Yazan 1 Kadircan Kaflı Iyj 6 Satıldıgını Ogrenmıştı m Nasrullah Efendi mektubu heceli « 'ye heceliye okumuştu. Başını kaldır « madan sördu: — Senin adın ne? — Pulat... — Ne dedin, Pulat mı7? — Evet... Pulat... Hoca başını salladı. — Ahmet Kuddust Efendi İçel ka » dısi olmuş amma, henüz senin adını yazmayı bilmiyor. Fakat onu mazur görmek gerek. Çünkü sen de kendi a- dın olduğu halde değil yazmasım, söy- lemesini de bilmiyorsun. — 72171 Hâşâ Huzurdan... — Behey, cahil,.. Mademki adını söylemeyi bılııcııııı. nasıl bu med - reseye çömez olursun da (Fıkıh, İlmi kelâm, Bina, Şifaişerif, Kitabünnikâh, Heyulâ...) okumağa kalkışırsın,. Söy- lesene!... Pulat © dakikalarda hocanın ne de- mek istediğini bir türlü anlıyamıyor, kızmağa başlıyordu. Fakat Nasrullah Efendi sözlerinin ardımı kesmyiordu: — Zarar yok evlât, öğrenirsin! Biz bu kapıdan, hâşâ huzurdan, odun gibi girenleri bile adam ettik. Halbuki sen maşallah bilgili, anlayışlı bir delikan- lısın. Şimdi gelelim şu isim meselesine. Hoca her halde Pulatın kızmağa baş- ladığını sezmiş olacak ki — birdenbire yumuşamıştı. Devam etti: — Oğul, senin adın Pulat - aeğil, (Bülâd) dır. Beled, Belde, Bilâd, Bül. dan... Pulat eğer bocanın — saçmaladığını kacaklardı. Pulat ise yaz aylarında da çorada kalmak suretile dersleri daha önce bitirmiye karar vermişti. Hele ho- ca Nasrullah Efendi bu gibi talebeye canla başla dere verir ve yetiştirirmiş, | yalnız altınları şıkırdatmak ve onun a- vucuna kaptırmak yelermiş. Yirmi Altına İcazet i Pulatın günden güne canı sıkılıyor - du. O gecelerde fena rüyalar görüyor, | İncinin ağladığını, onu çağırdığını du- yar gibi oluyordu. Bunun için karan -| hkta avluya çıkıyor, dolaşıyor, yahut bir köşeye oturarak Silifkeyi düşünü- yordu. O gece de diğerleri gibi erkenden | yatamamış, dışarı çıkmıştı. Avluya çı- karken orada iki kişinin yavaş sesle ko- İnuştuklarını duydu. Bu konuşma onun için pek meraklı idi. Durdu ve dinledi. | — Vermiyor... İlle yirmi olsun di- yor... Nideyim ben? — Yirmi altınım olsa canla başla ve- | reyim. Yok ki... — Buluver!... — Nereden bulayım? Sanki Hoca | Nasrullah iki tane eksik alsa n€ olur? | Divrikli Hicraniye on beş liraya verdi icazeti... Benden ne diye yirmi ister? | Höm üngütün Vüri tdi. ENfi görsü mer- tek sanırdı. Pulat daha dikkatle dinledi. İki kişinin birisi Ebubekir adında kırk yaşlarında bir çömez idi. On beş yıl kasaplık ve kayıkçılık ettikten son- Fa medreseye geldiğini duymuştu. Di- ğeri de Feyzullah adında otuz yaşm- |dan fazla, cılız, sinsi bir safta idi. Ho- ca Nasrullah Efendi ile birlikte gelmiş, onunla pek sıkı fıkı konuştuğu halde BON: POSTA N B — Hııı. , Uzun sürer. Başkalarının işitmesini de istemem. Odama gidelim... Feyzullah gidip gitmemekte — tereddüt |ediyordu. Pulat onu süxüklercesine yürüttü. — Sana hiç bir fonalığlm olrmyacak. Namus sözü.,. Anlıyor musun? Hattâ bu konuşma senin için faydalıdır. Odaya girdiler. Pulat onu elden geldi- !