K B LA S A F ee e lll li l l el aB B SON - POSTA EEDİLIZI Matbuatında | GÖRDÜKLERİMİZ | | İtalya Fransanın Aleyhindedir.. D Prrmez gazeteleri bu-| ei n | ı K |__... İtalyadan bah -| hN zardi- n dB «Lâtin | sözünü kullanıyorlar. Habeş mu- — sederlerken Kardeş harebesini anlatırlarken de ebasit sömürge | işin diyorlar. İtalyayı hakh buluyorlar, fa kat yine kendil, te kolleksiyonlarından çıkardığı bakılırsa her zaman bu fikirde değillerdir. en birisinin eski gaze- yazılara Bugün İtalyan taraftarlığında en ileri gi- denlerden bir tanesi 1926 yılında aynen | mın aleyhindedir. İtal- ya masanım Üzerinde duran açılmış bir bi- çaktır. Şimdi kapı açılacak, içeri katil gi - recektir.. Yine bugünün en sıcak İtalyan dostla- yından ve diğer bir Fransız gazetesi de ayni tarihte şu cümleleri yazmıştı: e— İtalyada söz söyleme hüriyeti kal- mamıştır. Parlâmento emir bekliyen — bir hizmetçi haline girmiştir. Gazeteler hep fırkanın malıdır.v Bu gazetelerin fikirlerini değiştirmeleri için dünya hâdiselerinde ne oldu? Bu cüm- leye de tek - kelime yardır: ile cevap — vercaleri — Almanya tekrar silâhlandı. Fransa korkmakta, yanında mümkün olduğu ka- dar fazla müttefik bulunmasını istemek- | tedir. İtalyayı iltizam — edişinin biricik se -| bebi bundan ibarettir. * | Amerikanın en azllı| gangeterlerin- den Tommy — Touly biç bir zaman sağ ola- rak ele geçmiyeceği hakkında bol bol ye - min etmek âdetindeydi. Halbuki — geçen sabah, daha ipek çarşaflı yatağında keyif sürerken yatak odasının kapısı açıldı. ve içeriye çikolata getirecek olan hizmetçinin yerine yarım düzüne silâhh polis girdi. Haydudun hesabını vereceği suçların sa - yısı Hiç bir şey için yemin et - memeli imdilik yarım düzünedir. * Pragda çıkan Hallo Novini gazetesi Al - man çalışma kamp - Çalışma kamplarının proğramları z —İlarının iş programla -| yını istinsah ediyor. Bu program da aynen | aşağıdadır: Angarya gidecekleri uyandırılması Genel kalk borusu, jimnastik Tuvalet, temizlik Kahvaltı. İşe gitme DÇAASA -|konuşmaların kâfi derecede ilerleme- lâzımdır. KERVAN Y TELGR Büyük Harbin HARİCİ Ingiliz Filosunun İlkbahar Manevraları Londra, 8 (A.A.)— Amirallık da resi, Nelson vcRodney hattı harp gemileri ile Furious tayyare gemisi- nin Gairo kruvazörünün ve yirmi bi- rinci torpido muhribi filosunun son hânun ortalarına doğru ilkbahar manevralarını yapmak üzere hare- || ket edeceklerini bildirmektedir. Hood, Ramilles ismindeki hattı harp gemileri ile Orion ve Neptune- kravazörleri ana vatan sularına av- det edeceklerdir. ingiliz - Mısır Muahedesi Yeni Proje Londrada Tetkik Ediliyor Vaşington, 8 (A.A.) — Amerika- nin 1914 harbine nasıl girdiğini araş- tıran Senatonun tahkik komisyonun- da beyanatta bulunan Morgan «Finan- sal menfaatlardan ziyade — Almarların | tahkirleri ve hücumları neticesinde Amerikanın büyük harbe — girdiğini» söylemiştir. Tarım Kınını. “;.hlil Altüst | Vaşington, 8 (A.A.) — Tarım ka- nununun ana yasaya muhalif olduğu- na dair yüce hakyeri tarafından veri- | Londra, 8 (A.A.) — Dış bakanlı - t_l' Bu kararın çok vahim neticeler ğı eksperlerinin halen yeni bir !ngîlîz:l'l'_il zannediliyor. ÇWG - Mısır muahedesi projesini