vaR Mubarrki: Fiveman Willa Crolet — 80 — 21/1/936 Katillerin Hepsinin Bir Araya Getirilmesine Çalışılmakta İdi Reyni onu papaz kıyafetile gö - rünce birdenbire tanıyamadı. Frenç kendini tanıtınca: — O... Buyursunlar papaz efen- di.. Tam papaza benzemiş değil mi Maklang?... Partiyi kazanıyorsun galiba Mister Frenç, dedi. — Ne demek istiyorsunuz? — Ne demek mi istiyorum? Bas- bayağı... Herifleri harekete getir - din. Bunu sen yaptın değil mi? Ayrı Ayrı Yol Hareketleri Frenç bir şey anlamamış, şaşkın şaşkın bakıyordu. Reyni izah etti: — Şimdi Londradan, polis mü - düriyetinden bir telgraf aldım. An- laşılan dostlarımız burada gizli bir toplantı yapacaklar... Viktorla Tier Reyni: —Anlaşılmayacak ne var? dedi. Biribirlerine itimatları yok. bu akşam 5,55 trenile Londradan, |likesini gözüne aldıramıyor. Bun - Liverpola hareket etmişler. Cos |dan maada aralarinda birinin, di - bunlardan yarım saat sonra Ulster| ğerlerini ihbar etmesi, onların a - ekspresi 7,40 trenile Stranraere mütevecci -|dan kurtulması ile Heyşama, Malas ta|leyhine şahadette bulunarak ceza - ihtimallerinden hen bareket etmişler. Bu hareket - çekiniyorlar. Onun için de birbir - lere sen sebep oldun değil mi? dedi. Frenç son derece memnundu. Se- yincinden ellerini uğuşturarak: — Evet Mister Reyni, onları bu harekete ben sevkettim zannediyo- rum. Allah vere de ümidimiz boşa çıkmasa.. Maamafih ben yalnız Viktorun buraya gelip yazı maki « Hesini araması için ona lâzım gelen Masalı yutturdum, fakat dördünün e gleceğini hiç ümit etmemiştim. Binbaşı Malkolmla ne yaptınız Mis- ter Reyni? dedi, Binbaşı Malkolm lerinin peşini bırakmıyorlar, dedi. Frenç bu fikri makul buldu: — İhtimal ki öyledir. Fakat bir tuzaktan şüpheleniyorlarsa, o hal- de niçin geliyorlar?.. Hiç gelmiye - bilirlerdi... dedi. Makinenin Gömüldüğü Yer Reyni güldü: — Gelmeğe mecburdurlar azi - zim. Gelmemek yapamazlar. Zaten onları bu vaziyete düşürdüğün için seni tebrik etmek isterim. Onlara, meseleye dair oldukça malümata malik bulunduğumuzu, elimizde ba- SON POSTA * BSon Posta © İstanbul Gelir ve Para BORSASI 20 -1- 1936 [qesmnınn,w' Ço 7S'T.B. I 28,30 Dahili istikraz 90,00 Yç 175'T. BN 21,78 ©9 7.5'T. B. T1121.20 | Devlet Demiryolları Borçları Lira Lira Ergani 45,0) | Anadolu IveIf 42,6ü| Bivas Erzurum93400 || Anadolu M. — 45445 | Soşyeteler Eshamı Lira Lira 9x,00 (| İst. Tramvay 22,6) 9,8) | Bomonti 300 | Namt 9,60 || Terkos 28,50 | Tkez B.D. — 60,S0İ| A. Çimento — 10,35 | ÇEKLER Kış. İsterin 627,00 l Liret F. Frangı — (206 Dolar NAKİT Krş. F. Prangi 161,00|| 1 Mazx 123,00 | 20 Drahmi 631 || 20 Leva Liret 148 | 20Ley Krş. n M,0) LK Mübadil Bon, 73 109;00 | Gayri »— » 16,25 83,50 | Altın 82,00 | Mecldiye Üni Türk Üni Türk tahvillerinin borsamızdaki du- Dün borsada Üni Türk tahvilleri 23 lira 50 kuruştan mu- amele görmüş, bu fiay etrafında ufak — te- mevvüçler olmuştur. Paris borsasında da dün Üni Türk 262 franktan muamele gör- rumu hâlâ düzelmemistir. müştür. Zahire Ve Ticaret Borsasında İstanbulda buğday stoku normal haline gelmiştir. Günlük müvaridat artmaktadır. Dün de (342) ton buğday gelmiştir. Fiat- larda büyük farklar yoktar, Alâkadarlar bu yıl buğday Fatının bugünkü durumunu muhafaza edeceğini, ancak yeni —mahsul yılında esaslı bir tenezzüle intizar — oluna- bileceğini söylemektedirler. San'at Erbabı Asker- İkincikânun HİKÂYE İKT VASİYETNAME! Dünkü Kısmın Hülâsası |İra bana tevdi etmiş olduğu zarfi “Avukat