$-1- 9036 klil ——— —— —- fe birdenbire müspet veya menfi cevap — verememişti. Dirseklerini saya dıyuııg; | — Fakat.. Sarayınıza, ne sıfatla ge- | de yerleşebilirim. | / Diye mırildanmıştı. Bu — mırıltıda, yük bir ciddiyet ve resmiyet vardı. — Ne sıfatla mı?, İsterseniz.. Zev- | iem sıfatıyla... ı İ | yr |—. İz Ve eğer.. Bu şekli kabul ederse- fiz.. Sizinle derhal izdivaç ederim. — F:lı. iyi amma, prensim.. Sizin rdeşleriniz ve akrabalarınız arasın- | bir. ccnebi kadın ile izdivaç dniıl an hiç bir prensin olmadığını biliyo- | M — Evet.. Doğrudur. Fakat - bundan uı;ıı'ı. İlk defa olarak, biz... — Hayır sevgilim.. Kendimi, bir k ağır dedikoduların karşısına ata. » Ve sonra,... — Evet ...Sonra.... Pavla, gözlerini önüne dikti. Elin-| ; Ği hi bııçıklı'lhvyvı tabağının kenarı- hafif hafif vurarak yavaş — yavı züne devam etti: b — Sonra.. Sizi gücendirmekt en kor- korka şu haftikatı da söylemek mec- riyetindeyim ki.. Garp <cphesinde, lüşman mitralyözleri altında, fedakâ- ne vefat eden zevcimin ismini ve ha rasını kalbimde ebediyen saklı : rar verdim. M MN Şehzade Ali Efendi, bir tokat ye- iş gibi sersemlemişti: -— Şu halde.. Senin sevgine.. Nasıl ümat edebilirim, Şarlot... — Haaa.. Bakınız; —bu, büsbütün yrı bir şeydir, sevgili prensim. - Sizi, ciddi, en hakik? ve bilhassa ruhuma | üyük bir zevk veren bir aşkla seviyo-| Sizi karşımda görmekten, — sizin ğınıza ait hisler ve hayaller besle- kten büyük bir zevk alıyorum. Fa- t; vaktiyle Hübiştayn şatosunda, apazın huzurunda, müteveffa zevci-| verdiğim söze ebediyen sadık kal- mecburiyetini de bir vicdan borcu rak tanıyorum... — Beni ne derece ârlık yükletmiyeceğinize eminim. — Fakat.. Şarlot.., — Bakınız, sevgili Prensim!.. Sizin şker . Müteveffa zev- imin ruhuna hiç şüphesiz ki bir azap istırap vermekle beraber, ben de şi- i sevdim, Bırakınız, bundan daha ile. i geçmiyelim... Müfrit hislere kapıl. k, ekseriya şeamet getirir. Bir kaç dakika, derin bir tüküt ile mişti... Şebzade Ali Efendi, elinde- ü sigarasının ucuyla tabaktaki külleri ze eze düşünüyordu. Pavla da, elin- leki bıçağın ucunu hafif hafif tabağa ruyor, ara sıra göz ucuyla prensin zündeki değişmeleri tetkik — ediyor- Prensin sesi, titrer gibi işitildi: — Şarlot!.. Bu ricamı reddetmemie- iydin... Şu anda, ne kadar mustarip | lduğumu bilsen.. Eminim ki; aymı <— aıyı sen de çekerdin. Pavla, başını kaldırdı. Koyu zeytin engi gözlerinin bültüm: sihiriyle, prem | in gözlerinin içine derin derin baktı, 'e sonra, tokrar gözlerini önüne di | erek mırıldandı: | O istırabı hissetmiyorum mu zan. k-*diymunıu. aziz prensim!.. Su daki- | mda — hissiyatıma — vükıf size karşı beslediğim muhabbetin derecesi. hi derhal takdir ederdiniz... Evvelâ, | hunu söyliyeyim ki; teklifinizi tama- Miyle reddetmiş değilim. | | — Sahi mi, Şarlot. | | — Şüphesiz... Ben, sadece tesmen lmn, — Evet. — Mültevaffa zevcimin bütün mu- zzez hatıralarını çiğneyerek size saf € temiz kalbimi verdikten sonra için başka fedakârlıklara da kat-' ilirim, | Hırisantos; P;vla—yı Öldürmek |I Bazı Tertibat A Pavla, tereddüt etmiş; bu mühim |cevap vermiyeyim. Müsaade — ediniz; Yazan te$ı çin lıyordu hiç olmazsa yirmi dört saat kadar dü- şüneyim. Arzunuzu yerine getirmek i- çin, belki başka bir çare bulabilirim. Şehzade Ali Efendi, derhal yerin- den fırladı. Ateşler içinde yanan