tetkik et-lm—sd olan dairelerde ııılİlı lıl'*ı mekte oldukları bildiriliyordu. |rışıklık vardır. Buna 1936 bütçesinin Selâhiyetli çevenler, halihazırdaki de bu kararla sarsıldığını ilâve drudclı d dduğux_nhi_th&m- Yeni bültçe Rıııvell.in söylediği gi- ::tinin de gelecek haftadan evvel,bi nisbeten muvarzeneli olmayacak fa- büu işle meşgul olamıyacağımı söylü - kat gene müthiş bir açık verecektir ll 20 Bin Çinli Y aĞSA n Komünist... Sular İniyor T F Paris, 8 (A.A.) — Bütün nehirlerin ir y_ale_u Ellerine suları hafifçe inmiştir. Geçirdiler AmerikaHarbe,Almanlar Tarafında Tahkir Edildiği Için Girmiş... Bunu, Milyoner Morgan İddia Ediyor Belçika Kralı Londra, 8 (A.A.) — Royterin Ha- Londradan Döndü — |hueden öğrendiğine göre, komünistler Ostende, 8 (A.A.) — Belçika Kra- 'tekrar fasliyete geçmişlerdir. 20 bin li Leopold dün akşam İngiltereden bu- kişilik bir komünist ordusu Kuciçu & raya dönmüştür. wyıleünı girmiştir. Yemek. Askeri talim Konferanı, gaz muharebesine hazırlık. Dinlenme, Yemek, sonra konferans, Yat borusu. Beş Çocuk Enkaz Altında Kaldı Leon, 8 (A:A.) — Vedo kasabasın- da yağnmur sularını emmiş olan bir du- var yıkılmış ve enkazı altında beş ço-. cuk kalmıştır. Bunlardan üçü ölmüş, ikisi de ağır surette yaralanmıştır. tepte arkadaşları, teyzesi, eniştesi, teyzesinin küçük çocukları komşuları hepsi birer birer gözünün önüne geli- yordu. |bazı eyaletlerden de hâlâ cari olan ihti- AFLAR Dedikoduları ! VE b - BU GÜN Kültür NWe Demektir? Eki öpülmeğe —değer bir üstat feylese fümuz vaktile oğlunu, tahsil için Avrup büyük şehirlerinden birine yollamıştı. B Jişi haber #ian dorlarmdan biri üstada sc yYarı N — Oğlunuz »e tahsil ediyor? O, hemen cevap verir: — Benden para tahsil ediyor! Üstat lâtife ediyordu. Çünkü oğlu oku |yordu. Fakat eski devirlerde — çocuğun ilim merkezi sayılan payitahtlardan biri ne arapça öğrenmek üzere gönderen bi Osmanlı, bizim üstat kadar talihli değild Onun oğlu gittiği yerde yalnız gün geçir mişti. Nitekim babasının yanına dönüne /da <ereyan eden şu muhavere d gocuğun eli boş gittiği gibi, gene eli ba | İ Göndüğünü gösterir. O baba oğluna sormuştu: — Arapçayı iyi öğrendin, değil mi ço cuğum! — İstediğinden âlâ, babal — Peki. Deveye arapça ne derler? — © kadar büyük hayvanların adış öğrenemedim baba, — Peki, kuzuya ne derler? — O da pek küçük baba, öğrenmeğ Tüzüm yörmedim. Bir kaç yazıcı arasında başlıyan kül tür münakaşası bana bu fıkrayı hatırlatt Kültürü tarif eden o bilgili ve değerli mı harrirlerden biri ortaya Ööyle Lir külü mefhumu koyuyor ki pek büyük. Eğ kültür onun dediği şey ise bizim topumı zu kültüzssüz saymak lâzım gelecek. Bi de kültür anlamını pek küçültüyor. Onu| dediğine kanarsak bizde kültürsüz kims kalmıyacak !.. Nadir Nedi, bu ifrat ile tefritin ara sını bulmaya çalışıyor. Bakalım, bahtin e Ruzveltin ancak reylerden yüzde kır- kını toplayabileceği zannediliyor . Arjantinde Şiddetli Çarpışmalar 5 Potis Bir Grevci Ötdü |-« ve etacak. Ben, kültürün tarifine karışmak iste Boenos - Aires, 8 (A.A.) — Dün |Mem. Fakat yıllardanberi gördüğüme bi ik golis masında şiddek ur'*m.