LA Freeman Wille Crofet Mubharriri : -63 — 3/1/938 Polis Müfettişleri Kompartımanda Bir Cinayet Tecrübesi Yapmakta | Bunlar tıpkı Belfastta çalıfıklar arasında gömülü olarak bulunan pelerine benziye - ceklerdi. Bundan sonra gene o civarda ge- mi İevazımı satan bir dükkâna girerek ge- me çalılıklarda bulunan ip merdivene ben- zer bir merdiyen ısmarladı ve derhal po - lis müdüriyetine gönderilmesini tembih et- ti Buradan da çıkınca Maklanga döne - rekt — Şimdi de Euston istasyonuna gide - ceğiz, dedi. Yarım saat sonra gene 6 numarlı Pe - rundaki yazıhanede idiler. İstanyon me - murunun kâtibi onları eski bir dost gibi karşıladı. ; Kompartiman Ve Koridor rinin peşinden koşuyorsunuz? dedi. Frenç, bu defa hademe falan arama - dıklarını, Stranraere kadar — bir yolculuk yapacaklarından ertesi akşamki — trende |- birinden diğerine geçilir iki yataklı kom - partıman tutmak istediklerini söyledi. Kâ- tp hayret etti isede Frencin dediği gibi iki kompartıman ayırdı. Bu defa Frenç gene kâtibe dönerek : — Sizden başka bir şey daha rica ede - — Gene mi yataklı vagon hademele - f diler Yataklı vagon | -demesi Pag: — İki çay mı? Başüstüne efendim!. dedi. ceğim. Bize vereceğiniz kompartımanlar, | öyle hareket etmeni — istiyoruz. Tecrübe koridoru sol tarafta olan bir vagonda ol « sun, dedi. Kâtip gene hayretten gözlerini dört a- çarak Frencin yüzüne baka kaldı. Bir müd- det sonra başını sallıyarak ve sırtarak: — Siz de mi küçük çocuğunuza işaret vermek istiyorsunuz? İşte beni de âlet elmyiniz,.. İnşallah birinizden - birinizin İrlândada katledilmeğe niyetiniz yoktur, dedi. Frencin bu şakadan pek hoşlanma - dığını sezince tekrar işine döndü. Koridorun hangi tarafta olduğunu bilme- diğini, fakat telefon edip - öğrenebileceğini söyledi. Bir müddet telefonla görüştükten sonra, koridorun, istedikleri gibi, sol tarafta olduğunu haber — verdi. Kompartımanlar vağgonun sağ tarafında olacaktı. — Frencin halihi devam ediyordu. Derhal biletleri al- dılar ve doğruca polis müdüriyetine dön - düler. Burada Frenç Maklangtan — ayrıldı ve: — Şimdilik Allaha ısmarladık Mak - lang. Bugün artık yapacak bir işimiz yok. İstediğin gibi eğlenebilirsin. Yalnız yarın akşam Stranraer trenine yetişmek — üzere Ormaby ile beni Custon istasyonunda bu- hursun, dedi. Maklang kapıdan çıkıp gittikten sonra, Frenç, yapacak iş kalmadığını söylemesi- ne rağmen, gene odasına çekilerek seçtiği Üç memuru yanına çağırdı, ve ertesi ak - şam bher birinin oynıyacağı rolü — onlara tekrar uzun uzadıya anlattı. * İp Merdiven Ertesi akşam 7,40 tan az evvel üç ar - kadaş istasyonda buluştular. Oynıyacakla- m küçük faciada Frenc Cosun ve Örmsby- için Mister Ormaby, Sir Conun kompar » tımanında; ben de yanındaki Kots kom - partımanına muadil olan kompartimanda yatacağım. Evvelce gördüğün Mister Mak- lang ta benim kompartimanımda buluna- cak, Şimdi iki kompartiman arasındaki kapının hem kilitli, hem de iki taraftan | sürgülü olmasına dikkat et. O mahut gece| ne yaplıysan, gene öyle hareket ot, Zaten hiç bir fevkalâdelik te yok ya! dedi. Pag, emredildiği veçhile hareket edece - Bini söyledi ve çekilip gitti. Frenç arka - daşlarına dönerek : — Pag, Sir Conun seyahat ettiği gece ne yaptıysa, gene tıpkı öyle hareket edeceğini söylüyor, tabii bir tecrübe — yapacağımızı duyduğu için gözlerini dört açacağına hiç şüphe yok. Eğer buna rağmen tecrübe - mizde muvaffak olabilirsek, Cos ve şe - rikleri, daha kolaylıkla muvaffak olmuş- lardır, dedi. Aksayan Bir Şey Yok! Trenin hareketine daha vakit olduğun - dan bavullarını kompartimana bırakarak, Peron üzerinde bir aşağı bir yukarı do - laşmağa başladılar. Frenç: — Şurasını da zihninizden çıkarmayı - mız ki Kots, Sir Conu iki defa ziyaret et - miştir. Bu ziyaretleri esnasında —mevhum arkadaşının ipekli keten keşfinden bahset- miş ve Sir Conu Larn tarikile Belfasta gi - dip plânları görmeğe ve muvafık bulduğu takdirde işe sermaye koymağa ikna etmiş- tir. Zemin her suretle hazırlandığı için Sir Conun tren kalktıktan sonra Kotsun bir a- | ralık gelip kendisini ziyaret etmesini tah - min etmesi de gayet tabil idi. Ne dersi - niz? Şimdiye kadar aksıyan bir şey yok ya? dedi. Ormaby ile Maklang başlarile Frenci ta Sir Conun rolünü alacaklardı. Maklan - |ttsdik ettiler, İhtiyarın bu suretle ikna edi- gin vazifesi müşahitlikten ibaret kalıyordu. Frençle Ormsbytan ellerinde küçük birer çanta vardı. Frencinkinin içinde kukule - | lebilmiş olması pek mümkündü. Frenç sö- züne devam ederek: — Şu halde meseleyi şimdilik burada talı pelerinlerin en küçüğü ile ip merdiven | Ptrakalım. Demek ki, sen, Ormsby, tren bulunuyordu. Karterle Harvi bir akşam evvel Damfrize ve Casıl Duglas istasyonunda, Tierin oto « bilirsin, dedi. Nühayat trene bindiler ve komparti - manlarına oturdular, İstasyonun birbirine mobilinin durduğu yerde — treni bekliye -| Sirift, karışık makas tertibatını geçip te yol seklerdi. Frenç ,0 gece Viktorun Malasla | “İmağa başladıkları vakit hademe Pag gö- beraber motörde — bulunmadığını, — Tierle "ütdü: beraber Casıl Duglasta bulunduğunu kuv- — Şimdi biletlerinize bal bi b vetle tahmin ediyordu. Pelerinlerin ikisini | aha Stranraere kadar rahatsız etmem, Te- de Karterle Harvi almışlardı. Frenç mo -| tekkür ederim efendim, teşekkür ederim. törün, Malace harekâtını taklit etmeğe lü- züm görmüyordu. Eğer düşündüğü doğ- ru çıkarsa, motörün o geceki harekâtı hak- kında artık hiç bir şüphe kalmazdı. Bir talih eseri olarak, yataklı vagondaki hademe, Sir Conun seyahat ettiği gece nö- betçi olan ve Frencin evvelce görüp istic- vap ettiği hademe Pagdı. Frenç onu bir kenara çekti: İki Taratfı Sürgülü Kapı — Bu gece ufak bir tocrübe” yapaca - dız; sen de bize yardım edeceksin. Öyle uzun boylu bir iş değil. Sir Conun seya - hat elüği gece nasıl hareket ettiysen gene rkası var) Yeni Neşriyat: — Holivat — Holivut'un 211 inci yeni yıl sayısı güzel resimler ve çok meraklı hik yelerle çıkmıştır. YOSMA Etem İzzet Benice “Yeni yılın kuvvetli edebi ramanı kilap şeklinde yeni çıktı. İneş'e ve eğlence ile geçmiştir. Hiç bir polis | hareket ettikten sonra, benim komparti -| Ğ Viktorla Tierin rolünü oynıyacak olan | Manına gelip seni ziyaret etmemi bekliye- | sine başlanılmıştır. SON POST Spor A kü Lik Maçları Yarın Feherbahçe, ve Şeref stadlarında Hk maçlarına devam edilecek, B takımları arasında