avuç- lariyle, Pavlanın bir ipek yumağı gibi ellerini kavradı. — Şarlot!.. Sen; dünyadaki kadın- ların, en sevilmeğe lâyık olanısın, diye mırıldandı. * * * Beşir; aylıklarından ve aldığı — ih- sanlardan biriktirdiği parayı çıkarmış, saymıştı. Bu paranın yüz lira olabil- mesi için 35 lira noksandı. O gün sa- rayda baş ağadan izin almış; diğer sa- raylardaki arkadaşlarını dolaşmış; Be- şer onar lira ödünç alarak nihayet yüz lirayı tamamlamıştı. O gecc, gene gizlice Despinanın evine Kitmiş, parayı Hrisantosa teslim etmişti. Aralarında verilen karar mucibince, artık Hrisantos işe girişecek; şehzadeyi baştan çıkaran, zavallı zevcesinin saadetine zebir katan o fettan ve aşifte Pavlayı ortadan kaldırıverecekti. Hrisantos yüz lira mukabilinde bu işi ü- zerine aldıktan sonra, Pavlanın oturdu - ğu apartımanı öğrenmiş, göreceği işin plâ- nını tasarlamıya başlamıştı. Sık sık yaptı- ğt muhtelif cürüm ve cinayetlerden dolayı zabıta tarafından şiddetle taharri edilen ve fakat büyük bir maharetle saklanmasından dolayı bir türlü ele geçirilemiyen Hrisan - tos; gündüzleri meydana çıkmıya cesaret edemediği için bütün mesaisini geceye has- rediyor; ve plânlarını ona göre tertibe ça- lışıyordu. Ortalık karardıktan sonra, Pavlanın ika- met ettiği apartıman etrafında - dolaşıyor; bir bıçak darbesile işini bitireceği bu ka - dını karanlıkta kıştıracak bir köşebaşı ar- yordu. Fakat Pavla, geceleri pek ender sokağa çıkıyor; ve çıktığı zaman da hiç bir yere | gitmiyor; apartımanın kapısı önünden oto- mobile binerek gideceği yere öylece gidi - yordu. Aradan dört gün dört gece geçtiği hal- de Hrisantosun tetkikatı hiç bir netice ver- memişti. Buna binacn bu ücretli katil, ya- pacağı bu cinayette, tertibatını değiştir - mek mecburiyetini hisselmişti. Nihayet beşinci gece, Hrisantos, apartı- manın arka cephesini tetkike — girişmişti. Burada geniş bir arsa bulunuyordu. Bu arsanın nihayelindeki harap bir aralığın çatısı, apartımanın — arkasındaki — aralığın duvarile birleşiyordu. Buradan, — Pavlanın | ikamet ettiği ikinci kattaki dairenin balko- | nuna çıkımak ise Hrisantosa pek güç gel- miyordu. Hrisantos, o geceyi de tetkikatla geçir - Miş; nihayet ertesi gece, buradan apartı - mana girerek Pavlayı yatağında öldürme- ye karar vermişti. * Gece. Her taraf sessiz ve sakindi. Harp bulranı dolayısile tenvirat vasıtaları pek kiymetli olduğundan; bütün o muhit, de- rin bir zulmet içinde idi. Ancak bir kaç a- partımanın poencerelerinde, — belli belirsiz hafif ışıklar farkediliyor, bunlar da birer birer sönüyordu. Hrisantos, vaktin gece yarısını geçme- sini bekledi. Ondan sonra, boş arsaya gel | di. Bütün kuvvetini kulaklarına vererek et- rah dikkatle dinledi. Karanlığa alışan göz- lerile, bütün köşeleri, duvar diplerini göz- den geçirdi. Kendisini görebilecek hiç bir kimsenin bulunmadığına kanaat getirdi. Sonra.. Yavaş yavaş, o barap arabalığa doğru ilerledi. Gözlerini, Pavlanın ikamet ettiği Gairenin pencerelerine çevirdi. Bu- rası da derin bir zulmet içinde idi. Yalmız iki pencerenin tamamile indirilmiş olan per- delerinin aralıklarından — bafif ışıklar gö - rünmekte idi. edivaca taraftar olmadığımı — söyle.