ı athyorum ki kültür, kölüstür olur e lisle bir © kura bir görültüden ibaret kalıyor “"'c'ı""ı d”'“""'ı_ Ki Beş a '“h:lm_“ kaldırımlarında arasıra — duyul kü 3 sarınta da bundan başka bir şey olma Te makla beraber işin üç yüzünü bıylmîyın İspanyada Normal lâare lerce kültür taşkımtlığı sanılıyor!.. Madrit, 8 (AA.) Başbakan M, T. Tan Vallâdares, Madrit, Barselon ve Astü- ri bölgesinden örfi idareyi ve diğer te, 8 (ALA.) — Selâhiyettar yat lb&u'luinı kaldıran bir kararna - hım—ıöy(k&ğne göre, IA' a meyi cumur reisine imzalatmıştır. dış bakamının yakında Peşteyi zi Bu surefle bütün İspanyada normal gü di â hiç bir ün lidare yeniden kurulmuş oluyor. Ve artık bu me haşal »e ziya li işmçaler ölmm, venme d verdiği resin İşte vapur demir alıyor, uzaktan, — is-|li bir küçük kitaptan Fransızca okutu keleden mendiller sallanıyor. Geçir-İdu. Ne ince, ne kibar kadındı o. Nereye gidiyordu. Ona asil heyecan veren buydu. Ne- ni — Bunlar bozulacak şeyler dEî'!"ı] evlâdım, nerede canı isterse yerl. Dedi, yerleştirmekte israr etti.. Al- dırmadılar, Gülsüm teyze Gülteni kucaklarken ağladı, Bu göz yaşlarının yalan olma - sına imkân yoktu. Genç kız en keder- Ni günlerinde teyzesinden bir yudum şefkat görmediği için bu göz yaşları onu da mütcessir etti. Ondan başka kis mi vardı. Bu son bir iki hafta içinde ne kadar üzülmüştü. Bu üzüntü kederden, acı- dan değil, etrafını saran telâştan; gü- rültüden, dedikodudandı. Tam şöyle|kan sarı saçları sivri çenesine, uzun |4 zaten bunu bir zaman ciddi sanma-! (Elmah) daki meyvalı bahçelerini öz-. candan, — sıcak bir olduğu zamandı. Onün için ne kadar olsa ana yarısı bildiği teyzesine sığınmak, onun göğ- süne başını koyup dinlenmek istiyor - du. Gülsüm teyze bu analığı esirgeme- di. Sebebi ne olursa olsun ona karşı © kadar değişmişti ki genç kız aradığı şelkata gider ayak kavuştu. Teyzesi hayırlı yolculuk - dileyerek | arkasından sokağa bir bakraç su at-| ti: — Yolun, Tanrı aklını Tüm, sevğiye — ihtiyacı l izin açık olsun evlâdım. | fikrini ziyade etsin yav- — Bürhan Cahit İne karışarak yürüdü. reye gidiyordu. Bunu mu.—ıllııılcn'.f 9.-1- 936 kültür müdürü kaç kere ona anlatmış- Gülten muallim Fahirenin yanında |lardı. Bununla beraber yine b#')'"ml'l-W bir elinde küçük çantası, heyecandan |dan, endişeden kurtulamıyordu. Teb- her tarafı titriyerek, adımları biribiri -|rikler, hattâ kıskançlığı benzer çekiş- tirmeler vapurda bile devam — ediyor- Yük olmak için bökleyen #epetin du. İlk mektep baş muallimesi Meliha güvertesinde toplanmışlardı. Munllim | mütemadiyen ona takılıyor: Fabirenin elinden çıkan lâcivert seya-| — Uzun etme, sana piyango Gfkh.W hat kostümü (Gülten) e çok yakış- | diyordu. İstanbulda üniversiteyi biıir-ı mıştı, İnce uzün boyu ile tam bir genç sen kimse başını çevirip bakmaz. S:n' kız hali vardı. Heyecandan, üzüntü- |bir imtihanla Avrupa - tahsili kazan- den biraz solmuş yüzünde iri mavi dın. gözleri yorgun ve nemli görünüyor-| — Bunu belki kırkıncı defa söylüyor- du. Fakat koyu lâcivert beresinin nl-ldu_ tından omuzlarına doğru lüle lüle sar- Gülten buna kızmıyordu. Kendisi boynuna ve ince dudaklı geniş ağzına mıştı. Avrupa imtihanma o sırf arka-| altın bir çerçeve yapmıştı. |daşları giriyor diye girmişti. anın—ğ |dönmüştü. Elmaldaki îrk için gelen kayıklar geri dönüyor-| — Onlar şimdi Malatyadaydılar. K irdı. ü ü cası vali ol . Gülten onl Uzun bir düdük boş kıyılarda de- .:..