ği kadar ikramla, en güzel köşeye ohırlhl- Köşedeki beziryağı kandilini yaktı. Sol - gün ışıkta karşı karşıya kaldılar. Pulat söze başladı: — Ben buraya amcamın zorile geldim. Softalık, kadılık sevdasında değilim. Yal-| nız bir icazete ihtiyacım var, Bunu bir an önce ele geçirmek isterim. Feyzullaltın gözlerinde gene — şüpheler vardı. Omuz silkti. — Bilmemezlikten gelme! Zaten hoca îNumMElmdiükıddi&'ınıüıbmı söyledi. Altı ayda da icazet almak müm- kün imiş. Ben geleli aşağı yukarı bu ka - dar zaman oluyor. Feyzullahın gözleri açıldı. — Öyle bakıp durma! Şu Divrikli Hic- | raniye, kasap bozuntusu Ebubekire ve - rilen icazetlerden bir tane de ben istiyo - rum, Evlenebilmek İçin Pulat elini kemerine vurdu. Altınların sesi duyuldu ve ilâve etti: — Tamam yirmi 'altın... Parzarlık yok.. On beş demiyorum... Söyledim ya, ka » dılık, hocalık yapmıyacağım için zararım da olmıyacak. Hoş, çok kadılardan, ho - calardan daha çok şey bilirim ya, her me ise... Senin anlıyacağın bu jicazet bana evlenebilmek için izin küğıdı yerine ge - çecek.. — ?“' | Spor : Selânikte çıkan Progres gazetesi, Selâniğin «Hercule» futbol takımının biri Galatasaray, biri Fener, biri de Beşiktaşla olmak üzere üç maç yap - mak için bugünlerde İstanbula hareket edeceğini haber veriyor. İngilterede İngiltere lik maçlarının 24 üncü haf- İtası da Sanderlandın galibiyetiyle geç- miştir. Âdet olduğu üzere her sene kâ- nunusaniden sonra her ayın ilk hafta- sı kral kupası maçları başlar. İngiltere lik maçlarının - (24) üncü oyununu yapmış olan takımların, ön- lerinde daha yapılacak (18) maçları vardır. Bu arada her ayın ilk haftaşı yapı - lan kral kupası maçlarına İngilterede en küçük takımların maçlariyle baş -| lanır. Bu oyunlara birinci ve ikinci küme takımları arasında ancak kânunusani- | | de devam edilir . llk müsabakadan, nihaf müsabaka- ya kadar sekiz tur devam eden bu maçların henüz üçüncü turu bu hafta başlamış olacaktır. | Kral kupası *maçlarında mağlüp eden iki takım İngiltere — Krailnın | huzurunda yapılan final maçını oy - nar. Kazanan takıma verilen Kral kupa- et bizzat Kıral gelemediği takdirde mutlaka Veliaht — tarafından — verilir. On bir oyuncuya da ayrıca kralın res- Bir Se]ânlk Takımı Geliyor FE S İkincikânun 9 ! | Ingiliz Kral Kupası Maç? ları Epey İlerledi | İtalyada Lik_M;çl ! arı, On Dördüncü Haftaya Dahil Oldu oyuncuların İngiltere #spor - teşkil ve sahalarında bir çok büyük imtij ları vardır . İtalyada İtalyada lik maçlarının başladığılf on dördüncü haftasında vaziyet şu kilde görünüyor: Bolonya, Torino, Yuventus ( şer puvan. (Birinci sınıfta). Rözü “(16) puranla dördül Tiryeste (15) puvanla beşinci yo, Bari, Milâno (14) der pw (6) ıncı, — Abrozyana, Cenova, Koportta — (13) — pw (9) uncu, Palermo - (11) pu (13) üncü, Alessanderya (11) p vanla (14) üncü. İngiliz Lik Maçları 48000 seyirci önünde oynatli Arsenal - Bermingam maçında iki raf 1 - 1 berabere kalmıştır. İlk sayıyı Arsenal merkez mühaci |Drak yapmış buna beş dakika 80 Bermingam soliçi mukabele etmii Edirnede Maç Edirne, (Özel) — Edirne stadıri Edirnespor ile Mimar Sinan n arasında meraklı seyirciler önünde ! olan her takım müsabaka harici kalır. | ©.. 3) berabeslikle M |Bu suretle bütün rakiplerini m.'ıalup' pilan maç ( ) beraki lenmiştir. Mevlit Türk musiki bilgini, rahmetli tat Rauf Yektanın ruhuna - hedi edilmek üzere, yarınki cuma güf öğle namazından sonra İstanbuli Yenicamide okutturulacak m |mini taşıyan altından madalyalar da - söylemiş olaydi, iş hiç şüphesiz uzıya- yıllardır icazet alıp ta gidemiyormuş.. de rahmetliyi bütün sevenler d X :,ıihıi; ıyı:l a liph;.i:'il:; lşkıiıı | Faymullah telişle. baktı: “..ı:ıtmıuudı iç Bu haftanın filmleri: sahiden âlim, ağır başlı olanlar da-| —— | Ni Opereti i K a golleğtu. Fakat Biçon Kascallak'l| 9 D z Biritü Bu akşam 10,30 da ($ Birinci fim: ÇARDAŞ F ÜRSTiN fendinin halleri Pulata hiç te bir ho -| — Diye çıkıştı. Fakat Pulatı tanımıştı. He- #ait Gevkrco n |Berii zi NAVAF — caya yaraşır gibi görünmüyordu. Bu -| men dilini düzeltti: ö e opvıllhi :ııdc ikinci — film : KORKUNÇ CA la beraber her halde — Kusura bakma! Tamyamadım. i yakında: : , nunla Y al Ğoirı_ yold:' ca.uml:ılli K LÜ beniz HAVASI Ayrıca: Deniz Kızı Eftalya'nın Çoban Âyşe Kız caktı. Halbuki o burada ber şeyi bir kaç mü aha az zamanda bitirmek, çabuk dönmek istiyordu. Altı Ayda İcazet Hoca Nasrullah Efendi mezara kadar ilmi arayınız!»a, Çinde olsa gene gidip alınız!ı ve eilmi, diğer On Beş Altın Pulat ilk geldiği gün Nasrullah E - fendinin ona söylediklerini — hatırladı. Demek ki altı ayda icazet verebilme -| yıllardanberi icazet alamayışının — da bir sebebi varmış!.. Nasrullah Efendi. — Ben ınııılglı.u. bir kızı seviyorum. | İğitılır. O da beni seviyor. Fakat babası, ben ho-| — Kral lupası mnçındı madalya alan l İzeneii ni aa verailrse WREİ vetlidir. nun vevabı da var. Anlıyorsun ya?.. Feyzullah yumuşamıştı. ı Ayağa kalktı. Pulatın sırtımı olşadı: — Karındaş, bu bir iltimas olmuya -| «beşikten nin sırım bu imiş. Çömez Feyzullahın cak. Zira sen zaten lâzim gelenleri bili - yorsun, Hoca Nasrullah Efendi ile görü - şeyim. Şimdiye kadar senin böyle bilgili manalarda olan bir kaç hâdisi tekrar | |nin Mısır kadılığını ve Rumeli kazas - olduğunu biluydıl n tüyor. Ona göre davran,.. Yalmız Al - laha değil, kendine de güven... Pulatın gözleri faltaşı gibi açılmış - ; rayı tamamlarsın ? . akşamı sant 20de Altı ayda icazet... Dedi. , ş e Ne büyük saadelli bu?,.. Diğeri: HULLEcl Şahane bir film : — Altı ayda mı, dediniz? Diye sordu. — Evet, altı ayda... Alimallah ilmi insanın kafasına şerbet akıtır