karşılaşmalar yapılacaktır. Fenor stadı: Fenerbahçe - Eyüp, Vefa - Beykoz B takımları. Şeref stadında: Süleymaniye - Hilâl B takımları. Pazar günü de birinci takımlar arasında şu maçlar yapılacaktır: Fener stadı: Vefa - Beykoz, Fenerbahçe- Eyüp yan hakemleri: Feridun Kılıç, Samim İzmitte Maçlar *İzmit, (Özel) — Orta mektep ile, idınan yurdu arasında yapılan futbol maçı 2 - 2 be- rabere sona ermiştir. Gölcük — Akyeşil maçını Akyeşil takımı kazanmıştır. Balıkesirde Voleybol Müsabakaları | — Balıkesir, (Özel) — Teşvik müsabakala rı mahiyetinde olan mıntaka voleybol maç- atı Ali Hikmet alanında yapılmıştır. Birinci ve ikinci takımlar müsabakasını İdman yurdu kazanmıştır. Paristeki Maçta Ferenç Viyaruç 2-0 Galip Geldi Fransada turnuva maçlarına evvelki pa- zar da devam edilmiş.Kolomp — stadında #enenin en mühim maçlarından biri yapıl » mıştır. Först Viyetna ile Frenç Viyaruç takımları sıkı bir çarpışmadan sonrta oyunu Frenç Viyaruç 2-0 kazanmıştır, Yeni Güreş Antrenörü Geliyor Yeni güreş antrenörü bir kaç güne ka- dar İstanbula gelecektir. Güreş federasyonu yeni hoca geldik 4 -3 İzmit ten sonra kış mevsimi için bir çalışma pro- gramı hazırlıyacaktır. Türk milli takımı - nın, Finlandiyadan — getirilecek — kuvvetli bir takımla karşılaştırılması kararlaştırıl - miştir. Malüm olduğu üzere dünyanın en kuv- vetli güreş takımı Finlandiyalılardadır. İngilterede Lik Maçlarının Neticesi ci devresi olarak İngiltere lik maçlarının bi sona ermiştir. İlk devreyi inci 34 puvanla meşhür Sanderland takımı bi- türmiştir. 935 senesinin en hararetli maçı son ya-| pilan, Sanderland ile Arsenal müsabaka teşkil etmektedir. 5 -4 gibi mühim bir farkla mağlüp olan Arsenal, Sanderland arasındaki bu mü - sabakada 60,000 seyirci hazır bulunmuş - Ptur. arasındaki Arsenal takımında İngiltere, Almanya maçında oynanan iki müdafi, bir muavin, bir de mühacim vardır. Sanderlandda ise yalnız sağ iç oynayan meşhür galcü Korter bulunmaktadır. Emniyet Direktörlüğünün Bir Tezkeresi Son Posta gazetesinin 1/1/936 — tarihli nüshasının 7 inci sahifesinde (Heyecanlı bir | yılbaşı gecesi işıklar sönünce bir kaz kaçır « dılar) söziyle başlıyan bir yazı görülmüş - tür. Bu yazı hakiki bir vak'aya müstenit ol- mayıp bir hikâyeden ibarettir. Bu yılbaşı İstanbulda eski senelere nisbetle büyük bir vak'ası ve hattâ bir tarafta intizamsızlık bile görülmemiştir. Gazetede görülen yazının hakiki bir vak'a gibi gösterilmiş ve alâkayı bu suretle celbetmek istenilmiş bulunma « sından dolayı hasıl olan yanlış duyguyu sile mek için işin tavzihine lüzum gördüm. Keyfiyetin bu suretle gazetenize yazılma- sını dilerim. Emniyet Direktörü Salih Kılıç Boru Fabrikası Yapılıyor Şehirde yangın tesisatının genişleti- leceğini, yeni su tesisatı yapılacağını yazmıştık. Su şebekesinin yenilenme - Diğer taraftan şehirde bir de fabrika yap . lması kararlaşmıştır. Bu fabrikanın tesisi için bir İtalyan firması ile yapılan temas yarım kalmış- boru Yarınki Ve Pazar Güıı-W Tala. Şeref stadı: Katagümrük « Kasızapaşa, | Ortaköy - Anadolühisarı, — Süleymaniye - Hilâl, . |Smarkovski, her şeyin bittiğini, borçların ö- | HIKAÂYE Yııun.: Ragıp Şevlk — | İvan