TÜ azan: Cerhart Ellert RHLER < ROMA KAPILARIND | 15/1/936 SON POSTA Çeviren: — Arif Cemil Hünlü Elçi Küçük Bir Ata Bindiği Halde Görünmüştü Piskopos parlayan gözlerini başku- mandana tevcih ederek dedi ki: — «AÂkıl ye fikrimizin ve imanımı- zın bütün kudret ve kuvvetiyle hepi- miz harp edeceğiz.» Aetiüs gülümseyerek cevap verdi: çe .ııBan askerim. İyi disipline edil- miş bir ordunun küvvetlerini tercih e- derdim.» Bu aralık Behir İkcnarına vaml bb dular. Nehrin gümüşi dalgaları biribir- derini takip ederek uzaklardan akşam karanlığının perdesi arakasında kaybo- uyordu. Faviani'nin pazar yerinden tek tük ışıklar görünüyordu. Karan- hk, Aetiüs'ün yüzündeki çizgileri ve !ğğllıi:i silip attı. Yanındaki dostu Lü- x-x_ı'ı ona doğru baktığı zaman Aetiüsün Yüzünü Mars ilâhının yüzü gibi genç Ve güzel buldu. Uzaklara Kadar Akıp Giden Aetiüs ona sordu: — «AÂttilâ isminin ne manâ ettiğini biliyor musun?» ifade Aetiüs hemen mektubu alarak a Hün atlısı: — «Favianiden!..» diyerek Tuna nehri istikametini gösterdi. Kral ıu'ı—| lâdan kral Flâsitcüse haber götürdüm» sözlerini ilâve etti. Aetiüs: — «Ya öyle mi?. dedi». Demek ki Attilâdan Rugiya kralına bir mektup Lüpüs bunu bilmiyordu. Aetiüs dü-| götürdün?» Şünceli bir tavırla izahat verdi: Bunu söylerken o mektupta ne ya- cele ile okumağa başladı. nimle beraber ateşe yaklaş ta yüzünü 'göre)'inııı dedi. Genç Hün prensi şüpbeli bir tavır - ila: — «Aramızda sulh var değil mi?» diye sordu. Aetiüs teminat verdi: — «Sulh varl» Buna rağmen Hün prensi: — «Ben Roma askerlerinin ateşine — «Attilâ, uzaklara kadar akıp gi- |zılı olduğunu öğrenip öğrenemiyece -| yaklaşamam, dedi. Yanındaki ıdzım.n den demektir. Bu isim, şarkta akan | ğini düşündü. Hün atlısı baçını eğe -|söyle, ışık getirsin. Ondan sonra ÂAtti- bir nehirden alınmış. O nehir İster'den daha büyükmüş. Şimdi mesele bura- da: İnsan bir akıntıya karşı gelirse.... Piskopos bir yarım gülme ile sözü- Nü keserek: — «Aetiüs, dedi.» Yaptığın muka- Yese iyi bir mukayese değilb» Başkumandan sözünde ısrar etti: — «4Muhakkak öyledir. Attilâ, bo- Yyunduruğu içine almak istediği mem- leketi bir nehir akını gibi istilâ ediyor. Ben uzun seneler ona fazla kiymet ve ehemmiyet vermiyerek hata ettim. Halbuki Attilâ son seneler zarfında, ğullarından birisin! Adın ne? Gel be- dedi. Rökte biriken fırtına bulutları gibi bü- | - üdü. Onun için kendisine artık ehem- Miyet vermemezlik etmiyorum.» Rugia'lılar, HerüP'ler!. Piskopos başka endişelerden bah- setmek için dedi ki: — «Sen daima Attilâyı ileri sürü- rek tasdik ettikten sonra dedi ki: — «Kral Attilâdan sana da bir mek- tup varl.» — «Bana mı? Mümkün değil!.» Hün atlısı aldığı talimatı harfiyyen tekrar etti: — «Sen Magister Militum, Patri -'ri bir hareket yaparak havayı kesti. O Mois Menaşe ile temasa geçerek Bul- ciüs Aetiüs değil misin? » — «Fakat kral Attilâ benim bura- zatılmış olduğu halde duruyordu. Ae- 'iresi hakkında asker? malümat almak dü olduğumu nasıl bilebiNfdi " — «Benim babam her şeyi bilir!» Aetiüs bir iki adım ilerliyerek: — «Ya, demek ki sen Attilânın o - Aı:ıimra Sehri İçm;Su ilânın mektubunu okuyabilirsin. İsmi - mi sormuştun. Bana Dengezik derler.» Aetiüs mıraldanarak: — «Demek ki bir mektup getirdin, |ver de okuyayım.» dedi. Keskin ağzı parıldıyan bir tırpan se- | ü isdLt |tırpan Hün atlısının #emeri üzerine u- tiüs onu karanlıkta görememişti. Hün prensi: — Evvelâ ışık gelsin, ondan sönra mektubu okur ve cevabini. - verirsinn (Arkası var) Komisyonundan: | Kadın Kaçırmaktan Ç;: - Sayfa 9 kan Silâhlı Gürültü Adapazarı, (Özel) — Şehrimizin , Tavuklar köyünde bir kaç gün evvel silâhlı bir çatışma olmuştur. Bir — saat süren bu çatışmada bir kişi ölmüş, di-! ğerleri de yakalanarak adliyeye veril- mişlerdir. Hâdise şudur. | Tavuklar köyünden Ali, bundan bir müddet evvel karısı Sudiyenin ü-| zerine bir kadın getirmiş ve araların- da geçimsizlik ğ Sudiye Nihayet: — Mademki sen benim üzerime ka- dm getirdin, ben başkasına — varaca-| ğim!.» ı' | (Baş tarafı 1 inci yüzde) Casusluk maksadiyle Bulgaristana gelen bu Türkün arkasından yukarı- da isimleri geçen Türkler, Burgaz se- vahilinin ve körfezinin harita ve plân- lariyle Bulgar askeri mıntakaları hak- kında malümat toplamağa koyulmuş- lardır. Elde odülen ba askar! menlâmmak, çik re ile ve telgrafla bildirilmekteymiş, bu da şöyle yazılıyormuş: «Elbiseler 90 dan 140 liraya kadar satıldılar», bu da 9 tan 14 üncü kur'a efradı seferber — edildilern — manâsını vermekteymiş. Casusluk suçu ile zannaltına alınan Burgaz Türklerinden B. Cemal ile şe- İbekenin şefi hali firardadır. Gazetelerin yazdığına göre, bun- dan evvel Alâettin namında diğer bir Türk Sofyaya gelerek İmperial oteli- ne yerleşmiş. Kendisini gazeteci — ola- 'rak tanıtmış ve ötelin müdürü sayılan |garistanın techizalı, tayyareciliği vesa- istemiştir. Oteldi Mola Menaşe Bulgar Grozdan Glanosanof — vasıtasile — el-! de ettiği ve bu Türke verdiği askeri | malümata mukabil Alâettinden u.'L')nî bin leva kadar bir para almış. Geçen | ay burada bunların cereyan eden mu- hakemesinin sonucunda otelci — Mois| Menaşe ile Grozdan Glanosanaf mü-| ebbet kürek hapaine mahküm ölmüş-| Diyerek ayni köyden Fahri adında birine kaçmağa karar vermiştir. Evvelki gün Fahri Türk Çaycı kö: yünden Kör Mustafa, Abdullah oğlu Mehmet çavuş ve Kulaksız Ahmet ile Sudiyeyi kaçırırlarken, vakayı — Sudi- yenin kocası haber almış, yanına bir kaç arkadaşını katarak mütecasirlerin yolunu kesmiştir. İki tarafın pusu ku: rarak karşılıklı devam eden silâhlı çar pışmalarından sonra Fahri arkasından yakalanmıştır. Bulgaristanda Muâakemeleri Yapılan Türk Casuslar! Varıpış. karmağa ve göçmenlere lâzim — gelen kolaylığı göstermeğe başlamış. Bu« nun üzerine eski