Matyö kasabanın en kalpsiz tım. İçinde evvelki vasiyetnameli adamı ve tahta surat ismile anılırdı. daha muahhar tarihli üçüncü bif” :ı...':' I::ın '.lı:: ı::yu'ıı karısı giyetname vardı ve bunda, ikinci » Tendiyine vasiyet - | vetname dolayısıyla, şayet dul Ki Balar a H BE0E pp tacüfindan: aai . Ce sc karısıdır ve bu vasiyetnamede bütü inin bi bütün servetini birinci karısından olan | yAtüN Servetinin bunlardan İ bazma trekmelükdir. Kadıs vi < karısına verilmesi — vasiyet dÜ İ gel de bulduğu hal- du.. Bunu da / ben yaptımı. de getirip avukata vermiştir. Avukat | damcağızın bütün servetini o kızları çağırıyor. Onlar sevinç için - | kardeşlerin elinden aldırıp za deler. Ve analıklarını — istihfaf edi -| dıncağıza verdirdim Miş Stella, yorlar. Dorin: — Çocuklar birinci vasiy muteber kalmasına muvafakat olsalardı ne olacaktı? diye sordu: Matyö: — © zaman, bana bırakılmış (kapalı zarfı yırtacaktım. n bana öyle tenbih etmişti, dedi. Stella da acele acele: | — Çok entresan bir hikâye | Fakat Vardlav, fakat tamamiyle dinleyef |o da, onun bleceği bir şeydir. Hayır|dim.:. Affınızı rica ederim.... D |Mister Vardlav, n son — vasi-| doğrusunu isterseniz üveği anne |yetnamesinin muteber olmasını — isti-|şünüyordum.... Bu düşünceden yoruz, dedi. da zavallı kadıncağızı hayatının b Matyö ayağa kalktı: parçası haline gelmiş olan d — Son vasiyetname mi dediniz? di-|den mahrum etmenin doğru olm ye sordu. Bu suali gayet manidardı.. İna karar verdim..., İlk vasiyetnal Sonra pencereye kadar yürüdü; — bir muteber olması ve üveği annem müddet dişariya baktı; tekrar yerine|rastan mahrum eden ikinci vasiyd? |döndü; elinde mavi renkli, şişkin ve menin imha edilmesi kabil mi? kırmızı balmumu ile mühürlenmiş bir| — Matyö: |zarf vardı. Bunu dalgınlıkla iki de bir| — Gayet kolay Mis Stella. tıraşsız çenesine vuruyordu. — Kızlara |derhal, icap eden vesaiki döndü ve: siz de imza ediverirsiniz. Bulunan — Babanız ihtiyar bir adamdı....İci vasiyetnameyi de gözünüzün © Hattâ sizin de bildiğiniz gibi pek garip'de yakarım, dedi. |buylu bir adamdı.... Kendisini; — siz Her iki kız derin ve rahat biref dünyaya gelmezden evvel bile — tanır-| fes aldılar. — dim, dedi ve tekrar pencereye kadar| — Resmi Muamele bittikten ve iki” gidip geldi. Sözüne devam ederek : vasiyetname de yakıldıktan sonra * — Bir avukat, bir hukuk müşaviri |yö kızları diş kapıya kadar- teşyi olmak sıfatıyla ben ve müşterilerimin Odaya avdet ettiği zaman, odayi F bütün arzularını, hiç itiraz etmeksizin, layan yanık kâğıt kokusunun sebebini sormaksizın, yerine getirmek- ması için pencereyi açtı. Biraz | le mükellefim. Fakat bazan öyle acık-|(elinde tuttuğu mavi renkli zarfı Yi he ğ Her iki kız birden sert ve âdeta u- tanmaz bir eda ile: — O©.... O olmaz.... diye ptotesto ettiler. Stella barit bir tavırla: — Kanunen, bu para bizimdir. O parayı istediğimiz gibi aarfetmek te| kendi bileceğimiz bir iştir. Evdeki an- nemizin hayir işleri olabilir.... Reyni: — Maklangla gönderdiğin haber | zı deliller olduğunu o kadar iyi ih- füzerine ben de binbaşı ile «tesadü-|sas ettin ki, makineyi gömdükleri TFen» görüştüm. Fakat anlattığım yerden çıkarmak, bizim elimize geç- ':YİGI' onda hiç bir aksülâmel yap-|mesine mâni olabilmek onlar için A . Alâkadar oldu amma... İşte/son derece mühim, âdeta hayati bir |h vaziyetler hâdis oluyor ki, kendi dü- şüncemi de söylemekten kendimi ala- miyorum, dedi. Sonra ciddi bir eda ile kızlara