Smarkovskinin Ölümü İvan Smarkovski Rus manastırından içe- Fi adımını atar atmaz, birdenbire duvara | dayanarak derin bir nefes aldı. Sulu, ber- | bat bir yağmur yağıyordu. Pis sokakların çamurları kabarıyor, çünkü saçaklı dam - İlardan, oluk halinde sular akıyordu. İvan Smarkovski, içine kadar işliyen bu soğuk yağmurdan kurtulmuştu. Fakat mer- divenleri nasıl çıkacaktı, koltuğu altında - ki yarım okka ekmeği, yüz paralık peyniri nasıl yukarıya kadar taşıyacaktı?. Aşağı |kattan bir kapı açıldı ve sarı, tatar yüzlü bir ihtiyar, İvan Smarkovskiye seslendi: — Pajesti general!.. No haber?.. Yağ- mur fena bastırdı, değil mi? dedi. İhtiyar general «Hı, ha der gibi ba - şını salladı, sonra ağır ağır yürüyerek mer- divenleri trmanmağa başladı. * İhtilâlden sonra, İvan Smarkovski Kı -« rımdan Türkiyeye kaçabilmişti.. Elinde a- vucunda epeyce parası da vardı.. Fakat karısı Nadya uslu durmamış, Kremlin 1a- rayındaki debdebe ve darattan bir kanş| ayrılmamıştı. Şişlide büyük bir apartıman | tutmuşlar, kendilerile beraber kaçan uşak- ları, vekilharçları yanlarına alarak — keyif sürmeğe başlamışlardı. Nadya çılgıncasıma eğleniyor, işgal ordularının zabitlerile dü- şüp kalkıyor, sabahlara kadar eğlenceler- den, balolardan, çaylardan kurtulamıyor- İti Servet yavaş yavaş tükeniyordu. Gide « nin yerine bir santim bile gelmiyordu. El - deki mücevher artık dibini — gösterli Karısı, İvan Smarkovskinin nasihatlerine Kulak asmıyordu. içinde gâh fare kapanları satarak, kâh kü- çük heykeller, resimler, çocuk oyuncakları yaparak geçindi.. Kış gelmişti. Kâğıt pencereler yağmu « E L ; 'JH ğa başlamıştı. Buz gibi 30 ::dı wardı. İhliyar İvan mangalı yakmak için davrandı, fakat kömürün yokluğunu mcı acı hatırladı.. Açtı.. Buna mukabil, bir lokma ekmek bile yiyemiyordu.. ! Pencereye yanaşarak, hazin hı::ı :.“ yağmura baktı ve güldü: Şimdi - tersburgta yağmur yağıyor mu?.. Kremlin sarayı karşısmdaki büyük meydanda ço « cuklar bağrışıp oynaşıyor muydu? Acaba orada kar müa vardı?.. Zavallı Nadyal. Kim bilir o da ncrede böyle aç, aleşıiz V€ zavallı kalmıştı?.. İvan Smarkovski elini ağır ağır gözlerik me götürdü ve parmakları ulandı: — Yağmur olacak dedi.. Ben ağlamı « yorum.. İşte dışarıdan, karanlık koridorun niha- yetinden bir Kafkas şarkısı geliyordu. İvan Smarkovski ağır ağır, sürüklenerek kat çılgın Nadya bir türlü kanmıyor: — Kahrolsun Kerenskit.. Göreceksin!. Kışa Rusyaya döneceğiz!.. Bize, Aristokra: siye Rusların ihtiyacı var, merak etme!. di- yordu.. Fakat bir sabah parasını hesap eden İvan denmesinden sonra, bu mükellef apartıman- dan çekilip gitmek Mem geldiğini amladı.; Fakat bunu: gururuma yediremiyordu.. Ba- husus karizmın güzünden — düşmek İstemi yor, senelerce göğsünü kabartarak Krem- Ba saraylarında, Petresburg - caddelerinde gezen cenerral bu bali âdeta bir ölüm te » lâkki ediyordu. Nihayet bir gece sabaha karşı apartıman- VTERİN SAT Trün Yenarkoraki bir d ha geri dönmedi. Karıs da buna marak eti memişti.. Zaten birbirlerini hiç sevmezlerdi.. | Birbirlerliden üyriümamaları sirf bir'arle. < tokrasi premsib idi. İvan Samükooviki o ge - ce sabahlara kadar sokak sokak - dolaştı. Sonra, ağır ağır Galat'a sokaklarına saptı ve ceki loşla arkadaşlarından birini, yasına sığındı. Seneler “ geçiyor, ceneral İvan Smnar -| buru kovski, mükellef kaputile beraber solu -| Fakat... yir, gölürede Yük 'W İ İbtiyar ceneral bunları düşünmek bile - lâzımdı. Evvelâ bir gazinoya garson girdi. 