| — Hrisantos, bu ışıklara dikkatli dikkatli | baktıktan sonra: — Her halde; onun yatak odası, bura- si-'iirebileceğim. Fakat, içeriyi iyice görebil- | mek için, ışıklar şönmeden derhal balko- na geçmeliyim. . Diye söylendi. (Arkası var) | / SÖON POSTA JUVANTiN KANZUK Saç bo yaları e Saçların tebil renklerini iade eder. Kumral” ve siyah olarak sabit ve tabil renk verir. Ter ve yıkan- makla dahi kat'iyen çıkmaz, daima sabit kalır. Yegöne zararstız. vo tanınmış markadır. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ Böyoğlu - İstanbul ASiPİN KENAN Grip, Nezle, soğuk algınlığı ve bütün ağrılara karşı Tatlı ve kaygan olması ve terkibinde hiçbir yeğli madde bu- lanmaması ve suda hallolunması hasebile CREME SIMON H'ç bir iz bırakmaksızın temamen cilde nüfuz eder ve bu surel'e be- şerenin yumusaklığı Ve sılıhi vazi- yeli için muktezi elâstikiyetini temin eder. Tüvaletten sonra ve cild he- nüz nemli iken bergün munltazamen kullanıldıkta tene b-yazlk ve cilde yamuşaklık ve tazcık verir. Hemen kurutunuz ve pudralanınız. Her yerde satılır. SİMON KREM, PUDRA VE SABUNU aa P Denizyolları İŞLETMESİ Acenteleri: — Karaköy — Köprübapı Tel, 42362 - Sirkeci Mühürdarzade Han Tel. 22740 Mersin Yolu ANAFARTA vapuru 5 ikin- cikânun PAZAR günü saat 10 da MERSİN'E kadar. — (14) Ayvalık Yolu MERSİN vapuru 4 ikincikâ - nun CUMARTESİ günü saat 19 da İZMİR'E kadar. — (15) Karadeniz hattı kahve ocak - ları 936 senesi sonuna kadar pa- zarlık suretile kiraya — verile - cektir. İsteklilerin şeraiti öğ - renmek üzere her gün ve pazar- lık için de «400» lira teminat parasile 6 ikincikânun pazar - tesi günü saat 15 te İdaremiz İşletme şubesine müracaat et- meleril — «22» sı olacak. Demek ki daha yatmamış. O- danın önündeki balkondan kolayca — içeri Sayfa 11 —. Bir Aşk N acerası Mı? (Baştarafı 1 inci yüzde) dö eç Ka mlçören ö belli dEği Makbulenin babası merak, heyecan |zülecek ve akibeti de anlaşılacaktır. ve toessür içindedir. Ve her an kızı Sıtkı Aranıyor ::kkmd"hb" haber işitmek ümidiyle| — Orutada Sıtkı da yoktur; şiddetle a- 7 tarafa baş vurmaktadır. ranmaktadır. Bu vaziyete bakılırsa İşin İç Yüzü Karışık Sıtkı ile genç kızın birleşip meçhul bir Meuıîemy iç myıhızııedl:ıru karışık veİsemte uzaklaştıkları akla gelmektedir. maceralı görüni ir. Fakat genç kızdan iki haftadır hiç bir Bu kısmı Makbulenin babası şöyle İhaber alınamaması her türlü şüpheyi — anlatıyor: ve hattâ korkunç ihtimalleri bile hatıra — Kızımı köyden getirdim. Daha getirmektedir. İstanbula geldiği bir sene bile olmadı. Hıfzı Süleymaniyeden bir — gençtir Okuma yazma bilmez, cahildir. Fakat | ye işsizdir. Zehra ise Karagümrüklü - arkadaşları nasılsa kızımın gözünü aç-|dür. Makbulenin babasının bütün şüp- mışlar ve ayartmışlar, heleri bu iki kişi üzerinde toplanmak « Bir Mektup tadır. Ve Ahmet Özen: | Kayboluşundan bir gün sonra evdel- —— Kızımı ayarttılar. Ne olduğunu leşyalarını araştırdık ve sandığı içinde| 4, her halde biliyorlar.. Demektedir. | Hifzı adında bir genç tarafından ken -| — Araştırmalar devam etmektedir. disine gönderilmiş bir mektup bulduk. Bu mektupta Hıfzı Makbuleye: «— Ben arkadaşın Zehra ile konu - İşuyorum, Benden vaz geç. Yalnız is- tersen sana bir arkadaşımı takdim ede- yim. Onunla seviş!» diye yazmakta- dır. Zabıta memurları Hifziyi buldülar. Onda da Makbulenin bir mektubu çık- tı. Makbule de mektubunda: e— Beni babamdan isteyerek all.. Erki ZüBüye, Çütalçeşme sokağı, 28 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve zesimlerin — bütün — hakları zaşhluz ve gazelemiza aittir. Babam vermezse ben sana kaçarım.» | ABONE FIATLARI Diye yazmış.. . * 1 .s 1 İsimler Çoğalıyor södk | ay et | li Zehra kızımın arkadaşıydı. - Kızım Kr. | Er. | Kr.