdeki haftalar içinde kışın şid. 85 Kabuklu ceviz — ğâg ” İmir ederlerken değirmen taşınım birini detle başlayacağını ve bu yıl meyvanın eT Kğ:kbııhıuı ceviz Sısae : id' deş k istemişlet, baba oğlu- az y Bla 128M. Adi kereste 10000 —» :yî:::' 'ablir Üa « gitirneminik İi siyma , Terpitosuna SMMJ._': Buıı'ııhü“!'""t"“I_İfblh-W Malfakone, 20 (A, A.) — Mal - 93M. Şekerli mamulât 200 » | ni berisini temizlerken, değirmen ta- fakone tezgâhlarında inşa edilmiş 93 Reçel, pelte. marmelit ÖÜ » L L L DA üuam üzerine devrilmiş ve i 3 ; 200 — » va olan iki Siyam torpito muhribine, 41 İdvolıl. pı"ınııiıı vi bir anda kendisini pestil etmiştir. Ab- Siyanı vti eiçisi ile Hat ü 377 Daneli hülüsalar ** dullah babasını taşın altından kurtar - içi çi B AD eniz 456M. Tiftikten mamul » aa ükünnee ada gn rallak: oltaknlaş. lvı ::ı ll:kıııılın n.nundı merasim- AB476 ea kadi derileri 30 » — İzavallı değirmenci inliye inliye ölmüş- £.DAYTak çekilmiştir.. —— — 482M. Terlik 2000 çift İtür. aü deşi Alinin hücumuna uğ İki Bir Kadın Yüzünden... Bir Adam İki Kişiyi Vurdu.. l Adapazarı, (Özel) — Evvelki gün Sabancada gene bir kadın yüzünden bir cinayet işlenmiş, iki kardeş - kur - uğramıştır. karedş Halidi altlarına almışlar, döv - meğe başlamışlardır. Bu sırada müte- cavizlerin ellerinden kurtulan — Halid, kaçarak bir arabanın arkasını siper al- mış, ve silâhını iki kardeşin üzerine Sabancanın Gazipaşa mahallesinde boşaltmıştır. oturan Riza oğlu Halit evlerine civar | Çkan kurşunlardan İsmail derhal, Ali 'yemiş bahçesinde çalışırken, kızkarde- de hastahanede ölmüşlerdir. Halid, ta- 'Şi yüzünden araları açık olan Güldibi bancasiyle beraber jandarmaya teslim köyünden Ömer oğlu İsmail ile kar - olmuştur. snaneni L ll d ci di n n İSTER İNAN İSTER İNANMA! Aşağıdaki mektabu, adresi mahfuz bir sabah ııîııııııı—thllı& Ve ilâve etti: — Fakat biraz bekliyeceksiniz. Çünkü dan birisi henüz gelmedi! Sukutu bayale, maddi ve manevi zarara uğramak bittabi si- sirlerimi bozmuştu: Geçen evime bir polis geldi. Bana: _HY—H!-—MH-MİHLWıh deki küğıdı imzalatarak, fazla izahat veremiyeceğini söyledi, gitti. n waziyet karşısında, merak ve mecburiyetle yola çıktım, Y:u,....u..hmıuıuı.lıbuunü.wıılı kâtibine baş vurmak mecburiyetinde kaldım. Bana: — Merhum amcanızdan 19 kuruş 30 para miras kalmış. Size — 19 kuruş 30 para için beklemeğe değmez! deyip kalka - cak oldum. Memur mâni oldu: — Bekliyoceksiniz! Çünkü siz parayı tesellüm etmediğiniz takdirde, evrakın muamelesi yarım kalacak. Halbuki ben, bu mirat dosyasımı kapatmak mecburiyetindeyim | Bu vaziyet karşısında bir müddet bekledikten sonra, çok fazla gecikmemek için, memurun ısrarına rağmen avdet mec- buriyetinde kaldım. Dönüş için de verdiğim taksi ücretile havaya harcadığım pa- ranın yekünu 400 kuruşu aştı. Sinirlerimin bozuluşu da caba! Bilmiyorum amma, ihtimal, mirasırm (!) tesellüm etmedi - #im için ceza vermiye de mecbur tutulacağım. Size de öğüdüm olsun: Ölürken düşmanlarınıza 19 kuruş otuzar para miras bırakın: ğ Çünkü bundan daha mükemmel bir intikam çaresi bulamaz- kadından aldık: salâkadar arkadaşlar- İSTER İNAN İSTE2R