'emedi. Sanki ne faydası vardı.. O yaşa> Fakat gazino sahibi ona abıyıklarını, sa -| Mak istiyordu.. Daha çok yaşamak ve an- kallarını kanıtl.» dediği için duramadı, Sak Rusyada, Rus havası içinde ölebilmeli çıktı. Gene bir gün bir lokantada eeki silâh | SİR Yaşamak... arkadaşlarından, hem de küçük rütbeli bi-| — YöYat yavaş yatağına uzandı ;:':ı_ tile göz göze geldi ve bir kaç saniye son- | "nı dinledi. Bu sefer würükülü bir poli ra, lokantanın arka kapısından kaçtı.. Her| aslamıştı. Dötemeler güm güm ötü an, içinde bir ümitle yaşardı. Rusyadan Y9" çılgın bir Rus havası, M—' he gelen baberleri can kulağile dinler, «göç, | Mabyordu.. Bu bava onun içinde K Ha g, |fırtınalar yarattı.. Bir anda bütün o buzlu Iı:ddl!. dl:.wmıcd———duıpmın dardı ille dolan R O sırada Petersburgda türlü karışıklık -|» Petersburg sokaklarını, mavi Volga kı- hrohyoıdu.ÇuNlolıhihm,y.y’lmlhnıınhniw_M—d hükümet erkânile zindana atılmış, dahiliye "i? Parl parıl yanan salonlarında, nazırı Protopopof, Kerenskinin d;,._i_eoık-bhnınw—dıhq—q—h. kapanarak: nasıl sıçrıya sıçrıya, çizmelerini öttüre öt- — İhtilâlin adaletine teslim oluyorum!. türe döne döne oynarlardı?.. K : İvan Smarkovski halinden hiç ümit e- diye yalvarmıştı.. Menşevistlerle Bolşevik- n ir b h ğa kalktı ve ka ler arasında kızılca kıyametler kopuyordu. dilmiyen bir NS Petersburg sokaklarında — «Zafere kadar |P? ıçıfılı. .yııdıldodıl-d-ıüıım ::l-.. harp!.» «Kahrolsun harpl.» diye birbirine | * Geniş ve loşça salon bir kaç h zit avazlar kopuyor, amele, köylü, asker, ııqıu..Hıpıldıçıl._ııhk—!.ıH. burjava durup dinlenmeden kaynaşıyor. | "üYorlar, köşede kör bir ihtiyar - sallana du. lar yılıydı.. Kiliseden kiliseye gidiyon, dört atlı muhteşem kızak arabası Peters. burg sokaklarında haşmetle dolaşıyordu.. sallana akordiyon çalıyordu. cudile deli gibi, çılgın gibi dönmeğe, zıp -« lamağa, topuklarımı — birbirine — vurmağa başladı. Başındaki şapkayı bir kenara at mış, uzun, yağlı saçları omuzlarına dökül- müştü. Salondakiler hayretle konara çekik * 4 Fakat ne fayda ki, ceneral İvan Smar. Mib ena - baekiyorlardı. -Kör akor f"“'"_' İ v y . | durmadan çalıyor, kovski bütün tepinip dövünmelerinden bir bea, K el ni Asndlüni 4 madan dönüyordu.. Bir aralık ceneral an- geçti. Türkiyede do emaperyalat — Başlara| 79 dikildi. Elini karıma bastıdı.. Türek, soğuk gözlerile bir iki etrafa bakındı ve karşı ihtilâl koptu. Kan, can ve mâl eman | * Ka G 'a ahtapot kolları bir anda' kesilip koparıldı| ""denbire yüzü koyun yere kapaklandi. ve bu defa, ihtiyar ceneral, Biraz daha * madığını, kendisine sadık Kazaklarla ne - den bu anarşist unsurları ezmediğini dü- Hünüyor, düşünüyor, olduğu yerde tepi - niyordu. tır, Şimdi başka firmalarla temasa ge- çilmiştir, ıçlhılh.b'ındılıidyı—ohıü. 'Türk topraklarında yürüdü, Türk halkı böyle ölmüştü.. ; — HKT İ YAYAY HAŞ AA GAĞA ĞŞT LA UAO S LO — N