| Kr. Zehra ve Hıfaanın vasıtasiyle Mehmet TÜRKİYE adında bir. gençle tanışmış, onunla| 1400 1760 | 400 | 150 YUNANİSTAN 2340 | 1220 710 / 270 mektuplaşmağa başlamış.. Bunların || ECNEBİ 21'00' 11001 800 | 300 hepsi son jki aylık mesele.. | ae Ortaya bir de Sıtkı adında genç Abone bedeli peşindir. Adres Bi değiştirmek 25 kuruştur. Kızım mektuplarını Fethiye adında bir arkadaşına yazdırıp okutuyormuş.. Vak'adan iki gün önce Sıtki Makbule- ye bir mektup yazarak Zehraya, Zehra da, Fethiyeye vermiş. Fethiye de ifa- |desinde: — Bön mektübü Mâakbüleye ver - dim. Fakat okumadım.» demektedir . Bu mektubun meali anlaşıldığı takdir- Satılık İspirto ve Sıhhi Taktirat Fabrikası Türkiye Ziraat Bankasından : Boğaziçinde Çengelköy Kuleli caaddesi 5 eski 54. 56 mükerrer 54 mükerrer 54 yeni 51 numaralı bir tarafı Yazmacı Ohannis hanesi ar- sası, bir tarafı taş iskelesi bir tarafı Lebi derya dördüncü tarafı tariki âm olan ve bankamıza birinci derece ve sırada ipotekli ispirto taktirat fabrikası bina, arsa ve dahilindeki iki beton havuz, 16 adet cuva be « tonarme olarak inşa edilmiş ve ağaçla kaplanmış diğer makina tesisatı için temel betonu, su tesisatı distilâtör, rikifikatör, kazan iki baca ve boruları ve iskele, Beyoğlu altıncı noterliğince 14/3/934 tarih ve 2146 numara ile ve yine Beyoğlu dördüncü noterliğince musaddak 5/6/934 tarih ve 4291 numara ile teahhütnamelerle açılmış hesabı cari ve temi- | mat mektuplarından olan miktarı malüm borç için borçluya 22/8/935 tarihinde gönderildiği kayden müsbit ihbarname üzerine de borç tes » viye edilmemiş oldüğundan işbu borcun ihale tarihine kadar olan Ya 3 komisyon sigorta ücreti, kat'i hesap masrafı, muamele vergisi ve sair bilümum masarifile birlikte tahsili için bu borç mukabilinde bankamı- za ipotekli olup hudut ve evsafı yukarıda yazılı ve İstanbul Tapu Mü- dürlüğünün 18/9/933 tarih ve 171 cilt 81 sahife 28 sıra 2118 numaralı tapuya merbut bulunan 1365 metre murabbaı arazi üzerinde kâin: İSPİRTO ve SIHHİ TAKTİRAT FABRİKASI 1697 numaralı Zira- at Bankası kanununun hükümleri altında 15/12/935 tarihinden itiba « ren bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya çıkarılmıştır. Muvakkat ihalesi 29/1/936 tarihine müsadif çarşamba günü saat 2 den 4 e kadar İstanbul Ziraat Bankasında yapılacaktır. Teminat akçesi maktuan bin liradır. Şartname bankamız kapısına asılmıştır. (7792) Gelen curak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi Tâzımdır. Posta kutusu: 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 -— Edirne Şarbaylığından: Şehrimizin menba suları için İstanbul menba sularında kullanılan meşeden yapılmış ve pirinçten vidalı doldurma ve boşaltma kapakları olan iki benzin tenekesi su alır tahta ve çenberleri sağlam 250 - tane fıçıya ihtiyacı olduğundan vermeye istekli olanlar Edirneye teslim et « mek şartile beherini kaç kuruşa verebileceğini mektupla Edirne Şar- baylığına bildirmesi ilân olunur. (6) Sinir ve açıl D._r' BTEM VASSA basınlıkları mü'yaassısi Cağslojıu Koçı Örem apart.ması Tek 2.01) Ev. Kudı öy İW hariyo ieri sosuk Te. sIPİN - ASNt TT AA v 4 * T GKT LaNA DA GDN n Ka ae —