gibi akı- tırım, amma ve lâkin, kafa, kafa ol- malı!... Günler sıkıntılı geçiyordu. Mayıs Ayı Geldi Modresedeki daha başka hocaların sonra salına salına ve tespihini çeke - rek, sağa sola dualar savurarak med - reseden çıkar, evine gittiği söylenirdi. Mayıs ayı gelmişti. ra toplıyacaklardı. Kısacası cerre çı -l / » rülüyordu. | —En sonra konuşanlardan birisi: | — Sen biraz zorlanıversen bu pa - | — Sen de dilesen şunu on beş altına indirebilirsin! Cevabını verdi. Ebubekir karşı tarafa doğru gitti. Feyzullah ise Pulata doğru geliyor - (du, çünklü odası o tarafta idi. Pulat kenara sindi. Feyzullah ellerini uğuşturarak oda- nın önünden geçti. Pulat ta arkasından gitti ve tam kö- şeyi dönecekleri sırada kolunu yakaladı. aşağı yukarı herkes az çok çekinirdi. Pulat çömezin bileğini daha sıkı tuttu ve kulağına fısladı: — Benim bir derdim şar. Bunun şifa - sını sen bulursun. Odama gel de anlata « — edip durdu. Sözlerini şöyle bitirdi: — / kerliğini niçin istemediğini çok iyi an -| — Öyle pişkindi ki | ğ — Büradan icazet almak için horkuw'"“'d“' Her 7"_1*""; icnzet satsa bir (Arkası var) Zengin ve muhteşem filminin ilk irne suvaresine koşacaklır. Baş rollerde : b — eli » İyığın para ederdi. Vaktile Velinin de -(.0 . Sevimli artist ayni müddet uğraşmaz. Benim altı ay Ti ded âru imiş! Hele N: ğ süsamemaliseğn, da icazet verdiğim şakirtler de oldu, Zi de do üaüi dişral R h d w " altmış yılda bunu alamıyacak olanlar (Pdinin bir türlü bu ilim — ocağından hnabut Beli Tepebaşı Şehir P lel'l'e ıc al' l m da bu kubbolerin altında dirsek çürü- *Y”!lmayışındaki hikmet pek açık gö-| Şehir Tiyafrosu ve sabık Rus Prensesi Tiyatrosunda W1/936 Perşembe y Neşit » Erteğrul Sadi * Halide Şehzadebaşı TURAN tiyatrosunda Bu göce saat 20,50 da AMCA BEY yodvil 8 perde Beyoğlu Frunsız Derslerini billrmiiş “ olanlara “ kazet IBSEN'ia Şaheserinden iktibas edilen ve GRIEG musikisi ile seslendirilmiş olan werme zamanı idi. Ondan sonra softa -| Y lar birer ikişer Anadolu ve Rumeli köy| — Faydalı ve kasabalarına yayılacaklar, heybele- e rini omuzlarına vurarak harman har- | - NY Di man, konak konak dolaşacaklar, oku-| — Feyzullabın gözlerinden bir şüphe bu- yacaklar, üfliyecekler, yiyecek ve pa .|lutu .îıd 'söykl Şaheserinin ilk büyük iraesidir. Bu sinema ve san'at hârikası için yerlerinizi evvelden aldırınız. B — a p e n Bu akşam SA RAY sineması göREREESERLEMM Bu akşam Bütün İstanbul halkı s ÜMER Sinemasının göstereceği | AŞK' » TAHT NATHALİER PALEY Birinci sınıf artistler tarafından canlandırılmış bir aşk ve ihtiras romani Yerlarinizi evvelden aldırınız. Tel. 42851 K Ö N İ G S MA RK —- DAMPiNG GECELERİi Şahzadebaşı HİL A L Sinemasının yeni bir sürprizi Bumdan böyle her haftanın Çarşamba, Perşambe, Cuma gündüz ve gece- lerini 15 kuruş yapmıştır. Bugün ve bu gecelerda herkes 15 / biletle sinemaya girecektir.