ortağı uydurma mek-« tuplarla ve iftira ve ithamlarla Vahde- ti yakalattırmıştır. Bilâhare kazdığı bu kuyuya Stefan Caponof'un akrabası olan Jorj Caponof ta düşmüşse de Bul« gar olduğu için sonradan — kefaletle serbest bırakılmıştır. Yine Filibenin en eski Türk mual- limlerinden Bay Salâhattin de casuse lukla itham edilmiş, suçu ispat — edile- memiş, maamafih kendisinden — 3000 , leva kefalet parası alındıktan ve Filibe emniyet müdürlüğünde adamakıllı bir dayak çekiklikten sonra serbest bıra- kılmıştır. 4 Balkan Antanti Ekonomi Konseyi.. Cuma Günü Bükreşte Toplanıyor Bükreş, 14 (A.A.)—Balkan antanti Ekonomi Konseyi, 17 İkincikânunda Bükreşte . — Müzakerat inde yalnız genel ekonomik ruznamesinde siyasa meseleleri değil, aymı zamanda Balkan memleketleri arasındaki müba- deleleri alâkadar eden meseleler de var- .Münlıwdı'in mevzuunu teşkil e- decek olan meseleler, şunlardır: ; 1 — Romanya, Türkiye, Yunanis 1 — Ankarada Sarıkışla civarındaki filtire binası ile Keçiören ara- sında boru döşenmesi işi ve bu hatta muktazi su borusu tulumba ve Yorsun. Halbuki burada, hudutta da-/ motörlerin tedariki, ve Keçiörende bir su deposu inşası kapalı zarf ha yakın tehlikeler gözönünde bulun- 'usuliyle eksiltmeye konmuştur. duruluyor. Rügiya'lılar, Herüller!» Aetiüs mukayesesine devam — edi-| Yordu: — «Küçük dereler tehlike teşkil e- 2 — Bu işin keşif bedeli «terfi boruları font olduğuna — nazaran» 66808 L. 57 K. «Çelik olduğuna nazaran» 58933 L. 47 K. dır z 3 — İstekliler bu işe ait fenni ve münakasa .ımnmelu'ım. projele- ri ve mukavele projesini ve boru tedarikine ait listelerle sair evrakı demez, meğer ki onlar da büyük nehre (£ | 35 K Mukabilinde Ankarada İçme su komisyonu muhasebesin - akarak onunla birleşsinler.» Aetiüs tesiri altında kaldığı karan- hk düşünceleri silkip atmak — istiyor- Muş gibi bir tavırla şu sözleri de ilâve Ettiz — «Easasen, hudutta, German kabi- leleriyle bazı müsademeler hariç olmak Özere gelecek yazdan evvel bir tehlike 'rilmiş ile karşılaşacağımızı - zannetmiyorum. den alabilirler. 4 — Eksiltme kapalı zarfla 28/2/936 tarihine rastlıyan cuma günü | saat 15 te Ankarada Anafartalar caddesinde Vehbi Koç apartımanı - nin 3 üncü katında içme suyu komisyonu dairesinde yapılacaktır. 5 — Teklif mektupları ihale tarihi olan 28/2/936 cuma günü saat 14 de kadar Ankarada İçme su komisyonuna makbuz mukabilinde ve- bulunacaktır. 6 — İsteklilerin işbu eksiltmeye iştirâk edebilmesi için 4600 liralık Lüpüs, şayet bana refakat etmekte de-| muvakkat teminatla münakasa şartnamesinde y.