îu::,n:::*_ H-dü.n-k ı Fin derin akisler bıraktı. Vapurun başı | mektubu çantasında saklamıştı ; açığa döndü ve yemyeşil portakal| Liseye girmesi için © kadar iyiliki bahçeleri arasındaki kasaba pek çabuk | ( dekiimn lııınınuh:ı“h:yk hanıı !nd:" kayboktu. onu ber zaman hatırlıyarlardı. ÂAr Gülten hülâ parmaklığa dayanmış / pa imtihanmı kazandığım onlara u)'(.)ıdı. : ıb" vermişti, Daha iki gün önce a hayadi daha ğ;ilert kadar ği cevapta karı koca onu hararetle tel i yemiş ağaç- rik ediyor. Bir çok iyif nasihatlerde !ı bahçeleri, kaymakam beyin hamımı, sonra kendilerini mektupsuz, habersi şlk mektebin sarıklı hocasa ve onu da- brrakmamasını söylüyorlardı. ima sık sık döven büyük anası birer — Gülten onları unutamazdı. birer gözlerinin önünden gelip — geçti- dığı muvafakiyetin temelini onlar hh ler. zırlamışlardı. Onlardan gördüğü i; Kasabaya, teyzesinin yanına geldi- ği, analığı, babahğı kimseden görm ği zaman da üzülmüştü. Bir vakit alı- mişti. Ona öksüzlük acısı duyurma şamadığı büyük kasabada hahtalarca onlardı. mal Küçük detterine onlar için büti lemişti. ıduyduklaıırı. düşündüklerini yazı Fakat lise hayatı, mektep arkadaş-, tı. Lisede, daha yedinci sımıfta bu de| düş Genç kız parmaklığa dayanmış dü- mak hevesi vardı. Fakat bu kazancın ları, genç nazik muallimleri onun ham teri tutmağa başlayan Gülten meki şünüyordu. On yıl içinde yaşadığı kasaba şim- 'nız rından geri kalmamanın | di yeşillikler arasında ne kadar güm-) verdiği bir heyecanla imtihana girmiş-| rah görünüyordu. Ki | Minarelerden, büyük — binalardan| — Her geçen gün ona bu seyahatin ölçü alarak oturduğu mabhalleyi tayin ne demek olduğunu öğretti. Fakat bu ediyordu. İşte pu yüksek reji dairesi- kazanç hâlâ ona gurur vermiyordu. | nin arkasındaki ev teyzesinin eviydi. Yalmız gösterilen bu kadar alâka mı: Bütün lisc hayatını orada geçirmişti. |bir şey anlatmıştı. Çalışmak ve Türk Mektep te sağda ağaçlar arasında yal- |kızının onurumu belli etmek. Bütün o! nız damından ve üstündeki bayrak di- reğinden belli oluyordu. Şimdi mek-|yerleşen yegâne kanaati, bu oldu. ehemmiyetini kavrayamıyordu. Yal- dimağındaki bu kaba ve horada hatıra- hatıralarını da not etmeği âdet mişti. Zaten bir çok arkadaşları bö Teyzesinin evinden ziyade İiseye bir defter tutuyorlardı. Hattâ bazılı ve arkadaşlarına alışmıştı. Hele gittik- bu defterlerine bir kaç satır yazmal çe tatlılaşan dersleri her sınıf geçtikçe için muallimlerine rica ediyorlardı. ona daha ince bir zevk veriyordu. O- defterler ne kadar mübhimdi. kumak hevesi ona daha Elmahda iken' * Biribirinin defterini görmek, ok gelmişti. Kaymakam beyin hanımı ne mak için ne kurnarlıklar düşünürle kadar çok okurdu. Gülten anun tafları pek aamimi orkadaşlar da - biribisi dokduran kitaplarını merakla, “zevkle deftenine-bir kaçsatırla hislerini, ları silivermişti. şotafatlı merasimden sonra kalasında seyrederdi. Kaymakam beyin hammı şüncelerini yazarlardı. lonu resimler gösterir, bazı kitaplardan | (Arkası var)