&, | Çocuğun Sualleri o Kralın Ziyareti e Gümrükte * Dün akşam bizim çocuğun yaramazlığı | Üzerinde idi, Kedi gibi yanıma sokuldu ve — Saokakları kim yaptırır? — Belediye, — Parayı nereden bulur? — Bizden, yani halktan alır. Nasıl alır? Yol vergisi diye bir vergi — vardır. Her yurtdaş senede müayyen bir yol ver: Risi verir. Belediye bu parayı toplar, büt- Çesine kor — Belediye bu parayı yol yapmağa miı Barfeder? — Evet. — O halde bizim yol neden seneler » denberi çamur içindedir? Yoksa sen pa: TA mı vermiyorsun? Baktım ki bizim çocuk yanlış yola gir- di. Annesini çağırdım: — Şunu al, uykusu geldi galiba, yata - yatırıver, dedim. Bir İngiliz gazetesinde okudum: «Londrada bulunan Belçika kralı Leo- Pold evvelki akşam saat on birden sonra demokratik — bir tarzda bir Vebaneye girer, Alelâde bir müşteri Bibi köşedeki masaya oturur. Kahveha - nede bulunanlar kendisini tanırlar. Fakat kral kendine çevrilen mütecessis gözlere lâkayt garsonu çağınır: — Bize iki bira getiriniz, emrini verir. Rösterişsiz, Garson, eğilir ve sorar: — Yemek ne emredersiniz, efendim? — Yemek istemiyoruz, yalnız bira içe- Seğiz. Garson cevap verir: — Alfedersiniz. efendim. Vakit geç. Bu #aatten sonra birayı ancak yemekle vere- biliriz. Kral sarsana bakar wa mütabessimi — | — Pekâlâ. Bize beğendiğin yemeği ge- tir. Garson gider ve bira ile krala iki san - deviç getirir. Kral birasını içer. Parasını l&t ve bir müddet oturduktan sonra çı: “P gider. * Gümrükte vezneye bir para yatıraca » IZ zaman size bir makbuz verirler. Onu B dokdurursunuz. Bu makbuzda erki harf - lerle şunlar yazılıdır: Alun ... Mecidiye , Mağşuşe .. Yani paranın tasnifi — hâlâ — Sultan Âziz devrinde ihdas edilen tabirlerle ya - Pilidir ve daha garibi bu vesika eski harf- 'erle yazılıdır. Bir resmi dairenin inkılâba karsı bu ka- dar lâkayt kalması ve hürmetsizlik gös - tetmesi doğru mudur? Adapazarında Kapalı Pazar Adapazarı, 16 (A.A.) — Belediye tarafından yaptırılmakta olanı — kapalı pazarın yapı işleri ilerlemektedir. Seh- rimize gelen İzmit ilbayı yapı işlerini tetkik etmiştir. Kapalı pazar, — şehrin büyük bir ihtiyacını - karşılamaktadır. İlbay memleket hastahanesi ile — içme Suyu olarak getirtilen Çark suyunun tehre su veren tesisatını da incelemiş- 60 Kuruşa Bir Can (!) Çorum, (Özel) — Şehrimizin Şeyh köyünde bir cinayet olmuş, bir im — kavgası yüzünden bir adam usunu öldürmüştür. Katil imam Oğlu İhsan isminde — biridir. -İhsanın sı komşusu Hızır bey oğlu Alinin karsısiyle 60 kuruş bir alacak mesele- Sinden kavgaya tutuşmuş ve — İhsanın kansı gelip kocasına şikâyet etmiştir'. İlman da evden kaptığı silibiyle Ali - Tin evine dayanmış, bu sırada Ali ka- cıkarken üzerine ateş ederek za- öldürmüştür. Katil yakalanmış- Resimli Makale |Iki Milyonluk Dava Açan.. SON, POSTA — öseme — — mamem n — H Niçin Yaşıyorum? Bi alâkasızlıktır. Ölüye