ı.ldıiı_vqhile bu gibi vam eyliyeceksen yarınVindobona'ya 'işleri yaptıklarını gösterir fenni ehliyetnamelerini teklif mektuplarile gideceğiz. Orada Promotüs'ün vücuda | birlikte vermeleri şarttır. getirdiğinden bahsettiği büyük Garni- zonların ne halde olduğunu göreceğiz. Ondan sonra ben Romaya geri döne- ceğim ve Panonya'ya asker gönderece- | ğim. Senato âzâsından asker sevkiyatı hakkında bir karar alabilmek için rüş- vet olarak bütün şahsi servetimi sarf- tan bile çekinmem. Gel, artık dönelim Lüpüs.» Aetiüis arkasına döndüğü zaman ö- nünde küçük bir ata binmiş olan bir at- h durduğunu, beyaz bir bez sallıya - rak İâtince: — «Sulh ve selâmet, ben elçiyim!.» dediğini gördü ve işitti. Omıhkno:uk kararmıştı. Küçük a- tın üzerindeki 'adamın Hünlere mah- , #üs techizat taşidığı güçlükle seçile - bildi. - — WNereden geliyorsun?» N 442» — «129» Altın sesli Macar yıldızı Bugüne kadar ya'rattığı en güze, SARIŞİIN Aşk « Güze'lik - Nefis muüsiki ve danslar - Çok eğenceli blr mevzu lardır. Kararı duyunca mahln'ımhnn"hn ve Yugoslavya arasında emtia mü: aileleri ve yakınlarından bazıları "Ğll-ılııddclu'inî arttırmağa matuf iktısadi yarak bayılmışlar ve bunların boyun- larına atılmışlardır. Edirneli -olduğu bildirilen Yosil Abel ise beraet etmiş- | tir, Gene komşu bir devlet lehinde ya- | pıldığı bildirilen diğer bir casusluk su- çu ile tevkif edilen Filibeli Hafız — ve son Cevdet'of namında diğer bir Türk te Filibe hapishanesinde Ö aydan beri yatırılmaktadır. Bunun, casus diye ha- pishaneye tıkılmasına sebep te — sabık ortağı Stefan Caponof namındaki Bul- gardır. Cevdet oğlu Vahdet, bu Bul- garla Filibede açtıkları «Kuriyer» — a-| bir plân tanzimi. 2 — Demiryolları idarelerinin teşri. ki mesâisi, 3 — Balkan antantı âzüsından oları memleketler arasında muntazam hava münakalâtı vücüde getirmesi. 4 — Turizm için kolaylıklar. Arap Kongr si İlkbaharda, Bağdat a “Jop #nıyor. Bağdattan yazılıyor: Umumi bir Arap kongresinin top- MARTHA EGGERTH KARMEN Yarın akşam gala müsameresi olaak M E L E K maamamnz > Numaralı biletler satılmaktadır. Telefon : 40868 dındaki seyahat bürosunda bir müd- lanması lüzumu, bir, kaç zamandır A- det beraber çalıştıktan sonra ayrılmış- rap mütefekkirlerini meşgul etmekte- lar. Bundan sonra Vahdet kendi hesa- dir. Hattâ geçen sene bu fikir oldukça bına ayrıca müstakil bir büro açarak ilerlemiş, kongrenin Bağdatta toplar- Türkiyeye göç etmekte olan Türklere 'ması bile mevzuubahsolmuştu. An- 'daha ucuzca ve kolayca pasaport — çı-'cak bütün gayretlere rağmen o teşeb- ——— iuı sözde kalmıştı. e grenin toplanması günü üzerinde kati surette anlaşmışlar ve koöngrenin önü- filmi olan !unı kararlaştırmışlardır. Bir kaç gün evvel saylavlar meclisinde Başvekil Yasin Paşanın bu mevzu etrafındaki bir nutku, İrak hükümetinin böyle bir |kongrenin Bağdatta aktini memnuni- |yetle karşılayacağını ihsas etmektedir. i İngiliz Milli Müdafaa Ko lesi - Londra, 14 (A. A.) — Bı-ı ba - |kanlardan müteşekkil milli vılida - faa komitesi dün öğleden — şonra Baldvin'in başkanlığında toplanmıştır. |Eden toplantıda hazır — bulunmuştur. sineması ıda .| ğ İ i İblladeki ilkbaharda Bağdatta açılmai ( a