bakmağa başladı. Bunlar bu bakışlardan son derece rahatsız olmuş “|gibi yerlerinde kıpırdanıp duruyorlar- leri Davet Eminönü Azskerlik Şubesinden: | — Gayri islâm efradın 316-329 da- hil doğumlulardan — duvarcı, — elektrikçi, nakkaş, betoncu, camcı, tenekeci, ma - rangoz, dülger, sıvacı sanatlarını bilen mamıştı. Bunun üçüncü ve işte )| dar bulunmayan bir şahit huzuruf " yakılmasına dair emir aldığını | miş, kızları kandırmıştı. Pencereden eğildi ve iki kızın * kola binadan çıkıp sokağın karşı b kadar... dedi. Frenç başını salladı: — Binbaşının bütün bu olan bi - tenden malümatı olduğunu hiç Zannetmiyorum. Maamafih — çok ::çıındon onu da anlıyacağız, de- — Ben de senin fikrindeyim Mis- ter Frenç. Fakat ben de Maklang ta, senin son sergüzeştlerini dinle- mek istiyoruz. Şu heriflerin bura - ya gelmelerini nasıl temin ettin? Anlatsana... dedi. Frenç, Reyninin uzattığı yaprak sigarasını aldı. Cebinden çakısını gıkararak kemali itina ile ucunu çakmakla bunu yaktı. Bir kaç ne- fos çektikten sonra trende, Viktor 'va Tierle vaki olan mülâkatını uzun utadıya anlattı. Hırsızların Birbirinden $üphesi Ve: — Viktor, ne ise... Fakat öteki- lerin de buraya gelmelerini bir tür- Kü anlıyamıyorum, dedi ve Reyni - nin yüzüne baktı. Reyni, Frencin anlattıklarını dik- katle dinlemişti. Şimdi onun bu sua- ceval $ — Anlaşılmıyacak ne var? Hır- sızların birbirinden şüphelenmesi... Bu dört arkadaşın da birbirlerine itimatları yok, birbirlerine güvene- şeydir, dedi. Frenç mütevazıane bir surette, Viktora söylediklerinden de bunu kaştettiğini, tabil böyle bir vaziyet ihdas etmek istediğini itiraf etti ve tam o dakika aklına gelmiş gibi: — Ha!.. Mister Reyni, çıkardığı- mız yazı makinesi yerine başka bir Korona gömmeği unutmadınız in - şallah? diye sordu. Reyni: — Hiç merak etme... Onu da yap- tık.. Kendilerini yakalamazdan ev- vel hiç bir şeyden şüphelenemiye - cekler.. Şimdi bizim asıl dikkat ede- ceğimiz cihet, bunların tekrar bize bir oyun oynayıp, elimizden sıvış- malarına mâni olmaktır. Herifler fevkalâde zeki... Ve onların zekâ - larını hakir görmemeliyiz... Her şey: den evvel onları buraya ayak ba - sar basmaz adım adım takip ettir- mek lâzım... Öyle değil mi? dedi. Frenç: — Tabii... Tabii... Hem yalnız onları değil, binbaşı Malkolmu da takip ettirmek lâzım, dedi. Reyni, Frencin'bu fikrini de ka- bul etti: — Muvafık.. Sen meselenin o ci- hetini bana bırak.. Şimdi nasıl bir hattı hareket takip etmekliğimiz lâ- zım geleceğine dair başka düşün -| —snmum, celerin var mı? Frencin bu hususta bir çok dü - lerin 25 ikinci kânun 936 tarihindeki cu- martesi günü sevkedilmek üzere — şubeye geleceklerdir. 2 — Bu çağırılan sanatkârlardan bedel vermek istiyenlerin de bedelleri 24 ikinci kânun 936 akşamına kadar kabul olu - nur. 3 — Gelmiyenler kakkında — kanunun cezası kısmı tatbik edileceği ilân olunur. Daktilo Makinalarının Hikâyesi Aldığımız varakadır: Saygılarımla: 18/1/936 günkü nüshanızda —müek - killerimden Matkoviç tarafından — benim ile merkez memuru Bay Kadri ve bay a-| vukat Sadinin dolandırılmış olduğumu - za dair bir havadis okudum. Filhakika mü- ekkilim Matkoviç Belçikada E. Paillard kumpanyasının mümessili olduğundan ba-| hisle peşin aldığı bedelleri mukabilinde ve | kırk beş gün zarfında teslim edilmesi şar - tile bize birer yazı makinesi — getirtmeği taahhüt etti. Bu müddetin hitamı üzerine makinelerin gelmemesi — ve kendisinin de görünmemesi her