İNANMA! Sözün Kısası Akan Sular Durur ! E.Ekrom-Talu Bu defa başıma gelen hâdiseden sonra, suya sabuna bir. müddet - için olsun dokunmamaklığım lâzım gelir ise de, huy zâhir, gene duramıyorum. Bugün, sabunu bir tarafa bırakıp lıbde suya dokunacağım. Bu dokuna - cağım su, İstanbulun, daha doğrusu adaların ve Bakırköyünün « bu iki ö- nemli ve kesif kazalarımızın - su me- selesidir. Dünkü gazetelerde şöyle bir fiıkra okudum: «Belediye Sular İdaresi İs - tanbulun ö0 yıl sonraki su — ihtiyacını 'dü'üııüyor. fakat bu yıl da adalara su verilemiyecektir. Bakırköyüne su ve - rilmesi işi de daim göz önünde tutul - maktadır. Bu, evvel emirde bir boru meselesidir!» Bu haberi, gelin birlikte tahlil ede- lim! Fransızların ütopi dedikleri bir şey vardır. Bunun Türkçe tam - karşılığını bulamadım. Fakat meali şudur: Husu- lü mümkün olmayan emel, hayali- ham. Sular İdaresi, İstanbulun bazı semtlerinde bugünkü su derdini gör- meyip de yarım asır sonrasiyle meşgul olursa, kendisine ütopist derler. Elli yıl sonra, bütün İstanbul çeşmelerin - den gürül gürül su akacakmış., Bu- gün, ortalık Kerbelâyı — andırdıktan sonra bize ne? Hele bu yılı da Ada- hlara Mâhı Muharrem edecek olunca, |bu elli yıl ötesini düşünen dürendiş |idareye ben ne diyeyim? ' Adalar Marmara denilen bir deni- zin ortasındadırlar. Tuzlu deniz suyu- nu taktir ederek tatlı suya çeviren ba- sit bir tesisatla oraları çağlayana dön- dürmek imkânı vardır. Bu, senelerce evvel denenmiş, iyi neticeler de alın - mıştır. Gel gelelim, bunu biz sular İda- resine hatırlattıkça, sözümüz sudan dinleniyor, yazdıklarımız nakış berâb kabilinden kalıyor: nun boru meselesi olduğunu söylüyor- lar. Elbette! Kilometrelerle mesafeye İsu akıtmak boru değildir. Bunu biz de biliyoruz- Lâkin her iş bir (şey) meselesidir: Harp, para meselesi; yo- kuş tırmanmak derman meselesi; pi- yangoda kazanmak şans meselesi; bir selesi ve ilâahirihidir. Onun için, boruya olan ihtiyacı bir mâni diye göstermek, bilmem ki mak- bul bir özür sayılabilir mi? ı Amma, denecek ki ne adadaki tesi- satı kurup işletmek, ne de Bakırköyü- ne kadar boru döşemek için paramız yoktur. O halde, & ebendim, elli yıl - ötesini düşünüyoruz diye bir kaşık suda fırtı » İna koparmak nene gerek? — Bugünkü vaziyeti devam ettire- bildiğimize şükredin! Dahası için sa - yım, suyum yok! de, o zaman akan sular durur. İngiltere Küçük Harp Gemileri Yaptırıyor Londra, 20 (A. A.) — Sunday Pictorial gazetesinin öğrendiğine — göre, bahriye bakanlığı 40 mil sü - ratinde ve bir torpil endaht maki - nesiyle mücehhez küçük bir takım gemilerin inşasını emretmiştir. Bu gemiler, sahillerin muhafazasında kullanılacaktır. Avusturya, Almanya- nın Eyeleti Olmak İstemiyor Viyana, 20 — Başbakan muavini Starhemberg vatanperverler cephe- si mıntaka şefleri önünde söyledi- ği yeni bir nutkunda, Avusturyanın Almanyaya iltihakı aleyhinde bu - lunmuş ve: «Biz hiç bir zaman bü « yük bir Almanyanın, büyük bir —- Prusyanın eyaleti olmak istemeyiz» demiştir. Bakırköyünün suyuna gelince, bu- — zenaatte muvaffak olmak ustalık me- — üi KĞN zidi ni keki BÜDD kelkz : SLKĞ B hün eÜ ll N"