hürmet edilir, canlı ölüye saygı gösteril- mez, aradaki fark bundan ibarettir. Yaşar ölü olmak kadar bir insan için büyük bir facia ola- maz. Kendi kendinize şu suali sorunuz: «Niçin yaşıyorum?» Ölüm karşısında kinler susar, iğbirarlar - unutulur. Kavga ölümün kapısında biter. Ölünün hayr ile yadedilmesi mutattır. Fakat bir takım kimseler varder ki canlı ölüdürler. Bunlar şahsiyeti olmryan, duygu ve fikirden ıııhun_cıhl kimseler. dir. Bunların sözlerine, hareketlerine ehemmiyet — verilmez. Bunlara kin duyulmaz, kızılmaz, uyandırdıkları biricik duygu Hâkimlerin Terfi Esası Ankara, 16 (Özel) — Adliye Bakanlığında — toplanan — ayırma meclisi umumi heyeti hâkimlerin terfilerine esas olmak üzere şu nis- beti kabul etmiştir: Verdiği hüküm ve kararlardan yüzde (50) den Fazlası temyiz mahkemesince tasdik — edilenler terfi için ehliyet kazanacaklardır. Kararları yüzde yetmiş nisbetin- den ziyade tasdik edilen hâkimler, tercihan terfi ettirileceklerdir. Adil Riza Romanyada Döviz Kaçakçılığı Bay Abdülhamit Zarurette Olduğun- dan Adli Müzaheret Kazandı. Ankara, 16 (Telefonla) — Milli|imzalı ve musaddak olmak üzere ga - mücadele zamanında para |yet büyük (2) dosya tutmaktadır. Bu ile tedarik ve Anadoluya sevkettiği zat 1783 ve 1513 numaralı kanunlara harp levazımatı bedeli olmak üzere göre Iııkkııııı'ınıılııııh.Avıılıllıiııııı Milli Müdafaa ve Maliye Vekâletleri Ankarada Avukat Mustafa Kemal ü - aleyhine 1.839.309 liralık dava açan zerine almıştır. Muamelesi tekemmül Abdülhamit Hâmit Berzenci namın - etmediği için duruşma günü şimdiden daki zat İstanbulda bulunmaktadır. — belli değildir. Öğrendiğime #tnelerden olduğundan Türk, Irak, İran Ve E_g_ı_ın... Misaklarını Belgratta Bir Alman Grupu Bir Matbaa Tesisi İçin Müracaat Etti Ankara, 16 (Özel aytarımızdan) — klar (| Fabrika Direktörleri ::,ı..".ınmılbıı Alman v 'mî'ıl:şâ:) _u.Ş ı)ı L| Tevkif Edildi. Zarar rada modern bir matbaa açmağı tek -'çan, Irak ve Efganistan arasında Ce- lif etmişti. Finans Bakanlığından 46 nevrede parafe edilen misak, yukarı - lüyihettar bir zat bu mesele hakkında / » ( y A L Öletlerin dış bakan- 2 Milyar Ley Bükreş, 16 (A.A.) — Yabanci dö- bana dedi ki: i Belgratta imzalanacak- | VİZ alım satımında yolsuzlukları gö - «— Bu grupun yaptığı teklif ""l":np_mmd"pnlühımm uzun |Tülen milli banka memurlarından iki vafık görülmemiştir. Esasen Ankara - ** ğ gi kişi tevkif edilmiştir. Bunlar, d we Tüdlslndela Kaşkt. yeleri w...,.ı.d._.ı.::,hı_ n::dı —fem..':_w mm.x de böyle bir matbaaya lüzum hisset - Sayretlerin bir meticesi NL l_.’.".