üçümüzün haklı olarak şüphelerimizi celbetmiati! Fakat, Matko- viç fabrika ile aralarında bir ihtilâf zuhur etmesi yüzünden makinelerin gelmediğini beyan ederek paralarımızı iade etmiş ol- duğundan hâsıl olan şüphelerimiz zail ol muştur. Bir yanlış anlaşmadan ibaret olan | keyfiyetin tashihen ilân edilmesini say « gılarımla dilerim. Avukat Besim Şerif FIRSAT! dı. Bir kaç dakika sonra Matyö: |Ema geçtiklerini gördü ve gayri — Size küçücük bir hikâye anlata- ri: yım.. Belki bu meselede vereceğiniz| — Vay yılan yavruları vay!... GÖŞ karar da sizin için faydalı olur. Yavaş yavaş masasına p Stella: iki kız kardeşi o kadar yıldıran * — Dinliyoruz Mister Vardlav, dedi. 'zarfı aldi ve yırttı.... Birdenbire ? Matyö, söze şöyle başlamıştı: zünün önünde, yüzünün kırı; — Tanıdığım bir adam vardı. İki de ucu yukarıya kalkık kadının — bö büyücek oğlu vardı. Karısı öldüğü za- canlandı. Gözleri boşluğa dalmış |man ikinci defa evlendi... Fikirleri sa- halde: j |bit bir adamdı, âdeta bir pisikoloğdu. İnsanların rszuna, tabiatına — vâkıftı. İkinci defa evlendikten sonra bir vasi« yetname yaparak bütün servetini, mü- tesaviyen taksim edilmek üzere karısı ile iki oğluna bıraktı. Vasiyetnameyi tanzim ettikten on sene geçtikten sonra bu zat beni gör- meğe geldi. Oğulları o zaman artık bü- yümüşlerdi. Bana bir zarf bıraktı ve anlattığı bazı hâdiseler vukubulduğu takdirde bu zarf hakkında ne muame- le yapacağıma dair de bana talimat ver- di — Allah günahlarımı affetsin- ğger o menhus Blayt'la evlenecek de benimle evlenmiş olsaydın #” ya, bu sahtekârlığı yapmağa mt” kalmazdım, diye miırildandı. Gözlerinin önünü âdeta bir düf kaplamıştı. Biraz sonra bir kaç 'gözyaşı yanaklarından — yuvat yere düştü. Yırttığı zarfın içinden bir sürt” vasiyetname suretleri çıkardı, W litina ile düzeltti ve masasının $E İsine yerleştirdi. Hissiz dedikleri «tahta surat” | zumsuz yere boş kâğıt israf etf hoşlanmazdı. Bir kaç sene sonra adamcağız öldü ve vasiyetnamesi de resmen mahke- mece tasdik edildi. Aradan bir iki haf- | ta geçtikten sonra, oğullarından biri, babasının kitapları arasında ikinci bir vasiyetname bulmuş, bana getirdi. Bu ikinci vasiyetname mucibince bütün servet iki oğula kalıyor ve evde- ki anneleri de onların merhametine bı- rakılıyordu. Bütün nasihatlerime rağmen, — iki kardeş te bu ikinci vasiyetnamenin müteber addedilmesinde ısrar — ettiler, Ka SON RESEKL 'lî“_'_l': ReE dan 4 Langa Bostan sokak 18 No: dö oturan ÂAgatiye ktanbul İcra bükimliğinin 107 günlü kararında Halim Abdullah dan dairemizin 934/918 sayılı det'ğ ipotokli olan gayrimenkule istil asiyle icranın geri brrakılmasına karar olarak mahkemenin neti vanın “reddine karar verildiği müft mlyor_lıı..ıılîilı içinde bir tuzak bu- şünceleri vardı. Reyni ile karşı kar- Tunabilmesi ihtimalinden şüphele - | şıya oturup uzun müddet müzakere niyorlar ve tabil hiç birisi tek ba -lettiler. şına böyle bir tuzağa düşmek teh- (Arkası var) 4 kişilik pök az kullarılmış. mükemmel| Zavallı üveği anneleri, buna muhale- bir halde Ford markalı, sekiz silindirli ve| fet etmek istemedi ve beş parasız kal- radyolu dahili idareli güzel bir otomobil| dı. satılıktır. İstanbul posta kutusu 176 (D.S,) adresine müracaat, taraflar vekilleri iddia etmiş olm nacen bu bapta merci hâkimliğince karara göre keyfiyctin tarafınıza * İhtiyar müşterimin talimatı Mmuci-|on gün içinde itirazınızı bince aradan bir ay daha geçtikten son-|tebliğ olunur.