“"'. a miyoruz. Devlete ve hususi şahıslara| Pakta başlıca esas, bu dört devletin Cında birisinin genel direktör bulun - ait mevcut matbaalarımız ihtiyacımızı arasında umum bir dış politikası ve|duğu hususi bir takas müessesesiyle tatmin ediyorlar.» sıkı bir ekonomi bağlılığı teminidir. — |birlikte iş görmekte idiler. —a — ——— | — Rumen hükümetinin bu adamlar İtalya Hükümetinin Bir Sorgusu — |yüzünden uğramış olduğu zarar bu « Londrada çıkan Taymis gazetesinin yazdığına göre İtalya Sefiri hü- |güne kadar iki milyar ley tahmin edili- kümetimize bir nota vererek Türkiyenin zecri tedbirlere iştirâk etmiş 7“'*__ 3 olmasının ve İngiltere hükümetinin sualine verilen cevabın 1928 de Bükreşte iki petrol sosyetesinin bi- imzalanmış Türk - İtalya dostluk muahedesile nasıl telif edilebilece- |nalarında araştırmalar yapılmış ve bir ğini sormuşlur. mühendis tevkif olunmuştur. Diğer Türkiye bu suale Balkan antantına dahil hükümetlerle istişare et. |taraftan Transilvanyada iki mensucat tikten sonra cevap verecektir. fabrikasının direktörleri de sorguya çe- Bu haber Bulgar gazetelerinde de başka türlü yınlm;kd.hdbır. Zora |kilmişlerdir. inin bu hususta verdiği malümattan birinci sayfam ahsedil- Bi ; KĞ Bu Sabahki Sis miştir. Diğer taraftan — öğrendiğimize göre hükümetimiz İtalyanın bu su- Bu sabah şehrimizde yine sis ol muştur. Sis saat 7,30 da başlamıştır. aline cevap vermiş ve İngilterenin sorgusuna verdiğimiz müsbet ceva- Saat sekizde vapur münakalâlı dur- muştur, b 1928 tarihli Türk - İtalya dostluk muahedesine tamamen Uygun İNANMA! olduğunu bildirmiştir. fon almak için kolaylık gösterilecekti ve saire. İSTER İNAN İSTER Telefon şirketi bir kaç aydanberi bizim elimizdedir. İdarede © güöndenberi biç bir aksaklık görülmemiştir. Bu vâkıa şayanı şükrandır. Bu mütehassıs gelecek, telefon tesisatını ve şehri letkik ede- Fakat şirket bize geçtikten sonra bir çok vaitler ortaya | cek, raporlarmı verecek, bu raporlar okunacak, projeler ya- atıldı. Telefon üereti ucuzlıyacaktı. Sokaklarda telefon kulü- | pılacak, Millet Meclisinden geçirilecek ve bu vaitler ancak ©n- beleri yapılacaklı, yeni tesisat masrafı indirilecekli, halka tele- İSSER İNAN dan sonra tabakkuk edecektir. İSTER İNANMA! YA Sa A Sözün Kısası Gazetecilerin Jübilesi Ek -Ta Yüksek ve hakiki sanatkâr, Galip Ar- canın, yirmi beşinci sanat yıldönümünün kendisine her cihetle lâyık bir surette kut- biz, gazeteciler de, cânü gönülden iştirak ettik. O gün duyduğumuz sevince biraz ace hk katan tek şey, gene kendi kendimize nit bir düşünce, bir endişedir. lulanmasına Vicdanımızla temin ederiz ki, içine bir damla haset, gölge kadar kıskançlık ka- tılmıyan bu düşünce, bugün bana şu yâ- zıyı ilham etti. Türk sahünesinden daha eskı bir tarihe malik olan Türk matbuatının saflarında ömür yıpratmış, can tüke'miş nice etmek- tarlar, aşkla, şevkle sarıldıkları bu mesle- ke intisaplarının onuncu, — yirmi beşinci, hattâ ellinci yılını, matbaadaki köhne ma- salarının başında bazan rahatça bir sigara ve bir kahve içerek dahi kutluluyamazlar. Her nedense, bu ülkede gazeteci-bittabi bir ekseriyetten — bahsediyorum - maddi, manevi hiç bir mükâfata lâyık — görülmi- yen, istihkakı tanınmıyan bir fedai sayı « hır, Türk gazetecisi çalışır, çalışır... Tatili yoktur.. Gecesi, gündüzü yoktur.. Durup, mefes alması yoktur.. Ve bütün bunları, hiç bir günün ertesinden emin olmuyarak, bir ekmek parasına yapar, Öyle ki, insanlara feragati anlatmak için, gösterilecek en canlı misal Türk ga- zetecisin O, günün birinde, çok defa gençliğinin en ateşli çağında, kapısından girdiği ga- zete idarehanesine yığınla heyecanını, ü- mitlerini, emellerini, enerjisini, kabiliyet - lerini bir anda ve hep birden vakfederek, bağlanır, Zannederminiz ki wslak kâğıt ve taze mürekkep kokusunun sarboşluğu onu Jartık ayılamaz ve oradan aynlamaz va « ziyete koymuş, işliyen makinelerin çark- ları onu da kapmış, koyuvermiyordur. Geceleri, geç vakta kadar - halk, dı - şarıda nefes alır, dinlenir ve eğlenirken - çiy bir ışığın altında, gözlerini her gün biraz daha körlüğe doğru sürükliyen yoru- cu, yıldırıcı bir çalışmanın, gazeteci, şe « refinden bile ekseriya mahrtm kalır. İmza sahibi muharririn yanında, —asıl sütunları dolduran, gazetenin iskeletini kuran, sa « hifeleri tertip ve tezyin eden aziz ve kıy- metli arkadaşlarımın, okuyucular, — belki adlarını bile işitmemişlerdir. Halbuki bir gazetenin en değerli, en çalışkan, en (e- dakâr ve vefakâr unsurları bunlardır. Bunların içinde, yirmi beş yıllık, ve da- ha fazla emeklerinin maddi ve manevi mü- kâfatını - ölümden önce biraz refaha, biraz sevince kavuşmak — suretile - bekliyenler goktur. Türk sahnesinin, kendi müntesiplerine gösterdiği alâkayı, Türk matbuatı kendi emektarlarına acaba gösteremez mi?. Bun- lâr için de birer jübile tertip olunamaz mi?, Öyle sanıyorum ki, gazetelerden dai - mâ sevgi, daima yardım gören Türk sah- nesi de lüzumunda, matbuatın böyle bir teşebbüsüne seve seve iştirakten kat'iy « yen çekinmez. Ve böylece, ömrünün bü « yük bir kısmını ihtiyaç ve melâl içerisin- de geçirmiş emektar bir arkadaşa, son za- manlarımı daha kaygusuz, daha asude ge- çirebilecek önemlice, maddi bir yardım va emellerine tekabül eyliyecek ilk ve son, manevi bir haz temin edilir. Ben bu fikri, bütün gazeteci arkadaş - larımın teemmüllerine arzediyorum. İs - mini söylemek istemediğim, fakat hepi « mizin tanıdığımız altmış bu kadar — yıllık bir meslekdaşımız var ki, hâlâ, bir ekmek parası peşinde, yorgun vücudunu ve yotr- gun- dimağını, idarehaneden idarehaneye sürüklemektedir. Kendisini artık rahat ettirmeliyiz. Bu - nu yapmazsak, başkalarına insaniyet dersi vermeğe artık yüzümüz kalmaz! İstediğim çok şey değil: Biraz tesanöt, biraz hareket ve bolca hümü niyettirl Olüm Türbede Binbirdirek meydanında (3) numaralı hanede yalıkçı İsmail Hakkı 16/1/936 akşamı saat 5,5 ta vefat etmiştir. Cenazesi bugün 17/1/938 öğleyin Eyüpte namazı kılındıktan sonra aile — makberine defnedilecektir.